Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2005 CUMARTESİ
HABERLER
DlflVYADABUGUIV
ALİ StRMEN
Rleden?
- P&Q de neden ben?
Londra bombalamaları sırasında, ölenler
arasında değilse bile, yaralananlar içinden
bu soruyu soranlar mutlaka olmuştur. Olma-
lıdır da, bu adamlar her ne kadar Ingiliz ise-
le-r de, o kadar da budala değiller ya!
llk bakışta haklı gibi görünen bu sorunun
da, gerçekie bir anlamı yoktur oysa.
Sorunun anlamı olmadığının en güzel kanı-
tı ise ona verilebilecek olan en doğal yanıttır:
- Neden olmasın?
Şu durumda soru anlamsızdır, çünkü olay
soruyu soran kişinin başına gelmemiş olup
da bir başkasını vursaydı, o da aynı soruyu,
aynı anlamsızlıkla sorabilecek ve yine kaçı-
nılmaz olarak aynı yanıtı alabilecekti.
O zaman ortaya başka bir soru çıkıyor:
- Madem ki, kurbanın "Neden ben" soru-
sunu anlamsız kılan bir körlük içindedir terör,
o zaman neden yapılıyor, neye yarıyor?
Bu neden sorusunun kendisi, bir öncekin-
den daha anlarnlı olduğundan, yanıtı da da-
ha ilginç ve öğretici olacaktır.
Gerçekten de terör, güçlünün ve zalimin,
mazlumun ümüğüne yerel ve sınırlı kalan bir
savaş ile binip üstün silahlarıyla iflahını kes-
me girişimine karşı mazlumun, "Yoo arkadaş
ben savaşın yerel kalmasına izin vermem,
sen beni nasıl vunjyorsan toprağımda, ben
de senin toprağında seni vururum" yanıtıdır
ki, pek de anlarnsız olduğu söylenemez.
• • •
Eğer son terör olayı "Alma mazlumun ahı-
nı çıkar aheste aheste, ya metroda ya oto-
büste" gibi anlamlı bir mesajı içeriyorsa, ne-
den yararsız olduğunu söyleyip kınıyoruz ki
onu?
Terörün yararsız olduğunu ileri sürmemin
nedeni, doğurduğu zararın sağladığı yarar-
dan fazla olmasındandır.
Evet, terör hedef aldığı kişilere zarar ver-
mekten çok koz sağlıyor.
Çünkü, son olayın hedefi olan ve o sırada,
Edinburgh'da bulunan kimi G-8 liderleri,
Londra'daki insanların ölümlerinden olum-
suz etkilenmediler. Tam tersine baskı rejimle-
rini pekiştirebilme açısından güçlenerek çık-
tılar.
11 Eylül olayları Amerikan Imparatorlu-
ğu'nu güçsüzleştirmedi, daha küstah, daha
açık saldırgan haline getirip şirretleştirdi.
- Madem ki, zalime yöneltilen terör, bume-
rang gibi mazluma geri dönüyor, neden yine
de yapılıyor?
Sorunun haklı olduğu kuşkusuzdur ve çok
uzun analizler bile tam karşılığını verebilmek-
ten acizdir.
Psikososyal faktörler, inançların temelin-
deki öğelerden tutun da, kişisel yapılar, kötü
anılara kadar uzanan karmaşık bir zincirin
halkaları arasında kaybolur gidersiniz.
Terörün özü gibi, zamanlaması, yöntemiyle
ilgili "neden" sorularına da açık, doyurucu
yanıtlar almanız zordur.
•••
Terörün öznesi gibi, nesnesi ile ilgili "ne-
den "lere de yanıt bulmak güçtür.
Sermaye ve politikanın halkın çıkarlarına
hizmet önceliğini yüklendiğine inanacak ka-
dar safsanız, "Bu insanlar neden, eninde
sonunda kendi halklannın başına patlaya-
cak girişimlere böyle fütursuzca atılıyorlar"
sorusunu sorarsınız ve olayın failleri, sizi gü-
lerek izlerler.
Ama, halkın yararı ve çıkan açısından orta-
ya atıldığında, saçma olan soru, toplumsal
düzenin (illa adil olması gerekmiyor) belirli sı-
nırları aşmış bir dehşetin tehdidi altında
ayakta kalmasının güç olduğu gerçeği göz
önünde tutulunca, "Başkalannın toplumlan-
na, çıkarlarını onlara dehşet salarak kabul
ettirmeye çalışanlar, sonunda başkaldınnın
dehşetlerinin kendi toplumlannı felç etmesi-
ne ve düzenlerini sarsmasına yol açacak
hareketlere neden atılıyoriar?" şeklinde dile
getirilen sorunun bir anlamı olur.
Ama makul bir yanıtı olur mu?
Aptallığın makul bir yanıtı var mıdır?
insanlar ne kadar zengin ve güçlü olur-
larsa olsunlar neden bu kadar aptaldırlar"
sorusuna yanıt bulmadan, bir önceki nede-
nin cevabını da bulamayız.
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
zana ve arkadaşlarına çağri:
Terörü lanetleyin
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AB Ko-
misyonu Türkiye Tem-
silcisi Hans Jörk
Kretschmer, Kürt hal-
kı adına konuşanlann
terörü kayıtsız şartsız
lanetlemesi gerektiğini
belirterek Leyla Zana
ve arkadaşlanna "Te-
rörü laneüeyin" çağrı-
sı yaptı.
Kretschmer dün
CNN Türk'te katıldığı
bir programda, terörün
her yeri vurabileceğini
belirterek Güneydo-
ğu'daki terör eylemleri-
nin de sona ermesi ge-
rektiğini vurguladı.
Kretschmer, Güneydo-
ğu'da sosyal ve ekono-
mik bir stratejiye geçil-
mesi gerektiğine işaret..
etti. Kürt halkı adına
konuşanlann terörü ka-
yıtsız şartsız lanetleme-
si gerektiğini kaydeden
Kretschmer, "Terörist-
ler ve sryasetçiler Kürt
halkı adına konuştuk-
larını zannediyorlar.
Ben özelUkle Zana ve
arkadaşlarmdan bah-
sediyorum. Daha da
güçlü bir şekikle terörü
lanetleyebiürler mi?
Evet" diye konuştu.
Kretschmer, Kürt
liderlerin bugüne kadar
terör faaliyetlerine açık
bir hayır diyemediğini
belirterek Kürt halkimn
sorunlannın banş için-
de çözüme kavuşturul-
ması ıçın bunun anlması
gereken önemli bir adnn
olduğunu söyledi.
Ali Balkaner, Yılmaz'ın yeğenine kredi vermediği için bankasına el konulduğunu ileri sürdü
Yılmaz'a ağırsuçlamalarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve es-
ki Devlet Bakanı Güneş Taner'in Yü-
ce Drvan'da yargüandığı davada, Türk-
bank ihalesüıe katılan işadamlan Kork-
maz \îğit ve AB Balkaner tanık ola-
rak dinlenildi.
Balkaner, Yiğit'in dönemin Başba-
kanı Yılmaz ile "iş ortağıyla" konu-
şurgibi konuştuğunu söyledi. "Haya-
ti bir açıklamayapmak istiyorum" di-
yen Balkaner, "Bizim bankaya el ko-
nubnasmm nedeni MesutYıhnaz'mye-
ğenine verdiğinıiz krediyi geri isteme-
mizdir" dedi. Yiğit de çete lıden Ala-
attin ÇakKi'nın aramasının bile teh-
dit anlamına geldiğini söyledi.
Yüce Divan heyetine başkanlık
BAKAN ŞAHtN:
Sosyal
güvenlik
ekimde
yasalaşır
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Yardımcısı Meh-
met Ali Şahin, IMF Icra Kurulu
toplantısının ertelenmesine neden
olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Yasa Tasansı için
TBMM'yi olağanüstü toplantıya
çağırma yönünde kararlan bulun-
madığını söyledi.
Şahin, dün düzenlediği basın top-
lanüsında, TBMM Genel Kurulu'nu
boykot eden CHP'yi eleştirdi. Ana
muhalefet partisinin komisyondaki
direnci nedeniyle genel sağlık sigor-
tası tasansını çıkaramadıklanna işa-
ret eden Şahin, "Herkesin sağhksi-
gortasuıa kavuşacağı böyle bir dü-
zenlemeye bir partüıin engel koy-
masını anlamakta güçlük çekho-
rum. tnşaüah ekhn döneminde çok
kısa sürede bu görevimizi de yerine
getireceğiz" dedi. Şahin, "Yazayla-
nnda Mecns'in olağanüstü toplan-
üya çağnlması gündeme gelebihr
mi" sorusuna "Şu andaböylebir du-
rum yok" yanıtını verdi.
Şahin, muhalefetteyken karşı çık-
tığı içtüzük değişikliğine iktidarda
onay vermesine ilişkin soru üzeri-
ne "Bu içtüzük yeni değiL Anayasa
Mahkemesi, Danışma Kurulu'nda
o> büiigi aranmasını öngörmeyen
hükme itiraz ermemişti. Anayasa
Mahkemesi'nin iptal gerekçelerine
uy<gunoiaı^değertendirikİLCHFi-
ler de bölümler halinde görüşmeye
itiraz etmiyoıiar, ancakkendionay-
lannın da annmasnu isthorlar. Ya-
ni sonuç değişnıiyor" görüşünü di-
le getirdi.
Başbakan Yardımcısı Şahin, Is-
tanbul Belediyesi'nce bastınlan Is-
tanbul tanıtım kılavuzunda cum-
huriyet karşıtı ifadelere ise tepki
gösterdi. Kendisinin ve hükümetin
bu kılavuz hakkında bilgi sahibi ol-
madığını, 1996yılındabastınldığı-
nı öğrendiği yayınla ilgili olarak
Istanbul Belediyesi'nin de gereke-
ni yapacağını belirten Şahin, cum-
huriyeti demokrasiyle taçlandınp
yükseltmek isteyen bir hükümet
olarak cumhuriyet karşıtı ifadeleri
hoş görmelerinin söz konusu
olamayacağını söyledi.
• Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner'in Yüce Divan'da yargılandıgı
davada, Türkbank ihalesine katılan işadamlan Korkmaz Yiğit ve Ali Balkaner tanık olarak dinlenildi.
Balkaner, Yiğit'in, dönemin Başbakanı Yılmaz ile 'iş ortağıyla' konuşur gibi konuştuğunu söyledi.
eden Haşim Kılıç, duruşmada tanık
olarak dinlenılmek için zorla getirtil-
mesi istenilen işadamı Hayyam Ga-
ripoğlu nun yakalanamadığını belirt-
ti. Kılıç, tanıklar AhmetNazif Zorlu,
Erol Aksoy, Gazi Erçel, Kamuran
Çörtük'ün ise mazeret bildırdikleri-
ni açıkladı. Duruşmada, Yurtbank
davasuıdan tutuklu bulunan bankanın
eski sahibi Balkaner tanık olarak din-
lenildi. Balkaner, Anayasa Mahke-
mesi'nejandarma eşliğinde getirildi.
Balkaner adresini "Kartal Cezaevi"
olarak belirtti. Bankanın Korkmaz
Yiğit'e verihnesi için kanaüze edil-
diği bilgisinin kendisinde mevcut ol-
duğunu belirten Balkaner, Yiğit'in, dö-
nemin Başbakanı Yılmaz ile telefon
görüşmesine şahit olduğunu belirtti.
Balkaner, "Sanki Başbakan ile değil
de iş ortağıyla konuşuyor gibiydi. fid
dost, iki ortak gibi konuşuyorlardL
Bir konuyu başbakanla konuşuyor
gibi değil de akıl danışma taranday-
dı. Belld de bana göstermek için ya-
pılmışür" dedi.
thale sürecinde bir tehdit almadığı-
nı kaydeden Balkaner, "İhak sonra-
smda biri beni Alaattin Çakıcı adına
aradL 'Ali Bey, biliyorsunuz, bizim Yı-
ğit'i desteklediğimiz ortaya çıkh. tha-
leyi onaylamıyorlar. Çakıcı'yı ihale
sürecinde seni destekliyormuş gibi
gösterelim, ihale onaylansın. Sen de
ihaleyi kazanamamış gibi görün' de-
di. Ben çok şidderü tepki göstenh'm.
Mafyaile admım andmasınıtstemedim.
Hatta televizyonlara çıkıp bana böyle
bir teknfte bulunulduğunu söyleyince
teklif kesüdT diye konuştu.
"Hayati bir açıklama yapmak isti-
yorum'' diyen Balkaner, "Bizimban-
Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'in yargılandıgı Yüce Dhan'da Korkmaz Yiğit ve Ali Balkaner tanık olarak dinlenildi.
kaya el konubnasmın nedeni Mesut
Yıbnaz'm yeğenine verdiğimiz kredi-
vi geri istememizdir. Biz TMSF ik an-
laşma yapmamıza rağmen bankama
el konukhı" iddiasuîda bulundu. Ken-
disinden, Yıhnaz'm yeğeni Global
Menkul Değerler'in sahibi Mehmet
Kutman için kredi istendiğini anlatan
Balkaner, şöyledevam etti: "Ben kre-
di verme yetkimizin olmadığuu anlat-
tun. Daha sonra Güneş Taner de ara-
yarakYıhnaz'm yeğeni için kredi iste-
di Yetidmiz yokdiyeyanıtverdim. Ta-
ner, 'Yetkinizi yann açıyorum' dedi
Yetki verilir verihnez 2 trilyon istedi-
ler. 1 trflyon verebileceğimizi söyledim.
Emlakbank'tan bize 1 trihon geçti.
Emlakbank bu parayı günde viizde
200 faizfi venfi. Bizimde yüz-
de 200 faizle verecegimizi
söyledka 'Bize bunu yapma-
yın' dedikr. Kusura bakma
ben ödüyorum, sen de öde
dedim. Yüzde 200'den yüz-
de 100'e indirdik Münaka-
şa çıkn. Bankama el konul-
da34>Tİhapiscezasiakhm."
Söz alan Yılmaz, 1999 yı-
lınm Aralık ayında hükü-
mette ohnadığını anlatılan
olaylan yeni öğrendiğini
kaydetti.
Mahkeme, gelecek otu-
rumda eski Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Hü-
samettin Özkan, eski DTP
Genel Başkam Husamettin
Cindoruk eski MİT Müs-
teşan Şenkal Atasagun ve
Ünal Tanyan'ın dinlenil-
mesine karar\ erarak duruş-
(AA) mayı 8 Eylül'e eteledi.
Cindoruk'un mafya lideri Çakıcı için 'MÎT'in kadrolu elemanı' dediği ileri sürüldü
Türkbank sırları açığa çıkıyor
ANKARA(Cumhuriwt Bü-
rosu) - Tanık Korkmaz Yiğit,
"Türkbank'ı alma noktasm-
daAnkara'nınkaranhkwlla-
rmda kendimi ka>bettim" de-
di. Dönemin Merkez Banka-
sı Başkanı Gazi Erçel ile uçak-
ta karşılaştığını ve kendisine
Fransa'daki bir bankayı almak
istediğini anlartığını belirten
Yiğit, Erçel'in "FVansa'daki
bankayı ne yapacaksın. Türk-
bank sanşa çıkacak, onu al"
dediğini söyledi. "ErçeTe, o
işteÇakKiolduğu için tereddüt
ettiğimi söyledim'
1
diyen Yiğit,
• Türkbank ihalesine katılma sürecini anlatan Korkmaz Yiğit,
Çakıcı'nın ihaledeki konumunu bütün siyasilerin bildiğini ve buna
rağmen bir önlem alınmadığım ileri sürdü.
bunun üzerine Erçel'in de ken-
disine "Ne yazık ki var" yanı-
tını verdiğini aktardı.
Yiğit, Çakıcı'nın kendisini
arayarak "Türkbanksaûşa çı-
kıyor. Ügüeniyor musun" di-
ye sorduğunu, kendisinin de
"Param yok Fransa'da bir
bankayla görüşüyorum" dedi-
ğini dile getirdi.
Eski milletvekilleri Jefi
Kamhi ve Husamettin Cindo-
ruk ile bir otelde bir araya gel-
diğini kaydeden Yiğit, şunla-
n anlattı:
"Kamhiburada Cindonık'a,
benimiçin, "Türkbank'ı alma-
sı için ikna etmeye çahşıyorum.
Ama Alaattin Çakıcı var diye
girmiyor' dedi Bunun üzeri-
ne, Cindoruk 'Çakıcı MlT'in
kadrolu elemanıdır. Bir şey ol-
maz. Oradan birbeklediği var-
dır. Ya\iız Ataç onu durdunır.
Merak etmeyin' dedi O gün
ihaleye girmek akbma düşrü.
Ankara'da bana güç vçrecekbi-
rini aradım. Cindoruk sorun
obnaz dedikten sonra Kamhi
beni aradı ve 'Kamuran Çör-
tük, senin Türkbank ihalesi ile
ilgileneceğini duymuş, Çum-
hurbaşkanı, Başbakan, Çakı-
cı benim arkamda. Yiğit \az-
geçsin diyor' dedi Sonrakisü-
reçte Çörtükbeni aradL Bana
'Malum şahısla, yani Çaba ile
görüştüm. Müsaitsen seni ara-
yacak' dedi 5 dakika sonra
Çakıcı beni aradL 'Bu ışle il-
gileniyormuşsun' dedi Ben de
'Şu an evet' dedim. Bu arada
Fransa'daki bankayia ilgüen-
diğimidesöviedim." Yığıt "Ça-
lacı aradığmda konuşmamaz-
nk edemezsiniz. Çakıcı ihale-
>
ı
eilgidu\an dmmav'an herke-
si anyor. Tehdit ermiyor ama
onun araması bile bir tehditu.
Araması, 'ıhaleyle ılgılenıyor-
sanız ben de işin içinde va-
nm' demekti" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nm tarafsız olması gerektiği vurgulandı, Annç'a 'sınırlar' hatırlatıldı
Meclis kitapçığında Sezer'e gönderme
BÜLENTSARIOĞLU
ANKARA-TBMM Başkanlığı'nın
"Miffi EgemenHk Yıh 2005" etkınlik-
leri kapsamında bastırdığı kitapçık-
larda cumhurbaşkanının "tarafsızlık
ve sorumsuzhık" haline vurgu yapan
değerlendirmeler dikkat çekti..
TBMM Başkanı Arınç, cumhurbaş-
kanı, yüksek yargı çevTeleri ve YÖK'ü
eleştirdiği basın toplantısında yargı
denetimi dışuıdaki işlemleri anımsa-
tarak "Ben TBMM Başkanhğı'nı de-
netime açryorum, dansı diğer kurum-
lann başına" görüşünü dile getirmiş-
ri. Bülent Annç'uı, Anayasa Mahke-
mesi ve Cumhurbaşkanı'na dönük
eleştirileri, "Anav-asaJsuurlananuıısa-
• TBMM Başkanlığı'nın bastırdığı kitapçıkta, cumhurbaşkanının
anayasal konumu anlatılarak "Cumhurbaşkanı her vatandaşa karşı
eşit yakınlık göstermek durumundadır" değerlendirmesi yapıldı.
Annç'ın "Her şeyi yapabilirim, ben Meclis'im" sözlerinin tersine
"yasama yetkisinin sının" kitapçıklarda anlatıldı.
tan" çerçevede Meclis kitapçıklann- tüdür ve hangi görüşten olursa olsun
da da karşılık buldu.
TBMM Başkanlığı; TBMM kuru-
mu, yasama çalışmalan ile Türki-
ye'deki yönetim erklerini anlatan20'ye
yakın kitapçık ve broşür bastırdı.
"Türldye'de Yasama ve Yürütme",
"TBM>l'de Yasama Süreci" başhklı
kitapçıklarda şu değerlendırmeleryer
aldı:
• Cumhurbaşkanunn tarafsızhğı:
Cumhurbaşkanı tarafsızdır, parriler üs-
her vatandaşa karşı eşit yakınlık gös-
termek durumundadır. Anayasa, cum-
hurbaşkanının tarafsızlığını kolaylaş-
tırmak için birtakım düzenlemeler ge-
tirmiştir. Cumhurbaşkanı yürütmenin
sorumsuz kanaduıı oluşturur. Dolayı-
sıyla cumhurbaşkanı görevleri dolayı-
sıyla sorumsuzdur.
• Yasamayetkisininsmın: 1982 Ana-
yasası, TBMM'yi kanun koyma yet-
kisi yönünden konu itibanyla kural
olarak sınırlandırmamıştır. Anayasa-
ya göre, egemenlik TBMM'ye ait bir
haktır, ancak bu hak anayasada smır-
lanan "Türk milktinin menfaaüan-
na", "devletin ve miDetin bölünmez
bütünlüğü esaslanna", "Türklüğün
tarihi ve mane^i değerlerine" ve "din
du\ gulannın devlet işlerine kanşanl-
mama9" gereğine aykın bir şekilde kul-
lanılamaz. Anayasanın 4. maddesin-
de yer alan "devletin niteHği" hakkm-
daki hükümlerve 174. maddesinde sı-
ralanan "Inkılap Kanunlan"
TBMM'nin egemenliğinin sırurlanm
da çizmektedir. TBMM'nin yasama
organı olarak sahip olduğu yetkiler,
bu maddeleri ve kanunlan değiştir-
mek için kullanılamamaktadır.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
ABD Başkanı George W. Bush
ve ona akıl veren çevresi Neoconlar
(Yeni Muhafazakâriar) 11 Eylül sal-
dınlanndan bu yana "terörle müca-
dele" adı altında bir dizi önlem ge-
liştirdiklerini söylüyorlar. önce
ABD'deki güvenlik önlemlerini art-
tırdılar, sonra Afganistan işgal edil-
di. Bunu Irak'ın işgali izledi.
Bush ve adamlan fırsat ve imkân
bulsalar Iran'ı ve Suriye'yi de işgal
etmek istiyorlar. Bütün amaçlarının,
"terörü engellemek" ve dünyaya
"demokrasi getirmek" olduğunu
öne sürüyorlar.
• • •
Londra'da önceki gün birbiri peşi
sıra patlayan bombalar Bush'un da
Iskoçya'da bulunduğu bir döneme
denk geldi. Londra'daki bombalann
G-8 zirvesinin toplandığı döneme
denk gelmesi tesadüf mü? Şimdiye
kadarki El Kaide eylemlerine baktı-
ğımızda bu patlamalann bilinçli ola-
rak bu toplantıya denk getirildiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz.
11 Eylül'den bu yana meydana
gelen olayları, bombalamaları, su-
Bush Tarzı Terörle Mücadele
ikastlan gözden geçirirsek Bush ve
adamlarının iddialarının tersi bir
tabloyla yüz yüze geldiğimizi ifade
edebiliriz. Türkiye'deki, Ispanya'da-
ki ve son olarak Londra'daki bom-
balamalara bakarsak, ABD ve müt-
tefiklerinin El Kaide ile başa çıka-
madıklarını görebiliriz.
• • •
El Kaide, Batı'nın kalbi olarak bili-
nen en kalabalık kentlerde, en bek-
lenmedik zamanda çok organize bir
şekilde büyük bombalamalar ger-
çekleştirebiliyor. Bütün Avrupa'ya
korku salacak şiddet eylemlerine
başvurabiliyor. Tabii bu ürkütücü
eylemler daha fazla güvenlik önle-
mini de beraberinde getiriyor. Her
güvenlik önlemi daha büyük harca-
malara ve daha çok zaman kaybına
neden oluyor.
Londra'daki bombalamalarda bir
kez daha ortaya çıktı ki, bunca gü-
venlik önlemine rağmen El Kaide'yi
takip edip eylemlerini önleyecek bir
istihbarat düzeni kurulamamış.
Londra'da şehrin en önemli mer-
kezlerinde yapılan bombalamalar
için El Kaide'nin ciddi bir hazırlık
dönemi geçirdiği muhakkak. Çok
sayıda bombacı, eylemci, gözcü bu
eylem için hazırlanmışlar.
Peki nerede Ingilizlerin ünlü
Scotland Yard'ı, polis ve istihbarat
teşkilatı? Uzun bir hazırlık yaptığı
anlaşılan El Kaide militanlanna iliş-
kin rıiçbir bilgi ve istihbaratın edi-
nilmemiş olması, El Kaide'nin bu
önlemleri aşabilecek bir yetkinliğe
ulaştığının kanıtı değil mi?
• • •
Şunu artık görmek gerekiyor:
Bush ve adamlarının "terörle mü-
cadele" yöntemleri, iddialannın ak-
sine dünyada güvenliği arttırmak
bir yana güvensizliği arttıncı sonuç-
lar doğuruyor. Onların mücadele
yöntemleriyle El Kaide çökmek bir
yana daha etkili eylemler yapabile-
cek güce ulaşıyor.
Terörün insanlığın başına bela ol-
duğu bir gerçek. Terörle mutlaka
etkin bir mücadele yürütülmeli. An-
cak bu mücadeleye dünyada terö-
rün yükselmesine ve yaygınlaşma-
sına neden olan bir anlayışın ön-
derlik etmesi mümkün mü?
Bush'un temsil ettiği siyaset biçimi
yıllarca dünyada askeri darbeleri, iç
savaşlan kışkırtıp "terör'ü destek-
lemedi mi?
Israil yönetimine egemen olan
şiddet üreten siyasetler en çok
Bush'un desteğini almıyor mu?
Dünyada örgütsel terörün olduğu
gibi devlet terörünün de olduğu gö-
rülmeden bu soruna köklü bir çö-
züm üretmek mümkün değildir.
• • •
Irak'taki işgalin gerekçelerinden
birisi de Saddam yönetiminin dün-
yadaki terörü kışkırttığı teziydi.
Irak'ta Saddam devrildi, şimdi Irak
dünyanın terör üretim merkezi hali-
ne geldi. ABD ve müttefiklerinin sı-
nırsız ve vahşi güç kullanımı, burada
karşı şiddeti de körüklüyor. Israil'in
devlet terörü Filistin içinde de şiddet
yanlısı güçlere imkân hazırlıyor.
• • •
ABD ve müttefiklerinin "terörle
mücadele" teorisi ve uygulamaları
son Londra bombalamalanyla bir-
likte ciddi bir yara daha aldı. El Ka-
ide, Bush ve dostlanna bu eylem-
lerle bir kez daha etkili bir darbe
vurmuş oldu.
Insanlık, Bush ve adamlarının ter-
cihleri nedeniyle geçmişe göre ken-
disini daha güvensiz hissediyor.
Şimdi bir Ingiliz, bir Ispanyol kendi-
sini geçmişe göre daha güvenlikte
mi hissediyor? Bush'un yöntemleri
onlan rahatlatıyor, denilebilir mi?
• • •
Bush ve adamlarının tercihi dün-
yayı daha güvensiz hale getirdi. Bel-
ki de onlar "terörle mûcadele"y\ ba-
hane ederek böyle bir ortam yarat-
mak istiyorlardı. Korku üzerinden si-
yaset yapmak işlerine geliyor olabilir.
Londra'da yaşanan acıdan sonra
daha fazla düşünmek gerekiyor.