19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK IJLjU !., LjyâAl*. £r£4rİN£N 8İ1 HAYVAN L&R. EZİYETEDÎYOİV. SrOÜ Mu - . Dünya Mimarlık Kongresi 'ne ev sahipliğiyapan îstanbul, katılımcılann takdirini kazandı & 'En'lerinve' İlk'lerinkongnesiÖZLEM GÜVEML! GÖKÇE UYGUN tstanbul, dünyacaünlü mimarlan bu- luşturan Uluslararası Mimarlar Birli- ği'nin (UIA) 22.Dünva\limarhkKong- resi'ne başanyla ev sahipliği yaparak katılımcılann takdirini kazandı. UIA Başkanı JaimeLerner'ın. "İstanbul'dan yepyeni fikirlerte aynhyoruz. Îstanbul haUanm bizi kucaklayışına minnetta- nz" sözleri de bu durumu kanıtlar ni- telikteydi. 2008 'deki 23. Dünya Mimar- lar Kongresi'ne ev sahipliği yapacak olan ttalya'nın Torino kenti Belediye Başkanı Sergio Chiamparino nun yar- dımcısı Elda Tessore de "Istanbul ka- dar iyi bir organizasyon yapmaya çah- şacağız" sözleriyle memnuniyetini ifa- deetti. Kongre süresince, Istanbul Bü- yükşehır Belediyesi'nce dağıtılan Îs- tanbul Şehır Rehberi'nin yarattığı tar- tışma dışuıda, önemli bir sorun yaşan- madı. Kcntier: Mimarüklann Pazar- 21. YÜZYILIN EN YARATICI ISlMLERlNDEN SEÇÎLEN JAPON MÎMAR SHlGERU BAN: Yıkımlara insanlar neden olur Dünya Mi- marlık Kongre- si "nde, Japon mimar Shigeru Ban deprem ko- nulu sunumu sırasında- ki "Afeöer doğal değU, insanlann nedenokhığu yıkımlardır" sözleriyle Türkiye'nin de önemli bir sorununa bir kez da- ha dikkat çekmış oldu. Time dergisince "21. yüzyıhn en yaratıa tsim- İerinden biri" seçilen Ban, mimarlığın geç- mişini anlatırken mi- marlann tarihte aynca- lıklı insanlar olduğunu, krallarla, hükümetlerle. önemli kişilerle çalış- tıklannı ve paranın gü- cünü mimaride göster- meye çalıştıklannı söy- ledı. Ban, 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi'nden sonra kentlere göçün ko- nut gereksinimini art- tırmasıyla mimarlann, halk için de çalışmaya başladığını dile getirdi. Son dönemlerde do- ğal afetlerin ve savaş- lann arttığına dikkat çe- ken Ban, "Ashnda bu afetler doğal değil, in- sanlann neden olduğu yıkımlar. Mesela dep- rem, kimse>i öldürmez. Depremdeinsanlann ço- ğubinalannçökmesine- deniyle hayatlannı kay- beder. Bu nedenle insan- lara bağholarakgerçek- leşen afetlerde. sorum- lulugunbirkısmıdami- marlara düşüyor" söz- lenyle doğal olaylann afete dönüşmesinin kay- nağının insan olduğu- nu bir kez daha vurgu- ladı. Birleşmış Milletler ile çalışmalannda doğal afet bannaklan tasarla- yan, estetiğın, en yok- sullar dahil kitlelere ulaştınlması gerektiği düşüncesini dile getiren Shigeru Ban, kendisi için, "çevre için çahşan mimar" tanımının kul- lanıldığını anımsattı. Ban, kendisi 1985'te geri dönüştürülebilir malzemelerle çalışma- ya başladığında, kım- senin bundan haberdar bile olmadığını ifade et- ti. Ban, depremlerde ölümleri önlemeyi amaçlayan mobilya ta- sanmlanndan örnekler göstererek şöyle devam etti: "Bu nedenle mobil- yalara göre ev tasarla- dım. Önce mobüValan bir evin temctine yatay ve dikey olarak, birbir- leriyle bağlantüı şekil- de yerkştiriyoruz.Daha sonra da duvarlan ve çatıyı yapıyoruz. Böy- lece, birbûİerine sıkıca bağlanan mobilyalar, deprem anında can kay- bını azaltmaya yardım- cı oluyor." "21. yüzyıhn en yaraücı isimkrinden biri" seçilen Ban, "Afetler doğal değiL, insanlann neden olduğu yıkımlardır" sözleriyle Türkiye'nin de önemli bir sorununa bir kez daha dikkat çekmis oldu. Mimarlık ve küreselleşme M îmarlar Odası tstanbul Büyükkent Şube- si'nce tstanbul Teknik Üniversitesi Taşkış- la Yerleşkesi'nde düzenlenen "Küreselleş- me ve Mimarhk; Ulusötesileşen Sennaye, Hangi \li- raarnk Hizmetini Öngörüyor?" başlıkh panelde G- 8 'ler eleştirilirken "küreselleşme''nin çevre üzerin- deki etkileri konuşuldu. Londra'daki bombalı saldınlardan önce gerçek- leştirilen panelin başkanlığını yapan şehir plancısı- mimarProf. Dr. SümerGürel, Îstanbul'daki mimar- lık kongresi ile eşzamanlı olarak Iskoçya'da da G- 8 zirvesinin düzenlendiğini anımsatarak "G-8 gru- bu, sanki orada dûnyanın sorunlannı konuşuyor ve insanlara yardım ediyonnuş gibi yapnoriar. Ama öte yandan da Kyoto Protokolü'nü imzaiamıyorlar. Zaten tarihte de şimdi de dünya üderlerinin hiçbiri- nin akli dengcsi yerinde değiL. hepsininpsikolojik ra- hatsızhklan var. Tüm dünya nüfusu da ko>ıın sürü- sü gibi onlan izliyor. Bu açıdan mimarlarkongresin- den çıkacak sonuç çok öncnüi" dedi. ABD'li anarşist yazar JohnZerzan de G-8 "den bah- sederek zirveye karşı sokaklarda gösterilerin devam ettiğini söyledi. Zerzan. "Küreselfcşme sürecinde su ve topraklar zehirleni\ r or, her yer kirlenrvor, tstan- bul Boğa/ı bile kirlendi. Ama hâlâ içimizde insan- cıl bir küreselleşme' ümidi \zr m dıye konuşru. Yeşil tasarımlar Kongrenm son gününde "Ekolojik sürdürükbi- Kr tasarun" ka\Tamını mimarlığa kazandıran Ma- lezyalı mimar Ken Yeang da "Yeşil tasanmlar'" baş- lıklı bir sunum yaptı. Yeang, mimari olarak inşa edi- len her yapının doğaya entegre olması gerektiğıni \ou-gulayarak "Eğer böyle yapıhrsa doğanın tahri- bata açısından hiçbir sorunyaşanmaz, bu çok önem- li bir nokta" dedi. yeri" temasıyla, mimarlığın küresel gündeminin ele alındığı mimarlann bü- yük buluşması. rakamlar itibarıyla 'en'lere ve 'ilk'lere sahne oldu. .\ralannda dünyaca ünlü 26 mima- nn da bulunduğu 112 ülkeden 7 bin 500 delegenin katıldığı kongTe için bin kişilik bir ekip görev yaptı. Alanlann- da ustalıklanm ispat etmış ve çok sa- yıda ödüle değer görülmüş ünlü mi- marlar, yüzde 30'u Türkiye'den olan katılımcılann büyük ilgısıyle karşılan- dı. Dinleyenler ve özellikle mimarlık öğ- rencileri, ustalardan imza alarak fotoğ- raf çekhrdiler. Yerli ve yabancı toplam 500 basm mensubunun izlediği kong- rede, 264 sunuş, 220 poster sunumu, 21 söyleşi, 16 multimedyagösterisi, 3 ser- best kürsü ve 19 temalı toplantı gerçek- leştirildi. Kongre için 4 milyon dolan îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce karşılanan toplam 6 milyon dolar har- candı. 3 farkh ödül Kongre kapsamında gerçekleştirilen 3 yanşmada farkh alanlarda ödüller da- ğıtıldı. Mimarlık alanındaki en prestij- li ödüllerden olan UIA Altın Madafya- sı'na bu yıl, Japon mimar Tadao Ando değer görüldü. "Aşın: Aşın Koşullarda Mekân Ya- ratmak" temalı UIA 2005 Öğrencı Ya- nşması'natümdünyadan2bin 100 ki- şilik rekor başvuru oldu. UNESCO Büyük Ödülü'nün Çin Halk Cumhuriyet'ne verildiği yanşma- da, 25 ödül daha dağıhldı. Bu ödüller- le, UIA tanhindeki öğrenci yanşmasm- da dağıtılan en yüksel ödül sayısına ulaşıldı. UIA "Yasaan KentierÖdülleri" kap- samında da BüyükÖdül İtalya'dan Ma- urizio Marzi Giorgio Morini, "Marcel- k> Ganassini Franeesca Scianna ve Yew- vande A. Omosto'ya giderken; ögren- ci dalındakı Bü>Tİk Odül'e yine İtal- ya'dan Franeesca Puddu ve CinziaPuc- ciarelü değer görüldü. Bü>ük ödüller dışında 5 UIA Böl- gesi"nin ödül ve mansiyonlan da kaza- nanlara sunuldu. Bu yanşmada Türki- ye'den Cem İlhan. Tühn HadL Se\inç Hadi. Esra Gemici ve Işıl Calak'tan oluşan ekip. profesyonel kategoride ödül, Ali Özer de mansiyon kazandı. Kongreyle eşzamanlı olarak düzen- lenen "UIA 2005 Uluslararası Yapı ve Mimarhk Fuan" da Türk mimarlık ve inşaat sektörünün dünya vitrinine su- nulduğu bir ftrsat oldu. 68'LÎLER BÎRLIĞÎ VAKFI'NIN BAŞKANI SÖNMEZ TARGAN, 68'LÎLlK, TÜRKÎYE'DE VE DÜNYADA BtR 'SOL KOALÎSYON'DUR Kapitalist düzene sıkılmış yumruk HÜSEYİN KIVANÇ 68'liler Birliği Vakfi Başkanı SönmezTargan la \akıfyapısındaki yenilenme tasanlannı. \-akfin ör- gütsel ve ekonomik acil sorunlannı konuştuk. Bu konulann yanı sıra Türkiye'nin içinde bulunduğu, her türlü yatınm ve uygulamalannın yabancı finans kuruluşlanna ve mali odaklara endekslendiği zor- lu tarihsel sürece de değinen Targan, ekonomik ve emek eksenli mücadelenin önemine dikkat çekti. -68'Hnknedir? SÖNMEZ TARGAN - 68'lilik, Türkiye'de ve dünyada bir "sol koaüsyon"dur. Ve bu koalisyon; emperyalizm, faşizm ve her türden gericiliğe kar- şı, toplu bir başkaldındır. Bu başkaldınyı haklı kı- lan nesnel ve öznel koşullar, o günün tarihsel sü- recinde yeterince vardı. Bir baska anlatımla, 6O'lı }illar, tüm dünyayı saran sol bir dalganın, yaşamın tûm alanlanna damgasını vurduğu yıllardır. Özel- likle başını öğrenci gençliğinin çektiği başkaldın iareketleri, kapitalist düzene karşı hmçla sıkıknış bir yumruk gibi kendini duj'urmaktaydı. -68'liler Birliği Vakfi'mn çözmesi gereken acil so- mnunedir? TARGAN - Vakfin ivedilikle çözmesi gereken ûri temel sorunu vardu-: Birincisi, örgütsel sorun- lar... Bu sorunun aşılması, dağılan vakıf kadrola- nnın yeniden vakfa kazandınlmasıyla olasıdır. Gö- nişleriyle farkhhklar ortaya koymuş olsalar da ken- • "68'lilik, Türkiye'de ve dünyada bir 'sol koalisyon'dur, emperyalizm, faşizm ve her türden gericiliğe karşı, toplu bir başkaldındır. Özellikle başını öğrenci gençliğinin çektiği başkaldın hareketleri, kapitalist düzene karşı hınçla sıkılmış bir yumruk gibi kendini duyurmaktaydı." dini solda tanımlayan ve anti-emperyalist. anti-fa- şist cephede yer alan tüm kişi ve gnıplan yeniden vakfa kazandırmak, bugünkü yönetim için önem- li bir görevdir. îkincisi, politik sorunlardır. Kabul etmek gere- kirse, Türkiye önemli kınlmalann yaşandığı ta- rihsel bir evreden geçmektedir. Türkiye'nin 6O'lı yıllardaki toplumsal talep ve beklentileri. bugün için de büyük ölçüde geçerlidir. Bu talep ve beklenti- lere siyasal çözümleT aramak ve üretmek, vakfin temel politik hedefleri olmahdır. - Size göre Türkiye'nin güncel sorunları nelerdir? TARGAN - Türkiye'nin sorunlannı da temelde iki ana kategoride toplamak olasıdır. Birincisi, Tür- kiye'yi adeta yan-sömürge durumuna getiren ve salt bugünün değil, gelecek kuşaklann ve yazgısı- nı belirleyecek olan ekonomik bağımlılıknr. Tür- kiye'nin her türlü yatınm ve uygulamalannın ya- bancı finans kuruluşlanna ve mali odaklara endeks- lendiği tarihsel bir süreci yaşamaktayız. Bu ba- ğımlılığı yaratan anlaşma ve ilişkiler, tarihin çöp- lüğüne atılmadığı, uluslararası mali oligarşinin mengenesi kınlmadığı ve bu konuda ulusal ve ba- gımsızlıkçı bir politika uygulanmadığı sürece, Tür- kiye'nin bağımsızlığından, halkın refah ve mutlu- luğundan söz etmek olası değildir. - Birçok 68'li son yülarda vakrftan uzaklaşü. Ki- mileri 68'Bler Derneği'ni kurdu, künileri de buna benzer örgütlenmeye gjtti. Size göre bu insanlar ne- den vakıftan uzaklaştı? TARGAN - Herkes vakfin kendi siyasal görüş- lerinin temsilcisi ohnasını istiyor. Böyle bir şeye olanak var mı? O zaman vakıf, vakıf olmaktan çı- kar, partı olur. Adı üzerinde; 68'liler Birliği. Bir- lik kavramını açarsak, farklı sol görüşten insanla- nn oluştuğu yapıya 'büük' denir. Bu birlik içinde de kendini solda tanımlayan herkese yer vardır. Ankara'dakı arkadaşlarla bunlan konuştuk. Onla- nn da kimi konularda haklı eleştirileri vardı. Vak- fı, herhangi bir siyasi çizginin uzanhsıymış gibi al- gılamaktan kaynaklanan haklı eleştirilere, yanlış anlamalara son vermek, açıklık getirmek, uygula- mada da bunlan göstennek için vakıf yönetimin- de görev aldığımızı vurguladık. Hak verdiler. An- cak pratikte doğru olduğunu gördüğümüz uygula- malara destek vereceklerini söylediler. Doğaldır ki her şey bir çırpıda hallolmayacak. Burada zamanı hakem kıldık. - Vakıftan uzaklaşan insanlar için nasıl bir bir- likte olma düşünceniz var? TARGAN - \akfin, gerek örgüt içi sorunlannın, gerekse dünyada ve ülkemizde yaşanan güncel ko- nulann masaya yatınldığı. tüm boyutlanyla tartı- şıldığı bir kongre ya da kurultay yapmayı düşünü- yoruz. Bu yılın sonbahannda yapmayı tasarladığı- mız bu toplantı, üç aşamalı olacak. Birinci gün; sol- daki bütün siyasi partilerin genel başkanlanna ya da temsilcilerine söz verilecek. tkinci gün; bilim ınsanı, akademisyen ve uzmanlann yurt ve dünya sonınlanna ilişkin bildirilerine yer verilecek. Son aşama olan üçüncü günde, kendini 68 kuşağmdan sayan ve sorumlu tutan herkesin düşüncelerini açıklamasına olanak sağlanacaktır. GÖRÜŞ Prof. Dr. COŞKLN ÖZDEIVltR Kök Hücre Umudu ve Gerçeği Kök hücrelerden çok söz edildi. Televizyon ekranla- nnda, gazete sütunlannda sıklıkla yer aldı bu buluş. Cumhuriyet'in cumartesi günleri yayımlanan Bilim Tek- nik eki birkaç kez bu konuyu işledi ve 20 Mayıs günü Cumhuriyet gazetesi kök hücfesindeki bu gelişmeleri baş- lığa taşımaya değer gördü. Yaşama biri anne biri babadan gelen iki hücre ile baş- lıyoruz.Buhücrelerbölünerekçoğalıyorveonlardantüm organlanmızla birlikte vücudumuz oluşuyor. Işte bu ol- gudan hareketle bilim insanlan çeşitli organları oluştu- rabilen bu ana hücrelerden yararlanarak hastalanan or- ganlan onarma olasılığını ortaya koydular. Bu çok önem- li bir başlangıç oldu. Bu ana hücrelerin (kök hücre) en iyi, en verimli kay- nağı embriyolardır. Embriyo üreme hücreleri olan yumur- ta ve spermin birteşmeleri ile oluşan ve cenin oluşumu- nun ilkasamasındaki hücre grubudur. Embriyolann kul- lanımı çeşitli (etik, sosyal, kültürel) yasal sorunlan orta- ya çıkanyor. Bu sorunlan ve tartışmasını bu yazıda ele almayı yararlı bulmuyorum. Kök hücrelerinin embriyolann dışında öteki erişkin dokularda da bulunduğu artık biliniyor ve bu kaynak- lardan da kök hücre elde edilebiliyor; beyinden, kastan, kandan, deriden, kordon kanından. Uzun zamandırkul- lanılagelen bir kaynak da kemik iliğidir. Ancak kök hüc- resi elde etmek ve üretmek bunlann klinikte kullanıla- cağı anlamına gelmiyor. Bu kaynaklardan elde edilen kök hücreleri ile hayvan modelleri üzerinde çok sayıda araş- tırma ve denemeler yapılıyor. Bunlar geniş şekilde tıp dergilerinde yayımlanıyor. Bu bilgileri internetteki site- lerden elde etmek mümkün. Şimdi halk için, hastalar için gerekli olan bilinmesi ge- rekenleri aşağıda belirtmek istiyorum. Kök hücreleri el- bette büyük bir umut. Kan hastalıklan ve kalp hastalık- lannda artık kullanılıyor. Ancak sinir sistemi hastalıklan, Parkinson'da, Alzheimer'de, Multiple Skleroz ve çeşitli nöromüsküler (kas) hastalıklannda kullanımı henüz müm- kün değil, doğru değil. Hayvan modelleri üzerinde ya- pılan denemeler umut veriyor ancak henüz insanda kul- lanmayı haklı kılacak yeteriilikte değil. Bazı komplikas- yonlar ortaya çıkıyor. Bu hastalar için kök hücre kullanı- mının iyimser tahminle 4-5 yıl uzakta olduğu ileri sürü- lüyor. Ama daha iyimser tahminler de var. Tıpkı Avrupa Biriiği üyeliği ile ilgili beslediğimiz umutlar gibi. Bu ko- nudaki yayınlarda çok dikkatli olmak, abartmalardan uzak durmak ve boşuna umutlar yaratmamak gereki- yor. Gazetelerimizin birçoğunda "kök hücreler her der- de deva" ve benzeri başlıklar yıllardır kronik bir hastalı- ğın pençesinde acı çeken insanlar ve aile bireylerinde büyük umutlar yaratıyor. Bu haberieri verenlerin ileride- ki umutiarta bugünkü gerçekleri ayırt etmeleri ve böyle bir sorumluluğu titizlikle taşımalan lazım. Yineleyelim çok defa bilimsel bir dil ile kaleme alınmış ve içeriği ko- lay kolay anlaşılamayacak haberlerin medyaya yansıma- sı ve yayımlanması ile tedavisi mümkün olmayan has- talarda büyük umutlaryaratılıyor. Bu yayınlar üzerine te- lefonlar, fakslar ve mektuplarla çok sayıda başvuru alı- yoruz. Kök hücre tedavilerinin nerede nasıl yapıldığını soruyoriar. Onlara henüz kök hücre tedavilerinin klinik amaçlaria hastalar için kullanılmadığını söylüyoruz. Ama öte yandan onlar da bizim gibi bu tedavilerin iyileştirme vaatleri ile yurdumuzda da yer yer yapıldığını hatta ba- zı ünlü hastanelerin buna aracılık ettiğini öğreniyoriar. Evet yurdumuzda bu tedavilerin yapıldığını ya da ya- kın bir gelecekte yapılacağını bildiren tıp merkezleri var. Oysa bu konuda henüz yasal bir düzenleme yok, ku- rallar yok. Güvenilir dünya literatürü ve tıp merkezleri de kök hücre tedavilerinin bu hastalıklar için kullanılmala- nnın yanlış olacağını, hatalı olacağını bildiriyor. Çin'de ALS hastaları ve omurilik yaralanmalan için yapılan te- daviler ağır bir şekilde suçlanıyor. Gaziantep'ten gelen ve bir dergide yayımlanan haber, bilim çevrelerince as- la inandıncı bulunmadı ve onaylanmadı. Çaresizlik için- de tedavi olanaklan arayan insanlanmıza yersiz, daya- naksız umutlar verilmesi ve onlann bir arayış içine gire- rek çok zaman, çok para kaybetmelerine yol açılması hoş görülemez ve önlenmelidir. Burada bilim insanlanna, hekimlerevede özellikle ve öncelikle medyaya önemli sorumluluk düştüğü açıktır. Bu haberier mutlaka titizlikle, güvenilir bilim insanlan- na danışılarak ve halkı yanıltmayacak bir şekilde veril- melidir. KADROLAŞMA ÎDDÎALARI Adli Tıp Kıırumu^nda hukuksuzhık ŞULEKÖKTÜRK Adli Tıp Kurumu, çeliş- kili raporlar ve kadrolaşma iddialannın ardından huku- ka aykın uygulamalanyla gündeme geliyor. Adli Tıp Rırrumu sınavjürisince. uz- manlık sınavlannda, tez ve uygulama sınavını başany- lageçen ancak sözlü sınav- da baş_ansız sayılan Dr. Os- man Oztûrk, kendisini hem işinden hem eğitiminden eden bu uygulama nedeniy- le açtığı davayı kazandı. Kurum Başkanı Kera- mettm Kurt ise mahkeme- nin sınavın geçersiz sayıl- ması ve tekrarlanması yö- nünde kaıannı uygulamaya- rak yeni bir hukuksuzluğa imzaattı. Îstanbul Tabip Odası Ba- sın Sözcülüğü de yapan Öz- türk, Fatih Cumhuriyet Baş- savcılıgı'na şikâyet dilekçe- siyle başvurarak, ATK Baş- kanı Keramettin Kurt hak- kında "Mahkeme karan- nın >«rine getirilmemesi ve görevi ihmaT iddialanyla soruşturma açılmasını iste- di. Özrürk. dilekçesinde, pratisyen hekim olarak ça- lışırken yapılan sınavda ba- şanlı olduğunu ve Adli Tıp Kurumu'nda uzmanlık eği- timi almak üzere göreve başladığını anlatarak, eğiti- mıni tamamladıktan sonra Ekim 2003 'te suıava girdi- ğini anlattı. Dilekçeye göre uzman- lık tezı kabul edilen Öztürk, uygulamah aşama olan otopsi sınavından da 100 üzerinden 75 puan alarak sınavda başanlı oldu. Ancak kayıt altına alınan sınavlar- da. başanlı bir adli tıp uz- manı adayı olarak görülen Öztürk, belgeye dönüştü- riilmeyen sözlü sınavda ba- şansız oldu. Başarısız sayılan Öz- türk'ün. "2659 sayüı ATK Kanunu YönetmeBği" ge- rekçe gösterilerek. hem asis- tanlıkla, hem kurumla hem de devlet memurluğu ile ili- şiği kesildi. Karar üzerine Öztürk. yürütmenin durdu- rulması ve karann iptali is- temiyle dava açh. Yürütmenin durdurul- ması karannın üzerinden 11 ay geçmesine karşuı sı- navı tekrarlanmadığı için özlük haklan kayıplanna uğrayan Öztürk, "Sınavjû- risinin hukuka a> kın şekil- de oluşturulması, sınavın belge altına alınmaması ne- deniyle sözlü sınavda başa- nsızİık işleminde hukuka aykmlık olması ve sınavın tekrar edilmesi gerektiği haldetekrarlanmamasını" gerekçe göstererek Dr. Kurt hakkında soruşturma açıl- ^masını istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle