Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2005 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
Tayyip Bey Futbolda
Kalsa mıydı?
O mektubu hâlâ saklarım. Zaman zaman oku-
aım... Bir anıdır, ama anı olmanın çok ötesin-
dedir. llkokulun üçüncü sınıfındayken babam-
dan aldığım bir mektup bu! Daha doğrusu ba-
bama gelen bir mektubun, babam tarafından ba-
nayollanması...
Babam, Fenerbahçeliydi. Ben de ağabeyle-
rim de öyle... O kadar ki Fransız ilkokulum ka-
panınca beni birtürlü Galatasaray üsesi'ne ve-
remediler! Direnmiştim, bir Fenerbahçelinin o
okulda işi olamaz diye!.. Çocukluk işte! Uzun
zamanlar geçtikten sonra bir gün Fenerii, Ga-
latasaraylı, Beşiktaşlı ünlü oyuncuların para kar-
şılığı ordan oraya geçtiklerine tanık olacakmı-
şım!..
Gerçi bugün büyük taraftar kitleleri yine var.
Bütün iş renklerde.. kırmızı sarı, lacivertsan, si-
yah beyaz.. varsın oyuncular ordan oraya git-
sin, biz taraftarlar renklere bakıp kendimizi avu-
tuyoruz!
Evet, babama bir mektup gelmişti. Kimden mi?
Fenerbahçe'nin kaptanı üstatZeki Rıza'dan!..
Diyor ki babama: "Gel, yeniden takıma gel, es-
ki zaferleri yaşayalım, sensiz olmuyor." Şaşır-
mıştım, babam ayağını topa bir kez degdirme-
mişti! Nerden, nasıl olmuş da Zeki Rıya Bey
ona böyle bir çağrıda bulunmuş! Inanamamış-
tım, inanır gibi yapmıştım. lyi etmişim, biryıl son-
ra babamı yitirdiğimde bu güzel şakanın öne-
mini daha iyi anladım. Oğlunu sevindirmek is-
temişti!..
Şu günlerde Başbakan Tayyip Bey'in futbol-
culuğu üstünde konuşuluyor... Hep biliyoruz
gençliğinde, futbol oynarmış, hem de iyi oy-
narmış! Kasımpaşa'dan yetenekli futbolcuların
çıktığını biliyoruz. Kulüp olarak da ünlüydü Ka-
sımpaşa... Tayyip Bey'i Fenerbahçe'ye almak
istemişler! Hatta Didi gibi, Kaleperoviç gibi
Fener antrenörleri babasına kadar gitmiş! Ama
baba, "Oğlum okusun, adam o/st/n"demiş! Bu
yüzden Fenerbahçe yetenekli bir haf oyuncu-
su kazanamamış!..
lyi mi olmuş, kötü mü? Tayyip Bey futbolcu-
luk alanında kalsaydı ülkemiz, halkımız için da-
ha mı yararlı olurdu? Yoksa yazgının cilvesiyle
politikayagirmesi, milletvekili, başbakan olma-
sı mı?
Tayyip Bey iyi mi etmiş kötü mü? Bakın birza-
manların Zeki'si, Nihat'ı, Lefter'i, Fikret'i, Me-
tin'i unutulmadı, hep saygıyla, sevgiyle anılıyor...
Oysa politikaya nice kişi girdi çıktı, ama adlan-
nı anımsayan pek yok. Başbakanlar, bakanlar,
Meclis başkanları da... Oysa futbolun eski ye-
ni yıldızları hep günün içinde, belleklerde, sev-
giyle anımsanıyorlar.
Gerçekten Tayyip Bey başarılı bir haf oyun-
cusu muydu? Oyleyse, yazık etmiş kendine!
Şimdikinden çok daha zengin, çok daha say-
gın, çok daha önemli bir ad bırakabilirdi tarih-
te... Bakın eski başbakanları iyilikle anan kaldı
mı?
Babamın, Zeki Rıza'dan aldığım söyleyerek be-
ni, Fener yanlısı ilkokul öğrencisini, aldatmaya
kalkıştığı mektubu okurken, bütün bunları da
anımsadım işte!..
îmam Hatipler ve Türbancılar...
Bir ülke sorununun çözüme kavuşturulabilmesi için, onu önce bir çatışma,
bir kavga konusu olmaktan çıkarmak, nesnellik ve çözümleme düzlemine
oturtmak gerekir.
Prof. Dr. Y. Müh. îlhami ÇE1İN
E
ğer imamlar üniversite ögretimine
elverişli olsaydı, ileri ülkeler de pa-
paz okullan açar ve papazlan mü-
hendıs, hâkim, vali.. yapardı.
Karşıdevrimciliğin amaçlanna ulaşmak için
yıllardan beri kullanageldiği iki önemli araç,
imam hatipler ve tüıbancılardır. Dünyadan ha-
bersiz, dünya olaylannı çözümleyemeyen ve
anlamayan masum gençlerimizi, onlarla bera-
ber dinsel inançlanna bağlı bir kesimı oy de-
posuna, kendi karanlık emellerinin bilinçsiz
araçlanna dönüştürmek için uygulanan imam
hatip ve türban stratejisinin başan sağladığını
kabul edelim. ÖSS sonuçlannın farklı katsayı-
lara göre değerlendirilmesi nedeniyle şimdi tar-
tışılması yine alevlenen bu konuyu yıllardır si-
yasal sömürü aracı yapan politikacılar, oy top-
lama gereksinimı duydukça, bu ikı "aymeme-
si"ni emmeye başlarlar.
Bir ülke sorununun çözüme kavuşturulabil-
mesi için, onu önce bir çatışma, bir kavga ko-
nusu olmaktan çıkarmak, nesnellik ve çözüm-
leme düzlemine oturtmak gerekir. "Oy meme-
leri"ni terk etmek istemeyen politikacılann ışı-
ne gelmeyen bu yolu izlemek istiyor ve değin-
diğımiz çok yönlü eğitim olayını, olguculuğun
(pozitivizm) üç durum yasasına göre incelemek
istiyoruz.
Olguculuğun kurucusu Fransız fılozof Au-
guste Comte'tur (1798-1857). Bir lise felsefe
kitabında adının Komt okunduğu yazıldığından,
doğru okunuşun OgüstKontolduğunu belirte-
lim. Paris'te yoksulluk içinde basit bir yaşam
sürerken on iki yü çahşarak altı ciltlik temel ya-
pıtı Oigusal Fejsefe Dersleri'ru yayımlamış ve
burada ünlü "Üç durum yasasTnı açıklamıştır.
Bu yasaya göre ınsanın zihınsel gelişimi tarih-
sel olarak üç aşamadan geçmiştir: 1. Tannbı-
limsel aşamada dünya olaylan ve insanın dün-
yadaki yazgısı tannlar yardımıyla açıklanıyor-
du. Ömeğin bir deprem olunca, bir veba salgı-
nı gelince, bunlan Tann'nın istediği, insanlan
günahlan nedeniyle cezalandırdığı ileri sürü-
lüyordu. 2. Metafızik aşamada tannlann yeri-
nı doğaüstü güçler almıştır. Örneğin bir taşın
düşmesı taştakı düşme gücüyle açıklanmıştır.
3. Oigusal (pozitif) ya da bilımsel aşamada ise
tannsal ya da metafizik güçler yoktur. Burada
izlenen yöntem, olaylan gözlemeye, varsayım
üretmeye, deneylerle incelemeye ve neden so-
nuç ilişkilerini matematik yardımıyla ifade et-
meye dayanır. Böylece bulunan bilımsel yasa-
lar yalnız dünyada değil, tüm e\Tende geçerli-
dir. Büimsel aşanıa sayesinde Avrupa'da büim
laikfeşmiş, biKmsel devrim gerçekkşmiş, hızia-
nan büimselflerlemesanayi devrimini otanakb
krimışveAvnıpa en güçlü kıta ohnuştur. Günü-
müz uygarhğı bu aşamanın ürünüdür.
Dinsel tabaıık,
Şimdi imam hatip okullannı üç durum yasa-
sına göre değerlendirirsek, bunlardaki ögreti-
min esasta dinsel tabanlı olduğu, bilgilerin din-
sel göriişlerle uyumlu verildiği ve Kuran Türk-
çeleştirilmediğinden, öğrenmenin dahaçokez-
bercüiğe dayandığı saptanabüir. Bu durum, ya-
sanın Avrupa'da yüzyılar önce yaşanmış birin-
ci aşamasıdîr. Böylebiröğretimdengeçenlerger-
çek dünyada her şeyin önceden kararlaştınldı-
ğına, başımıza gelenlerin, en büyük demago-
ğumuzun söylemiyle, "takdir-i ilahi" olduğu-
na inanırlar.
Öte yandan öğrencileri üniversiteye düz li-
seler hazırlar. Üniversite öğretimi de düz lise-
lerde öğretilenlerin üzerine ınşa edılir. Meslek
liselerini bıtirenler ve bu arada imam hatipler
hem aldıklan bilgiler, hem mesleksel bıçımlen-
dirme nedeniyle, kendi alanlan dışında üniver-
site öğrenimi yapamazlar. Üniversie öğrenımi
ancak bu öğretime göre hazırlanmış öğrenci-
lere uygulanabilir ve ancak onlarda başan sağ-
layabüir. Eğerimamlar ünrversite öğretimine el-
verişh olsaydı, ileri ülkeler depapaz okullan açar
ve papazlan mühendis, hâkim, vali.. yapardı.
OSS sınavındaki katsayı uygulaması yukar-
dakı temel gerçeğin bir gereğidir. Bu uygula-
ma imam hatiplilerin meslek şansı olmayan
düz lıse mezunlannın yerini almalannı ve ve-
rimsiz bır üniversite öğrenimi yapmalanru bir
ölçüde önlüyor, ama onlann uğradığı esas hak-
sızlığı düzeltmiyor. Zira burada büyük bir in-
sanlık trajedisi yaşanmaktadır. Yüz binlerce
gencimiz imam hatip okullanna yönlendirile-
rek imam yapılmakta, çağdaş bir öğretimden
yoksun bırakılmakta, bir ömür boyu akıllan
dinsel ısteklere göre biçimlenmekte ve ileri
dünya gençliği karşısında ikinci sımf olmaya
mahkûm edilmektedir. Gerçek "zulüm" işte
budur. Türbancılar da bu çerçevede düşünülme-
hdir. O halde çözüm, üç durum yasasına göre
düzenlenen Öğretim Birliği Yasası'nın yeni-
den tam uygulanmasıdır.
Atatûrk,gerçekJeştirdiği AydmlanmaDevri-
mi ile Türk toplumunu takılıp kaldığı dinsel ve
metafızik aşamadan büimsel aşamaya geçirme-
yi amaçlamış ve bunu büyük ölçüde başarmış-
ür. "YaşaındaenbakikiyT)lgöstericibflimdir,fen-
dir" sözünün anlamı, üç durum yasasının son
aşamasıdîr ve bu aşamanın hedef seçümesidir.
Atatürk'ün tüm konuşmalanna ve davranışla-
nna akd, maobk ve bSim egemen oJduğu hal-
de, 1950 sonrasının baa poütikacılan dincflik,
gemlU(wuyduhıkkiınliğüübeniınseınişlerdir.
Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi'nin unu-
tulmaması gereken birkarannı anımsatmak ya-
rarh olabüir. 1970'ten önce açıhnış özel yük-
sekokullan, 27 Mayıs Anayasasf na aykın bu-
lan ve kapatan yüce mahkeme, 12.1.1971 gün
ve 1971/3 sayılı iptal karannıngerekçesinde şu
ilginç yorumu yapmıştı: "Çağdaş uygarhğın
temeii, insanlann davramşlannda, eytemlerin-
de akh egemen kdmadır. Bunun yolu ise biUm-
sei çahşma yoludur; bu yoiun kılavuzu olan ü-
ke de bflimin insanlann vaşamında gerçek yoJ
gösterici sayıbnası ilkesidir. Bu ilkenin e>1emH
olaraku>gulanabilmesiiçin toplumun yapısının
kilityerierinde bilimseJ gerçeğiarayıp bulabüe-
cek, uygulayabflecek ve bütün düşünce ve dav-
ramşlânndâ biUmsel gerçeğin isterlerinden ay-
nlmayacak kişüerin bulunmasu bunun sağian-
ması için debu niteiikte kişflerin yetiştirilmişol-
ması zorunludur."
Dini ve metafiziği aşarak olguculuğu kuran
fılozof Comte'a göre, hakıkate ancak bilımsel
yöntemlerle ulaşılabilınir. Bılim ve yasalan in-
sana yalnız hakikati bulmada değil, öngönne-
yi, ona dayanarak eylemi de olanaklaşünr. Ata-
türk ünlü özdeyişi ile bu görüşleri dile getirmiş
ve Türk ulusunun bu görüşleri benımsemesi
için Öğretim Birliği Yasası'na dayanan olgucu
bir öğretim sistemini uygulamıştır. Bu sistemi
insanlığın, yüzyıllar süren arayışı içinde hangi
aşamalardan geçerek bugünkü çağdaşhğa ulaş-
tığını çözümleyebılecek ve anlayabılecek yete-
nekten yoksun bazı polıhkacılann oyuncağı ol-
maktan kurtarmak tüm yurtsever aydınlann gö-
revi olmalıdır.
Bir Cumhuriyet Savcısı
M. Iskender ÖZTURANLI
B
erinTaşan,şıirle gır- 1946 yılında Varlık dergi-
mışûr edebiyat dün- sinde yayımlanmıştı. Elle-
yasına. Kısa bir sü- rin, Gözlerin, Yüreğin
rede degerli bir ozan oldu- (1960) - Yüzünün Bir Ya-
ğunukanıtlamıştır. Ük şıiri nında(1969) - Önce (1986)
Tıbbı araştırmalar,
beden sağlığı için
her btreyın gûnde
enaz 10.000
adım yûrümesını
önermektedır
Yüajme
esnasında
adımlarınızı
otomabk sayacak,
ıkaz alarmı
verecek, nabzını
tontrol edecek ve
yûrûmeyı keyıflı
haie getırerek
müzıkde
dinleyebıteceğınız
"Adımsayar*
cihazları,
hızmeûnıze
sunulmuştur
8C¥ICO«ff*nLAK
İFTEMAVliZLAfVSKO TM LTD
ÎUJHIZABCI MÛE6SESE
- ^ = - ^ MI ' ııı> m IIHIIM
SEVDANPlAZA(Ct21fl}4t48090
9122 MEROİVCMKOV^AKYOL
/KAMKAMA DTM I_TO ST1
33S0O59 3354O67 OSKÛDAR/AKÇAKIL LTD $Tİ (O21'6) 5534449 3912838 EYUBOGLU LTD ŞT
(O216>348B446GEBZE>S£SP
A V R U M B 6 L G E S T A V C H . A
A n c KOLL ŞTI (O2 1 2>S«efiÖS2-B7O3ai 1 UNAL(
1 2 ) ^ 7 2 8 2 1 RAMU (O21 2)S7S1 O38-3 ŞTr<p2i2)2»e 10az 2400*02 OfrrAKOV'OrslSALİ_«.R<a2i2>3272a21 R4 . , _ ,
, _ . . „ _ , . EFAKOY/ÜHÂL(p2tZ)42ee575 BAR(YeR^EKNtK-IŞ(O2i2)2«23G15 242O626 ŞEHREMİNİ/AâLANBEK
i (O21 Z)58534OS-585«531 ftŞLİ/DORUK LTD STİ (0212)2349580 ŞmİNCVLER'SAHRA LTD (0212)4 529095 45252 18 TOPHANE/SEFIK
S11313 ?.l'*Oa.Cl_TJ
E
J*
V
*'"
V E / 1 E M
*"
l
-
T D
^ ^ (02l2)2etS007 OS ZEYTİNBURNU/OERNEKBAŞI(0212)Se274g2 5478713
(AVRÎCA"TÖM BOYNER
I MARMARA BÖLOES1
ADAPAZARI/ ERDOĞAN ONER(O264)2733OO6-a738a62 BİLECİK/ ÛZPA(O228>2121111 ELTAŞ A Ş (O2Z8)21 22345 BOZOVÜIO ELTAS
A Ş (O228)314S815 BOLU/ tLKE LTD <O324)21 53371-21 511 89 KANAAT TtC (0374)2154516-2150199 BUR8A/ KORAYSPOR(0224)2251722
SARMAŞIK LTO ŞTİ fO224>22O7637(38)-22525O4-22525Ö6 DOZCE/ELEKTTRONtK TtC (O3eO>51 411 64-52421 ©5 EDtRNE/BALKAN TİC (O2Ö4)21377ÖS-
21379ÖS KEŞAN/ SU2GUNLER (0284)7153232-7152323 UZUNKÖPRU/ DRAMALILAH|O284)51 32368 KtRKLARELİ/ SEVAL T}C (OZB8)21 ti 135
' KASTAMONU/TOSYA/ BOYAC1 TİC (0366)3131134 LÜLEBUROAZ/ ÇALIŞfRLAR A Ş (O28S)41 71 71 3-41 71 31 2 ÇETtNUER A Ş (O2SS)41 71 572-
4123284 KUTAHY* SARAÇOĞLU TtC (0274)2240640 KOCAEÜ/ GÖLCÛK SARMAŞIK<O262>41 40O55-
I
i6 TABAK LTD ŞTt (0262)323 37 SS ÖZBEN
MUESSESESİ(O262)321 1275-321 1 093 OZU ER (0262)3255555 DERlNCE/GAYRET MOB!LYA(0262)2296761 -62 63 GEBZE/SES
PAZARLAMA(O262)6434362 GÛLCUK^ARMAŞIK LTD(O262}-»'40055-56 TEKİROAÛ/ ÇETiNLER A Ş (0282)2601 7O4 26O2254 HAYRABOLU/
MELIH GÜLER(O282)3151OO1 ÇORLU/ YAL.DIZ LDT {0282)6523386-6536363 ÇETİNLER A Ş (0282)6536032-6533046 SARAY/ ÇETİNLER
A Ş ( 0 2 8 2 ) 7 6 8 1 0 7 8 - 7 6 8 2 6 9 6 YALOVA/ Ç A P E T LTD ( 0 2 2 6 ) 8 131111-21 Z O N O U L D A K / G Ü V E N TİC (03 72)2 5 2 3 2 3 2
(AVRfCA TÜM BOYNER MAâAZALAfHNOA )
- Şahdamanndan (2001)
adlı dört şıır kıtabının sahi-
bidir. "Bir baksan gözleri-
me başuııçevinneyeceksiıı/
YûrûyüpgtaneMeceksin, eB-
ni çekmejeceksin/Bir bak-
san gözterime/ Dağda ya-
kılmış ateşler göreceksin/
Aç kapıyı kim gddi bak/
Bak nasıl havaiandı güver-
cüV Açmamdiyemezsin ar-
ük/aç." Ilerici, devrimci ve
Atatürkçü bir ozandır Ta-
şan? "Içine kapanmışkoca
ülke/ tnce bir \organ altin-
da tir ür titriyor/ Lambası
kısık/Kapısıarahk/Musta-
fa Kemal gekcek dhe." Şi-
irlerinin çoğu Varlık, Türk
Dili, Çağdaş Türk Dili, So-
yut, Kıyı, Yeditepe, Yeni
Ufuklar dergilerinde ya-
yımlanmıştır. Bu arada de-
nemeler, araştırma ve çeşit-
li inceleme yazılan yazmış-
tır. Bunlann çoğu Cumhu-
riyet ve Vatan gazeteleri ile
Fikirler, PazarPostası, îme-
ce, Ataç gıbı dergilerde yer
almıştır. "içerdekiAdanı''
adlı bir oyunu da vardır.
Uzun süre cumhuriyet
savcılığı ve başsavcılığı
yapmıştır. Top gibi oradan
oraya atmışlardır Taşan'ı.
Suçu Atatürk devrimcisi
olmak, sıyasal ıktidann kö-
leüğini yapmamaktır. Bir
ara yargıçlık da yapmış, hu-
kukun her dalında emek
harcamıştır. MahmutEsat
Bozkurt'u özümseyen bir
kuşaktangehnektedir. Mah-
mut Esat'ın savcılar için
söylediği "Cumhuriyrt si-
zin çefikomuzlannızüstün-
de yükselecektir" özdeyi-
şini yaşamı boyu uygulama-
ya çahşmıştır. Bu nedenle
de Behçet Kemal Çağlar,
1959 yılında Taşan için şun-
lan söylemiştir: "Nicecum-
hurivet savcılaruun parü-
zan oyuncağı haUnegeidiği
bugünkrdebir cumhuriyet
savcısuiL, resmi adını hak
ediyorgönnekle avıındum
ve sevindim. Şürlerinde
metnleketve medeniyetsev-
gisi nabız vuniTOr."
Siyasal ıktidann oyunca-
ğı olrnadığı için İzmir'den,
oteli ve elektriği olmayan Şi-
ran'a sürüldüğü günlerde
şunlan yazacaktır: "Vata-
nın her köşesi aziz / Çamb-
ca, Erenköy, Maçka /Vata-
nmbuyanmdabiz" (1957).
Daha sonra Şıran'dan Kara-
burun'a gönderilecek ve
"Eüerin, Gözlerin, Yüre-
ğin'' adh şür kitabını Kara-
burun'un nergislen arasın-
dayazacakur: "Birsapner-
gb kopardun/Sardım,sar-
maladun / Karaburun'dan
/Arahkaymınortasuıdan."
Son kitabı, bir am kitabı-
dır. Adı, "Bir Tanığun Kal-
sm - Cutnhuriyet Savctsın-
dan"dır (*). Yıllann biri-
kimi olan anılannı şiirsel
birdille anlatmışnr. Bu aru-
larda Türk toplumunun ta-
lihsizliğini, Türk ulusunun
ahnyazısını getirmiştirgün-
deme. Anadolu'nun bir kö-
şesinden başka bır köşesi-
ne niçin sürüldüğünü acıh,
ama akıcı bir dille anlat-
mıştır. Suçu, ilerici ve Ata-
türkçü olmaktır. Bu suçu ış-
leyen de bircumhuriyet sav-
cısıdu". 0 günlerde olduğu
gibi, bugün debazı odaklar-
ca bağışlanmaz bır suçtur
Atatürkçüolmak. Butalih-
sızlığı hiç kuşkusuz Berin
Taşan gibi her türlü acı ve
sıkintıya göğüs gerenlerye-
necektir. Bu savaşımda Ta-
şan, artık yalnız değildir.
Yanında Atatürkçü gençlik
ve vefalı Türk halkı vardır.
(*) Cumhuriyet Savcısm-
dcoı - Bir Tanığım Kalsın
Ümit Yavıncılık, Nisan
2005.
ÇACIN MOTEL
fe/sefe devam ediyor...
en temiz dentzi, her öğün balığı,
kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak sessiz tatiH
öztediyseniz...
1WşiTP.45YTL
ASSOS Bektaş Köyü Sivrice mevkii
Tel: (0 286) 723 44 60 / (0 286) 723 44 61
PENCERE
Düşman İşgaliMantığı
Pierre Laval, İkinci Dünya Savaşı'nda Vichy
Hükümeti'nde Başbakanlık yapmıştı...
Fransa Alman işgali altındaydı...
Devlet Başkanı Birinci Dünya Savaşı kahrama-
nı ünlü Mareşal Philippe Petain'di...
Ne var ki işgalden kurtulan Fransa'da işler ter-
sinedöndü...
Alman işgali süresince düşmanla iyi ilişkilersür-
düren Petain ve Laval yargılandılar...
Suçlan neydi?..
Vatana ihanet!..
Her ikisi de ölüm cezasına çarptınldılar..
Laval intihar etmek istedi, başaramadı; ama, 9
Ekim 1945'te kendisini kurşuna dizen idam man-
gasına unutulmayan bir laf etmişti:
"- Pis bir iş yapıyorsunuz!.."
Mareşal P'etain'in yazgısı daha ağırdı...
Birinci Dünya Savaşı kahramanı, İkinci Dünya Sa-
vaşı haini sayılan bu ünlü asker, General Charles
de Gaulle Hükümeti tarafından kurulan mahke-
mede vatana ihanet suçundan ölüm cezasına
çarptınlmıştı; ama, yaşı nedeniyle bu ceza ömür
boyu hücre hapsine çevrilmişti...
Petain Atlantik kıyısındaki Yeu adasında ceza-
sını çekti, 95 yaşjnda öldü.
•
Fransızlar Batı uygariığının gözde toplumlann-
dan birini oluştururlar...
Ama işgal altındaki ülkelerinde düşmanla uyu-
şan devlet adamlanna 'muamele' biçimleri mey-
danda!..
Bu öyküde çarpıcı olan nedir?..
Fransız, Birinci Dünya Savaşı'nda 'VerdunKah-
ramanı' adıyla ünlenip mareşalliğe yükseltilen Pe-
tain'in bile gözünün yaşına bakmıyor, işgalci düş-
manla işbirfiği yaptığı zaman vatan haini damga-
sını vurup ipini çekiyor...
Düşman işgali bir ülkenin başına gelecek en bü-
yük felakettir.
•
Irak işgal altında..
Ama bir kukla yönetimi var..
Bir de direnişi var..
Peki, ne olacak?..
Olacaklan Tarih Baba söyleyecek..
Eğer Irak direnişi yükselebilirse, bugün düşman
işgalinde uydurma bir seçimle hükümet kuranla-
nn tümünün vatan haini durumuna düşmeleri iş-
ten değildir...
Kaçınılmazdır...
Fransa gibi uygar bir ülkede işgalcilerie alışve-
rişte iktidar koltuklanna oturanlann öyküsü mey-
dandayken, Irak gibi bir ülkede olacaklan düşün-
mek bile korkutucu...
•
Dönüp dolaşıp gelelim Türkiye'ye...
Mustafa Kemal ya kazanamasaydı?..
Nelerolacaktı?..
Düşünebiliyor musunuz?..
Tarihi anlayıp değerlendirebilmek için olaylan
tersıne çevirip düşünmek de bir yönterndir. Düş-
manla işbirliği yapanlan savunmanın mantığı düş-
manla işbiriiğini reddedenlere hem haksızhk olur;
hem de vıcdanları titreten soru işaretlenne yol
açar.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı
günlük sivil toplum gazetesi
BİZİM GAZETE
tarafsız haberleri, ilginç röportajlan, araştırmalan,
köşe yazılan ve ülke sorunlannı yansıtan
raporlanyla 10 yıldır okuıianyla el ele...
Tel: 0 212 51194 94 - Abone: 0 212 513 83 00
BUTIK OTEL
Sıra dışı tatilinizde, kent yorgunluğımuzu atmak
için öncelikli tercüı edebileceğiniz;
Tarih, Dag ve Denizin; Kaz Dağı eteklerinde
sizi karşıladığı otantik mekân
1 Oda (fcl idşi) 150 YTL Y/P
Adatepe KÖyü - Küçükkuyu ÇANAKKALE/TÜRKİYE
Rez Tel ^90 286 752 65 81
Faks +90 286 752 20 66
Çanakkale trtıbat Tel&Faks +90 286 217 47 07
wmt.huonaphan.com e-mail: inroahunnaphan.com
«^t- ..*•?.
W: t*
mm• Voğanıo tüm gâzettiğini her
oka Tdftneri Re$o;
yztmtsutjd değm&mş
Beich Asplt m2İ.etrİ>ekîiyot.,
TERMERA | iıuun