22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 E Y L O L 2005 PERŞEMBE +CUMHURİYET SAYFA J v LJ JLi Jİ LJ İ V kuttur@cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCl Tarihi dokuyla birlikte halkın ekonomisini de 'gözeten' bir toplumsal turizm projesi 'Kentsel SÎT' pansiyonları'TurLzm' denıhnce, ne yazık kı akla önce 'kültürel vc çevresel tahribat' geliyor. Bunun nedeni ise özellıkle 1980 sonrasmdakı 'turiz- mi teşvik' adına yürütülen 'tarihin ve doğa- nın arsa niyetine ve imar rantına kurban edi- lerek kullanılması'. Oysa_ uygarlıkvedoğamırasımızı 'harcaya- rak' dejğıl, koruyarak ve gehştırerek hem ken- dimize, hem de konuklanmıza 'yaşanılır ve kimlikli' bır Türkıye sunmamız mümkün .. Bu hedefe «laşmada en önemlı olanak ıse 'tarihi kent da»kulan'nda. Ancak, bunun ıçın yola çıkarken aynı mıra- sın 'kuşaktan kuşağa yaratıcıları" olan asıl sahıplermı 'dışlayarak', yerel halkın zamanla uzaktan baktığı'turistiktarihi bölge'leryarat- manın d a 'kfiltüre ve topluma saygılı' bır tu- rizm yaratmayacağını öraeklerle görmekteyiz. Bu anüamda öncelik venlmesı gereken temel ilke, eski keat dokulannı 'halk'la bırhkte ya- şatırkeı» 'turizm'le de buluşturmak, yanı, tan- hi çevreTiın sakınlennı tunzmde 'seyirci' değıl, 'ev sahibi' kılacak bır uygulamayı gerçekleş- tırebilrnek. Kentl ve halkı gözetmek Nıtekim, Tanhı Kentler Bırlığı'nın geçen ma- yıs ayındakı 'kültür ve turizm' temasıyla ger- çekleşen 'Muğla-Milas Buluşması'nda şu çağ- nyı yap-mıştık. "Tarihi kentlerde temel turizm politikası olarak eski evlerde aile pansiyonculuğu dev- letin restorasyon ve donanım desteğiyle de başlatılmalı ve yaygınlaştırılmalı: ailelerin buna yönelik örgütlenmesi ve konaklama or- ganizasyonu ise beledivelerce yapüarak tur firmalarmca programlarına alınmahdır." Bu sözlenn, 'proje' olarak açıhmı ıse sade- ce Muğla ıçın değıl, ılgısızlıkten kurtulma>ı bekleyem tüm kentsel SÎTlerimiz için geçerlr Işte ö»zeti: 1- Belediye'de 'kent turizm' bürosu: llk adım ol arak. yabancı dil bilen ve tunstler ıle es- kı evlenınde konuk ağırlamak ısteyen SlT sakin- len arasındaki ilışkılen kurabılecek elemanla- nn görev yapacağı, 'belediyeye bağlı bir bü- ro' kurulmalı. Bu buro. yenı yasalaşan 'konı- ma, uygulama ve denetim bürolarryla da (KUDEB)ılıntılıolmalı. 2- Pansiyonculuk başvuruları: Yaşadıklan ya da yaşattıklan SlT alanındakı eskı evlennın bır bölümünü 'pansiyon turizmine" açarak, bedeh karşılığında konuk ağırlamak ısteyenler, büroya kayıtlannı yaptırarak 'projeye ortak' olacaklar. Bu kaydı yaptırmayanlann evlerine. tunzm konaklama hızmeti ve olanağı sağlanma- yacak. 3- Bakanlık desteği: Bu projeye ortak olmak 1 ûzere başvuranlann pansiyon turizmine aça- caklan evlerde gerekebılecek onanm ve tefriş- donanım gıderlennı karşılamak üzere. Kültür ve Tunzm Bakanlığı, yuıe belediye aracüığıy- la, uzun vadeh, düşük faızli kredi vermeli. Kredı miktan, Koruma Kurulu'nca uygun gö- rülen onanm ve tefriş projeleri üzerinden çıkar- KONUKLARI KÜLTÜRLE AĞIRLAMAK Antakya sokaklarında halk ve turistler birlikte yaşamalı (solda); Ağırnas'ta Mimar SinaıTın anılarını yansıtan evler (üstte büyük); beş yıldızlı otel değil, Gaziantep Konağı (üstte küçük). tılacak keşıfle belırlenebıhr... 4- Mimarlar Odası desteği: Kentteki mı- marlar Odası bınmlen ıle belediye (büro) sade- ce bu projeye ait olmak üzere 'SİT alanı pan- siyonlan-proje ve danışmanhk birimi' kura- bilirler. Bu bınm, proje ortaklannın evlerinde- ki onanm ve tefhş projelerinı üretebılır ve alı- nacak lcrediler için gereklı metraj-keşıf dosya- lannı hazırlayabılir. Aynca, uygulamalar da aynı bırim ve KUDEB "ler tarafindan denetlen- meh. 5- TÜRSAB ve ÇEKÜL desteği: Tarihi kentlere tur düzenleyen firmalar ile beledıyeler arasında ılışkiyı kurmak için TÜRSAB, ev sa- hıplenyle kentın tanhsel ve doğal mirası hak- kında eğitim çalışmalan yapmak ıçın de ÇE- KÜL, bu projeye destek vermeliler. SlT pansı- yonlannda konaklamayı da içeren tur program- lannı düzenleyecek finnalarla büro anlaşarak, proje ortağı evlere yerli ve yabancı tunstlenn yerleştinlmesı tek bır merkezden (bürodan) ger- çekleştirilmeli. Konuklar ıçın düzenlenecek kültür ve çevre etkınlıkleriyle de bu projeden yararlanacak tunstlenn 'bilinçli ziyaretçiler' olmalan sağlanabılır. 6- Bağımsız turistler: Kentsel SİT pansi- yonları. doluluk durumlannı her gün büroya bıldırdıklerinde, tunstler de 'uygun' evlere yönlendınlebılecektir. 7- Denetim ve tarife: Bu projeye bağlı kent- sel SÎT pansiyonlannın kalite ve hizmet dene- timlerinı de büro üstlenmelı, pansiyon ücretle- nyse belediye meclısı tarafindan belırlenmeh. 8- 'Büro'nun finansmanı: Yukarda ozetle- nen hızmetler ıçın gereklı teknık personel, ekıp- man vb gıderler, kentsel SlT pansiyonlannın büro kanalıyla ağırlayacaklan konuklardan ala- caklan ücretler üzennden bellı orandakı 'pro- jeye katkı paylan' ile karşılanabılır. Nasıl başlanacak? Uygulamaya başlanması için, yukarda görev ve katkılan tanımlanan kurumlar, aralannda aynntılı bır 'proje ortaklığı protokolü' yap- malılar. Oncelıkle belediye - Kültür ve Turizm Ba- kanlığı - Mimarlar Odası birimleri ve TÜR- SAB "ın ımzalan bulunması gereken bu proto- kol, aynı zamanda projenın 'anayasa'sı olma- lı Bır yandan koruma altındaki evlenn onanm- lan sağlanırken, bir yandan yerli ve yabancı konuklarla birlikte daha uzun yıllar aynı kım- lıklenyle yaşamalan güvenceye alınmalı. . Evet.. Özellıkle Tarihi Kentler Büiiği'ne uye olan beledıyeler, tanhı kent dokulannda- kı korumamn 'rurizmle' de desteklenmesını ıstemekte, Kültür ve Tunzm Bakanlığı'nın ulu- sal tunzm politıkasında bu beklentıye öncelik vermesini dilemekteler. Türkiye"nın turizm potansıyelını, 'doğaya ve tarihe arsa gözüyle bakan' çok yıldızlı otellenn ve tatil köylennin tekelinden kurtara- bilmek için, 'kentsel SİT'lerdeki ev sahiple- rini' kültür turizminin pansiyonculan kılmak gerekıyor. FaikErtener, DTBaş Rejısorluğu ne atandı.j ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) tstanbul Devlet Tıyatrosu yonermenlerinden Faik Ertener, Devlet Tıyatrolan (DT) Baş Rejısörlüğü'ne atandı. Ertener, dün yaphğı yazılı açıklamada, Cumhuriyetin en köklü kuruluşlanndan biri olan Devlet Tiyatrolan'nm, her dönemde üstune düşen görevı yerine getirdığını ve Türkiye'nin her köşesine ulaşmayı hedeflediğını büdırdı. Sanatçılar için en önemli makamın sahne olduğuna değinen Ertener, şunlan söyledi: "Devletin devamlıhk ilkesini benimseyerek, genç arkadaşİann önünü açarak, ustalanmızın deneyimlerinden yararlanarak bu amaca ilerlemekte kararhyız. Devlet Tiyatrolan, aydınlık Türkiye'nin kültür ve sanat, demokratik, laik ve Cumhuriyetçi tavnnı her zaman ön planda tutan yapısını koruyacaktır. Biz; sanatçısı, teknik personeli ve tüm çalışanları ile Devlet Tivatrolan'nı Cumhuriyetimizle birlikte yaşatacağız." 4O'ı aştan oyun ydnettt 1952 yılında Van'da doğan Ertener, profesyonel tiyatro yaşamına 1972 yılında "Kenterler"de başladı. 1976 yılında Ankara Devlet Konservaruvan Tiyatro Bölümü'nü bitiren Ertener, 1979 yüında Istanbul Devlet Tiyatrosu'na gırdı Bırçok oyunda oyuncu, yönetmen yardımcısı ve yönetmen olarak görev alan Ertener, yurtiçi ve yurtdışında 4O'ı aşkın oyun yönetti Ertener, 1999- 2000 tiyatro sezonunda da tstanbul Devlet Tıyatrosu'nda müdürlük ve sanat yönetmenliği yapmıştı. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bir lürk Tıyatrosu' Ne Zaman Olur? (2) Geçen haftaki yazımın başındaşu soruyu sor- muştum: "...yapılabıldiği kadanyla, günümüzde bu ülkede tiyatro sanatı adına yapılanlar, ne tiyat- rosudur..." Hemen ardından da, konumuz bakı- mından giriş sayılabılecek şu saptamayı yapmış- tı m: "Bir ülkede ya da toplumda tiyatro adına ya- pılanlann o toplumun tıyatrosu olması, olabilme- si başkadır, o ülkede şu veya bu ölçüde bir tiyat- ro etkinliğinin bulunması başkadır... Bir ülkede bir tiyatro yaşamının bulunması, beraberinde mutlaka orada o ûlkenin tiyatrosunun da yapıldı- ğı sonucunu getirmez." Bu bağlamda, Alman tiyatro tarihçısi Prof. Dr. Erika Fischer-Lichte'nin 'Drama'nın Tarihi-An- tikçağdan Günümüze Tıyatroda Kimliğin Evrele- ri' başlıklı eserınden yola çıkarak belirtilmek ıs- tenen, şuydu: Bir ülkede yapılmakta olan tiyat- ronun aynı zamanda o ülkenin tiyatrosu da sayı- labilmesinin birincil koşulu, bu tiyatronun, en ge- niş anlamda olmak üzere, o ülkenin toplurnunun yaşamını yorumlaması, dolayısıyla o toplumun kültüründen yola çıkmasıdır. Bugün bır Ingiliz, Amerıkan, Italyan, Alman veya Fransız tiyatro- sundan söz edildiğinde, bundan anlaşılan o ül- kelerde de bir tiyatro etkinliğinin bulunması de- ğıl, fakat o toplumlardakı tiyatro uygulamasının o toplumlann kültürel kimliğinin bir yorumlayıcı- sı niteliğinı taşımasıdır; başka deyişle, o toplum- lann kültür tarihi boyunca toplumsal ve bireysel kimliklerı, hem olan'ı, hem de olması gereken'iy- le, sahne sanatının olanaklarıyla araştırabilen ve sergileyebilen bir etkinlik niteliğinı taşımasıdır. Bir toplumdaki tiyatro etkinliği böyle bir yöne- lim sergılemedığınde, sahnelerıne birincil olarak ve eleştırel bir tavıria yaşamın ve dünyanın ken- dı ıklimındeki algılama ve yorumlama biçimlerini getirmedığınde ortaya çıkan sonuç, bu tiyatro etkınlığı ile o toplum arasında kaçınılmaz bir ya- bancılaşmanın ortaya çıkışıdır. Böyle bir durum- da tiyatro sanatı, o toplumun insanlarının kültür dılini konuşurolmaktan çıktığından, birdüşünce boyutu olabilme şansını da yitırmektedir. Değerlı tiyatro araştırmacımız Prof. Dr. Sevda Şener, 'Gelişim Sürecinde Türk Tiyatrosu' adlı eserinın hemen başında, 'Tiyatromuzun Kendi SesiniArama Süreci' başlıklı bölümde şu önem- lı saptamalan yapar: "Bugün tiyatro yapan sanat- çılann birikimi içinde kendi kültürünün ürünleri olduğu kadar, Batı sanatının klasik ve modern ürünleri de vardır. Sanatın bu uluslararası boyu- tunu yadsıyamayız. Sanatçı evrensel boyutlar içinde düşünür, düşler, tasariar, gerçekleştirir. Oz- lenen sentez çoğu kez kendilığınden olur. Bu sü- reç içinde sanatçının doğal yaratma gücü yanın- da bilihçlı araşrırma çabası da yer a/ır (Vurgula- ma bana aittir A.C.)." Burada, sanatçının doğal yaratma gücüne ek olarak variığı gerekli görülen bilinçli araştırma çabası, hangi hedefe yönelik- tır? Elbette kendi kültürüne ve alıntıda da sözü edıldığı gibı, o kültürün ürünlerineyöneliktır. Baş- ka deyişle yönetmeniyle, oyuncusuyla vb. tiyat- ro sanatçılarının tümü, kendi kültürlerinin edebi- yatıyla, düşünme biçimleriyle, toplumsal gelişme süreçleriyle sürekli haşır neşir olduktan sonradır ki gerek kendi kültürlerini, gerekse o kültürden kaynaklanma kimlikleri yeterince çözümleyebile- cek ve yöresel-evrensel sentezinin harcına kata- bileceklerdir. Sevda Şener, andığımız bölümde saptamalarını şöyle sürdürüyor: "özellikle ülke- mizde iki ayn tür sanat birikiminden yola çıkılarak yeni birşeyler üretilmeye çalışıldığında gelenek- sei sanatlanmızın özellikleri ile Batı sanatının ayı- ncı nitelikleh arasındaki aynmı ve benzehıkleri görmek, bu iki kaynaktan bir arada nasıl yararla- nılabileceğini düşünmek, buyolda deneyler yap- mak gerekmiştir..." Bu gerekliliğin kaynağı, kendi geleneksel sa- nat ve kültür birikimimiz yeterince edinilmeden ve umursanmadan Batı tiyatro sanatına yönel- meye ve o tiyatronun biçimleriyle çalışmaya kal- kışmanın, ortaya bize ait bir tiyatro değıl, ancak taklit ürünler çıkarabileceği olgusunda yatmak- tadır. Konuyu haftaya sürdüreceğiz. e-posta: ahmetcemalra superonline.com acem20(a hotmail.com ÜZELJMAÇ UEFAKUPASI GALATASARAY TROMS0 l.TURRÖVANŞI BU AKSAM 19:45 ÜYÜKHEYECAN ı DÜNYAGENÇLER FUTBOL ŞAMPİYONASI TÜRKİYE BREZİLYA CANLI YARI FINAL BU GECE 03: CANLI www.ntvmsnbc.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle