20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA AstsubayIzmir Gaziemir'de Hava Astsubay Okulu'na öğrenci almak için mülakat yapılıyor. Beş kişilik komisyon, öğrencilerden birine şu sorulan soruyor: Sevgilin var mı? Sevdiğinizin nasıl giyinmesini istersiniz? Sevdiğinizde hangi özellikleri ararsınız? Aday öğrenci, sevgilisinin olduğunu söyleyince bu kez şu sorularia karşılaşıyor: Sevgilinizle işi bitirdiniz mi? Manisa'daki en önemli parkın adı nedir? Manisa Merkez Sultan Efendi Camisi'nin özellikleri nelerdir? Tel: 0.212^12 05 05 Faks: 6.212.512 44 97 17 - Aydınlar, Başbakan'la görüşecekmiş... Bir de ampul yaksınlan daha iyi aydınlamriar! HER fırsatta Türkiye'ye hesap soran Avrupa Birtiği'nin rüşvet ve sahtekârlıktan polis teşkilatına kadar veremediği hesapları oiduğunu biliyor musunuz? Antalya'dan Yılmaz Dikbaş dostumuz, Ingiltere Bağımsızlık Partisi'nden Avrupa Paıiamentosu'na seçilen Robert Kilroy-Silk'in yanıtlanması istemiyle Avrupa Parlamentosu Başkanlığı'na verdiği sorulardan bir demet hazırlayıp göndermiş: "1990 yılından beri her yıl, Avrupa Komisyonu'ndaki rüşvet ve sahtekarlıklar nedeniyle kaybedilmiş toplam paranın tutannı, Sayıştay denetçilerinin bulgularına dayanarak lütfen açıklayınız. 1990'dan beri, rüşvet ve sahtekârlıklara adı karışmış kaç Avrupa Komisyonu üyesi bulunduğunu ve bunlardan kaçının işten atıldığını ya da disiplin cezası verildiğini lütfen açıklayınız." Avrupalılar ne kadar uygar, değil mi? Ak kaşık "Lütfen açıklayınız" diyorlar. Ama "Avrupa"yı yönetenler lütfedip de rüşvet ve sahtekârlıkları açıklamıyorlar. Çünkü onlar, rüşvet ve sahtekârlıkları ortaya çıkaran müfettişleri işten atıyorlar! Bir de bunların polisleri var... Robert Kilroy-Silk soruyor: "Avrupa Birliği Polis Teşkilatı Europol'da kaç polis memuru ve sivil çalışmaktadır? Europol çalışanlannın dokunulmazfıklan var mıdır, eğer dokunulmazlıklan varsa kapsamı nedir? Europol memurlarının merkez binası nerededir? Europol memurlannın görev tanımları, tam olarak hangi belgelerde yazılıdır? Ingiltere'nin Hampshire bölgesinde, Bramshill'de kurulması önerilen Avrupa Polis Koleji'nin rolünün ne olacağı hangi belgelerde yazılıdır? Bugüne kadar Europol, neleri başarmıştır? Bugüne kadar kaç Europol memuru disiplin cezasına çarptınlmış ve bu cezalar hangi nedenlerle verilmiştir? Europol'de çalışanların sayısını arttırma yönünde öneriler var mıdır?" Polisiye sorulardan biri dikkatinizi çekmiş olmalı... Bir polis örgütü kurmuşlar fakat merkezinin nerede olduğu bilinmiyor. Hangi yazılı belgelere göre çalıştığı, ne iş yaptığı bilinmediği gibi... Yılmaz Dikbaş dostumuz, "Bu sorular, diktatörlükle yönetilen, kalkınmamış bir Afrika ya da Asya ülkesinin parlamentosunda sorulmuyor. Süper Avrupa devletine dönüşme düşleri gören 'Aydınlanmış Avrupa'nın bugüne kadar yaratmış olduğu en büyük eseri Avrupa Birliği'nin parlamentosunda soruluyor" diyor. Ne demeli... Avrupa Birliği, sütten çıkmış ak kaşıktır! CHP'de yumruklar konuşmuş. Artık ağzı olan değil, yumruğu olan konuşuyor! Oneri M. Atilla öner: "Belediye başkanlannın yol ve trafık işaretlemenin başanlı örneklerini yorulmadan görmeleri için Eurosport'taki bisiklet yanşlannı izlemelerini öneriyorum." SESSÎZSEDASIZ(l) Modernitenin plajda haşema ile sınavı İLGİNÇ bir fotoğraf karesi ya- kalamışAyşe Meral: "Kişisel maddi çıkariannı, batı emperyalizminin mandacısı ol- makta bulan, bu uğurda Bat'nın 'ılım- lı Islam' dayatmasında, AB hayali ta- cirfiği yaparak tesettürü ve türbanı, insan haklan, özgürlük ve demokrasi olarak pazarlamaktan geri durma- yan, cumhuriyet yıkıcılığında irtica ile el ele yürümekten gocunmayan Tan- zimatçı Batıcı bir aydın(!) akademis- yen hanım, özel bir plajda şezlonga ve minderlere uzanıp kitabını okur- ken, parasıyla değil mi dercesine ya- nındaki minderlere gelip uzanan ha- şemalı kadınlar ve donsuz küçük er- kek çocuğunu görünce ne yaptı der- siniz? Havlusunu alıp hemen oradan uzaklaştı... Cumhuriyet yıkıcılığında irtica ile biriesen seçkinci mandacı hanım, haşemalı hemcinsi ile plajda yanyana uzanmaya tahammül gös- teremiyor ama televizyon kanallann- da, sözde bilimsel toplantılarda para- nın gözü kör olsun, onlarla yan yana olmaktan ve onlan savunmaktan çe- kinmiyor. Tıpkı bize şeriatı dayatan seçkinci Batılı emperyalist efendileri gibi. Aslında efendileri de onu, teset- türiü hanımla aynı yere koyuyor ama o bunun farkında değil." Yüksek Yefilim Hattı efdincutku a yahoo.com ABD atasözü: Yanlış hesaplaşma Bağdat'tan döneri ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCI OSYM'de 'Mimarlık ve Şehircilik' "Kfnt pbnbmag"nı dünya- da eşi olmayan şekilde "mi- marlıktan ayırma" politikası ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) belgele- rinde doruğa çıktı. 2005-2006 dönemi "terdh rehberi"nde "mnnaıtk" sade- ce şu cümleyle tanımlanmış: "Mhnartakprogramı,faerçe- şit binanın isteğe ve olanaklara göre pianve projeterinin hazır- lanması, vapımının denetkn- mesi konulânnda eğitim ya- par." Kent ve mimarlık tarihinin beşiği olan bir ülkede, mima- ın kentle ilişkisi o kadar "yok* sayılıyor ki, "binalar" bile denmeden, sadece "tekbirar- sa"ya ve hatta "tekbir bina"ya bağlanıyor... Aynı tanımda "tasarnn"a ise sözcük olarak bile yer verilme- den, mimarlığın "sanatsaT ve "kültürel" özü- nü oluşturan "varaöcıhk'' yö- nü tümüyle "ta- nım dışı" bırakı- lıyor. 'Ekonomi' Binalann, ön- celikle "isteğe" göre değil, "kent planı"na ve "çevresel veri- ler"e göre projelendirilmesi ^erektiğini "unutan" bu sözde yol göstericiliğin "plana" ta- nımı da aynen şöyle: "Şehir ve böige pianlama programınm amacı. şehir ala- nmm ekonomik olanaklara,in- sanlarm ihtiyaçlarma ve este- tik karaDara uygun olarak pianlanması ve çevredfizenfcn- mesineflişkineğitim yapmak- ür-." Acaba, öncelikle "ekono- mikolanaklar''ı gözeten plan- lama, örneğin kentlerde "ka- musal alaıTlar oluşturmak ye- rine, hep "rant alanlan" yarat- mak anlamına mı geliyor? Aynca, şu "estetikkurallar'' denilen şey de özünde "mi- marhk" ve kentin "mimari pevzap" değil midir? ÖSYM'deki bu "bflgnerK!) kimler hazırlamış bilemiyo- ruz. Ancak "ÜniversiteJer Ara- aKııruPun ya da fakültelerin, mimarlığımız ve şehirciliği- miz adına "vahim" olan böy- lesi tanımlamalara müdahale etmesi gerekirdi... 'Bina ve kent'in puanlan Mimarlıkla şehircüiği, üste- lik bu gibi "bffim dıp" açıkla- malarla öğrencilerin önüne "ayn ayn seçmderi" için ko- yan "böhrcü" anlayışın aslın- da ne denli dayanaksız ve "zorlama" olduğu, her yıl ilan edilen "puan"lardan da açığa çıkıyor. ÖSYM'ye bakılırsa, meslek yaşamında "sadece bina"yla ilgilenecek adayın, "kentin bütün binalanyla geleceğine karar verecek" adaydan "da- ha yüksek" puan alrnası gere- kiyor! Işte 2005-2006 için öraek- ler: tzmir Dokoz Eylül Üniver- sitesi'nde "mimarhk" öğren- mek isteyen öğrenci en az 335 puan, "kent pianlaması" öğ- renmek isteyen ise en az 314 puan almış olmalı... ODTÜ'lü "mimar" olabil- mek için en az 355 puan, "şe- hirci" olabil- mek içinse 339 puan gereki- yor... MimarSinan Gûzd Sanatlar Üniversite- si'nde bu sayı- lar, yine "mi- marhk daha fazla" olarak 342 ve 322- İTÜ'ye mi- mar olrnak iste- yen 346 puanla, şehirci olmak isteyen 330 puanla girebili- yor... Yani, ısrarla ve inatla "mi- marhk"tan uzaklaştınlan "Törkiye usulü şehirciKk"te, kentlerin teslim edileceği öğ- rencilerin, binalann teslim edileceği öğrencilerden orta- lama 20 puan "daha az" başa- nlı olanlararasından seçilme- lerine, "sorgulama" bir yana, "hayref eden bile yok... Tıpkı, "ÖSYM'nin tanımı- na rağmen" mimar olmak is- teyen öğrencilerin, "yetersiz puan" aldıklannda "şehirci- Hk"e kayıt yaptrnp ardından sürekli "yataygeçiş" olanakla- rmı zorlamalannuı da "ola- ğan" sayılması gibi... Bu ülkede, ne mimarlık ne de şehircilik; hatta ne yapı kültürü ne de kent kültürü böylesine aşağılanmıştı... Mimarlıkla kent planlama- sını "uzmanlaşma" yerine "meslekleşme"nin dar çıkar- lanna tutsak edenler, ne der- lerse desinler, tarihin "uygar- hk mahkemesi"nde asla akla- namayacaklar... [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakayahoo.com.tr ÇİZGlLlK KÂMtL MASARACl kamilmasaraci(a mynet.com HARBt SEMtHPOROY semihporoy(a yahoo.com BULUT BEBEK NLRAYÇIFTÇI bulutbebekâ hotmail.com çdiçirrbzi V TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN lOAğtutos ınctcmumtas-arituın. com SEVR ANTLAŞA4AS/.. OSMANU D€VL£- İMZALflNOI. 132O'D£ SU6ÛN, Tİ A/&SINDA ş BUhiA &ÖBB,OSMANLI ÛUCSSİ KAPİTVlASiONLAR. DieJUİUYOR,MAU KOUULAR YB- Kli KURüLAN SJR KOMİSYONUN İHSAFtNA TSgKEPİ- jjyae, iîiıÂF CSVISTZ£X/A//A/ UYKUĞUUA eiRMeıc Seesesr BI&UOLIY&SMJ. YU/ST roPRA/ciAgj HER. yÖNDEH, yUMMIlSmAJ,/=KANSA,İN6İL7E/^ V£ İ7»L- YA'NIU İŞGÂUNE AÇIUrCH,SU /IKAM BİKER EK- MEMISntAJ VB <Û/eOİS7W/ DEVLETİ KUHUIMASI içu nA2/ejjx mp/UYoecHj. üutEys KAPKA&HJ- UK &K G£LEC£K 6ÖSTBHEH Sü ANTU^MA, O S/RALAti K£/eilL/IM ANtCABA MÛKJJMETİfJCB REPl>ET>İL£C£K, OAHA SONBA PA TE KALAMAYACAKTlR. GÖRÜŞ VAHDETTİN BATMAZ Barış ve Hoşgörüde Nefret Olmamalı Yeni bir yılda, yine Hacı Bektaş Veli Anma ve Kül- tür Etkinlikleri'ni yaşayıp yaşatacağız ve yıllardır bu- nu yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Ne güzel bir gündür, hele bu gün, büyük düşünür Hacı Bektaş Veli'yi Anma ve Kültür Etkinlikleri'ni sergileyip, uygulamalaria yeniden o dönemi yaşa- mak ve yaşatmak, gerçekten bu kültüre ve düşün- ceye inanmış ve benimsemiş biri olarak her yıl ye- niden o heyecanı ve kıvancı insancılhk dolu duygu- larla yaşıyorum. Içinde bulunduğumuz 2005 yılında da şimdiden aynı duygu ve heyecanı yaşamaya başladım. Bunlan ifade ederken yukanda yazımın başlığını taşıyan "Banş ve Hoşgörüde Nefret Olmamalı" de- yimini niçin kullandığımı kısaca açıklamak istiyo- rum. Yıllarca Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kül- tür Etkinlikleri gününde (16-18 Ağustos) fahri ola- rak görev yaptım, bu süreç içinde, bu kültür ve dü- şünceyi benimsememin bedeli olarak bir katkı koy- mak istedim. Bu da fiil hizmet ile, kabiliyetime göre değişik içerikli sanatsal ve edebi türden, o günün anlamına yaraşır ve halkı bir konuda etkileyecek bir şeyler yapmak olmuştur. Bu olumlu düşünceleri ve uğraşlan hedeflerken, hiç aklıma gelmeyen, gelme- si dahi düşünülmeyen, bu anlamlı güne yakışma- yan bazı olumsuzluklan gördüm, yaşadım. Bu ne- denle "Banş ve Hoşgörüde Nefret Olmamalı" de- dim. 0 gün binlerce kişi ve değişik sivil toplum örgüt- leri ve bunların temsilcileri, devletin değişik kade- melerinden yetkili ve görevliler, devletin en üst ma- kamını temsil eden cumhurbaşkanı, bakanlar, siya- si parti liderleri vs. o gün orada oluyorlar. Banş ve hoşgörü ortamında, banşçı ve hoşgörü- lü olamadıklarını görüyordum (bazılannın), hissedi- yordum ve kendi kendime çok söylenip çok üzülü- yor, böylesi bir günde nefretin kendisini gösterme- sine bir anlam veremiyordum, bunun da elde olma- yan istemsiz davranışlar olabileceğini düşünerek bugüne kadar gündeme getirmedim. Ancak artık dayanamayacağım, bu düşünce ve kültüre gönül vermiş, inanmış biri olarak, banş ve hoşgörünün yaşanması ve yaşatılmasına çalışıldığı bir ortamda, nefretin yüz göstermesini kabul etmek mümkün değil, bu yüzden ben de nefretin, insan ya- şamında ne kadar kötü bir olgu olduğunu birkaç cümleyle belirtmek isterim. öncelikle nefreti aşmanın tek yolu var, o da affet- mektir, affetmek demek özgürleşmek demektir. Nefret yaşamdan zevk almamızı, insanlann güzel yanlannı görmemizi engeller, hele hoşgörü ve ban- şın söz konusu olduğu bir ortamda asla ve asla nef- ret olmamalı ve olmamalıdır. O gün herkesçe paylaşılması gereken bir gündür, o günde hiçbir çıkar ilişkisi ve ticari ilişkinin ön pla- na çıkmaması gerekir, ticari çıkarve mevkilerön pla- na çıkartılmaya çahşılırsa işte orada nefret doğar; nefretin olmaması için de çıkancılığı, menfaatçılığı ve ön plancılığı uzak tutmak gerekir. Nefret dolu bir yaşam, mutsuz bir yaşamdır. Bu yüzden nefreti affetmek gerekir, affetmek insanın ruhsal ve zihinsel olarak kendisini huzuriu ve mutlu hissetmesini sağlar; kimsenin zorlamasıyla affet- mek mümkün değildir, çünkü affetmek bir tercih ve bu tercih de bir sürece bağlıdır. Birdenbire affetmek ise bir sürecın ürünüdür. Affetmeyi seçtiğinizde kimse size borçlanmaya- caktır, yani koşullu veya şartlı affetmek yoktur; di- ğer insanın ve insanlann da sizi affetmesini, değiş- mesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını bekleye- meyiz. Çoğu insan affetmenin, nefret ettiği kişiyi, kişile- ri veya toplumları suçsuz ya da haklı bulduğu anla- mına geldiğini sanır, oysa affetmek geçmişteki anı- lann boyunduruğundan kurtulmak, yasamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir. Affetmek, kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapsin- den özgüriüğe kavuşmaktır, acıyı, acılan hissetme- mektir. Tarihselde ve güncelde yapılanlan zihinsel ola- rak unutmak zaten mümkün değildir; ama ben diyo- rum ki, banş ve hoşgörünün dünya üzerindeki en et- kili faktörü iken, nefreti bırakalım, affedelim. Ne olursunuz, sen de, ben de, sizler de, bizler de affedelim, özgür birey ve özür dünya yaratmada ön- cü olalım. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: \l Kamer tak- viminin birin- ci ayı. 2/ His- se.pay...Mak- sat. 3/ Çok kaynatılarak koyulaştınl- mış şerbet... Kanşıkrenkli. 4/ Yapılan ör- ten süslü çatı 8 ve saçaklar. 5/ g Uaç... Bir göz rengi... "Ne zaman seni düşünsem ' Bir ceylan — içmeye in- 2 er" (îlhan Berk). 6/ 3 Sergen... Telefon sö- 4 zü. II Alış\erişte sa- 5 tıcının ahcıya yaptı- 5 p indirim... Devlet Istatistik Enstitü- sü'nün kısa yazılışı. 8/ Alacak ya da borç. 9/tskambükâğıdıylaoynananbirtürkumar... "Hiç- bir şey gideremez — sıkınnmı' Memleketimin şar- kılan ve tütünü gibi" (Nâzım Hikmet). YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Jüpiter gezegenine verilen bir başka ad. 2/Yü- ce... Divan edebiyatında gazelin ya da kasidenin son beyti. 3/ Yunan mitolojisinde Zeus'un kansı olan evlilik tannçası... Resmi bir erkek giysisi. 4/ Buğday, nohut, fasulye ve çeşitli yemişlerle pişi- rilen bir tatlı... " — Gündüz": Yazanmız. 5/Ge- mileri iskeleye bağlamaya yarayan kalın halat. 6/ Bir nota... Ilkel bir su taşıtı... Olumsuzluk belir- ten bir önek. II Erden çavuşa kadar olan askerle- re verilen ad... Evin bölümü. 8/ Şeker üretiminde billurlaşan şeker ahndıktan sonrakalanposa... "- - kapılı bir handa / Gidiyorum gündüz gece" (Âşık Veysel). 9/Tohumu baharat olarak kullanı- lan ıtırlı bir bitki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle