23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Türkiye, emperyalistgüçler tarafindan desteklenen düşünce kuruluşlarının sömürgecifaaliyetlerinin tehdidin Geçişülkesi olmaktan kurtulaton T ürkiye'nin neden güçlü bir ülke olma vasfinı koruması lazım geldiği hususundaki tespitlerimize açıklık getirmek istiyorum. ABD içın Avrasya; ekononuk politik egemenliğin odağı, soğuk savaş sonrasının jeopolitik merkezi, dünyanın enerji doğalgaz kaynaklannın bulunduğu bölge. yeni pazar alanlan olması itibanyla fevkalade önemlidir. ABD'nın ortaya attığı GOP kuşkusuz bu ihtıyaçlann ürünüdür. ABD ıçın bu ıhtıyaç, ekonomik sorunlanna yenık düşmeden küresel egemenliğıni kahcılaştumak amacı ile hayata geçinlmıştır ve yürütülmektedir. Bu maksatla B M zayıflatüıyor, NATO'ya yeni şekıller ve görevler veriliyor. GOP ve NATO'nun amaç AB GÜNDEME GETtRİYOR 'Kimliky istismar ediliyor K imlik konusu son yıllarda üzerinde en çok tartışılan konulardan biridir ve tehdit olma vasfı her gün artmaktadır. Samuei Huntingtonun "Biz Kimiz" Isinüi kitabından konu ıle ılgilı bır bölümü siz- lerle paylaşmak istiyorum. Çünkü Türkiye'de bu konu ciddı anlamda istismar edilmiş, ulus bütün- lüğümüz tehdide açık bır hale getınlmek isten- mıştır. Yazar kıtabında "Küreseueşıne, çok kûl- tüıîülük. kozmopolitlik. göçler. alt mifliyetçüik ve karşı millhetçilik Amerikan bilincini yıpratb; et- nik künlik, ırk kimKği ve cinsiyet lamliği ön plana geçti ve Amerika'nın dfl ve kühürüne yönelik bir- çok soru işaretini gündeme gctirdi. l lusal tarih eğitimi yerini, etnik tarih ve ırk tarihi cğıtimine bıraktL Amerikahlann ortak değerlere verdikleri önem, çeşitlüiğe gösteriien ilginin gerisinde kakn. Ulusal bütünlük ve uhısal kimtik duygusu erozyo- aa uğradL 2000 yüından önce ABD bayrağı yan- ya indiribnişti. diğer bayraklar Amerikan Idmb- ğine ait oian bayrak direğinin üzerinde daha yük- sekknk dalgalanıyordu. Amerikan ulusal birnği- ne meydan okumalar giderek aruyordu. ABD kimliğinin ileri sürüldüğü gibi, tüm insanb- p n ortak değerlerini kucaklay an evrensel bir ulus mu? Ya da biz ldmliğiınizi AvTupalı mirasımızla, Avrupah kummlanmızla tanımlayan Batıh bir ulus muyuz? Yoksa tarihimiz boyunca •Amen- ka'nın ayncalığı' görüşünü destekleyenler tara- ftndan ileri sürüldüğü gibi kendimize özgü uygar- hgımiTfa benzersiz miyiz? Ulus oiarak etnik din- sel ve de ırksal alt kimliklerimizin ötesine geçen jşnlamh bir kûıüiğe sahip miviz? Ulusal çıkarlar ulusal kimKkten doğar. Çıkarlanmızın neter ol- duğuna karar vermeden önce kün olduğumuzu bünıek zorundayız, Ciddi tehditlerle karşı karşı- ya kalan toplumlar ulusal kimlik duygularuu, ulusal bedeflerini. ortak kültürel değerlerini can- landırarak çöküşlerini erteteyebilir, parçalanma- lannı sona erdirebilirler. Amerika 11 EyhıTden sonra bunu yapo. Demokrasi gelişmeden önceki Baü toplumunda kimlik' genelde 'dınsel' bir te- mele dayanrvordu. Ortaçağda bir Fransız'a' Sen kimsin" sonısunu yönehtiğinde 'Ben Hıristiya- rum' diye kendini tanımhyordu. Fransız ihnîalin- den sonra, 'yurttaşjık' anlaytşı gündeme gelince bu Ben Fransızım' tdmliğine dönüsmüştür. Bu kimlik laik bir kimliktir" demıştır. ÇATIŞMA ORTAMI YARATILIYOR Aynı durum Türkiye içın de söz konusudur. Cumhunyetin kurulmasından sonraki devrim dö- nemindeki uygulamalar "uhısal kimlik binncinT güçlendırecek doğrultuda olmuştur. Atatürk ay- nlıldan değil benzerlikleri kurumsallaştırmıştır. Atatürk ulusal kimlik bilincini yaşanmış ve ya- şanmakta olan ortak tarih, ortak kültür paydasına dayandırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı. birleştincı, bütünleştirici bir öğe oiarak benim- senmiştıı. Dinsel kimlik bireyin kendi özel yaşa- mının bır öğesi oiarak bırakılmış, tüm gehşmış ülkelerdeki çağdaş. akılcı, yurttaşlık bılincine yönelinmıştir. Laik ulusal bir eğitim sistemi de bu bilıncın güçlenmesıne destek olmuştur. Biz Cumhunyetle birlıkte bir ulus oiarak yaşamaya başladık Ulusal kimlik bilinci etnik ve dinsel düşüncelerden aruımış bir devletın yurttaşı ol- mak bılıncı yeşermeden, güçlenmeden bir aşama ötesi olan, Avrupa (AB) kimlığine yönelmek ola- nak dışıdır. Nitekım. bazı sorunlar yaşamalanna karşın AB'nın tüm üye ülkeleri ulusal kimlik bılınçlennı oluşturmuş, yaşama geçirmış ülkeler- dır. Türkiye'de kimlik ve azınlık sorunlannı ıs- rarla gündeme getırenler, kendi ülkelerinde yaşayan farklı kimlıkli azınlıklar için en iyi uyumunasimilasyon olduğunu, kendi hâkım kültürlennin bir parçası halıne getirmek ol- duğunu. aynca her dıli destekleyerek ülkelennı kaosa surükleyemeyeceklerinı ifade ederken bugün çeşitli vesilelerle insan haklan adı altında bünyemıze uyma\an veya zamanla gerçekleş- mesı gereken uygulamalarla ülkemızin ciddi bır çatışmaörtamına sürüklenmesi tehdıdi ıle karşı karşıya olduğunu belirtmek istiyorum. Kuşkusuz bu bir güvenlik sorunudur. ve strateji birlıği yaklaştınlmak isteniyor. Diğer taraftan Â\Tasya, ABD ıçin aynı zamanda kaygı vericı gelişmelerin coğrafyasıdır. Bir yanda Çin ıstikrarlı bir biçimde büyümekte, (son on yılda yüzde 7 kalkınma) Şanghay Işbırliği Orgütü güçlenmekte, aynı zamanda Avrupa'mn Avro'su Avrasya için ehemmiyet arz eden bir para olma vasiina kavuşmaktadır. Böyle bır ortamda, dünyanın en kritik bölgelennden birinde yer alan ülkemizin çevresinde halen sıcak çatışmalar devam etmekte, bu çatışmalann yakın gelecekte sona ermesi ve yenilenmn başlamaması konusunda garanti vermek mümkün görünmemektedır. Günümüzden geleceğe gerçekçı bir gözle bakarsak Türkiye'nin gücünün sınırlardan (şartlar gerektirir ve mümkün olursa suurlannın da ötesinden) başlaması gerektığıni söyleyebiliriz. Bu nedenle, topraklanmızı bir geçiş güzergâhı olmaktan kurtarmahyız. DÜ$ÜNCE KURULUŞLARI Yukanda belirttiğim tehdit algılamalanndan sonra, günümüz tehdit algılamalanndan bazılanna değinmek istiyorum. Bu kapsamda ele alınacak konulardan bırisı, kuşkusuz düşünce kuruluşlannın durumudur. Düşünce kuruluşu, düşünce topluluğu adı verilen think- tank Ikınci Dünya Sa^şı'ndan kalma asken bir oluşumdur. Bu kuruluşlar ile 1955'lerden sonra sivıl anlamda faaliyet gösterilmeye başlanmış ve çoğu zaman toplumla devlet arasma girerek yeni bu- örgütlenme şeklı oluşturulmuş \e devlet egemenliğine paralel bir egemenlik kurulmak istenmiştir. Burada önemli olan devlet yönetımine yön vermeye çalışan, yabancı ülkelerin çıkarlanna uygun araştırma, inceleme, değerlendırme çalışmalan gerçekleştirme gayreti içinde olan bazı dernek, vaİaf. enstitü adı altındaki kuruluşlann varlığını çok ıyi bilmek mecbunyetinde olmamızdır. Dış kaynaklann da ciddi anlamda destekledıği bilinen bazı bu tıp kurumlann amaçlan açıktır. "Türldye'de devietin egementiğini gevşetmek, iç dayanışmanm önünü ukamak ve Türkiye'yi düşük ya da küni zaman yüksek yoğunlukta çaüşmalara sürükkmektiirr Yabancı devletlerın güdümündeki sözde bazı sivil toplum örgütlerinin emperyalıst güçlere hizmet edecek şekılde faaliyet gösterdiğinı, dolayısıyla yeni bir sömüışecilik tehdidi altında olduğumuzu ciddi anlamda tartışmalıyız. Bu tarz tehditler, bilinen klasik tehdit algılamalanmn dışmda, ancak onlardan daha tehlikelı ve kapsamlı olmaktadır. Son dönemde yaşadığımız birçok olay bunlan teyit etmektedir. (Yukanda ifade edilen hususlar "Shil Örümceğin Ağmda" isimli kıtaptan derlenmiştir.) r SURECİNDE GÜVENLİK EmeLli Orgeneral Ayt3Ç Y A L M A N 41. Kara Kuvvetleri Komntanı 3 AB'nin daha fazlasını isteme hakkı yok # MGK'nın yapısının değiştirilerek kuvvet komutanlannın kuruldan çıkanlması talebi haksız bir taleptir. Daha önce açıklandığı gibi bir ktsım AB üyesi ülkelerde de kuvvelrkomutanlan MGK'ye dahildır. İon yapılan değişikliklerle MGK üye sayısı 9'5 sivıllenn lehıne dönüsmüştür. MGK tamameırdanışma organı haline gelmiş ve başına sîvii sekreter atanmıştır. AB'nin daha * fazlasmı istemeye hakkı olmadığı değerlendirilmektedir. # Profesyonel askerliğe geçiş talebi de haksız bir taleptir. Zira AB üyesi bazı üöeelerde mech ^kerlik devam etmektedlf: - ^ rürkıye'nin asker- millet • anlayışı zedelenmemelidir.i y Avrupa Birliği'nin istekleri karşısında etkin bir strateji izlenmesi zorunlu Aııatlikle eğhiın kabıd edflemez A vrupa Birliği'nin Muhtemel tstekleri Kar- şısında izlenmesi Gereken Stratej ileri şöyle stralayabiliriz: • Kıbns sorununun çözümünü, adil ve kalıcı olmak kaydıyla Türkıye ve KKTC, Kıbns Rum kesıminden daha fazla is- temektedir. Nitekim Annan Planı'm Türkiye kabul etmiş, KKTC halk oylamasında "evet" demıştir. Türk askerinın Kıbns'tan çıkanl- ması ancak çözümden sonra gerçekleştiril- melidir. Güneye göç etmiş olanlara tazminat ödenmesi, anlaşma sağlaranasma ve bu anlaş- manın ıçeriğine göre her iki taraf içinde gün- deme getirilmesıne bağlı olmalıdır. Kıbns sorunu çözülürken Türk tarafımn eşıt haklara sahıp kurucu ikı ulustan biri ol- duğunu kabul edecek ıki bölgelı federal bir yapı esas aluımalı, adadakı sılahlı kuvvetler her iki taraf için eşit miktarda azaltılmalı, KKTC halkının güvenlıği emnıyete alınma- lıdır. Adanın bir lasmının da olsa Yunanıstan'ın kontrolüne geçmesine manı olacak hükümler net bir şekilde anlaşmada yer almalıdır. Buya- pılmadığı takdirde adanın bu- kısmında bile olsa Yunanistan'ın asken üs tesıs etmesı Tür- kiye'nin güneyden kuşatılmasına neden ola- cak ve Yunanıstan'a Doğu Akdenız'i kontrol etmede önemli stratejik avantajlar sağlaya- caktır. # Ermenistan'la dıplomatik ılişki kurulma- sı, suıır kapılannın hava sahasının Ermems- tan uçaklanna açılması, Ermenistan'ın ana- yasasmdan Türkıye'nin doğusundaki bazı il- lerin kendisine ait olduğunu çıkarması ve söz- de soykınm iddialanndan vazgeçmesı halin- de gündeme alınmahdır. Anılan soykınm id- dialannın doğru olmadığı AB ülkelerine an- latılmahdu-. # Sınırlann kontrolünün özel bir binm ta- rafindan ve tek elden kontrol edılmesi müm- kündür. Ancak bunun için mih/ardolarlara va- ran yatınm gereklidir. Bu ka>Tiak AB'den is- tenmelıdır. Suıırlar sadece Türkıye için değil AB için de önemlıdır. Terörist geçışleri, ya- sadışı göç, uyuşturucutrafığinın önlenmesi Av- rupa için de hayatı önemi haizdir. # Azınhklann haklannın genişletilmesı en hayati ve larmızı çızgısi olması gereken ko- nulann başında gelmektedir. Türkıye son yap- tığı değişikliklerle AB üyesi ülkelerdeki azın- lıklara verilmış olan haklann tamamını ver- mıştir. Geriye sadece anadilde eğıtım hakkı kalmıştır. Böyle bir uygulama Avrupa'nm hıçbır ülkesinde yoktur. Pratikte, ülkenin bö- lünmesini kabul etmiyorsak, uygulama alanı da bırakılmamahdır. Böyle bir uygulama Tür- kıye'yi bölünmeye kadar götürebileceğinden kesinlikle kabul edilmemelidir. # Müslüman olmayan azınlıklann hukuki kişilik, mülkiyet hakkı ve eğitimleri konula- nnda bazı teknık düzenlemeler yapılabilir. Ancak bunlar yapılırken AB ülkelerindeki Müslümanlara tanınan haklarla ügili karşı- lıkhlık ilkesine göre hareket edilmelidir. # Türk askerinin Kuzey Irak'tan çeküme- si PKK tehdidinın tamamen ortadan kalkma- sı halınde kabul edilmelidir. % Yunanistan'la Ege sorunlannm çözümü, her iki tarafça kabul görecek birçerçevede Tür- kiye'nin de lehinedir. Bu konuda öncelikle ikilı görüşmelerle sonuç alınma> r a çalışılma- lı, bu mümkün olmazsa sorunlann tamamı adalet divanına götürülmelidır. # PKK v e Abdullah Ocalan'm affi söz ko- nusu edılmemelidir. # Fırat ve Dıcle nehirlerinin ve bunlar üze- nndeki barajlann kontrolünün uluslararası bir oluşuma verilmesı kesinlikle düşünülemez. TSK'NİN StVÎL KONTROLÜ Denetim Avrupa'dan farldı değil T SK'nin sivil kontrolü ve etkinliğinin azaltılması konusunda AB'nin muhtemel istekleri karşısında izlenmesi gereken stratejileri şöyle sıralayabiliriz: # TSK'nin siyasi otorite tarafindan kontrolü ince- lendiğinde, Avrupa ülkelerinden farklı olmadığı ortaya çıkacaknr. Harp karan verme ve silahlı kuvvetleri yurtdışına gönderme veya yabancı si- lahlı kuvvetlerin Türkiye'ye gelmesı parlamen- tonun yetkisindedir. Silahlı kuvvetlerin bütcesi her yıl bütçe kanunu çerçevesinde parlamento tarafindan kabul edilmektedir. Genelkurmay başkanı Bakanlar Kurulu'nun teklıfiyle cum- hurbaşkanınca atanmaktadır. General kadrolan tavanı yasayla belirlenmiştir. TSK bünyesinde sıvıl kontrolün yetersizhğinden bahsetmenin 3 sebebi olabılir. Birincisi AB'nin yeterli bilgiye sahip olmaması ihtimalidir. tkincisi AB'nin art niyetli davranması ve TSK'yi za>ıflatma arzusu olabılu". Üçüncü ihtimal de Türkıye'deki bazı güçlerin AB'ye bu şekilde davranmayı empoze etmesidir. # Genelkurmay başkanmm MSB'ye bağlı olma- masmı. silahlı kuvvetlerin sivil otoritenin kont- rolünde olmaması gibi algılamak doğru değıl- dir. Genelkurmay başkanı, yasalanmıza göre si- lahlı kuvvetleri harbe hazırlamaktan sorumlu olan Bakanlar Kurulu'nun, yani hükümetin başı olan başbakana bağlıdu". Başkomutanlık TBMM'nın manevi şahsıyetınde Cumhurbaş- kanlığı'nca temsil edilmekte ve savaş da Genel- kurmay Başkanlığı'nca yürütühnektedir. Bu ne- denle, genelkurmay başkanmın cumhurbaşka- nıyla doğrudan bağlantısı ohnası gerekir. Öte yandan silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanma- sından Bakanlar Kurulu sorumlu olduğundan genelkurmay başkanınm başbakanla da doğru- dan irtibatta olması zorunludur. Genelkurmay başkanınm MSB'ye bağlanması Türbye'de si- yasi olgunluğun çağdaş seviyeye ulaşmasından sonra duşünülecek bir konudur. 9 Terfi ve tayinlerde sivil otoritenin yeterh yetkisi mevcuttur. Yasalar sadece siyasi iktidarlann keyfi tutumlanna engel olacak şekilde düzen- lenmıştir. Ömeğin Genelkurmay başkanı ohnak için kuvvet komutanlığı yapma şartı getiribniş- tir. Böylece siyasi iktidann herhangi bir genera- li Genelkurmay başkanlığına ataması önlenmiş- tir. Teıfilerin yapıldığı asken şûraya başbakan başkanlık yapmakta, Milli Savunma bakam da üye oiarak söz sahibi olmaktadır. Askeri şûra- nın yapısının degiştirihnesi, > r ukanda açıklanan mahzurlan doğuracağmdan ve bugün için tüm Avrupa ordulan tarafindan takdir edilen TSK terfi sistemini ortadan kaldıracağından, kesin- likle kabul edilmemesı gerekmektedir. Tar- tışılan bir diğer konuda askeri şûra kararlannm yargıya açık olmamasıdu-. Türkiye'de kararlan yargıya açık olmayan tek kurum asken şûra değildir. Başta Sayıştay olmak üzere daha bir- çok kurumun kararlan da yargıya kapalıdu-. Silahlı kuvvetler için disiplin her şeyin üstün- dedir. Çok iyi işleyen sistemleri bozmak sadece silahlı kuvvetlere değil Türkiye'ye zarar getirir. ı Silahlı kuvvetlerin bütçesı diğer bakanlıklarda olduğu gibi en alt ıta amirüklerinden itibaren hazırlanmakta, kuvvet komutanlıklannca son şekli verihnekte, bilahare Genelkurmay Baş- kanlığı'nca birleştirilerek MSB'ye gönderil- mektedir. MSB. Maliye Bakanlığı'na gönder- mekte ve genel bütçe ıçerisinde Parlamento tarafindan onaylanmaktadır. Tüm harcamalar ihale kanununa göre yapılmaktadır. Aynca ita amirlikleri nezdinde Maliye Bakanlığı'nca atan- mış Saymanlar mevcuttur ve bunlar harcamalar- da söz sahibi olduklan gibi yapılanlan kontrol etme haklona sahipnrler. Savunma Sanayii'nin yaptığı harcamalarda da son söz başbakan, MSB ve Genelkurmay başkamndan oluşan icra kurulundadu-. Burada 2/1 sivil üstünlüğü vardır. ı OYAK vasıtasıyla TSK'nin hükümet üzerinde ekonomik baskı kurduklan tamamen gerçek dışıdır. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle