25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7HAZİRAN2005SAU 10 DIŞHABERLER dishabdi cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR Erdoğan'm Vaşington Seferi Başl>akan Recep Tayyip Erdoğan Vaşington'da. /ann Be/az Saray'da Başkan George W. Bush ile "30 da- kika" çpörüşecek. Iki hcer arasında, beş aşağı beş yukan, şöyte bir ko- nuşmanın geçnesi olaa: "Merhaba! Hoş geldiniz", "Merhsöa! Hoş bul- duk", "Nasılsırız?", "Ben lyiyim, ya siz?", "Ben de myim. ŞUrak Iran, Su- riye olrnasa daha iyi olacağım!", "Üzü- lecekbJrşeyyok. Üçü oe kcmşumuz! Biz sorun etmiyoruz bineroe kilomet- re ötede siz neden sorjn ediyorsu- nuz?", "Başbaxan olmadar önce bir strateji* ortak olarak heş&yi yapma- ya hazrr ofduğunuza bj odada söz vermiştiniz. Sözünüzde durrnadınız! Bu neatenle geçen ay komşunuz Yu- nanistmn'ın Başbakanı Kostas Kara- manlis. ile NATO'nun iştevsızliği, sizin gevşekliğinız nedeni ile stratejik or- taklık lcaran aldık.", "Demokrasilerde yolkazslan ofur. Ancak, karamame ile Incirfik sorvnunu çözdük, Amerikan si- lah sanayiine birkaç milyar dolarlık katkıda bulunduk. Asıl sorun Kıb- ns'ta... Rum LıderTassos Papado- pulos'un uzlaşmaz tutumu sorunu çözmıjyor. Halkoyfamastnda 'evef dedik. Şimdi de adadan asker bile çekme-ye hazınz.", "Bunu not ede- lim. Sayın Başbakan 30 dakikamız doldu. ", "Sayın Başkan'Iş yemeği de miyok ?", "Daha öncekinde fazlaye- miştinîz ona sayınız! Şimdi ben aile- mizin başatı olan annem Barbara'n/n 80. doğum yıldönümünü kutlayaca- ğım. Protokolcüler Sayın Başbakan'a kapının yolunu göstehr misiniz?" Görevinden aynlan Büyükelçi Eric Edelman'ın yerine, kendisi gibi bir Yahudi olan, Bakû'daki eski büyükel- çi Ross L. Wilson atanıyor. 2. numa- raya, yine Bakû'deki 2 numaralı Ba- yan Nancy McEidovvney atandı. Her iki diplomat, daha önce Ankara'da başanlı büyükelçilik sergileyen Mark Parris'in Türkçe bilen öğrencileri. Kafkasya'da "demokratikleşme" si- yasası ızleyen VVİIson'un özelliğı Irak'ta savaşın çıkacağını biray önceden Ba- kû'deaçıklamışolmasıdır. Gürcıstan'da yaşananlar. Ermenı-Azerı soaınunu çok iyi bilen her iki diplomatın en bü- yük ilgileri ise Bakû-Tıflis-Ceyhan (BTC) boru hattı. Türk-lsrail ilişkilerini de yön- lendiren Ankara Büyükelçiliği'nin "Bü- yük Ortadoğu" tasarımı için Anka- ra'nın karargâh olacağı anlaşılıyor. ABD Savunma Bakanı Oonald Rums- feld'in üç saatlik anı Bakû ziyareti de bu oluşuma ışık tutuyor. Unutma- makgerekirkıBTC petrol hattına, ya- kın gelecekte do- ğalgaz, Kazak bo- ru hatlan da ekle- necek. Hatlan ko- rumak amacı ile özelgüvenlikgücü oluşturulacak. BTC, Avrupa'ya gıden Rus petrol-doğalgaz boru hat- lanna da rakip olacak. 1990'lann başında BTC'yi Türk ba- sınında ilk kez Cumhuriyet duyurmuş- tu. Bu haber ile ilgili olarak Dışişleri Ba- kanlığı Ekonomik Işler Sorumlusu Ya- şar Yakış ile görüşmüştük. Yakış, "Herkes boru hattını bir düş olarak gö- rüyor. Bu tasan ergeçgerçekleşecek" demişti. Geçen gün Yakış, "Gelene- ğe uygun olarak petrol Ceyhan 'a ulaş- tığında ilk akan petrol ile Azerbaya- can Büyükelcisi Mehmet Nevrozoğ- lu ile birtikte yıkanma karan almıştık. Bu tasanmın gerçekleşeceğine iki- mizden başka kimse inanmıyordu" dedi. Nevruzoğlu da Yakış'ı doğrula- yıp "Ceyhan 'a petrolle yıkanmaya ge- leceğini" söyledi. VValter Yeniden Ankara'da Sir VVaRer, Türkiye ve Kıbns uzma- nıdır. "Sir VValter" olmadan önce Ki- earan Prendergast (62) adını bazı Türkler anımsariar. 1964te Istanbul'da Türkçe öğrendi. Ardından Ankara'da Ingiliz Büyükelçilıği'ne 3. Kâtip oldu. Sonra atandığı Kıbrıs'ta Rumları ve Türkleri yakından tanıdı. Ingıltere'nin BM temsılciliğınde New York diplo- masi kulisini yakından öğrendi. 1995'te Ankara'ya büyükelçi olarak döndü. 1997'de BM Genel Sekreteri'nın baş- yardırncılığınagetırildi. Kıbns sorunu- nun çözümünü öngören "Annan Pla- n/"nın perde arkasındaki mimarıydı. Sir VValter geçen hafta yi- ne Kıbrıs'ta, dün de Anka- ra'da/dı. Bu kez BM Genel Sekreteri Kofi Annan'dan sonraki 2. adam unvanı ile geldi. Temasları öncesınde "Annan, yeni bir düş kınklığı yaşarnak stemedıği için ye- ni bir plan hazırlamayı dü- şünmüyor." dedı. Sir VVal- ter'in soruna ilişkm düşünce- sini BM'ye atanmadan he- men önce yaptığımız söyle- şiyi 3 Nisan 1997'de Cum- huriyet'ten aktaralım: Socu: Kıbns sorunu 1963'te başla- dı. 0 zamankı ve bugünkü Kıbns'ı kar- şılaştıjabmr misiniz? Neleroluyor? Ne gibi gelişneler oldu? Neler degişti? Yanıt Degişiklıkler volkanik bir bı- çimde oluyor. 1963'te korkunç olay- lar, 1974'te Yunandarbesi veTürkmü- dahalesi gerçekleşti. O günlere kıyas- la şimKİİ bir sessizlik egemen. Büyük olaylar sonucunda bir gerileme oldu. 1974'ten beri Kıbns çözülmesi daha zor olan sorunlardan daha az olan iler- leme göstermiştır Bu nedenle Dışiş- leri Bakammız bu konuda yüksek bir rol oynamamız gerektiğine karar ver- K. Prendergast di. Çünkü o kendi kendine şöyle de- di: "Ortadoğu'da, IsrailileFilistinara- sındaki sorun, Kıbns sorunundan da- ha zor ve karmaşıktır. ömeğin Kıbns'ta bir Kudüs yoktur. Rauf Denktaş, BM'nin öneriiehnin yûzde 90'ını kabul ettiğini açıkiadı. Böylece çoğu konu- da anlaşmaya vanlmıştır. Her iki taraf, iki bölgeli, iki toplumlu, eşit siyasal hakla bir 'federasyon' anyor. Yanian- laşmanın sadece ana hatlan değil, bütününde de bir açıklık vardır. Eğer Ortadoğu 'da gelişme sağlayabiliyor- sanız, eğer ırk aynmı sorununu, daha karmaşık olan Namibya ve Rodezya sorunlannı çözebi- liyorsanız, Bosna'da Dayton Aniaşması 'nı sağlayabiliyorsa- nız, Kıbns'ta da neden olma- sın ? Kıbns sorunu neden ken- dine özgü, eşsiz olsun? 0 hal- de denemek gerekir." Şimdi bizim yaptığımız da budur: Denemek. 1974 ile 1996 arasında gelişmeler don- muştur. Ama biz bunun kalı- cı olduğunu düşünmüyoruz. Yazın ortaya çıkan ölümler ve olaylar, düş kınklığı durumunun sabit olmadığını gösteriyor. Hiçbirşeyson- suza kadar sürmez. Sabırlı Sir VValter, bu sözleri ile Denk- taş'ın "uzlaşmaz kişi" olmadığını açık seçik vurgulamıyor mu? Annan Planı'na "evef" diyen KKTC'ye karşı Papado- pulos'un "hayır"ûa direnmesinin ne- deni, AB'den adaya gelecek pasta- dan bugüne değin olduğu gibi, Türk- lerin pay almasını önlemek değil mi? AB halkoylamaları "federatif" bir AB'den çok, "ulusçuluğu" öngören "konfederatif" anayasaya yönelmiyor mu? Neden Kıbrıs'ta böyle bir çözüm öngörülmüyor? Dost Acı Söyler Uluslararası bilim dünyasında Türki- ye'nin yüzjnü arkeoloji güldürür. Türki- ye'de araştırma yapar arkeologlann her yıl mayıs s/ı sonunda birçalıştayda bu- luştukJann bu köşede yazmıştık. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, yazımızın çıktğı güre kadar çalıştaya "olur" de- memiş, üstelik tam müzeler haftası ve çalıştay öncesinde Kültür Varlıklan ve Müzeler Genel Mudürü Nadir Avcı'yı görevdenalmıştı. 27'nci falıştayır Antalya'da bakan- sız, müsteşarsız, genel müdürsüz ya- pılması a^eologtann canını sıktı. Bin- lerce kilonetre öteden gelen yabana- lar sorunlannı yetlclilere aktaramadılar. Yabanci blim adanlan adına konuşan Alman arfeolog Klaus Rheidt özetle şöyte verci veriştndi: 1. Yabancı arkeoioglar Türkiye'ye bi- limsel araşarma yapnaya geliyorlar. ören yerleriningüvenliğı.Dakını, hattagirişbi- letierinin satışı bile.Dersonel açığı nede- niyie. aylı^;annı bızm ödedığimiz bekçi- lereyaptınıyor. Turzm Bakanlığı'nın gö- revını yabancı ekıperyapıyor. Dünyada benzeri gjrülmeyw> bu dunımu, bize ödenekveren kuruluşlara anlatamıyoruz. 2. Uzun vadeli projeleri vakıflanmız sağlayamayacaklan için koruma, bakım sorumluluklannı 5-8 yıl sonra Türk dev- letine devretmek zorundayız. 3. Avrupa'daki araştırma alanlannın değişmesi, maddi olanaklardaki kısıtla- malar kazılanmızın boyutlannı azaltıyor, sürelerini kısaltıyor. Türkiye, bilimsel ve turistik hedeflerini birbirinden ayırmak, ören yerlerinin bakımı ile müzelerin ya- tınm bütçelerini arttırmak zorundadır. 4. Türkiye'de seçkin restorasyon uz- manlan ve mimarlan var. Avrupa'da ol- duğu gibi bu anrtlann korunmasında, müzelerin yapılanmasındaAvnjpadüze- yindeki yüksek giriş ücretlen neden kul- lanılmıyor? Yüksek ücret ödeyen ziya- retçilerin, profesyonel alan yönetimli, bakımlı yerteri görmeye haklannın oldu- ğu da unutulmamalıdır. 5. Arkeologlara geç izin veriliyor. (Kulislerde şu sözlere tanık olduk: "8/- lim adamlanna altı ayda vize verilmez- ken, Nataşalara hemen vize verilme- si şaşırtıcıdırl")Anladınız mı sayın 'Uyu- yanPrens'? Elmek: a^carfc superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Berlin Eyalet Meclisi Yeşiller Partisi Milletvekili Mutlu, Cumhuriyet 'e konuştu Türkiye karşıtı dalgaMtNEESEN Berlin Eyalet Meclisi Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu, Hıristiyan BırlikPartısı'nın erkenseçımlerdenga- lip çıkması durumunda Almanya'nın Türkiye'nin Avrupa Bırliği üyeliği ko- nusunda masadaki diğer ülkelen etkile- yıp de lehte kararlar çıkmasını sağlaya- mayacağını söyledi. CDU'nun daha şim- diden Türkiye'nin .AB üyeliği karşıth- ğını seçim malzemesi olarak kullandı- gına dıkkat çeken Almanya Yeşiller Par- tisi nin Türk kökenli milletvekili Mutlu. bu çerçevede "bir nevi" Türkiye düşman- lığı da yapıldığını belirttı. Mutlu, erken se- çım ve Türkiye'nin AB üyeliği konusun- da Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Almanyadaki erken seçim Türki- ye'nin AB üyeliğini ne yönde etkiler? Almanya'da erken seçim karan henüz alınmasa da 18 Eylül'de erken seçim ya- pılacağı kesın gibi görünüyor. Ancak bu ta- rih, Türkiye'nin AB ile müzakerelere baş- layacağı 3 Ekim'den önce, sorun da bura- dabaşlıyor. 3 Ekım'de şu anki hükümet gö- revde olsa Avrupa'nın lokomotıfi Alman- ya Türkiye'ye destek verip .\nkara lehın- de kararlar çıkması için çalışacaktı. CDL seçim kampanyası Türkiye kar- şıtlığı üzerine kurulu... Almanya'daki halkın yaklaşık yüzde 55 'i • Sosyal Demokratlann ve Yeşillerin seçim kampanyasındaki ana gündeminin Türkiye'nin AB üyeliği olamayacağını söyleyen Mutlu'ya göre Hıristiyan Demokratlann Türkiye karşıtlığı ise bir çeşit düşmanlığa dönüşüyor. Türkiye'nin AB üyeliğıne karşı. Hınsti- yan Birlık Partileri'nın bu konuyu seçim malzemesi yaptıklannı görüyoruz. Çifte vatandaşhk sırada Hıristiyan Demokrat Birlık Partisi Ge- nel Başkanı Angela Merkel sadece Tür- kıye'nin AB üyeliğine değil, Almanya'da- kı çifte vatandaşlığa sahıp Türklen de gün- deme getirecektir. Hatta partinin aşın uç- lan ışsızhkten de Türklen sorumlu tutacak- tır Bu çerçevede burada bu- nevi Türki- ye düşmanlığı da yapılıyor. Tabıı ki Tür- kiye'nin üyeliğıne karşı olmak, her par- tının kendi bileceğı şey. Fakat yanlış bıl- gılerle halk yanıltılmaya çalışıldığı za- man ortaya Türk düşmanlığı çıkıyor So- run da burada. Eğer Merkel 18 Eylül'de başbakan seçılirse Almarrya'nrn, Türki- ye'nin AB üyeliği konusunda masadaki diğer ülkelen etkileyıp de lehte kararlar çıkmasmı sağlaması söz konusu değil. Peki ya Sosyal Demokratlar ve Yeşil- ler seçim kampanyasında Türkiye'nin AB ü\eliğine destek yönündeki açık- lamalarını sürdürecek mi? Hükümetin tek derdi var şu anda. O da yeniden seçilmek. Türkiye'nin AB üye- liği konusu da şu anda toplumun çoğu ta- rafindan olumsuz ele almdığı için hükü- metin seçim kampanyasındaki ana mad- desi Türkiye olmayacak. AB Anayasası'na "hayır" oylan Tür- kiye'nin AB üyeliğine destek verenle- rin fikirlerini değiştirebilir mi? Fransa ve Hollanda'dan çıkan "ha\ir" Türkiye'yi çok etkileyecek Her ne ka- dar Türkiye'deki yetkıliler etkilemeye- cek yönünde açıklamalar yapsa bıle .. Çünkü refarandumda brr yerde Türkı- KLDÜSTE GERGIN GLTN- Kudüs'te bir grup Yahudinin HamnüşşeriTi ziyaret etmeve çahşmasıyla bölgede geriİim yeniden > r ükseldi Doğu Kudûs'ün 38 yu* önce işgal edilişûıi kuüayan Yahudikre taş atan Fiüstirüikre İsrail polisi göz yaşarücı bom bayiakarşıbk verdi. (Fotoğraf: APj îngiltere, AB Anayasası için planladığı referandumu askıya aldı Blair'in tercihi AfiıkaDışHaberterServisi-Fran- sa ve Hollanda'da AB Ana- yasası'na "hayır" çıkması- nın ardmdan İngiltere refe- randumu rafa kaldırdığını resmı olarak açıkiadı. Başbakan Tony Blairin sözcüsü, "Bu noktada refe- randum sürecinin devam et- tirilmesinin bir anlanııolma- dığını*' söyleyerek Fransa ve Hollanda referandum sonuç- larının 16-17 Haziran'da Brüksel'de yapılacak AB Konseyi'nde görüşülmesi ge- rektiğini belirtti. Sözcü, "Be- lirsk dönemlerden geçiyoruz ve netlik sağlanana kadar bir adım atmayacağız'' dedi. ingiltere, AB Anayasası'nı gelecek yıl başında referan- duma sunmayı planlıyordu. ingiltere Dışişleri Bakanı JackStraw, dün Avam Kama- rası'nda yaprığı açıklamada, anayasanın gelecek baharda referanduma sunulmasıyla ilgili öneriyi gündeme getir- meyeceğinı açıkiadı. Ancak bu durum, 2006'dan daha ile- ri bir tarihte konunun yeni- den ele alınamayacağı anla- mnıa gelmiyor. Bush'la gündem Afrika Anayasa referandumunun rafa kaldınlmasına paralel olarak ingiltere Başbakanı Blair'in Avrupa'dan ziyade Afrika üzerine yoğunlaşma- yı planladığı bildirildi. Sun- day Telegraph'a konuşan Blair'e yakın bir bakanın "Başbakan, Avrupa'yı üze- rinde yoğunlaşüacak bir so- run olarakelealmaktan \az- geçti" dediği kaydedıldı. Londra'nın Üçüncü Dün- ya ve yoksulluk üzerine yo- ğunlaşmayı planladığı ve Blair'in ABD Başkanı Ge- orge Bush'la görüşmesi sı- rasında da "Afrika, üzerin- de yoğunlaşmaya değer. Av- rupa isebugünkü hatiyle değ- mez" dediği belirtiliyor. ye'nin AB üyeliğıne "evet" ya da "ha- yır" oylan kullanıldı. Anayasaya karşı olanlar Türkiye karşıtlığını kullandılar diyebılinz. O >üzden Fransa'dan çıkan " h a ^ " Cumhurbaşkanı Jacques Chi- rac'ı zor duruma düşürdü. Chırac halk- takı tepkılere rağmen Türkiye'nin üye- liğmden yana tavır koydu. Eğer toplum- da böyle yüksek bir kıtle Türkiye'nin AB üyeliğıne karşıysa yeni yönetimin bu konuda temkınli davTanacağı kesm. AB ülkelerinde muhafazakâr kana- dın oylannı arttırmasıyla Türkiye kar- şıtlığı daha yüksek sesle duyulmaya baş- landı. Bunu nasıl değertendiriyorsunuz? Dalgalara benzer bir ola\ bu. Avrupa'da son yıllardaki dalgalardan bın sosyal lıbe- ral bir hava estırdı. Yenı gelen dalga ise AB'yi daha çok muhafazakâr tarafa çeki- yor. Bunun nedenlen arasında bırçok AB üUcesınde ekonomının ı\i olmaması, ışsiz- liğın >r ükselmesı ve diğer taraftanda 11 Ey- lül'den sonra Islama bakış açısı Bu faktör- lerin hepsi bir araya gelince bir ne\i kabak Türkiye'nin başına patladı. Türkiye de çok zaman kaybetti Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Tür- kiye çok zaman kaybetti. AvTupa'da esen sosyal liberal rüzgâr Türkiye'nin kapısını araladı ve AB üyelıginın cıddi olarak gün- deme gelmesini sağladı. Ancak Türkiye'de- ki reformlann yavaş ilerlemesi, ıç dina- mizm, sıyasi konjonktürün bu- şekılde ye- tennce hızlı çalışmaması AB üyeliği yo- lunda sorunlar yarattı Şu an A\Tupa'nın birçok ülkesı Türkıye'nin AB üyeliğini kerhen kabul etmiş durumda, yeni giren- ler ise pastaya yeni bir ortağın gelmeme- si için çaba sarf etmekteler. Bir\ıllık ü>e- lik sonrası İngiltere. Almanya gıbı loko- motif ülkelenn tepkisıni almamak için dü- şüncelerini açıkça söylemiyorlar. Ama şimdi ibre o yöne doğru kaydığı için, bu ülkeler de kalkıp Türkiye 'nın aleyhine çı- kışlarda bulunacaklardır. Polonya, Çek Cumhuriyeti'nı düşünün. Bunlar hep AB 'den alan ama katkıda bulunmayan ül- keler. Bu açıdan durum cıddı. Türkiye'nin bu geüşmelere tepkisini nasü karşıuyorsunuz? Son gelişmelenn ardından ibre tamamen Türkiye'nın aleyhınde. Ankara'da bu cıd- diyet algılanıyor mu bilmiyorum. Alman- ya'daki erken seçim haberlennın ardından AB için başmüzakerecınm belırlenmesı algılandığuıı gösterse gerek. Ancak bu konuda bıle zaman kaybedıldı. Türki- ye'nin AB masasında oturacak bir bakan seçımini 4-5 aydan ben başaramaması çoküzücü. 17 Aralık'tan sonra Türkıye'de bazı kesımler gıdışatı cıddı bir şekılde frenledı. Hem reformlann temposu düş- tü hem de AB karşıtlan daha güçlendı. Başbakan Erdoğan, Dünya Kadınlar Gü- nü'nde Istanbul'da kadmlar coplanırken. sorumlular cezalandınlacak. hesap vere- cek demek yerine basına yüklendi. Seçimlerde sizce Türkler Yeşillere oy verecekler mi? Ben Türklerin o>'larmı alacağımdan emi- nim Ancak çifte vatandaşlüc ve göç ko- nusunda Türklerin hedef gösterilmesine rağmen mevcut hükümet buna bir çözüm bulamadı. Türkler günah keçisi >r apıldı. ama Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Türkleri savunmadı. Mevcut hükümete bir güven- sizlik olsa bile Hıristiyan Birlik Partisi 'ne oy vermeyeceklerini düşünüyorum. Ancak bazı kesimlerden seçimi boykot çağnsı yapılıyor ki bu çok yanlış. BAŞSAGLIGI Arkadaşımız, dostumuz DEÜ Mühendislik Fakültesi. Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. HASAN MORDOĞAN'ı 4 Haziran 2005 günü kaybettik. 1950 yılında Menemen'de doğdu. Ortaklar İlk Oğretmen Okulu'nda başlayan, Izmir Yüksek Oğretmen Okulu ve Ege Üniversitesi Kimya Bölümü'nde devam eden aydınlanma yolculuğunda öğretmen ve öğretim üyesi olarak hep örnek bir Cumhuriyet aydını ve örnek bir bilim insanı oldu. Biz Yüksek Öğretmenli ve Üniversiteli dostlan olarak arkadaşımızı gülümseyen çehresiyle güzel bir dost olarak hep yaşatacağız. Ailesine, yakınlarına ve dostlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Prof. Dr. Hamza Bl LUT, Prof. Dr. \>sun Bl LIT. Prof. Dr. Ismail SÖKMEN. Prof. Dr. Kemal KOCA- BAŞ. Prof. Dr. ^e^7at KA\ CAR, ÎSuray KAVC\R. Prof. Dr. Ajfer KOCABAŞ. \ ard. Doç. Dr. Emer KÎÇÎKGÛL. Prof. Dr. N. Stfa KIRALAY. Prof. Dr. E)üb AKPINAR, YUBUS YILDIRIM. \ti>e AV- KAMT, ha AY KAfiM, Mehrort TINÇ, Hîseyin Y ANGIN, Mahmot ASLAN. \lihsan ÇETİN. Prof. Dr. Hüse>in ERBtL. Y ard. Doç. Dr. Mustafa FİDAV, Prof. Dr. A\ ni GÎ \XN, Dr. Hatice YILMAZ. Prof. Dr. Huse> in ALk AN, Prof. Dr. Azmı TELEFOINCl, Nedim ÖZTAŞ, Mustafa OZMEN, Melahat ASLAJS. Zerrin ÇETİN, Prof. Dr. Du>gu TOS\ ALI. BAŞSAGLIGI Gazetemiz çalışanlarından arkadaşımız M. Dilek Akıskah'nın annesi ŞADAN AKISKALI vefat etmiştir. Merhumeye Tann'dan rahmet, arkadaşımıza, ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. Cumhuriyet ÇALIŞANLARI VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Enstitümüz Çe\Tesel Yerbilimleri Anabilim Dalı başkanı değerli akademisyen Prof.Dr. Hasan Mordoğan'ı 04 Haziran 2005 günü zamansız ve beklenmedik bir biçimde yitirdik. Kendisine rahmet, ailesine, yakınlarına ve Dokuz Eylül Üniversitesi mensuplanna başsağlığı dileriz. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdûrlüğü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle