17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA 14 J v L J L / 1 U J A [email protected] Sanatçılann 'Yaz Buluşması' Kültür Servisi - Türkiye'nin 20 çağ- daş Türk sanatçısı Galeri Binyıl'ın dü- zenlediği'Vaz BuJuşması VI' sergisın- de bir araya geldi. Suat Akdemir, Zeki Arslan, Ferruh Başağa, Bedri Baykam, IsmetDeğirmenci, SinanDemirtaş,Dev- rim ErbtL tclal Erentürk, Mehmet Gü- ler. Devabil Kara, Fazilet Karaca Ken- dirci, Şükrü Karakuş, Mustafa Karyağ- dı, Levent Korgök, Deniz Orkuş, Zekai Ormancı, Hale Ozansoy, Gülay Senıer- cioğlu, Nevin Toüu ve Ömer Uluç'un yapıtlarının yeraldığı karma sergi 30Ey- lül'e dek görülebilir. Sergi, Türk çağ- daş sanaünın 3 kuşak temsilcisini bir ara- ya getiriyor. Herkesin kendi resim dilini kullana- rak oluşturduğu bu sergide, sanatçıla- nn yaşama karşı bakış açılan ve tepki- lerinin tuvale yansıyışlan yer alıyor. Sergi pazardışındahergün 10.30-18.30 saatlen arasında ziyaret edilebilir. ETHEM ÖZGÜVEN ÎMZALI KÎTAP Telluce', Lucania Film Festivali'nde KültürServisi -ElhemÖzgüven'in BulutsuztukÖzJemiıçınçektığı 'Fd- luce' video klibi. ftalya Lucania Füm Festivali'nin 'Savaş VıdeolarT (War Videos) bölümünde gösterildi. Ital- ya'nın Basilicata bölgesinin ilk film festivali olan Lucania Film Festiva- li, sinema sanatının üretilmesi, eği- timinin verilmesi ve dağıümının sağ- lanmasını desteklemek amacıyla ku- ruldu. Ağustos aymın ilk haftası Ital- ya'da gerçekleştirilen 'Imaginaria Bağunsız Füm Festhaü'nde de Öz- güven'in 'Delirium' çalışması fina- le kaldı. 20 farklı ülkeden 150 bsa film ve belgesel çalışmanın sergilen- diği festival, bağunsız fılmlerin des- teklenmesi adına pek çok farklı et- kinlikle gerçeldeşti. Fransa Vide- oformes Film Festivali, Özgüven'in bir önceki festival programında yer alan filmlerden bir seçkiyi Milano Invideo Festival Komitesi'nin tale- bi üzerine gönderdi. Yollanan seçki arasından komite, sanatçının ' F video çalışmasını fes- tival programına seçti. Kasım ayın- da yapılacak festivalde, Fatih Özgü- ven'in kadına uygulanan şiddet ko- nusunu flamenko dansı ile özdeş- leştirerek anlatan 6 dakikalık *F vi- deosu gösterilecek. Aynca Videofor- mes, yırmi yıldır sürdürdükleri ça- lışmalar sonucunda, çalıştıklan sa- natçılann filmleriyle bir dijital film kütüphanesi oluşturmaya başladı. Yunanistan'da 'altın çağın yaratıcısı'nın doğumunun 2500. yılı nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor 2005, banşçJPerikles ydı NENAÇALİDİS Yunanistan, 2005 'i devlet adamı 'al- tm çağın yaraücısr, sanatçı ve yazar- lann koruyucusu Ferüdes'ın ydı Üan et- ti. IÖ 490-429 yıllan arasında yaşa- yan ve Atina'da doğan Perikles, Eteab Z£oon ve Anaksagoras gibi filozofla- nn öğrencisi... Doğumunun 2500. yılı nedeniyle Yunanistan'ın pek çok kentinde söy- leşilerin yanı sıra sergiler ve özel ki- taplar da yayımlandı. Yunanistan'ın ulusal gazetelerinden 'ToVTma'nın 'Al- ün Çağın YarabcısT başlığıyla verdiği özel ekte, Perikles'in siyasi kimliği ve Atina için yaptıklan anlatıldı. Ayru ga- zetede yayımlanan 'Kahramanlann Ozeüikleri' başlıklı yazıda, Perikles için 'demokraf, 'asker', 'banşçıT sıfat- lan kullamlıyor. Yazıda aynca 'Atina demokrasisi'nın oluşmasında büyük rol oynayan Perikles'in yaşadığı dö- neme kıyasla, günümüz Atina'sı zaaf- lan olan bir kent olarak niteleniyor. Geçtiğimiz günlerde devlet adamı Perikles için Avnıpa Kültür Merke- zi'nin Delphi tesislerinde uluslararası bir sempozyum düzenlendi. Pek çok ya- bancı düşünürün de konuşmacı olarak yer aldığı sempozyum kapsamında ta- rih profesörü Mete Tunçay 'Perikks Türldye'de', Aü Taygun Anadolu'da trajedinin algılanması geleneği üzeri- ne bir metın sunarken gazeteci Ariana Faranduri de 'Kadın: Demokrasi ve Eşitiik' konulu bir oturuma karıldı. Delphi'deki tesis, aynı zamanda önemli bir sergiye de ev sahipliği yap- tı. Küratörlüğünü Takis Mavrota'nın yaptığı, 'Sütunlar ve Direkler' başlık- lı bu özel sergide resim, heykel ve ka- nşık teknikle yapılmış ışler sanatse- verlerin beğenisine sunuldu. Yannis Moralis. Stiven Andonakos, Kostas Çoklis, Pavlos, Guntfaer Uec- .£ unanistan'ın ulusal gazetelerinden 'To Vima'nın 'Altın Çağuı Yaratıcısı' başlığıyla verdiği özel ekte, Perikles'in siyasi kimliği ve Atina için yaptıklan anlatıldı. Aynı gazetede yayımlanan 'Kahramanlann Ozellikleri' başlıklı yazıda. Perikles için 'demokraf, 'asker', 'banşçıl' sıfatlan kullanılırken 'Atina demokrasisi'nin oluşmasında büyük rol oynayan Perikles'in yaşadığı döneme kıyasla günümüz Atina'sı, zaaflan olan bir kent olarak niteleniyor. ker, Yannis Parmakelis, Hrisa, Dimit- ris Mitaras, Akekos Fassianos, Sotiris Sorogas, Noveflo Fûıotti, Yannis Bute- as, Opu Zuni, Yannis Psihopedis, Pat- rizia Vlolinari ve IotoflTun yapıtlan- nın yer aldığı bu sergide sanatçılarken- di yorumlanyla 'AntikWınanRuhu'nu yansıttılar. Serginin küratörü Ma\To- ta. Perikles yılı nedeniyle düzenlediği serginin kataJoğunda, Perildes'in Yu- nan tanhınin kilometre taşlanndan ol- duğunu belirtirken ülkenin bugünkü durumunu inşa etmesinde oynadığı bü- yük rolü 'sütun ve direk' benzetmele- riyle örnekliyor. Mavrota sergi kataioğunda şunlara da değiniyor: "Sütunlar ve direkler, antik Yunan heykeUeri ile birlikte kay- bolmayan bir dünyanm kemikJeri. Gün- den günekendiiçlerindeyenfleniyorlar. Bu sergide yer alan ve kendi alanlann- da önemli konumasahipolan bu 16ya- raticı, geçmişlerindeyatan gücü gelece- ğe dönüştürdüler. Her sanatçı bu ser- gide geçmişle geleceği birleştirdi." 1Ö461 yıhndaDemokratıkParti'nin basına geçen Perikles, oruz yıl Atina- lılan yönetti. Atina'yı yönettiği gün- lerde Yunan sanatı da, düşüncesi de en yüksek noktaya ulaşmıştı. Perikles, Atina'yı yönettiği dönemde tam bir demokrasi anlayışıyla hareket ederken halkın davalannın öncüsü oldu. Tiyat- roya gidemeyecek kadar yoksul ınsan- lara giriş parasını devlet kasasından ödeyerek yardım ettiği bilınen Perik- les'in döneminde, halktan kişiler yük- sek mevkilere getirildi. Akropohs'in en yüksek yerinde bulunan Pantheon Ta- pınağı da yine onun döneminde yapıl- mıştır. Atina'yı Yunanistan'ın en güç- lü şehri haline getirmek isteyen Perik- les, kara kuvvetleriyle istediği başanyı sağlayamayacağını anlayınca deniz kuvvetlerini çoğalttı. IÖ 431 yılında Atina ile Isparta'yı (Spata) da içine alan Peioponisso Savaşlan patlak ver- di. Bu savaştan ölenlerin ardından Atinalılara Thukididesın yazdığı ve halen Yunanıstan'daki okullarda okutulan 'AğrtSöylev' (Epitafios) met- nini okudu. Perikles tanhte, Atina'yı süslemeleri için durmadan desteklediği sanatçılann ve yazarlann koruyucusu olarak yer aldı. Perikles Atinalılarca yeniden göreve çağnldığı IÖ 429 yılının sonbahannda vebadan öldü. r Sergi 15 Eylül'e dek Proje4L'de görülebilir Jan Fabre Türlaye 'de Kültür Servisi - Sanatçı Jan Fabre'nin kaduı giysisini simgeleyen 'Mur de la Monte des An- ges' heykeli, Proje4L Elgiz Çağdaş Sanat Mü- zesi'nin '1988'den Günümüze Bir Kesit' baş- lıklı güncel koleksiyon sergisinde görülebilir. Fabre, kadm giysisini simgeleyen bu yapı- tında Asya'nın göz alıcı yeşil, siyah böcekleri- ni kullandı. Gerçekböceklerden yapılan giysi for- mundaki zırh, sembolik bir nüfuz edilemezliğe ve yaşam-ölüm döngüsü sürecindeki kalıcı do- ğallığa gönderme yapıyor. Güzellik ve dehşet konusunda görsel bir ders vermek isteyen sa- natçı, sanat ve doğa arasındaki zıtlığı sergi- leyen böcek motifini değişimin ve yeniden dirilişin bir metaforu olarak kullanıyor. Jan Fabre bu işini şöyle tanımlıyor: "tşlerimde; nıhanileşenbedeni,bir kabuğaindir genen bedeni gösterme çabasmdavim. Bizim iç iskelederimiz, böceklerin ise cbş iskeletle- rivar. Benim bevkellerim yüzlerce böcek- ten, başka bir devişk yüzlerce iskeletten yapılmış bedenlerdn-." Ghent Ünı\ersitesi'nin sütunlannı sinek ve kurtçuklan cezbetmek için salam dilim- leriyle kaplayan, Brüksel'deki Royal Palace Aynalar Salonu'nun tavamnda bir milyon- dan fazla böcek kullanan sanatçı; A\Tupa'da özgün ve çok çeşitli yapıtlanyla tanınıyor. Jan Fabre'ın işleri, birçok ülkenin devlet ve özel koleksiyonlan ile önde gelen mü- zelerinde sergileniyor. Fabre, Proje4L El- giz Çağdaş Sanat Müzesi'nde sergilenen bu işiyle, 1991 San Paulo Bienali, 1992 Istanbul Bıenalı ve 1997'deki Venedik Bienali'ne katıldı. YÜZLERCE MÜZİSYEN BÎR ARAYA GELDİ BandaAçe'dedavullar barış için çaldı ENDONEZYA(AFP)- Endonezya'nın Banda Açe ve civan, neredeyse 30 yıl- dır çatışmalann yasandığı, bu seslerin yerliler için sı- radanlaştığı bir yer. Su- matra Adası'nın kuzeyüı- deki Açe, 26 Arahk 2004'te yaşadıklan tsuna- mi faciasıyla da çok zor günler geçirdi. Geçen gün- lerde ise, yüzlerce müzis- yen geleneksel yollarla "banşçağna" yaprnakiçin burada bir araya geldi. Geleneksel müziğin • Törene, müzisyenlerle birlikte yaklaşık 1000 kişi katıldı. Katılımcılar arasmda, aktivistler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, politikacılar da vardı. 230 müzisyen taranndan çalman 140 davulla banş çağnsı yapıldı. temsilcilerinden perküs- yoncu Svamsuddin JaH ve diğerleri, bu tören hava- sında geçen buluşmalann- da Banda Açe'nin unutul- maya yüz tutan davulu 'ra- pa'ipaseuroh'lanm çaldı- lar. Yıllanmış ahşap ve de- riden yapılan. her biri 1 HERKESE BİR RENK DÜŞTÛ, MAVİ GÖKOVA"fA HAZİRAN/EYLÜL TEMMUZ/AĞUSTOS TAMPANSİYON YARIM PANSİYON 00A+KAHVALT1 35.000.000.-TL 30.000.000.-TL 20.000.000.-TL 40.000.000.-TL 35.000.000.-TL 25.000.000.-TL 0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR ÜCRETSİZ 7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 İNDfRİMLl YALI/ÖREN MİLAS MUĞLA Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96 e-mail: aliatila(a hotmail.com Hotel Zeus OtelımiZ; deniz ile güneşin, ınavi ile yeşilın kuaaklaştıgı, kultürierin harmanlandıgi Kuşadası, Güzelçamlı' daveMillıPatk'al Km. uzaklıktadır. 47standartve 3 suit oda^Oöyatak. TEMMUZKAMPANYASI Tam Pansiyon 55 YTL Sabah, Oğle.Akşaın AÇIKBÜF1 Klima, Tv, Föa BaJkon, Duş O-ö yaş ücretsiz 7-12 yaş 0 /a50 Tel:0256 646 17 82 Fax:0.256 646 10 31 Dmhunyrt okurlınıun gijetekrifer gün odıknru bftkıbr * OTEL * DENİZ YILDIZIBODRUM ÖREN'DE UNUTULMAZ BİR TATİL KEYFİ / Bodrum ören'de denize 50 m / Klimalı / Odalarda TV v Sabah Kahvaltısı v Akşam yemeği y Açık büfe (25 çeşit) Haziran-Eylül 30 YTL Temmuz-Ağustos 40 YTL (0-6 yaş ücretsiz 7-12 yaş % 50 indirim) Tet (0252) 532 28 43 -(0505) 48911 29 -(0532) 650 68 68 CUMHURİYET OKURLARINA %10 İNDİRİM metre uzunluğundaki da- vullan daha önce banş ge- tirdiği için seçtiklerini söy- leyen Jalil, "Banda Açe inanışına göre bu da\ulla- nn sesL savaş seslerini bas- ünp banşı getirebüir" di- yor. Gece yansı başlayan törene, müzisyenlerle bir- likte yaklaşık 1000 kişi katıldı. Katılımcılar ara- smda, aktivistler, sivil top- lum örgütlerinin temsil- cileri, politikacılar da var- dı. 230 müzisyence çalı- nan 140 davulla yapıldı banş çağnsı. Bugünlerde ülkede 15 Ağustos'ta Helsinki'de ya- pılacak görüşmelerde ne- ler olacağı merak konusu. Yerel halkın isteği çatış- malann son bulması. Ha- berdeki açıklamaya göre, 1975 yılından bu yana sü- ren çatışmalarda yaklaşık 15 bin kişi yaşamını yirirmiş.Uluslararası boyuttaki gelişmelerin sonucunun da iyi olmasını dileyen Jalil, banşı getir- mek için yapılanlann, tsunami faciasında yakın- larını kaybedenlerin de yüzünü güldürmesini, Açelilerin tekrar gülüm- semeye başlamasını um- duklannı sözlerine ekledi. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Cevat Çapan'ın Şiiri Geçen hafta bir bölümüne değinmeye ça- lıştığım çok sayıda mutlu rastlantının ortaya çıkardığı bir şair kişiliktir Cevat Çapan. SO'li yıllar, Cevat Çapan'ın kendi şiirine dö- nüş yıllandır. İlk şiiri 1952 yılında, henüz 19 ya- şındayken yayımlanmış olmasına karşın, ilk şi- ir kitabı Dön Güvercin Dön, aradan 33 yıl geç- tikten sonra 1985'te yayımlanır ve o yılın Beh- çet Necatigil Şiir Ödülü'nü kazanır. Yılların birikimi içinde yaşama sevinciyle hüznü ustalıkla harmanlayan, yalınlıkla derin- liği buluşturan şiirleri peş peşe kitaplaşır: Do- ğal Tarih, Sevda Yaratan, Ne Güzel Yolculuk- tuAklımdan Çıkmaz. Şiirlerinden seçmeler In- giltere ve Fransa'da da kitap olarak yayımla- nır. Cevat Çapan şiirine genel bir bakışla yak- laştığımızda hep anlatılan bir hikâye vardır. Bu hikâye, kimi zaman kişisel, kimi zaman top- lumsal bir hikâyedir. Ancak içlerine kişisel ta- rihlerle düşlerin karıştığı hikâyelerdir bunlar. Annesini, babasını, dayısını anlatırken Anna Ahmatova'yı, Osip Mandelştam'ı, Cesar Vallejo'yu, VValter Benjamin'i de anlatır. Aslında bir düşler sağanağı da diyebiliriz onun şiiri için. Yalın görünümlü olmalarına karşın kişisel, toplumsal ya da tarihsel pek çok öykünün iç içe geçtiği, birbiriyle ilintilendiği, buluşup uzaklaştıkları bir olaylar ve düşler sağanağıdır. Bu nedenle gizlerine çok da ko- lay varılabilecek bir şiir değildir belki. Ama şairin dünyasını tanıyıp, ailesi, geçmişi ve yi- ne onun ailesi içinde sayabileceğimiz dünya edebiyatı ve özellikle de şiirinin serüvenleri- ne açık olanlar için tadına kolay varılacak ve sonra da tiryakisi olunacak bir şiirdir Cevat Ça- pan'ın şiiri. Bir yaştan sonra, sınırsız bir çağrışımlar zinciridir hayat; başka kokular, başka görüntülerle saldırır üstüne tekleyen belleğinle ve birden başka adlarla uyanırsın bir dağ yamacında daldığın düşten. Birlsveç filminde miydi o küçücük maden- ci çocuğu Âuguste Renoir'ın adını hecelemeye çalı- şan? Sonunda sana sığınıyorum, ey şiir, rûzgâr- lan, fırtınaları yarartı kılan. Yaşarken, güzel adlar koydum çocuklanma: Nigar, Leyla, Alişan. Çok kabaca özetlemeye çalıştığım olaylar ve olgular, onun bin bir zenginlik içeren ha- yatının küçük bir bölümüdür yalnızca. Onu tam olarak tanıyabilmek için, gittiği meyha- neleri, yüzdüğü denizleri, gezdiği yerleri, oku- duğu kitapları, gördüğü filmleri, oyunları, ta- nıdığı nice renkli insan portrelerini, çocukla- rıyla, öğrencileriyle olan serüvenlerini ayrıntı- larıyla bilmek gerekir. Çünkü bütün bunların ve nicelerinin bileşeninin doğurduğu birşey- dir Cevat Çapan şiiri. Bunca yüksek uçuşa karşın, Cevat Çapan, ayakları yerden kesilen şairlerden değildir. Güçlü gerçekçiliği ve duyarlık eğitimiyle mad- di dünya ile yaratı dünyasını birbirinden ayır- madan bir arada koruyabilmeyi başarmıştır. Gerçeklik duygusuyla güzellik duygusu yan yana, bir aradadır. Lirik şiir yazmasına karşın, şiirde lirik söy- leyişle mizahı, ironik tonu da ustalıkla birleş- tirebilmektedir. Cevat Çapan'ın düşler sağanağından, bö- lük pörçük yaşam parçalarından bir şiir dün- yası kurduğunu söyledim. Bu yamalı bohça gibi görünen şiir dünyasına biraz geri çekilip de yukardan baktığınızda ise karşınızda ku- sursuz bütünlükte bir yapıtın durduğunu gö- receksiniz. Elbette bütün sanatlar gibi şiir de aslında şairinin bireysel bir serüvenidir. Ama şair bu serüvenine ortak edebildiği okurlarıyla yaşar, çoğalır. Cevat Çapan'ın Türkçe okuyabilen biz okur- lara sundugu şiir yolculuğu çok güzel. Ve kim bilir kaç kuşaklar boyu akıllardan çıkmayacak. [email protected] K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle