Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
E K O J N O M I ekonomi®cumhuriyet.com.tr
Çizilen pembe tablonun yaldızı dökülüyor. İstihdam yaratmayan büyümenin olumsuz etkileri görülmeye başlandı
Ekonomide duraldamadevri• Sanayi ve ihracat yavaşladı.
Büyüme hız kesti. 2006 enflasyonu
tehdit ediyor. Uzmanlar, durgun
ortamda cari açığın büyümesine
dikkat çekerek "Balayı bitti,
durgunluk geliyor" diyorlar.
MURATKIŞLALI
ANKARA-Hükümetin ekonomide enf-
lasyon hariç tüm kaleleri birer birer düşü-
yor. Büyüme, sanayi kaynaklı yavaşlama-
ya girdi. ihracat ve özel yatınmlar durma
noktasında. Enflasyonda da Merkez Ban-
kası 2006'dan çok endişeli.
Türk parasındaki reel değerlenme eği-
limi temmuzda da sürdü. Merkez Banka-
sı'nın Türk parasırun reel değerini göste-
ren endeksi temmuzda yüzde 2.3 oranın-
da artarak 162.9'a yükseldi ve Ocak
1980'deki 176.4'lükdüzeyindensonraen
yüksek reel değerine ulaştı.
Temmuz aymda ihracat, geçen yılm
temmuz ayına göre sadece yüzde 1.1 art-
tı. îlk defa bir ay içinde 10 sektörde ihra-
cat kaybı yaşandı. Sanayide en büyük
azalma, yüzde 16.7 ile demir ve demir dı-
şı metallerde olurken taşıt araçlan ve yan
sanayi sektöründe yüzde 5.1 azalma ya-
şandı.
Sanayi üretimi artış hızında mayıs ayın-
da yaşanan düşüş trendi hazıran ayında
derinleşti. Sanayi üretimi hazıran ayında
yalnızca yüzde 1.6 artış gösterdı. Böyle-
ce mayıs sonunda yüzde 5 olan 5 aylık or-
talama sanayi üretım artışı, 6 aylık ortala-
mada yüzde 4.5'e geriledi. Merkez Ban-
kası verilerine göre, protesto edilen senet-
lerin sayısı geçen yılın 7 aylık dönemine
göre yüzde 81, ödenmeyen kredi kartı bor-
cu tutan yüzde 94, bankalann kredi kartı
batağı da yüzde 160 arttı. Yılbaşından bu
yana 250 bin mükellef işıni terk ettı. Işsiz-
iik oranı 4 yıl önce 8.4 idi, 10'un üzerine
çıktı. 803 bin kişilık mevsimlik işçi olma-
sa oran çok daha yüksek olacak.
K.ÖŞE YAZARLARI
Pembe tabloda
kara noktalar
Ekonomideki gelişmelen yakından iz-
leyen köşe yazarlan da pembe tablonun
yaldızlannın dökülmeye başladığı konu-
sunda hemfikir.
FaikOztrak,MiIHyet: Ekonomideki ya-
vaşlamaya rağmen dış denge bozulmaya
devam etmektedir. Bu durum enflasyon-
daki düşmenin sürdürülebilirliği konu-
sunda tereddüt yaratmaktadır.
Mahfi Eğilmez, Radikal: Dahagerçek-
çi bir bakış bundan sonraki çeyreklerde de
sanayi üretıminde düşme olacağmı göste-
riyor. 2005 yılı büyümesi yüzde 5'in ol-
dukça altında kalacak gibi görünüyor.
Güngör Uras, MiDiyet: Piyasadaki
oyunculan uyarmaya çalışıyorum. Eko-
nomide "Kazanç benim, riskdevletin" dö-
nemi bitti. Dövizleri Türk Lirası'na dö-
nüştürerek büyük kazançlar sağlayanla-
rın, döviz fiyatındaki hızlı bir yükselme
karşısında ağlaşmaya hıç mi hiç haklan
olamayacağını hatırlatmakta yarar var.
FanıkTürkoglu,Referans:Temmuz ayı
sanayi üretimi değişim oranının sıfıra
yaklaşması, hatta eksi çıkması bile söz
konusu. Hükümetın resmi büyüme hede-
fi olan yüzde 5'lik oran işsizliğin artışını
önleyemiyor.
FAİZLERİ DEĞIŞTÎRMEDl
MB orta vadede
'daha temkinliy
Ekonomi Servisi - Temmuz ayında "enf-
lasyondaki düşüş ivmesinin azaldığT ge-
rekçesiyle faiz indirimine gitmeyen Mer-
kez Bankası. kısa vadeli faiz oranlannın
ağustos ayında da değiştirilmemesine ka-
rar verdi. Bankanın gecelik borçlanma fa-
iz oranı yüzde 14.25, borç verme faiz ora-
nı ise yüzde 18.25 düzeyinde kaldı.
Öte yandan Merkez Bankası dün "Enf-
lasyon ve Görünüm" raporu ile "Ağustos
Ayına Üişkin Beklenti Anketi"ni de ya-
yımladı.
Raporda. bugünkü veri seti ışığında
"orta vadeye yönelikolaraktemkinli olnıa
gereğinin devam ett^i" kaydedildi.
Tüketici güven endekslerindeki düşüş
ve iktisadi yönelim anketindeki iç pazara
satış beklentilerindeki gerilemenin dik-
katle izlendiği belirtilen raporda, özellik-
le son bir ay içinde yayımlanan verilerin,
dış talepte yavaşlama belirtilen gösterdi-
ğine de dikkat çekildi.
Ağustos ayına ilişkin beklenti anketin-
de ise cari açık beklentısi, yıl sonu itiba-
nyla 18 milyar 840.4 milyon dolara yük-
seldi. Temmuz ayının ikinci anketinde. yıl
sonu cari açık beklentisi 17 milyar 939.2
milyon dolar olmuştu.
CİCİM AYLARI
GERİDE KALDI
Prof. Dr. Erinç Yeldan: AKP hükümetinin
ekonomide bahar aylan geride kaldı, balayı
dönemi bitti. 2003'ten bu yana Türkiye
ekonomisine sağlanan yurtdışı kay-
naklı olağanüstü konjonktür
tamamlandı. Büyüme döneminin
sonuna gelindi. Bu dönem büyük
bir olasılıkla 2001 krizi gibi bir kriz-
le bitmeyecek. Onun yerine esnafın,
küçük üreticinın likidite sıkıntısı
içıne düşmesınden. talep yetersi-
zliğinden, birikmiş kredi
borçlanndan, tüketicilerin artık tüketim talep-
lerinin doyum noktasuıa gelmesinden kay-
naklanan yaygın bir işsizlikle beraber uzun süre-
li bir durgunluk şeklinde kendini gösterecek.
ŞEMSİYE ANINDA
TERSİNE DÖNEBİLİR
Prof. Dr. Şükrü Kızüot: Hükümet, her
yılın sonunda "Önümüzdeki yıl kayıt dışı
ile mücadele yıta olacakür" diyor, ama ka-
yıt dışılık oranı yüzde 6O'ı aştı. Vergide he-
def, adaleti bozan dolaylı vergiler sayesin-
de tutturuluyor. Dolaylı vergilerin payı
1999'da yüzde 54.6'dan 2OO5'te yüzde
74'e çıkacak. Emlak Vergisi 2006'da yüz-
de 100 artacak. Kayıt dışı istihdam, çalı-
şanlann yüzde 52'si. Bundan kaynaklanan
vergi ve sigorta kaybı 21 milyar YTL. Büt-
çenin yüzde 15'i sosyal güvenliğe aktan-
lıyor. Sıcak parayla döndürülen ekonomi-
de ciddi soninlar var. Şemsiye bir anda ter-
sine dönebilir. Ama bu hükümet söylenen-
lere kulak vermiyor.
KRİZİ ERTELEMEYE
ÇABALIYORLAR
Prof. Dr. Oğuz Oyan: Ekonominin gelece-
ğine ilişkin beklentilerde çözülemeyen sorun-
lann kaygısı var. Durgunlaşan ekonomide ca-
ri açığın bir türlü kapanamıyor ol-
ması ciddi bir uyan. Bir taraftan
enflasyon düşüyor, öbür taraftan
cari açık artıyor. Sıcak para açı-
sından çok olumlu bir ortam, an-
cak potansiyel olarak kriz var. Ben
2006 yılı ortalannın daha da kri-
tik olacağını düşünüyorum. Hü-
kümet mümkün olduğunca dış
kaynak bularak, ülkeyi sıcak paraya açarak ve
özelleştirme yaparak kriz ihrimalini ertele-
meye çalışıyor. Yeni bir seçim dönemine
olumlu havayla gitmeye çalışıyor.
Sanayiciye göre ekonomide 2004'ün ikinci yansından itibaren başlayan eğilim sürecek
Yavaşlama sinyalleri geliyorEkonomi Servisi - Istanbul Sanayi
Odası'nın (İSO) Ekonomik Durum Tes-
pit Anketi Çalışması'nın ilk yan sonuç-
lan, ekonomide 2004'ün ikinci yansın-
dan itibaren başlayan yavaşlama eğili-
mini teyit etti.
Anketi açıklayan ISO Yönetim Ku-
rulu Başkanı Tanıl Küçük "Biz alarm
kelimesini kullanmıyoruz, sinyaller ifa-
desini kullanıyoruz" dedı. Küçük, hü-
kümetı büyüme potansiyelini ortaya çı-
karacak adımlan atmakta çok daha hız-
lı da\Tanma konusunda uyardı.
Küçük, temel
göstergelerde bazı
olumsuz eğılımle-
rin harekete geçti-
gınin göze çarptığı-
nı söyledı.
Buna göre, sana-
yi sektöründe 2002,
2003 ve 2004'ün
ilk yansında görü-
len yüksek aylık
üretim artışlan,
2004'ün ikinci ya-
nsında ve 2005 yılı
ilk yanda daha küçük oranlan artışlara
dönüşrü. Ekonomideki nispi yavaşla-
manın 2005 yılının ilk yansına ait du-
rum tespit anketi sonuçlannda da his-
sedildiğini ifade eden Tanıl Küçük, üre-
tim, iç satış, ihracat, siparişler ve istih-
dam göstergeleri bir arada değerlendi-
nldiğinde, 2005'in ilk yansının 2004
ikinci yanya göre daha olumsuz geçti-
ğinın ortaya çıktığını bıldırdı.
Küçük, "2005 ekonomik programın-
da ekonominin soğuması öngörülmek-
tedir. Dolayısıyla yavaşlama beklenen
bir eğilim olarak kabul edi-
lebilir. Ancak ekonomide-
ki yavaşlama, büyümenin
devamını tehdit edecek
boyutlara ulaşmamahdır"
dedi.
• "Biz alarm
kelimesini
kullanmıyoruz,
sinyaller
alıyoruz" diyen
İSO Başkanı
Küçük,
hükümetin hızla
önlem alması
gerektiğini
söyledi. Ege thracatçı Birlikleri'nde düzenlenen "Tekstil ve Hazır Gıyim" zirvesinden uyan bildirisi çıktL
Tekstil ve hazır giyimci: Son noktaya geldik, önlem alınmalı
İhracat duvara dayandıMURATGULDEREN
ÎZMİR-Ege Öıracatçı Birlikleri'nde düzenlenen
"Tekstil ve Hazır Giyim" zirvesinin ortak açıkla-
masında, ihracatçılann öz kaynaklanyla gelip ge-
lebileceği son noktanın 2005 Temmuz'u olduğu
belirtilerek -Bundan sonrası için iyikştirici tedbir-
ler, üretinı ve ihracat lehine geüştirümediğinde ka-
zanan yine ithalat ve kayıt dışı olacaktir" denıldı.
Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TlM) Başkanı
Oğuz Saöcı başkanlığında Istanbul. Ege, Denizli,
Akdeniz ve Güneydoğu Tekstil ve Hazır Giyim îh-
racatçı Birlikleri başkanlannın katılımıyla "Teks-
til ve Hazır Giyim Zirvesi" düzenlendi. Zirvede
hazu-lanan ortak bildiriyı İstanbul Hazır Giyim ve
Konfeksıyon Ihracatçılan Birliği Başkam Süley-
man Orakçıoğlu okudu.
Ortak açıklamada, ihracatta temmuz aymda gö-
rülen yüzde 1.1 'lik artış oranının, "sektörün ku-
laklannı sağır eden alarm sinyallerinin başka ke-
simler tarafindan da duyulmasına" neden olduğu-
na dikkat çekildi.
Türkiye'nin "gözbebeğj" olarak görülen hazır
giyim, otomotiv ve demir-demir dışı metaller sek-
törleri ihracatmda gerilemeler görüldüğüne dikkat
çekilen açıklamada, uygulanan kur politikası ve
maliyet baskısı nedeniyle ihracatçmm rekabet gü-
cünü yitirdiği ifade edildi.
Yıl sonunda 40 milyar dolan bulacak dış açık, cari açığı tetikleyecek
Tüzmen: Açığa dikkat etmeliyiz
Ekonomi Servisi - Son
zamanlarda can açık konusunda
'daha ihtiyatir demeçler verme
gereğini duyan dış ticaretten sorumlu
Devlet Bakam Kürşad Tüzmen, bu yıl
sonunda dış ticaret hacminin 180, dış
ticaret açığının 40 milyar dolar
civannda gerçekleşeceğini belirtti.
Tüzmen. toplam 40 genç işadamı
derneğini çatısı altında toplayan 4 bin
üyeli Türkiye Genç Işadamlan
Konfederasyonu Genel Başkanı Erhan
Özmen ve yönetim kurulu üyelerini
kabulünde yaptığı konuşmada, söz
konusu açığın rahatlıkla çevrilebilecek
boyutta olduğunu ileri sürerken "yine
de dikkatk izknmesi gerektiğini"
söyledi. Dış ticaret açığımn cari
işlemler açığını tetiklediğini ve
dikkatle izlenmesi gerektiğini
yineleyen Tüzmen, "Bu yıl sonunda
18-20 milyar dolar turizm geliri, 7
milyar dolar yurtdışı müteahhiüik
hiznıetleri geliri ve 3.5 milyar dolar işçi
dövizi geliri bekleniyor. Bunlar cari
açığın finansmanuun önemtl
kalemleri" dedi. Geçen yıl dış ticaret
hacmi 160.7 milyar dolar, açık da 34.4
milyar dolar seviyesinde
gerçekleşmişti.
www.temsa.com.tr Sa/osU *?tt(exci(tf.
ÎLGİTOPLUMUNA DOĞRlV ÖZLEM YÜZAK
Çin'in Stratejik Doktrini Ne?
Günümüzde küresel anlamda pek çok ekonomik
gösterge; ücretler, kârlar, fiyatlar ve faiz oranlan Çin
kaynaklı gelişmelere paralel olarak etkileniyor. Çin'in
büyüme hızı 9O'lı yılların sonlarında ciddi atağa kal-
kan Asya kaplanlarının büyüme hızlarından aman
aman farklı değil, ancak bu ülkenin gelişiminin dün-
ya ekonomisi üzerinde çok dramatik etkileri var. Bu
etkilerden biri, devasa ve ucuz işgücü, diğeri ise eko-
nomisinin alışılagelmişin dışında ticarete açık olma-
sı. Dolayısıyla Çin hemen her ülke tarafından son de-
rece ilgiyle izleniyor. Bundan birkaç yıl öncesine ka-
dar kimse Çin'in para birimi yuan'ın kalkıp da dolara
meydan okuyacağını söyleyemezdi. Bugün iseyuan-
dolar ilişkisi, ciddi ticaret açıkları olan ABD'de ve do-
layısıyla uluslararası politikada en sıcak konulardan
biri.
The Economist dergisi geçen haftaki sayısında
Çin'in dünya ekonomisi üzerindeki etkilerinin daha
farklı ve daha derin boyutlanna dikkat çekti. Bunlar-
dan biri, bir türlü dizgınlenemeyen petrol fıyatlan. Ta-
bii Çin'in giderek artan enerjı talebinin payı büyük. Bu
durum, amansız küresel rekabetle birleşince, enflas-
yondan ücretlere kadar dünya ekonomisinin her saf-
hasına yansıyor. Derginin iddiasına göre, Çin'deki ge-
lişme, dünya emlak fiyatlarını da doğrudan etkiliyor.
Çin'den gelen ucuz mallar merkez bankalannın işini
kolaylaştırıyor. Reel faiz oranlarını ciddi biçimde yük-
seltmeye gerek kalmadan enflasyon hedefleri tuttu-
rulmuş oluyor. Bu da tüketicinin borçlanmasını kolay-
laştırıyor. Düşük faizli krediler emlak piyasasını daha
da hareketlendiriyor. The Economist, "önümüzdeki
yıllarda gelişmiş ülkelerin enflasyonlan, faiz oranlan,
ücretleh, kârlan, petrol ve hatta emlak fıyatlan 'Ma-
de in China' olacak. ABD'nin bugün yapmaya çalış-
tığı gibi korumacı politikalan devreye sokmak fela-
ketle sonuçlanır. Çin 'in giderekartan gücü ile baş et-
menin en iyi yolu, ona küresel ekonomik istikrar ça-
balannda daha büyük birpay vermektir. ûmeğin Çin,
GTIerya da OECD gibi uluslararası ekonomik grup-
lann önemli bir üyesi haline getirilebilir. Bükemedi-
ğiniz eli öpmekten başka çareyok" yorumunu yapı-
yor.
Evet, dünya gündeminin ilk sıralarında Çin.
Peki, Çin'in bir dünya gücü olma yolunda attığı
adımları şekillendiren stratejik politikası ne? Gelin bi-
raz da bu konuyu deşelim ve farklı kaynaklardan der-
lediğimiz bilgileri aktaralım. 1997-1998 Asya krizinde,
ta başından IMF ile masaya oturmayı reddeden tek
ülke oldu. Böyle davranarak hem kalkınma şansını
başkalarının eline bırakmadı hem de zaman içinde di-
ğer Asya kaplanlannın güvenini kazanarak onlara kre-
di açtı, maddi yardımlarda bulundu.
Çünkü Çin, kendi büyük ve kalkınma atağını baş-
latırken her şeyden önce, etrafında istikrarlı ve geliş-
meye açık bir çevrenin oluşmasını istiyordu. Kuzey
Kore'yi nükleer silahlanmadan vazgeçirme çabalan-
nın bir nedeni de bu. Le Monde Diplomatique gaze-
tesine göre Çin'in stratejik doktrini 4 'hayır' etrafına
kurulu:
- Hegemonyaya hayır.
- Güç politikasına hayır.
- Bloklaşma, kutuplaşma politikasına hayır.
- Silahlanma eğilimine hayır.
Bunlann yerine benimsediği politikalar ise güven te-
sis etmek, zorlukları aşacak çözüm yollan üretmek,
işbirliğini geliştirmek ve çatışmalardan kaçınmak. Der-
ginin vurgulamaya çalıştığı bir diğer husus da Çin'in
hem ABD karşısında henüz yeterince güçlü olmama-
sı hem de Asya bölgesindeki diğer rakiplerinden (Hin-
distan, Japonya...) ötürü "asimetrik bir diplomasi"y\
tercih ediyor olması.
Nedir bu asimetrik dıplomasi? Son derece hareket-
li, ikili ilişkilere öncelik veren, ancak bunun yanı sıra
bölgesel oluşumlara aktif olarak katılan ve geçmişte
toprak sorunlanndan kaynaklanan gerginlikleri en aza
indirgeyerek bunun yerine ekonomik işbirliklerini
oturtmayı planlayan bir strateji.
Gelelim somut örneklere...
Çin ve Rusya 2 Haziran 2005'te bir sınır anlaşma-
sına imza atarak çok uzun yıllardan beri ilişkileri ger-
ginleştiren bir sorunu çözümlediler. Yine hemen he-
men aynı tarihlerde Çin yetkilileri Hindistan ile de bir
protokol imzaladılar. Böylece 1962 yılından beri sü-
rekli gündemdeolan bir toprak sorununda taraf olma
konusunda (Keşmir olayı) önemli ve banşçı bir adım
atılmış oldu. Tüm bunlara karşın Japonya'yla ilişkile-
rin uzun zamandır olmadığı kadar gergin olduğunu
vurgulamak gerekiyor. Ancak Pekın yönetimi girişim-
lerini bırakmış değil.
2001 'de Şanghay anlaşmasıyla Rusya, Kırgızistan,
Kazakistan, Tacikistan ve özbekistan ile ticari işbirli-
ği adımı atmıştı. Bu daha da gelişerek sürüyor. Çin'in
bugün yürüttüğü politikaları tüm dünya soluğunu tu-
tarak izliyor, dersler çıkanyor... Ya Türkiye?.. Yanıtını
sanırım hepimiz biliyoruz. En azından bugün için...
ozfcm.>Tizak(a cumhumetcom.tr
Eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği başkanlanndan Osman Benzeş'e göre en büyük istihdam kapısı tekstil:
Tekstflden vazgeçilirse Idmse sokağa çıkatnaz
Ekonomi Servisi - Bugüne
kadar üretimme İstanbul'da
devam eden Osman Benzeş,
bir süre önce Merzifon'da
yapımma başladığı fabrika-
sında deneme üretimine
geçti. Benzeş. maliyeti 11
milyon dolara dayanan fab-
rikayı, damadı ve APS Gi-
yim'in Genel Müdürü Kut-
lu Çeceü'ye teslim etti. Kut-
lu Çeceli, "Fabrikada ma-
kine montajı devam edi\or.
Fabrikamız şu anda \iizde
50 kapasiteyle çakşabilecek
hale geldi. Ancak 550 işçiyle
yapüğunız deneme üreti-
minde yüzde 25'tik kapasite
kullammmı yakala\abili\o-
ruz. Çünkü, buradaki işçile-
rin temposu henüz yavaş"
diye konuştu.
Sıfir kazanç var
Büyük bir heyecanla Mer-
zifon'da yatınma devam et-
tiklerini belirten Osman
Benzeş, ekonomideki geliş-
melerin ve piyasanın duru-
munun kendilerine aynı he-
yecanı vermedığini söyledi.
Benzeş, "27 milyon dolarhk
ihracata karşıhk sıfir kazanç
nasıl ohır?" sorusu üzenne
şunlan söyledi: "Söyledikle-
rimde hiç abarO yok. 27 mil-
yon dolarhk ihracattan bize
kalan 120 milvar nrahk kâr.
Bu durumda nasıl olur da
'piyasa iyi, ekonomi ıyi' der-
siniz? Verdigim rakamlar iş-
lerin hiç de iyigitmediğini ga-
yet güzel ortaya kojnyor."
Osman Benzeş, "Türki-
ye'nin artık tekstil ve konfek-
sıyon yerine katma değeri
daha yüksek sektöriere yö-
nehnesi gerekuği görüşü öne
çıkıyor" hatırlatması üzenne
şöyle konuştu: "Türkij'e
tekstil ve konfeksiyon sektö-
riinden vazgeçemez. Eğer
bunu yapacak ohırsa, Tür-
krye'de sokaklar çıkılamaz
hale geür. Kimse sokağa ÇH
kamaz. Türkrye'nin en az 15
vü daha tekstil ve konfeksi-
yondan çıkma lüksü >ok."
Benzeş, özelhkle konfek-
siyon sektörünün istihdama
katkısmı şöyle özetledi:
"Merzifon'daki fabrikada
1000 kişi çahşacak. 10-11
mihon dolarhk yaünmla
1000 kişink istihdam >araü-
yoruz. Buna karşuı Merce-
des-Benz Türk'e bakuı.
Adamlar 500 milyon dolar-
hk yaünmla ancak 3-4 bin
kişiyi istihdam edebühorlar.
Bunu asla Mercedes'i eleş-
tirmek için söylemiyorum.
Amacmı, işsi/Jikten kuılan
Türkiye'de istihdam yarat-
ma şansmm nerede olduğu-
nu anlatmak." Şu anda >1izde 50 kapasiteyle çahşan fabrikada 550 işçi istihdam edinyor.