Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
SAYFA
17
Enerji
Mizahçı
arkadaşımız Cihan
Demirci, Bush'un
akşamları saat 9'da
yatıp uyumasını
küresel açıdan
değerlendiriyor:
"Adam bütün gün
koca dünyayı
hallediyor, bu yüzden
de akşamları Laura'ya
harcayacak enerjisi
kalmıyor!"
- Aleviliği övmek
suç olmuş...
"llımlı bir sonuç!"
Erdoğan
Israil'e gitti.
Artık "devlet
terörü" yok,
"devlet töreni" var!
Koşııl
MECLİS'İN bir kararıyla Anayasa
Mahkemesi'nin kapatılabileceğini söyleyen Meclis
Başkanı Bülent Arınç konuşmaya devam ediyor.
Bu kez de türban konusunda konuşacak kimseleri
olaya pozitif yaklaşmaya ve çözüm konusunda
öneri üretmeye çağırıyor.
Pozitif yaklaşım yani olumlu yaklaşım...
Neye olumlu yaklaşım?
Türbana özgürlük!
Bir an düşünelim...
Türbana olumlu yaklaşan çevreler ortada:
Bilumum liboşlar, dönekler, sahte demokratlar,
çürük sosyalistler, mandacılar, ver-kurtulcular,
entel-dantel takımı, şeriatçılar, din bezirgânları,
medya maymunları. Bunların hepsi kamuoyunu
yönlendiren, etkileyen çevreler. Bir elleri şu
televizyonun kanalında, öbür elleri o gazetenin
köşesinde. Yazdıkları önlerinde, yazmadıkları
Pozitif
SavaşUnlü: "130 yıl
yaşamak için,
eşinizin geçmişte
başbakanlık
yapmış olması ve
kendinizin de bir
bankanın yönetim
kurulunda çalışmış
olmanız koşulu
aranacak mı?"
Batan
Akif Kökçe: "Türkıye
Cumhuriyeti
vatandaşları tüm
zamanların en
ağır borç yükü
altında. Bu kadar
borçtan sonra
artık vatandaşın adı,
batandaş olarak
değiştirilsın!"
SESSİZ SEDAS1Z (!)
arkalarında. Şımdilik burada yazamadıkları ve
söyleyemedikleri ıse dışarıdan tercümeyle geliyor!
Ayrıca, kütüğün dörtte biriyle sandalyelerin üçte
ikisı de türbana "pozitif" yaklaşanlarda.
Peki hangı çevreler türbana "negatif" yaklaşıyor?
Anayasa Mahkemesi mi?
Hiç önemli değil. Bülent Arınç'ın dediği gibi
Meclıs'in alacağı bir karara bakar; kapatılır gider;
bir daha dosyalarının tozunu bile kimse bulamaz!
Cumhurbaşkanlığı mı?
Bir kere veto hakkı var; ikincisinde aynen kabul
etmek zorunda kalır.
Yargıtay mı?
Başkan vekıli bir devri kapattı bile.
Millı Güvenlik Kurulu mu?
Sivilleştirildı gitti.
Genelkurmay mı?
Avrupa Birliği eksik olmasın; kriterleri aşamaz..
Geriye ne kaldı?
Bir grup dinozor kalıntısı...
Üç-beş ulusalcı...
Onlara da zaten "faşist" damgası vuruluyor.
Daha ne isteniyor?
Bülent Arınç, herkesten "pozitif" yaklaşım
beklemekle kalmıyor, türban konusunda çözüm
önerilerine ihtiyaçları olabileceğini de söylüyor.
Işte bu nokta biraz çelişkili...
Arınç kişisel konuşmuyor, Meclis adına
konuşuyor.
Kadını erkek, erkeği kadın yapma dışında her
şeye muktedir olan Meclis'in, dışarıdan öneriye
niye ihtiyacı olsun ki? Meclis yaptı mı olur.
Pozitif demokrasi işte budur!
Türkiye'de yurtsever olmanın zorluğu
YURTDIŞINDA Türkiye aleyhine
yapılan çalışmalara tepki gösterme
konusunda Ankara'dan Zekiye Içli
bakın ne diyor:
"En büyük zorluk adres bulmaktır.
Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp
sorduğunuzda, karşınıza çıkan kişi
sizi bırkaç yere bağlar. Her karşınıza
çıkan kişiye 'sıradan bir vatandaş'
olduğunuzu tekrarlamak zorunda
kalırsınız. Sonunda, size yurt
dışında adı geçen Türk
Büyükelçiliği'nin telefonunu verip,
gerekli adresleri oradan almanızı
söylerler. Yurtdışındaki Büyükelçiliği
ararsınız, karşınıza çıkan sekretere
de nereden, neden ve kimin adına
aradığınızı açıklarsınız. Sekreter,
genellikle sizi bağlayacağı kişinin
kim olduğunu bulmak için birkaç
yere bağlanabilir. Eğer bir ilgiliyle
konuşmayı başarırsanız, ona da kim
olup, neden ve kimin adına
aradığınızı anlatırsınız... Sivil toplum
örgülerini 'sıradan vatandaş sıfatı ile'
ararsınız. Eğer, gene birisiyle
görüşmeyı başardıysanız,
muhtemelen size 'dılekçe yazmanızı'
ve bu dilekçeyi 'falanca' tarihte
toplanacak yönetim kurulunda
ı değerlendireceklerini söyler. Eğer,
bir adres bulmayı başardınızsa ve
hâlâ enerjıniz kaldıysa, öfkenizi dile
getiren mektupları ilgili yerlere
gönderebilirsiniz. Fakat, bunu
çevrenizdekilere de verıp, tepki
gösterenlerin sayısını arttırmak
isterseniz, dikkatli olmalısınız.
Çünkü, bu kez de 'izinsiz bildiri
dağıtmakla' suçlanabilirsiniz."
ÇEDKÖŞESİ
OKTAY EKtNCt
Moskova'da Bayram...
60 yıl önce bugünlerde in^an-
lık nefesini tutmuş, Hitler'irt ye-
nildiğini "resmen" duyuracak
haberleri bekliyordu. Derken 9
Mayıs 1945'te radyolar sorfima
kadar açıldı, insanlar sokaüara
döküldü ve "2. Dünya Savaşı'nın
bittiği" haberleri dünyanıp her
köşesinde kutlanmaya başlathdı...
Gerçi savaşın "gaüpleri", özel-
likle de ABD, ınsanlığa karsjı hiç
de "suçsuz" sayılmazlardı. Nazi-
lerin kaybetmiş olması, örneğin
Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan
atom bombalarını asla aklaya-
mazdı...
Ancak "faşizm" öylesinejnef-
ret uyandırnııştı ki galıpler|aynı
zamanda "kurtancı" gibiycjliler.
gezdirirken özellikle Zafer Par-
kı'na götürdü.
Park içindeki, inşaatına 10 yıl
önce başlanan ve adına "1941-
1945 Büyük Yurtseverlik Savaşı
Merkez Müzesi" denilen yenı
müze binası 60. yılda açılacak
şekilde tamamlanmış. Hemen
önünde yine bu zaferi simgele-
yen "anıtsal sütun"un yüksekli-
ği ıse 145 metre ve üzerinde sa-
yısız kabartma figürle "kahra-
nıanlar" betimleniyor...
Eski Sovyetler Birliği döne-
mindeki Müslüman toplumlar
için de zarıf bir caminin yer aldı-
ğı parkta en etkileyici anıt ise
1941-1945 arasında yaşanan
dramı anlatan "Halkın Direnişi
Türkiye'nin Moskova'daki elçilik binası.
ilerleyen yıllarda da bu koııum-
lannı "demokrasinin küresel
bekçileri" (!) olarak kullandılar;
üstelik en acımasız faşist cikta-
törlükleri destekleyerek; tıatta
kendilenne bağlayamadıklarının
ülkelerine bombalar yağjdıra-
rak...
Yine o sevinçli günlerde, Hit-
ler'ın durdurulmasını en büyük
coşkuyla kutlayanlar ise ktışku-
suz "Sovyet halklarTydı...
Milyonlarca ınsanın yaşamı
pahasına ülkelerini faşizm; tes-
lim etmeyerek savaşın sonv. cunu
belirleyen Sovyet halkları,<> Ma-
yıs'ı en büyük "Zafer Bayı'amr
olarak ilan ettiler. Bu destansı di-
renişin anılarını yaşatmak i<pin de
aynı yıl Moskova'da 135 hektar-
lücbir alanı "ZaferParkı" qlarak
düzenledıler. Rusçada "saygı"
anlamına gelen "Poklonnajja* te-
pesinde 7 Ekını 1945'te ^çıhşı
yapılan parkı, savaşta yıtirdikle-
ri insanlanyla birlıkte tümj dün-
ya halklanna adadılar...
Şimdi, işte bu parkta, tarihsel
zaferin "60. yıldönümü" kutla-
nacak. Her yıl 9 Mayıs'ta düzen-
lenen törenlenn ve eğlencelerin
belki de en görkemlisi Mbsko-
va'da yine günlerce yaşana|cak...
Yurtseverler parkı
Geçenlerde St Petersbui'g'da-
ki mimarlar toplantısından dö-
nerken Moskova'da uçak değiş-
tirmek için beklenen 7 saa(|i kent
merkezinde geçirdim. Minlarlar
Odası'nın emektarlanndan, ön-
ceki dönemlerin Genel Sekrete-
ri Arif Şentek, orada çalıştığı in-
şaattan zaman ayınp bana kenti
HeykelT...
Nazı saldırılanna karşı, Sov-
yetler'deki tüm halklann yurtla-
rını "birlikte" savunduklarım an-
latan ve savaş süresince sivıl ya-
şamın bile nasıl askerileştiğini
gösteren heykelin çevresinde de
aynı direniş için "herulusun ken-
di diliyle" yazdığı anı taşlan yer
alıyor...
Her biri diğerine yaslanmış
olarak sıralanan, yaklaşık
1 mx 1 m büyüklüğündeki bu taş-
lardan, örneğin "AzerTlere ait
olanını, üzerindeki yazı Latin
harfleriyle olduğu için kolaylık-
la okuyabildik:
"Şehidlerin ruhu şad olsun,
mukaddes halıı aları asırdan ası-
ra yaşasın..."
Dığer ulusların taşlannda da
kendi alfabeleriyle ve kendi
inançlarıyla aynı dilekler olma-
lıydı. Arif Şentek geçen seneki
kutlamalara aıt gözlemlerini an-
latırken şunu da ekliyordu: "Sa-
vaşı yaşanuş yaşlılara gençlerin
gösterdiğisaygı çok etkileyici. On-
lan gruplar haünde ziyaret edip
çiçeklerveriyorlar. Tarihlerine ve
büyüklerine olan ilgUeri, eğitim-
dekiyurtseverlik bilincinin sonu-
cudeğflmi?"
Uçak saatine doğru Zafer
Parkı'ndan aynlıp Arbad Soka-
ğı'na giderken düşündüm. Aca-
ba bizim "Kurtuluş Savaşımız"
için neden böylesine bir parkı-
mız, anıtlanmız ve müzemiz hâ-
lâ yok?...
Rusya'daki 9 Mayıs Bayra-
nu'nı biz de kutluyoruz...
oekinciacumhuriyet.com.tr
KlM KİME DUM DUMA BEIHÇAK behicak(d turk.net
ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACl kamilmasaraci'i mynet.com
HARBİ SEMİH POROY semihporoydı yahoo.com
HAYAT EPlK TtYATROSU MUSTAFA BILGÎN hayatepik M mynet.com
TBMM'DEKI BÜTUN PARTÎLERÎN
BAŞKANI OLMASI GEREKEN BÜLENT
"SEREKİRSE ANAYASA MAHKEMESİNİ
KAPATIRIZ" DEDİ
ADAM HAKLI,
BİZ DE TBMM'Yt
KAPATMIŞTIK
NETEKİM
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Mnyıs www.nutmtas-ariknn.com
ÇELEBİ MEHMED ÖLDÜ.
1421'D£ BUGÜN, HEŞİNCİ O£MAN-
Ll MDİÇAUt T. M£HM£D ÖU>Û.
ANKARA SAVAÇlhltoN SONEA &A-
SILAN DEI/LETİ, FETRET DSWtİM\
İ2LEYBN Y/UARPA TOPARLAMIŞJ
rı.S YIL mnrm /OUA8İLOİ.3S
YAŞINPA GEÇÎKD/Ğ/ KALP Kfif'zi
&ONUNDA ÖLÜRKEtJ: "TIZ ULU OS-
UJHA MURAD V SETİRl'N. SEN BU OÖ.
ŞEKTEN KUffrULMAZIM. MURAD 6EL-
MEDEN ÖLLJfZÜM.MEMLEKEr S/R-
BÎRME TDKUŞUK. TEDARİK EbİN,
VEFATfM OUYULMAYA "DED/'&İ İÇİN
O&LU MUfiAD(U') AMASYAbAM&E. '
LİP TAHTA ÇtHANA PESİfJ ÖLÜMü '
&İZLİ TurULMUÇTU...
AÜS UARİKALARDİYARINDA
1852 'DE, ALICE UDDELL , İN6İLTERS-
DE DO&DU.AtLEDOSTOtf '
MATEMATIKÇİ CHAGLES
LUTyv/DGE OODGSON,
KÜÇ.ÜK K/Z 3 VA$IN-
DAYKEN ONA gİR MAİ
SAL YAZPI. ADI "ALİS
bA'YDI.MATlEMATİKÇİ
DAHA SONRA,LEWIS
CARKÛLL TAKWA AD
LA BAŞKA A4ASALIAZ
DA YAZDI. ESERLERİ
ÇOOJK EDEŞ/YA-
TININ KIÂSİKLERİN-
DEN SAYILACAKTIR.
PANO
DENIZ KAVUKÇUOGLU
'Avrupa Birliği ve Türkiye'
Üzerine Öngörüler
Çocukluğumdan beri eski kitaplar ilgimi çeker, fırsat
buldukça sahafları dolaşır, eski kitapların sararmış yap-
raklarını çeviririm. Kendine has kokuları vardır eski ki-
tapların, o kokular benı geçmişe hep merak ettiğim gi-
zemli eski hayatlara götürür. Alpay Kabacalı gibi ki-
tap kurdu dostlarımın bir yanıyla sahaf dükkânlarını
andıran kitaplıkları kıskandırır beni. Ergin Ertem de
böyle dostlarımdan biridir; en umulmadık bir yerde ce-
binden çıkarttığı eski zamanlardan kalma bir kitapla şa-
şırtıverir sizi. Geçenlerde de öyle oldu, Teşvikiye'de bir
kahvede söyleşirken elindeki günlük gazetenin ara-
sından bir kitapçık çıkarttı, "Sa/c"dedi. Baktım. Bakın-
ca da şaşırdım. 1954 basımı "Avrupa Birliği ve Türki-
ye" adlı 64 sayfalık bir kitapçıktı bu. Nasıl şaşırtmazdı
insanı böyle bir kitapçık? Ortada ne Ortak Pazar, ne
de Avrupa EkonomikTopluluğu gibi örgütlenmelerin ol-
duğu, Avrupa Kömür ve ÇelikTopluluğu'nun henüz üç
yıl önce (18 Nisan 1951) kurulduğu 1954 yılında Avru-
palıların bile aklında olmayan "Avrupa Birliği" kavra-
mının Türkiye'de bir kitaba ad olarak konması insanı
heyecanlandırdığı kadar şaşırtan da bir öngörüydü.
fstanbul'da Anıl Matbaası'nda basılan "Avrupa Bir-
liği ve Türkiye" kitapçığı "Gençliğin Avrupa Kampan-
yası" Türkiye Sekreterliği Yayınları arasında çıkmıştı.
"Türkiye Sekreterliği" sözcüklerinden bu girişimin ulus-
lararası birkampanyanın parçası olduğu anlaşılıyordu.
Yazar, önsözünde "Avrupa Birliği meselesi bir imkân-
lar ve ihtimal meselesidir" diyordu. Kitapçıkta, önsöz-
de "birleşmenin bazı eserlerde oldukça ihmal edilen
iktisadı cephesi üzerinde bilhassa durulduğu" vurgu-
landıktan sonra, "bu arada, Türkiye'nin Avrupa Birli-
ği'nin kuruluşu karşısındaki durumu da asıl önem ve-
rilen noktalardan birini teşkil etmektedir. Araştırmalar
sırasmda, bazı eserlerde, Türkiye'nin bu topluluğa ka-
tılmasını pek de hoş karşılamayan mütalaalara rast-
lanmış olması, üstelik bu meselenin asıl Türkiye'de bi-
le henüz önemle ele alınmaması keyfiyeti, inceleme-
nin bu noktaya doğru yönelmesine sebep olmuştur"
deniyordu.
•••
önsözdeki şu cümleler 2000'li yılların başında kızı-
şan Avrupa Birliği tartışmalarına yarım yüzyıl öncesin-
den ışıktutması açısından ilginçti: "Avrupa fikriiçin ça-
lışanlar, heryeni düşünüşü sokmaya uğraşanların kar-
şısına dikilenlerin aynılanyla karşılaşacaklardır; cahil-
liği, taassubu, uzak devirlerden kalma inançları vepe-
şin fikirleri yenmek gerekecek. Fakat bu güç işte, ta-
rih yolunda üzerine çıkan birçokyeni durumlara ve kül-
türlere ayak uydurmasını becermiş olan eski bir mil-
letin eşsiz intibak kabılıyetine güvenenler davayı ka-
zanacaklardır." (s.7) Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alın-
masını savunan kitapçık 12 bölümden oluşuyordu.
"Ulusal Egemenlik Endişesi" bölümünde "asıl endişe-
lerin ulusal egemenliği kaybedileceği kaygısından ile-
ri geldiği"ne işaret edildikten sonra, "ancak şurası iyi-
ce belirtilmelidir ki, ulusal egemenlik ve devlet ege-
menliği kavramları şumül bakımından gün geçtikçe
daralmaktadır. Birlikte ve barış içinde yaşayabilmek
uğruna zaruri olmayan haklardan vazgeçmekle uğra-
nılan manevizarar, bunun karşılığında sağlanan göze
görülür faydalaryanında hiç derecesinden kalmakta-
dır" (s.55) denmekteydi.
Sonuç bölümünde ise kitapçığın yazarı Mümtaz
Soysal, "Avrupa 'nın artık birleşmeyoluna birdaha dö-
nülmeyecek şekilde girdiğini" vurguladıktan sonra de-
vam ediyordu: "Bu arada en güç iş gençliğe düşmek-
tedir. Millet devrinden birleşmiş Kıta devrine geçişin
bütün güçlüklerine hermemleketteki gençlerkatlana-
caktır. Alışılmış kavramları bırakıp yepyeni bir yaşayış
tarzına girmekten yılmamak gerekiyor. Bugünkü ne-
siller böyle hassas bir devreyi ne derece olgunlukla
atlatırlarsa ileride geleceklerin saadeti de tam olacak-
tır. Türkiye'de mesele daha da zor. Henüzyeni girilen
bir âleme iyice alışmadan onun bir üst kademesine
çıkmak, bütün bir kıtayla kaynaşıp 'Avrupalı' olmak i-
cap ediyor. Bu bakımdan, idealleri uğruna çalışmak-
ta olan genç zümrelerin karşılaşacakları güçlüklerbaş-
ka yerdekilere nispetle daha ağır olacaktır. Fakat Tür-
kiye'nin gerçekten Batılı ve Avrupalı birmemleket ol-
duğunu ispat için bu davanın başarılmasından daha
tyi bir fırsat olamaz." (s. 63)
Sayın Mümtaz Soysal'ın yarım yüzyıl önce kaleme
aldığı öngörülerı, bugünün güncel doğruları değil mi?
(e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com)
(Faks:0212-23468 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLDAN SAĞA:
1/ Hatay'ın
Erzin ilçesin-
de bir kaplıca
ve madensu-
yu. 2/ Mert,
kalender ve
babacan kim-
se.. Kızartıl-
mış ekmeği et
suyuyla haş-
layarak yapı-
lan yemek. 3/ 9
Orta Toros-
lar'ın batı kesimin-
dekıdağsırası... Yu-
nan abecesinde bir
harf. 4/ Hicap... Bir 3
ılimiz. 5/Eskidenşa- 4
irlerin kasidelerinde
övgüsünü yaptıklan
kişilerden aldıkları
para ya da hediye... 8
Gözlerı görmeyen. 9 _ _ _ _ _ _ _ ^ ^ _ _ _ _ _
6/ îlgi eki... tlim sözcüğünün çoğulu. 7/Tarihsel
olaylann zaman bakımından sırası. 8/Yanağın alt
kısmı... Güzel kokulu olan şey. 9/Yapraklan düz
ve parlak bölümü... Tropikal Amerika'da yetişen
ve "hura" da denilen kerestelik ağaç.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Denizli'nin Sarayköy ilçesinde bir kaplıca. 2/
Eski Yunan kentlerınde pazaryeri... Oy. 3/Değer-
li biryün kumaş... Ortodokslardatahtapano üze-
rine yapılmış her türlü dinsel resme verilen ad. 4/
Hem ısıtmaya, hem de üzerinde yemek pişirme-
ye yarayan büyük mutfak sobası. 5/ Bir elçiliğe
bağlı uzman... Volga'nın kolu olan bir ırmak. 6/
Yerölçümünde uzaktan gözlenen taksimath cet-
vel... Lüksemburg Havayolları'nın kısa yazılışı.
II Şarkı, türkü... Demir atmış bir geminin zinci-
rinin su içindeki bölümü. 8/Pamuk kozası... Rus
köylüsü. 9/ Bir cins pasta.