Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 TEMMUZ 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK
IJLjU !., LjyâAl*. £r£4rİN£N
8İ1 HAYVAN L&R.
EZİYETEDÎYOİV.
SrOÜ
Mu -
. Dünya Mimarlık Kongresi 'ne ev sahipliğiyapan îstanbul, katılımcılann takdirini kazandı
& 'En'lerinve' İlk'lerinkongnesiÖZLEM GÜVEML!
GÖKÇE UYGUN
tstanbul, dünyacaünlü mimarlan bu-
luşturan Uluslararası Mimarlar Birli-
ği'nin (UIA) 22.Dünva\limarhkKong-
resi'ne başanyla ev sahipliği yaparak
katılımcılann takdirini kazandı. UIA
Başkanı JaimeLerner'ın. "İstanbul'dan
yepyeni fikirlerte aynhyoruz. Îstanbul
haUanm bizi kucaklayışına minnetta-
nz" sözleri de bu durumu kanıtlar ni-
telikteydi. 2008 'deki 23. Dünya Mimar-
lar Kongresi'ne ev sahipliği yapacak
olan ttalya'nın Torino kenti Belediye
Başkanı Sergio Chiamparino nun yar-
dımcısı Elda Tessore de "Istanbul ka-
dar iyi bir organizasyon yapmaya çah-
şacağız" sözleriyle memnuniyetini ifa-
deetti. Kongre süresince, Istanbul Bü-
yükşehır Belediyesi'nce dağıtılan Îs-
tanbul Şehır Rehberi'nin yarattığı tar-
tışma dışuıda, önemli bir sorun yaşan-
madı. Kcntier: Mimarüklann Pazar-
21. YÜZYILIN EN YARATICI ISlMLERlNDEN SEÇÎLEN JAPON MÎMAR SHlGERU BAN:
Yıkımlara insanlar neden olur
Dünya Mi-
marlık
Kongre-
si "nde, Japon mimar
Shigeru Ban deprem ko-
nulu sunumu sırasında-
ki "Afeöer doğal değU,
insanlann nedenokhığu
yıkımlardır" sözleriyle
Türkiye'nin de önemli
bir sorununa bir kez da-
ha dikkat çekmış oldu.
Time dergisince "21.
yüzyıhn en yaratıa tsim-
İerinden biri" seçilen
Ban, mimarlığın geç-
mişini anlatırken mi-
marlann tarihte aynca-
lıklı insanlar olduğunu,
krallarla, hükümetlerle.
önemli kişilerle çalış-
tıklannı ve paranın gü-
cünü mimaride göster-
meye çalıştıklannı söy-
ledı.
Ban, 19. yüzyıldaki
Sanayi Devrimi'nden
sonra kentlere göçün ko-
nut gereksinimini art-
tırmasıyla mimarlann,
halk için de çalışmaya
başladığını dile getirdi.
Son dönemlerde do-
ğal afetlerin ve savaş-
lann arttığına dikkat çe-
ken Ban, "Ashnda bu
afetler doğal değil, in-
sanlann neden olduğu
yıkımlar. Mesela dep-
rem, kimse>i öldürmez.
Depremdeinsanlann ço-
ğubinalannçökmesine-
deniyle hayatlannı kay-
beder. Bu nedenle insan-
lara bağholarakgerçek-
leşen afetlerde. sorum-
lulugunbirkısmıdami-
marlara düşüyor" söz-
lenyle doğal olaylann
afete dönüşmesinin kay-
nağının insan olduğu-
nu bir kez daha vurgu-
ladı.
Birleşmış Milletler ile
çalışmalannda doğal
afet bannaklan tasarla-
yan, estetiğın, en yok-
sullar dahil kitlelere
ulaştınlması gerektiği
düşüncesini dile getiren
Shigeru Ban, kendisi
için, "çevre için çahşan
mimar" tanımının kul-
lanıldığını anımsattı.
Ban, kendisi 1985'te
geri dönüştürülebilir
malzemelerle çalışma-
ya başladığında, kım-
senin bundan haberdar
bile olmadığını ifade et-
ti. Ban, depremlerde
ölümleri önlemeyi
amaçlayan mobilya ta-
sanmlanndan örnekler
göstererek şöyle devam
etti:
"Bu nedenle mobil-
yalara göre ev tasarla-
dım. Önce mobüValan
bir evin temctine yatay
ve dikey olarak, birbir-
leriyle bağlantüı şekil-
de yerkştiriyoruz.Daha
sonra da duvarlan ve
çatıyı yapıyoruz. Böy-
lece, birbûİerine sıkıca
bağlanan mobilyalar,
deprem anında can kay-
bını azaltmaya yardım-
cı oluyor."
"21. yüzyıhn en yaraücı isimkrinden biri" seçilen Ban, "Afetler doğal değiL, insanlann neden olduğu
yıkımlardır" sözleriyle Türkiye'nin de önemli bir sorununa bir kez daha dikkat çekmis oldu.
Mimarlık ve küreselleşme
M
îmarlar Odası tstanbul Büyükkent Şube-
si'nce tstanbul Teknik Üniversitesi Taşkış-
la Yerleşkesi'nde düzenlenen "Küreselleş-
me ve Mimarhk; Ulusötesileşen Sennaye, Hangi \li-
raarnk Hizmetini Öngörüyor?" başlıkh panelde G-
8 'ler eleştirilirken "küreselleşme''nin çevre üzerin-
deki etkileri konuşuldu.
Londra'daki bombalı saldınlardan önce gerçek-
leştirilen panelin başkanlığını yapan şehir plancısı-
mimarProf. Dr. SümerGürel, Îstanbul'daki mimar-
lık kongresi ile eşzamanlı olarak Iskoçya'da da G-
8 zirvesinin düzenlendiğini anımsatarak "G-8 gru-
bu, sanki orada dûnyanın sorunlannı konuşuyor ve
insanlara yardım ediyonnuş gibi yapnoriar. Ama
öte yandan da Kyoto Protokolü'nü imzaiamıyorlar.
Zaten tarihte de şimdi de dünya üderlerinin hiçbiri-
nin akli dengcsi yerinde değiL. hepsininpsikolojik ra-
hatsızhklan var. Tüm dünya nüfusu da ko>ıın sürü-
sü gibi onlan izliyor. Bu açıdan mimarlarkongresin-
den çıkacak sonuç çok öncnüi" dedi.
ABD'li anarşist yazar JohnZerzan de G-8 "den bah-
sederek zirveye karşı sokaklarda gösterilerin devam
ettiğini söyledi. Zerzan. "Küreselfcşme sürecinde
su ve topraklar zehirleni\
r
or, her yer kirlenrvor, tstan-
bul Boğa/ı bile kirlendi. Ama hâlâ içimizde insan-
cıl bir küreselleşme' ümidi \zr
m
dıye konuşru.
Yeşil tasarımlar
Kongrenm son gününde "Ekolojik sürdürükbi-
Kr tasarun" ka\Tamını mimarlığa kazandıran Ma-
lezyalı mimar Ken Yeang da "Yeşil tasanmlar'" baş-
lıklı bir sunum yaptı. Yeang, mimari olarak inşa edi-
len her yapının doğaya entegre olması gerektiğıni
\ou-gulayarak "Eğer böyle yapıhrsa doğanın tahri-
bata açısından hiçbir sorunyaşanmaz, bu çok önem-
li bir nokta" dedi.
yeri" temasıyla, mimarlığın küresel
gündeminin ele alındığı mimarlann bü-
yük buluşması. rakamlar itibarıyla
'en'lere ve 'ilk'lere sahne oldu.
.\ralannda dünyaca ünlü 26 mima-
nn da bulunduğu 112 ülkeden 7 bin
500 delegenin katıldığı kongTe için bin
kişilik bir ekip görev yaptı. Alanlann-
da ustalıklanm ispat etmış ve çok sa-
yıda ödüle değer görülmüş ünlü mi-
marlar, yüzde 30'u Türkiye'den olan
katılımcılann büyük ilgısıyle karşılan-
dı. Dinleyenler ve özellikle mimarlık öğ-
rencileri, ustalardan imza alarak fotoğ-
raf çekhrdiler. Yerli ve yabancı toplam
500 basm mensubunun izlediği kong-
rede, 264 sunuş, 220 poster sunumu, 21
söyleşi, 16 multimedyagösterisi, 3 ser-
best kürsü ve 19 temalı toplantı gerçek-
leştirildi. Kongre için 4 milyon dolan
îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce
karşılanan toplam 6 milyon dolar har-
candı.
3 farkh ödül
Kongre kapsamında gerçekleştirilen
3 yanşmada farkh alanlarda ödüller da-
ğıtıldı. Mimarlık alanındaki en prestij-
li ödüllerden olan UIA Altın Madafya-
sı'na bu yıl, Japon mimar Tadao Ando
değer görüldü.
"Aşın: Aşın Koşullarda Mekân Ya-
ratmak" temalı UIA 2005 Öğrencı Ya-
nşması'natümdünyadan2bin 100 ki-
şilik rekor başvuru oldu.
UNESCO Büyük Ödülü'nün Çin
Halk Cumhuriyet'ne verildiği yanşma-
da, 25 ödül daha dağıhldı. Bu ödüller-
le, UIA tanhindeki öğrenci yanşmasm-
da dağıtılan en yüksel ödül sayısına
ulaşıldı.
UIA "Yasaan KentierÖdülleri" kap-
samında da BüyükÖdül İtalya'dan Ma-
urizio Marzi Giorgio Morini, "Marcel-
k> Ganassini Franeesca Scianna ve Yew-
vande A. Omosto'ya giderken; ögren-
ci dalındakı Bü>Tİk Odül'e yine İtal-
ya'dan Franeesca Puddu ve CinziaPuc-
ciarelü değer görüldü.
Bü>ük ödüller dışında 5 UIA Böl-
gesi"nin ödül ve mansiyonlan da kaza-
nanlara sunuldu. Bu yanşmada Türki-
ye'den Cem İlhan. Tühn HadL Se\inç
Hadi. Esra Gemici ve Işıl Calak'tan
oluşan ekip. profesyonel kategoride
ödül, Ali Özer de mansiyon kazandı.
Kongreyle eşzamanlı olarak düzen-
lenen "UIA 2005 Uluslararası Yapı ve
Mimarhk Fuan" da Türk mimarlık ve
inşaat sektörünün dünya vitrinine su-
nulduğu bir ftrsat oldu.
68'LÎLER BÎRLIĞÎ VAKFI'NIN BAŞKANI SÖNMEZ TARGAN, 68'LÎLlK, TÜRKÎYE'DE VE DÜNYADA BtR 'SOL KOALÎSYON'DUR
Kapitalist düzene sıkılmış yumruk
HÜSEYİN KIVANÇ
68'liler Birliği Vakfi Başkanı SönmezTargan la
\akıfyapısındaki yenilenme tasanlannı. \-akfin ör-
gütsel ve ekonomik acil sorunlannı konuştuk. Bu
konulann yanı sıra Türkiye'nin içinde bulunduğu,
her türlü yatınm ve uygulamalannın yabancı finans
kuruluşlanna ve mali odaklara endekslendiği zor-
lu tarihsel sürece de değinen Targan, ekonomik ve
emek eksenli mücadelenin önemine dikkat çekti.
-68'Hnknedir?
SÖNMEZ TARGAN - 68'lilik, Türkiye'de ve
dünyada bir "sol koaüsyon"dur. Ve bu koalisyon;
emperyalizm, faşizm ve her türden gericiliğe kar-
şı, toplu bir başkaldındır. Bu başkaldınyı haklı kı-
lan nesnel ve öznel koşullar, o günün tarihsel sü-
recinde yeterince vardı. Bir baska anlatımla, 6O'lı
}illar, tüm dünyayı saran sol bir dalganın, yaşamın
tûm alanlanna damgasını vurduğu yıllardır. Özel-
likle başını öğrenci gençliğinin çektiği başkaldın
iareketleri, kapitalist düzene karşı hmçla sıkıknış
bir yumruk gibi kendini duj'urmaktaydı.
-68'liler Birliği Vakfi'mn çözmesi gereken acil so-
mnunedir?
TARGAN - Vakfin ivedilikle çözmesi gereken
ûri temel sorunu vardu-: Birincisi, örgütsel sorun-
lar... Bu sorunun aşılması, dağılan vakıf kadrola-
nnın yeniden vakfa kazandınlmasıyla olasıdır. Gö-
nişleriyle farkhhklar ortaya koymuş olsalar da ken-
• "68'lilik, Türkiye'de ve dünyada bir 'sol
koalisyon'dur, emperyalizm, faşizm ve her
türden gericiliğe karşı, toplu bir başkaldındır.
Özellikle başını öğrenci gençliğinin çektiği
başkaldın hareketleri, kapitalist düzene karşı
hınçla sıkılmış bir yumruk gibi kendini
duyurmaktaydı."
dini solda tanımlayan ve anti-emperyalist. anti-fa-
şist cephede yer alan tüm kişi ve gnıplan yeniden
vakfa kazandırmak, bugünkü yönetim için önem-
li bir görevdir.
îkincisi, politik sorunlardır. Kabul etmek gere-
kirse, Türkiye önemli kınlmalann yaşandığı ta-
rihsel bir evreden geçmektedir. Türkiye'nin 6O'lı
yıllardaki toplumsal talep ve beklentileri. bugün için
de büyük ölçüde geçerlidir. Bu talep ve beklenti-
lere siyasal çözümleT aramak ve üretmek, vakfin
temel politik hedefleri olmahdır.
- Size göre Türkiye'nin güncel sorunları nelerdir?
TARGAN - Türkiye'nin sorunlannı da temelde
iki ana kategoride toplamak olasıdır. Birincisi, Tür-
kiye'yi adeta yan-sömürge durumuna getiren ve
salt bugünün değil, gelecek kuşaklann ve yazgısı-
nı belirleyecek olan ekonomik bağımlılıknr. Tür-
kiye'nin her türlü yatınm ve uygulamalannın ya-
bancı finans kuruluşlanna ve mali odaklara endeks-
lendiği tarihsel bir süreci yaşamaktayız. Bu ba-
ğımlılığı yaratan anlaşma ve ilişkiler, tarihin çöp-
lüğüne atılmadığı, uluslararası mali oligarşinin
mengenesi kınlmadığı ve bu konuda ulusal ve ba-
gımsızlıkçı bir politika uygulanmadığı sürece, Tür-
kiye'nin bağımsızlığından, halkın refah ve mutlu-
luğundan söz etmek olası değildir.
- Birçok 68'li son yülarda vakrftan uzaklaşü. Ki-
mileri 68'Bler Derneği'ni kurdu, künileri de buna
benzer örgütlenmeye gjtti. Size göre bu insanlar ne-
den vakıftan uzaklaştı?
TARGAN - Herkes vakfin kendi siyasal görüş-
lerinin temsilcisi ohnasını istiyor. Böyle bir şeye
olanak var mı? O zaman vakıf, vakıf olmaktan çı-
kar, partı olur. Adı üzerinde; 68'liler Birliği. Bir-
lik kavramını açarsak, farklı sol görüşten insanla-
nn oluştuğu yapıya 'büük' denir. Bu birlik içinde
de kendini solda tanımlayan herkese yer vardır.
Ankara'dakı arkadaşlarla bunlan konuştuk. Onla-
nn da kimi konularda haklı eleştirileri vardı. Vak-
fı, herhangi bir siyasi çizginin uzanhsıymış gibi al-
gılamaktan kaynaklanan haklı eleştirilere, yanlış
anlamalara son vermek, açıklık getirmek, uygula-
mada da bunlan göstennek için vakıf yönetimin-
de görev aldığımızı vurguladık. Hak verdiler. An-
cak pratikte doğru olduğunu gördüğümüz uygula-
malara destek vereceklerini söylediler. Doğaldır ki
her şey bir çırpıda hallolmayacak. Burada zamanı
hakem kıldık.
- Vakıftan uzaklaşan insanlar için nasıl bir bir-
likte olma düşünceniz var?
TARGAN - \akfin, gerek örgüt içi sorunlannın,
gerekse dünyada ve ülkemizde yaşanan güncel ko-
nulann masaya yatınldığı. tüm boyutlanyla tartı-
şıldığı bir kongre ya da kurultay yapmayı düşünü-
yoruz. Bu yılın sonbahannda yapmayı tasarladığı-
mız bu toplantı, üç aşamalı olacak. Birinci gün; sol-
daki bütün siyasi partilerin genel başkanlanna ya
da temsilcilerine söz verilecek. tkinci gün; bilim
ınsanı, akademisyen ve uzmanlann yurt ve dünya
sonınlanna ilişkin bildirilerine yer verilecek. Son
aşama olan üçüncü günde, kendini 68 kuşağmdan
sayan ve sorumlu tutan herkesin düşüncelerini
açıklamasına olanak sağlanacaktır.
GÖRÜŞ
Prof. Dr. COŞKLN ÖZDEIVltR
Kök Hücre Umudu ve
Gerçeği
Kök hücrelerden çok söz edildi. Televizyon ekranla-
nnda, gazete sütunlannda sıklıkla yer aldı bu buluş.
Cumhuriyet'in cumartesi günleri yayımlanan Bilim Tek-
nik eki birkaç kez bu konuyu işledi ve 20 Mayıs günü
Cumhuriyet gazetesi kök hücfesindeki bu gelişmeleri baş-
lığa taşımaya değer gördü.
Yaşama biri anne biri babadan gelen iki hücre ile baş-
lıyoruz.Buhücrelerbölünerekçoğalıyorveonlardantüm
organlanmızla birlikte vücudumuz oluşuyor. Işte bu ol-
gudan hareketle bilim insanlan çeşitli organları oluştu-
rabilen bu ana hücrelerden yararlanarak hastalanan or-
ganlan onarma olasılığını ortaya koydular. Bu çok önem-
li bir başlangıç oldu.
Bu ana hücrelerin (kök hücre) en iyi, en verimli kay-
nağı embriyolardır. Embriyo üreme hücreleri olan yumur-
ta ve spermin birteşmeleri ile oluşan ve cenin oluşumu-
nun ilkasamasındaki hücre grubudur. Embriyolann kul-
lanımı çeşitli (etik, sosyal, kültürel) yasal sorunlan orta-
ya çıkanyor. Bu sorunlan ve tartışmasını bu yazıda ele
almayı yararlı bulmuyorum.
Kök hücrelerinin embriyolann dışında öteki erişkin
dokularda da bulunduğu artık biliniyor ve bu kaynak-
lardan da kök hücre elde edilebiliyor; beyinden, kastan,
kandan, deriden, kordon kanından. Uzun zamandırkul-
lanılagelen bir kaynak da kemik iliğidir. Ancak kök hüc-
resi elde etmek ve üretmek bunlann klinikte kullanıla-
cağı anlamına gelmiyor. Bu kaynaklardan elde edilen kök
hücreleri ile hayvan modelleri üzerinde çok sayıda araş-
tırma ve denemeler yapılıyor. Bunlar geniş şekilde tıp
dergilerinde yayımlanıyor. Bu bilgileri internetteki site-
lerden elde etmek mümkün.
Şimdi halk için, hastalar için gerekli olan bilinmesi ge-
rekenleri aşağıda belirtmek istiyorum. Kök hücreleri el-
bette büyük bir umut. Kan hastalıklan ve kalp hastalık-
lannda artık kullanılıyor. Ancak sinir sistemi hastalıklan,
Parkinson'da, Alzheimer'de, Multiple Skleroz ve çeşitli
nöromüsküler (kas) hastalıklannda kullanımı henüz müm-
kün değil, doğru değil. Hayvan modelleri üzerinde ya-
pılan denemeler umut veriyor ancak henüz insanda kul-
lanmayı haklı kılacak yeteriilikte değil. Bazı komplikas-
yonlar ortaya çıkıyor. Bu hastalar için kök hücre kullanı-
mının iyimser tahminle 4-5 yıl uzakta olduğu ileri sürü-
lüyor. Ama daha iyimser tahminler de var. Tıpkı Avrupa
Biriiği üyeliği ile ilgili beslediğimiz umutlar gibi. Bu ko-
nudaki yayınlarda çok dikkatli olmak, abartmalardan
uzak durmak ve boşuna umutlar yaratmamak gereki-
yor. Gazetelerimizin birçoğunda "kök hücreler her der-
de deva" ve benzeri başlıklar yıllardır kronik bir hastalı-
ğın pençesinde acı çeken insanlar ve aile bireylerinde
büyük umutlar yaratıyor. Bu haberieri verenlerin ileride-
ki umutiarta bugünkü gerçekleri ayırt etmeleri ve böyle
bir sorumluluğu titizlikle taşımalan lazım. Yineleyelim
çok defa bilimsel bir dil ile kaleme alınmış ve içeriği ko-
lay kolay anlaşılamayacak haberlerin medyaya yansıma-
sı ve yayımlanması ile tedavisi mümkün olmayan has-
talarda büyük umutlaryaratılıyor. Bu yayınlar üzerine te-
lefonlar, fakslar ve mektuplarla çok sayıda başvuru alı-
yoruz. Kök hücre tedavilerinin nerede nasıl yapıldığını
soruyoriar. Onlara henüz kök hücre tedavilerinin klinik
amaçlaria hastalar için kullanılmadığını söylüyoruz. Ama
öte yandan onlar da bizim gibi bu tedavilerin iyileştirme
vaatleri ile yurdumuzda da yer yer yapıldığını hatta ba-
zı ünlü hastanelerin buna aracılık ettiğini öğreniyoriar.
Evet yurdumuzda bu tedavilerin yapıldığını ya da ya-
kın bir gelecekte yapılacağını bildiren tıp merkezleri var.
Oysa bu konuda henüz yasal bir düzenleme yok, ku-
rallar yok. Güvenilir dünya literatürü ve tıp merkezleri de
kök hücre tedavilerinin bu hastalıklar için kullanılmala-
nnın yanlış olacağını, hatalı olacağını bildiriyor. Çin'de
ALS hastaları ve omurilik yaralanmalan için yapılan te-
daviler ağır bir şekilde suçlanıyor. Gaziantep'ten gelen
ve bir dergide yayımlanan haber, bilim çevrelerince as-
la inandıncı bulunmadı ve onaylanmadı. Çaresizlik için-
de tedavi olanaklan arayan insanlanmıza yersiz, daya-
naksız umutlar verilmesi ve onlann bir arayış içine gire-
rek çok zaman, çok para kaybetmelerine yol açılması
hoş görülemez ve önlenmelidir.
Burada bilim insanlanna, hekimlerevede özellikle ve
öncelikle medyaya önemli sorumluluk düştüğü açıktır.
Bu haberier mutlaka titizlikle, güvenilir bilim insanlan-
na danışılarak ve halkı yanıltmayacak bir şekilde veril-
melidir.
KADROLAŞMA ÎDDÎALARI
Adli Tıp
Kıırumu^nda
hukuksuzhık
ŞULEKÖKTÜRK
Adli Tıp Kurumu, çeliş-
kili raporlar ve kadrolaşma
iddialannın ardından huku-
ka aykın uygulamalanyla
gündeme geliyor. Adli Tıp
Rırrumu sınavjürisince. uz-
manlık sınavlannda, tez ve
uygulama sınavını başany-
lageçen ancak sözlü sınav-
da baş_ansız sayılan Dr. Os-
man Oztûrk, kendisini hem
işinden hem eğitiminden
eden bu uygulama nedeniy-
le açtığı davayı kazandı.
Kurum Başkanı Kera-
mettm Kurt ise mahkeme-
nin sınavın geçersiz sayıl-
ması ve tekrarlanması yö-
nünde kaıannı uygulamaya-
rak yeni bir hukuksuzluğa
imzaattı.
Îstanbul Tabip Odası Ba-
sın Sözcülüğü de yapan Öz-
türk, Fatih Cumhuriyet Baş-
savcılıgı'na şikâyet dilekçe-
siyle başvurarak, ATK Baş-
kanı Keramettin Kurt hak-
kında "Mahkeme karan-
nın >«rine getirilmemesi ve
görevi ihmaT iddialanyla
soruşturma açılmasını iste-
di. Özrürk. dilekçesinde,
pratisyen hekim olarak ça-
lışırken yapılan sınavda ba-
şanlı olduğunu ve Adli Tıp
Kurumu'nda uzmanlık eği-
timi almak üzere göreve
başladığını anlatarak, eğiti-
mıni tamamladıktan sonra
Ekim 2003 'te suıava girdi-
ğini anlattı.
Dilekçeye göre uzman-
lık tezı kabul edilen Öztürk,
uygulamah aşama olan
otopsi sınavından da 100
üzerinden 75 puan alarak
sınavda başanlı oldu. Ancak
kayıt altına alınan sınavlar-
da. başanlı bir adli tıp uz-
manı adayı olarak görülen
Öztürk, belgeye dönüştü-
riilmeyen sözlü sınavda ba-
şansız oldu.
Başarısız sayılan Öz-
türk'ün. "2659 sayüı ATK
Kanunu YönetmeBği" ge-
rekçe gösterilerek. hem asis-
tanlıkla, hem kurumla hem
de devlet memurluğu ile ili-
şiği kesildi. Karar üzerine
Öztürk. yürütmenin durdu-
rulması ve karann iptali is-
temiyle dava açh.
Yürütmenin durdurul-
ması karannın üzerinden
11 ay geçmesine karşuı sı-
navı tekrarlanmadığı için
özlük haklan kayıplanna
uğrayan Öztürk, "Sınavjû-
risinin hukuka a> kın şekil-
de oluşturulması, sınavın
belge altına alınmaması ne-
deniyle sözlü sınavda başa-
nsızİık işleminde hukuka
aykmlık olması ve sınavın
tekrar edilmesi gerektiği
haldetekrarlanmamasını"
gerekçe göstererek Dr. Kurt
hakkında soruşturma açıl-
^masını istedi.