19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Türkiye'de rezervi bulunan bor, sağlıktan teknolojiye kadar pek çok alanda kullanılıyor Yaşamın orgtydirilmiş emprime kumaş, normal MJ kumaşagöre daha zoryamyon Çimentonun içine bor kaüldığı takdirde dayanıkhhkyüzde 70 oranında artiyor. Borun kansertedavisinde kuUanümasına üiştin çahşmalarise sürüyor. İSTANBUL (AA) -Ulusal Bor Araştırma Ens- titüsü (BOREN) Başkanı Erk înger, hidrojen enerjisiyle çaüşan araçlarla ilgili projeler gerçek- leştiği takdirde, her yıl 50-60 milyon aracın pa- zara girdiği ve araç başına 40-50 kilogram sod- yum bor hidrürün gerektiği düşünüldüğünde bu- günkû Eti Maden'i 2-3'e katlayacak bir ihtiya- cın ortaya çıkacağını belirterek "Otomotivve di- ğer sektörierin ihtiyacı göz önüne atamrsa çok s- kı bir işin içindeyiz" dedi. Inger, otomotiv sanayiinin 2030 yılında çer- çevesınin değışeceğini, hidrojen enerjisi devre- ye girdikten sonra bütün dünyada hidrojen kul- lanımının gerçekleşeceğinı söyledi. Inger, Uluslararası Hidrojen Enerjisi Tekno- lojileri Merkezi'yle hidrojen depolanmasında bor kullanımıyla ilgili bir niyet mektubunu im- zaladıklarını anımsatttı. Erk Inger, borun 250'den fazla kullanım ala- nı olduğuna dikkat çekti. Inger, borun kullanım alanına ilişkin şu örnekleri verdi: "îkisinde de borun bulunduğu bir mıknaûsvebirfletkenk280 derecede bir man>etikyasükyaratiyonız. Hava- da duruyor, sürtünme sıfir. Orada hızh tren tek- nolojüerine doğnı üniversitelerimizi. araşürma birimlerimizL, özel sektörümüzü harekete geçi- riyoruz. Bor giydirilmiş emprime kumaş nor- mal kumaşa göre daha zor yanryor. Çimentonun içine bor katarsak meydana geiecekbeton daya- nıkhhğı yüzde 70 daha fazla oluyor." Kanser tedavisinde de bor kimyasalının kul- lanımı için çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Inger, bor kimyasalının sıvı bır şekılde tümörün içine zerk edildığinı, daha sonra dışandan odak- lanma suretiyle proton bombardımanına tutul- duğunu ve sınırlı bir alan içindekı kanserlı hüc- relerin, sağlıklı hücrelere zarar vermeden tah- rip edildiğini kaydetti. Inger, Türkıye'de ciddi bor rezervleri bulun- duğunu, dünya bor rezervlerinin yüzde 72'sinin Türkıye'de yer aldığının söylendiğini de sözle- rine ekledi. iştirecekmaden Podyumda bir denizkıu Itafya 'nın başkentiRoma 'da düzenlenen modagünlerin- de öyle bir kıyafet vardı kigörenler kendilerini 'denizkızı podyumda'demekten alamadılar. Bir etekten oluşan ta- sanm Rus modacı Sumbell Zigazovaga ya aittL Alt kısmı denizfazının kuyruğunu andıran tasanmın üst tarafi ise yatnızca modetin kollanndan oluşuyordu. (Fotograf: AP) lÜM ADAMINDAN ÖNERİ Soliaçık hava müzesi olsun ABÎDİN Y4ĞMUR MERSİN - Soli Pompeipohs sütun- lu yol ve Soli höyüğunde arkeolojik ka- zılan yürüten 9 Eylül Üniversitesi Öğ- retim Üyesı Doç. Dr. Remzi Yağa ça- lışmalar sırasında ortaya çıkanlan eser- lerin Mersın Müzesi'nin darlığı nede- niyle sergılenemediğini söyledi. Sütun- lu yolun restore edildikten sonra açık hava müzesıne dönüştürübnesini öne- ren Yağcı, belediyelerin, işadamlannın ve sivil toplum örgütlerinin Soli Pom- peipoüs sütunlu yolunun restorasyonuna destek vermesini istedi. Yağcı, alanda yaptıklan kazılarda Hitit Imparatorlu- ğu'na kadar uzanan geniş bir uygarhk- lar yelpazesine ulaştıklannı kaydetti. "Hitit metinlerinde adı geçen Elipra kentiburasıolabilir" dıyen Yağcı, kent- tekı eserlenn birçoğunun yağmalandı- ğını vurguladı. Merkeze bağlı Mezitli beldesındekı Vıranşehır Mahallesı'nde bulunan ve geçmişi MÖ 15. yüzyıla kadar uzanan Soli Pompeipolis kentinde 1999 yılın- da kazı çalışmalanna başladıklannı be- lirten Doç. Dr. Remzi Yağcı, 350 met- re uzunluğundaki, denize dik inen sü- tunlu caddede yapılan kazı çalışmala- nnda, aralannda Şarap Tanrısı Diony- sos'un heykelinin de bulunduğu çok sayıda heykele ulaştıklannı kaydetti. Yağcı "SoK bir liman kentiydi. Bura- da şarapticaretiyapdıyordu. Höyükte yapılan çahşmalar sonunda Şarap Tan- nsı için yapümış bir tapuıağa ulaşaca- ğımızı tahmin ediyoruz" ifadelenni kullanarak "Tarihin henıen hemen her aşamasına tanıklık eden bir kent kendi kaderine terk edümemelT dedi. Mozaikler renk zengini İstanbul düdüklü tencere GAZİANTEP (AA) - Gazıantep Moza- ik Müzesi Müdürü Fatma Bulgan, Zeug- ma Mozaikleri'nin yapımında 13, Tunus'ta bulunan Bardo Müzesi'nde sergilenen mo- zaiklerde ise sadece 6 renk kullanıldığını söyledi. Bulgan, Zeugma AntikKenti'nden çıkanlan mozaiklerin. Bardo Müzesi'nde- ki mozaiklerden hem nicelik hem de nıte- lik bakımından çok daha kalitelı olduğu- nu belirtti. Zeugma'daki mozaiklerin çok daha sağ- lam ve bütün olarakbulunduğunu ifade eden Bulgan, "Tunus'taki mozaikler ise parça parça buhınarak sergUenmiş" dedi. MADRİD (AA) - Ispanya'nın güneyindeki Cartagena kentinde düzenlenen ve bu yıl Tür- kiye'ye ıthaf edilen "LaMar deMusfcas" fes- tivalınde "Crossuıg the Bridge: The Sound of İstanbul" (istanbul Hatrrası: Köprüyü Geç- mek) adlı fihnini tanıtan yönetmen Fatih Alan. Istanbul'a övgüler yağdrrdı. La Razon gazetesindekı demecınde Akın. " İstanbul çok büyük bir kent 70'ten fazla kültiirün bulunduğu bir düdüklü tencere. ts- tanbul'daki kültür kanşımımn temeH, Avru- pa'daki herhangi bir kentinkinden çok daha güçlü. İstanbul en az Londra, Paris veya \ew Ybrk kadar modern ve öncü bir şehir" dedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN "...İkinci Bir Soğuk Savaş' Başladı mı?! n (Çağnşım /10. "...acaba hatırlayan çıkacak mı? 70'li yıllar, Bilgi Yayınevi'nde danışmanım; Salvador Allende, ülkesi halkının oylan ile iktidara gelmiş, bu yiğit solcu lider, ABD'nin tertip ve telkinleıiyle bir darbe düzenlenerek alaşağı edilmiş; Allende, Başkanlık Sarayı'nı terk etmemiş, elinde tabancası, vuruşarak ölmüştü. İşin gerçek mahiyetini, kamuoyuna anlatmak amacıyla, Yayınevi'ne Armando Uribe'nin yazdığı, tepeden tırnağa belge, kitabın çevrilmesini önerdim; çevrilip yayımlanan bu eser, baa 'şsşkın' aydınlanmızın yeni yeni anlar gibi olduğu, bazı önemli gerçekleri, patr patır anlatıyordu: (Bkz. "Şili'de Amerikan Darbesi", Bilgi Yayinevi.) Çağnşımın sebebi ne? Vıncent Javert, ne demiş; şu anda Asya'daki bazı despotlara karşı, 'ihtilal imalatçılan' harekete geçecekleımiş ama, o despotlar buna şiddet kullanarak karşı koyuyorlarmış! Gel de, o yıllardaki made in USA markalı bir dizi 'danbe'yi hatırlama! Aradaki fark şuydu ki, o dönemde Washington ve gizli servisleri, şimdiki gibi eyyamcı 'çiçekçocuklan'rv değıl: göz diktiği ülkelerin, düpedüz ordularını kullanıyordu. Başka birçok ülkede olduğu gibi, Şili'de, harekete geçen Silahlı KuwetleıJ in; bilhassa, Donanma ve Hava Kuvvetleri'nin nasıl ABD denetiminde olduğunu, Armando Uribe eserinde açıklamıştır. Ama asıl altını çizeceğim başka bir şey! Asya'da ulusal topraklannı 'Küresel Emperyalizm'e karşı korumaya çalışan 'despotlar 1 , acaba'Sfetem'in darbeyi müteakip Şili'ye münasip gördüğü 'Başkanı' hatırlatıyor mu? Bilindiği gibi bu zat General Pinochet adında bir subaydı ki, halkın seçtiği Allende'ye karşı, elinde silahla iktidar olmuş, 'despot'un tekiydi. Kıssadan hisse, Uluslararası Emperyalizm için, ülkenin başına despotun en zalimi geçse bile, hiç fark etmez; o 'demokrat' sayılır; buna mukabil, 'Küreselleşme' -aslında 'Küreselleştirme'- numarasına 'yatmayı' benimsemeyen liderler, 'despof diye alaşağı edilir. Vincent Javert'in o kadar doğruyu açıkladıktan sonra, bu yanlışa düşmesi garip!.. Yoksa hepsi Müslüman ve Türk de ondan mı?) ihtlyar Ayıya Irrtilâl öğretmekl (Tesbit/16. "...önce bnrsoru yönelterek başlayayım: 2004 yılı sona ererken ünlü Fondation Freedom House'ın, Putin'in Rusya'sını, 'özgürolmayari ülkeler sınrfına koyduğunu biliyor muydunuz? Hangi gazetemız yazdı, hangi televizyonumuz söyledi ki, bilebilesiniz. Oysa Vıncent Javert'in verdiği bilgiye göre, keyfiyet budur '...tabii sonra Viadimir Putin geliyor: Fondation Freedom House, 2004 senesi nihayetinde, Rusya'yı özgür olmayan ülkeler sınrfına koymuştu; böyle bir olay, Sovyetler Birliği'nin yıkılışından bu yana, ilk defa vaki oluyordu. Yeni icat 'Che'lerin, Rus liderinin kafasını, av tablolanna ilave etmek arzusu, en büyük hayalleridir. Içlerinde bunu, amaçlann en önemlisi, en doğrusu diye kıymetlendiren de yok değil. Hatta bazıları, yeni yeni palazlanmaya başlamış 'devrimci' gruplan eğitiyorlar. Kınm'da, hatta Rusya'nın göbeğinde, bu yaz için seminerler düzenlenmesi öngörülüyor...' '...gel gör ki, Kremlin'in bugünkü efendisini alaşağı etmek, sanıldığı kadar kolay bir iş değil; zira Putin'in gizli servislerini ve de Silahlı Kuvvetleri'nin önemli bir kısmını denetiminde tuttuğu biliniyor. Özbekistan'da Kerimofun gösterdiği kanlı tepkiyi, açıkça destekledi; böylelikle, Rusya'da da böyle bir kalkışma olursa, lüzumu halinde kalabalığın üzerine ateş açabileceğini hissettirdi. Ayrıca, Rusya'nın Başkanı 'imalatçı takımı'nın faaliyet- lerini baltalamak amacıyla iki çareye başvuruyor. Bir kere, kendine ait bir Gençlik Hareketi yaratmak yoluna gitmelctedir, öyle bir hareket ki bu, adı bile adeta OTPOR'un, KMARA'nın ve benzerlerinin bir kopyası; iki heceli bir kelime: HASHİ, yâni 'Bizimkiler'i; hatta tişörtler, tebaesemler bile aynı; değişen sadece söyledikleridir ki, bunlar hem sert hem de ulusalcı...' "...hepsi bu kadaria kalsa, iyi: FSB (eski KGB) de boş durmuyor; ortalığı iyice kanştırmak amacıyla kimisini kullanıyor, kimisine haberler uçuruyor, bazı muhalif grupların içine sızıyor; bunlar yetmezmiş gibi, (sahte, yani onun denetiminde) muhalif gruplar yaratıyor. 'İhtilal Imalatçılan'nın, Moskova'da işleri zor; işin içindeki pişmiş, ihtiyar ayıya, Ihtilal'tn nasıl yapılacağını öğretmeye kalkışmak kolay değil!..' (Le Nouvel Observateur, 1 Haziran 2005, s. 18) Ne alâkası mı var?.. ÇTesbit/17. "...çokteknik, hatta sıradan hissi veren bir haber, o kadar ki, gazetelerimizın bırçoğu hiç iltifat etmedi, kimisi birkaç satırla geçiştirdi; bakar mısınız söz konusu olan nedir: '..AB referandumu sonrasında, IngiKere ile butçe krizi derken; iç ve dış siyasette zor günleryaşayan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, 10 milyar Euro'luk nükleer füzyon reaktörü çekişmesinden, alnının akıyla çıktı. Geleceğin temiz ve ucuz enerjisini üretmesi planlanan nükleer füzyon reaktörü Cadarache'da inşa edilecek...'" (Humyet, 29 Haziran 2005, s. 15) Bunun 'Sistem'le ne alakası var dıyeceksınız? Yalnız 'Sistem'le değil, daha fazlasıyla var: Proje altılı bır uluslararası konsorsıyum tarafından destekienıyor; bu altı ülke Rusya, Çin, ABD, AB ve Güney Kore! Ne kadar ılginç değil mi? Nükleer Füzyon Reaktorü'nün Fransa'da inşa edilmesi kararında, acaba kim kimi desteklemiş? Çin, Rusya ve AB Fransa'yı desteMerken; ABD ve Güney Kore, Japonya'yı desteklemiş! Sadece bır soru soracağım: Fransız halkının, AB Anayasası'nı reddeden referandumdan sonra, Çin ve Rusya (yani Avrasya) tarafından desteklenmiş olması, aklınıza bir şeyler getiriyor mu, getirmiyor mu? Getirmiyorsa, ne gam! Siz rahatınıza bakın! Isterse yeryjzünde, ikinci bir 'soğuk savaş' başlamış olsun! e-mail:tilahan isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan FaksK)-212/2601988 Biz Bu İşte İddialıyız.. TURKIYE BU RAKIYI NEDEN ÇOK SEVDİ? RAKI DENEYİP VAZGEÇEMEYENLERE SORUN! Restaurant-Bar Sipariş Hattı Faks: 0212 655 59 03
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle