19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET EKONOMI [email protected] BDDK Başkanı Bilgin, 'Bankaya gitmeden, gelir durumunuzu iyi düşünün' diyor Konut kredisi abrken dikkat• Faizlerdeki düşüş ve bankalar arası rekabetle birlikte konut kredısi kullanımı yılbaşından bu yana yüzde 140 arttı. BDDK Başkanı kredi talep etmeyi düşünenlere, 'gelir durumunuzu bir daha gözden geçirin' tavsiyesinde bulundu. Ekonomi Servisi - Bankacı- ük Dûzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfîk Bilgin, konut kredisi kullanan tüketicilere gelir du- rumlannı bir daha gözden ge- çirmeleri, kullandıran banka- lara da hazmedilebüir boyutta konut kredisi politikası izleme- leri tavsiyesinde bulundu. Eko- nomi Muhabirleri Derneği ta- rafindan düzenlenen toplantıda konuşan Bilgin, konut kredisi- nin ilk 6 ayda yüzde 139.9 ar- tarak 6.3 milyar YTL düzeyi- ne yükseldiğini ve son 2 yılda- BANKACILIK SEKTÖRÜ HIZLI BÜYÜYOR' DDK Başkanı Tevfik Bilgin, Türkiye'de bankacılık sektörünün bilanço büyüklüğünün mayıs ayı itibanyla 324.7 milyar YTL düzeyine çıktığını söyledi. Bilgin, mayıs itibanyla bankacılıkta ilk 5 banka payının yüzde 60, ilk 10 bankanın payının ise yüzde 83.7 olduğunu açıkladı. Bankacılık sektöründe kredilerin hacminin 116.2 milyar YTL düzeyine geldiğini vurgulayan Bilgin, kredilerin bilanço içindeki payının yüzde 35.8, GSMH'ye oranınınsa yüzde 26.3 olduğunu aktardı. Kredilerin takibe dönüşme oranının yüzde 5.6'ya gerilediğini açıklayan BDDK Başkanı, bankacılık sektöründeki sermaye yeterlilik rasyosunun ise yüzde 26.6 olduğunu kaydetti. Bilgin, ilk yanda bankalann dışandan 13 milyar dolar kaynak sağladığını, bunun 6.6 milyar dolarının sendikasyon, 6.4 milyar dolannın da seküritasyon kredisi olduğunu belirtti. ki artışın dikkat çekici olduğu- nu vurguladı. "Kredi karûnasıl dikkaüe iz- lenmişve gerekü uyanlaryapd- mışsa, konut kredilerinin de dikkaüe irienmesr gerektiği- nin altını çizen Bilgin, konut kredileri kullanımına yönelik tüketiciler ve bankalara şu tav- siyelerde bulundu: ^ Konut kredisi kullanan banka müşterilerinin, daha az faiz ödemek için konutu top- lam bedelinin en az yansı ka- dar öz kaynakla almalannın önemini bir kez daha belirtiyo- ruz. Kendilerine sunulan fa- izin aylık olduğunu bilsinler; öraeğin yüzde 1.35'lik oranı yıllık yüzde 16.2 yapmamakta- dır. Yani 12 ile çarpmamak, yıllık bileşiğini almak gerekir. Oda yüzde 17.45'tir. •" Gelir durumunuzu bir da- ha gözden geçiriniz. • Geri ödemenin ilk yıh için görece hesaplı olsa büe ilerle- yen yıllarda reel faizin olduk- ça yüksek kalacağını unutma- yınız. Örneğin 20 yıllık konut kredisinde ilk 5 yılda ana pa- ranızı ödediniz, kalan sürede de faiz ödeyeceğinizi unutma- yınız. • Olabildiğince daha düşük vadeli konut kredisi talebinde bulunmanız, faizı daha az öde- diğiniz anlamında önemlidir. Hayat standardınızı düşürme- den ödeme yöntemlerini araş- ünnız. • Bankalar, 25 yıl vadeh ko- nut kredisi verirkenriskhesap- lamalannı iyi yapmalı. Yabancılar yüzde 10'u geçti Yapı Kredi Bankası'nın satı- şı konusuna da değinen Bilgin, "Çukurova ve Koç tarafindan hisse değişimiiçin henüz başvu- ru olmadı. Başvurudan sonra sürecin çok fazla uzayacağını sanmıyorum" dedı. Bilgin, ya- bancı bankalann Türk banka- cılık sisteminin aktifleri için- deki payının yılbaşından bu yana yüzde 3.4'ten yüzde 10.6 'ya yükseldiğini behrterek yabancı bankalarla ilgili bir li- mitlerinin bulunmadığını, an- cak çok yakından ızlediklerini bildirdi. ANKARA ZlRVEDE Mevduatzengini bürokratşehri İSTANBUL (AA) - Türkıye genelin- de, 2004 yılı sonu itibanyla ortalama her 11 bin 773 kışiye bir banka şubesi düşerken kişi başına en yüksek mevdu- at ortalama 8.4 bin YTL ıle Ankara'da bulunuyor. Kişı başına düşen mevduat miktan açısından kamu mevduatının büyüklüğü nedeniyle Ankara, kişi ba- şına düşen kredi miktan açısından îs- tanbul ilk sırada bulunuyor. Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) raporuna göre Türkiye'de 2004 sonu itibanyla 48 banka, yurtiçinde 6 bin 56 şube ile faaliyet gösteriyor. Istanbul'da her 5 bin 949 kışiye bir şube düşerken şube başına en fazla nüfusun düştüğü il 53 bin 5 kişi ile Muş. Kişi başı en yüksek mevduat, ortalama 8.4 bin YTL ile Ankara'da, en düşük mevduat orta- lama 145 YTL ile Hakkâri'de bulunu- yor. En fazla banka şubesinin bulundu- ğu ilçe ise Ankara'nın Çankaya ilçesi. INFINEON'DA RÜŞVET Almanya 'da yeni skandal FRANKFURT (Cumhuriyet Büro- su) - Alman ekonomısınde rüşvet ve benzen yolsuzluklann ardı arkası kesil- miyor. Volkswagen'deki skandalm ar- dından, Avrupa'nın en büyük cip üre- ticilerinden Infineon'da da rüşvet sap- tandı ve şirketin üst düzey yönetıcile- rinden Andreas von Zitzevvitz'in mo- torlu sporlarla ılgılı bir etkınlikte Isviç- reli BF Consultıng'den 259 bin Avro rüşvet aldığı ortaya çıktı. Geçen yıl gö- revinden aynlan bir başka Infineon yö- neticisi Harald Ebbers hakkında da yolsuzluk, vergi kaçırma, şirketin aley- hine zenginleşme gibi suçlamalarla soruşturma açıldı. \\ I VMMS+ k \ M I * \ M \ ^ \K I \ \\1ISI 1. Kampanya. Turkıve de v.a$a>an ve 18 yaşını doidurmuş, lum Avea haııı sahıplerinc açıktır. AVEA lletiiim Hızmetlen A Ş O'Avea"). Avea satı$ noktalan çalıjanlan \c bunlann bınncı derece akrabaJan yanşmaya katılamazlar Katılıp odül kazandıkları takdırde ise bu haktan yararlanamazlar - "AveaMMS+" adıtvdakı kampanyada 21-31 Temmuz tanhlerı arasmdaAveaMMS+servtsıyle, dığer A\ea abonelerme >a da e maıl adreslenne en çok MMS gonderen 10 kışı hedıye kazanacakur 2. Kazananlann Belırlenmesı. Her av Avea sıstcmınde yer alan daıalar doğrultusunda servısı en çok kullanmtş ilk 10 kışı belırlenecektır. Kazananlar behrlenırken. sadece utretlendınlmış MMS gondenmlerı değerlendırilecektir 3. Kampanva. 21 07 2005 tanhınde başlayacak. 31 07 2005 tanhı ıtıbanyle sona erecektır. 4. Odul. Kampanva sonunda ı^bu >artnamede belırtılen şekıldc »ervısı en çok kulianan vc odüle hak kazanan ilk 10 kışı belirlenır 21-31 Temmuz tanhleri arasında alınan kullanım rakamlarına gore 10 (on) ki}i Fl Turkıye yarışı ıçın bılet kazanacaktır 5. Odul kazanan faturalı hat abonelerıne odüllen ancak abonenin abonelik sozleşmesinde beiırtılen yukıımluluklennı tam olarak yenne gelumesı halınde venlır Odul kazanan faturalı hat abonesı. kampanya süresını kapsayan tatura donemıne veAeya donemlenne aıt borcunu odedığı anda ödüle hak kazanır Faturanın son ödeme gundnde odemesını yapmavan abonenin odul hakkı ıptal edılır. odül belırlenen ilk sıradakı yedek aboneye devredılır Eğer bir sonrakı abone de faturalı ise yukarıda belırtılen şartlar geçerlıdır Buna ek olarak Avea. kampanya suresince faturalı abonelerden. fatura borcuna mahsuben on oderrve talep edebılır Kampanya süresını kapsayan fatura donemı ve/veya donemlcnne aıt tatura. kazanan abonelenn belırlendığı ttinhde basılmamış olduğu durumlarda Avea muşıenlerden ilgılı farurasından mahsup edilmek uzere on bdeme talep edebılır Ön odeme talep edılmesı halınde. belırtilen sure içınde odemeMnı yapmayan abone, odul hakkmı kaybeder 6. Odul kazanan faturasız hat sahıbı Av ea abonelcnne odülleri ancak Abonelik Sozleşmesı'nde belırtılen tum hak ve yukumluluklerım tam olarak yenne geıırmesı ve hattın kotuye kullanımınm tespit edılmemesı halınde venlır Bu şartlan yenne getırmedıgı tespit edildiğınde abonenin odul hakkı ıptal edilır ve odul belırlenen ilk •»ıradâkı yedek aboneye devred\Ur 7.5 ve 6 maddelerde belırtılen jartlar bu madde hükümiennı yenne getırmemelen sebebıyle odul hakkı ıptal edılen abone yenne odui dlmaya hak kazanan yedek aboneler ıçın de uyguianır 8. Kampanya sonucundaodul kazananlar 10AğuM£K>2005tanhı ıtıbanyle www.avea.com.trvveb sıtesinde yayınlanacaktır 9. Kampanya kapsamında, AveaMMS+ ılc her MMS gondenmı 3 SMS ucreti (faturalı aboneler ıçın KDV dahıl'oiV harıç 0 36 YTL / 360.000.-TL. faturası/ aboneler ıçın 6 kontor) ıle ucretlendırılır 10. Avea. Servıs'in kullanımı sırasmda oluşabılecck teknik aksaklıklardan dolayı sorumlu değıldır. 11. Kampanyaya katılanlar Avea'nın kampanya şartnamesinde tesıs ettığı kuralları şımdıden kabul ederler 12. Işbu şartname, "AveaMMS+ Kampanyası Içın Duzenlenmış Şdrtname" olup başka bır yarışma. çekılış, promosyon, ıkramiye ya da kampanya ıçın kullamlamaz 13. Kampanya. Mılli Piyango [daresı'nce düzenlenen yan^ma. çekılış. ıkramiye ya da kampanyalar kapsamı dışındadır Telekom'un satışı başta îstanbul, Ankara ve Izmir olmak üzere tüm yurtta protesto edildi ^Vatan'ı satbrmayacagız • Türkiye genelinde 57 bin Türk Telekom çahşanı iş bırakarak kurumun özelleştirilmesini protesto ederken pek çok ilde kitlesel açıklamalar yapıldı. Ekonomi Servisi - Özelleştırme süreci de\am eden ancak Arap ser- mayelı Oger Telekom'un aldığına kesin gözüyle bakılan Türk Tele- kom'un satışı dün çahşanlann iş bı- rakma eylemiyle protesto edildi. Başta îstanbul, Ankara ve Izmir ol- mak üzere tüm ülkede yürüyüşler ve toplantılar yapıldı. 57 bin çalışa- nın iş buaktığı eylemler, PETKİM ve TUPRAŞ çahşanlannın yanı sı- ra pek çok işçi sendikası tarafından da desteklendi. Iş bırakma eylemi nedeniyle Me- cidiyeköy'de toplanan yaklaşık 2 bin Telekom çahşanı, ellerindeki pankart ve dövızlerle başta "Tde- kom vatandır saülamaz" olmak üzere çeşitli sloganlar eşliğinde Bü- yükdere Caddesi Türk Telekom îs- tanbul Bölge Müdürlüğü binası önüne kadar yürüdü. Burada grup adına basın açıklaması yapan Tür- kiye Haber-Iş Sendikası Îstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Levent Doku- yucu, Telekom'un satışına karşı iş- çi, memur ve halkla birlikte müca- dele edeceklerini söyledi. Türk Te- lekom'un özelleştirilmesini protes- to etmek amacıyla Şanlıurfa, Yoz- gat, Bartın ve Düzce'de işçiler sem- bolik iş bırakma eylemi yaparken Ankara, Izmır, Adana ve Van'da kit- lesel yürüyüşler yapıldı. "Ankara SendikaŞubeleriPkrtfonnu'' üyele- ri de Türk Telekom'un özelleştiril- mek istenmesıni protesto etti. HALKURJN KARDESLfGI HASER-SEN9NOLUSU8E İESTIRMEYE YıDarthr özeüeştirmeye karşı mücadele eden PETKtVİ ve TÜPR4Ş ça- bşanlan, kunımlannın özelleştirilmesine karşı çıkan Türk Tdekom iş- çUerine destek verdi Aliağa'daki PETKtVl ve TÛPRAŞ fabrikalannın önünde toplanan işçiler, bir saat geç işbaşı yapü. Gece vanUyasındaki işçiler de İznıir'deki ejleme katldl Ozeüeştirmeyi protesto ve Türk Te- lekom işçilerine destek eyleminde konuşan Petrol-lş Aliağa Şube Baş- kanı tbrahim Doğangül. Türk-lş'i özelleştinneye karşı yelerince karşı çıkmamakla eieştirdi Doğangül, Telekom'un zaten satüdığı yönünde- ki görüşlerin dikkate ahnmaması ve hukuksal mücadele verilmesi ge- rektigini kaydetti. (Fotoğraflar: UGUR DEMİR ve ŞAHAP AVCI) İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozfem.yuZak@cumhuriî«tcoıiLtr "Marka kent" pcoje- sini Türkiye'de ilk baş- latan Gaziantep oldu. Antep fıstıklı logosuyla bundan 2.5 yıl önce kentin sanayicileri ve sivil toplum kuruluşlannın birarayagelerekbaşlat- tıklan girişim bugün meyvelerini ver- meye başladı. 2002 yılı sonu itibanyla 138 olan yıllık marka tescil sayısı 2004 sonunda 1138'e yükseldı. Kentteki fir- malann marka yatınmlan 100 milyon dolara ulaştı. Gaziantep'in ardından ki- mi başka iller de "marka kent" olmak için kollan avadılar. Eskişehir ve Denız- li ilk ağızda sıralayabileceğim, projeler üreten kentler. Neden kentlerimiz markalaşma gay- reti içinde? Ekonomik gerçekler şüphesiz ilk sı- rada. Daha fazia yatınm çekmenin yol- lanndan biri farklılık yaratmak, marka olmak... Ancak sıralayabileceğimiz bir konu daha var Kent bilincınin giderek artması. Sanayıcisi, esnafı, yerel ve mahaili yöneticisi, ilgili sivil toplum ku- ruluşlan artık güçlerini birleştirme ve işbirliğiyieyeni açılımlaryaratmanın ka- çınılmaz olduğunu anlamaya başladı. Son dönemde markalaşma arayış- lan içine giren kentierden bin de Bolu. îstanbul ve Ankara arasında "geçiş şehri" olmanın daha ötesinde Bo- lu'nun farklı değerleri olduğu ve bun- lann ön plana geçirilmesı gerektiği sa- vunuluyor. Bugüne kadar Bolu'yu Bo- lu yapan tek bir ısim vardı: Ünlü hayır- sever işadamı Izzet Baysal. Üniversi- tesinden tutun ılköğretim okullanna, yurtlara, hastane ve sağlık ocaklanna kadar kentin gereksınimlerini karşıla- yan Baykal, Bolulular için büyük bir şans olmanın ötesinde kente damga- sını vurmuşbirisimdi. Şimdilerdeyse iki Bolu gönüllüsü Bolu'dan Marka Kent Yaratmak kentin markalaşrnası için kollan sıva- mış durumda. Ikisi de Bolu kökenli de^ ğil. Biri Türkiye Giyım Sanayıcilen eski başkanı kimliği ile tanıdığımız Umut Oran. Birkaç aydan beri Bolu Sanayi veTicaret Odası meclis başkanlığı gö- revini yürütüyor. Kente faaliyet göste- ren ve 500 kişiye ıstihdam sağlayan bir tekstil fabrikası var. Bir diğer gönüllü kentin valisi Ali Serindağ. Vali Sen'n- dağ, Kırtdarelı'nden bır yıl önce atan- mış Bolu'ya. Dinamik, atak, görevyap- tığı kentin kalkınması için projeler üre- ten, taraflan bir araya getirici özellikle- re sahip bir vali, Serindağ. Son yıllar- da tanıma fırsatı bulduğumuz Mardin ve Aksaray illerinin valıleri gibi bu ma- kamın giderek değışen çehresini yan- srtıyor. Hem Oran hem de Serindağ ile yak- laşık iki hafta önce Bolu'da bir araya geldik. "Markalaşma" projelerinı uzun uzun anlattılar.. Oran, Bolu'nun turizm potansiyelinin harekete geçirilmesi ge- rektiğini savunuyor. Abant Gölü ve Kartalkaya şüphesiz kentin en tanınan tunzm alanı. Yedigöller ve Gölcük ise hâlâ bakir. Bolu'da harekete geçirilme- yi bekleyen bir diğer dinamik de termal potansıyeli. Ağustos ayında Bolu'da bir "turizm zirvesi" düzenlenerek be- yin fırtınası yapılması planlanıyor. _ Yerel turizmcilerin yanı sıra Vural Öger, Cem Kınay gibi yurtdışında önemli başanlara ımza ateln turizmcj- ler, Şirince'yi marka yapan Sevan Ni- şancıyan, Türkiye'nın birçok bölge- sinde kent dokusunun korunması ko- nusunda önemli çalışmalar yapan Prof. Dr. Metin Sözen de davet edile- cekler arasında. Sohbet sırasmda söz, kentlerin çirkin mimarilerine geJiyor. Bolu da ne yazık ki çirkin ve çarpık ya- pılaşmadan nasibini almış bir kent. Ta- bıi bu Türkiye'nin birçok kentinin soru- nu olduğu için şu aşamada yapılabile- cek fazla bir şey bulunmuyor. Bolu'nun sanayi ve tanm potansi- yeli de göz ardı edilmemesi gereken unsurlar. Zaten kentin ekonomi göster- geleri de bunu doğruluyor. Yılda 4 bin ddann üzerindeki milli geliri ile Türki- ye'nin en kalkınmış 4. ıli. Beyaz et üre- timinin dörtte biri Bolu'dan elde edili- yor. Iflas ederek tüm Mudurnu ilçesini derinden etkileyen Mudumu Tavukçu- luk, yeni sahibi ılhan Çet'nkaya ile ye- niden ayaklan üzerinde durmaya çalı- şıyor. Beypiliç, Erpilıç kentin diğer önemli kanatlı hayvan üreticilerinden. 6 yıl önce özelleştirme kapsamında Sümerbank'aaitGentaşşırketini satın alan Ahmet Kahraman fabrikayı Av- rupa'nın en büyük suntalon ve lami- nant fabrikasına dönüştürmüş. Arçe- lik'in Fransa'da satın aldığı Ardem pi- şirici ünitesi de burada kurulu. Kent sanayiinden bahsederken Bolu Çi- mento Fabrikası'nı da es geçmemek lazım. Vali Serindağ, projelerinden bırinin bölgede organik tanmı özendirmek ol- duğunu vurguluyor. Bolu dünyaca ünlü aşçılar yetiştir- mesiyle de tanınan bir kent. Ciddi bir yemek kültürüne sahip. Buna bir de yayla turizmini ekleyin. Sonuçta bizim de gözlediğimız kadanyla Bolu'nun "marka kent" olmak için haklı neden- len var. Ehh, işin gönüllüleri de hazır. Şimdi iş kaldı, var olan dinamikleri ha- rekete geçirmeye... FD3OT-16 Dizel Komatsu TEf 0210 340 74 44-45 EKONOMİ POLTIIK ERİNÇ YELDAN Avrupa Birfgi ve Istlcrar ve Büyüme SözteşmesTnin CMeceği Journal of Policy Modeling dergisi Haziran 2005 ta- rihli sayısını (Cilt 27), "Avro, Dolar ve Uluslararası Pa- ra Sistemi" başlıklı bir özel dosyaya ayırmış. Fordham Üniversitesi'nden Dominick Salvatore tarafından derienen ve Kenneth Rogoff, Barry Eichengreen, Martin Feldstein, Michael Mussa ve Ronald McKinnon gibi uzman iktisatçıların görüşlerini pay- laşan bu özel sayıdaki yazılann, uluslararası iktisat ve Avrupa Birliği ekonomileri ile ilgilenen tüm sosyal bi- limciierin ilgisini çekeceğıni düşünüyorum. Ben de bu ve önümüzdeki haftakı yazılanmı bu konulara ayırmak arzusundayım. Avro, 1.17 ABD Dolan karşılığı değeri ile Ocak 1999'dayaratılmış veAvro'nun uluslararası piyasalar- daki değerinin korunması ve AB ülkelerinde fıyat is- tikrarının sağlanması görevleri ise doğrudan doğruya Avrupa Merkez Bankası'na (AMB'ye) verilmiş idi. ön- celeri sürekli değer yitiren Avro (Ekim 2002 değeri 0.80 Dolar), 2003 başından bu yana değerlenmeye başladı ve 2004 Aralık ayında 1.30 Dolar değerine ulaştı. Döviz kurundaki hızlı değertenme AMB'nin sı- kı para politikaları ile birleşince, AB'de bir yandan ih- racatı caydınrken bir yandan da ekonomik durgunlu- ğun yaygınlaşmasına ve işsizliğin artmasına yol açtı. Bu sonınlara ilaveten başta Fransa, Almanya ve Yu- nanistan olmak üzere Avrupa Para Birtiği'ne bağlı 12 ülkeden beşınde bütçe açıkları yüzde 3 düzeyinin üs- tüne çıktı. Bu durum karşısında AB'nin ekonomik ana- yasası olarak kabul edilen Istikrar ve Büyüme Söz- leşmesi'nin (İBS'nin) -Maasthcht kriterieri diye de anı- lan- temel öğeleri sorgulanmaya başlandı. • • • Istikrar ve Büyüme Sözleşmesi'ndeki temel soru- nun, "para politikalannın" AMB'nin direkt sorumlu- luğu ve merkezi otoritesi altında uygulanırken "mali- ye politikalannın" tek tek üye ülkelerin kendi bağım- sız maliye otoriteleri tarafından sürdürülmesi olduğu sıkça dile getırılmektedir. Avrupa Merkez Bankası'nın merkezi otoritesince belirlenen sıkı para politikası he- deflerinin, üye ülkelerin tekil maliye otoriteleri tarafın- dan belirienen maliye politikaları ile zaman zaman ça- tışma göstermesi son altı yılda sıklıkla karşılaşılan bir durum olagelmiştir. Oysa, para ve maliye politikalan- nın bütünlük göstermesi ve birbiriyle tutariı olması her ekonomi için kaçınılmaz bir zorunluluktur. Nitekim, Maastricht kriterieri AB ekonomilerinde söz konusu tutartılığı sağlamak ve AMB tarafından merkezden idare edilen para politikalan ile tek tek üye ülkelerin maliye otoriteleri tarafından bağımsız olarak belirte- nen maliye politikalan arasında eşgüdüm sağlamak maksadıyla kurgulanmış idi. Buna göre, üye ülkeler- de bütçe açığı her yıl yüzde 3'ü, borç stokunun milli gelire oranı da yüzde 6O'ı geçemez idi. Ancak İBS'nin altı senelik uygulama deneyimi, söz konusu eşgüdümün idari karariar ve siyasi yaptınm- lar ile sağlanamadığı yönündedir. Yaşamsal kamu hiz- metlerini sürdürmekte zorlanan ve yüksek işsizlik ya- şayan Avnjpa'da kamu maliyesinin böylesi bir baskı altında tutulmasının iktisadi ve sosyal gerekçelerinin anlamını hızla yitirmektedir. Nitekim, İBS'nin Maastricht çerçevesinde kalınarak sürdürülemeyeceği gerçeği Ekonomik Komisyon'un Mart 2005 toplantısında da kabul görmüş gözükmek- tedir. Komisyon, bu toplantıda Maastricht'in "gele- neksel" göstergelerinin (yüzde 3 bütçe açığı ve yüz- de 60 borç-oranı) sürdürülmesini karariaştırmış, an- cak bu göstergelerin yorumlanmasına ilişkin yeni kıs- taslar geliştirmiştir. Buna göre, her üye ülkenin uymak- la yükümlü tutulduğu yüzde 3'lük bütçe açığı sının her yıl için değil, beşer yıllık dilimler halinde uygulanacak- tır. Dolayısıyla eğer bir üye ülke, herhangi bır yıl, milli gelirine oran olarak yüzde 3'ten daha fazla bütçe açı- ğı verir ise bu açığı düzeltmek için önünde beş yıllık bir süre tanınacaktır. Ikinci olarak Komisyon bundan böyle "maliye harcama" kalemlerini yeniden tanım- lamakta ve üye ülkelerin "Avrupa Birliği'ni güçlendir- mek ve Avrupa'da rekabeti arttırmak" üzere yaptık- lan (sağlık, eğitim, sosyal altyapı gibi) harcamalannı, bütçe açığında söz konusu yüzde 3 üst sınınna ait har- camalar içinde değertendirmeyecektir. Dolayısıyla, üye ülkelerde artık "birliği güçlendirmek" ve "reka- beti genişletmek" üzerine yapılan tüm harcamalann sınıriamalan fıili olarak kaldınlmış durumdadır. Mart 20O5'te AB Para Birliği'ndeki üye ülkelere ta- nınan bu mali özgüriüklerin "Maastricht kriterierinde belirlenen Istikrar ve Büyüme Sözleşmesî'nin temel iktisadi dayanaklarını yeniden tanımladığı açıktır. Bu dönüşümün AB üyesi ülkelerin iktisadi siyasasını na- sıl etkileyeceği konusu söz konusu ülkelerin kendi iç sorunudur. Bizim açımızdan ise sorulması ve üzerine düşünülmesi gereken soru şudur: "AB kurumsal ça- pası altında koşullandınlmış bulunan Türi<iye maliye otoritesinin, faiz dışı dengesinde milli gelire oran ola- rakyüzde 6.5 düzeyinde fazla vermesi gerektiği hak- kındaki rasgele hedef, ne zaman bir dogmatik inanç olmaktan çıkartılacak ve Türk akademik kamuoyun- da ne zaman tartışmaya açılacaktır?" Avrupa Birliği ülkeleri kendi aralannda para ye ma- liye politikası hedeflerini günün koşullanna göre es- nek olarak tartışmaya açmış iken, Türkiye bürokrasi- sinin söz konusu hedefleri bir fetiş haline getirerek 2007 (ve sonrasına) kendi kendini koşullandırması ne derecede doğrudur? Birada üçüncü dünya devi • BOGOTA/LONDRA (AA) - Belçikalı Inbev ve ABD'li Anheuser-Busch'ın ardından dünyanın üçüncü büyük bira üreticisi SABMiller, Kolombiyah rakıbı Bavaria'yı satın alacağını açıkladı. Bavaria hisselerini devraknak için 4.8 milyar dolar ödeyeceğini bildiren Güney Afrika ve Ingiltere ortaklığındaki SABMiller, üstleneceği borç ve diğer azınlık hisseleri nedeniyle birleşmenın malıyetinin yaklaşık 7.8 milyar dolar olacağını duyurdu. SABMiller'de birleşmeyle 2010'dan itibaren yıllık 120 milyon dolar tasarruf sağlanacak. Birleşme sonrası yıllık üretim kapasitesi 17.5 milyar litreye, satış hacmı de 12.5 milyar dolara yükselecek. Brezilyalı Ambev, geçen yıl dünya hderi Inbev tarafından satın alınmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle