18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET E K O J N O M I ekonomi®cumhuriyet.com.tr Çizilen pembe tablonun yaldızı dökülüyor. İstihdam yaratmayan büyümenin olumsuz etkileri görülmeye başlandı Ekonomide duraldamadevri• Sanayi ve ihracat yavaşladı. Büyüme hız kesti. 2006 enflasyonu tehdit ediyor. Uzmanlar, durgun ortamda cari açığın büyümesine dikkat çekerek "Balayı bitti, durgunluk geliyor" diyorlar. MURATKIŞLALI ANKARA-Hükümetin ekonomide enf- lasyon hariç tüm kaleleri birer birer düşü- yor. Büyüme, sanayi kaynaklı yavaşlama- ya girdi. ihracat ve özel yatınmlar durma noktasında. Enflasyonda da Merkez Ban- kası 2006'dan çok endişeli. Türk parasındaki reel değerlenme eği- limi temmuzda da sürdü. Merkez Banka- sı'nın Türk parasırun reel değerini göste- ren endeksi temmuzda yüzde 2.3 oranın- da artarak 162.9'a yükseldi ve Ocak 1980'deki 176.4'lükdüzeyindensonraen yüksek reel değerine ulaştı. Temmuz aymda ihracat, geçen yılm temmuz ayına göre sadece yüzde 1.1 art- tı. îlk defa bir ay içinde 10 sektörde ihra- cat kaybı yaşandı. Sanayide en büyük azalma, yüzde 16.7 ile demir ve demir dı- şı metallerde olurken taşıt araçlan ve yan sanayi sektöründe yüzde 5.1 azalma ya- şandı. Sanayi üretimi artış hızında mayıs ayın- da yaşanan düşüş trendi hazıran ayında derinleşti. Sanayi üretimi hazıran ayında yalnızca yüzde 1.6 artış gösterdı. Böyle- ce mayıs sonunda yüzde 5 olan 5 aylık or- talama sanayi üretım artışı, 6 aylık ortala- mada yüzde 4.5'e geriledi. Merkez Ban- kası verilerine göre, protesto edilen senet- lerin sayısı geçen yılın 7 aylık dönemine göre yüzde 81, ödenmeyen kredi kartı bor- cu tutan yüzde 94, bankalann kredi kartı batağı da yüzde 160 arttı. Yılbaşından bu yana 250 bin mükellef işıni terk ettı. Işsiz- iik oranı 4 yıl önce 8.4 idi, 10'un üzerine çıktı. 803 bin kişilık mevsimlik işçi olma- sa oran çok daha yüksek olacak. K.ÖŞE YAZARLARI Pembe tabloda kara noktalar Ekonomideki gelişmelen yakından iz- leyen köşe yazarlan da pembe tablonun yaldızlannın dökülmeye başladığı konu- sunda hemfikir. FaikOztrak,MiIHyet: Ekonomideki ya- vaşlamaya rağmen dış denge bozulmaya devam etmektedir. Bu durum enflasyon- daki düşmenin sürdürülebilirliği konu- sunda tereddüt yaratmaktadır. Mahfi Eğilmez, Radikal: Dahagerçek- çi bir bakış bundan sonraki çeyreklerde de sanayi üretıminde düşme olacağmı göste- riyor. 2005 yılı büyümesi yüzde 5'in ol- dukça altında kalacak gibi görünüyor. Güngör Uras, MiDiyet: Piyasadaki oyunculan uyarmaya çalışıyorum. Eko- nomide "Kazanç benim, riskdevletin" dö- nemi bitti. Dövizleri Türk Lirası'na dö- nüştürerek büyük kazançlar sağlayanla- rın, döviz fiyatındaki hızlı bir yükselme karşısında ağlaşmaya hıç mi hiç haklan olamayacağını hatırlatmakta yarar var. FanıkTürkoglu,Referans:Temmuz ayı sanayi üretimi değişim oranının sıfıra yaklaşması, hatta eksi çıkması bile söz konusu. Hükümetın resmi büyüme hede- fi olan yüzde 5'lik oran işsizliğin artışını önleyemiyor. FAİZLERİ DEĞIŞTÎRMEDl MB orta vadede 'daha temkinliy Ekonomi Servisi - Temmuz ayında "enf- lasyondaki düşüş ivmesinin azaldığT ge- rekçesiyle faiz indirimine gitmeyen Mer- kez Bankası. kısa vadeli faiz oranlannın ağustos ayında da değiştirilmemesine ka- rar verdi. Bankanın gecelik borçlanma fa- iz oranı yüzde 14.25, borç verme faiz ora- nı ise yüzde 18.25 düzeyinde kaldı. Öte yandan Merkez Bankası dün "Enf- lasyon ve Görünüm" raporu ile "Ağustos Ayına Üişkin Beklenti Anketi"ni de ya- yımladı. Raporda. bugünkü veri seti ışığında "orta vadeye yönelikolaraktemkinli olnıa gereğinin devam ett^i" kaydedildi. Tüketici güven endekslerindeki düşüş ve iktisadi yönelim anketindeki iç pazara satış beklentilerindeki gerilemenin dik- katle izlendiği belirtilen raporda, özellik- le son bir ay içinde yayımlanan verilerin, dış talepte yavaşlama belirtilen gösterdi- ğine de dikkat çekildi. Ağustos ayına ilişkin beklenti anketin- de ise cari açık beklentısi, yıl sonu itiba- nyla 18 milyar 840.4 milyon dolara yük- seldi. Temmuz ayının ikinci anketinde. yıl sonu cari açık beklentisi 17 milyar 939.2 milyon dolar olmuştu. CİCİM AYLARI GERİDE KALDI Prof. Dr. Erinç Yeldan: AKP hükümetinin ekonomide bahar aylan geride kaldı, balayı dönemi bitti. 2003'ten bu yana Türkiye ekonomisine sağlanan yurtdışı kay- naklı olağanüstü konjonktür tamamlandı. Büyüme döneminin sonuna gelindi. Bu dönem büyük bir olasılıkla 2001 krizi gibi bir kriz- le bitmeyecek. Onun yerine esnafın, küçük üreticinın likidite sıkıntısı içıne düşmesınden. talep yetersi- zliğinden, birikmiş kredi borçlanndan, tüketicilerin artık tüketim talep- lerinin doyum noktasuıa gelmesinden kay- naklanan yaygın bir işsizlikle beraber uzun süre- li bir durgunluk şeklinde kendini gösterecek. ŞEMSİYE ANINDA TERSİNE DÖNEBİLİR Prof. Dr. Şükrü Kızüot: Hükümet, her yılın sonunda "Önümüzdeki yıl kayıt dışı ile mücadele yıta olacakür" diyor, ama ka- yıt dışılık oranı yüzde 6O'ı aştı. Vergide he- def, adaleti bozan dolaylı vergiler sayesin- de tutturuluyor. Dolaylı vergilerin payı 1999'da yüzde 54.6'dan 2OO5'te yüzde 74'e çıkacak. Emlak Vergisi 2006'da yüz- de 100 artacak. Kayıt dışı istihdam, çalı- şanlann yüzde 52'si. Bundan kaynaklanan vergi ve sigorta kaybı 21 milyar YTL. Büt- çenin yüzde 15'i sosyal güvenliğe aktan- lıyor. Sıcak parayla döndürülen ekonomi- de ciddi soninlar var. Şemsiye bir anda ter- sine dönebilir. Ama bu hükümet söylenen- lere kulak vermiyor. KRİZİ ERTELEMEYE ÇABALIYORLAR Prof. Dr. Oğuz Oyan: Ekonominin gelece- ğine ilişkin beklentilerde çözülemeyen sorun- lann kaygısı var. Durgunlaşan ekonomide ca- ri açığın bir türlü kapanamıyor ol- ması ciddi bir uyan. Bir taraftan enflasyon düşüyor, öbür taraftan cari açık artıyor. Sıcak para açı- sından çok olumlu bir ortam, an- cak potansiyel olarak kriz var. Ben 2006 yılı ortalannın daha da kri- tik olacağını düşünüyorum. Hü- kümet mümkün olduğunca dış kaynak bularak, ülkeyi sıcak paraya açarak ve özelleştirme yaparak kriz ihrimalini ertele- meye çalışıyor. Yeni bir seçim dönemine olumlu havayla gitmeye çalışıyor. Sanayiciye göre ekonomide 2004'ün ikinci yansından itibaren başlayan eğilim sürecek Yavaşlama sinyalleri geliyorEkonomi Servisi - Istanbul Sanayi Odası'nın (İSO) Ekonomik Durum Tes- pit Anketi Çalışması'nın ilk yan sonuç- lan, ekonomide 2004'ün ikinci yansın- dan itibaren başlayan yavaşlama eğili- mini teyit etti. Anketi açıklayan ISO Yönetim Ku- rulu Başkanı Tanıl Küçük "Biz alarm kelimesini kullanmıyoruz, sinyaller ifa- desini kullanıyoruz" dedı. Küçük, hü- kümetı büyüme potansiyelini ortaya çı- karacak adımlan atmakta çok daha hız- lı da\Tanma konusunda uyardı. Küçük, temel göstergelerde bazı olumsuz eğılımle- rin harekete geçti- gınin göze çarptığı- nı söyledı. Buna göre, sana- yi sektöründe 2002, 2003 ve 2004'ün ilk yansında görü- len yüksek aylık üretim artışlan, 2004'ün ikinci ya- nsında ve 2005 yılı ilk yanda daha küçük oranlan artışlara dönüşrü. Ekonomideki nispi yavaşla- manın 2005 yılının ilk yansına ait du- rum tespit anketi sonuçlannda da his- sedildiğini ifade eden Tanıl Küçük, üre- tim, iç satış, ihracat, siparişler ve istih- dam göstergeleri bir arada değerlendi- nldiğinde, 2005'in ilk yansının 2004 ikinci yanya göre daha olumsuz geçti- ğinın ortaya çıktığını bıldırdı. Küçük, "2005 ekonomik programın- da ekonominin soğuması öngörülmek- tedir. Dolayısıyla yavaşlama beklenen bir eğilim olarak kabul edi- lebilir. Ancak ekonomide- ki yavaşlama, büyümenin devamını tehdit edecek boyutlara ulaşmamahdır" dedi. • "Biz alarm kelimesini kullanmıyoruz, sinyaller alıyoruz" diyen İSO Başkanı Küçük, hükümetin hızla önlem alması gerektiğini söyledi. Ege thracatçı Birlikleri'nde düzenlenen "Tekstil ve Hazır Gıyim" zirvesinden uyan bildirisi çıktL Tekstil ve hazır giyimci: Son noktaya geldik, önlem alınmalı İhracat duvara dayandıMURATGULDEREN ÎZMİR-Ege Öıracatçı Birlikleri'nde düzenlenen "Tekstil ve Hazır Giyim" zirvesinin ortak açıkla- masında, ihracatçılann öz kaynaklanyla gelip ge- lebileceği son noktanın 2005 Temmuz'u olduğu belirtilerek -Bundan sonrası için iyikştirici tedbir- ler, üretinı ve ihracat lehine geüştirümediğinde ka- zanan yine ithalat ve kayıt dışı olacaktir" denıldı. Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TlM) Başkanı Oğuz Saöcı başkanlığında Istanbul. Ege, Denizli, Akdeniz ve Güneydoğu Tekstil ve Hazır Giyim îh- racatçı Birlikleri başkanlannın katılımıyla "Teks- til ve Hazır Giyim Zirvesi" düzenlendi. Zirvede hazu-lanan ortak bildiriyı İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksıyon Ihracatçılan Birliği Başkam Süley- man Orakçıoğlu okudu. Ortak açıklamada, ihracatta temmuz aymda gö- rülen yüzde 1.1 'lik artış oranının, "sektörün ku- laklannı sağır eden alarm sinyallerinin başka ke- simler tarafindan da duyulmasına" neden olduğu- na dikkat çekildi. Türkiye'nin "gözbebeğj" olarak görülen hazır giyim, otomotiv ve demir-demir dışı metaller sek- törleri ihracatmda gerilemeler görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, uygulanan kur politikası ve maliyet baskısı nedeniyle ihracatçmm rekabet gü- cünü yitirdiği ifade edildi. Yıl sonunda 40 milyar dolan bulacak dış açık, cari açığı tetikleyecek Tüzmen: Açığa dikkat etmeliyiz Ekonomi Servisi - Son zamanlarda can açık konusunda 'daha ihtiyatir demeçler verme gereğini duyan dış ticaretten sorumlu Devlet Bakam Kürşad Tüzmen, bu yıl sonunda dış ticaret hacminin 180, dış ticaret açığının 40 milyar dolar civannda gerçekleşeceğini belirtti. Tüzmen. toplam 40 genç işadamı derneğini çatısı altında toplayan 4 bin üyeli Türkiye Genç Işadamlan Konfederasyonu Genel Başkanı Erhan Özmen ve yönetim kurulu üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, söz konusu açığın rahatlıkla çevrilebilecek boyutta olduğunu ileri sürerken "yine de dikkatk izknmesi gerektiğini" söyledi. Dış ticaret açığımn cari işlemler açığını tetiklediğini ve dikkatle izlenmesi gerektiğini yineleyen Tüzmen, "Bu yıl sonunda 18-20 milyar dolar turizm geliri, 7 milyar dolar yurtdışı müteahhiüik hiznıetleri geliri ve 3.5 milyar dolar işçi dövizi geliri bekleniyor. Bunlar cari açığın finansmanuun önemtl kalemleri" dedi. Geçen yıl dış ticaret hacmi 160.7 milyar dolar, açık da 34.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. www.temsa.com.tr Sa/osU *?tt(exci(tf. ÎLGİTOPLUMUNA DOĞRlV ÖZLEM YÜZAK Çin'in Stratejik Doktrini Ne? Günümüzde küresel anlamda pek çok ekonomik gösterge; ücretler, kârlar, fiyatlar ve faiz oranlan Çin kaynaklı gelişmelere paralel olarak etkileniyor. Çin'in büyüme hızı 9O'lı yılların sonlarında ciddi atağa kal- kan Asya kaplanlarının büyüme hızlarından aman aman farklı değil, ancak bu ülkenin gelişiminin dün- ya ekonomisi üzerinde çok dramatik etkileri var. Bu etkilerden biri, devasa ve ucuz işgücü, diğeri ise eko- nomisinin alışılagelmişin dışında ticarete açık olma- sı. Dolayısıyla Çin hemen her ülke tarafından son de- rece ilgiyle izleniyor. Bundan birkaç yıl öncesine ka- dar kimse Çin'in para birimi yuan'ın kalkıp da dolara meydan okuyacağını söyleyemezdi. Bugün iseyuan- dolar ilişkisi, ciddi ticaret açıkları olan ABD'de ve do- layısıyla uluslararası politikada en sıcak konulardan biri. The Economist dergisi geçen haftaki sayısında Çin'in dünya ekonomisi üzerindeki etkilerinin daha farklı ve daha derin boyutlanna dikkat çekti. Bunlar- dan biri, bir türlü dizgınlenemeyen petrol fıyatlan. Ta- bii Çin'in giderek artan enerjı talebinin payı büyük. Bu durum, amansız küresel rekabetle birleşince, enflas- yondan ücretlere kadar dünya ekonomisinin her saf- hasına yansıyor. Derginin iddiasına göre, Çin'deki ge- lişme, dünya emlak fiyatlarını da doğrudan etkiliyor. Çin'den gelen ucuz mallar merkez bankalannın işini kolaylaştırıyor. Reel faiz oranlarını ciddi biçimde yük- seltmeye gerek kalmadan enflasyon hedefleri tuttu- rulmuş oluyor. Bu da tüketicinin borçlanmasını kolay- laştırıyor. Düşük faizli krediler emlak piyasasını daha da hareketlendiriyor. The Economist, "önümüzdeki yıllarda gelişmiş ülkelerin enflasyonlan, faiz oranlan, ücretleh, kârlan, petrol ve hatta emlak fıyatlan 'Ma- de in China' olacak. ABD'nin bugün yapmaya çalış- tığı gibi korumacı politikalan devreye sokmak fela- ketle sonuçlanır. Çin 'in giderekartan gücü ile baş et- menin en iyi yolu, ona küresel ekonomik istikrar ça- balannda daha büyük birpay vermektir. ûmeğin Çin, GTIerya da OECD gibi uluslararası ekonomik grup- lann önemli bir üyesi haline getirilebilir. Bükemedi- ğiniz eli öpmekten başka çareyok" yorumunu yapı- yor. Evet, dünya gündeminin ilk sıralarında Çin. Peki, Çin'in bir dünya gücü olma yolunda attığı adımları şekillendiren stratejik politikası ne? Gelin bi- raz da bu konuyu deşelim ve farklı kaynaklardan der- lediğimiz bilgileri aktaralım. 1997-1998 Asya krizinde, ta başından IMF ile masaya oturmayı reddeden tek ülke oldu. Böyle davranarak hem kalkınma şansını başkalarının eline bırakmadı hem de zaman içinde di- ğer Asya kaplanlannın güvenini kazanarak onlara kre- di açtı, maddi yardımlarda bulundu. Çünkü Çin, kendi büyük ve kalkınma atağını baş- latırken her şeyden önce, etrafında istikrarlı ve geliş- meye açık bir çevrenin oluşmasını istiyordu. Kuzey Kore'yi nükleer silahlanmadan vazgeçirme çabalan- nın bir nedeni de bu. Le Monde Diplomatique gaze- tesine göre Çin'in stratejik doktrini 4 'hayır' etrafına kurulu: - Hegemonyaya hayır. - Güç politikasına hayır. - Bloklaşma, kutuplaşma politikasına hayır. - Silahlanma eğilimine hayır. Bunlann yerine benimsediği politikalar ise güven te- sis etmek, zorlukları aşacak çözüm yollan üretmek, işbirliğini geliştirmek ve çatışmalardan kaçınmak. Der- ginin vurgulamaya çalıştığı bir diğer husus da Çin'in hem ABD karşısında henüz yeterince güçlü olmama- sı hem de Asya bölgesindeki diğer rakiplerinden (Hin- distan, Japonya...) ötürü "asimetrik bir diplomasi"y\ tercih ediyor olması. Nedir bu asimetrik dıplomasi? Son derece hareket- li, ikili ilişkilere öncelik veren, ancak bunun yanı sıra bölgesel oluşumlara aktif olarak katılan ve geçmişte toprak sorunlanndan kaynaklanan gerginlikleri en aza indirgeyerek bunun yerine ekonomik işbirliklerini oturtmayı planlayan bir strateji. Gelelim somut örneklere... Çin ve Rusya 2 Haziran 2005'te bir sınır anlaşma- sına imza atarak çok uzun yıllardan beri ilişkileri ger- ginleştiren bir sorunu çözümlediler. Yine hemen he- men aynı tarihlerde Çin yetkilileri Hindistan ile de bir protokol imzaladılar. Böylece 1962 yılından beri sü- rekli gündemdeolan bir toprak sorununda taraf olma konusunda (Keşmir olayı) önemli ve banşçı bir adım atılmış oldu. Tüm bunlara karşın Japonya'yla ilişkile- rin uzun zamandır olmadığı kadar gergin olduğunu vurgulamak gerekiyor. Ancak Pekın yönetimi girişim- lerini bırakmış değil. 2001 'de Şanghay anlaşmasıyla Rusya, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve özbekistan ile ticari işbirli- ği adımı atmıştı. Bu daha da gelişerek sürüyor. Çin'in bugün yürüttüğü politikaları tüm dünya soluğunu tu- tarak izliyor, dersler çıkanyor... Ya Türkiye?.. Yanıtını sanırım hepimiz biliyoruz. En azından bugün için... ozfcm.>Tizak(a cumhumetcom.tr Eski Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği başkanlanndan Osman Benzeş'e göre en büyük istihdam kapısı tekstil: Tekstflden vazgeçilirse Idmse sokağa çıkatnaz Ekonomi Servisi - Bugüne kadar üretimme İstanbul'da devam eden Osman Benzeş, bir süre önce Merzifon'da yapımma başladığı fabrika- sında deneme üretimine geçti. Benzeş. maliyeti 11 milyon dolara dayanan fab- rikayı, damadı ve APS Gi- yim'in Genel Müdürü Kut- lu Çeceü'ye teslim etti. Kut- lu Çeceli, "Fabrikada ma- kine montajı devam edi\or. Fabrikamız şu anda \iizde 50 kapasiteyle çakşabilecek hale geldi. Ancak 550 işçiyle yapüğunız deneme üreti- minde yüzde 25'tik kapasite kullammmı yakala\abili\o- ruz. Çünkü, buradaki işçile- rin temposu henüz yavaş" diye konuştu. Sıfir kazanç var Büyük bir heyecanla Mer- zifon'da yatınma devam et- tiklerini belirten Osman Benzeş, ekonomideki geliş- melerin ve piyasanın duru- munun kendilerine aynı he- yecanı vermedığini söyledi. Benzeş, "27 milyon dolarhk ihracata karşıhk sıfir kazanç nasıl ohır?" sorusu üzenne şunlan söyledi: "Söyledikle- rimde hiç abarO yok. 27 mil- yon dolarhk ihracattan bize kalan 120 milvar nrahk kâr. Bu durumda nasıl olur da 'piyasa iyi, ekonomi ıyi' der- siniz? Verdigim rakamlar iş- lerin hiç de iyigitmediğini ga- yet güzel ortaya kojnyor." Osman Benzeş, "Türki- ye'nin artık tekstil ve konfek- sıyon yerine katma değeri daha yüksek sektöriere yö- nehnesi gerekuği görüşü öne çıkıyor" hatırlatması üzenne şöyle konuştu: "Türkij'e tekstil ve konfeksiyon sektö- riinden vazgeçemez. Eğer bunu yapacak ohırsa, Tür- krye'de sokaklar çıkılamaz hale geür. Kimse sokağa ÇH kamaz. Türkrye'nin en az 15 vü daha tekstil ve konfeksi- yondan çıkma lüksü >ok." Benzeş, özelhkle konfek- siyon sektörünün istihdama katkısmı şöyle özetledi: "Merzifon'daki fabrikada 1000 kişi çahşacak. 10-11 mihon dolarhk yaünmla 1000 kişink istihdam >araü- yoruz. Buna karşuı Merce- des-Benz Türk'e bakuı. Adamlar 500 milyon dolar- hk yaünmla ancak 3-4 bin kişiyi istihdam edebühorlar. Bunu asla Mercedes'i eleş- tirmek için söylemiyorum. Amacmı, işsi/Jikten kuılan Türkiye'de istihdam yarat- ma şansmm nerede olduğu- nu anlatmak." Şu anda >1izde 50 kapasiteyle çahşan fabrikada 550 işçi istihdam edinyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle