22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA 8 HABERLERÎN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne _Y 30 Sinop PB 30 Adana A 34 PB 32 Samsun Y 26 Kocaelı Y 29 Trabzon Y 28 Çanakkale PB 30 Giresun Y 27 Izmir B 35 Ankara PB 32 Manisa B 34 Eskışehır PB 31 Aydın B 36 Konya B 33 Denizlı B 38 Sıvas Y 30 Zonguldak Y 28 Antalya A 35 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A B B B B Y Y 32 42 41 40 41 31 26 Y 30 Yı_rdun kuzey ve do- gu kesımlen parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra'nın do§usu. Batı Ka- radenız'ın ıç kesımlen, Doğu Karadenız, Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Samsun. Ordu, Tokat, Zonguldak ve Bartın çevrelen sağanak ve gok guaıltu sağanak yağışlı, dıger yerler az bulutlu ve açık geçecek DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y B PB B A B 22 19 18 25 19 21 26 21 Münih Y 25 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB Y PB B B B A 18 24 27 26 28 25 29 32 B 25 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahire PB Y B PB Y Y Y B 24 35 25 37 32 35 28 34 B 37 Açık Parçalı bjıutlu Sıslı > Çok bulutlu ı Yağnurlu Kanı Sulukar b Gok gürultulü G U N C E L C Ü N E Y T ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada şehit anası, Dışişleri Bakanı Gül'ün yüzüne, "Başa- ramıyorsantz başkasını bulalım" diye haykırmazdı. Bir başka gün, yine bir cami avlusunda yine bir şehit anası, Genelkurmay Başkanı Orgeneral öz- kök'e yüreğinden kopan duygularla eleştirisel söz- \er söylemezdi. Bakanlar Kurulu toplanmış, altı saat terör konu- sunu görüşmüş; hükümet sözcüsü Çiçek Cemil, basınla laf salatası konuşmasında Genelkurmay Başkanı'nın yakınmalarına, "Yetki istenmiş de hü- kümet vermemiş gibi bir konu yok orta yerde" di- ye yanıt veriyor. • • • Bu açıklama bir soruyu canlandırdı. Acaba yet- ki isteyen askerle hükümet arasında bu konuda ne gibi gelişmeler yaşandı? Genelkurmay, Başbakan'a saatler süren bir bri- fıng verdi. Temmuz başlarında. Bu toplantıya dair doyurucu bir açıklama yapılmadı; ne ki, Genelkur- may'daki suskunluğa anlam veremeyen bırkaç ya- zı üzerine Ikinci Başkan Orgeneral Başbuğ bir ba- sın toplantısı düzenledi ve: Genelkurmay, devlet ıçinde terörle ılgilı koordi- nasyonu yapmak, önlemlerı saptamak amacıyla Başbakanlık'a bağlı bir kurul kurulmasını önerdi. Başbakan Yardımcısı Şahin karşı çıktı. Aynı gün Başbakan olumlu karşıladı, hatta böyle bir kurul için çalışmalar yapıldığını, yapılacağını söyledi. Sonra... Hükümet 180 derece döndü ve yenı bir koordinasyon kuruluna gereksinilmediğini açıkladı. Oysa, "ilgili çevrelerde" kabul görüp görmeye- ceğini araştırmadan böyle bir öneride bulunmak Genelkurmay'ın doğasına aykın. öyleyse?.. • • • Temmuz başlarında Genelkurmay'daki brifingde askerler Başbakanlık'a bağlı bir koordinasyon ku- rulunun kurulmasını önermeyi düşündüklerini RTE'ye söylediler ve olur aldılar. Kısa süre sonra Orgeneral Başbuğ önerıyi basına açıkladı ve son- ra... Askerler hükümetten ret yanıtı aldılar. Oncazamandırşu sorunun yanıtı alınamadı: Hü- kümet askerlerin önensını önce kabul ve sonra ne- den reddetti? Çünkü, diyorlar; böyle bir kurul kurulduğu andan itibaren terörle mücadelenin uygulamalarıyla alın- ması gereken önlemlerin alınıp alınmamasıyla ilgi- li sorumluluk -kamuoyu ındinde- Başbakanlık'ın, Başbakan'ın olacaktı. Tersi mantıkla hükümet, terörle mücadelenin uy- gulamalardaki sorumluluğunu üzerine almak ıste- medi. Halk indinde sorumluluğun askerde kalma- sını yeğledi. Bu yorumlara göre koordinasyon kuruluyla ilgili önerinin altında sorumluluk paylaşımı yatıyor. • • • Bu gelişmelerde sonuç alamayan askerler "Ays/f- lanmış yetki" sorununu gündeme getirdiler. Hükümet sözcüsü -önceki gün- Bakanlar Kuru- lu toplantısından sonra yetki istenmiş de kım ver- memiş, terör konusunda bir ıhtiyaç varsa bu yerı- ne getiriiir gibi üst perdeden söylemlerle askere karşı tavır sergiliyor. Başbakan RTE de, terörle mücadelede (sanki başka türlü olabilirmiş gibi) kararlıyız, ne gerekirse yapanz diyor, ama yeni TMK'nin bir an önce ta- mamlanmasını istemiyor. RTÜK'ü ele geçirmek ıçın olağanüstü topladığı Meclis'ı terör İçin, terörle mü- cadele için olağanüstü bir toplantıya çağıracağını söyleyemiyor. Gerçek de şu: Çiçek'e göre üç koldan (komis- yonla) hazırlandığını söylediği yeni Terörle Müca- dele Yasa Tasarısı ancak ekim ayında Meclis'e su- nulacak, ne zaman yasalaşacak, Allah bilir. En az üç ay. Şehit tabutları sıra sıra... BAROLAR BİRLİĞrNDEN ÇAĞRI 'Cumhuriyete sahip çıkalım' ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Tür- kiye Barolar Birliği (TBB), iktıdann gene- linde devleti, özelinde yargıyı siyasallaştır- mak amacıyla yaptığı düzenlemelere karşı, laik hukuk devletine inanan yurttaşlan 6 Ey- lül'de düzenleyeceği toplantıya çağırdı. TBB'den,birliğin37. kuruluş yıldönümü olan 9 Ağustos'ta yazı- h bir açıklama yapıldı. Açıklamada TBB'nin adil yargılanma hakkı- nın gerçekleştirilmesi- nin yanında hukukun üstüıîlüğüyle insan hak- lan kavramlarını savun- mak ve korumak göre- vinde olduğu belirtildi. Açıklamada birliğin tu- tumunun bazı çe\reler- ce yadırganması duru- munda, hukuk devleti mücadelesinin daha üıançla yapılacağı be- lirtildi. Açıklamada şunlarkaydedildi: "Si- yasal iktidarın. gene- İinde devleti, özelinde yargıyı siyasallaştır- ma amacıyia yaptığı düzenlemelere karşı, yargının tüm öğeleriy- le birlikte gösterilecek direnç, 6 EylüTde An- kara'da düzenlenecek toplantıda bir kez da- ha ispatlanacakrır. Bu toplantı, Cumhuriyet ilkesinin zayıfladığı ve işlevini kaybettiği, Cumhuriyet kavramı- nın çok fazla bir şey ifade etmediği kadro- lar için ciddi bir uyarı olacaktır." Açıklamada, TB- B'nin savunduğu ilke- lerden geri adım atma- dığı belirtilerek "TBB, adil yargılanma hak- kının unsuru olan sa- vunma mesleğinin so- runları yanında, hu- kukun üstünlüğü, de- mokrasi ve insan hak- ları ilkelerinin eksik- siz uygulanması, dev- letimizin üniter bü- tünlüğünün korun- ması ve yargı bağım- sızlığının tam olarak sağlanması için ve tüm bu ilkelerin ol- mazsa olmaz koşulla- rını oluşruran laiklik ilkesinin ödünsüz uy- gulanması için müca- delesine devam ede- cektir" denildi. TBB, açıklamasında, demokratik hukuk dev- letine inanan tüm yurt- taşlan 6 EylüTdeki top- lantıya davet etti. Bakanları kııüancblar• Baştarafı 1. Sayfada lerde görüştüklerini ileri sürdük- leri saptandı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile "muhabbetinin" olmadığını anlatan sanıklardan tbrahim BilgehanTaşdelen'in, bir telefon görüşmesuıde arka- daşına Çe\Te ve Orman Bakanı Osman Pepe, Adalet Bakanı Çi- çek ile arasının çok iyi olduğu- nu öne sürdüğüne ilişkin konuş- ması tespit edildi. "Cürüm işle- mek için teşekkül oluştur- mak" ve "kaçakçılık" suçun- dan yargılananlarla birlikte hare- ket eden "nüfuzlu bir kişinin" ise Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişlen Bakanı Abdullah Gül ile bile görüştüğünü öne sürdüğüne ilişkin tutanaklar da- va dosyasma yansıdı. Belgelere göre, kaçakçılıkla suçlananlar, Ulaştırma Bakanı Binali Yüdı- rım ile de görüşmüşler izlenimi yaratmaya çalıştılar. Sanıklann kendi aralannda yaptıklan de- ğerlendirmede çözemedikleri bir sorun için Çiçek, Aksu ve Gö- nül'e gidebileceklerine ilişkin planiar yaparlarken gerekirse so- runu çözmek için "hükümeti kaldırınz" hayali içinde olduk- CHP'Lİ OYAN: OLAYIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, kaçak- çılığın ve arkasındaki isimlerin gizlenemeye- cek kadar büyük bir olay olduğunu vurgulaya- rak "Böyle bir olayın sadece telefon dinleme izni ahnmadan yapümış diyerek örtbas edil- mesi, katnu vicdanını rahatlatacak bir ba- hane değil" dedı. Oyan, olaylan hasıraltı eden AKP'nin yolsuzluklan daha kalıcı ve sistema- tik hale getirdiğine işaret etti. Gebze'deki akaryakıt kaçakçılığı olayının ar- dından çıkan kirli ilişkileri değerlendirirken hü- kümetin tutumunu eleştiren Oyan şöyle konuş- tu: "Bu iktidann yolsuzluklar konusunda na- sıl gevşek ve nasû kendini kollamaya dönük bir polirika içinde olduğu zaten biliniyor. Do- kunulmazlık konusu sadece bunun bir örne- ği. Kendi dönemiyle ilgili yolsuzluklan hası- raltı eden ama kendinden önceki dönemde- ki siyasi rakiplerin üzerine giden bir anlayış, Türİdye'de yolsuzluklara damardan giren bir anlayış olamaz. Bu anlayış tam tersine yolsuzluklan daha da kalıcı ve sistematik kı- İan bir sonuca ulaşır. Ucu nereye dokunursa dokunsun bütün yolsuzluklann üzerine gidece- ğiz' diyenler, ucu kendilerine dokunduğu za- man bu sözlerini unutuveriyorlar. Biz bunun peşini bırakmayacağız. Akaryakıt yolsuzlu- ğunu Meclis gündeminde canû tutmaya önü- müzdeki açılıştan itibaren devam edeceğiz." lan da anlaşıldı. Sanıklarla hare- ket eden nüfuzlu kişinin, kendi- sini bir bakanın Pakistan'dan ara- dığını öne sürdüğüne ilişkin bel- ge de dosyaya girdi. Taşdelen telefon konuşması sırasında, Içişleri Bakanlığı Müsteşan Harput'tan yardım is- tediklerini öne sürdü. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Harput, olayı ilk kez gazetemiz- den duyduğunu söyledi. "Neyin nesidir araştırayım. Konumu- muz gereği herkesle resmi ol- mak kaydıyla görüşmelerimiz doğaldır" dıyen Harput, "ama bu konuyla alakalı böyle bir yerde böyle bir haberle ilgili olarak adımın ğeçmiş olması beni fevkalade rahatsız etti. Bi- zimle nasıl irtibatlandırıldığı- nı merak ettim, konunun üze- rine özellikle gideceğim" dedi. Samklann ofislerine gidip git- mediğine ilişkin soru üzerine Harput, "Şimdi birileri makam sahiplerini, sürekli birilerini yanlarında arkalarındaymış gibi kullanmak isteyebilirler, bu doğaldır. Ama birileri kul- lanmak istedi diye bu işin öyle olduğu şeklinde anlamak ve yorumlamak herhalde müm- kün değildir" diye konuştu. Ib- rahim Taşdelen'i hiç tanımadı- ğını, ilişkisinin de olmadığını belirten Harput, "Adını da siz- den duymuş oldum. Haberdar oldum, teşekkürler" dedi. Galata'daki patlamanın zanlılan yakalandı tstanbul Haber Servisi - Ga- lata Köprüsü'ndeki bir kafede i- ki hafta önce meydana gelen pat- lamanın nedeninin bomba oldu- ğu açıklanırken olayla ilgili l'i kaduı 4 kişi yakalandı. Saldınnın terör örgütü PKK tarafından ger- çekleştirildiği tespit edildi. Zeytinburnu'nda, terör örgütü PKK üyesi 2 kişinin bomba imal ederken meydana gelen patla- mayla ilgili araştırma sürerken 23 temmuz 2005'te Galata Köp- rüsü'ndeki bir kafede meydana gelen ve 2 kişinin yaralandığı pat- lamanın PKK tarafindan gerçek- leştirildiği açıklandı. Istanbul po- lisi saldınyla ilgili 1 'i kadın 4 ki- şiyi gözaltına aldı. Tekstil işçiliği yapan 15 yaşındaki S.A, çıkarıl- dığı çocuk mahkemesince tutuk- landı. S.A, ifadesinde, patlama- nın gerçekleştiği restoranda akra- balanyla bir şeyler içtiklerini, bu sırada akrabasının yere bir paket düşürdüğünü gördüğünü söyle- diği öğrenildi. Gözaltına ahnan diğer 3 kişi de tutuklanarak ceza- evine gönderildi. Istanbul Emni- yet Müdürü Celalettin Cerrah, "Terör örgütlerine karşı müca- delemiz devam edecektir. An- cak tstanbul halkı da dikkatli davranmak zorunda" dedi. Ya- kalanan kişilerin kaldığı yerler- de yapılan aramalarda 1 kilo 800 gram plastik patlayıcı, elektrikli fünyeler, elektronik devre düze- neği ve uzaktan kumandalı devxe düzeneği ele geçirildi. Japonya, Güney Kore, Fransa, tspanya, Almanya, ftalya ve Rusya'dan gelen 15 üniversite öğrencisi tskilip'te tuvaletlerin modernizasyonunda, ustalann yanında işçilik yapacaklar. Pisuaıknyabancı öğrencüertakacak SERVTT SEYFETTtN METE ÇORUM - Iskilip Belediyesi'nin günah oldu- ğu gerekçesiyle söktüğü pisuarlan, çe\Te dü- zenleme işlerinde çalışmak için değişik ülkeler- den gelen 15 öğrenci yerine monte edecek. İskilip Belediye Başkanı Orhan Öztürk, gö- nüllü olarak yurtdışmdan ilçeye öğrenci getirip misafır etme yönünde bir süre önce Uluslarara- sı Gençlik Kamplan adnıda proje hazırladı. Pro- je kapsamında İskilip'e, Japonya, Güney Kore, Fransa, îspanya, Abnanya, îtalya ve Rusya'dan, 8'i kız toplam 15 üniversite öğrencisi geldi. Öğ- rencileri makamında kabul eden Öztürk, öğren- cilerin, ilçede çe\Tesel düzenleme yapmanın ya- nı sıra ülkenin kültürünü, insanını. tarihini ve doğal güzelliklerini tannna fırsatı da elde ede- ceklerini bildirdi. AKP'li Öztürk, yabancı öğ- rencilerin 15 gün süreyle ilçe merkezindeki köp- rü korkuluklarınm boyanması ve mezarlıklann temizlenmesi gibi çevre düzenleme işlerinde ça- lışmalarda bulunacaklannı bildirdi. Öğrencile- rin bir süre önce belediye tarafindan pısuarlan- nın sökühnesi nedeniyle tartışmalara neden olan ilçedeki tuvaletlerin modernizasyonunda da ça- lış_acaklannı ifade eden Öztürk, şunlan söyledi: "Öğrencilerimiz, tuvaletlerin modernizasyo- nunda, ustaların yanında işçilik yapacakİar. Tuvaletlerin pisuarlannı yeniden takıp, mo- dern bir hale getireceğiz. Bunda misafir öğ- rencilerimizin de enıeği olacak." tskilip Belediyesi. bir süre önce ilçedeki 12 tu- valette onanm çalışması başlatmış ve bu tuva- letlerdeki yaklaşık 30 pisuan kaldn-tmıştı. Pisu- arlann günah olduğu gerekçesiyle kaldınldığı- nı ileri süren CHP İskilip İlçe Örgütü yönetici- leri, pisuarlann yeniden takılması için imza top- layarak belediyeye başvııruda bulunmuştu. SEÇKİN SELVİ'NİN ACI KAYBI Can Yayınları Ingilizce editörü Seçkin Selvi'nin oğlu EMRAH ÇACAN genç yaşta geçirdiği kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrıldı. Çağan'ın cenazesi 10 Ağustos 2005 günü ikindi namazından sonra Teşvikiye Camii'nden kaldırılacak. Çalışma arkadaşımız Seçkin Selvi'ye, acılı ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz. CAN YAYINLARI Aytekin Kotil anıldı EskJ TBMM Başkanvekili. CHP tstanbul Millet- vekili ve tstanbul Belediye Başkanı Aytekin Ko- til, ölümünün 13.yüdönümünde Zincirlikuvu'da- ki nıezarı başında anıldı. CHP Grup Başkanve- kili Ali Topuz, KotiTin tüm yaşamı boyunca dii- rüst bir siyasetçi olduğunu vurguladı. Sişli Be- lediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile eski Istanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın çelenk gön- derdiği törene, eski CHP tl Başkanı Mehmet Bö- lük, Kotil'in ailesi katüdı. (CİHAN ORUÇOĞLU) VEFAT BÜYÜĞÜMÜZ Öğretmen, şair, Milli Eğitim Bakanlığı eski Genel Müdürlerinden 09.08.2005 günü aramızdan aynldı. 10.08.2005 tarihinde Kocatepe Camiı'nde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ Kundaklama olasılığı araştırılıyor Berlin 'de kuşhılu yangın: 8 ölü BERLÎN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, çok sayıda yabancının oturduğu bir binada çıkan yangnıda 8 kişi öldü. Berlin polisi, kundaklama sonucu çıktığını tahmin ettiği yangında ölenler arasında 5 çocuğun bulunduğunu, 15 ağır yaralı- nm hastanede tedavi gördüğünü açıkladı. Yangında ölenlerin Polonyalı ve Kosovah olduğu belirlendi. Berlin'in Moabit semtinde Arap, Türk, Kosova, Polonya ve Bosnalılann oturduğu 5 katlı bir bina- nın zemin katında yangın çıktı. Berlin Eyaleti Itfa- iye Müdürü Albrecht Broemme, yangının zemin kattaki merdivenlerde başladığını, hayatını kaybe- den 5'i çocuk 8 kişinin, paniğe kapılarak itfaiye- nin talimatlannı dinlemeyen 2 ailenin mensuplan olduğunu söyledi. Broemme, binada çoğunlukla yabancılann oturduğunu ve bu kişilerin itfaiye ta- rafindan verilen talimatlan anlamakta güçlük çek- tiklerini belirtti. Bina ve çevre sakinlerinin itfaiye- nin balkon ve pencerelerde bekleyen kişilere mer- diven uzatmadığı yönündeki suçlamalanna da ce- vap veren Broemme, "Birçok kişi balkon ve pen- cerelerden merdiven uzatmamızı istedi. Bizim hepsine merdiven uzatmamız mümkün değildi. Öncelildi olarak yangını söndürmeye çaüştık" diye konuştu. Yangını kısa sürede söndürdüklerini belirten Broemme, "Yangında binanın merdi- venlerine gidenler kurtulamadı" dedi. Emniyet Müdür Yardımcısı Gerd Neubeck yangında 15 kişinin ağır, 10 kişinin de hafıf şekilde yaralandı- ğını belirterek ağır yaralılardan ikisinin durumu- nun ciddi olduğunu ifade etti. Neubeck, yangının kundaklama sonucu çıkma olasüığının bulunduğu- nu kaydetti. Savcı Karl Heinz Dielheimer de bazı kişiler hakkında soruşturma başlattıklarını açıkla- dı. Yangının, Berlin'de tkinci Dünya Savaşı'nın so- nundan bu yana meydana gelen ve ölenlerin oldu- ğu ikinci büyük yangın olduğu bildirildi. 11 SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN ... Kahraman', Tek Değil, Iki Kişiydi" I Baştarafı Arka Sayfada Nıtekim, plan mucibince, bölgelerini tesbit ve tef- tiş ederek, bu iki lider, daha önce o yörelere gönde- rilmiş ve görev başında bulunan, ıki kolordu kuman- danına, Ali Fuat Paşa ve Karabekir Kâzım Paşa'ya (12. ve 15. kolorduîar) mülâkı olacaklardır; zira on- lar da plandan haberdar ve uygulamasında vazi- felidirter. öyle de olmuş, Mustafa Kemal Paşa, yo- lu biraz uzasa da, enınde sonunda Erzurum a; Rauf Bey ise, Ankara'ya varmıştır.") (Tesbit/ 7. "...hal ve keyfıyet bu merkezde iken, Sultan Vahdettin'in ve Sadrazamı'nın durumdan haberdar olmadığını söylemek, yalnız saftık olmaz; üstelik tarihi tahrrf etmek olur; elbette haberdar- dılar, Sultan Vahdettin tarafindan kabul edildiğini, bizzat Gâzi 'hatıralarrnda belirtir; belirtir de, iş bu kadarla kalmamıştır. Bılındiğı gibi Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya 3. Ordu Müfettişi (aslında kumandanı) olarak hareket edıyor; maaşını Osmanlı hazinesinden alacaktır; kı- sacası Osmanlı devietinin görevli bir askeri; o ka- dar böyle ki bu, ona verilen 'fevkalade görev do- layısıyla', Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye tarafindan, yetkilerinin nasıl ve ne kadar genişletildiğini, sak- lamaz; açıkça söyler. O zaman, sanınm sorulacak soru şudun muhteme- len Intelltgence Sevice'ın malûmatı dahilinde, girişi- len bu harekâtta, Ingilizler'in birdenbire pirelenmesi ve telâşlanması; Mustafa Kemal'ı durdurmak, tevkif etmek gibi rivayetienn yayılması; acaba gerçekten özel bilgiler edindiklerinden midir, yoksa Paşa'yı halk nazannda büsbütün ulusal kahraman merte- besine çıkarmak için midir? Her ikısı de, mümkün görünüyor. Gâzi'nın Yunanlı- lan yenecek kahraman olabilmesi, halk tarafindan be- nimsenmesi için, Ingilizler'in ona düşmanlık göster- mesi; hatta Padişah'ın onu görevinden alması; etki- leyici kurnazlıklardır; öyledirde, Ingiliz Istihbaran'nın Paşa'dan pirelenmesi için, başka nedenler de yok sayılamaz!... Ne gibi mi?..") Ya Teşkflât-ı Mahsusa' da, Işe karışıyorsa? (Tesbit/8."... Mustafa Kemal Paşa, maiyeti erkâ- nıyla Bandırma vapurunda giderken; ingilizler, Der- saadet'te Ktihatçılar'dan kalma Teşkilât-ı Mahsu- sa' bakiyesinin, görevlerini sürdürdüğünden haberdar idiler. Bunun böyle olduğunu anlamak için, örgütün son başkanı olan, Kaymakam (Yarbay) Hüsamettin Ertürk'ün hatıralarını okumak yeterlidir. Anlaşılıyor ki, Miralay llyacef 'Yoldaş' -adı başka, ya da bır başka şahıs da olabılır- Rusya'dan, muhte- melen Enver Paşa adına, hem emirleri, hem de 'mik- tar-ı kifî meblağı' onlara ulaştırmış; 'direnişçi' 'Kara- kol Teşkilab' böylece örgütlenme aşamasına ulaşmış; hatta faaliyete geçmiştir: Dersaadet'ın çeşitli semt- lerinde, direniş yuvalan kurulmakta, bazı 'eylemleh' cephane hırsızlığına, hatta işgal subaylannı öldürme- ye kadar uzanmaktadır.. Bu hem Sovyetler'in, hem de Ittihatçılar'ın -aslında belki de Almanlar'ın- dev- reye girme teşebbüslerinin somut işareti sayılamaz mı? Pekı, -Almanlar'a ve Ittihatçılar'a olan nefreti ve karşıtlığı bilinmesine rağmen- acaba Mustafa Kemal Paşa, el altından bunlarla işbirliğine gırmiş olamaz mı? Fılm gittikçe daha gerilimli, daha heyecan veriyor öyle mi? Eski deyimle, 'mabâdi Cuma-yı şerife!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle