19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 "TEMMUZ 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Aynen iade TMMOB Başkanı Mehmet So- ğancı, AKP'nin TBMM'de uygula- maya geçirdiği son "Kendin pişir, kendin ye" yönteminden örnekler venyor: "1999'dan ben 5 kez değişikli- ğe uğrayan Bankacılık Yasası, bu kez 90 dakika içerisinde yasalaş- mış, yaşamsal önem taşıyan 193 maddenin görüşîlmesi sürecinde madde başına 27saniye sûre düş- mûştür. O kadar hızlı hareket edil- miştir ki, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası Tasansı'nın kap- sam başlıklı 2. maddesi. TBMM tutanaklanna göre okunmaz ve oy- lanmaz, başkan '2. maddeyi oku- tuyorum' der, katip üye 3. madde- yi okur, 3. madde okunur, oylanır, kabul edilir. Adında 'toprak konjrna' ifadesi yer alan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası, topraklan koru- yucu hükûmlerle eşzamanlı olarak, topraklan yok edenleri 'affeden' bir geçici maddeyi de içerir. Bu da tartışılmaz, 'af nMiğindeki düzen- temeleriçin gereklı çoğunlukaran- rnaz." Mehmet Soğancı, yasaların içe- ri klerine ilişkin görüşlerini de kısa- ca özetliyor: "Topraklanmızı işgal edenler af- fedilmesin. özelleştirmelerte yeni peşkeşleryaşanmasın. Bankalann içi boşaltılmasın. Sağlık tesislerin- de taşeronlaşmaya gidilmesin. Es- nek çalışma koşullan uygulanma- s/n. DlE'de kadrolaşmayaygınlaş- masın. Belediyelerrant alanlan ol- masın. Milli parklanmızyağmalan- masın. Telefonlanmızdinlenmesin." Soğancı'ya göre, madem bu yasalar tartışmaksızın kabul edil- miştir, öyleyse yine tartışmaksızın Meclis'e aynen iade edilmelidir! IŞIK KANSl! Tiirk Telekom bizimdir! Türk Telekom'un başına gelen ne- dir? Dünya gazetesi yazarı Taylan Er- ten'in ifadesiyle şudur: "Türk Telekom'un yüzde 55 kamu hissesinin 6.5 milyardolara Oger'e ba- ğışlanmasını 'zafer' ilan edenler, Oger'in bu 'malı' aslında bedavaya kapattığı- na aldınş etmeselerbile, kamuoyu me- rakediyor. Alanlaraçısından herşeyyo- lunda giderse 1.6 milyar dolan peşin, gerisi 5 yılda ödenecek Türk Telekom 'u 21 yıllık imtiyaz, 21 yılın bitiminde de ana şebeke ile altyapı mülkiyetini ele geçirmek, 'Italyan soslu' her Lübnan- Suudi kırmasına nasip olmaz! O kadar nasip olmaz ki, AK Parti iktidannca 2004 yılında içi boşaltılarak sadece hisse devirleriyle ana sözleşme deği- şikliklerinde geçerti hale düşürülen al- tın hisse de 'bedavanın' birparçasıdır. 'Altın hisse' böylece 'tenekeye' dönüş- türülerek Oger'e bağışlanmıştır!" Peki, hiç Türk Telekom satılır mı? TÜBİTAK henüzTÜBlTAK iken hazır- lanan ve tam teslim AKP iktidannca kulak arkası edilen Türkiye Ulusal En- formasyon Altyapısı Anaplanı'na (TU- ENA) göre satılmaz! Çünkü: "Küresel enformasyon ekonomisinde, birülke- nin gelişebilmesi ve ekonomik büyü- mesi, hem tüketici ürünleri ve hizmet- lerinin sunulmasında hem de diğer mal ve hizmetlehn üretilmesinde ge- niş ölçekte enformasyon işleme, sak- lama, bulma ve aktarma yeteneğine bağlı olacaktır. Bu tür iletişim sistem- leriniilkkurabilecek ve etkin kullanımı- ABOÜUAH, HELLOOT..~ HAT KESiLDİ nıyapabilecek ülkelerin diğeıierine kar- şı rekabet üstünlüğü olacaktır. Bunun yehne gelebilmesi ve ortaya çıkacak fırsatlann yakalanabilmesi için gelişmekte olan ülkeler, telekomüni- kasyonpolitikalanyla diğerpolitika oluş- turma alanlannı (ekonomik, toplumsal, sanayi, antitröstgibi) birbiriyle sıkıca iliş- kilendirmek durumundadırlar." Peki, TürkTetekom'u satmak9. Ulaş- tırma Şûrası'nın "Haberleşme Komis- yonu fîaporu "ndaki hedeflere uyuyor mu? Uymuyor. Çünkü: Satış, "haberleşme hizmet- lerini rekabetçi biryapı içinde ucuza, kaliteli ve yaygın sunma"y\ engelliyor. Satış, "yurttaşlann bilgi toplumunu oluşturacak ulusal enformasyon ağına erişebilmesi içinyaygın, adil, herkese, herzaman, heryerde, herzaman eri- şilebilirücretlerle hizmetilkesi'ni zede- liyor. Satış, "haberleşme alanındakiher türiü hizmetin uluslararası rekabet or- tamında ulusalişleticileryaratma" ama- cına da aykın. Satış, "haberleşme po- litikasını, ülkenin elektronik, enforma- tik sanayileri üretimindeki yerel katkı- nın oranını arttırma ve yeni iş alanlan açmada araç olarak kullanma "yı önlü- yor... TUENA da şu sonuca ulaşılmış: "Ülkemizin uluslararası taahhütleri- ne uygun şekilde olmak kaydıyla Türk Telekom'un kontrolünün kaybedilme- mesi hem milli güvenlik (jeoekonomik ve jeopolitik) hem de anaplanın altya- pı planlamasında kabul edilen 'Bilgi Toplumu' hedefinin bir gereğidir." Bu gereğin tam tersi yapılıyor. Prof. Dr. Mümtaz Soysal'm deyimiyle "hal- kın malına hayınlık" ediliyor... Son tiimce Emekli Orgeneral Kemal Yavuz'un 6 Temmuz'da Akşam gazetesinde ya- yımlanan ve Recep Tayyip Erdo- ğan'a 1 Temmuz günü Genelkurmay karargâhında verilen 5 saatlik brifin- ge ilişkin yazısının son tümcesinden: "...sizsiz olun, bu toplantının tarihi olan 1 Temmuz 2005'i aklınızda tu- tun, inanın yakın zamanda hepimize lazım olacaktır." Dilbilgisi Eğitim-Sen, "anadilde öğrenim" ile ilgili tüzük maddesini kaldırdı, ama hâlâ tartışmayı özellikle kaşımakta ısrar edenler var. Bunlardan bir tanesi tuttu, "Avrupa'da anadilde öğrenimin bir hak olduğunu, Almanya'daki Türklerin bu hakkı kullanabildiklerini, Türk çocuklannın anadilde eğitimlerini Alman devlet okullannda gerçekleştirdiklerini" ileri sürdü. Verdiği bilgi doğru değil bir kere... Almanya'da zorunlu eğitim "Almanca"6\r. Almanya'da okula giden Türk çocuklan datüm dersleri "Almanca" alır. Kimi eyaletlerdeki uygulamaya göre, tüm derslerin yine "Almanca" okutuldugu okullarda Türk çocuklan isterlerse "ikinci yabancı dil" yerine "Türkçe"yi seçebilirler. Haftada birkaç saat olan bu "seçmeli" ders, adı üstünde "yabancı dil yerine Türkçe"dir. Insanlık halidir. Bazen anadil eğitimi ile anadilde eğitimi birbirine kanştırabilirsiniz. Bazen de başkalanna ilericilik dersi vereyim derken, öyle bir ilerlersiniz ki, bir bakarsınız ayaklannız yerden kesilmiş, uçmuşsunuz... Ilginç Kayırmacılık... TÜRKERERCAN Medyamızda bazen ilginç haberlerie karşılaşınz. Yurtdışı- na gönderilen bilmem kaç ton gıda maddesi, Avrupa gıda normlanna uymadığı gerekçe- siyle satın alan ülke (Almanya, Hollanda, Isviçre, Ingiltere vb.) tarafından iade edilmiştir... Bu haberierde ana ve ara tafsilat kesinlikle belirtilmez. Soracak olursanız, böyle bir tafsilatın verilmesi Türk Ticaret Kanu- nu'na aykın olduğu için ola- naksızdır. Şimdi, şöyle birkaç soru sıralayacak olursak bun- lara cevap alınabilir mi? Sağlıklı gıda nizamnamesine aykın olduğu gerekçesi ile ge- ri gönderilen bu mallar ne ya- pılır: Bir noktada bu işin kefili olan devlet tarafından toptan imha mı edilir? Yoksa birçok şeye göz yuman yöneticilerin koru- ma ve kollamalan ile piyasaya sürülüp herşeyi kabullenen bu halka yedirilir mi? Bu ihracatı yapan ünlü ve dev firmalann adı niçin halka açıklanmaz? İşin kefili olan devlet bu fir- malara ne tür bir ceza uygular ya da uygular mı? Aralarına katılabilmek için henüz müzakere tarihi alabildi- ğimiz günü göbek atarak bay- ram ilan ettiğimiz AB ülkeleri böyle firmaların yaşamasına, ticaret hayatını sürdürmesine olanak tanırlar mı?.. AB ülke- lerinde böyle bir ticari firmaya ne ceza uygulanır? Ticaret yaşamımızı yakından takip edenler gayet iyi hatırlar- lar. Türkiye'nin adını lekeleyen ve bu daldaki tüm ihracatçı ku- ruluşları zan altında bırakan olayın konusu, yıllar yıllar ön- ce içerisine makineyağı kanş- tınldığı gerekçesiyle iade edi- len zeytinyağlan idi. O zaman iade edilen tonlar- ca bu zeytinyağı ne olmuştu? İade gerekçesi göz önüne alı- narak tümü imha mı olunmuş- tu.. yoksa ne şiş yansın ne ke- bap düşüncesi ile piyasaya mı sürülmüştü? Yoksa yurtiçinde- ki belli büyük alıcılara mı pazar- lanmıştı? Bu ihracatı yapan fir- ma halka niçin açıklanmamış- t? Ve yine bu ihracatı yapan dev firma bugün hâlâ cicili bicili TV reklamlan ile iç ve dış ticaret ya- şamını sürdürüyor mu? Bu zeytinyağı olayı sessiz sedasız, o zamanki iktidann Ti- caret Bakanı tarafından örtbas edilince tabii ki işin arkası ke- silmedi ve büyüdü. Ardından ih- raç edilip, ticari maddelere uyul- madığı gerekçesi ile iade edi- len tonlarca et sorunu ortaya çıktı: O etlerin de akıbeti karan- lıktakaldı.. neyapıldıklan, kim- lere ne şekilde pazartandıklan hiçbir zaman ortaya çıkmadı... Devletimizin, bu "dev" fir- malara yumuşak tutumu sü- rerken, bu kez iade edilen ton- larca bal ortaya çıktı. Bu bal- lar dışanya hangi firma tara- fından ihraç edilmişti, geri dö- nen ballar ne yapıldı.. bu çile- keş halka mı yedirildi veya ye- dirilecek bu balların markası ne idi?.. Bu firmaya ne gibi bir ceza uygulandı? Bunlann tümü yine karanlıkta bırakılarak üçkâğıt- çı fırmalann korunması yoluna gidildi. Bu uygulamanın sebe- bi nedir? AB ülkelerinde olsa böyle bir firma, böyle bir mar- ka anında ticaret hayatından silinir. Bizde ise tam tersi olu- yor, palazlanıp büyüyor. Yanı- tı bulunamayan bir soru da ör- neğin en fazla vergi ödeyen "dev" firmalar arasında bu gi- bi ihracat - ithalat işlerini yapan- lann adını hiçbir zaman neden göremiyoruz? Oğlu - kızı bir giydiğini ikin- ci kez giymeyen, gece kulüp- lerinde limitsiz para harcayan, lüks ithal arabasını en fazla bir ay kullanan savurganlann ve babalannın adları da vergi lis- telerinde görünmez ve ne iş yaptıklan kesinlikle açıklanmaz. Bunun sebebi nedir? Bu, bir noktada haksız kazan- cı savunmak, namuslu ile na- mussuzu aynı kefeye koymak, namussuz kişileri kollamak an- lamına gelmiyor mu? Bir simit çalan çocuğun re- simleri, adı sanı boyalı basın- da boy gösterirken, bu firma- lar, şirketler, holdingler karşısın- da sessiz kalınması "Namus- lunun hakkını arayacağız" slo- ganı ile iktidar olan AKP'ye hiç yakışmıyor. AKP olan adını ken- di kendine değiştirip AK'laştı- ran AK'lığa hasret olduğu için kendini ak ilan eden bir parti- ye bu suskunluk, vücut dili ile ortalığı birbirine katan bir yö- neticiye bu sessizlik yakışıyor mu?.. KİM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicaka turk.net HARBİ \ SEMİH POROY K $k\Z ÂK.J egJPr r l Iıi- } ^İMİZ HATıfcMTTI... 86M ——^_ r semihporoya yahoo.com •tnıu1 HAYAT EPÎK TÎYATROSU MLSTAFA bÜNYA'DA HER 5 SANtyEDE 1 ÇOOJK "AÇLIKTAN" ÖLÜYOR I hayatepikOimynet.com BULUT BEBEK NLRAYÇİFTÇİ bulutbebekı hotmail.com 10 TEMMUZ PAZAR MEHMET ALI AYBAR ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA SAAT U :00 DE AŞİYAN DA ANILIYOR Kâmplarında ve fanamasın diye- mı haberleşnoemizı I b r î ş ^ zarnanii oîarak bfi^jzlıf TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Temmuz tcictc.mumtaz-arikan.com SARACOĞİU BAŞBMCAN.. f9+2'DE BUGÜN, LMLÜ DEVLETADAMt RU SARACO6UJ Ç TOŞ fSEF/K SAYPAM'tN ÖUİKAJYLE Ğ OOIC- Er 8AŞKAMLIĞ/U, CUA*We8£/ rHÖfiJÜ'NÜN A7X{>f&< SARACO6UJ, 6ÖIZEVP£ oöer y/c. KAiAC/ucnK- PAHA ÖNOE, MILJJ EĞİTİM (19-2.4- İ3ZS) , \iAUye(-f9Z?-i33O\, APALET(t933 -1333) VE Pf?İfL£&r-f33e - İ93&) BA&MLI& YAPMlŞ OLAM ŞÜKR.Ü SABACOĞLU, ÇOK GÛÇ S/e OBTKAstPA gAŞ&4AÇAHU§A GBTilZlUyo/SPU.TlJKM/YE'yİ JT, OOA/r/i SAVA- Ç/'MIM OlŞIUCrt TUTMA POÜr/&*£'HPv4 ONUU DA ÖUEMU F#Yl OlAcAKTflS.. l S/raSHtdct ŞörvyorCunuz. SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Dünyalar Savaşı SpieJberg'in son filmi "Dünyalar Savaşı"r\\ gördünüz mü? Yerkürenin en güçlü ordusu, dünyayı istila eden ge- zegen ötesi yaratıklar karşısında biçare kalıyor. "Dünya", Steven Sp/e/berg'in filminde ABD'den iba- ret... Girdikleri her yere kök salan ve "kan kusan" bu deh- şetengiz istilacılara karşı; Amerikan ordusu elindeki tüm imkânlarla savaşıyor. Ama nafile. ABD'nin "sûpertekno- lojik silahlan"; insanoğlunun şimdiye dek hiç karşılaşma- dığı bu savaşta etkisiz kalıyor. "Bilinmeyen düşmana" kar- şı işlemiyor. Bush ve ortaklannın dört yıldır sürdürdüğü "terörie savaş" da böyle. Dünyanın bir numaralı gücü; 11 EylüPün arkasından, Afganistan magaralanndayaşadığı iddıa edi- len Usame bin Ladin'e karşı, elindeki tüm teknolojik im- kânlan seferber ederek savaş açtı. 11 Eylül'ün miman Bin Ladin, ıddiaya göre terör örgütü El Kaide'nin ruhu, bey- ni, eli, ayağı, gözü, kulağı.. her şeyiydi. Bir kez ele geçi- rilirse, dünya huzura erecek; "kan kusturan" teröre kar- şı zafer kazanılmış olacaktı. Ideolojinin askerleri Afganistan ve Irak; bu uğurda iki "süper teknolojik"^ sa- vaş yaşandı. "Gezegen ötesiyaratıktan" farksız sayılan Bin Ladin ele geçirilemediğı gibi, "ücra Afgan mağara- lannda tek beyin ve tek karargâhtan yönetilen terör sa- vaşı" savı da, dört yıl içinde darbe üstüne darbe olarak çöktü. Afganistan savaşından bir yıl sonra patlayan Bali (Ekim 2002) bombalan, "El Kaide" hanesine yazılan terör ey- lemlerinin, Endonezya'da "Islami Cemaat" isimli yerel, taşeron bir örgüt tarafından gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Eylemcilerle "El Kaide" arasında doğrudan bağ yoktu. Bali'den bir yıl sonra, bu kez Istanbul sokaklannda patlayan (Kasım 2003) bombalar, aynı gerçeği bir kez da- hatescil etti. Istanbul'daki bombacılarda "El Kaide" \öe- otpjisini paylaşmakla birlikte Bingöl'den çıkmışlardı. "El Kaide" artık çeşitli ülkelerde şubeleri ve taşeronlan bu- lunan "kanlı birideolojiye" dönüşmüştü. 2004 baharında dünya bu kez de Madrid'de Atocha Istasyonu'na konulan bombalarla sarsıldı. Istanbul'daki gibi tıpkı, düşük maliyete, basrt yöntemlerle üretilmiş bir dizi bomba; Ispanyol başkentinin kalbinde 191 kişiyi sa- bah işlerine giderken katlettı. Ispanya'dakı bombacılar da "emirteri" Afganistan mağaralanrtdan almamıştı. Çc- ğu; Iberik yanmadasına göç etmiş Faslılardı. Ingiliz istihbaratının dikkati nerede? Londra metrosunda patlayan ve yerküreyi dehşete boğan bombalar da muhtemelen böyle bir şey çıkacak. Arapça bir "web sitesinde" olayı "El Kaide"ye bağlı ol- duğunu iddia eden "GizliEI Kaide Cihad örgütü" isimli bir grup üstlendi gerçi. Ancak örgütle El Kaide arasında doğrudan bağlantı olduğuna dair somut kanıt olmadığı gibi, eylemciterin kimlikleri de Ingiliz istihbaratı tarafından resmen onaylanmadı. Uzmanların kanısı -önceki olaylar- da görüldüğü gibi- faillerin, Ingiltere'de yaşayan ve Bin Ladin'le doğrudan ırtibatıbulunmayan"E/Ka/ye;deo/o- jisinin taşeronlan" olduğu yolunda. Bush'un "terörie savaşı" bu durumda ne anlama ge- liyor? Dünya ne zamandır bu soruya yanrt anyor. Batısıy- la, doğusuyla dünyaya kök salan bu korkunç "El Kaide ideolojisi" karşısında; en güçlü savaş teknolojisi, ne işe yanyor? Bin Ladin ele geçirilse ne olur, geçirilmese ne olur? Eşi benzeri görülmeyen bu "dünyalarsavaşında"yai- nız "süper teknolojik silahlar" değil, en iddialı istihbarat örgütleri de çuvallıyor. Istanbul'da Ingiliz Konsoloslu- ğu'na konulan bombalara karşı önlem alamayan Ingiliz- lerin efsanevi "MI 5 örgütü", Londra'da da kümeye düş- tü. Bu nasıl iş? Arka arkaya yaşanan hezimetler (ki buna Saddam'ın bulunamayan kitle imha silahlannı da katmak gerekiyor) nasıl açıklanabiliyor? Dikkatleri dağılmış. Gözler Gleneagtes'daki "G-8" Zir- vesi'ndeymiş. Yapılan tekaçıklama bu. Istanbul'da Ingil- tere Konsolosluğu'na konulan bombalar öncesinde de mi dikkatleri dağıldı? Irak'ta bulunamayan kitle imha si- lahlannda da mı dikkatleri dağıldı? MI 5'in dikkati nere- de peki? Bir araya hiç gelmeyecek mi? Bush ve Blair'in yalan, dolan ve yüzeysel propagan- da üzerine kurduğu "terdrte savaş masalının" artık cılkı çıktı. Gleneagles'taki basın toplantısında, Ingiltere Baş- bakanı'nın hemen arkasında sıralanan ve dünyanın pat- ronlan sayılan G-8 liderierinin yüzlerindeki 0 "boş deh- şet" ifadelerine şöyle bir göz atın. Onlar da bu garip sa- vaşta sözün bittiği noktaya gelindiğinin farkında. Ağız- lanndan dökülen laflar ne olursa olsun... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA; 1/ Bir tiyatro oyununda sah- neye çıkma sı- 2 rası gelen oyunculan uyaran ve bu 4 sıranın bozul- masını önleyen kiınse. 2/Üye... "Hile, dolap" anlamında ar- go sözcük. 3/ Herhangi bir 1 2 3 4 5 6 7 8 makinenin bir dogrul- tuda gidip gelerek iş görenparçası...Birno- „ ta. 4/Oğe...Hastalık, dert. 5/Tekke edebiya- tı şiir türlerinden biri. 6/ Üzüntülü düşünce durumu... ''Durur — gibi dallarda kanlı bül- büller" (AJımet Ha- 8 şim). 7/Yozgat ilinde- 9 ki ünlü höyük... Tan- tal elementinin simgesi. 8/Gölgede kalan yan... Açık denizden bir kum setiyle aynhş sığ koy ya da kör- fez. 9/Genellikle büyük yerleşim merkezlerinin üze- rinde toplanan kirli hava... Düz ve geniş arazi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Halk edebiyatında nakarata verilen ad. 2/ Şair... "Sermet Muhtar —": Yazanmız. 3/Kişinin kendi bedensel ve ruhsal benliğine karşı duyduğu aşın hayranlık. 4/ Macar mutfağına özgü bir tür et yeme- ği. 5/ "Emirler, beyler" anlamında eski sözcük... Suyosunu. 6/Uzun ve genış ağızlı çöküntü... At üre- tile'n çiftlik. 7/ tlkel benlik... "Dagtavuğu" da deni- len bir kuş... Çin ve Japonya'dan tüm dünyaya ya- yılmış bir strateji oyunu. 8/Ateşli ve tehlikeli bir has- talık... Eşya üzerindeki mikrop ve ufak böcekleri ba- sınçlı buharla öldürmeye yarayan büyük kazan. 9/ Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle