Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
Efektronlk posta: deniz3om©cumhuriy«tcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 S?
17
Uyarı
Fuat Baykara:
"Devletimin mallannı
satan ve alanlara
tarihsel bir uyanda
bulunmak istiyorum. Bir
gün iktidara geldiğimde
bilesiniz ki; satılan
mallanmı o güne değin
yapması gereken
kazançlanyla birlikte
sizlerden ve
soyunuzdan
sopunuzdan geri
alacağım!"
- Amerika, kuyrukluyıldıza
saldırmış...
"Dünya dar geliyor!"
5
S
Dünya mimarlan
Istanbul'da
buluşmuş.
Sele dikkat
etsinler!
Vesile
kKaya Çetin;
"Anamızın
çeyizini
satıyoriardı.
Çeyizi bitirdiler, sıra
anamıza geldi.
Hayıriara vesile olur
inşallah!"
Sessiz
Yavuz Oymak:
"Gürültü
kiriiliğini önlemek için
koma çalmak
yasaklanmış. Hava
kiriiliğini önlemek için
egzozdan gaz
çıkarmak da yasak
ama aldıran yok.
Sessiz yaparsan ayıp
olmuyor!"
AKP iktidarının yargıyı siyasallaştırma ve
yandaştarına binlerce kadro yaratma çabalannı bir
kenarda tutup Istanbul'un göbeğinde, Türkiye'nin
en büyük ilçelerinden birinde cumhuriyetçi,
demokrat ve laik görüşleriyle bilinen bir yargıcın
başına gelenlere bakalım:
Mayıs ayı ortasında Adalet Bakanlığı'ndan gelen
iki müfettiş, yargıç aleyhinde bir soruşturma
başlatıyor. Soruşturma, Adalet Bakanlığı'na verilen
bir şikâyet dilekçesi üzerine açılıyor.
Şikâyet dilekçesinin altında bir "albay"ın adı ve
imzası bulunuyor. Ancak soruşturma aşamasında,
müfettişlere ifade veren "albay", adının doğru fakat
dilekçenin altındaki imzasının sahte olduğunu
bildiriyor. Yani şikâyet dilekçesinin sahteliği ortaya
çıkıyor.
Bilinen hukuk kurallarına göre, soruşturmanın
daha o aşamada sonuçlandınlması gerekirken,
YargıAdalet Bakanlığı müfettişleri, ilgili kuruluşlardan
yargıcın yaptığı telefon konuşmalarının bir listesini
istiyor. Ortada hiçbir sağlam gerekçe bulunmadığı
halde, yargıcın özel yaşamına kadar girilerek
Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'ndeki bilinen
ilkeler dahi çiğneniyor. Müfettişler, mutlaka "aleytıte
bir kanıt" bulma çabası içinde yaklaşık bir buçuk
aydır çalışıyor... Ortaya herhangi bir kanıt
çıkarılmadığı haJde bu kez yargıcının başka bir yere
tayini isteniyor. Deneyimli bir hukukçu yakından
izlemeye çalıştığı bu olayı şöyle yorumluyor:
"Şikâyetçi olduğu iddia edilen bir albayın adı ve
sahte imzası kullanılarak ilgili makama verilen sahte
dilekçe, Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili konudur ve
hukuk diliyle haJen 'derdest' yani karara
bağlanmamış bir davaya ilişkindir. Yasalara göre,
halen sürmekte olan bir davaya ilişkin olarak hiçbir
organın veya kişi ya da kuruluşun davaya müdahale
edemeyeceği apaçık ortada iken, Adalet
Bakanlığı'nın söz konusu müdahalesi veya ilgili
kurulun anılan 'tayin' eğiliminin anlamını kestirmek
olanaksızdır. Bu durumda insanın aklına
ülkemizdeki laik ve demokratik yargıçların tasfiyesi,
beklenen de erken mi başlatıldı sorusu
gelmektedir." Iktidarın yargıyı siyasallaştırma ve
yandaşlarına binlerce kadro yaratma çabalannı bir
kenarda tutup Istanbul'un göbeğinde başka bir
olaya daha bakalım: Olay bir hırsızlık davası...
Hırsızlığın gece ve gündüz yapılmış olması cezayı
etkiliyor. Davaya bakan yargıç, sabaha karşı yapılan
hırsızlık sırasında güneşin dogup doğmadığının ilgili
kuruma sorulmasına karar veriyor.
İlgili kurum: Meteoroloji değil Istanbul Müftülüğü!
SESSÎZSEDASIZ(I) Milletvekillerine sınav koşulu!
ÜNİVERSİTE adaylanndan
memur adaylanna kadar
herkes sınava giriyor.
Milletvekili olmak için ise genel
başkanın gözüne girmek yetiyor.
Akif Kökçe, milletvekilliği için de
sınav öneriyor "Sınavda; ihale
kovalamaca, şirket kayırmaca, çiçek
sulama, dokunulmazlığı huy edinme,
yurtdışına inceleme gezilerine çıkma,
nutuk atma, Meclis'te kavga, vekil
transferi gibi alışılmış konular yerine
genel kültür, zekâ, yurttaşlık ve
seçim bölgesi ile ilgili konulardan ve
aynca bakanlık niyeti olanlar için de
alan bilgisinden sorular sorulsun.
Böytece en iyi parmak kaldıranlar,
en iyi uyuyanlar değil; en zeki, en
uyanık olanlar milletvekili, bakan
olsun. Sınavda başanlı olanlar,
başan derecelerine göre, tercih
ettikleri partinin, tercih ettikleri
bölgeden milletvekili aday sırasına
yerieştirilsin.
Böylece hem genel başkanın
sultası kalkar, hem de vekillik iş
olmaktan çıkar, demokrasi rayına
oturur. Sınav her seçim dönemi için
yapılacağından, sittin sene
milletvekilliği yapma devri de sona
erer, vekiller kulis yapmak yerine
kendisini yeniler."
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku <ı yahoo.com
ABD ile sevişmesi ah ne hoştur,
AB yıldızlannın altında!
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
'Hollandah' Gökkafes
DünyaMhnarnkKongresi'nde-
ki gösteriler arasında rekor seyir-
ci Gökkafes'ın Taşkışla'danLüt-
fü Kırdar'a uzanan kongre vadi-
sindeki bu büyük mimarhk buluş-
masına her gün "gövde gösterisry-
le" kaülıyor...
Öyle bir gösteri ki "gönnemek"
olanaksız; "seyreönek" ise sağlam
sinir istiyor..
Zarif siluetini böylesi bir "az-
man"la parçaladıklan vadiıun adı-
nı kullanan Dolmabahçe AŞ, his-
selennı bir Hollanda şirketine sa-
tınca Gökkafes de artık "Hoflan-
dah* oldu.
Istanbul'a *ÖzaH)alan" döne-
mi kazıklannın önderi olan bu dev
saygısızhğa kun dil uzatırsa, de-
mek ki, bundan böyle "HoDanda-
Uar"a dil uzatacak demektir.
Ne var ki bu "sunstimaTin so-
rumlulan yerine binanın hukuk-
suzluğunu eleştirdiğimız için biz-
ler "sanık* sandalyesindeydik...
'Yargı'mıza da
aldınlmadan!
Şimdi, Hollanda şirketine satı-
şın haberlerini okudukça "sorgu-
Ifliwhğımi7" günleri düşünüyo-
rum:
Acaba bu el değişikliğinde,
Dolmabahçe AŞ'nin uğruna sanık
oldugumuz "gururu" da mı satıl-
mış oldu?
Sorunun yanıtını, bize dava
açan şirket yönetiminden ve "avu-
kaflanndan bekliyoruz..
"HoHandah müşterikr", eleştı-
rilerimiz bir yana, arsadaki eski
"imar yasağTnı geçerli kılan yar-
Yüksek binanın yasaklandığı Amsterdanu.
Bunu nereden çıkardığımı so-
rarsanız. "mahkeme dosyalann-
dan" diyebilirim. Vaktiyle ona
"tstanbul'un bağnna saplanan
hançer" dediğimiz için, "sahi-
bi"nce açüan "hakaret davasT
dosyalanndan...
Kuşaktan kuşağa
"Vaktiyle" diyorum, temeh atıl-
dığı yıl doğanlar neredeyse 20 ya-
şındalar... Aralanndaki mimarhk
ve şehircilik öğrencileri de diyor-
larki; "Babamlardakarşıçıkmış-
brd^bende."
Kuşak çatışmasını bile ortadan
kaldıracak kadar "ortak nefret"
yaratan binayı eleştirmenin "ba-
karet" sayıldığı davada "suçu-
mnz"büyüktü: "Şirketingunııta
yüksetişini simgeteyen binayı kü-
çük düşürücü sözkrie tanımlaya-
rak.kişflikhaklarmızedetemek-''
Bu gerekçeyle benden, Cumhu-
riyet gazetesinden ve Mimarlar
Ödaa'ndan, 10 yıl öncenin mil-
yarlannı "manevi tazminat" ola-
rak isteyen Gökkafesçiler, bir o ka-
darlık "maddi tazminat" davasım
da şu gerekçeyle açmışlardı: "Bu
ekştirikrden çekmen müşterOeri-
miz, kaparo verdikkri kaüan bfle
ahnaktan vazgeçjyoriarj"
Oysa bu arsaya adeta "arma-
ğan" edilen "gökdelen" izninin
amacı, kat kat sanlabilecek daire-
ler. ofısler için değil, yatak sayısı
yüksek "oteT yapılması içindi...
Yani devlet, "süreklidövizginfisi"
adına bu ayncahğı sağlamış, an-
cak binanın yansrndan fazlası
"yap-sat" amaçh inşa edihnişti.
gıdan da "çddnmediklerme" gö-
re, Türldye'de mahkeme kararlan-
nın sonsuza dek "uygulanmaya-
cağı" yönünde acaba nasıl "gû-
vence" aldılar?
Bu merakımızrn yanınnı da her-
halde "AdaletBakanhğfmız vere-
cektir...
'Kent kültürleri' nerede?
"Hollandah Gökkafes". o ülke-
nin kentlerinde doğabüir miydi?
Amsterdam, Rotterdam ve dı-
ğerlerinin ortak özellikleri, tarih-
sel ve doğal peyzajlanna yıllardır
gösterilenözen...
Kentlerin eskiden gelen ve "ko-
runan" dokusu içinde, Gökkafes
gibi "uygunsuzkukter" şöyle dur-
sun; tarihi binalarla aynı yüksek-
hkteki yeni binalann bile "tarih-
sdçevreyigözeten" mimariyle ger-
çekleşmesı Hollanda imar kuralla-
nnın önkoşulu...
Kente "eklenen" her yeni bina-
nın, kendinden öncekilere "saygı-
h" ve kültürel kimliğin sürdürül-
mesini sağlayan bir çağdaşhkta ta-
sarlanıp uygulanması gerekiyor...
Hollanda kentleri de zaten bu ne-
denle "günel" ve "HoBandah''lar...
Acaba Gökkafes'i alan Hollan-
dahlar, kendi ülkelerindeki yapıla-
nnın "kent kültûrü" ile Istan-
bul'daki yeni "mülk''lerini kıyas-
ladılar mı? Eğer "beğenerek" al-
dılarsa, aynısını Amsterdam'daki
anıtsal binalannın tam önüne ya
da kentin tarihi yeşil alanlanna
diksinler bakalım...
oekinciıg cumhuriyetcom.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(« turk.net
HARBÎ SEMİHPOROY semihporoy (dyahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIV 6 Temmuz icunc.mumtaz-arikan.com
ILK KUDUZ A$fS/..
8U6ÜN, ÜULÛ FRAUSIZ 8İÜM ADfiMf LOUIS
R CLUİ PAS7VR~), KUOUZ MİKROBU ALMIŞ
BİR ÇOCUĞUAJ AŞILANMASlUt SAGLADI. KUOUZ
HASTAUĞI ÜZERJNDEK-İ ÇftUŞkAALA&NPAN SQV-
RA 8ULOUĞU A$IYf ÜAYVANLAZA UY6ULAMIŞ,
OLUVUJ SONUÇ ALM/fTI. AŞ'Yt İN£AUü4£PA DE-
NEMEMİŞTİ VB DOĞAL OLARAK. ÇBKİfJiYOZPü.
ANCAK, BİR&ÜKJ, KilPUZ 8/£ töPBĞİN lS/gûl&
JOSBPM MeisTE/z APLI ÇOCUĞU ONA GeP£Of-
L£R.. AŞI YAPIUAAZSA ÇOOJK 6c£C£ATİ. 8U
PURUMDA. PASTeuR f£A/SAR.INf I/02Pİ VE
S//e DOZTO/SA AŞlYl YAPTreP/^ POKUZ GÜN
süeeYce Ap TEKISARLAUACAK. . çocuz xue-
TARILACAIcn!. (*) A/of. Pasheur- dokh>r olma-
dığımdan aşıyı dokJ-or GrancMer /
ULUKIŞLA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
TAŞEVMAZEVAÇIKAKrTIRMAtLANI
Dosya No: 2004 2 Satış
Bir borçtan dolayı aşağıda cins. kıymeti ve özellikleri yazılı taşınmaz açık arttınna yolu ile satılacaktır. Satılmasına karar verilen taşınmazuı
adedi, cınsi, kıymeti ve özellikleri: Niğde ili, Ulukışla ilçesi, Darboğaz kasabasında kain tapunun, 0 ada 4705 parselde kayıtlı taşınmaz kadast-
ro parselli olup 51 m2 yûzölçümündedır. Axsa ûzerinde zemin katı dûkkân üzen 2 kat betonarme olarak yapılmış bina bulunmaktadır. Taşın-
maz Darboğaz Beledıyesi ımar planı içinde olup 3 kata kadar konuta müsaadehdir. Ozerindeki bina ıslak zeminleri karolu, sıvalı, 30 m2 olarak
inşa edilmiş kullanthr dunımdadır. 2. sınıf B grubu yapılara girmektedir. Kasaba merkezinde ana yol ûzerinde bulunmaktadır. Taşınmazın arsa
değen 1 200.00.-YTL, bina değeri 15.57O.OO.-YTL olup taşınmazın toplam değeri: 16.770.00-YTL'dir, taşınmaz bilirkişice tespit edilen bu
muhammen değer üzerinden aşağıda belirtilen satış gün ve saatlerinde satış mahallinde açık arttınna yolu ile saülıktır.
Saüş şartlan: 1. Satış: 09 Ağustos 2005 Salı günü saat 10.30-10.45 arasında Ulukışla Adliyesi garajlar çıkışında açık arttırma suretiyle ya-
pılacaktır. Bu arttınnada tahmın edilen kıymeün yüzde 6O'\nı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek
şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttırarun taanhüdü baki kalmak şartı ile;
2. Satış. 19 Ağustos 2005 Cuma günü Ulukışla Adliyesi garajlar çıkışında ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacakttr. Bu arttırmada da
bu miktar elde edilememişse gaynmenkul en çok arttırarun taahhüdü saklı kalmak üzere arttmna ilanında gösterilen müddet sonunda en çok
arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmın edilen kıymetinin yüzde 40'tnı bulması ve satış isteyenın alacağına rüç-
hanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazundır. Böyle fazla be-
delle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat
mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para üedır, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verüebilir. Tellaliye ihale damga ver-
gisi, tapu harç ve masraflan ve KDV alıcıya aittir. Birikmış vergıler satış bedelinden ödenır.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla dığer ilgılilerin (ilgılıler tabırıne irtıfak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı husu-
siyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde daıremize bıldmneleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu
sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veray verilen mühlet içinde ödenmezse tcra ve Iflas Kanunu'nun 133. maddesı gereğince ihale fesh edilir. tki ihale
arasındaki farktan ve temerrüt faızınden alıcı ve kefilleri mesul rutulacak ve hiçbir hükme hacet kahnadan kendilerinden tahsil edilecektrr.
5- Şartname, ılan tarihinden itıbaren herkesin görebihnesi için dairede açık olup masrafı venldiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderi-
lebılır.
6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sajılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2004/2 satış sayı-
lı dosya numarası ile memurluğumuza başvTirmalan ilan olunur.
7- Işbu ilan IlK.'nun 127. maddesi gereğince tebligat yapılamayanlara tebliğ yerine geçerlidir. 13.06.2005 Basuı: 29922
PANO
DENİZKAVUKÇUOĞLU
Heybeliada'da
Bip Tükiipiik Olayı
llk öfke tükürüğü grubun en önünde yürüyen
genç kızın bacağına atılmış, arkasından gelen
öbür kızlar da ne olduğunu anlayamadan ken-
dilerini biranda yoğun birtükürük saldınsının or-
tasında bulmuşlardı. Çevrelerini saran çarşaflı
kadınlar bir yandan tükürüyorlar, bir yandan da,
"Bu çıplak bacaklannızla aptesimizi bozuyor-
sunuz, sizi böyle gördükçe kocalanmızın da ap-
tesleri bozuluyor!" diye bağnşıyoriardı. Tükü-
renler, Heybeliada'nın yeni sakinleri, bu yeni a-
da sakinlerinin aptestlerini bozduklan için bacak-
lanna tükürülmeyi hak ettikleri düşünülenler ise
kimi yaz kış Heybeliada'da yaşayan, kimi de
adadaki yazlıklarına gelmiş "adalılar"d\. Adalı
genç kızlann tek suçlan, bu yaz sıcağında kısa
kollu bluzlar giymek, altlanna da birer şort ge-
çirmiş olmaktı. Çarşaflı, türbanlı, tesettür pardö-
sülü kadınlar Değirmen plajından dönen "ken-
dilerince aykın" giysili genç kızlann yolunu kes-
mişler, onlara "iyi birders" vermişlerdi.
Bu "toplu tükürük atma" olayı başlayan, baş-
latılan bir sürectn simgesel gösterisiydi aslında;
yeni mevziler kapma yolunda yapılmış bir ataktı,
"Biz sırasında böyle de davranmasını biliriz.. "in
olabildiğince çirkin bir biçimde vurgulanmasıydı.
Bilenler bilir, Heybeliada'da Değirmen mevkii
denilen yerde, ormanın içinden geçilip inilen bir
plaj vardır. Ormandaki masalarda insanlar piknik
yaparlar, dileyenler plaja inip güneşlenirier, yü-
zerter. Ne var ki her yıl açılan plaj, bu yıl açılma-
dı. Soranlara, "Buyılplajı ÜsküdarBeledıyesiiş-
letiyor" denildi. Gerçekten de bir süre sonra bu-
raya yeşil renkli çadırlar kuruldu, çevreye burası-
nın "yaz kampı" olduğunu gösteren afişler asıldı.
Bir süredir Değirmen mevkiinde toplu namazlar
kılınıyor, yukanda kapalı duran Papaz Okulu'nun
duvarlarında yansıyacak kadar yüksek sesle ila-
hilerokunuyor. Toplu namazlaria, birağızdan oku-
nan ilahilerie coşan dini bütün kadınlar sonra hep
birlikte kendileri gibi olmayan, kendileri gibi ya-
şamayan adanın öbür sakinlerinin yollannı kesip
şortlu bacaklarına tükürüyoriar.
Heybeliadalılar olan biteni dehşet içinde izli-
yorlar.
• • •
Köktenci Islam, günlük hayatın içinde her gün
yeni mevziler kazanıyor, insanlar her gün alışılma-
dık yeni görüntülerie karşılaşıyoriar, bu görüntü-
ler karşısında ne yapacaklannı bilemiyorlar. "He-
pimiz Müslüman değil miyiz" sorusu karşısında
birçok insan bocalıyor, çünkü köktenci Islam bu
soruya alışılagelenden farklı bir yanıt getiriyor.
"Hoşgörü", bugünlere kadar toplumu bir ara-
da tutan, kaynaştıran, bireyleri verimli kılan bir
duyguydu. Fakat dayatmalar, zorlamalar bu duy-
guyu zedeliyor. Başındaki örtüsü nedeniyle kızı-
nın üniversitedeki mezuniyet törenine alınmayan
bir annenin durumu toplumun vicdanını nasıl ya-
ralıyorsa, şort giydiler diye bacaklanna tükürülen
kızlann durumu da vicdanlan o değin yaralıyor.
Karşılıklı hoşgörüsüzlükten kaynaklanan vic-
dan yaralan derinleştikçe kapanmalan da zorla-
şıyor. İnsanlar birbirierine giderek düşmanca ba-
kar oluyoriar, ki bunun hiç kimseye, hiçbir kesi-
me, hiçbirimize yaran yok.
• • •
Adalar Belediyesi, Değirmen mevkiindeki o pla-
jın işletmesini hangi akla hizmeten Üsküdar Be-
lediyesi'ne verir? Bunu tartışmak istemiyorum.
Beni, plajın işletmecisinin, yani Adalet ve Kalkın-
ma Partili Üsküdar Belediyesi'nin yukanda sözü-
nü ettiğim "tükürükolayı" karşısındaki tepkisi ve
bu tür olaylarda alacağı, almayı düşündüğü ön-
lemler ilgilendiriyor. Belki bir yanıt gelir de hep bir-
likte öğreniriz.
(e-posta: dkavukcuogluw superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Halkedebi-
yatında aruz
ölçüsüyle ya-
zılan şiir tür- 3
lerinden biri.
2/ Eski Türk
güreşlerinden 5
biri... Bir hü- 6
kümdara ver- -,
gi veren halk.
3/ At ahın... 8
Hawaii'de 9
1 2 3 4 5
karşılama ya
da uğurlama anısı
olarak verilen, çi-
çeklerden yapılmış
kolye. 4/ Bir nota...
Mevlevi dervişleri-
rün kollarrnı iki yana 5
açıp dönerek yaptık-
lan ayin. 5/ Göz alı-
cı parlak renkli bir 8
papağan... Japon li- 9
rik dramı... Hayvanlara vurulan damga. 6/01um-
suzluk belirten bir önek... Pembemsi turuncu
renk. II Sıkıntı, zahmet... îşyeri. 8/ Kadınlarm
başlanna bağladıklan tülbent. 9/ Mecazh anla-
tım yollannı ele alan edebiyat bilgisi dalı... Bu-
lunulan yerden daha vüksekte kalan düzlük.
YUKAMDAN AŞAGIYA:
1/ Oyunların kralı, krallann oyunu. 2/ " — var,
post var, meydanda er yok" (Yahya Kemal)... Ot-
layan hayvan sürüsü. 3/On beşer pulla iki kişi ara-
sında oynanan bir oyun... Romanya'nın para bi-
rimi. 4/ Lantan elementinin simgesi... Gökyüzü.
5/ Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu sü-
re... Numararun kısa yazılışı... Genişlik. 6/ Sod-
yiimun simgesi... Eti lezzetli bir balık. 7/ Ipek,
yün, pamuk gibi her türlü iplik kangalı... Ticaret
ve sanayi alanında faaliyet gösteren kimi kamu
kurumlanna verilen ad. 8/ Bir tür hafif ve kaba
ayakkabı. 9/Söyleme, bildirme... Ûzerinde film
çe\Tİlen stüdyo.