Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7HAZİRAN2005SAU
10 DIŞHABERLER dishabdi cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Erdoğan'm Vaşington Seferi
Başl>akan Recep Tayyip Erdoğan
Vaşington'da. /ann Be/az Saray'da
Başkan George W. Bush ile "30 da-
kika" çpörüşecek. Iki hcer arasında,
beş aşağı beş yukan, şöyte bir ko-
nuşmanın geçnesi olaa: "Merhaba!
Hoş geldiniz", "Merhsöa! Hoş bul-
duk", "Nasılsırız?", "Ben lyiyim, ya
siz?", "Ben de myim. ŞUrak Iran, Su-
riye olrnasa daha iyi olacağım!", "Üzü-
lecekbJrşeyyok. Üçü oe kcmşumuz!
Biz sorun etmiyoruz bineroe kilomet-
re ötede siz neden sorjn ediyorsu-
nuz?", "Başbaxan olmadar önce bir
strateji* ortak olarak heş&yi yapma-
ya hazrr ofduğunuza bj odada söz
vermiştiniz. Sözünüzde durrnadınız!
Bu neatenle geçen ay komşunuz Yu-
nanistmn'ın Başbakanı Kostas Kara-
manlis. ile NATO'nun iştevsızliği, sizin
gevşekliğinız nedeni ile stratejik or-
taklık lcaran aldık.", "Demokrasilerde
yolkazslan ofur. Ancak, karamame ile
Incirfik sorvnunu çözdük, Amerikan si-
lah sanayiine birkaç milyar dolarlık
katkıda bulunduk. Asıl sorun Kıb-
ns'ta... Rum LıderTassos Papado-
pulos'un uzlaşmaz tutumu sorunu
çözmıjyor. Halkoyfamastnda 'evef
dedik. Şimdi de adadan asker bile
çekme-ye hazınz.", "Bunu not ede-
lim. Sayın Başbakan 30 dakikamız
doldu. ", "Sayın Başkan'Iş yemeği de
miyok ?", "Daha öncekinde fazlaye-
miştinîz ona sayınız! Şimdi ben aile-
mizin başatı olan annem Barbara'n/n
80. doğum yıldönümünü kutlayaca-
ğım. Protokolcüler Sayın Başbakan'a
kapının yolunu göstehr misiniz?"
Görevinden aynlan Büyükelçi Eric
Edelman'ın yerine, kendisi gibi bir
Yahudi olan, Bakû'daki eski büyükel-
çi Ross L. Wilson atanıyor. 2. numa-
raya, yine Bakû'deki 2 numaralı Ba-
yan Nancy McEidovvney atandı. Her
iki diplomat, daha önce Ankara'da
başanlı büyükelçilik sergileyen Mark
Parris'in Türkçe bilen öğrencileri.
Kafkasya'da "demokratikleşme" si-
yasası ızleyen VVİIson'un özelliğı Irak'ta
savaşın çıkacağını biray önceden Ba-
kû'deaçıklamışolmasıdır. Gürcıstan'da
yaşananlar. Ermenı-Azerı soaınunu
çok iyi bilen her iki diplomatın en bü-
yük ilgileri ise Bakû-Tıflis-Ceyhan (BTC)
boru hattı. Türk-lsrail ilişkilerini de yön-
lendiren Ankara Büyükelçiliği'nin "Bü-
yük Ortadoğu" tasarımı için Anka-
ra'nın karargâh olacağı anlaşılıyor. ABD
Savunma Bakanı
Oonald Rums-
feld'in üç saatlik
anı Bakû ziyareti
de bu oluşuma ışık
tutuyor. Unutma-
makgerekirkıBTC
petrol hattına, ya-
kın gelecekte do-
ğalgaz, Kazak bo-
ru hatlan da ekle-
necek. Hatlan ko-
rumak amacı ile
özelgüvenlikgücü
oluşturulacak.
BTC, Avrupa'ya
gıden Rus petrol-doğalgaz boru hat-
lanna da rakip olacak.
1990'lann başında BTC'yi Türk ba-
sınında ilk kez Cumhuriyet duyurmuş-
tu. Bu haber ile ilgili olarak Dışişleri Ba-
kanlığı Ekonomik Işler Sorumlusu Ya-
şar Yakış ile görüşmüştük. Yakış,
"Herkes boru hattını bir düş olarak gö-
rüyor. Bu tasan ergeçgerçekleşecek"
demişti. Geçen gün Yakış, "Gelene-
ğe uygun olarak petrol Ceyhan 'a ulaş-
tığında ilk akan petrol ile Azerbaya-
can Büyükelcisi Mehmet Nevrozoğ-
lu ile birtikte yıkanma karan almıştık.
Bu tasanmın gerçekleşeceğine iki-
mizden başka kimse inanmıyordu"
dedi. Nevruzoğlu da Yakış'ı doğrula-
yıp "Ceyhan 'a petrolle yıkanmaya ge-
leceğini" söyledi.
VValter Yeniden Ankara'da
Sir VVaRer, Türkiye ve Kıbns uzma-
nıdır. "Sir VValter" olmadan önce Ki-
earan Prendergast (62) adını bazı
Türkler anımsariar. 1964te Istanbul'da
Türkçe öğrendi. Ardından Ankara'da
Ingiliz Büyükelçilıği'ne 3. Kâtip oldu.
Sonra atandığı Kıbrıs'ta Rumları ve
Türkleri yakından tanıdı. Ingıltere'nin
BM temsılciliğınde New York diplo-
masi kulisini yakından öğrendi. 1995'te
Ankara'ya büyükelçi olarak döndü.
1997'de BM Genel Sekreteri'nın baş-
yardırncılığınagetırildi. Kıbns sorunu-
nun çözümünü öngören "Annan Pla-
n/"nın perde arkasındaki mimarıydı.
Sir VValter geçen hafta yi-
ne Kıbrıs'ta, dün de Anka-
ra'da/dı. Bu kez BM Genel
Sekreteri Kofi Annan'dan
sonraki 2. adam unvanı ile
geldi. Temasları öncesınde
"Annan, yeni bir düş kınklığı
yaşarnak stemedıği için ye-
ni bir plan hazırlamayı dü-
şünmüyor." dedı. Sir VVal-
ter'in soruna ilişkm düşünce-
sini BM'ye atanmadan he-
men önce yaptığımız söyle-
şiyi 3 Nisan 1997'de Cum-
huriyet'ten aktaralım:
Socu: Kıbns sorunu 1963'te başla-
dı. 0 zamankı ve bugünkü Kıbns'ı kar-
şılaştıjabmr misiniz? Neleroluyor? Ne
gibi gelişneler oldu? Neler degişti?
Yanıt Degişiklıkler volkanik bir bı-
çimde oluyor. 1963'te korkunç olay-
lar, 1974'te Yunandarbesi veTürkmü-
dahalesi gerçekleşti. O günlere kıyas-
la şimKİİ bir sessizlik egemen. Büyük
olaylar sonucunda bir gerileme oldu.
1974'ten beri Kıbns çözülmesi daha
zor olan sorunlardan daha az olan iler-
leme göstermiştır Bu nedenle Dışiş-
leri Bakammız bu konuda yüksek bir
rol oynamamız gerektiğine karar ver-
K. Prendergast
di. Çünkü o kendi kendine şöyle de-
di:
"Ortadoğu'da, IsrailileFilistinara-
sındaki sorun, Kıbns sorunundan da-
ha zor ve karmaşıktır. ömeğin Kıbns'ta
bir Kudüs yoktur. Rauf Denktaş,
BM'nin öneriiehnin yûzde 90'ını kabul
ettiğini açıkiadı. Böylece çoğu konu-
da anlaşmaya vanlmıştır. Her iki taraf,
iki bölgeli, iki toplumlu, eşit siyasal
hakla bir 'federasyon' anyor. Yanian-
laşmanın sadece ana hatlan değil,
bütününde de bir açıklık vardır. Eğer
Ortadoğu 'da gelişme sağlayabiliyor-
sanız, eğer ırk aynmı sorununu, daha
karmaşık olan Namibya ve
Rodezya sorunlannı çözebi-
liyorsanız, Bosna'da Dayton
Aniaşması 'nı sağlayabiliyorsa-
nız, Kıbns'ta da neden olma-
sın ? Kıbns sorunu neden ken-
dine özgü, eşsiz olsun? 0 hal-
de denemek gerekir."
Şimdi bizim yaptığımız da
budur: Denemek. 1974 ile
1996 arasında gelişmeler don-
muştur. Ama biz bunun kalı-
cı olduğunu düşünmüyoruz.
Yazın ortaya çıkan ölümler ve
olaylar, düş kınklığı durumunun sabit
olmadığını gösteriyor. Hiçbirşeyson-
suza kadar sürmez.
Sabırlı Sir VValter, bu sözleri ile Denk-
taş'ın "uzlaşmaz kişi" olmadığını açık
seçik vurgulamıyor mu? Annan Planı'na
"evef" diyen KKTC'ye karşı Papado-
pulos'un "hayır"ûa direnmesinin ne-
deni, AB'den adaya gelecek pasta-
dan bugüne değin olduğu gibi, Türk-
lerin pay almasını önlemek değil mi?
AB halkoylamaları "federatif" bir
AB'den çok, "ulusçuluğu" öngören
"konfederatif" anayasaya yönelmiyor
mu? Neden Kıbrıs'ta böyle bir çözüm
öngörülmüyor?
Dost Acı Söyler
Uluslararası bilim dünyasında Türki-
ye'nin yüzjnü arkeoloji güldürür. Türki-
ye'de araştırma yapar arkeologlann her
yıl mayıs s/ı sonunda birçalıştayda bu-
luştukJann bu köşede yazmıştık. Kültür
ve Turizm Bakanı Atilla Koç, yazımızın
çıktğı güre kadar çalıştaya "olur" de-
memiş, üstelik tam müzeler haftası ve
çalıştay öncesinde Kültür Varlıklan ve
Müzeler Genel Mudürü Nadir Avcı'yı
görevdenalmıştı.
27'nci falıştayır Antalya'da bakan-
sız, müsteşarsız, genel müdürsüz ya-
pılması a^eologtann canını sıktı. Bin-
lerce kilonetre öteden gelen yabana-
lar sorunlannı yetlclilere aktaramadılar.
Yabanci blim adanlan adına konuşan
Alman arfeolog Klaus Rheidt özetle
şöyte verci veriştndi:
1. Yabancı arkeoioglar Türkiye'ye bi-
limsel araşarma yapnaya geliyorlar. ören
yerleriningüvenliğı.Dakını, hattagirişbi-
letierinin satışı bile.Dersonel açığı nede-
niyie. aylı^;annı bızm ödedığimiz bekçi-
lereyaptınıyor. Turzm Bakanlığı'nın gö-
revını yabancı ekıperyapıyor. Dünyada
benzeri gjrülmeyw> bu dunımu, bize
ödenekveren kuruluşlara anlatamıyoruz.
2. Uzun vadeli projeleri vakıflanmız
sağlayamayacaklan için koruma, bakım
sorumluluklannı 5-8 yıl sonra Türk dev-
letine devretmek zorundayız.
3. Avrupa'daki araştırma alanlannın
değişmesi, maddi olanaklardaki kısıtla-
malar kazılanmızın boyutlannı azaltıyor,
sürelerini kısaltıyor. Türkiye, bilimsel ve
turistik hedeflerini birbirinden ayırmak,
ören yerlerinin bakımı ile müzelerin ya-
tınm bütçelerini arttırmak zorundadır.
4. Türkiye'de seçkin restorasyon uz-
manlan ve mimarlan var. Avrupa'da ol-
duğu gibi bu anrtlann korunmasında,
müzelerin yapılanmasındaAvnjpadüze-
yindeki yüksek giriş ücretlen neden kul-
lanılmıyor? Yüksek ücret ödeyen ziya-
retçilerin, profesyonel alan yönetimli,
bakımlı yerteri görmeye haklannın oldu-
ğu da unutulmamalıdır.
5. Arkeologlara geç izin veriliyor.
(Kulislerde şu sözlere tanık olduk: "8/-
lim adamlanna altı ayda vize verilmez-
ken, Nataşalara hemen vize verilme-
si şaşırtıcıdırl")Anladınız mı sayın 'Uyu-
yanPrens'?
Elmek: a^carfc superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Berlin Eyalet Meclisi Yeşiller Partisi Milletvekili Mutlu, Cumhuriyet 'e konuştu
Türkiye karşıtı dalgaMtNEESEN
Berlin Eyalet Meclisi Yeşiller Partisi
Milletvekili Özcan Mutlu, Hıristiyan
BırlikPartısı'nın erkenseçımlerdenga-
lip çıkması durumunda Almanya'nın
Türkiye'nin Avrupa Bırliği üyeliği ko-
nusunda masadaki diğer ülkelen etkile-
yıp de lehte kararlar çıkmasını sağlaya-
mayacağını söyledi. CDU'nun daha şim-
diden Türkiye'nin .AB üyeliği karşıth-
ğını seçim malzemesi olarak kullandı-
gına dıkkat çeken Almanya Yeşiller Par-
tisi nin Türk kökenli milletvekili Mutlu.
bu çerçevede "bir nevi" Türkiye düşman-
lığı da yapıldığını belirttı. Mutlu, erken se-
çım ve Türkiye'nin AB üyeliği konusun-
da Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı.
Almanyadaki erken seçim Türki-
ye'nin AB üyeliğini ne yönde etkiler?
Almanya'da erken seçim karan henüz
alınmasa da 18 Eylül'de erken seçim ya-
pılacağı kesın gibi görünüyor. Ancak bu ta-
rih, Türkiye'nin AB ile müzakerelere baş-
layacağı 3 Ekim'den önce, sorun da bura-
dabaşlıyor. 3 Ekım'de şu anki hükümet gö-
revde olsa Avrupa'nın lokomotıfi Alman-
ya Türkiye'ye destek verip .\nkara lehın-
de kararlar çıkması için çalışacaktı.
CDL seçim kampanyası Türkiye kar-
şıtlığı üzerine kurulu...
Almanya'daki halkın yaklaşık yüzde 55 'i
• Sosyal Demokratlann ve
Yeşillerin seçim kampanyasındaki ana
gündeminin Türkiye'nin AB üyeliği
olamayacağını söyleyen Mutlu'ya
göre Hıristiyan Demokratlann
Türkiye karşıtlığı ise bir çeşit
düşmanlığa dönüşüyor.
Türkiye'nin AB üyeliğıne karşı. Hınsti-
yan Birlık Partileri'nın bu konuyu seçim
malzemesi yaptıklannı görüyoruz.
Çifte vatandaşhk sırada
Hıristiyan Demokrat Birlık Partisi Ge-
nel Başkanı Angela Merkel sadece Tür-
kıye'nin AB üyeliğine değil, Almanya'da-
kı çifte vatandaşlığa sahıp Türklen de gün-
deme getirecektir. Hatta partinin aşın uç-
lan ışsızhkten de Türklen sorumlu tutacak-
tır Bu çerçevede burada bu- nevi Türki-
ye düşmanlığı da yapılıyor. Tabıı ki Tür-
kiye'nin üyeliğıne karşı olmak, her par-
tının kendi bileceğı şey. Fakat yanlış bıl-
gılerle halk yanıltılmaya çalışıldığı za-
man ortaya Türk düşmanlığı çıkıyor So-
run da burada. Eğer Merkel 18 Eylül'de
başbakan seçılirse Almarrya'nrn, Türki-
ye'nin AB üyeliği konusunda masadaki
diğer ülkelen etkileyıp de lehte kararlar
çıkmasmı sağlaması söz konusu değil.
Peki ya Sosyal Demokratlar ve Yeşil-
ler seçim kampanyasında Türkiye'nin
AB ü\eliğine destek yönündeki açık-
lamalarını sürdürecek mi?
Hükümetin tek derdi var şu anda. O da
yeniden seçilmek. Türkiye'nin AB üye-
liği konusu da şu anda toplumun çoğu ta-
rafindan olumsuz ele almdığı için hükü-
metin seçim kampanyasındaki ana mad-
desi Türkiye olmayacak.
AB Anayasası'na "hayır" oylan Tür-
kiye'nin AB üyeliğine destek verenle-
rin fikirlerini değiştirebilir mi?
Fransa ve Hollanda'dan çıkan "ha\ir"
Türkiye'yi çok etkileyecek Her ne ka-
dar Türkiye'deki yetkıliler etkilemeye-
cek yönünde açıklamalar yapsa bıle ..
Çünkü refarandumda brr yerde Türkı-
KLDÜSTE
GERGIN GLTN-
Kudüs'te bir
grup Yahudinin
HamnüşşeriTi
ziyaret etmeve
çahşmasıyla
bölgede geriİim
yeniden >
r
ükseldi
Doğu Kudûs'ün 38
yu* önce işgal
edilişûıi kuüayan
Yahudikre taş atan
Fiüstirüikre
İsrail polisi
göz yaşarücı bom
bayiakarşıbk
verdi.
(Fotoğraf: APj
îngiltere, AB Anayasası için planladığı referandumu askıya aldı
Blair'in tercihi AfiıkaDışHaberterServisi-Fran-
sa ve Hollanda'da AB Ana-
yasası'na "hayır" çıkması-
nın ardmdan İngiltere refe-
randumu rafa kaldırdığını
resmı olarak açıkiadı.
Başbakan Tony Blairin
sözcüsü, "Bu noktada refe-
randum sürecinin devam et-
tirilmesinin bir anlanııolma-
dığını*' söyleyerek Fransa ve
Hollanda referandum sonuç-
larının 16-17 Haziran'da
Brüksel'de yapılacak AB
Konseyi'nde görüşülmesi ge-
rektiğini belirtti. Sözcü, "Be-
lirsk dönemlerden geçiyoruz
ve netlik sağlanana kadar bir
adım atmayacağız'' dedi.
ingiltere, AB Anayasası'nı
gelecek yıl başında referan-
duma sunmayı planlıyordu.
ingiltere Dışişleri Bakanı
JackStraw, dün Avam Kama-
rası'nda yaprığı açıklamada,
anayasanın gelecek baharda
referanduma sunulmasıyla
ilgili öneriyi gündeme getir-
meyeceğinı açıkiadı. Ancak
bu durum, 2006'dan daha ile-
ri bir tarihte konunun yeni-
den ele alınamayacağı anla-
mnıa gelmiyor.
Bush'la gündem Afrika
Anayasa referandumunun
rafa kaldınlmasına paralel
olarak ingiltere Başbakanı
Blair'in Avrupa'dan ziyade
Afrika üzerine yoğunlaşma-
yı planladığı bildirildi. Sun-
day Telegraph'a konuşan
Blair'e yakın bir bakanın
"Başbakan, Avrupa'yı üze-
rinde yoğunlaşüacak bir so-
run olarakelealmaktan \az-
geçti" dediği kaydedıldı.
Londra'nın Üçüncü Dün-
ya ve yoksulluk üzerine yo-
ğunlaşmayı planladığı ve
Blair'in ABD Başkanı Ge-
orge Bush'la görüşmesi sı-
rasında da "Afrika, üzerin-
de yoğunlaşmaya değer. Av-
rupa isebugünkü hatiyle değ-
mez" dediği belirtiliyor.
ye'nin AB üyeliğıne "evet" ya da "ha-
yır" oylan kullanıldı. Anayasaya karşı
olanlar Türkiye karşıtlığını kullandılar
diyebılinz. O >üzden Fransa'dan çıkan
" h a ^ " Cumhurbaşkanı Jacques Chi-
rac'ı zor duruma düşürdü. Chırac halk-
takı tepkılere rağmen Türkiye'nin üye-
liğmden yana tavır koydu. Eğer toplum-
da böyle yüksek bir kıtle Türkiye'nin
AB üyeliğıne karşıysa yeni yönetimin
bu konuda temkınli davTanacağı kesm.
AB ülkelerinde muhafazakâr kana-
dın oylannı arttırmasıyla Türkiye kar-
şıtlığı daha yüksek sesle duyulmaya baş-
landı. Bunu nasıl değertendiriyorsunuz?
Dalgalara benzer bir ola\ bu. Avrupa'da
son yıllardaki dalgalardan bın sosyal lıbe-
ral bir hava estırdı. Yenı gelen dalga ise
AB'yi daha çok muhafazakâr tarafa çeki-
yor. Bunun nedenlen arasında bırçok AB
üUcesınde ekonomının ı\i olmaması, ışsiz-
liğın >r
ükselmesı ve diğer taraftanda 11 Ey-
lül'den sonra Islama bakış açısı Bu faktör-
lerin hepsi bir araya gelince bir ne\i kabak
Türkiye'nin başına patladı.
Türkiye de çok zaman kaybetti
Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Tür-
kiye çok zaman kaybetti. AvTupa'da esen
sosyal liberal rüzgâr Türkiye'nin kapısını
araladı ve AB üyelıginın cıddi olarak gün-
deme gelmesini sağladı. Ancak Türkiye'de-
ki reformlann yavaş ilerlemesi, ıç dina-
mizm, sıyasi konjonktürün bu- şekılde ye-
tennce hızlı çalışmaması AB üyeliği yo-
lunda sorunlar yarattı Şu an A\Tupa'nın
birçok ülkesı Türkıye'nin AB üyeliğini
kerhen kabul etmiş durumda, yeni giren-
ler ise pastaya yeni bir ortağın gelmeme-
si için çaba sarf etmekteler. Bir\ıllık ü>e-
lik sonrası İngiltere. Almanya gıbı loko-
motif ülkelenn tepkisıni almamak için dü-
şüncelerini açıkça söylemiyorlar. Ama
şimdi ibre o yöne doğru kaydığı için, bu
ülkeler de kalkıp Türkiye 'nın aleyhine çı-
kışlarda bulunacaklardır. Polonya, Çek
Cumhuriyeti'nı düşünün. Bunlar hep
AB 'den alan ama katkıda bulunmayan ül-
keler. Bu açıdan durum cıddı.
Türkiye'nin bu geüşmelere tepkisini
nasü karşıuyorsunuz?
Son gelişmelenn ardından ibre tamamen
Türkiye'nın aleyhınde. Ankara'da bu cıd-
diyet algılanıyor mu bilmiyorum. Alman-
ya'daki erken seçim haberlennın ardından
AB için başmüzakerecınm belırlenmesı
algılandığuıı gösterse gerek. Ancak bu
konuda bıle zaman kaybedıldı. Türki-
ye'nin AB masasında oturacak bir bakan
seçımini 4-5 aydan ben başaramaması
çoküzücü. 17 Aralık'tan sonra Türkıye'de
bazı kesımler gıdışatı cıddı bir şekılde
frenledı. Hem reformlann temposu düş-
tü hem de AB karşıtlan daha güçlendı.
Başbakan Erdoğan, Dünya Kadınlar Gü-
nü'nde Istanbul'da kadmlar coplanırken.
sorumlular cezalandınlacak. hesap vere-
cek demek yerine basına yüklendi.
Seçimlerde sizce Türkler Yeşillere oy
verecekler mi?
Ben Türklerin o>'larmı alacağımdan emi-
nim Ancak çifte vatandaşlüc ve göç ko-
nusunda Türklerin hedef gösterilmesine
rağmen mevcut hükümet buna bir çözüm
bulamadı. Türkler günah keçisi >r
apıldı. ama
Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Türkleri
savunmadı. Mevcut hükümete bir güven-
sizlik olsa bile Hıristiyan Birlik Partisi 'ne
oy vermeyeceklerini düşünüyorum. Ancak
bazı kesimlerden seçimi boykot çağnsı
yapılıyor ki bu çok yanlış.
BAŞSAGLIGI
Arkadaşımız, dostumuz DEÜ Mühendislik Fakültesi.
Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Sayın Prof. Dr.
HASAN
MORDOĞAN'ı
4 Haziran 2005 günü kaybettik. 1950 yılında Menemen'de
doğdu. Ortaklar İlk Oğretmen Okulu'nda başlayan,
Izmir Yüksek Oğretmen Okulu ve Ege Üniversitesi
Kimya Bölümü'nde devam eden aydınlanma yolculuğunda
öğretmen ve öğretim üyesi olarak hep örnek bir
Cumhuriyet aydını ve örnek bir bilim insanı oldu. Biz
Yüksek Öğretmenli ve Üniversiteli dostlan olarak
arkadaşımızı gülümseyen çehresiyle güzel bir dost olarak
hep yaşatacağız. Ailesine, yakınlarına ve dostlarına
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Prof. Dr. Hamza Bl LUT, Prof. Dr. \>sun Bl LIT. Prof. Dr. Ismail SÖKMEN. Prof. Dr. Kemal KOCA-
BAŞ. Prof. Dr. ^e^7at KA\ CAR, ÎSuray KAVC\R. Prof. Dr. Ajfer KOCABAŞ. \ ard. Doç. Dr. Emer
KÎÇÎKGÛL. Prof. Dr. N. Stfa KIRALAY. Prof. Dr. E)üb AKPINAR, YUBUS YILDIRIM. \ti>e AV-
KAMT, ha AY KAfiM, Mehrort TINÇ, Hîseyin Y ANGIN, Mahmot ASLAN. \lihsan ÇETİN. Prof.
Dr. Hüse>in ERBtL. Y ard. Doç. Dr. Mustafa FİDAV, Prof. Dr. A\ ni GÎ \XN, Dr. Hatice YILMAZ. Prof.
Dr. Huse> in ALk AN, Prof. Dr. Azmı TELEFOINCl, Nedim ÖZTAŞ, Mustafa OZMEN, Melahat ASLAJS.
Zerrin ÇETİN, Prof. Dr. Du>gu TOS\ ALI.
BAŞSAGLIGI
Gazetemiz çalışanlarından arkadaşımız M. Dilek
Akıskah'nın annesi
ŞADAN AKISKALI
vefat etmiştir.
Merhumeye Tann'dan rahmet, arkadaşımıza, ailesine
ve yakınlanna başsağlığı dileriz.
Cumhuriyet ÇALIŞANLARI
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Enstitümüz Çe\Tesel Yerbilimleri Anabilim Dalı başkanı
değerli akademisyen
Prof.Dr.
Hasan Mordoğan'ı
04 Haziran 2005 günü zamansız
ve beklenmedik bir biçimde
yitirdik.
Kendisine rahmet, ailesine, yakınlarına
ve Dokuz Eylül Üniversitesi mensuplanna başsağlığı dileriz.
Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdûrlüğü