22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 0 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sezer, hastanelere Sağlık Bakanlığı tarafindan klinik şefı atanmasııu öngören düzenlemeyi iade etti Kadrolaşmaya vetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eğitim ve araşürma hastanelerinde "ba- kanhkça" klinik şefi ve şef yardımcı- sı atanmasına olanak sağlayan yasal düzenlemeyi "siyasalyandaşbkölçütü- nün yeğlenmesini olanakn kılan sis- tem" gerekçesıyle kısmen veto ettı. Sezer, 5382 sayılı "Eleman Temi- ainde Giiçlük Çekikn Yeıierde Söz- leşmeli Sağhk Personeti Çahşnrüma- sıikBazı Kanun ve Kanun Hükmün- de Kararnamelerde Değişiklik Yapü- maa Hakkmda Kanun,SağhkHizmet- leri Temei Kanunu ve Sağlık Bakan- bğı'nın Teşkilat ve Görevieri Hakkın- da Kanun Hüknıiinde Karamame- de Değişiklik Yapüması HakkmdaKa- nun"u, 6. maddesının bır kez daha gö- • Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, iade gerekçesinde, "Profesör ve doçentler arasından klinik şefliği ve şef yardımcılığına atanacak kişilerin seçiminin nasıl ve hangi ölçütlere göre yapılacağı konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği için, atamayı yapacak Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda mutlak bir takdir yetkisine sahip kılındığı açıktır" dedi. rüşülmesi ıçin TBMM'ye iade ettı. İade gerekçesinde, yasal düzenle- mede Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştirma hastanelerinde klinik şefi ve şef yardımcılığı kadrolanna, ilgi- li dalda uzman olan profesör ya da doçentler arasından doğrudan, ilgüi dal doktorlan arasından ise yapıla- cak sınav sonucuna göre, "SağnkBa- kannğı^nca atama yapılmasının ön- görüldüğü belirtildi. Sezer, iade gerekçesınde düzenle- mede "profesör ve doçentier arasın- dan klinik şefliği ve şef yardımcılığına atanacak kişilerin seçiminin nasıl ve hangiölçütleregöreyapdacağıkonusun- da herhangibir düzenlemeyeyer veril- mediği için, atamayı yapacak Sağhk BakanhğVmn bu konuda mutlak bir takdir yetkisine sahip kıhnriığı açıktu*. Aynca, ktinik şefi ve şef yarduncüan- mn tümü bu yöntemle atanabilecek- tir" görüşünü vurguladı. Klinik şefı ve şef yardımcılannın ıyı bir "eğjtimci ve uygulayıa" niteliğine sahip bulunmalannın, hastanelerin eği- tim ve araştirma ışlevıni en ıyi biçim- de yapabilmesınin temel koşulu oldu- ğuna işaret edilen gerekçede, "Uzman- hkeğitimi veren, sağlıkkamu hizmeti- ni yürüten klinik şefı ve şef yarduncı- lannın mesleki bilgi ve uygulama yön- lerinden yetkin kişiler olnıası gerek- mektedir" deruldı. Sezer, iade gerek- çesinde şu görüşleri kaydetti: i/ Eğitim ve araştirma hastanelerin- deki künik şefliği ve şef yardımcüık- lan görevinin belirtilen işlevinden kaynaklanan önemine karşın, bu gö- revlere profesör ya da doçentler ara- sından atama yapılırken en uygunu- nun seçümesi yönünde hiçbir nesnel ölçüt öngörülmemiş olması kamu ya- ranyla bağdaşmamaktadır. • Çünkü, bu tür atamalar, siyasal kımliği önde gelen ve çeşitli baskılar altında bulunan Bakan'ın öznel de- ğerlendırmelerine ve mutlak takdiri- ne bırakılmış ohnaktadır. \/ Klinik şefi ve şef yardımcılığına atama yapılırken 'göreve en uygun olannı' seçilmesı yerine siyasal yan- daşlık ölçütünün yeğlenmesini ola- nakh kılan sistemin işyeri huzurunu ve çalışma banşını bozacağı, hızmet ka- litesini ve verimini düşüreceği açıktır. Bu nedenlerle, incelenen yasanrn 6 maddesiyle getirilen kuralın, hızmet gereklerine ve kamu yararına uygun düşmediği, dolayısıyla hukuka uygun bulunmadığı kaydedildi. Ali Güven, 10. Daire Başkanı • ANKARA (AA)- Danıştay 10. Daire Başkanlığı'na dün yapılan seçim sonucunda aynı daire üyesı Alı Güven seçildi. Güven, 1942 yılında Sınop'ta doğdu. Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1968 yılında mezun olan Güven, 1971 yılında Danıştay Yardımcısı olarak mesleğe başladı. Güven, 1996 yılında Danıştay üyeliğine seçildi. Cumhurbaşkanı Sezer'den onay • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezlen ıle Koruma Kurullan Kanunu'nu onayladı. Kanuna göre, hükîümlülere mevzuatta öngörülen seçenek yaptınmlann yerine getirilmesini ve denetimini sağlamak üzere Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde "Denetimli Serbestlik ve Yardım Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanlığı" kurulacak. CHP ve SP'nin ihtar istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, CHP ve SP'ye ihtar verilmesi istemlerini bugün görüşecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, olağanüstü tüzük kurultayı çagnsını yerine getirmediği gerekçesiyle CHP'ye ihtar verihnesi istemiyle 18 Ekim 2004'te Anayasa Mahkemesı'ne başvurmuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Necmetrin Erbakan'ın genel başkanlıktan aynlmasından sonra SPY'nin 15. maddesinin son fıkrasında öngörülen 45 günlük süre içerisinde büyük kongresini toplamayan SP'ye, bu aykınlığı gidermesi için ihtar karan verilmesini de talep etmişti. IMF'ye tepki büyüyop • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Vakfı'nın 26 Nisan 2005 tarihli niyet mektubu ile 11 Mayıs 2005 tarihli stand-by düzenlemesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı davaya katılımlar artıyor. Birleşik Sağlık-lş ile Selüloz-Iş sendikalan, Ankara 3. Idare Mahkemesi'ne verdikleri müdahale dilekçelenyle stand-by düzenlemesıne karşı açılan davaya katılma isteklerinı bildirdiler. Davaya, Birleşik Metal-lş Sendikasf nın da müdahil olacağı öğrenildı. SAĞLIK KURUMLARINA MESClT Bakan'dan teknik hata savunması• Sağlık Bakanı Akdağ, ayakta tanı ve tedavi yapılan yerlerde değil, eski yönet- melikte olduğu gibi, yataklı tedavi kurumlannda hasta- lann ibadetlerini, dini veci- belerini yapabilecekleri me- kânlann aynlacağını söyledi. ANKARA/IZMrR (Cuınhuriyet) - Binncı basa- mak sağlık hızmetlennin verildiğı yerlerde mescit açılabılmesıne olanak sağlayan Sağlık Bakanlı- ğı'nın düzenlemesı tepki çekti. Sağlık Bakanı Re- cep Akdağ ise birincı basamak sağlık kuruluşlann- da ibadethane açılmasına ilişkın düzenlemenin "teknik bir hatadan" kaynaklandığını bildirdi. Ak- dağ, daha sonra bu hatanın düzeltildiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı Sağlık Kuruluş- lan Ruhsatlandırma Yönetmeliği Tasansı Tasla- ğı'yla "sağhğı Allah'a havale ettiğT eleştirisinı geti- ren Izmir Tabip Odası Başkanı Zeki Gül, tasanyla dinle biliminin iç içe geçirilmeye çalışıldığını belir- tti. Gül, "tktidar, aile hekimüğini getirerek sağhk ocaklannı kakhrmaya çahşryor. Bir hekimin 1800 hasta bakması anıaçlanıyor. Özel bir muayenehane açması ve bu alanda da mescit kurması isteniyor. Bİn ve büim iç içe geçirilmeye çauşdn'or" dedi. Akdağ: Yönetmelik değiştirUdi Akdağ ise 2002 yılında yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliğı'nde "Hastalann dini ge- reklerini yerine getirebüecekleri mekân aynlabitir" ifadesinin yer aldığı anımsattı. Yönetmelikle yatak- h tedavi kurumlanmn yanında "teknik bir hata" sonucu birinci basamak sağlık kuruluşlarında da ibadethane açılmasının öngörüldüğünü ilen süren Akdağ şöyle konuştu: "YönetmeHğin ilk versiyonu hazırianriigı sırada 113. maddesinde dini ödevİerin yapdma şekli başuğryla birinci basamak sağhk ku- ruluşjannda hastalann dini gereklerini yerine geti- rebüecekleri uygun mekânlar aynhr ifadesi var. Da- ha sonra birinci basamak ifadesinin uygun olmadığı fark edilerek 3. versiyonda sağhk kuruluşlarında hastalann dini gereklerini yerine getirebüecekleri uygun mekânlar ayrüır şekhnde değiştirildL Eski yönetmetikte olduğu gibi yatakh tedavi kurumlann- da hastalann Hasta Haklan Yönetmetiği'ne uygun şekflde. çağdaş ülkelerdeki uvgulamalar paralelinde ibadeüerini, dini vecibelerini istedikleri takdirde ye- rine getirebüecekleri mekânlann aynlmasL- Bu in- sani bir ihtiyaçtir. Ayakta tanı ve tedavi yapddığı yerierde böyle bir uygulama düşünmüyoruz." ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART Terör örgütü PKK'yi açıkça kınayamayan Leyla Zana ve arkadaşları eleştiriliyor. BİZ DE TERÖRLE DEMOKRASİ ARASINA * DUVAR CEKTtK... NASIL, BE6ENDİNİZ Mİ ? musakart@yahoo.com TGC'den 'özgürlük' tepkisi Basın Özgürlüğü Ödülü Büyük Seçici Kurulu, 'Yeni Türk Ceza Yasasıgerçeği karşısında y buyılki ödülün verilmeyeceğini açıklach tstanbul Haber Servisi-Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti (TGC) Basın Özgürlüğü Odülü Büyük Seçici Kurulu, "ifade özgüriüğünü, bilgi edinme ve gazete- cflerin haberverme haklanru smırlayan 5237sayıh Türk CezaYasasıgerçeği karşısında 2005 yıh Basuı Özgür- lüğü Ödülü'nün verilnıemesini*' kararlaştırdı. TGC'den yapılan yazılı açıklamada, seçici kuru- lun 4 Temmuz 2005 tarihinde cemiyet merkezin- de toplandığı anmısatılarak, toplantıya, Türkiye Barolar Birliğı adma avukat Teoman Ergül, îstan- bul Üniversitesi adma îletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin, TGS Genel Başkanı Ercan tpekçi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti adına da Orhan Erinç, Gülseren Güver ve Recep Yaşar ka- tıldı. Orhan Erinç'in başkanlığında gerçekleştıri- len toplantıda, Büyük Seçici Kurul'un aldığı karar şöyle: "Büyük SeçiciKıırul,ftade özgüriüğünü, bil- gi edinmeve gazetecilerin haber verme haklannı sı- nıriayan 5237 sayıta Türk Ceza Yasası gerçeği kar- şısmda 2005 yıh Basın Özgürlüğü Ödülü'nün veril- memesi sonucuna oybhüği ile vann." Gazeteciler Gûnû töreni ertelendi Açıklamada, bu nedenle sansürün ilk kez kaldı- nhşmın 97. yüdönümünün amlacağı geleneksel Gazeteciler Günü törerunde, geçen 24 Temmuz'dan bu yana sürekli basm kartı taşıma hakkmı kazanan 52 cemiyet üyesine am plaketleri sunulacağı ifade edildi. Açıklamada, 24 Temmuz'un pazar gününe rastlaması nedeniyle Doknabahçe Sarayı Hasbah- çe'de yapılacak törenin, 25 Temmuz Pazartesi gü- nü saat 19.30'a aluıdığı bildirildi. KİGEM, Eti Alüminyum'un özeUeştirilmesinin iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtı SeydişehirdeyâraıyâteşındıMURATKIŞLAU ANKARA-Kamu îşletme- ciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Vakfı, Seydişe- hir'deki Eti Alümınyum özel- leştirmesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali iste- miyle Ankara tdare Mahkeme- si'nde dava açtı. KİGEM ile Metalurji Mühendisleri Oda- sı'nın açtığı dayanının ana da- yanaklannı, "Özelleştinnede kamu yaranmn göz ardı edil- mesi, Oymapuıar Hidroelekt- rik santrahnın Eti Alümin- yum'a de\Tİnin yasal olma- ması ve devleti zarara uğrata- cağı, Eti Alüminyum'un bağ- h olduğu holdinge olan borç- • KİGEM'in açtığı davanın gerekçelerini, 'Kamu yaranmn göz ardı edilmesi, Oymapnıar'nı Eti Alüminyum'a devrinin yasal olmaması ve devleti zarara uğratacağı, işletmenin borçlanndan anndınlmadan özelleştirilmesi' oluşturdu. lanndan armduıbnadan özel- leştirflmesi" oluşturdu. Özelleştirme Idaresi Baş- kanlığı (ÖİB) tarafından 17 Haziran 2005 tarihinde yapı- lan ihalede, Eti Alüminyum'a en yüksek teklifı 305 milyon dolarla Ce-Ka Inşaat vermiş- tı. Şirketin sahibi Mehmet Cengiz'in adı, 3 eski bakanın Yüce Dıvan'da yargılanması- na neden olan Karadeniz Sa- hil Yolu ve mobil santral yol- suzluklanna kanşmıştı. Kİ- GEM'in Eti Alüminyum iha- lesınin iptaline yönelik dılek- çesinde yer alan dava gerek- çeleri şöyle: Kamu yararının göz ardı edilmesi: KİGEMÜI dilekçesinde 4046 sayıh Özel- leştirme Yasası'run 1. madde- sinin f bendi ile özelleştirme- nin temel amacının "ekonomi- de\erinüiHkartışı ve kamu gi- derlerinde azalma sağlamak" olduğu belirtildi. KİGEM'in dilekçesinde Eti Alümin- yum'un, 663 kişilik işçi açı- ğına rağmen kapasitesinın üs- tünde üretim yaptığı belirti- lerek işçı başına üretim şeklin- de tanımlanan verimliliğin, özelleştirmeyle birlikte daha fazla artmasımn mümkün ol- madığı vurgulandı. Dilekçe- de aynca işletmenin 2004 yı- lmda 27 milyon dolar kâr et- tiği ve taksitli olarak 305 mil- yon dolara, bir başka deyişle yaklaşık 11 yıllık kânna özel- leştirileceği anımsatıldı ve bu- na karşın Oymapmar'm Eti Alüminyum'a bağh kalacağı 49 yıl boyunca 27 milyon do- larlık kârdan mahrum kalaca- ğma dikkat çekildi. Oymapınar'ın devrl: Dilekçede mülkiyeti Devlet Su Işleri'ne (DSİ), işletme hakkı ise Elektrik Üretimi AŞ'ye ait olan Oymapınar Barajı'nın Özelleştirme Yük- sek Kurulu (ÖYK) karanyla Eti Alüminyum'a devredil- mesi ile ilgili DSİ Hukuk Mü- şavirliği'nin verdiği 31.01.2005 tarihli görüşte, "Oymapmar HES'in özeDeş- tirümeküzere Eti Alüminyum AŞ'ye işletme hakkı devrinin hangi mevzuata dayandınl- dığınm bilinmediği, bu devir işlemlerine karşı yürürhıkte bulunan herhangi bir yönet- mdikv^'aesaslann mevcutoi- madıö" belirtildi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mao'nun Çocukları... ŞANGHAY - Kız ve delikanlı uzun boylu. Ikisi de uzun şortlu. Alışveriş merkezinin kapısında birbir- lerine sanltp öpüştüler uzun uzun... Giyimleriyle çağdaş Çin'i simgeliyoriardı... önlerinden geçip karşı sokağa geçtim. Sokak satıcıları, dilenciler çevremi kuşattılar... Çin'in iki yüzü var... Bir yanda yoksulluk öte yanda varsıllık... Tüm bu çelişkilere karşın Çin halkı geleceğe umutla bakıyor... Şanghay'da genç kızlarve kadınlar Batılı kadın- lar gibi giyiniyorlar. Rahat giysiler ve sade makyaj- la sokağa çıkıyoriar.. Kadınların hepsi bakımlı. Kilo sorunlan yok. O nedenle spor giysiler giyiyorlar... Birinci sınıf lokantalann sayısı bir hayii artmış Şang- hay'da. 100 binın üzerinde birinci sınıf lokanta ol- duğu söylendi. Bu lokantalarda ve otellerde çalışan kızlann üze- rinde sömürgecilerin yarartığı "Suzi Vong" mode- lini gördiim sokaktan farklı olarak. Şanghay da tıpkı Pekin ve Şiyan gibi 30-40 kat- lı gökdelen konutlarla dolu. Gökdelenlerde "orta direk" diye adlandırılan kesim oturuyor. Yaşam çok hızlı Şanghay'da... Trafikyoğun... Şanghay önemli bir konuk ağırladı üç gün ön- ce. AB Komisyonu Başkanı Manuel Barrosso Hong-Kong'dan Şanghay'a geldi ve önemli bir açıklamayaptı.. Barrosso, Çin'in ekonomik alandaki yükselişini bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtip şöyle dedi: "AB ülkeleri Çin'in ekonomik olarak büyûme- sinden korkmuyor. AB Çin'le işbiriiğine girmek istiyor..." Bugün sabaha karşı Istanbul'daolacağım... O nedenle yazımı salı sabahı Şanghay'dan ya- zıyorum... Şanghay'da saat sabah 8. Istanbul'da ise saat sabaha karşı 3... • • • Güneşin ilk ışıklan kaldığım otelin odasından içe- riye süzülüyor. Her tarafım yapış yapış. Çünkü nem oranı çok yüksek Çin'de... önceki gün Şanghay'a 70 kilometre uzaklıkta bir çorap fabrikasını gezdik. Fabrikada 350 işçi çalı- şıyordu. Fabrika üç ortak tarafından kurulmuştu. Patron- ların üçü de Çin Komünist Partisi üyesiydi. Patronlardan Mao Peixin konuşmasına şöyle başladı: "Biz fabrikamızda Adidas, Champion, Hannes ve Tommy firmalanna çorap üretiyoıvz." Patron Mao devam etti: "Biz bu fırmalara 12 çorabı 5 dolara satıyoruz. Onlar üç çorabı ABD'Iİ ve Avnıpalı tüketiciye 12 dolardan satıyortar..." Hemen bir hesap yaptım... Ünlü firmalar 12 çorabı 5 dolardan alıp tüketici- ye bir hayli kazık atıyoriardı... Bu kapitalizmin kazığıydı... Küreselleşmenin de adı buydu... Patron Mao'ya bir soru yöneltti Necati Doğru: "Adaşınız Mao mezanndan çıkıp bu sömürüyü görse ne der?" ÇKP'li Mao gülerek yanrt verdi: "Halkrnın mutlu olduğunu görünce sevinir..." Soru: "Halk mutlu mu?" Yanrt: "Evet mutlu..." Fabrika yılda 45 milyon yuan değerinde fason çorap üretiyordu. Ipliği ise ABD'den geliyordu... Mao bir önemli bilgi daha verdi: "BizABD'nin koyduğu kotayı Türkiye üzerinden deliyoruz. Oraya çorap gönderiyoruz. Türkiye 'den de ABD 'ye gidiyor..." • • • Mao Zedung'un heykelleri ve fotoğraflannı Pe- kin ve Çin Seddi'nde gördük... Bir de işportacılarda satılan tişörtlerde... Oysa kurduğu Kızıl Ordu ve yönetim sistemi bir değişikliğe uğramadan sürüyor. Devlet erki ve eko- nominin denetimi ÇKP'nin elinde. Komünist Par- ti'nin ağıriığını heryerde görebiliyorsunuz. Konuştuğumuz yöneticiler "Çin'de sosyalizm çöktü mü" sorusuna sinirleniyorlar. Verdikleri yanrt şu: "Biz değişen dünyaya, çağa ve küreselleşme- ye ayak uydurduk." ÇKP yöneticilerinin altını çizdikleri bir önemli nokta daha var, o da şu: "önümüzdeki 20 yıl çok önemli. Dünyadaki ekonomik yarışa katılmak ve ekonomimizi dört kat büyütmekiçin vargücümüzle çalışmakzorun- dayız. Çin Komünist Partisi kendi varsıl sınıfını da ya- ratıyorbu arada... Sosyalist ideoloji kapitalizmin ipek kumaşıyla örtülüp Çin'e özgü bir model oluşturuluyor... Çin'deki sürekli devrim sona ermiş... Demokrasiye ve insan haklanna gelince... Dedikleri şu: "Biz kendimize özgü bir demokrasi ve insan haklan modeli de yaratacağız..." Otelin penceresinden dışarıya bakıyorum... Çin'de üretilen 2 milyon aracın 1 milyonu Şang- hay'da üretiliyor... Mao Peixin'in çorap fabrikası geliyor aklıma. Kadınlann çoğu pirinç tarlalannda çalışıyorlardı beş yıl önce. Şimdi ABD'Iİ fir- malar için makinelerin başın- da. 100 yuan kazanıyor işçiler. Yani ayda 102 dolar. En yüksek ücret ise 5 bin yuan. Bu ücreti ise üç-beş kişi alıyor. Ama Çin gerçekten giderek güçleniyor. hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ağar'a yumurtalı saldırı • Haber Merkezi - Çeşitli ziyaretlerde bulun- mak üzere Artvin'de bulunan DYP Genel Başka- nı Mehmet Ağar'ın konvoyuna Hopa Peronti Otel önünde yumurta atıldı. Sloganlar atarak Ağar'ı protesto eden 9'u Halkevi, 3'ü Doğu Ka- radeniz Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği üyesi 12 kişilik grup, emniyet güçlerince gözal- nna alındı. ArUin'e gelişmde partililer tarafın- dan coşkuyla karşılanan Ağar, yumurta atıhnası olayuıı kayda bıle aunadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle