19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 5 TEMMUZ 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Robert Rodriguez'in Ucuz Roman'ı diyebileceğimiz resimli romatı uyarlaması 'Günah Şehri' bugün başkyor 32 kısımtekmili birden Malum, Hollywood'da son döne- ntıin (moda deyişle) yükselen tren- di, örümcek Adam'dan Yarasa Adam'a kadar süriisüne bereket birtakım popüler resimli roman kahramanîannın serüvenlerini si- nemaya uyarlamak. Hem de her bi- rini, birer gişe canavanna dönüşe- cek, zengin kadrolu, aksiyonlu, di- jital efekt destekli, birbirinden çe- kici ve göz alıcı üstün yapımlar ha- linde allayıp pullayarak. Bugün gösterime giren Sin City'yı seyret- meye, işte bu trendin yeni bir kıy- tırık ömeğini izleyeceğiz önyargı- sıyla gittik ama 2 saatin sonunda, il- ginç, zorlu (hatta yer yer yorucu) bir seyir deneyimi yaşamış olarak çık- tığımız bu Günah Şehri, sonuçta pek de öyle kolayca burun kıvrıla- cak bir film olmadığını kafamıza kaktı doğrusu. 1990'lann başında, kanıru filan satarak 7 bin dolar gibi komik bir paraya mal ettiği El Mariachi'nin Sundance Festivali'nde patlayan başansıyla kapağı Hollywood"a atıp Marıachi'nın Antonio Bande- ras-Salma Hayek'li Amerikan ver- siyonu Desperado'yla stil sahibi, yaratıcı bir aksiyon ustası olduğu- nu kanıtlayan, Meksika kökenli Ro- bert(o) Rodriguez, bir bölümünü yönettiği 4 Oda ve senaryosunu Quentin Tarantino'nun yazdığı Alacakaranbktan Şafağa'yla iş- birliğme giriştiği Tarantino'nun "takım"ına dahil oldu 1995'ten sonra. Iç Içe üç Intlkam öyküsü Beklenmedik bir gişe hasılatı ge- tiren bilimkurgusal korku deneme- si Fakülte'nin (1998) ardından eğ- lencelik aile filmi formatında, üç- lemeye dönüştürdüğü Uzay Ço- cukları (2001-2-3) ve Sergio Le- one özentısı Bir Zamanlar Mek- sika'da (2003) gibi kimisi hiç de makbul sayılmayacak filmlerle mi- lenyuma giren Robert Rodriguez, azimli, işbitirici, samimi ve özgün tarzıyla bağımsız sinemanın geril- la yönetmeniydi bir zamanlar. Gü- nümüzdeyse artık büyük bütçeli, büyük stüdyo yapımı filmlere im- za atan, farklı türleri deneyen, gide- rek firmaya dönüşmekte olan ünlü bir isim. Rodriguez'in 1991 'de yayım- lamaya başladığından beri hayranı olagelediği,FrankMUIer'ınyazıp çizdiği, grafiksel özellikleri ağır Sin City / Yönetmen: Frank Miller, Robert Rod- riguez / Senaryo: Frank Mil- ler, 'Sin City' adlı resimli romamnın 'The Hard Go- od-Bye', 'The Big Fat Kill', "That YeUow Bastard' adb serüvenlerinden / Kamera: R. Rodriguez / Müzik: R. Rodriguez, John Debney, Graeme Revell / Oyuncular: Bruce VVills, Mickey Rour- ke, Clive Owen, Jessica Al- ba, Benicio Del Toro, Nick Stahl, EUijah Wood, Rosa- rio Dawson, Rutger Hauer, Jamie King, Brittany Mur- phy/ABD2OO5 (FilmPop-WB) oğun bir şiddet atmosferinin üstümüze çöktüğü, birinci tekil şahıs ağzıyla anlatılmış, 1940 ların ucuz polisiye roman geleneğinden kaynaklanan ve şimdiden kendi îüründe bir kilometre taşı olacağı izlenimi veren, yer yer karafılmin ve şiddetin- vahşetin dalağını dayaran bu sıra dışı çizgi roman uyarlaması, Frank Miller 'ın işlerine duyduğu yoğun tuîkunun eseri bu "Günah Şehri", kuşkusuz "ziyaret edilmeye " değer, yer yer seriyal tadı da veren, eîkileyici bir seyir deneyimi. basan, Günah Şehri adlı, namlı re- simli romamnın "Zorlu Veda", "Büyük Kocaman Öldürücü" ve "Sarı Piç" adlı serüvenlerinden, bizzat yaratıcısı Miller eliyle har- manlanmış senaryo, iç içe geçiril- miş 3 intikam hikâyesine dayanı- yor. 60'ına merdiven dayamış, kalbi tekleyen, emekliliğine az kalmış, bedbin, bezgin polis Hartigan (Bruce VVills), unutulmaz bir aşk gecesi geçirdiği Goldie'yi (Jamie King) sabah yatakta öldürülmüş bulunca gözünü intikam bürümüş, 10 kaplan gücündeki yenihnez ma- ğara adamı Marv (Mickey Rour- ke) ve polise, mafyaya karşı bütün hayat kadınlanna kol kanat gerer- ken kadınlann lideri Amazon Ga- ıl'le (Rosario Davvson) de merci- meği fınna veren Dwıght'ın (Clive Owen) çevresinde, birtakım yan karakterlerle ve onların hikâyele- riyle zenginleşerek gelişen film, ilk bakışta Tarantino klasiği "Ucuz Roman"ın hikâyeleme tarzmı çağ- nştınyor. 1940'lann kara filmlerin- den, ucuz polisiye romanlanndan etkilenmiş yazar- çizer Frank Mil- ler'm karanlık dünyasım dijital çe- kimin olanaklanyîa perdeye taşı- yan Rodriguez, Miller'ın çizgi ro- manını nerdeyse storyboard gibi kullanarak kareleri aynen canlan- dırmayı yeğlemiş. Sonuç sarsıcı. Ahşılmış bir çizgi roman uyarla- masından çok sinemayı resimli-ro- mana dönüştürme denemesi bu film. Cünah şehrinln tttm saklnlerl Dışavurumcu bir görselligin öne çıktığı, cilalı, siyah beyaz görüntü- lerin hikâyedeki sertliği, gemi azı- ya almış, şiddeti ve vahşeti, beylik kara film ucuzluklannı törpüleyip çekilirhale getirdiği "Günah Şeh- ri", sinemada şimdiye kadar aslına en çok sadık kalınarak yapılmış çiz- gi roman uyarlaması belki de. Yıllar önce Coppola nın siyah beyaz "Rumble Fish"indeki o "o- lay" olmuş, biricik renklı sahne nu- marasınm (akvaryumdaki kızıl si- yam balığı), tamamı siyah- beyaz çekilmiş "Günah Şehri"nde, Gol- die'nin kırmızı giysisi, ruju, köste- bek Becky'nin (Alexis Bledel) ma- vi gözleri ya da senatörün, Hartigan tarafından ucubeye dönüştürülmüş, sapık katil oğlunun taksi sansından farksız tenınin parlaması gibi bir- çok kez tekrarlanması da, son tek- nolojik gelişmelerin katkısı bir "güzellik". Sarsıcı görselliği kadar, sanat yö- netimi, dekor ve giysileriyle de göz dolduran filmde, günah şehrinin tüm sakinleri anormal. Bütün ka- dmlar fahişe, bütün erkekler sert, vahşi, acımasız. Film noir'in, şeh- rin labirentlerinde köşe kapmaca oynayan tüm karakterleriyle me- şum kadınlannın doluştuğu, şidde- tin egemen olduğu, yozlaşmış bir karanlık dünyada, 2 saatlik bir ge- ziye davetiye çıkaran "Günah Şehrî"nde, belli tipler ve olaylarla birbirine kanşan, çok safhah geli- şen hikâyeler, ünlülerden oluşan, kalabalık bir oyuncu kadrosu tara- fından canlandınlıyor. Savrulan yağmurluğuyla yeni bir Bogart ha- valanndaki, yediği onca darbeye, kurşuna bana mısın demeyen, süb- yancılıkla suçlanıp 8 yıl hücrede kalan, iyi polis Bruce Wills'den, in- tikam peşindeki, asla pes etmez, çirkin metropol gladyatörü Marv rolüyle perdede yeniden doğacağı- nı sezdiren, pek tanınmaz haldeki Mickey Rourke'a, yeni Bond ada- yı Clive Owen'dan insan eti ve ru- hu yiyen Elijah Wood'a, güçlü, nü- fuzlu dın adamı Rutger Hauer'den yoldan çıkmış polis Benicio Del Toro'ya, Hollywood'un yükselen yeniftstıklanndanJessica Alba'dan Brittany Murphy'ye kadar uzatıla- cak, kalabalık kadronun fılmin al- benisini artırdığı kesin. Senarist Frank Miller'la yönetmenliği pay- laşıp kameramanhğı, müziği ve montajı da üstlenen Rodriguez'in kariyerini uçuracağa ve adını gele- ceğe taşıyacaga benzeyen "Günah ŞehrP'nde bir de çok ünlü özel ko- nuk yönetmen var: Meksika köken- li, "enfantterrible" Rodriguez'in hamisi, ağbisi Quentin Tarantino hazretleri. Yoğun bir şiddet atmos- ferinin üstümüze çöktüğü, birinci tekil şahıs ağzıyla anlatılmış, 1940'larınucuz polisiye roman ge- leneğinden kaynaklanan ve şimdi- den kendi türünde bir kilometre ta- şı olacağı izlenimi veren, yer yer kara filmin ve şiddetin- vahşetin dalağını da yaran bu sıradışı çizgi roman uyarlaması, meraklısını mestederken kimisine de itici ve tekdüze gelebilir sonuçta. Bizce Rodriguez'in sinemayı resimli ro- mana dönüştürme çabasının, Frank Miller'ın işlerine duyduğu yoğun tutkunun eseri bu "Günah Şehri", kuşkusuz "ziyaret edilmeye" de- ğer, yer yer seriyal tadı da veren, et- kileyici bir seyir deneyimi. I7ESTÎVAL BÜYÜKADA, HEYBELİADA, BURGAZADA VE KINALIADA'DA 2 Uluslararası Adalar Festivali başhyor...Kültür Servisi - Adalar Kaymakamlığı, Adalar Be- lediye Başkanlıgı, cemaat temsilcileri, sivil toplum ku- ruluşlan ve su sporlan kulüplerinin de içinde bulundu- ğu 33 kurum ve kuruluş tarafından düzenlenen '2. Uluslararası Adalar Festivali' yann başlıyor. Yerel kültürleri evrensel değerler çatısı altında bir araya ge- tirerek adalan bir kültür ve sanat merkezine dönüştür- meyi amaçlayan festival Büyükada, Heybe liada, Bur- gazada ve Kınalıada'da yapılacak. Sanat danışmanlığı- Festivale katılacak sanatçılar arasında (soldan sağa) Erkan Oğur, Ataol Beh- ramoğlu, Genco Erkal, Moğollar ve Ruhi Ayangil de bulunuyor. nı Yekta Kara, Ruhi Ayangil ve Balkan Naci tslim- yeli'nın üstlendiği etkinliğin konusu çokkültürlülük. Dokuz gün sürecek olan ve yurtiçi ve yurtdışından 300 sanatçınuı katılacağı festivalde 18 konser, 5 şiir dinle- tisi, 6 belgesel film gösterimi, 5 dans gösterisi, 2 tiyat- ro gösterisi, 3 söyleşi ile çeşitli sergıler yer alırken su sporlan etkinlikleri de yapılacak. Konser verecek sanatçılar arasında Yunanistan'dan Aliki Kayaloğlu, Krotola Perküsyon Topluluğu ve Sokrates, Almanya'dan Hel- mut Eisel Band Music, Pa- ris'ten Kamilya Jubran, Türkiye'den de Moğollar, Er- kan Oğur, İsmail Demirci- oğlu, tstanbul Filarmonı Or- kestrası, Münip Utandı, Muammer Ketencoğlu, tn- ci Çayırlı, Arilla Demircioğ- lu, Grup Naftalin, Ruhi Ayangil, Hüseyin Likos-Öz- lem Soydan bulunuyor. Genco Erkal'ın Nâzım Hikmet'in şiirinden derledi- ğı 'tnsanlanm' adlı oyununu sergileyeceği festivale Ataol Behramoğlu, Gülsen Tun- cer, Roger CoUins, Bekir Sıtkı Erdoğan da müzik ve şiir dinletileriyle katıhyor. Bugün Anadolu Kulübü'nde tanıtım kokteyli ve sergi açı- lışlanyla başlayan festival, 24 Temmuz Pazar günü festival ödülleri ve plaketlerinin ve- rilmesiyle sona erecek. Çatalhöyük'te Arkeoloji YazAtölyesi Kültür Servisi - Türkiye'nin doğal, kültürel, tarihi mirasmı ko- rumak ve bu varlıklan gelecek ku- şaklara aktarmak amacıyla Çatal- höyük kazılanna 10 yıldır destek veren Shell, desteğini bu yü da sürdürüyor. Arkeolog Gülay Sert yöneti- mindeki uzmanlann önderliğinde 10 Temmuz'da başlayan 'Arkeolo- ji Yaz Atölyesi' çalışmalarıyla 600 üköğretım öğrencisine tarih bilinci aşılanacak. tlk kez geçen yıl, Tarih Vak- fı'nın yürüttüğü 'Akdeniz'de Ta- rihöncesi Eğitim, Öğretim ve Planlama (TEMPER) Projesi' çerçevesinde gerçekleştirilen 'Ar- keoloji Yaz Atölyesi', bu yıl da Çatalhöyük Araştırma Projesi'ne bağlı olarak, ShelPin desteğiyle, ikinci kez ilköğretim öğrencile- riyle buluşuyor. 1 aysüreyle, lOAğustos'akadar sürecek atölyede öğrencüere bar- kovizyon desteğiyle Çatalhöyük insanlannm yaşam biçimleri ve inançlan anlatılacak. Çatalhöyük Deneysel Arkeoloji Evi ve kazı yapılan alanlar gezdirilecek, özel olarak hazırlanan 5x5 metrekare- lik alanlarda kazı çahşmalan, kil ve resim çahşmalan yaptırılacak. Interaktifyöntemlerle eğitimci ar- keologlann hazırlayıp uyguladığı programın ardından, öğrencilere 'kültürel emanetlerin koruyu- cusu' sertifikası verilecek. Geçen yıl Konya'nm çeşitli okullanndan 490 öğrenci ile 39 köy muhtan, belediye görevlisi ve velininkatıldığı yaz kampı, göste- rilen yoğun ilgiden dolayı bu yıl Türkiye genelinde 8-12 yaş arası öğrencilerin ücretsiz olarak yarar- lanmasına açıldı. KEDİGÖZÜ VECDt SAYAK Devlet Millet B He Yeniden Hopa... Kültür Sanat ve Deniz Festiva- li nedeniyle gittiğimiz kentin yakın çevresine yaptı- ğımız gezilerde, Karadenız'de yaşanan kültür kat- liamına bir kez daha tanık olduk. Daha birkaç gün önce, Istanbul'da Dünya Mimarlık Kongresi nede- niyle açılan birsergide, Doğu Karadeniz'in gelenek- sel mimarisine hayranltğımızartmıştı. Karadeniz'in olağanüstü doğasında geçirilen dört gün boyunca, bu hayranlık umutsuzluğa bırakıverdi yerini. Be- tonlaşmafelaketinden kurtulabilen yöre kalmamış- tı neredeyse. Yapımı sürmekte olan ünlü Karadeniz sahil yo- lunda ilerlerken, aklımıza takılan şu sorunun yanı- tını bulmakta zorlanıyprduk: Sahil yolu konusunda etkili bir kampanya yürüten sivil toplum kuruluşla- rı nerede idi? Trabzon'dan Rize'ye, oradan Hopa'ya uzanan yol boyunca gördüğümüz çirkinlikler kar- şısında, söylenecek fazla bir şey kalmıyordu. Kül- tür değerlerinin tahrip edilmesine, kentlerin baştan aşağı betonlaşmasına direnemeyen Karadenizlile- rin sahil yolu konusunda nasıl bu kadar hassas ola- bildiklerini anlamak mümkün mü? Bu katliamda, Karadeniz insanı, en az sahil yolunu planlayan ye gerçekleştiren siyasi otorite kadar sorumluluk sa- hibi değil mi? Ikisinin de ortak noktası 'rant' değil mi? Arazisine çok katlı beton apartmanı dikerek, kazancını katlamayı hesaplayan bir vatandaş, ona izni veren yerel yöneticiler ve koruma kurullan ka- rarlarını göz ardı ederek, sahillerin betonlaşmasına zemin hazırlayan merkezi otoriteden daha mı az suçlu? Çamlıhemşın'den Ayder'e, yeşilin tüm tonlarının biıiikte var olduğu o güzelim yaylalar, vadiler, be- tonlaşma yolunda adım adım ilerliyor. Olağanüstü bir doğa güzelliğine sahip olan Fırtına Vadisi'ne toplu konut yapmak, başka hangi ülkede mümkün olabilir? Inanmayan, gidip bakabilir: Vadideki top- lu konut inşaatı hızla sürüyor. Bu katliamda kimle- rin imzası olduğu elbet gün ışığına çıkar, ama yöre halkının sessizliğine ne demeli? Çıkarlan dışında hiçbir yasa tanımayan insanların çoğunluğu oluş- turduğu birtoplumda, kültürün sanatın yeri ne ola- bilir ki? Yoktur, elbette... öyle ise, etik değerlerini yitirmemış, kültürel değerlerine sahip çıkan insan- lardan oluşan bir toplumun var edilmesinin yolu, kültür ve sanatı toplumsal yaşamın asal bir öğesi yapmaktan geçmiyor mu? İşte, tam da bu nedenle, yerel yönetimlerin kül- tür ve sanata önem vermelerı, kentsel dönüşümü kültür ve sanattan soyutlayarak gerçekleştireme- yeceklerini bilmeleri gerekiyor. Kültür ve sanat fes- tivalleri, kentsel dönüşüme zemin hazırlayabilecek ortamlar. Bu açıdan, şenlik, festival ve benzeri or- ganizasyonlann katılımcı bir anlayışla hayata geçi- rilmesi son derece önemli. Ne var ki, bu alanın öz- gül koşulları unutulmadan. Türkiye'de belediye yetkililerine, festival düzen- lemenin bir uzmanlık işı olduğunu anlatmak kolay değildir. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir ülkede, festival düzenleyenlerin kendi beğenilerinı, siyasal tercıhlerini ya da ticari çıkartannı göz ardı etmeleri beklenmez. Dolayısı ile, kimi festivalin 'ticari' yönû öne çıkar, iş 'yandaş' şirketlere havale edilirken, ki- mi festival başkanın oy potansiyelini arttırmaya dö- nük 'popülist' bir yaklaşımla ele alınır. Hopa, bun- ların dışında kalan örneklerden biri. Festivali, katı- lımcılık ilkesi üzerine bına etmeye çalışıyorlar. Ne var ki, kentin pek çok sivil toplum örgütü ve ÖDP dışındaki tüm siyasal partiler uzak durmayı seçmiş- ler. 'Imece', ortak iş yapmak, bizim kültürümüzün bir parçası değil miydi bir zamanlar? Ya devletin yaklaşımı? O da, doğal yaşamı ko- ruma alanında olduğu gibi, yetersiz ve samimiyet- siz. Kültür veTurizm Bakanlığı'nın hangi festivalle- re ne kadar destek verdiğini öğrenemezsiniz. Çün- kü, bu kararlar herhangi bir ölçüte dayanarak alın- maz. Iktidar partisinden milletvekıllerinin çabaları- na bağlıdır festivallerın alacağı destek. Bir de, Ba- kanlık desteğinin ancak kamu kuruluşlarına (valilik- lere ve belediyelere) ya da kamuya yararlı olduğu hükümetçe saptanmış(l) sivil toplum kuruluşlarına verilmesi gerçeği var ki, büsbütün acıklı... Yani dev- let desteğini gene devlete veriyor. Hani sivilleşiyor- duk beyler, ne oldu? Devletin yaklaşımmda tutarsızlık var da, sivil top- lum çok mu tutarlı? Yerel yönetimler ve STK'ler için 'görûnürlük' sağlayan festivaller, özellikle taşra kentleri, kasabalarında birer 'iktidar' alanı; yerellik- le şovenizmın bırbinne kanştınldığı, taşra psikolo- jisinin egemen olduğu ortamlardır genellikle. "Biz- den olsun, çamurdan olsun" anlayışı sonucu, ev- rensel kültüre açılan kapılara kilit vurulduğu çokça görülmüştür. Kısacası, sahici kültür ve sanat festi- valterinin önünde yüzlerce engel vardır da, her yıl aynı 'sanatçı'ların davet edildiği meyve ve sebze 'fest/Va/teri'nin yasatılması konusunda devlet-mil- let el ele vermiştir. vecdisayarfg yahoo.com Müzik ve Dans Festivali' I Kültür Servisi - Maltepe Belediyesi'nin düzenlediği 'Uluslarası Müzik ve Dans Festivali', Letonya, Litvanya, Romanya, Bulgaristan, Polonya, Yunanistan, Kazakistan ve Israil'den katılan gösteri ekiplerinin Mehter Takımı eşliğinde Odakule'den Taksim Anıtı'na yaptıklan yürüyüşle dün başladı. Uluslararası halk oyunlan gösterileri ve ilçedeki folklor topluluklannın oyunlanyla sürecek festivalde, bu akşam 21.30'da Maltepe kıyıyolu konser alanında Nur Yoldaş ve Ercan Turgut konseri var. Festival, 17 Temmuz Pazar günü Gökhan Tepe konseriyle sona erecek. CAZ FESTlVALİ'NDE BUGÜN • BOĞAZİÇÎ ÜNTVTRSÎTESt GARANTİ KÜLTÜR MERKEZÎ AYHAN ŞAHENK SALONU'nda 19.00'da 'Three Guitars' başlıklı, Larry Coryell, John Abercrombie, Bari Assad'ın katılacağı konser. • BABYLON'da 23.00'te Paris Combo konseri. • FRANSIZ SOKAĞI'nda 20.00'de 'Genç Caz' başlıklı Details, Vinkage Keys konseri. (212 334 07 00) BUGÜN • NARDİS JAZZ CLUB'da 23.00'te Önder Focan ile Nezih Yeşîlnil konseri. (0 212 244 63 27) • BAŞKA KÜLTÜREVt'nde 20.00'de 'Hair' adlı filmin gösterimi. (0 212 256 83 68)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle