Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA
8 HABERLERÎN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
_Y 30 Sinop PB 30 Adana A 34
PB 32 Samsun Y 26
Kocaelı Y 29 Trabzon Y 28
Çanakkale PB 30 Giresun Y 27
Izmir B 35 Ankara PB 32
Manisa B 34 Eskışehır PB 31
Aydın B 36 Konya B 33
Denizlı B 38 Sıvas Y 30
Zonguldak Y 28 Antalya A 35 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
B
B
B
B
Y
Y
32
42
41
40
41
31
26
Y 30
Yı_rdun kuzey ve do-
gu kesımlen parçalı ve
çok bulutlu, Marma-
ra'nın do§usu. Batı Ka-
radenız'ın ıç kesımlen,
Doğu Karadenız, Doğu
Anadolu'nun kuzey ve
doğusu, Samsun. Ordu,
Tokat, Zonguldak ve
Bartın çevrelen sağanak
ve gok guaıltu sağanak
yağışlı, dıger yerler az
bulutlu ve açık geçecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
B
PB
B
A
B
22
19
18
25
19
21
26
21
Münih Y 25 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
PB
Y
PB
B
B
B
A
18
24
27
26
28
25
29
32
B 25 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahire
PB
Y
B
PB
Y
Y
Y
B
24
35
25
37
32
35
28
34
B 37
Açık Parçalı bjıutlu Sıslı > Çok bulutlu ı Yağnurlu Kanı Sulukar b Gok gürultulü
G U N C E L C Ü N E Y T ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
şehit anası, Dışişleri Bakanı Gül'ün yüzüne, "Başa-
ramıyorsantz başkasını bulalım" diye haykırmazdı.
Bir başka gün, yine bir cami avlusunda yine bir
şehit anası, Genelkurmay Başkanı Orgeneral öz-
kök'e yüreğinden kopan duygularla eleştirisel söz-
\er söylemezdi.
Bakanlar Kurulu toplanmış, altı saat terör konu-
sunu görüşmüş; hükümet sözcüsü Çiçek Cemil,
basınla laf salatası konuşmasında Genelkurmay
Başkanı'nın yakınmalarına, "Yetki istenmiş de hü-
kümet vermemiş gibi bir konu yok orta yerde" di-
ye yanıt veriyor.
• • •
Bu açıklama bir soruyu canlandırdı. Acaba yet-
ki isteyen askerle hükümet arasında bu konuda ne
gibi gelişmeler yaşandı?
Genelkurmay, Başbakan'a saatler süren bir bri-
fıng verdi. Temmuz başlarında. Bu toplantıya dair
doyurucu bir açıklama yapılmadı; ne ki, Genelkur-
may'daki suskunluğa anlam veremeyen bırkaç ya-
zı üzerine Ikinci Başkan Orgeneral Başbuğ bir ba-
sın toplantısı düzenledi ve:
Genelkurmay, devlet ıçinde terörle ılgilı koordi-
nasyonu yapmak, önlemlerı saptamak amacıyla
Başbakanlık'a bağlı bir kurul kurulmasını önerdi.
Başbakan Yardımcısı Şahin karşı çıktı. Aynı gün
Başbakan olumlu karşıladı, hatta böyle bir kurul için
çalışmalar yapıldığını, yapılacağını söyledi.
Sonra... Hükümet 180 derece döndü ve yenı bir
koordinasyon kuruluna gereksinilmediğini açıkladı.
Oysa, "ilgili çevrelerde" kabul görüp görmeye-
ceğini araştırmadan böyle bir öneride bulunmak
Genelkurmay'ın doğasına aykın. öyleyse?..
• • •
Temmuz başlarında Genelkurmay'daki brifingde
askerler Başbakanlık'a bağlı bir koordinasyon ku-
rulunun kurulmasını önermeyi düşündüklerini
RTE'ye söylediler ve olur aldılar. Kısa süre sonra
Orgeneral Başbuğ önerıyi basına açıkladı ve son-
ra... Askerler hükümetten ret yanıtı aldılar.
Oncazamandırşu sorunun yanıtı alınamadı: Hü-
kümet askerlerin önensını önce kabul ve sonra ne-
den reddetti?
Çünkü, diyorlar; böyle bir kurul kurulduğu andan
itibaren terörle mücadelenin uygulamalarıyla alın-
ması gereken önlemlerin alınıp alınmamasıyla ilgi-
li sorumluluk -kamuoyu ındinde- Başbakanlık'ın,
Başbakan'ın olacaktı.
Tersi mantıkla hükümet, terörle mücadelenin uy-
gulamalardaki sorumluluğunu üzerine almak ıste-
medi. Halk indinde sorumluluğun askerde kalma-
sını yeğledi.
Bu yorumlara göre koordinasyon kuruluyla ilgili
önerinin altında sorumluluk paylaşımı yatıyor.
• • •
Bu gelişmelerde sonuç alamayan askerler "Ays/f-
lanmış yetki" sorununu gündeme getirdiler.
Hükümet sözcüsü -önceki gün- Bakanlar Kuru-
lu toplantısından sonra yetki istenmiş de kım ver-
memiş, terör konusunda bir ıhtiyaç varsa bu yerı-
ne getiriiir gibi üst perdeden söylemlerle askere
karşı tavır sergiliyor.
Başbakan RTE de, terörle mücadelede (sanki
başka türlü olabilirmiş gibi) kararlıyız, ne gerekirse
yapanz diyor, ama yeni TMK'nin bir an önce ta-
mamlanmasını istemiyor. RTÜK'ü ele geçirmek ıçın
olağanüstü topladığı Meclis'ı terör İçin, terörle mü-
cadele için olağanüstü bir toplantıya çağıracağını
söyleyemiyor.
Gerçek de şu: Çiçek'e göre üç koldan (komis-
yonla) hazırlandığını söylediği yeni Terörle Müca-
dele Yasa Tasarısı ancak ekim ayında Meclis'e su-
nulacak, ne zaman yasalaşacak, Allah bilir.
En az üç ay. Şehit tabutları sıra sıra...
BAROLAR BİRLİĞrNDEN ÇAĞRI
'Cumhuriyete
sahip çıkalım'
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Tür-
kiye Barolar Birliği
(TBB), iktıdann gene-
linde devleti, özelinde
yargıyı siyasallaştır-
mak amacıyla yaptığı
düzenlemelere karşı,
laik hukuk devletine
inanan yurttaşlan 6 Ey-
lül'de düzenleyeceği
toplantıya çağırdı.
TBB'den,birliğin37.
kuruluş yıldönümü
olan 9 Ağustos'ta yazı-
h bir açıklama yapıldı.
Açıklamada TBB'nin
adil yargılanma hakkı-
nın gerçekleştirilmesi-
nin yanında hukukun
üstüıîlüğüyle insan hak-
lan kavramlarını savun-
mak ve korumak göre-
vinde olduğu belirtildi.
Açıklamada birliğin tu-
tumunun bazı çe\reler-
ce yadırganması duru-
munda, hukuk devleti
mücadelesinin daha
üıançla yapılacağı be-
lirtildi. Açıklamada
şunlarkaydedildi: "Si-
yasal iktidarın. gene-
İinde devleti, özelinde
yargıyı siyasallaştır-
ma amacıyia yaptığı
düzenlemelere karşı,
yargının tüm öğeleriy-
le birlikte gösterilecek
direnç, 6 EylüTde An-
kara'da düzenlenecek
toplantıda bir kez da-
ha ispatlanacakrır. Bu
toplantı, Cumhuriyet
ilkesinin zayıfladığı ve
işlevini kaybettiği,
Cumhuriyet kavramı-
nın çok fazla bir şey
ifade etmediği kadro-
lar için ciddi bir uyarı
olacaktır."
Açıklamada, TB-
B'nin savunduğu ilke-
lerden geri adım atma-
dığı belirtilerek "TBB,
adil yargılanma hak-
kının unsuru olan sa-
vunma mesleğinin so-
runları yanında, hu-
kukun üstünlüğü, de-
mokrasi ve insan hak-
ları ilkelerinin eksik-
siz uygulanması, dev-
letimizin üniter bü-
tünlüğünün korun-
ması ve yargı bağım-
sızlığının tam olarak
sağlanması için ve
tüm bu ilkelerin ol-
mazsa olmaz koşulla-
rını oluşruran laiklik
ilkesinin ödünsüz uy-
gulanması için müca-
delesine devam ede-
cektir" denildi.
TBB, açıklamasında,
demokratik hukuk dev-
letine inanan tüm yurt-
taşlan 6 EylüTdeki top-
lantıya davet etti.
Bakanları kııüancblar• Baştarafı 1. Sayfada
lerde görüştüklerini ileri sürdük-
leri saptandı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet
Ali Şahin ile "muhabbetinin"
olmadığını anlatan sanıklardan
tbrahim BilgehanTaşdelen'in,
bir telefon görüşmesuıde arka-
daşına Çe\Te ve Orman Bakanı
Osman Pepe, Adalet Bakanı Çi-
çek ile arasının çok iyi olduğu-
nu öne sürdüğüne ilişkin konuş-
ması tespit edildi. "Cürüm işle-
mek için teşekkül oluştur-
mak" ve "kaçakçılık" suçun-
dan yargılananlarla birlikte hare-
ket eden "nüfuzlu bir kişinin"
ise Başbakan Tayyip Erdoğan
ve Dışişlen Bakanı Abdullah
Gül ile bile görüştüğünü öne
sürdüğüne ilişkin tutanaklar da-
va dosyasma yansıdı. Belgelere
göre, kaçakçılıkla suçlananlar,
Ulaştırma Bakanı Binali Yüdı-
rım ile de görüşmüşler izlenimi
yaratmaya çalıştılar. Sanıklann
kendi aralannda yaptıklan de-
ğerlendirmede çözemedikleri bir
sorun için Çiçek, Aksu ve Gö-
nül'e gidebileceklerine ilişkin
planiar yaparlarken gerekirse so-
runu çözmek için "hükümeti
kaldırınz" hayali içinde olduk-
CHP'Lİ OYAN: OLAYIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, kaçak-
çılığın ve arkasındaki isimlerin gizlenemeye-
cek kadar büyük bir olay olduğunu vurgulaya-
rak "Böyle bir olayın sadece telefon dinleme
izni ahnmadan yapümış diyerek örtbas edil-
mesi, katnu vicdanını rahatlatacak bir ba-
hane değil" dedı. Oyan, olaylan hasıraltı eden
AKP'nin yolsuzluklan daha kalıcı ve sistema-
tik hale getirdiğine işaret etti.
Gebze'deki akaryakıt kaçakçılığı olayının ar-
dından çıkan kirli ilişkileri değerlendirirken hü-
kümetin tutumunu eleştiren Oyan şöyle konuş-
tu: "Bu iktidann yolsuzluklar konusunda na-
sıl gevşek ve nasû kendini kollamaya dönük
bir polirika içinde olduğu zaten biliniyor. Do-
kunulmazlık konusu sadece bunun bir örne-
ği. Kendi dönemiyle ilgili yolsuzluklan hası-
raltı eden ama kendinden önceki dönemde-
ki siyasi rakiplerin üzerine giden bir anlayış,
Türİdye'de yolsuzluklara damardan giren
bir anlayış olamaz. Bu anlayış tam tersine
yolsuzluklan daha da kalıcı ve sistematik kı-
İan bir sonuca ulaşır. Ucu nereye dokunursa
dokunsun bütün yolsuzluklann üzerine gidece-
ğiz' diyenler, ucu kendilerine dokunduğu za-
man bu sözlerini unutuveriyorlar. Biz bunun
peşini bırakmayacağız. Akaryakıt yolsuzlu-
ğunu Meclis gündeminde canû tutmaya önü-
müzdeki açılıştan itibaren devam edeceğiz."
lan da anlaşıldı. Sanıklarla hare-
ket eden nüfuzlu kişinin, kendi-
sini bir bakanın Pakistan'dan ara-
dığını öne sürdüğüne ilişkin bel-
ge de dosyaya girdi.
Taşdelen telefon konuşması
sırasında, Içişleri Bakanlığı
Müsteşan Harput'tan yardım is-
tediklerini öne sürdü. Konuyla
ilgili görüşüne başvurduğumuz
Harput, olayı ilk kez gazetemiz-
den duyduğunu söyledi. "Neyin
nesidir araştırayım. Konumu-
muz gereği herkesle resmi ol-
mak kaydıyla görüşmelerimiz
doğaldır" dıyen Harput, "ama
bu konuyla alakalı böyle bir
yerde böyle bir haberle ilgili
olarak adımın ğeçmiş olması
beni fevkalade rahatsız etti. Bi-
zimle nasıl irtibatlandırıldığı-
nı merak ettim, konunun üze-
rine özellikle gideceğim" dedi.
Samklann ofislerine gidip git-
mediğine ilişkin soru üzerine
Harput, "Şimdi birileri makam
sahiplerini, sürekli birilerini
yanlarında arkalarındaymış
gibi kullanmak isteyebilirler,
bu doğaldır. Ama birileri kul-
lanmak istedi diye bu işin öyle
olduğu şeklinde anlamak ve
yorumlamak herhalde müm-
kün değildir" diye konuştu. Ib-
rahim Taşdelen'i hiç tanımadı-
ğını, ilişkisinin de olmadığını
belirten Harput, "Adını da siz-
den duymuş oldum. Haberdar
oldum, teşekkürler" dedi.
Galata'daki
patlamanın
zanlılan
yakalandı
tstanbul Haber Servisi - Ga-
lata Köprüsü'ndeki bir kafede i-
ki hafta önce meydana gelen pat-
lamanın nedeninin bomba oldu-
ğu açıklanırken olayla ilgili l'i
kaduı 4 kişi yakalandı. Saldınnın
terör örgütü PKK tarafından ger-
çekleştirildiği tespit edildi.
Zeytinburnu'nda, terör örgütü
PKK üyesi 2 kişinin bomba imal
ederken meydana gelen patla-
mayla ilgili araştırma sürerken
23 temmuz 2005'te Galata Köp-
rüsü'ndeki bir kafede meydana
gelen ve 2 kişinin yaralandığı pat-
lamanın PKK tarafindan gerçek-
leştirildiği açıklandı. Istanbul po-
lisi saldınyla ilgili 1 'i kadın 4 ki-
şiyi gözaltına aldı. Tekstil işçiliği
yapan 15 yaşındaki S.A, çıkarıl-
dığı çocuk mahkemesince tutuk-
landı. S.A, ifadesinde, patlama-
nın gerçekleştiği restoranda akra-
balanyla bir şeyler içtiklerini, bu
sırada akrabasının yere bir paket
düşürdüğünü gördüğünü söyle-
diği öğrenildi. Gözaltına ahnan
diğer 3 kişi de tutuklanarak ceza-
evine gönderildi. Istanbul Emni-
yet Müdürü Celalettin Cerrah,
"Terör örgütlerine karşı müca-
delemiz devam edecektir. An-
cak tstanbul halkı da dikkatli
davranmak zorunda" dedi. Ya-
kalanan kişilerin kaldığı yerler-
de yapılan aramalarda 1 kilo 800
gram plastik patlayıcı, elektrikli
fünyeler, elektronik devre düze-
neği ve uzaktan kumandalı devxe
düzeneği ele geçirildi.
Japonya, Güney Kore, Fransa, tspanya, Almanya, ftalya ve Rusya'dan gelen 15 üniversite
öğrencisi tskilip'te tuvaletlerin modernizasyonunda, ustalann yanında işçilik yapacaklar.
Pisuaıknyabancı öğrencüertakacak
SERVTT SEYFETTtN METE
ÇORUM - Iskilip Belediyesi'nin günah oldu-
ğu gerekçesiyle söktüğü pisuarlan, çe\Te dü-
zenleme işlerinde çalışmak için değişik ülkeler-
den gelen 15 öğrenci yerine monte edecek.
İskilip Belediye Başkanı Orhan Öztürk, gö-
nüllü olarak yurtdışmdan ilçeye öğrenci getirip
misafır etme yönünde bir süre önce Uluslarara-
sı Gençlik Kamplan adnıda proje hazırladı. Pro-
je kapsamında İskilip'e, Japonya, Güney Kore,
Fransa, îspanya, Abnanya, îtalya ve Rusya'dan,
8'i kız toplam 15 üniversite öğrencisi geldi. Öğ-
rencileri makamında kabul eden Öztürk, öğren-
cilerin, ilçede çe\Tesel düzenleme yapmanın ya-
nı sıra ülkenin kültürünü, insanını. tarihini ve
doğal güzelliklerini tannna fırsatı da elde ede-
ceklerini bildirdi. AKP'li Öztürk, yabancı öğ-
rencilerin 15 gün süreyle ilçe merkezindeki köp-
rü korkuluklarınm boyanması ve mezarlıklann
temizlenmesi gibi çevre düzenleme işlerinde ça-
lışmalarda bulunacaklannı bildirdi. Öğrencile-
rin bir süre önce belediye tarafindan pısuarlan-
nın sökühnesi nedeniyle tartışmalara neden olan
ilçedeki tuvaletlerin modernizasyonunda da ça-
lış_acaklannı ifade eden Öztürk, şunlan söyledi:
"Öğrencilerimiz, tuvaletlerin modernizasyo-
nunda, ustaların yanında işçilik yapacakİar.
Tuvaletlerin pisuarlannı yeniden takıp, mo-
dern bir hale getireceğiz. Bunda misafir öğ-
rencilerimizin de enıeği olacak."
tskilip Belediyesi. bir süre önce ilçedeki 12 tu-
valette onanm çalışması başlatmış ve bu tuva-
letlerdeki yaklaşık 30 pisuan kaldn-tmıştı. Pisu-
arlann günah olduğu gerekçesiyle kaldınldığı-
nı ileri süren CHP İskilip İlçe Örgütü yönetici-
leri, pisuarlann yeniden takılması için imza top-
layarak belediyeye başvııruda bulunmuştu.
SEÇKİN SELVİ'NİN ACI KAYBI
Can Yayınları Ingilizce editörü Seçkin Selvi'nin oğlu
EMRAH ÇACAN
genç yaşta geçirdiği kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrıldı.
Çağan'ın cenazesi 10 Ağustos 2005 günü ikindi namazından sonra
Teşvikiye Camii'nden kaldırılacak. Çalışma arkadaşımız Seçkin Selvi'ye,
acılı ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.
CAN YAYINLARI
Aytekin Kotil anıldı
EskJ TBMM Başkanvekili. CHP tstanbul Millet-
vekili ve tstanbul Belediye Başkanı Aytekin Ko-
til, ölümünün 13.yüdönümünde Zincirlikuvu'da-
ki nıezarı başında anıldı. CHP Grup Başkanve-
kili Ali Topuz, KotiTin tüm yaşamı boyunca dii-
rüst bir siyasetçi olduğunu vurguladı. Sişli Be-
lediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile eski Istanbul
Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın çelenk gön-
derdiği törene, eski CHP tl Başkanı Mehmet Bö-
lük, Kotil'in ailesi katüdı. (CİHAN ORUÇOĞLU)
VEFAT
BÜYÜĞÜMÜZ
Öğretmen, şair, Milli Eğitim Bakanlığı eski Genel Müdürlerinden
09.08.2005 günü aramızdan aynldı. 10.08.2005 tarihinde
Kocatepe Camiı'nde kılınacak öğle namazından sonra
Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
AİLESİ
Kundaklama olasılığı araştırılıyor
Berlin 'de
kuşhılu
yangın: 8 ölü
BERLÎN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de,
çok sayıda yabancının oturduğu bir binada çıkan
yangnıda 8 kişi öldü. Berlin polisi, kundaklama
sonucu çıktığını tahmin ettiği yangında ölenler
arasında 5 çocuğun bulunduğunu, 15 ağır yaralı-
nm hastanede tedavi gördüğünü açıkladı. Yangında
ölenlerin Polonyalı ve Kosovah olduğu belirlendi.
Berlin'in Moabit semtinde Arap, Türk, Kosova,
Polonya ve Bosnalılann oturduğu 5 katlı bir bina-
nın zemin katında yangın çıktı. Berlin Eyaleti Itfa-
iye Müdürü Albrecht Broemme, yangının zemin
kattaki merdivenlerde başladığını, hayatını kaybe-
den 5'i çocuk 8 kişinin, paniğe kapılarak itfaiye-
nin talimatlannı dinlemeyen 2 ailenin mensuplan
olduğunu söyledi. Broemme, binada çoğunlukla
yabancılann oturduğunu ve bu kişilerin itfaiye ta-
rafindan verilen talimatlan anlamakta güçlük çek-
tiklerini belirtti. Bina ve çevre sakinlerinin itfaiye-
nin balkon ve pencerelerde bekleyen kişilere mer-
diven uzatmadığı yönündeki suçlamalanna da ce-
vap veren Broemme, "Birçok kişi balkon ve pen-
cerelerden merdiven uzatmamızı istedi. Bizim
hepsine merdiven uzatmamız mümkün değildi.
Öncelildi olarak yangını söndürmeye çaüştık"
diye konuştu. Yangını kısa sürede söndürdüklerini
belirten Broemme, "Yangında binanın merdi-
venlerine gidenler kurtulamadı" dedi. Emniyet
Müdür Yardımcısı Gerd Neubeck yangında 15
kişinin ağır, 10 kişinin de hafıf şekilde yaralandı-
ğını belirterek ağır yaralılardan ikisinin durumu-
nun ciddi olduğunu ifade etti. Neubeck, yangının
kundaklama sonucu çıkma olasüığının bulunduğu-
nu kaydetti. Savcı Karl Heinz Dielheimer de bazı
kişiler hakkında soruşturma başlattıklarını açıkla-
dı. Yangının, Berlin'de tkinci Dünya Savaşı'nın so-
nundan bu yana meydana gelen ve ölenlerin oldu-
ğu ikinci büyük yangın olduğu bildirildi.
11
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
... Kahraman', Tek
Değil, Iki Kişiydi"
I Baştarafı Arka Sayfada
Nıtekim, plan mucibince, bölgelerini tesbit ve tef-
tiş ederek, bu iki lider, daha önce o yörelere gönde-
rilmiş ve görev başında bulunan, ıki kolordu kuman-
danına, Ali Fuat Paşa ve Karabekir Kâzım Paşa'ya
(12. ve 15. kolorduîar) mülâkı olacaklardır; zira on-
lar da plandan haberdar ve uygulamasında vazi-
felidirter. öyle de olmuş, Mustafa Kemal Paşa, yo-
lu biraz uzasa da, enınde sonunda Erzurum a; Rauf
Bey ise, Ankara'ya varmıştır.")
(Tesbit/ 7. "...hal ve keyfıyet bu merkezde iken,
Sultan Vahdettin'in ve Sadrazamı'nın durumdan
haberdar olmadığını söylemek, yalnız saftık olmaz;
üstelik tarihi tahrrf etmek olur; elbette haberdar-
dılar, Sultan Vahdettin tarafindan kabul edildiğini,
bizzat Gâzi 'hatıralarrnda belirtir; belirtir de, iş bu
kadarla kalmamıştır.
Bılındiğı gibi Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya 3.
Ordu Müfettişi (aslında kumandanı) olarak hareket
edıyor; maaşını Osmanlı hazinesinden alacaktır; kı-
sacası Osmanlı devietinin görevli bir askeri; o ka-
dar böyle ki bu, ona verilen 'fevkalade görev do-
layısıyla', Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye tarafindan,
yetkilerinin nasıl ve ne kadar genişletildiğini, sak-
lamaz; açıkça söyler.
O zaman, sanınm sorulacak soru şudun muhteme-
len Intelltgence Sevice'ın malûmatı dahilinde, girişi-
len bu harekâtta, Ingilizler'in birdenbire pirelenmesi
ve telâşlanması; Mustafa Kemal'ı durdurmak, tevkif
etmek gibi rivayetienn yayılması; acaba gerçekten
özel bilgiler edindiklerinden midir, yoksa Paşa'yı
halk nazannda büsbütün ulusal kahraman merte-
besine çıkarmak için midir?
Her ikısı de, mümkün görünüyor. Gâzi'nın Yunanlı-
lan yenecek kahraman olabilmesi, halk tarafindan be-
nimsenmesi için, Ingilizler'in ona düşmanlık göster-
mesi; hatta Padişah'ın onu görevinden alması; etki-
leyici kurnazlıklardır; öyledirde, Ingiliz Istihbaran'nın
Paşa'dan pirelenmesi için, başka nedenler de yok
sayılamaz!...
Ne gibi mi?..")
Ya Teşkflât-ı Mahsusa' da, Işe karışıyorsa?
(Tesbit/8."... Mustafa Kemal Paşa, maiyeti erkâ-
nıyla Bandırma vapurunda giderken; ingilizler, Der-
saadet'te Ktihatçılar'dan kalma Teşkilât-ı Mahsu-
sa' bakiyesinin, görevlerini sürdürdüğünden haberdar
idiler. Bunun böyle olduğunu anlamak için, örgütün
son başkanı olan, Kaymakam (Yarbay) Hüsamettin
Ertürk'ün hatıralarını okumak yeterlidir.
Anlaşılıyor ki, Miralay llyacef 'Yoldaş' -adı başka,
ya da bır başka şahıs da olabılır- Rusya'dan, muhte-
melen Enver Paşa adına, hem emirleri, hem de 'mik-
tar-ı kifî meblağı' onlara ulaştırmış; 'direnişçi' 'Kara-
kol Teşkilab' böylece örgütlenme aşamasına ulaşmış;
hatta faaliyete geçmiştir: Dersaadet'ın çeşitli semt-
lerinde, direniş yuvalan kurulmakta, bazı 'eylemleh'
cephane hırsızlığına, hatta işgal subaylannı öldürme-
ye kadar uzanmaktadır.. Bu hem Sovyetler'in, hem
de Ittihatçılar'ın -aslında belki de Almanlar'ın- dev-
reye girme teşebbüslerinin somut işareti sayılamaz
mı?
Pekı, -Almanlar'a ve Ittihatçılar'a olan nefreti ve
karşıtlığı bilinmesine rağmen- acaba Mustafa Kemal
Paşa, el altından bunlarla işbirliğine gırmiş olamaz
mı?
Fılm gittikçe daha gerilimli, daha heyecan veriyor
öyle mi? Eski deyimle, 'mabâdi Cuma-yı şerife!'