22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA 14 J\.UJLiJ. U r l kultur(S)cumhuriyet.com.tr 'Operatwijıs', Didem-Sinem Balık, bugün saat 19.30'da Avusturya Kültür Ofisi'nde ranın ikizleri sahnede üpera sahnelerinde 'Operatwins (Opera İkizleri)' olarakl tanınan ve dünyanın ikinci, Türkiye'nin ise ilk ikiz opera sanatçıları olaılı mezzosop- rano Didem Balık ile soprano Sinem Balık bugün saat 19.301da Avustur- ya Kültür Ofisi'nde biı} konser ve- recek. Nurser Ugan'ın piyanosuyla eşlik edeceği Balık karde$ler, H. Pur- cel, J. Brahms, C.W. Gluck, W.A. Mozart, G. Verdi, G. Bû|et, F. Lehar, J. Strauss ve R. Stolz'un yapıtlarını seslendirecekler. Sanat yaşamlarını Av'usturya'da sürdüren Didem- Sinem Balık, ba- balarının üç yaşındayk^n aldığı pi- yano sayesinde müzikle tanışmış- lar: "O zaman okumayı daha bilme- diğimiz için piyano öğretmenimiz bi- ze piyano çalmayı notalarla değil, renklerle öğretmişü. Sonra anıcamız Erol Balık'uı bestelerini söylemeye başladık. Herkes sesimizi çok beğe- niyordu. Topu topu dört-beş şarkı bildiğimiz halde, şarkı s »ylerken in- sanlann etkilenip duyfiılanmaları çok hoşumuza gidiyordu. Bizi kon- servatuvara gidip bu işi profesyonel olarakyapmava yüneltende bu oldu". Dünyadaki lklncl ikiz operacılar 9 Eylül Üniversitesi Devlet Kon- servatuvan'na girdıkle inde amaç- lan seslerini eğitmek v t iyi bir şar- kıcı olmakmış. Ama o peranın içi- ne girince o kadar etcilenmişler ki, operadan başka bir şey düşün- mez olmuşlar. KonserVatuvarı bi- tirdikten sonra Konseryatuvar Me- zunları Dayanışma E>erneği'nin aracılığıyla, Kültür Ba tanlığı bur- suyla Avusturya'ya ol.umaya git- mişler. Sinem Balık öyküyü şöy- le anlatıyor: "Eski Küftür Bakanı İstemihan Talay 'Sanata Merhaba Konseri 'nde bizi dinlemiş. Talay'a biziııı Türkiye'deilk, diinyada Udn- ci ikiz opera sanatyılan olduğumu- zu ve nıali sorunlardan dolayı ope- kiz olmalarının her zaman çok büyük yarannı gördüklerinin altını çizen Sinem- Didem Balık, "Sahnedeyken ikiz olmak seyirciye ilgi çekici geliyor. Kardeş rollerini oynayabiliyoruz. Mesela sahnede çift Carmen oluyoruz. Bu hiç kimsenin yapmadığı bir şey. Iki farklı ses renginde olmamız da repertuvarımızın genişlemesine olanak veriyor" diye açıklıyorlar ikiz olmanın yararlarım. rayı bırakacağımızı söylemişler. Konserden sonra bizi görüşmeye ça- ğıran Talay, 'Oraya gidin. Türk ka- dınını, Türk insanını tanıtın. Siz- den başka bir şey istemiyorum' dedi. Biz de o günden beri bunu yapmaya çalışıyoruz Avrupa'da". Ardından da Türkiye Seyahat Acentelerı Birliği (TÜRSAB) Baş- kanı Başaran Ulusoy onlara TÜ R- SAB bursu vermiş. Dünya çapında kariyer yapma- nın çok yıpratıcı ve zor olduğu- nun altını çizen Didem Balık, ba- şanya ulaşmak için çok çalışmak, özverili ve disiplinli olmak gerek- tiğine inanıyor. 11 Eylül'den son- ra bütün dünyada olduğu gibi Av- rupa'da da çok şeyin değiştiğini, ön- yargıyla yaklaşıldığmı, bundan do- layı da diğer sanatçılara göre da- ha fazla çalışmaları gerektiğini sözlerıne ekliyor. Daha kariyerlerının başında ol- duklannı vurgulayan Sinem Balık, hedeflerine yaklaştıklannı söylüyor. 5 yıldır Avrupa'da olduklarını be- lirten Didem Balık, "Kendimizi kabııl ettirmek için bu 5 yd içinde çok az Türkiye'ye geldik. Artık ül- ke özlemi başladı. Bu da bizi ülke- mize yönlendiriyor. Kendi insanla- rınııza nıüzik yapnıak, onlarla pay- laşınıda bulunmak istiyoruz. Bun- dan sonra Avrupa ve Türkiye kon- serlerimizi eşit bir şekildc yürüt- meyi düşünüyoruz" diye sözlerine devam ediyor. Sinem Balık ıse Tür- kiye'ye gelmenin onları besledıği- ni dile getıriyor. ltalyanca, Almanca, Fransızca, lngilizce, Türkçe yapıtlardan olu- şan çok zengin bir repertuvarları olan Balık Kardeşler, Avrupa'da özellikle Türk yapıtlanndan örnek- ler söylediklerine dikkat çekerek, sanatçının görevinin kendi kültü- rünü, ülkesini en iyi şekilde tanıt- mak, göstermek olduğunu belirti- yor. Domlngo'ya hayranlar İkiz olmalarının her zaman çok büyük yararını gördüklerinin altını çizen Sinem- Didem Balık, "Sahne- deyken ikiz olmak seyirciye ilgi çeki- ci geliyor. Kardeş rollerini oynayabi- liyoruz. Mesela sahnede çift Carmen oluyoruz. Bu hiç kimsenin yapmadı- ğı bir şey. İki farklı ses renginde ol- mamız da repertuvanmızın genişle- mesine olanak veriyor" diye açıklı- yorlar ikiz olmanın yararlarım. Placido Domingo ve LeylaGencer'i örnek aldıkları söyleyen Balık kar- deşler, ıki kez Placido Domingo'ya şarkı söyleme olanağı bulduklannı dıle getirerek "Her zaman Placido Domingo'ya hayrandık, konserva- tuvara başlamadan önce bile. Ama onu taıiKÜktan sonra bir kez daha hay- ran olduk. Bize bir sanatçının nasıl olması gerektiğini öğretti. Domin- go'dan, bir sanatçuun hangi konuma gelirse gelsin alçakgönüUü olması ge- rektiğini öğrendik. Bu çok önemli" diye düşüncelerini açıklıyorlar. 1lerde yurtdışında bir albüm çalış- ması da yapmayı düşünen Dıdem-Si- nem Balık kardeşler 13 Mayıs'ta Ro- manya'da konser verdikten sonra Rusya, Kore ye Japonya turnelerine çıkacaklar. TÜRSAB Başkanı Başa- ran Ulusoy'un önerisi üzenne TÜR- SAB'ın sponsorluğunda Türkiye'nin on farklı kentıni kapsayan 10 kon- serlik bir Türkiye turnesı de sırada. (www.operatwins. com) Bu Buyıl 8.si dûzenlenen Uçan Süpürge Uluslaramsı Kadın Filmleri Festivali yarın Ankara da başlıyor âşık olacaksınız!Kültür Servisi - Ülkemizin uluslararası film festivalleri arasında özel bir yeri olan 'Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmle- ri Festivali'nin sekızıntısi yarın başlıyor. 15 Mayıs'a dek sürecek festival, 'Aşk' temasıy- la, bu yıl da zengin biı[ etkinlik ve gösterim takvimi sunuyor merjaklısına. Sloganı da 'Ben Her Bahar Âşık joiurum!' Üç yıldır verilmekt^ olan 'Uçan Süpürge Onur Ödülü', Sevda Ferdağ'a açılış gece- sinde sunulacak. Sinemamızda kadın eme- ğinı görünür kılmak anmacıyla konan 'Bilge Olgaç Başarı Ödülleri' ise Sevin Okyay ile seslendirme sanatçısı Jeyan AyralTözüm'e kapanış töreninde verilecek. Yarışmalı bölüm 'Her Biri Ayrı Renk'te Uluslararası Filnı Eleş(inncnleriBiriiği(FlP- RBSCI) Ödülü için lrajn, Fransa, Kanada, İs- panya, İsrail, Pakistaıı, Almanya, Ingiltere ve Türkiye'den toplam 14 film yarışacak: '20 Parmak' (Mania Akbari), 'Ayın Karanlık Yüzü' (Biket llhan), 'Ben de Seni Arıyo- rum' (Carole Laure)> 'Benim Güzel İşye- rim!!!' (Francesca Coflıencıni), 'Evet' (Sally Potter), 'Hazinenı' (Kçren Yedaya), 'Kız Al- mak' (Ronit Elkabet|z, Shlomi Elkabetz), 'Masumiyet' (Lucile Hadzihalilovıc), 'Na- kış Gibi' (Eleonore Bkıcher), 'Resim Gibi' (Agnes Jaoui), 'Sessfz Sular' (Sabiha Su- mar), 'SevdiğimSensjn' (OlgaStolpovska- ja, Dmitry Troitsky), «TüyüTakipEt!' (Nu- ray Şahın), 'Victoire' (Stephanie Murat). Dünyanın İlk kadın yönetmenl manya sıneması üzerinden ele alan özel filmlerden bir seçkiyi sunuyor. 'Gerçeğe Âşık: Belgeseller' Türkiye'den ve dünyadan kadın yönetmenlerın ses getirmiş belgesel- lennın bazılanna, 'Lotte Reiniger'in tzinden: Animasyon', Dünyadan canlandırmacı ka- dın sinemacılardan örneklere yer veriyor. 'PembesizMavisiz' adlı bölüm, kısa filmler- de geleneksel erkek ve kadın rolleriyle 'oy- nuyor'. Festivalin bir başka özel konuğu, iki fil- mıyle, sinemamızın ilk kadın yönetmenle- rinden Ayten Kuyululu. Gösterimlerin yanı sıra yapılacak panel- lerden birinin başlığı 'Roller, Modeller ve Biz Kaduılar'. 'Türkiye'nin Debra Winger'ını Aramak' başlıklı ikinci panel ise Rosanna Arquette'inyönettiği 'Kayıp Aranıyor: Deb- ra Winger' adlı filmin izinden gidiyor. 'Her Biri Ayn Renk' adlı yanşmalı bölümde göstcrilecek olan Biket İlhan'ın Ayın Karanh Yüzü adlı filminden bir sahnc. 'Fay Hattı' Stutlgart'ta sahneleniyor Dünyanın ilk kadın yönetmeni Alice Guy Blache'ın filmleri Tüprkiye'de ilk kez Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festı- vali'nde özel bir bölümde gösterilecek. ' 'Matruşka aşkına: Rusya' baaşlıklı bölü- mün konukları, filmltriyle, Lidia Bobrova, Marina Razbezhkina ve Guka Omarava. 'Sırlı Cam: AgnieszkaHoUand' bölümün- de filmleri gösterileçek olan Holland, fes- tivalin konuğu olacak. 'Muson Yağmuru: Dcepa Mehta', Hint si- nemasının başarılı kadın yönetmeni Meh- ta'nın filmlerine ayrılmış. Özel bir gösterim küşağıyla 'Buzlar Kra- liçesi: Greta Garbo', geçen yıl kaybettiğimiz Semiha Berksoy ve Laura Betti için 'Anısı- na: Semiha Berksoy ^e Laura Betti' de fes- tivalde. 'Âşık Erkekler Hattı' erkek yönetmenle- rin en etkileyici aşk öykülerinden dördünü, 'Dişi Kuşun Yuvası', Behiç Ak'ın 'Fay Hattı' oyunundan bir sahnc. Kültür Servisi - Behiç Ak'ın 'Fay Hatü' adlı oyuııu, Tri-bühne tiyatrosu tarafından Almanya'nın Stuttgart kentınde, Almanca olarak sergilenmeye başlandı. Metni Türkçeden Almancaya 'Beben und Beben Lassen' başlığıyla Thomas Balkenhol çevırdi. tlk gösterimi 29 Nisan'da Sruttgart'ta yapılan oyunu sahneye Florian Dehmel ve Stefan Kirchknopf koyarken rollerı Folkert Milster, Sabine Niethamer, Tobias Strober paylaştı. Müzık Dietrich Lutz, dekor ve kostüm ise Stephen Crane imzalıydı. İlk geceden başlayarak Alman izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan oyun, bir yıl boyunca Stuttgart'ta sahnelenecek. Oyunun gördüğü ılgiyi, deprem konusunun aynı zamanda 'bir metafor'olarak ele alınmasına bağlayan, tiyatronun yöneticısı Editlı Koerber, metni çok güçlü bulduklannı, Behiç Ak'la ışbirliklennı sürdüreceklerini, 'Fay Hattı' oyunundan sonra yazarın, 'Tek Kişilik Şehir' adlı oyununu da sahneye koymayı düşündüklerini açıkladı. Oyuna büyük İlgi Geçen yıl Stuttgart Bıenali'nde Dostlar Tiyatrosu tarafından sahııelenen oyun, Alman tiyatroseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşınca, bıenali düzenleyen Trı-bühne tiyatrosu, 'Fay Hattı'nı Alman oyuncularla Almanca olarak sahııelemeye karar vermışti. 'Fay Hattı' Almanya'nın yanı sıra Kıbrıs Rum kesıminde de Kıbrıs Devlet Tiyatrosu tarafından Rumca olarak sahnelemyor. Oyun geçen yıl da Belçıka'nın Anvers kentınde 'Breuklijn' adıyla ve Anatolie Toneel Groep tarafından sahnelenmişti. DEFNE GOLGESI TURGAY FİŞEKÇİ Sabri Altınel Sabri Altınel öleli 20 yıl olmuş. Şiirimizin bu ses- siz insanının, yaşadığı yıllarda olduğu gibi, ölümün- den sonra da kişiliğinin en önemli özellıkleri olan ağırbaşlılığı, alçakgönüllülüğü korundu. Neyse ki, eleştıri denen, varlığı yokluğu üstüne sü- rekli tartışılan bir kalıcı kurum var. Türk şiir eleştirisi, kendisi ne denlı geride dursa, kendi halinde yaşasa da Sabri Altınel'in değerini teslim eden değerlendir- meler yapmış. Asım Bezirci'nin on üç şairi incelediği yapıtı Gü- le Dil Verenler (Evrensel Yayınları) Sabri Altınel'le baş- lar. Bezirci, ilk kez 1969'da yayımlanmış inceleme- sinde, "Sanat şirketlerine sokulmuyor, kümeleşme- lerin, dalaşmalann dışında kalıyordu" dediği Sabri Altınel'in, Insanın Değeri, Kıraçlarve Yaban Yazıları adlı ürünlerini irdeler. Memet Fuat, günümüz şiiri üstüne çok önemli de- ğerlendirmeler içeren Yaşlı BirŞaire Mektuplar(Adam Yayınları) adlı kıtabında, "SabriAltınelgibi birşair ge- liyor, kitaplar yayımlıyor, bir toplu çıkışın içinde ol- madığı, şaklabanlıklar etmediği için, bir köşede il- gilerden uzakyaşıyor, sonra birgün ölüyor, yazdık- larının birbölümü dergilerde kalıyor, kimsenin aldır- dığı yok" diyor. Görüldüğü gibi, eleştirmenlerbileyazılarındaonun yeterince değerlendirilemediğini dile getiriyorlar. Bu olgudan elbet şiirimiz ve değer yargıları üstüne yo- rumlara gidilebilir. Bir şairin değerinin bilinmesi, anılması, kendine ait bir sorun mudur, yoksa toplumsal bir yükümlülük mü? Birtoplum şairlerini anlayıp değerlendiremiyor- sa ne yitirir? Memet Fuat'ın değindiği, "Kimseninaldırdığıyok" yakınmasını şiir üstüne güncel tartışmalarda Sabri Al- tınel'in anılmaması biçiminde anlamak gerek. Yok- sa şiir eleştirisinin ürünleri içinde değeri teslim edil- miş bir şaır. Birkaç örnek: "Umudu yeryüzüne indirirken, insanoğlunun bü- tün bırakılmışlığını da içten duymuş olmalı ki, acı, ke- der, hüzün, şiirlerindeki bütün dizelerin kaçınılmaz biryoldaşı, biryananlamı gibi sürüp gidiyor. Buyol- daş, bu yananlam işte biziz." (Adnan Benk) "Türkçenin tadını çıkaran bir şair. Düşüncenin şa- iri. Çoksesli bir toplumcu şiir için kusursuz biryapı hazırladı." (Cemal Süreya) "Türk şiirinin en seçkin sanatçılanndan biriydi. Toplumcu dünya görüşünün bunca incelikli ifade edi- lişi, bizim edebiyatımızda örneğine o kadar sık, bol- ca rastlanan bir çaba değildir." (Selim lleri) Doğumunun 80., ölümünün 20. yılı nedeniyle, Sab- ri Altınel'in bugüne dek yayımlanmış şiir kitaplarıyla, kitaplarına girmemiş Yaban Yazılan'nın bir araya ge- tirildiğı Issız Çığlık (Adam Yayınları) adlı toplu şiirler kitabı yayımlandı. Adam Sanat dergısinin mayıs sayısında da, Sab- ri Altınel'e ilişkin on ayrı yazı var. Cevat Çapan, Ko- nur Ertop, Ataol Behramoğlu, Şavkar Altınel, Ka- im Elban, onun şiirlerini değerlendiren yaklaşımlar- da bulunuyorlar. Demir Özlü, Sabri Altınel çevresinde 1950'li ve 6O'lı yılların yitik edebiyat ve toplumsal dokusunu anıyor. Roni Margulies'in çarpıcı anı yazısı ise Sabri Altınel kişiliği üstüne önemli bir tanıklık getiriyor. Lise yıllarında Sabri Altınel'in öğrencisi olmuş Na- zar Büyüm, Osman Senemoğlu, Oşin Çilingir ise, şairliği ve öğretmenlıği içinde ondan öğrendikleriy- le, şiıri ve yaşamı arasında bağlar kuruyorlar. Sabri Altınel kişiliği ve şiıriyle çağdaş şiirimiz için- de uzak bir ada olarak duruyor. Dönem dönem tanıdığımızı sandığımız şairlere bi- le dönüp yenıden bakmak, onları yeni bir gözle oku- mak ufuk açıcı olabilir. Sabri Altınel, düz ovada çıplak ayakla yürümeye alışkın okurlar için keşfedılmemiş, sert, kayalık bir ada. turgay(« fisekci.com 37 yıl sonra Cream • LONDRA (BBC) - Uzun ömürlü olmasa da 1960'ların müzik tarihine geçen rock topluluğu Cream, 37 yıl önce veda konserlerini verdiklen Londra Royal Albert Hall'de bir araya geldi. Eric Clapton'ın da bir üyesi olarak adını duyıırmasında etkili olan topluluğun geri kalan konserlerinin biletleri, internet kanalıyla açık artırmaya da sunuldu. Topluluğun ilk konserinde yoğun ızleyici ilgisi, üyeleri oldukça duygulandırdı. 6O'lı yaşlardaki Clapton, Jack Bruce ve Ginger Baker, 'Onca yıl bekledikleri için' hayranlarına teşekkür ettiler. K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I 'aile' kavramını Al-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle