Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Naylon faturadan dopingli atlara kadar sayısız düzenleme, yasalara uymayanlan ödüllendirdi
Hükümet affa doyamadıANKARA (Cumhurivet Bürosu) -
AKP hükümeti, *naç1onfeturacılar"dan
kaçakvillacüara, doping cezası alan at-
lardan gecekondu.culara kadar geniş
yelpazeli af yasalan çıkararak yasala-
ra uymayanlar ya da yükümlülükleri-
ni yerine getirmeyerileri adeta ödül-
lendirdi. AKP hükümeti döneminde,
sadece Maliye Bakanı Kemal Unakı-
tan'ı Albaraka Türk yöneticiliği döne-
mindeki "naylon fatura" suçlamasın-
dan kurtarmak için 6 af girişiminde
bulunulurken, Ülker'in ortağı ABD'li
tatlandıncı firması Cargill için de iki
ayn af düzenlemesi yapüdı.
AKP hükümeti döneminde çıkanlan
bazı önemli af düzenlemeleri şöyle:
• Kaçak Kuran kurslanna af: Ye-
• Naylon faturacılardan kaçak villacılara, doping cezası alan atlardan gecekonduculara
kadar geniş yelpazeli af yasalan çıkararak yasalara uymayanlan adeta ödüllendiren AKP
hükümeti, sadece Unakıtan'ı kurtarabilmek için 6 ayn af girişiminde bulundu.
ni Türk Ceza Yasası'nda, CHP'nin iti-
razlan, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'in vetosuna karşın, AKP, Ku-
ran kurslannın da aralannda bulundu-
ğu "kaçak ve yasadışı eğitim kurum-
tanna* af getirdı. Düzenlemeyle kaçak
Kuran kurslan açanlara hapis cezası kal-
dınluıca, kapatümalan da engellendi.
• Imar affi: Yeni Türk Ceza Yasa-
sı'na (TCY) konulan bir hükümle, 12
Ekim 2004'ten önce yapı ruhsan alma-
dan bina yapan veya yapı ruhsan ol-
madan başlahlan inşaatlara elektrik,
su telefon ve gaz bağlantısı yapanlara
verilen cezalara af getirildi.
• Ceza indirimi: Yeni TCY'deki ce-
za indirimleri dolayısıyla yaklaşık 12
bin mahkûma "dolayh aP geldi.
• Öğrendaffi: 29 Haziran 2000den
itibaren üniversiteleriyle ilişiği kesi-
len lisans ve yüksek lisans öğrencile-
rine sınav hakkı tanındı.
• Dopingli atlara af: Gazi Koşu-
su'nu kazanan Grand Ekinoks'un da
aralannda bulunduğu doping cezası
nedeniyle yanşlardan men edilen pek
çok atın yanı sıra antrenör ve seyis-
lereaf getirildi.
• Cargill aflan: Tanm arazisi üze-
rine kaçak fabrika kuran Ülker Gru-
bu'nun ortağı ABD'li tatlandıncı şir-
ketine katmerli af getirildi. Geçen yıl
çıkanlan Endüstri Bölgeleri Yasası'ndan
sonra geçen hafta çıkanlan "ToprakKo-
ruma" Yasası'ndan da Cargill'e "ko-
ruma''çıktı.
• Telefönborçlanna af: Hükümet ge-
çen yıl çıkardığı bir düzenlemeyle,
devlete borcu olan GSM operatörleri-
ni sevindirdi. Düzenlemeyle yurttaşla-
nn Telekom'a olan yaklaşık 717 tril-
yonluk borcu ile GSM operatörlerinin
Hazine'ye olan 5 katrilyonluk borç-
larını 4 ile 10 taksitte ödemelerine
dönük düzenleme yapıldı.
• Çiftçüere af: Düzenlemeyle çift-
çilerin tohum kredi borçlan ile sulama
borçlanna taksitle ödeme kolayhğı
getirildi.
• Eve dönüş yasası: ABD'nin bas-
kısıyla çıkanlan yasayla "terör örgü-
tü tarafindan kandınlarak suç işleme-
ye yöndtilen" bazı yurttaşlann "top-
İuma kazandınlmasr amacıyla çıka-
nldı. Terör örgütü tarafindan kandın-
larak "dağa" çıkanlann eve dönüşü-
nü sağlamayı amaçlayan yasadan ya-
rarlanmak isteyenlerin ezici çoğunlu-
ğunu cezaevinde bulunan terör örgütü
mensuplan oluşrurdu.
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Başbakanlık Sözcüsü'nü 'sahibinin sesi' olarak nitelendirdi
6
Aldf Beld siyaset yapıyor'• Başbakanlık Sözcüsü Akif
Beki'nin CHP ve YÖK'ü
eleştiren açıklamalarına sert tepki
geldi. CHP'li Koç, "Biz
sahibinin sesiyle değil sahibiyle
ilgileniyoruz" derken DSP lideri
Sezer, devlet memuruna siyasi
açıklama yaptırmanın yakışıksız
olduğunu söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
ve DSP, Başbakanlık Sözcüsü AkifBeki'nin
"bir siyasi gfibi" davranarak ana muhalefet
partisi ve YÖK'e yanıt vermesine sert tep-
ki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Haluk
Koç, Beki'yi "sahibinin sesi" olarak nite-
lendirirken DSP Genel Başkanı ZekiSezer
de "SayınBaşbakan'ca bir devletmemuru-
na siyasi açıklamalar ve yonımlar yapünl-
maasonderece yakışıksız ve hükümet adı-
rabüyuktaHhsiziiktir'' dedi. Koç, hüküme-
tin, "sözcüsü" ya da "sahibinin sesi'' aracı-
lığıyla partilerini hedef aldığını belirtti.
Koç, Beki'nin Ankara Üniversitesi Rektö-
rü Prof. Dr. Nusret Aras'a yönelik sözleri-
nin sondması üzerine de, "Bu kişikamu gö-
revüsi midir, değO midir? Önceükle bu ko-
nuaçıkbğaka\uşturulmalıdır" dedi. Dev-
let Memurlan Yasası'na göre kamu görev-
lilerinin "siyaa" demeç vermelerininyasak
olduğuna dikkat çeken Koç, "Ama biz sa-
hibinin sesiyle meşgul değfttc, sahibiyle ilgi-
leniyoruz'' görüşünü dile getirdi.
CHP Genel Başkam Deniz Baykal da,
Beki'nin önceki gün yaptığı açıklamada
kendisiyle ilgili sözlerini eleştirdi. Baykal
"Bu kamu görevhsi, siyasipolemikyapma-
ya başlarsa Türkrve'de bir şeyler yanhş gi-
diyor demektir" dedi.
Sezer'den sert açıklama
DSP lideri Sezer de yaptığı yazılı açık-
lamada, Beki'yi ağır bir dille eleştirdi. Be-
ki'nin Devlet Memurlan Yasası'na göre ça-
lışan bir memur olduğunu vurgulayan Se-
zer, açıklamasmda şunlan kaydetti:
"Hükümet sözcüsü, bakanlar, AKP'nin
tüm siyasikadrolanvebizzatkeodisidurur-
kenSaymBaşbakan'cabir devletmemuru-
na siyasi açıklamalar ve yonımlar yapürü-
ması son derece yakışıksız ve hükümet adı-
na büyük taühsizliktir. Bu durum, Sayın
Başbakan'ın ülkeyiyönetemediğigibi,eleş-
tirilere yanıtvermesinidebeeerernediginigös-
termektedir. Partiüe devfeti, poütika ile dev-
let işkrini birbirine kanşurmayı, devlet yö-
netimindegöz açıktaksayan SaymBaşbakan,
bu kez aynı zamanda her vesik ile öykün-
düğü ülkeler ile Türkiye'yi kanşnrmıştir."
Vehllerin
zam isteğine
çıplakpmtesto
DYP Mersin Merkez Üçe
Başkam Mustafa Göktaş,
mUletvekiDerinin maaşlanna
zam talebini soyunarak
protesto ettL Göktaş, giysfleri
ile toplanan bazı eşyalan
yardım torbasuıa atarak,
miDetvekiDerine
göndereceğini söyledi
Bir grup partiüyle büükte
dün merkez ilçe başkanhğı
önünde basm açıklaması
yapan Göktaş, adaktsiz vergi
sisteminin yam sıra özel
tüketim vergfleriyle
vatandaşlann zor durumda
bıraküdığuu betirtti. Göktaş,
"MillervekiDeri 7 milyar aytk
abyoıiar ve utanmadan
gecinemiyoruz, zam yapmayı
düşünüyoruz diyorlar. Bu
ülkede açhk sınınrun altmda,
yoksulluk sınınrun altmda
yaşayan mihonlarca kişi var.
Miller\ekUleri elkrini
cüzdanlanna değil,
vicdanlanna koyup
düşünsünler" dedi
CFotoğraf:ABlDlN
YAĞMUR)
KAYNAKTAHSÎSİ
Unakıtan
rektörleri
suçladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan,
YÖK Başkanhğı ve bazı rektörlerin
üniversitelerin kaynak yetersizliğine
ilişkin eleştirileri konusunda,
"Mazeret bulmaya çahşıyorlar"
değerlendırmesını yaptı. Maliye
Bakanı Unakıtan, dün yazılı
açıklama yaparak üniversitelere
kaynak tahsisi ile ilgili bilgi verdi.
Unakıtan açıklamasmda şunlan
kaydetti: "YÖK Başkanhğı ve bazı
rektörlerce üniversitelere bütçeden
yeterince kaynak tahsis edilmediği
ya da AR-GE ödeneklerinden
kesinti yapıldığı Ueri sürülerek
öğretim ve araşürma alanlannda
uluslararası ölçekte başan
sağlanamamasma adeta mazeret
bulunmaya çahşıldığı
anlaşümaktadn*. Oysa hükümetimiz
döneminde genel bütçe imkânlanyla
orannlı olarak üniversitelere
sağlanan ka>nak tahsisaü yönünden
bu konuya baküğumzda, söz konusu
açıklamalann yüzeysel beyanlardan
öteye gitmediği ve dayanaktan
yoksun olduğu görülmektedirf
DYP Genel Başkan Yardımcısı Bedük, hükümetin üniversitelere yönelik tutumunu eleştirdi
6
Hîtler rejiıııiııi aratmıyorlar'
• Erdoğan'ınmuhalefetin
sesini susturmak için her
türlü "ayak oyununu"
denediğini belirten
Bedük, AKP hükümetinin,
dikta rejimlerini
aratmayacak yasa
değişiklikleriyle iktidannı
sağlamlaştırdığını söyledi.
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- DYP Genel Başkan Yardımcısı
Saffet Ankan Bedük, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan ile üniversite-
ler arasında son günlerde artan ger-
ginliğe işaret ederek, "Başbakan,
oturduğu makamm azariayan değfl,
kucaklayan bir yüce makam oldu-
ğunu unuttu" dedi.
Bedük yaptığı açıklamada, gelir
dağılımmdaki büyük adaletsizliğin
ülkede ortaya çıkardığı çarpık tab-
loya, bir de eğitim kurumlanyla gi-
rilen kavgarun eklendiğini kaydet-
ti. AKP hükümetini "HiÖer rejimi-
ne" benzeten Bedük, "Bflim adamı
hüvi>«itaşıyan, ütkemizin aydm>•*-
rnüan için öğrencikrimid yetiştir-
me gayreti içinde olan başta YÖK
Başkamobnaküzere,ünhersiterek-
törleriyle ağız dalaşma girebilen Sa-
ym Başbakanu oturduğu koltuğun
hakkuu vermeye ve devlet umuru-
na yakışır tarzda devlete hükümet
etmeve davet edhoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'm muhalefetin sesini sustur-
mak için her türlü "ayak oyunumı"
denediğini belirten Saffet Ankan
Bedük, AKP hükümetinin. dikta re-
jimlerini aratmayacak yasa deği-
şiklikleriyle iktidannı sağlamlaş-
tu*dığmı ifade etti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Sağlık Bakanlığı, 1 Temmuz'dan
itibaren ilaçta yeni bir fıyat politikası
başlattı. Çalışanlar ve emekliler lehi-
ne bir uygulama denilen yeni ilaç fi-
yatları bakanlığın iddiasının tam tersi
sonuçlar veriyor.
Bakanlık 1 Temmuz'dan itibaren
"ucuz eşdeğer ilaç" uygulamasını
hayata geçirecekti. Iddia böyleydi.
Bu uygulamayla ilaçlar mümkün ol-
duğu kadar en ucuz haliyie devlete
mal olacaktı. Amaç buydu.
•••
Her işte olduğu gibi ucuz ilaç işi
de önceden düşünülmeyen çok
abes sonuçlara yol açtı. Uygulama
şöyle işliyor. Yetkili doktor önce has-
taya reçetesini yazıyor. Hasta bu re-
çeteyle eczaneye geliyor. Reçetesini
uzattığı zaman geçmişte karşılaşma-
dığı bir sürprizle karşılaşıyor.
"Ucuz eşdeğer ilaç" uygulaması-
na göre eczacı elindekireçetedeya-
zan ilaçla, devletin bu ilaca ödediği
miktara bakınca şaşırıyor. Çünkü, en
ucuz ilaç fiyatı ile reçetede yazan ila-
• ••
Devlet Ağrı Kesici için Beş Kuruş Odüyor
cın fiyatı arasında anormal bir fark
ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan bu anor-
mal fiyat farkını, Sağlık Bakanlığı'nın
"Bütçe Uygulama Talimatı-llaç Fiyat
Kararnamesi" gereği eczacı hasta-
dan talep ediyor.
Hasta şaşkına dönüyor, çünkü ila-
cın fiyatının tamamına yakınını ken-
disi cebinden ödemek durumunda
kalıyor. Size bir tansiyon hastası için
yazılmış reçete örneğini aynen akta-
rıyorum: Reçetede yer alan ilaçları
ve kutu fiyatı ile devletin ödediğini
de listede gösteriyoruz: Zestril 20
mg. (Kutu fiyatı 23.27 YTL, devletin
bu ilaca ödediği 0.85 YTL), Isoptin
80 mg. (K.F 7.90 YTL, D.ÖDE. 1.06
YTL), Naprosyn Ec (K.F 9.90 YTL,
D.ÖDE. 1.08 YTL), Panadol tablet
(K.F 2.18 YTL, D.ÖDE. 0.05 YTL)
(Gördüğünüz gibi Panadol ilacı
için devlet 2.18 YTL yerine tamı ta-
mına 5 yeni kuruş ödemeyi üstleni-
yor. Bir kutu ilaç için 5 yeni kuruş
ödemek nasıl bir şeydir? llacın boş
kutusu bile 5 kuruştan fazla eder.)
Bu reçetenin toplam ederi 37.41
YTL. Geçmişteki uygulamaya göre
bu hasta emekli olduğu için yüzde
10'unu yani 3.74 YTL ödeyerek bu
ilaçları alabilecekti. 1 Temmuz uygu-
laması nedeniyle bu emekli hasta
34.37 YTL fiyat farkı ödemek zorun-
da kaldı. Devlet bu reçetenin 2.34
YTL'sini ancak karşılıyor. Yani bu du-
rumda vatandaş reçete fiyatının yüz-
de 10'u yerine yüzde 90'ına yakınını
ödemiş oluyor.
• • •
Görüldüğü gibi sağlıkta bir dizi ye-
nilik getirdiğini iddia eden hükümet,
bazen öyle uygulamalara imza atıyor
ki, vatandaş şaşkına dönüyor, tansi-
yonu yükseliyor. Tansiyon hastası
yurttaşın reçetesiyle birlikte eczane-
ye geldiğindeki yüz halinin tanığıyım.
Bu kadar fiyat karşısında tansiyonu-
nun yükselmemesi mümkün mü?
Belli ki Sağlık Bakanlığı'nda birileri
"en ucuz eşdeğer ilaç" adı altmda
bir yerlerden rakamlar bulmuşlar. ör-
neğin Panadol adlı ağn kesici ilacın
yerine en ucuz olarak saptanan ila-
cın yüzde 30 fazlası Sağlık Bakanlığı
uzmanlanna göre 5 kuruş ediyor. Ya-
ni birileri Sağlık Bakanlığı'na kutusu
2-3 kuruş eden bir ilaç bildiriminde
bulunmuşlar.
• • •
Şu anda Sağlık Bakanlığı'nın en
ucuz ilaç fiyatı diye saptadığı bazı fi-
yatların gündelik yaşamda hiçbir
karşılığı yok. Belli ki bunlar yıllarca
önce piyasaya sürülmüş ve şu anda
piyasada bulunmayan ilaçların fiyatı.
Sağlık Bakanlığı bu uygulama ile
kendi "İlaç Fiyat Kararnamesi"r\\ ih-
lal ediyor. Çünkü bu kararnamede
şöyle bir hüküm var "Referans ola-
rak alınacak ûrünlerin eczacılar tara-
findan ulaşılabilir olması gerekir. Bu
amaca tavana esas en ucuz ilaç ola-
rak belirlenen ilacın en az beş ay pi-
yasada bulunma ve ilgili eşdeğer
ilaç grubuna dahil olan ilaçlar ara-
sından en az yüzde bir pazar payına
sahip olması gözetilir."
Görüldüğü gibi en ucuz ilacın son
beş ay içinde piyasada bulunmuş ol-
ması ve eczacının buna ulaşabiliyor
olması gerekiyor. Bu ilacın pazar pa-
yının da yüzde birden az olmaması
şartı var.
• • •
Sağlık Bakanlığı 1 Temmuz tarihiy-
le birlikte Emekli Sandığı, SSK ve
Bağ-Kur'luları mağdur eden ve ça-
resizliğe sürükleyen bir uygulamaya
imza atmış durumda. Bundan he-
men dönülmesi gerekiyor. Hem de
hiçbir gün geçirmeden ve zarar gö-
ren hastaların zararını da tazmin
ederek.
Ciddi bir bakanlık sorunuyla karşı
karşıyayız.
GLOBALpOLtTtKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
İşgal Altmda mıyız ki?r
Geçenlerde, bir TV programını izlerken ilginç
bir durumla karşılaştım. Solun önde gelen isimle-
rinden birine "yurtsevehik" hakkındaki düşünce-
lerini sordular. O da "Ülke işgal altmda mı ki" di-
yerek karşıt bir soruyla "yurtseverlik" kavramı-
nın, artık hiçbir işleve sahip olmadığını ima etti.
Ben de "Acaba, günûmüzde ulusal mekânda
'ötekinin' iktidarının gerçekleşmesi için bir aske-
ri işgal gerekli mi" diye düşünmeden edemedim.
Pazar günü gazeteleri okurken aklıma yine bu TV
programı geldi.
Telecom-Unacol
Türk Telekom'un satışı tamamlanmış. Dünya
Bankası Türkiye Direktörü de sonuçtan çok
memnunmuş, bu satışın başka büyük satışları
kolaylaştıracağını söylemiş. Kastedilen TÜPRAŞ
ve ERDEMİR. Demek ki Türkiye'yi yönetenler ile-
tişim, enerji ve metalurji gibi stratejik sektörler-
deki üç büyük işletmeyi kolayca satabilecekler.
Neden olmasın? "Küreselleşme" çağında, ser-
best piyasa ortamında parayı veren istediğini al-
mıyor mu?
Galiba alamıyor. Cuma günü, mali analiz sitesi
Bloomberg'de "garip" bir haber vardı. Çin kay-
naklı Cnooc Ltd. şirketi, orta büyüklükte bir ABD
enerji sektörü şirketi Unacol'u satın almaya kal-
kıyor, ancak ABD Temsilciler Meclisi 398'e 15
oyla işlemin, stratejik gerekçelerle izlemeye alın-
masını, gerekirse durdurulmasını talep ediyor.
Unacol belki çok büyük bir şirket değilmiş ama,
Çin bu yolla stratejik teknoloji ve bilgi elde ede-
bilirmiş.
'Ötekinin iktidan'
Dönelim Türkiye'ye, bırakın orta boyda özel bir
enerji şirketini, ülkenin stratejik öneme sahip üç
dev kamu işletmesi kolaylıkla, adeta bando mızı-
kayla yabancılara satılıyor. Eğer bunlar, büyük bir
dış borç yükü altmda inleyen ülkede, devlet mali-
yesine yük olan verimsiz, batak işletmeler olsa-
lardı, belki satışlarının bir mantığı olabilirdi. An-
cak uzmanlar, bunların verimli ve Hazine'ye gelir
getiren kurumlar olduğunu, üstelik de gerçek de-
ğerlerinin altmda fiyatlaria satıldığını ileri sürüyor-
lar. Demek ki düpedüz bir talan söz konusu.
Ama Meclis bu satışları sorgulamıyor. Peki kim
bu satışları zorluyor? Cevabını biliyoruz: IMF ve
Dünya Bankası. Bu ekonomik alanda "ötekinin"
iktidan anlamına gelmez mi?
Siyasi alanda da benzer bir durum söz konu-
su. AB bize önce gümrük birliği anlaşmasını im-
zalattı. Sonra da bir dizi idari, yasal "reform"
dayattı, istediklerini de yaptırdı. Istediklerini al-
dıktan sonra üyelik konusunda garanti vermek-
ten vazgeçti. "Biz görüşmeyi başlatacağız, siz
de istediklerimizi yapmaya devam edeceksiniz"
diyor. Ancak, kimse, "Mutabakat bozuldu, biz
de ilişkimizi gözden geçirelim" demiyor. Bura-
daki teslimiyet, "ötekinin" iktidarına boyun eğ-
mek değil mi?
Kültürel alana gelince, Türkçenin aşınması, so-
kakları dolduran yabancı dildeki tabelalar, ya-
bancı kaynaklı "özdeşleşme nesneleri" (imajlar)
bir yana, ABD patentli "ılımlı Islam" projesine,
bunun günlük yaşamdaki, giderek genişleyen,
devletin laik-modernist bir ideolojiyi üretegelen
"ideolojik aygıtlarmı" (TRT, TÜBİTAK, RTÜK), ya-
sal kurumlannı ele geçirerek derinleşen etkilerine
bakmak yeter de artar bile.
öyleyse, "yurtseverlik" kavramının geçersizli-
ğine neden bu kadar kolay karar verilebiliyor?
Buna cevap olabilecek bir yaklaşıma geçen çar-
şamba yazımda değinmiştim. Bir kez daha vur-
gulamak istiyorum. Sorunun cevabı, uluslararası-
laşma, modernleşme, Batılılaşma enternasyona-
lizm, ekonomik entegrasyon, emperyalizm kav-
ramlarıyla kapsanamayan hiçbir olguyu içerme-
mesine karşın 1990'larda, birdenbire tedavüle
sürülen ve hızla benimsenen "küreselleşme"
kavramında yatıyor. Chomsky'nin "Siyasi pro-
paganda, kullanmamak gerekir" dediği bu kav-
ram, emperyalizm ve sömürü kavramlarının
üzerlerini örttü, onları yalnızca egemen söylemin
değil, muhalefet söyleminin de dışına itti.
Şimdi, bir an için ülkedeki ekonomik, siyasi ve
kültürel dönüşümlere "küreselleşme" kavramını
kullanmadan bakarsak karşımıza, "ötekinin" ikti-
dan ve sömürüsüyle ilgili bambaşka bir görüntü
çıkmayacak mı? Çıkacak ve "İşgal altmda mıyız
ki" sorusuna cevap vermek zoriaşacak. Aniden
"tatsız" etik seçeneklerle karşılaşacak, Kierke-
gaard'ın yaklaşımını ödünç alırsak bilgiyle eylem
arasındaki "mutsuzluk" alanına gireceğiz. Bura-
dan çıkabilmek için, "küreselleşme" sayesinde
"kurtulduğumuzu" düşündüğümüz yurtsever-
lik/ulusalcılık, halkçılık gibi sot/sosyalist politika-
ya bir sürü çetrefil, riskli sorunu da getirdiği için
hiç hoşlanmadığımız kavramlarla, yeniden uğ-
raşmaya başlayacağız. Sonra, sonucundan asla
emin olamayacağımız süreçlere, yalnızca haklı
olduğumuza ilişkin bir "inanca" dayanarak dal-
mak zorunda kalacağız.
Bu yüzden çoğu insan, "gerçeğin çölünü" de-
ğil, "Matrix"e bağlı yaşamanın konforunu se-
çiyor.
ergin.yildizoglu'/ gmail.com
Müze yapılsın kampanyasi
Madımak imzaları
Sezer ve Şener'de
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alevi ve
Bektaşi federasyonlannın temsilcileri, Sıvas
olaylannrn 12. yıldönümü nedeniyle Madımak
Oteli'nin kültür ve sanat müzesi yapüması için
toplanan 1000 imzayı içeren dilekçeyi, Cum-
hurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'e iletilmek
üzere, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Ke-
mal Nehrozoğhı'na ve Devlet Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Abdüflatif Şener'e verdiler.
A\Tupa Alevi Birükleri Konfederasyonu Baş-
kam Turgut Öker ve Alevi Bektaşi Federasyo-
nu Genel Sekreteri Atilla Erden başkanlığında-
ki heyet, Madunak Oteh'nin müze yapılması
taleplerine destek verenlere ve Şener'e teşek-
kür etti. Dilekçeyi aralannda bazı milletvekil-
leri, ayduılar, gazeteci ve sivil toplum örgütü
temsilcilerinin yer aldığı 1000 kîşi imzaladı.