Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 HAZİRAN 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ARSEN LÜPEN TURHAN SELÇUK
İSTANBUL
S^ENDÎSİ
IN
EJIRİEULADE
M-AC3RALARI
ZISIM
tEKMİLİ
3İRDEN
MUTJ-Uİ_U<l fcl^vjç 7^.+
İ-H-86O
AKP hükümeti Kuran kursuyoluyla örgütlenmek isteyen tarikatların baskısı altında
EKyetverantpoütikasıMEHMET FARAÇ
AKJ)<
nin Kuran kurslanyla ilgılı ıs-
raruvm ardında, bu tür kurslarda hem
münt hem de rant elde eden tarikatlar
ve cemaatlerin baskısı önemli bir yer
tutuyor Tebliğ-mürit-rant üçgemnde
büyimeyı strateji haline getiren tarikat-
lar. yurdun dört bir yanında örgütlene-
bilm'ek içın yasalann yumuşatılması-
na urnut bağlıyor.
AKP ıktıdan. "Namus borcu" dıye
seçim vaadınde bulunduğu türbanda-
kı sıkıntıyı aşamayınca, tankat ve ce-
maatlere daha rahat örgütlenebilmenın
yollaainı açmaya çalışıyor. Hükümet ya-
sadışı eğitım kurumlanna vize veren ya-
sa nxaddesini bu yüzden uygulamakta
ısrar edıyor, bu şekilde tabandakı sıkın-
tıyı da birnebze olsun azaltmayı hedef-
liyor. tktidar, kaçak Kuran kursu açan-
lara venlen cezayı 3 yıldan 1 yıla ındi-
rerek bu tür gırişimlerde bulunanlann
para cezalanylakurtulmalannadaola-
nak sağlamayı amaçhyor.
Dıyanet Işlen Başkanlığfna bağlı
olarak Türkıye genelınde 4 bin 318
lcurs bulunuyor. 155 bini aşkın çocuğun
de\
r
am ettiği bu kurslarda ögrenci sa-
yısı yaz aylannda 1 milyonu aşıyor. Bu
kursların yüzde 30'u ise kış dönemle-
nnde öğrenci bulmakta zorlanıyor.
TARİKAT VE KURSLARI...
Türkıye"deki tankat ve cemaatlerin
eğitim verdiğı öğrenci sayısı ise Diya-
net' ınrakamının çok üzennde bulunu-
yor. Bu tür örgütlenmeler, mürit po-
tansivelini de büvütmevi hedefledıkle-
ri içın kurslan gıda ve eğitim yardımı,
gezi gıbı uygulamalanyla çekıcı hale
getırmeye çalışıyor. Nakşiler ve Süley-
mancılar büyük kentlerin varoşlann-
daki denetimsiz kurslarda taban bulu-
yor, yerel yönetimlerden destek alıyor.
Nurcular ve türevleri ise Anadolu'da
vakıf ve dernekleri bu tür kurslar için
kullanıyor. Özellıkle devlet içinde ör-
gütlenmeyi ana hedef haline getiren
kımi Nurkollan ise yurt genelinde "Işık
evi" adı verilen ve üniversite öğrencı-
lerinin, ders çalıştırma bahanesiyle il-
köğretim öğrencilerinı eğittiğı hücre-
leri kullanıyor. Bu evlenn salt îstan-
bul'daki sayısının 2 biru aştığı tahmin
ediliyor. Birer Kuran kursu gibi çalışan
bu evlerde hafta sonlan kampa alınan
ögrenciler topluca sabah namazlanna
götürülüyor, Islami ıçeriklı çızgi fılm-
AKP iktidan, seçim
vaadinde bulunduğu
türbandaki sıkıntıyı
aşamayınca, tarikat ve
cemaatlere daha rahat
örgütlenebilmenin
yollanm açmaya
çalışıyor. Yasadışı
eğitim kurumlanna
vize veren yasa
maddesini
uygulamakta ısrar
eden hükümet, buyolla
tabandaki sıkıntıyı da
bir nebze olsun
azaltmayı hedefliyor.
lerle dikkatleri çekiliyor. Nakşiler, Sü-
leymancılar, Nurcular, Kadinler ve di-
ğer tarikat ve cemaatler, Hizbullah, El
Kaıde, Teblığ Cemaati, Hizb-ut Tahrir
gıbı radikal gruplarla, Mıllı Görüş çiz-
gısındekı oluşumlann camı. ev, vakıf
ve dernek binalanyla kırsaldakı mer-
kezlerde kullandığı "medrese" adı ve-
nlen denetim dışı Kuran kurslannın
sayısı tam olarak bilınmiyor.
Ancak CHP'lilerin Meclıs'teki açık-
lamalan bu sayıyı 44 bin olarak göste-
nyor. Tarikat ve cemaatler denetimli ya
da denetim dışındaki kurslarda salt
"inançh insan" yetıştırmeye çalışmı-
yor. Bu tür kurslar vakıf ve dernekle-
nn işlerlıği, tankat ve cemaatlerin ya-
yınevleriyle kurs araç ve gereçleruun
pazarlanmasında da ciddi bu- rant ka-
pısı olarak kullanılıyor. Bu kurslar ço-
ğaldıkça dini ıçenkli yayınlann tirajı ar-
tıyor, fitre ve zekât ile kurban derisi iur-
yasından alınan pay büyüyor.
Cunıhurbaşkanı Alunet Necdet Se-
zer'ın veto etmesine karşın AKP'lile-
nn Kuran kurslanyla ılgilı düzenleme-
lerdeki ısranrun kökenınde hem bu teb-
lığ-münt-rant yapılanmasının getirile-
ri hem de turbana karşı bir diyet öde-
me gerekçesi yatıyor.
KURAN KURSU TEPKİSİ:
AKP laik rejimi
tehdit ediyor
tstanbul Haber Servisi
- Çağdaş Eğitim Vakfı
(ÇEV), AKP iktıdannın
Türk Ceza Yasası'nda
(TCY) yaptığı değişikhk-
lerle Kuran kurslanna açık
destek verdiğinı belirte-
rek "laik rejimin tehdit al-
tmda olduğu" u> ansında
bulundu. ÇEV Yönetim
Kunılu adınayapılan açık-
lamada, laik Cumhunye-
tın güvencesı olarak ka-
bul edılen ve en önemli
göstergeleri arasında yer
aîan laik eğıtime yönelik
her türlü girişimın, Ata-
türk Cumhunyetı'ne sa-
hıp çıkmakta kararlı ÇEV
Yakri'nca endişe üe kar-
şılandığı belirtildi.
AKP ikudannca yapılan
değışiklikler ıle kaçak Ku-
. ran kurslanna yasal kılıf-
' lar giydirilmek istendiği
• Mirgulanarak "Diyanetlş-
\ kriBaşkanhğVnabağhfa-
- atiyet gösteren ve sayılan
her geçen yıl arûş göste-
ren 4322 adetresmi Kuran
kursunda 155 bin öğren-
cinin gördüğü eğitime ek
olarak.yasa dışı kaçak Ku-
ran kurslanna da destek
vermektedir" ifadelenne
yer venldi.
CAMİLERDE ÇAĞRI
Öte yandan Istanbul'da-
kı okullann yaz tatılı sü-
recıne girmesi ve yeni
TÇY'nin yürürlüğe gir-
mesi sonucuyasaldayanak
edinen bırçok Kuran kur-
sunun faaliyetlerine hız
verdiğı bildirildı. Bağctlar.
Maltepe, Tuzla, Şile, Sul-
tanbeyli. Güngören gıbı
ılçe ve beldelerde camı-
lerde sohbet toplantılan
düzenleyerek çocuklan-
nın Kuran kurslanna yo-
ğun kaülımının sağlanma-
sı için ailelere büyük gö-
re\
r
düştüğü beluiilıyor.
ANKARA (Cumhurhet Büro-
su) - Orta Doğu Teknik Üniver-
sitesi (ODTÜ) Öğretim Eleman-
lan Demeği Yönetim Kurulu, hü-
kümetin kaçak Kuran kurslanna
gösterdiği toleransı yükseköğre-
tim kurumlanndan esirgediğinı
belırterek. "Toplumumuzun ge-
leceği hızla karanhğa itümekte.
yobaztığa terkedflmektedir" açık-
laması yaptı.
ODTÜ Öğretim Elemanlan
Derneği Yönetim Kurulu adına
yapılan açıklamada, hükümetın
milli eğitim politikalanna ağır
eleştiriler yöneltildi. Açıklama-
da, "Kaçak,yasadısı Kuran kurs-
lanna gösterilen müsamaha ve
destek yükseköğretim kurunıla-
nndan esirgenmektedir. Toplu-
mumuzun geleceği hızla karanh-
ğa itümekte, yobaznğa terk edil-
mektedir" denildı. Hükümetın
hazırladığı yeni yasa tasansının
"Aükseköğretime yönelik sakhn-
nın son halkası" olduğunu belır-
ten ÖDTÜ'lü öğretim elemanla-
n, yeni öğretim elemanı yetıştı-
rilmesinin önünün tıkandığım
Diğer yandan da "'Geçmiş yü-
larda zamanın YÖK yönetimle-
rince yurtdışına gönderilen ve ir-
ticai faalryetkre kanşnuş olma-
lan nedeni\1e daha sonra geri çağ-
nlan kişilcrle, gönderildikleri ül-
kelerde başansız olduklan için
geri dönmek zorunda kalan top-
lam 800'e vakın kişinin ünhersi-
telere yeıieştiritanesinin yolunu
açacakafgirişiminde bulunuldu-
ğuna1
" işaret edilen açıklamada.
şöyle denildi:
"Üniversitelerimizde boş araş-
ürma görevtisi kadrolan bulun-
maması ve açılması için hükümet
taranndan herhangi bir girişim-
debulunulmaması. \ ÖK yurtdj-
şı burslan konusunda yülardır
kurulu olan ve işleyen düzenin
önünün ükanmaa ülkemiz yük-
seköğrerüminin geleceğini ipotek
alüna almaktadır. îktidara gekli-
ğidönemdenbu vana'Yeniden Ya-
pılanma' ve 'Reform' söviemiile
cumhuriyetin tüm zinde kunun
ve kuruluşlan ile hesaplaşmavı
kendine Uke edinen AKP'nin yı-
lacı etkinliği en fazla eğitim ala-
nında: özellikle de vükseköğre-
nimde kendini göstermektedir"
ENTERNET / MEHMET SUCU mehmet(a cumhuriyetcom.tr
Türk medyası, genellikle bu iki refe-
randumdan çıkan sonuçlan "AB Tür-
kiye'yiistemiyor.ArtıkAB'yegirmemiz
iyicezorfaştı" diyerek yorumladı. Eğer
bu iki ülkedeki referandumu sadece
Türkiye'deki yayın organlarından izle-
diyseniz bir süre sonra referandumun
Türkıye'nin üyeliği için yapıldığı kanı-
sma kapılabilirsiniz?
Bir süre sonra ise neden ortaya çık-
tğı bilinmeyen bu karamsar hava ya-
\aş yavaş dağılmaya başladı. Bu kez,
'Aman canım referandum bu ülkele-
lin kendi iç politikalan ile ilgili, Türki-
ye'nin üyelik sürecini pek de fazla II-
gilendirmez" yorumlan yükselmeye
başladı.
Aslında Türkiye'de gazete okurken
kendi kendinizedeğişik bir okuryazar-
lık geliştirmelisiniz. Sürekli sorular sor-
mak ve septık olmak zorundasınız.
Kim, hangi haberi, niçin yazdı?
Bu haberi niçin bu zamanda yayım-
ladi?
Medya Okuryazarlığı ve Referandumlap
Bu haberin ardında yatan gerçek ne-
dir?
23-25 Mayıs tarihleri arasında Mar-
mara Üniversitesi lletişim Fakültesi'nin
düzenledigi 1. Uluslararası Medya Okur-
yazarlığı Konferansı'nın katılımcılan bu
konuda güzel ipuçlan verdiler.
Gazi Üniversitesi lletişim Fakülte-
si'nden Mutlu Binarkkonuşmasında,
"Medya okuryazarlığı sivil yurttaşların
kitle iletişim araçlan ve medya metin-
leri üzerinden kurgulanan hallerile du-
tvm ve gerçeklik tanımlannın farkında
olmalannı sağlayan bir kültürel dona-
nımdır" dedi.
Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi, lletişim Tasanm Bölümü'nden
Bartş Çoban ise şunlan söyledi: "Top-
lumsal sınıfların gerçekliğin üretilme-
si ve kitle iletişiminin bu amaçla yoğun
olarak kullanılmast aynı zamanda ikti-
dann üretilmesi ve yeniden üretilme-
si olarak görülebilir. Egemen ikiidar
kendi yaptsının yeniden üretim için
kendi üretimi olan bir kurgusal ger-
çeklik yaratmak ve bunu topluma ile-
tişimsel yapılar kullanarak aktarmak
zorundadır."
Muğla Üniversitesi MYO Radyo-TV
Yayıncılığı'ndan Serdar Karakaya ise
konuşmasında, dezenformasyona ya-
ni yanıltıcı bilgiye değindi. "Haberin
manipülasyonunun sonucu olarak de-
zenformasyonun iki ciddi ve önemli
zaran vardır. llki; telafisi zor olan, hal-
kın doğru, yansız ve gecikmesiz haber
alma hakkının gaspı; ikincisi, haberi
ve bilgiyiyayan medya kurvluşunun ka-
muoyunda yitirdiği güven."
Marmara Üniversitesi lletişim Fakül-
tesi'nden Sevilen Toprak Alayoğlu
ise medya aktörü olarak gazetecinin,
kendisini medya okuryazarlığı çerçe-
vesinde bir eleştiriye tabi tutulmasının
gerekip gerekmediğini tartıştı.
Bu tartışmaya ve akademik açtlımla-
ra belki de Fransa ve Hollanda seçim-
leri özelinde bakmak gerekebilir.
Referandum sonuçlannın anlık de-
ğerlendirmeleri yapılırken Türkiye'de
gözardı edilen en önemli konulardan
bırisi daha önce de dediğimiz gibi "Ne-
den hayır dediler" sorusunun yanıtını
aramamak oldu. Oysa hayır oyu veren-
lerin sadece yüzde 14'ü Türkiye'nin
üyeliğini düşünmüştü. Yüzde 41 'i sos-
yal durum ve sorunlar nedeniyle, yüz-
de 26'sı Fransa'nın Avrupa'daki rolü
nedeniyte, yüzde 24'ü Avrupa'nın dün-
yadaki yeri, yüzde 21'i ise AB anaya-
sasının içeriği nedeniyle hayır demişti.
Bu sonuçlara bakınca hayır diyenle-
rin büyük çoğunlukla sosyal adaletsiz-
lik ve dolayısıyla liberalizme duyulan
tepki nedeniyle oy kullandığını görüyo-
ruz. AB anayasasında "piyasa" sözcü-
ğünün "sosya/"sözcüğündenneredey-
se on kat daha fazla kullanılması en
önemli eleştirilerden birisi.
Şimdi değişik bakalım. Avrupalılann
büyük çoğunluğunun memnun olma-
dığı bir biriiğe girmek için taraf olan
Türk medyası, bu gerçekleri nedense
birinci sayfalanna veTV programlanna
pek taşımadı. AB'nin sosyal alanda ya-
pılmasını istediği değişiklikler için yıllar-
dır mücadele eden köşe yazarlannın
büyük kısmının yorumlannda hep aynı
duygu okundu: "Biz yapamadık bari
AB baskısıyla bu değişiklikleryapılsın."
Aslında bu tam bir yenilmişlik durumu.
Şimdi ise yapamadıklanmızı dışandan
dayatılarak yapma adına vahşi kapita-
lizmin kucağına oturmak istiyoruz. Bel-
ki doğru olan, yenilgiyi kabul etmek ve
dışandan yardım beklemek yerine ken-
di gücüne güvenmek oknalı.
ODTÜ Öğretim Elemanlan i
AKPy
nin yıkıcı etkinliği enfazla eğitimde' dedi
Toplum yobazlığa itiliyor'
SÜLEYMAN ÇELEBİ: AKP HÜKÜMETİ ATEŞLE OYNUYOR
Istanbul Haber Smisi - DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Milli Eğitim
Bakanlığı'nın ılköğretım okullannda yaptırdığı 'çağdışı' ankete sert tepki
göstererek "Laik. çağdaş Cumhuriyete her koşulda sahip çıkacağız ve demokratik,
sos>'al hukuk devleti için hakh mücadelemizi sürdürecegİz*' dedi. Çelebi vaptığı
yazıh açıklamada, ülkenın laik çağdaş eğıtime ihtiyacı olmasına karşın İslamcı bir
yakJaşıma yönlendinlmesının kabul edılemez olduğunu ifade etti. tktidann esas
sonınlar yenne dini motifleri öne çıkararak toplumu germeye çalışmasının ateşle
oynamak olduğuna dikkat çeken Çelebi, şöyle devam etti: "Başkent Ankara'nnı
göbegindeki flköğretim okullannda, Milli Eğitim Bakanhğı'nın yazıh enırhie öğrenci
vetilerine 'anket' adı altında. laiktiğe avkıru çağdışı sorular sorulduğu birkaç gündür
çeşitli gazetelerde de yer almaktadır. Bu çağdışı sorulara \erikn çağdışı cevaplarla
küçücük çocuklanmızın beşni yıkanmaya çahşümaktadır. Bu konuda MiDi Eğitim
Bakanı'nın henüz bir açıklama yapmamış olması ise çok daha vahimdirT
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
GalnnYoksaBlepekmi?
Başbakan'ın, ABD gezısine başlamadan önce
Türkiye'nin "yeni" Kıbns politikasını savunmak ama-
cıylaadadaki Türk Banş Kuvvetleri'ni işgalci olarak
göstermesine ne dersinız? Şu sözler Tayyip Erdo-
ğan'ın:
"Mevcut politikalan sürdürseydik, Lübnan'la Su-
riye gibi olurduk. Birileri bize 'Çık' derdi. Kuzu ku-
zu çıkardık."
Suriye'nin Lübnan'da askeri güç bulundurması-
nın başlangıç gerekçesi, 1976 yada 77'li yıllarda bu
ülkede başlayan iç savaşın öteki Arap devletlerine
deyayılmasını önlemek gibi göreceli bir nedeneda-
yanmıyor mu? Lübnan'la Suriye arasında karşılıklı
garantörtüğü sağlayan bir anlaşma mı vardı?
Dış politika bilmeyen Başbakan
Erdoğan, özellikle dış politika alanında birçok ya-
şamsal konuya, o arada bölge sorunlanna da ya-
bancı olarak îktidara geldi. Eksığini tamamlamayı hiç
düşünmedi. Kulaktan dolma bilgüeri kendisine ak-
taranlann söylediklerini de zaman zaman çarpıta-
rak gündeme getırince, Türkiye'yi Kıbns'ta işgalci
olarak gösteımek isteyenlerin eline koz vermiş ol-
muyor mu?
Kıbns sorunu Beyaz Saray'da, Iran ve Suriye için
ABD'nın Türkiye'den ısteyeceğı ödünlere karşılık
bir koz olarak kullanılacak. Erdoğan'ın tek dayana-
ğı, Papadopulos'un izolasyonlann devamı için hem
ABD'ye hem de AB ülkelerine baskısını sürdürmek-
tekı ısrarının neden olduğu kuçük tepkilerde yoğun-
laşıyor. 0 tepkileri bir ödün olarak kullanabilirse,
ızolasyonlan olabildığince yumuşatmayı kendi ha-
nesine bir başan olarak yazacak; karşılığında da
KKTC'de olası karmaşalann tek güvencesi Türk Ba-
nş Kuvvetlen'nin çekilmesine razt olacak! ABD ge-
zisine başlamadan. "Birileri bize 'çık' derdi. Kuzu
kuzu çıkardık" demenin başka bir açıklamast var mı-
dır?
Talat, Akridas'ı aklıyor!
RecepTayyip Bey'in bu konuşması, KKTC Cum-
hurbaşkanı Talat'm "Akridas Planı Kıbnslı Türklere
yanlış anlatılmıştır. Bu plan Türkleri imha planı de-
ğildi; gücü, egemenliği ele geçirme planıdır. Yani
toplumu yok etme planı değildir. Doğruyu da söy-
lemek lazım"açıklaması ile aynı zamana rastladı.
Tuhaf bir rastlantı olmalı. Türk Hükümeti Başbaka-
nı, adadan asker çekılmesinin, birilerinin bize 'çık'
demesi halinde kuzu kuzu gerçekleşebileceğini söy-
lerken, KKTC'den ada Türklerinın Rumlann en az-
gın döneminde imha tehlikesi ıle karşı karşıya olma-
dığı, günün en yetkili kişısi tarafından gündeme ge-
tiriliyor. Üstelik "doğruyu da söylemek lazım" türün-
den bir gerekçeyle. Yanı vicdanlann sesi olarak.
Doğrusu öyle değil ki...
Hayır, doğru o şekilde değil. Değil, çünkü Akri-
das Planı'nın sahıbı Albay Grivas, planı 1967'de
kendi gazetesi PATRIS'te yayımladı. Plan Kleri-
des'in anılarında da var. Sayın Talat'ın söytedikleri-
nin aksine, Rumlann 1967'de "gücü ya da ege-
menliği ele geçirmek için yeni birplan yapmaya "ih-
tiyaç duymalarına zaten ne gerek var?.. Adada her
karış toprakta EOKA egemen. Akritas Planı, o ege-
menliği tam güvence altına almak amacıyla Türk mu-
kavemet hareketlerini bastırmak için hazırlanmış.
Mesela Nicos Samson'un Papadopulos'la birlik-
te Kaymaklı'ya nasıl baskın yapacakları orada an-
latılmıyor mu? Hazin olanı, dün KKTC Cumhurbaş-
kanı'nın yanılgısma, Rum kesiminde yayımlanan Po-
litis adlı gazetede Lugas Haralombus adlı bir ga-
zetecinin dolaylı yanıt vermesıdir. Haralombus, Ak-
ndas Planı'nda Papadopulos'un aktıf görev yaptı-
ğını yazıyor ve Makarios Druşodis adlı bir tarihçi-
nin "llkTaksim" adlı kitabmda, Lefkoşa'daki Çetin-
kaya Türk Kulübü'nün yakınında bulunan Dragos
heykelini Papaz Makarios ile Yorgacis ve Papa-
dopulos'un bombaladıklarını, ama eylemi Türklerin
üstüne yüklediklerıni anlatıyor.
Ben Talat'ın iyı nıyetıne ınanmak istiyorum. Ada-
nın bütünleşmesi uğruna Rum toplumuna besledi-
ği kardeşlık duygularının öteden beri var olduğunu,
bu nedenle Kıbns tarihini okuma olanağı bulama-
dığını tahmin ediyorum.
Ama Cumhurbaşkanlığı ve özellikle görüşmecilik
böyle bilgi boşluğu ileyürütülemez. Bu nedenle Kıb-
nslı Türklerden nca ediyorum. Cumhurbaşkanlan-
nı, üstelik Rum kaynaklı kitaplarla desteklesinler.
öncelikletez elden bir Akridas Planı ile Klerides'in
Anılan'n\ armağan etsinler.
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit(g e-kolay.net
MAHKEMEYE BAŞVURDU
Hâkimin TCY'de
değişiklik istemi
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sındırgı Sulh
Ceza Mahkemesı Hâkımi Sezai Öztürk, 1 Hazi-
ran'da >
f
ürürlüğe giren yeni TCY'nin hakaret
suçuyla ilgili maddesinin iptal edilmesi iste-
mıyle Anayasa Mahkemesi'ne da\a açtı. Öz-
türk, 5237'sayıh TCY'nin 125'e 1. fıkrave 2.
cümlesınde yer alan "mağdurun grvabında ha-
karetin cezaİandınlabilmesi içinfiihnen az üç
kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir'' hükmü-
nün anayasaya aykın olduğunu öne sürdü.
Öztürk, başvuru gerekçesinde, deNİetın anayasa
hükümleriyle, kişilerin şerefıni ve saygınlığını
koşulsuz korumak zorunda olduğunu vurgula-
yarak mağdurun şeref ve saygınlığının zarar
görüp gönnedığuıi, failin muhataplannın sayı-
sıyla ölçmenin modern üısan haklan anlayışıy-
la uyuşmadığını ortaya koydu. Hâkim Öztürk,
dilekçesinde. şu görüşlere yer verdi:
"Gerekçede berirtildiği gibi gryapta yapılan haka-
retlerin cezalandmlmamasmı, ceza polıtikası-
na' dayandırmak, bu hükmün ana>ı
asanın 5.
maddesinde tanzim edilen, yurttaşın manevi
varlığının gelışmesine yönelik şartlan hazırla-
ma" yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Örne-
ğitı, bir toplann sakınunda failin mağdur ale\iû-
ne gryabında söylediği sö% nıe içerikH sözlerin, iki
kişiyle ihtilat edilerek söylenmesi halinde, betir-
tikn suç oluşmayacaknr; ancak yukanda bettr-
tildiği üzere, kişilerin şeref ve haysi>eti koşulsuz
korunmak zorundadu*."