19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 TEMMUZ 2005 CUMA 8 HABERLERlN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı PB PB PB PB PB PB A A 29 29 28 27 34 33 36 35 Sınop Zonguldak B 26 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas PB PB PB PB Y PB PB 29 27 28 33 30 34 31 PB 28 Adana B 35 A 34 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkân Van B A A A A A A 31 42 42 39 41 34 30 Y 29 QAç,k Parçalı bolutlu Yurdun kuzey ke- sımlerı parçalı ve çok bulutlu, Marmara, ıç Ege'nın kuzey ke- sımlerı, Iç Anado- lu'nun kuzeybatısı. Batı Karadenız'ın ıç kesımlen ıle Kars ve Zonguldak çevreleri az bulutlu veaçıkge- çecek. Hava sıcaklı- ğı yurdun ıç kesımle- rınde bıraz azalacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB Y Y PB PB B A A 25 26 23 28 25 28 29 28 Münıh B 29 Zürıh Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB A PB Y Y B Y 2fa 28 38 26 21 20 30 29 A 30 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflıs Kahıre PB A Y PB B Y PB A 27 38 15 34 30 31 29 35 A 38 Sıslı Bu utlu t ÇoK bulutlu •k Yağmurtu Kanı Sulu kar . Gok gurultülu GUNCELcÜÎNEYT ABCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Nedir temel sorun? Irak'ın kuzeyinde, Kandil dağlarında yerleşik, her türlü silaha sahip 5-6 bi- ne yakın adamıyla PKK! Dağdaki eşkıya ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra daha da palazlandı. Türkiye'nin dağdaki PKK'nin temizlenmesiyle ilgili her başvurusunu Amerika, "askeri imkânlannın kısıtlı olduğunu" öne sürerek geri çevirdi. ABD'nin tutumu açığa çıkınca dağdaki eşkıya, "Amerika, bize askeri saidında bulunamaz" deme- ye başladı. Gerçek de buydu. ABD'nin Irak'taki Kürt siya- seti PKK'yi bir çeşit himaye izlenimini veriyor ve... ... VVashington, uyguladığı siyasetteki sakatlığı görmezden geliyor; hiç ama hiç utanmadan, sı- kılmadan Türkiye'deki Amerikan karşıtlığına bir anlam veremediğini söyleyebiliyor. • • • Yakın geçmişten gelerek günümüzde noktala- nan durumun özeti bu ve artık açıkça yazılıyor söy- leniyor; Türk hükümeti ABD karşısında acz içinde. ABD'ye asker sıvıl kımi çözüm önerılerine yanıt ala- madıgı gıbı, Kuzey Irak'ta yerleşik PKK'ye askeri bir harekât yapmak olanağından da yoksun! Irak'ta sözüm ona bir seçimle sivil yönetim iş başına gelmeden önce Amerika, Kandil dağları- na doğrudan saldırmayı reddediyordu; şimdiler- de ise el altından egemen olduğu Bağdat hükü- metiyle aynı oyunu oynuyor. Hükümet, her gün şehit haberleriyle sarsılan ka- muoyunu, (tabii söyleyeceği bir şeyler de yok ya) yatıştıracak açıklamalardan sürekli uzak durdu. önceki geceye kadar. Bir TV'de azgınlaşan PKK ile ilgili haberlere ve anamuhalefet lideri Deniz Baykal'ın, "...ilkkez bu hükümet dönemindedir ki teröre karşı Türkiye sınır ötesinde tedbiraima im- kânından yoksundur... Ama terör oradan Türki- ye'yeyönelik saldınlarını sürdürüyor... Bir hükümet için cenaze namazlannda bulunmakyetmez..." di- yen sert çıkışına yanıt vermek durumunda kaldı. • • • Ama ne yanıt, ne yanıt! önceki gün gece yarı- sına doğru "yeri geldiğinde" sınır ötesi askeri ha- rekâtın "ihtiyaç duyulduğunda, şartlar gerektirdi- ğinde" yapılabileceğini söyledi ve: "Durvp dururken olmaz, gerektiğınde tabii... Bir şeylerolduğu zaman herhalde Türkiye üzerine dü- şenimuhakkakyapacak. Temenni ederiz ki öyle bir şart oluşmasın" dedi. Bu açıklamaları TC Başbakanı yapıyor. Üç yıl- dırdevletin bütün olanaklarına, gizli açık bütün bil- gilerine sahip, PKK'nin dağdan içimize sızıp sal- dırılar düzenlediğini bilen bir Başbakan bu; ma- sal okurgibi konuşuyor. ihtiyaç duyulduğunda... gerektiğinde... durup durduk yerde olmayacağı- nı, koşullar oluştuğu zaman sınır ötesı askeri ha- rekât yapılabileceğini söyleyen bir Başbakan! Bu mantıktaki Başbakan'a göre, demek ki, bu- güne kadar olan biten terör olayları bir askeri ha- rekât için "yeterfi değil, sınır ötesi harekâtı gerek- tirmiyor da"... (Daha nelerse bilemediğimiz ko- şullar) "bir şeyler olmasını" beklemek gerekiyor... Bu Başbakan, birde "temenn/de"bulunuyor, "öy- le bir şart oluşmasın" diyor. Evet bu Başbakan sanki bizden biri değil. PKK sorununu çözebilmek için giderek daha fazla zo- runlu duruma gelen sınır ötesi harekâtı bir yaban- cı devlet adamı gibi yorumluyor, böylesi sonuç- lara varıyor. Ne söylersen söyle, yaz; adam kendini yıldız- larda görüyor. Yeryüzüne inip ayaklarını yere ba- sacak gibi de değil. TAHSILATTAKİ PAYIYÜZDE 24 Türkiye MFye çalışıyor ANKARA (ANKA) - MF'yle anlaşma yürüten 44 ülke arasında en borçlu ülke konumuna gelen Türkiye, bu yılın ilk yansı ıtıbanyla IMF'nin yaptığı borç tahsilatının tek başına yüzde 24'ünü gerçekleştirdi. IMF'nin temmuz ayı Mali Işler Raporu'na göre, Brezilya'nın stand-by anlaşması sona erdikten sonra yeni anlaşma yapmamasıyla Türkiye halen IMF'yle anlaşma yürüten en borç- lu ülke konumuna geldı. IMF'nin Türkiye'den olan alacağı, stand-by anlaşması yürüten 12 ülke- nin toplam 22 mılyar 865 mılyon SDR olan bor- cun yüzde 53.33'ünü oluşturuyor. Stand-by anlaş- ması yürüten 12 ülkeye genişletilmiş anlaşmalar ve yoksulluğun azaltılması, büyümenin kolaylaş- tınlması çerçevesindeki mali anlaşmalan yürüten 44 ülke dahil edildiğinde toplam 27 milyar 383 milyon SDR'lik borcun yüzde 44.5'inin Türki- ye'ye ait olduğu belırlendi. IMF, yılın ilk 6 ayında stand-by anlaşması kapsamında 9.2 milyar dolar- lık borç tahsilatı gerçekleştirdi. Bu tahsilatın yüz- de 24'ü tek başma Türkiye'den sağlandı. En fazla kaynak kullanacak ülke Rapora göre, bu yılm ilk 6 ayında IMF'nin kul- landırdığı 900 milyon SDR'lik kaynağın da 555 milyon 170 bin SDR ile yüzde 61.7'sini Türkiye kullandı. Stand-by kapsamında olan ülkeler ara- sında da yeni anlaşma yapması nedeniyle Türki- ye, 6 milyar 107 milyon dolarla gelecek dönemde en fazla kaynak kullanacak ülke olarak yer alıyor. TSKB'ye Euromoney'den ödül • İSTANBUL (AA) - Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'na (TSKB), Euromoney tarafından "En lyi Şirket Devralma ve Bu"leşme Damşmanlığı" ödülü verildı. TSKB'den yapılan açıklamada, 2004'te Euromoney'den "En lyi Lokal Iş Ortağı" ödülü alan bankamn, yurtdışı kuruluşlann Türki- ye'de ış ortağı olma özellığini 2005 'te de devam ettu-diği belirtıldi. Açıklamada, TSKBnin 1997, 1998 ve 1999'da da "En Iyı Aracı Kurum" ödü- lüne değer görüldüğü anımsatıldı. AKP'den sınır baskısı B Baştarafı 1. Sayfada AKP'nin, ANAP'ı kendisine ra- kip olarak görmesinin yattığını belirterek karann bugün Istanbul BüyükşehirBelediye (tBB) Mec- lisi'nde verilecegini söyledi. Istanbul'un başta su havzalan olmak üzere "rant getiren ve iş- tah kabartan" bölgelerini ken- di partisinden belediyelere bağ- lamak ısteyen AKR şimdi de gö- zünü Bahçeşehir'dekı sanayi bölgelerine dikti. AKP'li Esen- yurt Beledıyesi, Bahçeşehir sı- nırlannda bulunanArdıçlı Evler, Boğazköy, Ispartakule, Hoşdere ve Sanayi bölgelenni kendi ilçe- sine dahil etmek ıstiyor. Ancak beledıyenin bu isteği, tBB Hari- ta Komisyonu'nca uygun bulun- mayarak IBB Meclisi'ne sunul- du. Son karan bugün Meclis'in vermesi bekleniyor. 'ANAP'tan çekiniyorlar' Konuya ılişkın sorulanmızı yamtlayan Kemal Aydın, IBB Başkanı Kadir Topbaş ve AKP Istanbul II Başkanı Mehmet Müezzinoğlu ile görüştüklennı AKP'li Esenyurt Belediyesi, Ardıçb Evler (üstte), Boğazköy, Isparta- kule, Hoşdere ve Sanayi bölgelerini kendi ilçesine dahil etmek istiyor. anımsatarak onlann da bu duru- ma karşı çıktıklannı söyledi. Bu girişimlerin temelinde ANAP'ın potansiyel gücünün olduğunu belirten Aydın, "Kendilerine rakip olabilecek hiçbir oluşu- ma tahammül edemiyorlar. Bu sınır değişiklikleri isteği daha önce farklı belde ve ilçelerde de meydana geldi. Baskıya da- yanamayarak AKP'ye geçen- ler oldu" dedi. Aydın, Esenyurt Beledıyesi'nın, zaten kendısıne bağlı olan Esenkent'ı de tekrar istediğini, belediyenin bunun farkında bile olmadığını vurgu- layarak "Söz konusu bölgeler arasında bir de mezarlık var. Ölülerimizi bile rahat bırak- mıyorlar" ifadesini kullandı. Halk istemiyor Yerel haberler yapan "www.memJekethaber.com" adlı internet sitesinin yaptığı an- ket de Bahçeşehir halkının sınır değişikliğine karşı çıktığını orta- ya koydu. 733 kişinin katıldığı ankete göre, yurttaşlann yüzde 99.32'si Esenyurt Belediyesi'ne bağlanmak istemiyor. Yatırımcüar kaygüı... Bahçeşehir'den Esenyurt'a bağlanmak istenen bölgede, Mercedes-Benz Türk AŞ'nin de otobüs fabrikası ve pazarlama te- sislen yer alıyor. Mercedes yet- kilileri, Devlet Bakanı Ali Baba- can, Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Topbaş'a yazı göndere- rek endişelenni dile getirdiler. Yazıda özetle "Gerek otobüs te- sislerimizde gerçekleştirdiği- miz yeni fabrika yatınmlanmız ile ilgili işlemlerin sürdüğü, ge- rekse pazarlama tesislerimizin bulunduğu arsamızda yeni şir- ket merkezimizin inşaatmın hazırlıklannın başlatıldığı bir dönemde yapılacak böyle bir değişikliğin çalışmalarımızı olumsuz etkileyeceği endişesi- ni taşımaktayız" denıldı. Birinciye zorla dershane tişörtü• Baştarafı 1. Sayfada retim Okulu'ndan Onur Karyağ- maz, 828.719 puanla birinci ol- du. Samsun Bafra Cumhuriyet ll- köğretim Okulu'ndan tbrahim Tiken 824.294 puanla ıkinci, Is- tanbul Küçükçekmece Inönü ll- köğretim Okulu'ndan Merve Özdemir de 822.511 puanla üçüncü oldu. Suıavda ilk beşe gi- ren öğrencilerin tamamı, Ameri- kan Robert Lisesi'nde öğrenim görmeye hak kazandı. Özel Okullar Smav Yürütme Kurulu Başkanı YusufTavukçuoğlu, sı- nava başvurularda geçen yıla gö- re yüzde 48.74 oranında artış ol- duğunu söyledi. Devlet okulla- nndan Özel Okullar Sınavı'na başvuruda bulunan öğrenci sayı- sında yüzde 40 artış olduğunu anlatan Tavukçuoğlu, sınava gı- ren 32 bin öğrenciden 3 bin 556'suun okulların asil listesinde Sevincini yakınlarıyla birlikte kutlayan Onur Karyağmaz'a, Fethul- lah Gülen'e yakın işadamlarının kurduğu iddia edilen Yeşilırmak Dershanesi yönericileri tarafından zorla dershane tişörtü giydirildi. yer aldığını kaydetti. Tavukçuoğ- lu, sınav sonucu 50 öğrencinin baraj puamnın altında kaldığım ifade etti. Tavukçuoğlu, sınav so- nuçlannuı "www.meb.gov.tr" adresinde yayımlandığını, sonuç belgelerinin de bugün öğrencile- rin adreslerine gönderileceğini dile getirdi. Sınavda sosyal bilgı- lerden bir sorunun iptal edıldığı- nı anımsatan Tavukçuoğlu, öğ- rencilerin başan oranının Türk- çede yüzde 65, matematikte yüz- de 42, Fen bilgısinde yüzde 57, sosyal bilgilerde yüzde 62 oldu- ğunu kaydetti. Özel okullar ka- Öğretmenllk programları için meslek llselerine yeni düzenleme 'Dengesizligi düzelttik' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÖSYM Başkanı Ünal Yanmağan. "meslek lisesi me- zunlanmn öğrermenlik programlanna yönelik tercihlerinde katsayılarının 0.24 "ten 0.08'e dü- şürûlmesinin", öğrencilerin üniversitelerin öğ- retmenlik programlanna girişte yaşadıklan "den- gesizliği" kaldırmak için yapıldığını bıldirdi. Yanmağan, meslek liselilerin, yükseköğrenim- de kendi alanlannda tercih edecekleri bölümler için katsayı değişikliğı karannm YÖK'ün Istan- bul'da yaptığı genel Kurul toplantısuıda alındı- ğını kaydetti. "Yükseköğretim kurumlarının öğretmenlik programlanna öğretmen lisesi mezunlarından başka kimse giremiyor nere- deyse" diyen Yanmağan şöyle konuştu: "Mes- lek lisesi öğrencileri öğretmenlik tercihi yap- tıklarında. 0.8 katsayısımn üzerine bir de 0.24 katsayısından yararlamyorlardı. Değişikliğı, öğretmen liseleriyle normal liseler arasında- ki aşın dengesizliği dengelemek için yaptık." Değişikliğin tüm meslek liselennı ılgılendir- diğıni ancak, teknik meslek liselennde okuyan öğrencileri çok az etkilediğinı belirten ÖSYM Başkanı ÜnalYanmağan, "Avantajlannı tama- men kaybetmeleri gibi bir durum söz konusu değil. Zaten biz onlara 0.8 katsayısına artı ola- rak 0.24 veriyorduk. Bu artı puanı düşürdük" diye konuştu. yıtlann 1 -3 Ağustos tarihleri ara- sında, yedek liste ön kayıtlannın 4-5 Ağustos 2005 tarihlerinde gerçekleştirileceği açıklandı. Sınavda Türkiye üçüncüsü olan Merve Özdemir, tercihini Anadolu Lisesi'nden yana kulla- nacağını belirtti. Merve Özde- mir'in babası Arif Özdemir, "Ben matbaa işçisiyim. Kızı- mın bursla da olsa Robert Ko- leji'nde okumasını istemiyo- rum. Çünkü yaşam standart- lanmız çok farklı" dedi. 'Okulun adını söyleme' Sınavda birinci olan Özel tnal Ertekin Ilkögretim Okulu öğren- cisi Karyağmaz'a, Gülen'e ya- kın işadamlannın kurduğu iddia edilen Yeşilırmak Dershanesi ta- rafından gazetecilerin önünde zorla dershane tişörtü giydirildi. Yeşilırmak Dershanesi 'nin "Türkiye Birincisi bizim ders- hanemizden çıktı" çağnsı üze- nne dershane merkezine giden gazeteciler, Karyağmaz ıle ders- hane yönetıcilerinin "tişörtle fo- toğraf çektirme tartışması"na tanık oldular. Öğrenciye dersha- ne tişörtünü zorla giydirmek is- teyen yöneticilerin, mezun oldu- ğu okulunun adını söylememele- rini istemesine Karyağmaz, "Okuluma ajıp olur" diyerek reddetti. Karyağmaz'ın, birinci olmasmın beklendiği, dershane- nin okulundan önce davranarak Onur'u dershaneye babasıyla birlikte getirdiği de öğrenildi. Özel Inal Ertekin Ilköğretim Okulu Müdürü Sevgi Parpudar "Onur planlı hareket ederek başanya ulaştı" diye konuştu. Parpudar, Onur'un, Robert Kole- ji tercih edebileceğini de söyledi. 'TEKNOLOJİ YOK, PÎSLÖC ÎÇlNDE, UTANDIM' Erdoğan Erdemir 7 yerden yere vurdu ERDEMÎR ÎÇÎN ULUSAL OLUŞUM Ereğli OGSden ön yeterlilikbaşvurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, sanayicilere yaptı- ğı değerlendirmede, özelleş- tirme sürecindeki Ereğli De- mir Çelik tşletmesi'ni (Erde- mir) yerden yere vurdu. Erdoğan dün Ankara Sana- yi Odası'mn 3.5 saat süren meslek komiteleri toplantısı- na katüdı. Bazı sanayiciler Er- demir'in özelleştirme süre- ciyle ilgili bilgi istedi. Erdo- ğan, devletin bazı stratejik ko- nular dışında sanayiden çekil- meyı sürdüreceğini belirterek "Erdemir veya lskenderun Demir Çelik'in dünya piya- salannda asla belirleyicili- ğinin olmadığı" ıddıasında bulundu. Erdoğan, "Erdemir teknolojisini yenileme yö- nünden bile güçsüz konum- dadır. Eğer şimdi kâr edi- yorsa dünya piyasalarında- ki olumlu gelişmelerin yan- sımasıdır. Geçen yıl Erde- mir'e gittim. Bir Türk ola- rak utandım! Niye? Zerre kadar teknolojiyi takip et- memiş, bitmiş, tükenmiş. Kendi camlarını bile taka- mayacak noktada. Pislik içinde, rezillik. Burası para kazamr mı? Ne kadar siya- si varsa ahbabını, yaranım dolduruyor. Ülke batıyor- muş bunları düşünen yok. Burayı ister yerli alsm ister yabancı alsın, rekabete açık bir hale gerirmesi lazım. Ge- rekirse geceleri uykulan ka- çacak. bunu yapacaktır. A- ma devlet memurunun öyle uykusu falan kaçtığı yok ha!" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aralannda Kibar Holding, Auer, Borusan, Çemtaş, Fiba Holding, Içdaş, KARDEMlR ve MNG Hol- ding'in bulunduğu "Ereğli Ortak Girişim Grubu", Ereğli Demir Çelik Fabrikala- n'nın (Erdemir) özelleştiril- mesi için dün Özelleştirme îdaresi'ne (ÖİB) ön yeterlilik başvurusunda bulundu. Yapılan açıklamada, Erde- mir özelleştirmesinin yassı demir-çelik ürünlerini yoğun olarak kullanan sektör men- suplannı etkileyeceği belirti- lerek Ereğli OGG'nin Erde- mir ürünlerini girdi olarak kullanan sektör mensuplann- ca oluşturulduğu kaydedildi. Açıklamada, sektör mensup- lannın, yerel kaynaktan ham- madde temin imkânının deva- mının önem taşıdığı vurgu- landı. Ereğli OGG, grup tem- silcisi olan Kibar Holding, Turkon AŞ ve Tosyalı Hol- ding ile birlikte şu firmalar- danoluşuyor: "Atakaş-Şahin AŞ, Auer AŞ, Bayraktarlar Holding, Borusan AŞ, Çebi- taşAŞ, ÇemtaşAŞ, DUer AŞ, Emek Boru AŞ, Fiba Hol- ding, îçdaş AŞ, KARDE- MİR, Kroman ÇeükAŞ, Ko- çoğlu AŞ, Metal Sac AŞ, M- NG Holding, Murat Deniz- cilik, Tezcan Galvaniz AŞ, Uğur Şirketler Grubu, Yar- dımcı DenizcUikAŞ veYıldı- run Şirketler Grubu." Açık- lamada, "OGG'de baskın firma olmayacagı" belirtile- rek OGG'ye yeni katılnnlann olacağı kaydedildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ruşuna geçelim. Terör olgusu ne yazık ki tüm dünyanın günde- mine, günlük yaşamına, devlet yönetimine girdi. Görünür gelecek bu kaygıyla örülecek... Gidiş, devletlerin terörle mücadelede öncelikle şu soruya yanıt arayacağını gösteriyor: Ben kendimi nasıl korurum? Fransa'nın Avrupa ülkeleri arasındaki serbest dolaşımı öngören Schengen Anlaşması'nın sınır- larla ilgili bölümünü askıya aldığını açıklaması, bu- nun tipik bir örneği. Fransa, ülkesini korumak için böyle bir hakka sahip midir? Evet. Peki öteki AB ülkelerinin terör sorunu yok mu? Var. AB bir ku- rallar bütünü olduğuna göre ortak önlem günde- me gelemez miydi? Fransa'nın bu soruya yanıtı şöyle: - Ben önlemimi alıyorum, gerisine siz bakın! Kaygı verici bir bencillik. • • • Ingiltere, çok sıkı güvenlik ve istihbarat önlem- lerine karşın nasıl böyle bir saldırıyla karşı karşı- ya kaldığım çözmeye çalışırken yeni önlemler üret- me arayışında. Bunlardan biri şu: Başta Pakıstan kökenliler olmak üzere ülkesin- deki Müslümanların kendi içlerindeki radikalleri açığa çıkarması, onları arasında barındırmaması, bu konuda Ingiltere yönetimiyle işbirliği yapma- sı... Yoksa iyi olmayacak! Bu da kaygı verici bir arayış! Yani bizler ve on- lar diye ikiye ayırıp, onlann arasından çıkabilecek teröristlerin sorumluluğunu da onlara yüklemek! Yeri geldikçe vurguluyoruz: Dünya teröristle mi mücadele edecek, terorizm- le mi? Ingiltere'nin bu ve benzeri çabaları bize birinci şıkkın önde olduğunu gösteriyor! Eğer terorizmle mücadele edecek olsalardı, ön- celikle teröristlerin çıktığı kaynakları dışlamak ye- rine, anlamak için çaba harcarlardı. Kaygı verici bir ayrımcılık. • • • Küresel terörle mücadeleyi görev edinen, terö- rü bitirip demokrasi getirmek için dünyanın dört bucağına asker gönderen ABD, Türkiye'deki te- rör olaylarıyla ilgili şu açılımı getirdi: - Türkiye'nin kendi sınırlan içinde terörle müca- dele için operasyon yapma hakkı vardır! Yani ABD, Türkiye'nin kendi güvenliğini sağla- ması için sürdürdüğü çabaya "izin veriyor"\ Ancak devamı şöyle: - Tabii, olağanüstü bir insan hakkı ihlali yapma- mak şartıyla! Bu değerlendirme bize aylar önce terör örgütü yöneticileriyle ABD'li yetkililer arasındaki bir gö- rüşmenin unsurlarını anımsattı. ABD, terör örgü- tüne şu öneriyi getiriyordu: - Türkiye'ye dönün, sizin bulunduğunuz yerler- de operasyon yapılmasına izin vermeyeceğiz! Gü- venli bölgeleriniz olacak! Bütün bu kaygı verici gelişmelerden daha va- him olan şu: Hükümetimiz olup bitenlerin ya farkında değil ya da gereğini yapacak istence sahip değil! ankcum(g cumhuriyet.com.tr Tarikat, Ticaret ve Siyaset AŞ • Baştarafı 2. Sayfada "Günümüzün tari- katlan"nı. tslamın bu te- mel ve genel tanımı açı- sından ırdelersek. karşı- laşacağımız tabloyu, de- ğil Islamı, ınsanı bile say- mak zordur. Günümüzün tarikatlan deyimini özel- likle seçtik. Çünkü tari- katlann, o aradan Nakşi akımın çıkış noktası •'mükemmel insan, ör- nek Müslüman"dır. Gazneliler döneminde manevi iklimi oluşan, Ba- haeddin Naksibent'le mayalanan ve Hoca Yu- suf Hamedani ile 12. asırda sistemleşen Nakşi- lik, zikir (Yaratan'ı sürek- li anma) temelüıe daya- nır, özel öğreti ve ruhsal disiplin içinde maddeyi manada arayan yüksek bir ahlak hedeflenir. Zikir yaparkenAllah sevgisi dı- şında hiçbir şeyin sızma- ması için gönül kapısı masivaya (maddı varhk- lara) karşı kilıtlenir. Nak- şüik gibi büyük bir tarika- tın itikadi, ameli ve felse- fi analizlerinin bu sütun- lara sıgması mümkün olamayacağı için biz, sa- dece özünü vurgulamak- la yetindik ama, yazımı- zın başında temel kabul- lerinı ortaya koyduğumuz Islam anlayışı ve çerçeve- si elbette tarikatlan da bağlar. Çünkü, tankatlar din değil, dinin yorumu, türevi ve bir başka versi- yonudur. Müslümanlan ahlaken olgunlaştırarak helal ve haram bilıncinı geliştirmek, manen yü- celtmek. sevgiyı kökleş- tırmek, huzuru temellen- dırmek ve gönüllen dün- yalıklardan anndırmak gibi sosyal, toplumsal ve ahlakı referanslarla yola çıkan tarikatlann günü- müzde geldığı noktaya bakalım. Helal ve haram olduğuna bakmaksızm holdingler yoluyla ve de- ğişik yöntemlerle devleti ve Islamı da kullanarak toplumu ve özellikle de zavallı gurbetçileri haya- sızca soydular (Yetmişli yıllann ortalannda Al- manya'daki cami ve mes- citlerde dindarama saf iş- çilerimize cennet pazar- lama yoluyla yapılan soy- gunlara, eyalet müftüsü statüsünde din görevlisi olarak karşı çıkışımızın bedelini Nurcu bir bakan tarafından görevden alı- nıp. Artvin merkez vaiz- liğine sürülmekle öde- dik). Süper lüks bir ya- şam tarzı seçerek Islamın yasakladığı savurganlık ve gösterişin tutsağı oldu- lar. Sonuç olarak, tarikat- lann tarihsel köklerinden koparak ticarileştiği ve si- yasallaştığı açıktır. Cum- huriyerin ilanından sek- sen yıl sonra ulaştıklan güç ürkütücüdür. Sadece laık devletin değil, gerçek tslamın da bu yozlaşmış ve içı boşalmış akımdan titızlikle korunması zo- runludur. Anadolu Isla- mı, Kuran mesajlanyla bir paralellik ve bütünlük içinde an ve duradur, Cumhuriyet prensipleriy- le de uyumludur. Bu sos- yal ve kutsal kurumun bagnazlığın ve dar kafalı- hğın pençesine düşmesı, tam bir ulusal felaket olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle