Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
ARADABHİ/
Dr. MEHMET MURAT tLDAN
Tiyatro
Yasakları Üzerine...
Yazıma önce birkaç haber alıntısıyla başlamak isti-
yorum: 1) Muş'un Malazgirt ilçesinde, "Inancı istismar
ettiği, müstehcen olduğu ve bölge insanını rencide et-
tiği" gerekçeleriyle Aziz Nesin'in "Yobaz" adlı tiyatro
oyunu yasaklandı. 2) Şarap tannsı Dionysos ile şair Can
Yücel'in konu edildiöi "Babalar" adlı tiyatro oyunu Ti-
re Kaymakamı'nca "Izleyenlerarasında görüş aynlığı-
na yol açabileceği" gerekçesiyle yasaklandı. 3) Bur-
sa'da ilköğretim okulu öğrencileri Yaşar Kemal'in Te-
neke" oyununu oynamak istedi. Ancak oyun metni sa-
kıncalı bulundu. 4) Bitlis'te pansiyonlu ilköğretim böl-
ge okulunda sahnelenmek istenen Aziz Nesin'in "Bi-
zim Memlekette Eşek Yok mu" adlı oyununa kayma-
kamlık tarafından izin verilmediği iddia edildi.
Bu örnekleri daha onlarca çoğaltabiliriz; bunlann faz-
lasını okumak insana sadece sıkıntı verir ve gereksiz-
dir. Temel saptama şudur: Ülkemizde (ve tabii başka
bazı ülkelerde de) oyunlar çok çeşitli nedenlerden san-
sürfenmekte ya da yasaklanmaktadır. Olaya farklı bir
açıdan bakarsak, bu yasaklamalar esasen tiyatronun
gücünü göstermektedir. Tiyatronun toplumu etkileme
gücü olduğuna inanıldığı, onun gücünden korkulduğu
için bu yasaklar konulmaktadır. Hiç kimse çıkıp da
"Gölgeye" yasak koymaz, çünkü "Gölgenin" bir gü-
cü, bir etkisi, bir şeyleri değiştirebilecek bir yapısı yok-
tur; gölge, birhiçtir...
Türkiye'deki tiyatro yasaklannda öncelikle büyük bir
çelişki var. Bir oyun, örnegin Istanbul'da veAnkara'da
serbestçe oynanıyor, ancak ülkenin başka bir yerine
gidiyor, oradayasaklanıyor! Işte böyle "federaldevlet"
görüntüsü veren tuhaf bir yaklaşım var. Oysa Türkiye
kantonlardan oluşmuyor! Yani yasak olayı kendi için-
de dahi tutarlı olmayan, çok keyfi ve sübjektif bir yak-
laşımdır.
Yasaklama gerekçelerinin çoğu safsatadır. örnegin
bir oyunu "müstehcen" diye yasaklamak abesle işti-
galdir; sanata çarşaf giydirmeye çalışmak gibi bir şey-
dir bu. Bir oyunu, "inancı rencide eüiği" gerekçesiyle
yasaklamak da yanlıştır. Tiyatro, özü itibanyta eleştirel
bir mekanizmadır. Tiyatro uslu çocuk değildir; o hay-
laz, o yaramaz, o gözü pek çocuktur. Tiyatro, kutsal ki-
taplara, cennete, meleklere ve öteki dinsel kavramla-
ra bir dindann bakışıyla yaklaşmak zorunda değildir, on-
ları hakaret alanına girmeden eleştirebilir; dinsel ritüel-
lerie ilgili eleştiri, değerlendirme yapabilir, kutsal konu-
larda bile özgürce espriler üretebilir; tiyatronun, sana-
tın doğası bunu gerektirir.
Sendika Seçme Özgürlüğü
Dünyanın iki ayrı yöresinden işçi örgütlerinin ve işçilerin, çalışanlann sendika
seçme özgürlüğüne hükümetlerin müdahalesine karşı tutumlannın örtüşmesi çok
ilginç ama yeni değil.
Yard. Doç. Dr. Engin UNSAL
I
Temumz 2005 tarihli Cumhuriyet gaze-
tesinde birbirinden binJerce kilometre
uzakta iki ülkeden birbiri ile örtüşen iki
haber vardı. Ga2etedeki resimaltrnda
Avustralya'nın Melbournekentınde yüz
bin işçi hükümetin işçi haklan konusunda ge-
tirdiği yeni düzenlemeleri protesto için sokak-
lara döküldüğünü yazıyor ve işçiler, "İşçi hak-
Ianna yapıian saJdınlan durdurun" diyen pan-
kartlar taşıyorlardı. Öte yandan Türkiye 'nin
önemli bir işçi kuruluşu olan DlSK. gazetelere
verdiği tam sayfa ilarda. "Bu hukuksuzhığu dur-
durun" başlığı altında 2004 yerel seçimlerinin
ardından AKP'li belediye başkanlannrn baskı,
tehdit ve zor yolu ile DlSK'e bağlı Genel-Iş
Sendikası üyesi belediye çahşanlaruıın Hak-Iş
Konfederasyonu'na bağlı Hizmet-îş Sendikasrna
üye yapma çabalanndan yakınıyordu.
Dünyanın iki ayn yöresinden işçi örgütlerinin
ve işçilerin, çalışanlann sendika seçme özgür-
lüğüne hükümetlerin müdahalesine karşı tutum-
lannın örtüşmesi çok ilginç ama yeni değil. Sen-
dikacılıgın tarihi boyunca sendika özgürlüğüne
siyasilerin müdahalesi hep yaşandj ve bundan
sonra da başka nedenlerle de daha çok yaşana-
cak.
Avustralya ve Türkiye, Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) üyesidir ve bu örgütün kabul et-
tiği 87 sayıh Sendika Özgürlüğüne ve Örgütien-
me HakJana tfişldn Sözteşme'yi her iki ülke de
onaylamıştır. (Türkiye bu sözleşmeyi 1993 ta-
rihinde onaylamış ve R.G.'de 25.2.1993 tarihin-
de yayımlamıştır.) Anayasamızın 90. madde-
sinde 5170 sayılı yasa ile yapüan değişiklikle ulus-
lararası anlaşmalarla ulusal yasalar aynı konu-
da farklı hükümleriçerirse uluslararası anlaşma-
nın hükümleri geçerli olacaktır. Gene anayasa-
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fak.Öğr. Üyesi
mızın 51. maddesi, çalışanlann sendikalara öz-
gürce üye olma, üyelikten çekilme haklannı ka-
bul etmiş ve yeni Ceza Yasası, 118. maddesin-
de bu haİdan kullanılmasını zor kullanarak en-
gelleyenler için iki yıla kadar hapis cezası ön-
görmüştür. Tüm bu yasal güvencelere karşın
çahşanlann diledikleri sendikaya üye olma hak
ve Özgürlükleri aşağıdaki nedenlerle engellene-
cektir:
KüreseDeşme: Emperyalizmin mızrak başlı-
ğını yapan çokuluslu şirketler ucuz emek peşin-
dedir. Gidecekleri ülkede işçi haklannın en alt
düzeyde olması onlariçin çekim nedenidir. Da-
ha çok kâr etmek için önce işçinin sendikasız-
laşnnlmasını isteyeceklerdir ve bunda da başa-
nlı olmaktadırlar.
ÖzeDeştirmeter: Tüm dünyada olduğu gibi
devletin sahip olduğu üretim araçlan bizde de
hızla kişi ve kunımlara satılmakta, satın alanlar
ya tesisleri kapanp taşınmaz ve makineleri sa-
tarak büyük kâr elde etmekte ya da sendikasız
işçi çalıştırmayı yeğlemektedir.
Siyasal etktfeşbn: Örgütlü halk siyasal ikti-
darlann en büyük korkusudur. Onlann sergile-
dikleri tutum tüm kamuoyunu etkileyecek güç-
tedir. Bu nedenle bu gücü denetleyebilecek bir
konumda olmaya özen gösterirler. Iktidarda hız-
la gücü aşınan AKP, önündeki en önemli top-
lumsal muhalefet adayı işçi sendikalannı dene-
tim altına alma girişimindedir. Bu girişim ileri-
de daha da belirginleşecektir.
1960'h yülarda Genel-lş Sendikası'nın Istan-
bul bölge temsilciliğini uzun yıllar yapmış, si-
yasal iktidarlann özellikle belediye çalışanlan-
na yöneltrikleri baskılara yakından tanık olmuş
biri olarak DlSK'in yakınmasında ne kadarhak-
lı olduğunu biliyorum. AKP yanlış üstüne yan-
lış yapmaktadır. Ekonomiyi IMF'nin insafsız is-
temlerine göre yönetmektedir. Siyasal Islamın
gerçekleştirilmesi ve kadrolaşması, ülkenin Ata-
türkilkelerinden sapnnlması ve laikliğin üstü-
ne şal örtülmesinde en büyük engel olarak gör-
düğü ordunun, bu cumhuriyeti Atatürk ile bir-
ükte ordunun kurduğu gerçeğini unutarak, cum-
huriyeti koruma ve kollama görevini karartmak
içinAB 'nin tüm önerilerine gözü kapalı evet de-
mektedir. Bunlan gerçekleştirmek için örgütlü
halkın ve özellikle işçi sendikalannın direncini
kırmak, sendikalan siyaseten kendi yanına çek-
mek, işçilerin kendisini destekleyen sendika ve
konfederasyonda örgütlenmesini sağlamak AKP
için çok önemlidir. AKP 2007 seçimlerine ka-
dar bunu yapmak hevesindedir.
Türkiye AKP yönetiminde hızla laik, demok-
ratik cumhuriyet çizgisinden uzaklaşmaktadır.
DlSK, AKP'nin amacına işçi sendikalannı ken-
di denetimine alarak yürümek isteğinin ayırdı-
na varmıştır ama bunu engellemeye gücü yet-
meyecektir, çünkü işçinin üretimden doğan gü-
cü sendika ve konfederasyon çokluğu nedeni ile
paramparçadır. Aralannda uyum yoktur. Işçiler
ve sendikalar arasında bu uyumu sağlayabile-
cek CHP anlaşılmaz bir biçimde işçi sendika-
lanndan (ve sivil toplum örgütlerinden) uzak
durmaktadır. Yapılacak şey işçi sendikalannın
bu parçalı görünümden kurtarüması ve tek ça-
tı altında işçinin gücünün birleştirilmesidir.
Hiflerikndaryürüyüşundetoplumungüç nok-
talannı tek tek ele geçirirken kimse sesini çıkar-
madı ve sonunda sesini çıkaracak kimse kalma-
dı. Eğer sendikalar da siyasal Islamın torbasına
girmek istemiyorlarsa bir an önce işçileri tek ve
güçlü bir örgütün çaüsı altında toplamalıdırlar.
Tek çatı altında toplanmış ve güçlenmiş sendi-
kalann solda siyaset yapan partileri birleştir-
mesi Türk soluna iktidar yolunu da açabilecek
tek çözümdür. Türk sendikalan DÎSK'in yakrn-
masından ders almalı ve kendilerinin, çalışan-
lann ve toplumun güvenli geleceği için siyasi
tarihimizde büyük yankı yapabilecek bu sorum-
luluğun gereğini yapmalıdirlar.
Olaylan Görün Iktidardakiler...
ÇACIN MOTEL
felsefe devam ediyor...
en temız denızı, her oğün balığı.
kalabaiıktardan ve kabalıklardan uzak sessiz tatili
özlediyseniz...
1 kişi TP. 45 YTL
ASSOS Bektaş Köyü Sivrice mevkii
Tel: (0 286) 723 44 60 / (0 286) 723 44 61
Av. Burhaneddin AKDAGEski CHP Sakana Mılletvehli
G
ünlerdirgörselba-
sın, televizyonlar-
daki şempanzeler,
görme, işitme, algılama
özürlü kişiler, Türk hal-
kının, 2500 dolar olan ge-
lirinin 15.000 dolara çıka-
cağım, 2 milyon işçinin ya-
nına kara lahana rurşusu-
nu, tarhanasını ve bulguru-
nu alarak aş ve iş bulacağı
şeklinde kandırmakta ve
Türkiye'nin ekonomik is-
rikrara kavuşacağıru ve Av-
rupa'dan milyarlarca dolar
yatınm alacağını duyur-
maktadırlar. Halbuki bu Av-
rupa Birligi hiçbir zaman
Kızılay yardım deraegi de-
ğildirve olmamıştır. Bu Av-
nıpa Birliği Topluluğu ken-
di aralanna aldıklan devlet-
lerin donlanna kadar al-
maktan zevk duyan bir top-
luluktur. Bu A\Tupa Birli-
ği'nin daha ne anayasası
var ne de hükmi bir sıfat
kazanmıştır. Bu topluluk
eskiden hakikaten bir or-
tak pazar, Ekonomik Av-
rupa Birliği Topluluğu ola-
rak adlandınlmaktaydı. O
Avrupa Topluluğu ki Güney
Kıbns'ı bir günde şak diye
koşulsuz olarak kendi bün-
yesine ahruş, fakat Türki-
ISTEK
İSTEK VAKFI
ACIBADEM - ATANUR OĞUZ- BELDE
BİLGE KAĞAN - KEMAL ATATÜRK - KAŞGARU MAHMUT
SEMİHAŞAKİR - ULUĞBEY
OKULLARINA
YURT ÇAPINDA %100 EĞİTİM BURSLU
ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.
144ü FEN LİSELERİMİZE,
208 i YABANCI DİLLE ÖĞRETİM YAPAN ANADOLU STATÜSÜNDEKİ
LİSELERİMİZE OLMAK ÜZERE
YATILI, GÜNDÜZLÜ, KIZ VE ERKEK TOPLAM 352 ÖĞRENCİYE
%100 EĞİTİM BURSU
ARANAN KOŞULLAR:
1. OKS Sınavında 307 v e üzeri puan almalan,
2. Fen Lisesi için Fen Lisesi tercihinin yapılması,
3. Özel okullar sınavında ilk 1000 arasına girmeleri,
4. Başvuranların 1990 doğumlu ve daha küçük olmaları,
NOT: Başvurular arasında başarı sırasına göre seçim yapılacaktır.
ACIBADEM 0216 325 30 75 - 325 30 96 acibadem@istek.org.tr
ATANUR OĞUZ 0212 211 34 60 - 61 atanuroguz@istek.org.tr
BELDE 0216 495 96 23 - 24 belde@istek.org.tr
BİLGE KAĞAN 0212 663 29 71 - 73 bilgekagan@istek.org.tr
KAŞGARLI MAHMUT 0212 594 26 11 - 12 kasgarlimahmut@istek.org.tr
KEMAL ATATÜRK 0212 262 42 57 - 262 75 75 kemalataturk@istek.org.tr
SEMİHA ŞAKİR 0216 356 90 92 - 360 12 18 semihasakir@istek.org.tr
ULUĞBEY 0216 488 13 08 ulugbey@istek.org.tr
GENEL MÜDÜRLÜK 0216 326 34 15 istek@istek.org.tr
ye ile yaptığı görüşmeler-
de çirkin yüzlerini ve kötü
emellerini bir kez daha or-
taya dökmüştür. Bu toplu-
luğun, her bir üyesi dün Is-
tanbul, îzmir, Hatay gibi
Türkiye topraklannı işgal
eden, doğuda Enneni ve
Kürt devletini kurmak iste-
yen ve Sevr Antlaşması'nın
fıkir babası olan emperya-
üst düşmanlanmızdır. Bu
topluluğun bütün insanla-
n Türkiye'nin başkenti An-
kara'ya hiç uğramadan hep-
si cız tutmuş inekler gibi
Diyarbakjr'a koşmuşlardır.
Partinin dizinin dibinden
aynhnayan ve sadece azın-
hk haklan peşinde koşturan
bu şahıslann niyetlerini an-
lamamak, gerçek amaçla-
nnı görmezliğe gelmek akıl
dışıdır. Dün Türk ordusu-
nun gücüyle Saddam'ın
elinden kurtulan Türk pa-
saportlan ve Türk silahlı
gücü ile ayakta duran Bar-
zani ve Talabani, Ameri-
ka'nm elinde uşak olmuş,
Türk şoıorlerinin ve polis-
lerinin kanına giren gerçek
birer düşman olmuşlardır.
Dün kol kola gezip kardeş
ilan ettiğiniz ve kızınızm
düğününe özel uçakla ge-
len Bertusconi 100.000 ki-
şi ile kendi memleketinde
Türk halkının Avrupa Bir-
liği'ne girmesini protesto
etmiştir. Berlusconi son de-
meçlerinde ağzından bak-
layı çıkarmışnr. Avrupalı-
ların çıplak deniz kızı hey-
kelini kara çarşafla örtme-
si Türkiye'ye ve Türk ka-
dınlanna bir mesajdır.
Politikaya atıldığınız ilk
günden beri cami kubbele-
rini miğfer, minarelerini
süngü yaparak işe koyul-
dunuz. Şimdi de "halkın
dualannı arkanıza alıp ka-
ûk\aparakgec£gündüzça-
hşü^nızı'' söylüyorsunuz.
Halkın dini duygulannı sö-
mürmeye devam ediyorsu-
nuz. Kıbns'ta RaufDenk-
taş'ı devreden çıkaran, Kıb-
ns Türk halkına evetdedir-
teo sLdersiniz. Bu evet so-
nucunda Kıbns Türk halkı-
na ve Türk milletine ne ka-
zandırdığmızı açıklamanız
gerekmektedir. Ayda 6 mil-
yar TL almanıza karşın
"Ben ticaret yapmazsam
geçinemem" diyen sizsiniz.
Ülkerve Kola Turkabaşba-
yiliği aldığınızdan beri ge-
çinebiliyor musunuz? Her
türlü imkâmmz oknasına
karşın, çocuklanruzı neden
Ramsey şirketinin sahibinin
okuttuğunu açıklamanız ge-
rekmektedir. Ramsey şir-
ketinin bu işten çıkan ne
olmuştur? Yüzbinlerce me-
mur ve işçi emeklisinin so-
kaklardaki feryatlannı duy-
muyormusunuz? Bütün ca-
mileri politik çıkarlannıza
alet etriğinizin bir gösterge-
si olan ve her cuma nama-
zı çıkışı türban çığırtkanlı-
ğı yapan cici üniversiteli
kızlanruz şimdi neredeler?
Amerika Felluce'de, Mu-
sul'da, Kerkük'te yüzbin-
lerce Müslümam öldürüp
boğazlarken genç militan-
lannız hangi delikten bu
vahşeti seyrediyorlar, ne-
den hiç ses çıkarmıyorlar?..
Yoksa hepsi putperest mi
oldular?
Müslüman Fas Fran-
sa'nın sömürgesidir. Orada
açlık, sefalet ve gözyaşı diz
boyudur. Almanya iseken-
di işçisine bile iş olanağı
saglayamamaktadır. Bu ger-
çekler karşısında Avrupa
Birliği'ndenmedetummak
ve bu topluluğa bel bağla-
mak tam bir saflık ve hayal-
perestliktir.
Avrupa Birliği senaryo-
sunda Avrupa'nin samimi
olduğuna inanmıyorum.
Hele 15 yıl gibi ucu sonu
belli olmayan bir macera-
ya girmek, Türk ulusunun
onuru ile oynamaktan baş-
ka bir şey değildir. Aynca
Fransa gibi kolluk rejimi-
nin yüzde yüzüEnneni olan
bir halkın Türkiye'nin Av-
rupa Birliği'ne girmesine
evet demesini beklemekha-
yalciliktir. Almanya ve
Fransa'da okullarda türban
yasaklandığı halde, sizler
Türkiye Cumhuriyeti'nde
ve TBMM'de -kadınmah-
kûmlara kadın doktorlar
bakar" diye kanun çıkara-
rak erkek eh sıkmayarak ve
türbaruçarşan teşvikede-
rek mi Avrupa Birliği'ne
gireceksiniz?
Büyük Atatürkhiçbir za-
man dış devletlerin ayağı-
na gidip yalvarmamış, bü-
tün devlet başkanlan ken-
disine gehnişlerdir. Hatta
topraklanndagüneş batma-
yan Ingiltere Kralı 8. Ed-
ward'ı da Dolmabahçe Sa-
rayı'nda el çırparak oyna-
tan bir devlet adamıdır. A\-
rupa hayali 1839 yılında
Osmanlı sadrazamı Reşit
Paşa ile başlamıştır. Reşit
Paşa, Avrupa Toplulu-
ğu'nun katı Hıristiyan yü-
züne dayanamamış, "tsbm
ie küffar. küffarflelsbmteş-
riki mesai yapamaz" diye-
rekmasaya yumruğunu vu-
rarak buhmduğu yeri terk et-
miştir.
Sizler de Osmanh'nrn to-
runlan ve Atatürk çocukla-
n olarak artık olaylan gö-
rün, işitin, algılaymve yum-
ruğunuzu masaya \iu-arak
kalkmasım bilin.
PENCERE
Geçmişe Bakışta
Tirfillenme...
Şu tarih denen mereti neresinden tutacaksın?..
Avrupa'daki krallar saymakla bitmez, Doğu'nun
şahlan, padişahlan belleğin kütüğüne sığmaz, sa-
vaşlarla banşlann çetelesi ne kadar çabalasan tu-
tulamaz...
Tarih bir umman..
Insan bir damla..
Peki, neyapmalı?..
Çocuklanmıza tarihi belletirken ruh sağlıklannı
nasıl korumalı?..
•
Karatahtada tebeşirfe soldan sağa bir zaman çiz-
gisi çekerken bir noktada durmalı; dikey bir çen-
tik atmalı...
- Işte, demeli, bu tarihe dek dört ayak üstünde
yürüyen insan ilk kez iki ayak üstüne kalktı...
Insanlık tarihinin en önemli devrimi belki o gün
gerçekleşti; çünkü iki ayaklının elleri özgürieşti,
işaretleşmek olanağı dogdu?..
Sonra?..
Tarihin en etkileyici ikinci devrimi insanın ekıp biç-
mesini öğrenip göçerlikten kurtulmasıdır; yerleşik
düzene geçmeden uygarlığa nasıl adım atılabilir-
di?..
Tanm devriminden sanayi devrimine dek kral-
lar, padişahlar, savaşlar, kiliseler, havralar, cami-
lerie yaşanan süreci okullarda ögrencilere ezber-
letmek yerine, bu tarihin ortak püf noktalannı kü-
çüklere anlatmak daha akılcı olmaz mı?..
Tanm düzeninde, kaç bin yıl, toplumsal ve siya-
sal içerik akıl yerine inançla örgütlendi?..
•
Sanayi devrimi şunun şurasında kaç yüzyıl?..
İki!..
Insan Haklan Bildirisi'nin geçmişi de bu kadar...
1923'te Atatürk, Cumhuriyet devrimini gerçek-
leştirdiği zaman Anadolu'da yaşayan insanın kim-
liğinde "Osmanlı" yazıyordu...
Osmanlı'nın doğru dürüst tarihi yoktu..
Tarih bilimi de yoktu...
Islam tarihi üzerine tevatür, toplumda ve eğitim-
de ağır basıyordu..
Mustafa Kemal, Türkiye'yi kurtardıktan sonra
Türklerin tarihini de yazmak zorunda kaldı...
Günümüzde bu konuyla ilişkili aptallığın âlemi
bir kuşak önceki geçmişe bakışımızdaki geri ze-
kâlılıktan kaynaklanıyor...
Ülkemizde tarih tartışmalan bu nedenle siyasal
çatışmaların kuyusunda boğuluyor...
•
Tarih boyalara bulanmış gazetelerin dedikodu-
sal atışmalannda aydınlanacak değildir; üniversi-
te rektörünün evine durup dururken baskın düzen-
leyen bir Islamcı iktidann yönetiminde geçmişe pa-
dişahçılık özlemiyle bakılmasına da şaşılmaz!..
Atatürk yalnız ülkeyi düşman işgalinden kurtar-
makla kalmadı, yurttaşına dedi ki:
- Sen Osmanlı değilsin!..
- Neyim?..
-Türkyurttaşısın!..
Ancak kimliğinin bilincine erişen toplumda ta-
rihsel bakış bilimselleşebilir.
HERKESE BİR RENK DÜŞTV, MAVİGÖKOVAVA
TAMPANSİYON YARIM PANSİYON 00A+MHVALT1
HAZİRAN^YLÜL 35.0OO.0O0.-TL 30.000.000.-TL 20.000.000.-TL
TEMMUZ/AĞUSTOS «.0M.0O0.-TL 35.000.000.-TL 25.0W.0O0.-TL
0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKUR ÜCRETSİZ
7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 İNDİRİMLİ
YALI/ÖREN MİLAS MUĞLA
Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96
e-mail: aliatila// hotmail.com
ORA1AN DENİZ SESŞİZLİK
ODA KAHVALTI BİR KİŞİ 35 YTL
0380 6114436 www.mesenotel.com