17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yarının adamı Prof. Dr. Metin Özata, "Mustafa Kemal Atatürk, Bilim ve Üniversite" adlı kitabında Atatürk'ün 1937'de Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu ya yaşam felsefesine ilişkin söylediği sözleri alıntılamış: "Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillehn variığı, şerefi ve saadeti için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken 'Benden sonra gelecekler, acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?' diye bile düşünmemelidir. Hatta en mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır." Metin özata, aynı sayfaya Enver Ziya Karal'ın Atatürk'e ilişkin değerlendirmesini de almış: "Atatürk, yeni bir fikir, yeni bir ahlak ve yeni bir ülkü adamı idi. O, yannın adamı olmak istemişti. Yannın adamı oldu. Yannın adamı olmakta devam ediyor ve yannın adamı kalacaktır." Atatürk'ün zamanın içinden gelip bize ulaşan insancı sesini örtmek isteyenlerin vızıltısı bugün baskın çıkıyor olabilir. Ama bugünün bir de yarını var. Yann, hep olacak... ISIK KANSU Hastanede sözde reform Sözde sağlık reformu sonucu SSK hastaneleri Sağlık Bakanlı- ğı'na devredildi, ne oldu? Bu sorunun yanıtlannı, Dicle Üni- versitesi öğretim görevlisi Rojan Arcak, TTB DiyarbakırTabip Oda- sı Başkanı llhan Diken ile Pratis- yen Hekimlik Derneği Diyarbakır Şubesi Genel Sekreteri Nevruz Gürceğiz'in yaptıklan bir araştırma- ya bakarak bulmaya çalışalım: Araştıımanın evrenini, Diyarba- kır Sur Devlet Hastanesi, Şanlıur- fa Bahklıgöl Devlet Hastanesi, Si- irt 50. Yıl Devlet Hastanesi, Batman Petrol Devlet Hastanesi, Mardin Yenişehir Devlet Hastanesi'nden seçilen 247 sağlık personeli oluş- turmuş. Daha önce SSK hastane- lerinde görev alan 74 hekim ve uz- man hekim, 108 hemşire ve 65 ida- ri personel ile yüz yüze görüşme- ler yapılmış, sonuçlar değerlendi- rilmiş... Sonuçlan biriikte okuyalım: Tüm çalışanlara "Devirden son- ra toplam iş yükünüzde artış oldu mu" sorusu sorulmuş, yüzde 82'si "Evet" yanıtını verirken yüzde 92 ile hemşire- ler iş yükü en fazla artan sağlık perso- neli olarak bulunmuş... İş yükünün hangi konularda arttığı in- celendiğinde ilk sırayı bürokratik işlem- lerin fazlalaşması, ikinci sırayı hasta sa- yısının artışı almış. Ameliyat sayısının artması ve iş saatlerindeki artış, şikâyet edilen diğer konular olmuş. Hastalann fiş alırken yaşadığı zoriuk- lar sorulduğunda, tüm sağlık persone- linin yüzde 69'u bu konuda sorun ya- şandığını ifade etmişler. Araştırma yapılan hastanelerde çalı- şan sağlık personelinin yüzde 52'si ec- zanelerden ilaç almada hâlâ sorun ya- şandığını ifade ettikleri halde yüzde 74 oranda ilaçlann bu yeni sistemle alını- şını desteklemişler. Hastanelerde izin düzenlemelerinde hâlâ sorun yaşandı- ğı ve çalışanlann yüzde 66'sının bu fikre katıldığı ortaya çıkmış- tır. Malzeme alımlannda sorun yaşandığı belirlenmiş, perso- nelin yüzde 72'si bu konuda şi- kâyetçi olmuştur. "Aldığınızûc- retten memnun musunuz" so- rusuna yüzde 82 ile çoğunluk olumsuz cevap vermiştir. Tüm çalışanlann yüzde 68'i performansa dayalı ücretlen- dirmeye karşı çıkmış, meslek gruplanna göre karşılaştırma yapıldığfnda hemşireterin perfor- mansa dayalı ücretlendirmeye daha fazla karşı olduğu belirlen- miş. "Kendinizi Sağlık Bakanlı- ğı'nın asli unsum olarak görü- yormusunuz" sorusuna yüzde 59 oranla sağlık çaiışanlannın çoğu olumsuz cevap vermiş, meslek gruplanna göre herhan- gi bir fark bulunamamış. Tüm sağlık çaiışanlannın ge- leceğe yönelik kaygılan sorul- duğunda, ilk sırayı hastanedeki işleyi- şin mevcut politikaJardan etkilenebile- ceği alırken, bunu meydana gelebilecek kadro değişiklikleri izlemiş. Yönetim sis- temi ve hiyerarşideki değişiklikler diğer bir endişe konusu olurken alışılmış has- ta profilinin değişmesi ve ileride yapıla- bilecek özelleştirmeden duyulan kaygı son sıralan almış... Sözde reform için aynca bir yoruma gerek var mı? Şartın içini boşaltmak Pek özgürlükçü ve pek AB'ci AKP iktidan, iş emeğin haklarına gelince pek çekinceli... Belediye-lş Sendikası uzmanı Mehmet Ali Candan, Meclis'te epeydir bekleyen "Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartrrun onaylanmasına ilişkin tasanyı irdelemiş ve tasanya göre şartın çeşitli çekincelerie onaylanmasını öngördüğünü belirlemiş... Tasan ile örgütlenme hakkına, toplupazariık hakkına, çalışma koşullannın ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkına, yaşlılann sosyal korunma hakkına ilişkin maddelerin tümüne çekince konuyor... Sözgelimi AKP iktidan, "Yaşlılara iyi bir yaşam sürmeleri ve kamusal, sosyal ve kültürel yaşama etkin olarak katılmalarına olanak sağlayan yeterii kaynaklan sağlamayı taahhüt etmek"ten kaçınıyor. Dahası, şartın "18 yaşın altındaki çalışanlara (yani çalışan çocuklara) yılda en az dört haftalık ücretli izin hakkı tanıma" hükmüne bile çekince koyuyor. Yaşlıların ve çocuklann haklanndan bile çekinene "özgürlükçü" denir mi hiç? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YDLMAZ ŞÎPAL İşçi Sigortasından 'Sosyal Sigorta'ya Türkiye'de sosyal güvenli- ği sağlayan yasalann temeli, günümüzden 70 yıl önce, 15 Haziran 1936 (bin dokuz yüz otuz altı) tarihli Resmi Gaze- te'de yayımlanan 3008 sayılı "îş Kanunu" ile atılmıştır. 3008 sayılı İş Kanunu'nun "Sosyal Yardımlar" başlıkh 100. maddesı ile: "Iş hayaünda, 'iş kazalany- la mesleki hastahklar', 'ana- hk', Uıtharük', işten kalma\ 'hastahk' ve 'ölüm' halkrine karşıyapüacaksosyalyardım- Iar"ın devlet eliyle düzenlen- mesi ve yönetilmesi öngörül- müştür. 3008 sayılı Iş Kanunu'nun İ01. maddesi ile aynca "İşçi Sigorta İdaresi" kurulması önerilmiş ve günümüzdeki sosyal güvenlik sisteminin ya- pısı da oluşturulmuştur. "tşçiler, îşyerlerine aünma- lan ile beraber kendiüğinden sigortalı olıuiar." Yasada si- gortalı olmak hak ve yükü- münden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği vurgulan- mıştır. 1936 yılında, 3008 sayılı îş Kanunu'nun 100. maddesin- de öngörülen sosyal yardım- . lan sağlayacak "Işçi Sigorta ldaresi''nin kurulabümesi için, 1939 'da başlayan Öcinci Dün- ya Savaşı'nın bitimi beklen- miş ve 1945 'te savaşın birme- sinden sonra, 4792 sayılı "tş- çi Sigortalan Kurumu Kanu- nu", 9 Temmuz 1945 'te kabul sdilerek, 16 Temmuz 1945 günlü Resmi Gazete'de ya- yrmlanmışve 1 Ocak 1946'da yürürlüğe girmiştir. Böylece, "tş hayaünda tür- lü haDere karşı ilgili Sigorta Kanunu hükünıkrini uygu- lamak üzere tşçi Sigortalan Kurumu" kurulmuştur. 7 Temmuz 1945 günlü Res- mi Gazete'de yayımlanan, 4772 sayılı "tş Kazalanyla Meslek Hastahklanve Analık Sigortalan Kanunu" yayım- lanmıştır. Bu yasa, 3008 sa- yılı îş Kanunu kapsamındaki "sigortah sayılanlar" ile "ga- zeteciler ve gemi adamlanna, iş kazalan, meslek hastahkla- n ve anahk haDerinde" uygu- lanmaya başlamıştır. 10 Ocak 1950 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan, 5502 sayılı "Hastank ve Anabk Si- gortası Kanunu" da sosyal gü- venlik sistemine katılmıştır. 8 Haziran 1949 günlü Res- mi Gazete'de yayımlanan, 5417 sayılı îhtiyarlık Sigorta- sı Kanunu ile îhtiyarlık Si- gortası uygulamasına geçil- miştir. Bu kanunla: "İhtiyarlık ayuğmdan ya- raıianabilmek için: a) 60 yaşım doldurmuş ol- mak, b) En az 25yıldan beri sigor- tah bulunmak. c) En az 5000 günlük thti- yarhk Sigortası primi ödemiş obnak" koşulu getirilmiştir. 13 Şubat 1957 günlü Res- mi Gazete'de yayımlanan 6900 sayılı "Maluliyet, îhtiyarhk ve Ölüm Sigortalan Kanunu" 1 Haziran 1957'de yürürlüğe girmiş ve 5417 sayılı Ihtiyar- lık Sigortası Kanunu'nu da yürürlükten kaldırmıştır. Sosyal sözcüğü ile türevle- rini özgürce kullanmanın, in- sanın başuıa "bin bir bela" açtığı 1950'li yıllarda, bugün- kü "Sosyal Sigortalar Kuru- mu"nun ismi, "tşçiSigortala- n Kurumu" idi. "27 Mayıs 1960 Devriıni" sonucu, Türkiye'nin aydınlık ve değerli bilim ve hukuk adamlannın hazırladığı, dev- rimci, sosyal içerikli ve çağ- daş 1961 Anayasası ile "sos- yal'' sözcüğü, laik Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda yer almıştır. "Cumhuriyetin nitehkleri Madde 2: Türkiye Cumhu- riyeti, insan haklanna ve Baş- langıç'ta belirtikn temel ilke- lere dayanan, miIE, demokra- tik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." 1936 yılmda 3008 sayılı îş Kanunu'nda öngörülen "Sos- yal Yardımlar" uygulaması bu kez, 1961 Anayasası 'nın 48. maddesi ile "Sosyal Gü- venlik" başlığı ile getirilmiş- tir. "Sosyal güvenlik Madde 48: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal si- gortalar ve sosyal yardım teş- Idlâö kurmak ve kurdurmak de\ letin ödevlerindendir." Anayasanın 48. maddesin- de öngörülen sosyal güven- lik hakkını sağlamak üzere, 1965 yılında işçi, gemi ada- mı ve gazetecilerin sosyal gü- venliğini sağlayan ve üç ayn yasa (4772 sayılı îş Kazalan ile Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu, 5502 sayılı Hastalık ve Ana- lık Sigortası Kanunu, 6900 sayılı Maluliyet, îhtiyarlık ve Ölüm Sigortalan Kanunu) yü- rürlükten kalkarak, yerini tek bir yasaya, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na bırak- mıştır. 2005 yılında, Sosyal Sigor- talar Kurumu 40 yaşını doldur- muştur. 506 sayılı Sosyal Si- gortalar Yasası da, bu 40 yıl içinde en çok değişime uğra- yan yasalar arasuıda yer al- maktadır KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakfâyahoo.com.tr HARBİ SEMİHPOROY semihporoy(a yahoo.com r\Crv /O-v 1. \\\ HAYAT EPtK TÎYATROSL MLSTAFA BİLGIN hayatepik(q mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARJKAN 8 Ağustos tctncmumtaz-tirikan.com TAKS/M'DSK/AAf/rAC/LDI. 132B'P£ Baeü/v, T7 TÖB£NL£ 4Ç/L£>/. 132? Y/UN&A, /~S BUL BELEDİYS£İMİrv' KURMUŞ OU>UĞU ANIT Î P Ş ANITIN BİR yÜZÜNDG KUZTUUJt? 3AVAŞI Diğ£# yüZUNPe /££Ş, U CUMHü&y£r'/A/ /LÂfi/f RlLMlÇTI. AÇ./UŞ/ HAKK/ P/t$4A/W x4PT/5/ TÖ#£A 3O L-UtVMUŞTU... DA HAZ//Z BU- TC ÜMRANİYE 3. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2005/419 KararNo: 2005/350 Mahkememize açılan ad düzeltimi davasının verilen karan gereği, Davanın kabulü Jİe Kastamonu ili, Azdavay ilçesi, Kırcalar Köyü nüftısuna, Cilt: 43, Hane: 58, BSN: 23'te kayıth olan Halil ve Şen- gül kızı 17.05.2005 doğumlu Hiyal Demir'in Hiyal olan adının Hilal olarak düzeltilmesine ve nüftısa bu şekilde ışlenmesıne karar ve- rilmiş olup kevfivet ügilılenne ılanen teblığ olunur. 01.08. 2005 ' ' Basın: 37833 SAGNAK NÎLGÜN CERRAHOĞLU f Derin Avrupa'... "Baf/"nın kimyası bozuldu. "Medeniyetprojesi" ola- rak algıladığımız "Batı" giderek "Batı" olmaktan çıkı- yor. "llkşok"; 11 Eylül ertesinde "Guantanamo mahke- meleri"ni devreye sokan "Bush Amerikası" ile gelmiş- ti. İnsan haklan ve evrensel hukuk kurallannı hiçe sa- yan "Guantanamo" şokunu, sonra "Patriot Act" (Va- tanseverlik Yasası) depremi izledi. Demokratik hak ve özgüriükleri tehdit eden ve bir "ca- dı avı" atmosferine kapı açan "PatriotAct" uygulama- sı, Avrupa başkentlerinde ilk zamanlar ağır eleştiriler al- dı. LJberaller, sol entelektüeller ve belli başlı kanaat ön- derieri, "Eski Kıta'yı ABD'den ayıran en önemli özel- ///c'dedilerodönemde; "hukukasaygıdır. Evrensel cte- ğener ve hukukun üstünlüğü; zaman ve zemine göre değişen keyfi bir opsiyon olamaz!" Son biryıldaAvrupa'yı hedefalan terör eylemteri; "me- deniyetle eşdeğergörülen" ve derin biçimde içselleş- tirildiği düşünülen "olmazsa olmaz" kurallan yıktı. "Oyunun kurallan değişti!" Eski Kıta'nın "evrensel değerter, evrensel hukuk ve insan haklanna sarsılmaz inanc/nı" mayınlayan ilk dönemeç; 2004 Kasım'ında Hollanda'da yaşandı. Köktenci bir Islamcı tarafından Amsterdam'da cad- de ortasında katledilen Theo Van Gogh cinayeti ar- dından, Avrupa'nın en liberal, en özgür ülkesinde ha- va değişti. Çok kültürlü Hollanda'nın "güvenlik endi- şesi"; Avrupa'da baştacı edilen sorgulanamaz de- ğerlerin önüne geçmiş, başka zamanlarda tartışılma- sı dahi düşünülemeyecek şaşırtıcı düzenlemelere ka- pı aralamıştı. Hollanda, Avrupa için aslında ilk "kırmızı alarmdt". Ama ufak bir ülke olduğu için Hollanda'daki "sapma", fazla önemsenmedi. Ancak şimdi Ingiltere'den garip işaretler geliyor. "Terörle mücadele" adına Blair'in önerdiği "paket"; işin rengini tamamen değiştiriyor. Es- ki Kıta'nın en büyük, en önemli ülkelerinden biri, "de- mokrasinin beşiği" Ingiltere "kırmızı alarm" veriyor. Avrupa demokrasilerinde "domino etkisi" yarata- cak, köklü değişikliklere yol açabilecek bir alarm bu. Ingiltere'nin garip bir yol aynmında olduğuna iliş- kin "ilkişaret", "şüpheligörülen" Brezityaiı eiektnkçi Jean Chartes de Menezes'nin bir metro istasyonun- da "kafasına sıkılan 8 kurşunla" gelmişti. "Dış görü- nümüyle" şüphe çeken Menezes, Ingiliz polisi tara- fından yüzlerce tanık önünde göz göre göre infaz edil- mişti. Batı standartlan için fevkalade "olağan dışı" sayı- lan bu uygulamayı, "olağan dışı açıklamalar" izledi. Scotland Yard şefinden Blair'e dek tüm otoriteler, bu- nun bir "trajedi" olduğunu itiraf ettiler ve özür diledi- ler. Ancak "shoot to kill" (şüpheliyi gördüğün yerde vur!) politikasından geri adım atmayacaklarını da ay- nı nefeste söylediler. Temel haklann "en ihlal edilme- zi sayılanyaşam hakkı", bundan böyle Ingiliz güven- lik güçlerinin tekeline bırakılmıştı! Bunun anlamı şuy- du: "llkelerbizibağlamaz. Yolumuz, bundan böyle 're- el politika' yoludur..." Reel politika 'in', llkeler 'out'... Bu açıdan bakıldığında, artık hiçbir şeye şaşırma- mamız gerekiyor "Reelpolitika 'in'. llkeler 'out'.'.." Blair, lafı uzatmadan açıkça "Oyunun kurallan de- ğişti" diyor. Niye? "Psikolojik iklim" yani "mood" de- ğişmiş. Ingilizlerin "mood"u değiştiği için, şimdiye dek "evrensel hukuk, evrensel değeher ve insan haklan" adına bildiğimiz, öğrendiğimiz ne varsa, unutmamız ge- rekiyor. Bu bir milat. Yeni bir sayfa açılıyor... Ingiliz Başbakanı'nın "giderayak" tatile çıkarken açıkladığı paket, Avrupa demokrasilerinin temelinde- ki "hapeas corpus'u, -hüküm verilmeden önce şahıs- lann 'suçsuz addedilmesine' ilişkin prensibi- yıkıyor... "Blairpaketi" yasalaşırsa; gözaltı süreleri -üç aya dek- uzatılabilecek; teröre destek verdiği düşünülen ya- bancılar -hedef kitle "Mûslümanlar"- kolayca sınır dı- şı edilebılecek, "çifte vatandaşlık" icabında geri alına- bilecek ve "teröre yataklık" yasalan hukuki mevzuata girecek... Düne kadar "çağdışı" addedilen bu son öne- ri, her türlü yoruma açık olan "düşünce suçunu" da. beraberinde getiriyor. Bunlar yetmezmiş gibi Ingiltere Başbakanı, Bileşik Krallığın '98 yılında yasalaştırdığı "İn- san Haklan Beyannamesi"n\ de gözden geçirebilece- ğini söylüyor... İnsan haklannın, "demokrasinin beşiğinde" "tartış- malı" hale gelmesi şoke edici... Tanımadığımız bir "derin Avrupa" bu. Devamı başka yazıya... BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDANSAĞA: 1/Tekerlekbiçı- minde ve san renkte bir pey- nir. 2/"Selam" anlamında La- tince sözcük... Sırtta taşınan 5 yük. 3/Merha- metli,yuflcayü- rekli... Daha iyi ürün elde et- 8 mekiçinağaç- g tan başka bir ağaca dal nakletme işi. 4/ Ad kavmi hüküm- dan Şeddad tarafından 2 cennete benzetılerek 3 yapnnlanefsane\i bah- çe... Birrenk. 5/Taba- 5 nı meşinden olan mest. 6/Kuzu sesi... Esld dil- de su... Konfuçyüsçü- lükte insanın davranış- lannda izlemesi gere- ken ahlaki yol. 7/Yabancı ülkelerde okuyacak öğren- ciler için gönderilen kabul belgesi. 8/Müjdeli haber... Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle ha- zırlanan yiyecek. 9/Gemilerde bulundurulan sandal... "Hayır" anlamında kullanılan söz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Olağanüstü çekicüiğı olan liderlerin kendisine ve ki- şiliğine, yandaşlannca yakıştınlan büyüleyici güç ve yetenek. 2/Halk dilinde sebze bahçesine verilen ad... Ucu yanık odun. 3/îsrairinparabirimi... Tabut. 4/Ka- dın hapishanesi. 5/ "— derdiyle hoşem el çek ilacım- dan tabib" (Fuzuli)... Uzun tüylü kalpak. 6/Bir bağ- laç... Yiyecek bulamayan, yoksul künse. 7/Halk dilin- de bir çeşit basmaya verilen ad. 8/Kokmuş hayvan ölü- sü... "Yok" anlamında argo sözcük. 9/ "Benden gay- nsına gönül verirsen. — ola yollann bağlana dostum" (Pir Sultan Abdal)... Bir Avrupa ülkesinin başkenti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle