Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
H i J v U i ı U 1 V J X ekonomiCöcumhuriyet.com.tr
Sabancı'nın
• CarrefourSA, Fiba
Holding'e ait çoğunluk
hisselerini 132.5 milyon dolara
satın aldı. Gima'yla sat:
ortağı Fransız şirketi, son dakikaya kadar Migros'la flört eden market zincirini aldı
Giıııa ve EndL, Caırefour^un
n alma
gÖrüşmeleri yapan Koç
Holding'den yapılan açı|damada,
olayın "iş etiği açısındah
yadırgandığı" vurgulanİı.
Kkonomi Servisi - Dijnyanın
üçüncü büyük perakendeçisi ko-
numundaki Fransız Carref 3ur, Fi-
ba Holding'in iştirakleri arasmda
yer alan market zinciri Gima ve
Endi'yi toplam 132.5 milyon dola-
ra satın aldı.
Carrefour'dan yapıl
da, işlemin CarrefourSA tjarafın-
dan gerçekleştirildiği bejirtildi.
Carrefour, Gima'nın kalan h|issele-
rinin alımı amacıyla çağrıd^ bulu-
nulacağını da kaydetti.
Taraflann üzerinde uzlaştığı fi-
yatlar üzerinden yapılan hesapla-
maya göre, Gima'nın toplanipiya-
sa değeri 200 milyon dol^r, En-
di'nin toplam piyasa değeri ise
22.32 milyon dolar düzeyinjde bu-
giden Carrefour' un Türkiye gene-
linde 12 adet hipermarketi var.
Carrefour Türkıye'de yüzde 60 pay
ve Sabancı Holding'in yüzde 40
ortaklığı ile CarrefourSA Carrefo-
ur Sabancı Ticaret Merkezi ile fa-
aliyet gösteriyor. Geçen yıl 23 mil-
yon YTL zarar eden Gima'nın
Türkiye çapında toplam 81, En-
di'nin ise 50 mağazası var.
Rekabet Kurulu Başkanı Mus-
tafa Parlak, Carrefour'un Türki-
ye'nin en büyük üçüncü süpermar-
ket zinciri olan Gima ve Endi'nin
kontrolünü almasının, eldeki veri-
lere göre rekabet açısından bir en-
gel teşkil etmeyeceğıni söyledi.
lunuyor. Sabancı Holding Gıda ve
Perakendecilik Grubu Başkanı Ha-
lukDinçer, Gima'nın yüzde 60 his-
sesi için 120 milyon dolar, Gi-
ma'nın dışındaki Endi hisseleri
içinde 12.5 milyon dolar üzerin-
den anlaşıldığım söyleyerek "Top-
lam hisse devir bcdcli 132.5 milyon
dolar olarak heliılendi, Carrefour-
SA olarakorganizepcrakendesek-
töründe hedefimi/ lider olmaktı,
bugün bunu yakalamış oluyoruz.
Agresif büyümeyi sürdüreceğjz"
dedi.
Koç Holding bünyesindeki Mig-
ros, geçen hafta, fiyat belirlenme-
mekle beraber Gima ve Endi'nin
satın alınması konusunda görüş-
meler yapıldığını açıklamıştı.
1996'da Sabancı ile işbirliğine
Gima borsada değer yitirdi
Fiba Holding de Gima'daki yüz-
de 60, Endi'deki yüzde 55 hissesi-
ni CarrefourSA'ya satmak üzere
sözleşme imzaladığını açıkladı.
lstanbul Borsası'nda işlem gören
Gima hisseleri 1. seansta yüzde
5.38 değer yitirdi. Önceki gün
yüzde 7.44 yükselen Gima hisse-
leri dün yüzde 5.3 değer yitirdi.
KOÇ HOLDİNG TEPKİLİ:
İş etiği açısından
yadırgadık
Koç Holding, Gima'nın satışı konusunda Fiba
Grubu'nun kendilerine haber vermeden başka bir
şirket ile anlaşmaya vardığıııı ve anlaşmanın Fiba
Holding Yönetim Kurulu Başkanı tarafından
Koç yetkililerine duyurulduğunu belirterek, iş
etiği açısından söz konusu davranışı yadırgadık-
lannı açıkladı. Holding'ten yapılan yazılı açıkia-
mada, 22 nisan 2005 tarihinde yapılan açıklama
çerçevesinde Koç Holding ve Mig-
ros'un Gima ve Eendi'yı satın al-
masına yönelik olarak fiba holding
ile görüşmelere başladığı hatırlatıl-
dı. Açıklamada, "Bu görüşmelerdefiyatda dahil
olnıak üzcre her konuda mutabakata vanlmasına
ve imza aşamasına gelinmcsine rağmen, Fiba'nın
tarafımıza haber dahi vermeden başka bir şirket
ile anlaşmaya vardığı Fiba Holding Vönctim Ku-
rulu Başkanı tarafından şirket yetkililerimize du-
yurulmuştur. Bu gelişme ncticesindc, iş etiği açı-
sından yadırgadığımız bu davranışı kamuoyuna
bildirme gereği duymuştur" denildi.
Tüketicide artışyüzke 0.71
I Aylık enflasyon
O UmtlclFıyillmBıMsl
Enflasyo.
tarım
frenledi
Ekonomi Servisi - Devlet
Enstitüsü (DİE) verilerine
nu
statistik
»öre, ni-
sanda TÜFE (Tüketici Fiyatları En-
deksi) binde 7.1, ÜFE (Üretfcı Fiyat-
lan Endeksi) yüzde 1.21 artı j göster-
di. Tarım sektöründe fiyatların yüzde
1.28 gerilemesi enflasyonu renleyi-
ci etki yaptı.
Tarım ve gıda sektöründek fiyatla-
rın gerilemesinin verdiği destîkle enf-
lasyon nisanda olumlu görüjıütnünü
korudu. Anketlere göre tahmjnler, tü-
ketici fiyatlarının binde 6.4L üretici
fiyatlannın yüzde 1.1 artacağj yönün-
deydi.Uzmanlar, kısa vadedejyeni bir
faiz indirimi beklenmediğini belirtti.
Yılhk bazda ise ÜFE yüzde 10.17
artarken TÜFE yüzde 8.18 a(tış gös-
terdi. Çekirdek enflasyon olarak da
bilinen imalatsanayi sektörüıjıdeki fi-
yat artışı ise yüzde 1.9 olarak|gerçek-
leşirken tarım sektöründe fiyatlar
yüzde 1.28 oranında geriledij
Yılın 4 ayında fiyat artışlar^ ise üre-
ticide yüzde 2.18, tüketici fiyatlann-
da yüzde 1.55 olarak hesâplandı.
Nisan ayı itibarıyla 12 aylık or-
talamalara göre yıllık enilasyon,
tüketici fiyatlannda yüzde 8.47, üreti-
ci fiyatlarında ise yüzde 14.96 oldu.
AB'den olumlu gfirüş
Beyaz etçi
ihracata ha?ır
İZMİR (Cumhuriyet Ege Btirosu) -
(FWO)
1 Rapo-
AB Veteriner Gıda Ofisi'nin
Türkiye Beyaz Et Kalıntı Fins
ru'nu "olumlu" olarak açıkladıgı bildi-
rildi. Keskinoğlu Şirketler Grubıı Yöne-
tim Kurulu Üyesi Keskin Keskinoğlu,
yaptığı açıklamada, Türkiye'deki labo-
ratuvarların akreditasyonu tanıamlan-
dıktan sonra haziran-temnıuz ayları
içinde beyaz et ıhracatının yeni<(len baş-
layacağını vurguladı. Keskinoğlu açık-
lamasında, "AB Koınisyonıf ıııın sağlık
sertifikası sınıflandırması ve katıatlı ke-
simhanelcrinin sağlıkla ilgili kararuun
Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekli-
yoruz. Kararın açıklannıasıyla AB'ıün,
beyaz et itlıal edecek ülkclcr li$tesindc
Türkiye'nin de adı geçecek ve h^ngi fir-
nıalaı ın ihracat yapabilcceği belirlcne-
cek" dedi.
lç tüketimiıı yeterli oranda artmama-
sı nedeniyle aralık ayından beri]sektör-
de sıkıntı yaşandığını, belirten Keski-
noğlu, özellikle göğüs etm-
de önemli ihracat şşnsı bu-
lunduğunu savundu.
AB Komisyonu'nun,
^ inceleme yapılan
' ve olumlu bulunan
5 firmaya kod nu-
marası verntıesinın
beklendij:
bildirildi.
de
TMSF ile anlaşmaya varan Turgay Ciner, 10 yılda 433 milyon dolar ödeyecek
Ciner, Sabah ve atv'nin sahibi
atv
Ekonomi
Servisi-Sabah
gazetesi ve
atv'nin kiracısı
durumundaki
Turgay Ciner
iki medya şirketinin yeni pat-
ronu oldu. Ciner söz konusu
şirketler için 10 yılda 433
milyon dolar ödeyecek. Öde-
meler 6 aylık taksitler halın-
de yapılacak.
Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu (TMSF), Etibank'ın es-
ki hâkim ortağı Dinç Bilgin'e
ait Medya Grubu'nun sahip
olduğu birkısım mal, lıak ve
varlıkların, Turgay Ciner'in
başkanı olduğu Merkez Gru-
Turgay Ciner
ÇUKUROVA'NIN ÖDEMESİ 363 MİLYON DOLARI BULDU
Ekonomi Servisi - TMSF, Çukurova * • imzalanan 4 Ağustos 2004 tarihlı ek
Grubu'nun 8 Ağustos 2004 tarihli ek l*tii/iiB«ıı*
soz
leşme gereğince grııbun 31 Mart 2005
sözleşme kapsamında yapılan anapara yUKUROVA tarihli taksıt bakiyesi 85 milyon doların 4
taksitödeme tutannın 363 milyon 149 • , milyon dolarlık bölümünü 37 bın 500 dolar
bın 500 dolara ulaştığını açıkladı. gecıknıe faıziyle birlikte 25 Nisan 2005
TMSF'den Çukurova Grubu ile imzalanan ek tarihinde, 81 milyon dolarlık bölümünü ise yine
sözleşme kapsamındakı ödemeye ılişkin yapılan gecikme faızi 850 bin 500 dolarla birlikte 28
açıklamada, TMSF ile Çukurova Grubu arasında Nisan 2005 tarihinde ödediği belirtildi.
bu tarafından edinilebilmesı-
ni öngören teklifi uygun bul-
duğunu ve bu doğrultuda ha-
zırlanan protokolün dün im-
zalandığını açıkladı.
Böylece Merkez Grubu,
Kasım 2003'te yapılan lisans
sözleşmeleri çerçevesinde
halen işletmesini yaptığı ve
atv televizyon kanah ile Sa-
bah gazetesinin dahil olduğu
bazı varlıklan alma konusun-
da TMSF ile anlaşmış oldu.
Medya Grubu şirketlerin-
den Satel Sabah Televizyon
Prodüksiyon ve Bilgin Ya-
yıncılık ile Merkez Grubu
şirketleri ve fon arasında dün
imzalanan protokole göre
Merkez Grubu, peşinata ısti-
naden dün 18.5 milyon dolar,
ardından 15 Ekim 2005'te
başlayacak ödemelerle ilk üç
taksitte peşinat dahil toplam
62.5 milyon dolar ödeyecek.
Sonrakı altı aylık taksitler ise
19.5 milyon dolar olarak öde-
necek.
Çaykıır kâra geçince
özefleşmekten kurtuldu
Sinan Çetin, artık 'En güzel
çay Çaykur' diyecek
Bir siiredir Doğuş Çay'ın reklaınlannı çeken ve
reklam filmlerindcn Karadeniz şivcsiylc konuşan
bir gcnç kıza "En güzel çay Doğuş Çay" diyen
Sinan Çetin, artık Çaykur'un reklamlanm çekecek.
Bütçesi hakkında bilgi vcrilmeyen Çaykur'un yeni
reklam kampanyası bir aya kadar televizyon ve
gazetelerde görülmeye başlayacak.
Ekonomi Servisi- Çay tşletmeleri Genel
Müdürlüğü (Çaykur) Genel Müdürü Ek-
rem Yüce, 2004'te gerçekleştirilen mamul
ürün satışlanndan ıızun zamandan beri ilk
defa 24 trilyon 60 milyar lira kâr cdildiğıni
açıkladı. Kurumun faaliyet kârı da 65 tril-
yon lira olarak açıklandı.
Çaykur biinyesinde 46 yaş çay işlenıe, 3
paketleme fabrikası, 9 pazarlama bölge mü-
dürlüğü, 1 ana tamir fabrikası ve 1 çayaraş-
tırma enstitüsü bulunduğunu ve Çaykur'un
17 bin civannda çahşanla hiznıet verdiğini
hatırlatan Yüce, 1940 yılında kurulan ku-
rumun, ilk kez çay alım bedellerını bir ay
sonra ödeyebilen bir işletme halıne geldi-
ğini anlattı. Türkiye'de pek çok şirketin sek-
töre girmesine karşm 1 milyar dolarlık sek-
törün yüzde 65'ine hâkim olduklarını söy-
leyen Yüce, Çaykur'un yaş çay ışleme ka-
pasıtesinın 550-600 bin ton olduğunu ve bu
kadar çay alımı yaptıklarını söyledi "Tür-
kiye'deki yaş çay üretim kapasitesi 800 bin
ton. Biz işleyebileceğimiz tüm çayı alıyoruz.
Geri kalanını alsak da işlemc kapasitesi yok.
Bu nedenle ı akibinıizyok. 5 kiloyaş çaydan
ortalama 1 kilo kuru çay çıkıyor. 2004'te 115
bin tonla aldığınuz tüm çayı sattık. Dalıa
fazla çayunız olsa onu da satacaktık" diyen
Yüce, kurumun kendini yenilemeye başla-
dığını dilegetirdi.
Geçen yıl gösterilen performansla 1 Iazi-
ne'nin özelleştırme yapmak üzere izle-
meye aldığı kurumlar arasından çı-
kanldığını da belirten Yüce, "Çay-
kur'un özelleştirilmcsi dondunıl-
du" dedi. llenye dönük hedefle-
ri de anlatan Ekrem Yüce, nite-
likli çay kalitesini arttırmak
için yaşlı çaylıkların yenilen-
mesi projesi çalışmalan-
nın sürdüğü-
nü ve orga-
nik çay
üretimi için ,
çalışmala-
nn başla-
dığını söyle-
di. Organik çay üretımr
için Borçka bölgesı ile^
Çamlıhemşin'in seçildiğıni
belirten Yüce, üç yıl içinde orga-
nik çay üretileceğini belirtti. Ayrıca^
yeşil çay üretim merkezi kurduklarınr
ve üretilen yeşil çayı 26 Kasım 2004 ta-^
rihi itibarıyla piyasaya sıınduk-
larını kaydeden Yüce, yeşil s V
|P!3*" ' h
çay talebini karşılayama- {JÇH F
dıklarını söyledi.
\W-
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK o/Jem.yıızak(«cunıhııriyet.c()m.tı-
TÜPRAŞ illa blok olarak satılacak.
Türkiye'nin en büyük sanayi şirketi, Av-
rupa'nın 5. büyük rafıneri şirketi. Forbes
dergisınin yayımladığı "Dünyanın en
mükemmel büyük şirketleri" listesinde
yeralıyor. Kısacası, Türkiye'nin itibarını
yükselten bir marka.
Ve AKP hükümetı ılla bu değerli mar-
kayı satacak. Gerekçesı ise özelleştir-
me gelirleri ile açık kapatmak.
Yaklaşık 1 yıl kadar önce açılan iha-
le sonucunda TÜPRAŞ'ın yüzde 65.76
kamu payı,Zorlu Grubu ileTataristan'ın
petrol şirketi Tatneft'in pazarlama şirke-
ti Efremov Kautschuk GmbH'nin oluş-
turduğu konsorsiyuma 1.3 milyar dolar
değer üzerinden satıldığında ortalık
ayağa kalkmıştı.
Petrol-lş Sendıkası'nın peş peşe aç-
tığı davalar sonucu satış kararı iptal
edildi.
Şimdi oyun yine başlıyor. Üstelik ge-
çen zaman zarfında kamu payı yüzde
51'edüştü.
Nasıl mı?
ÖİB, TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'lık ka-
TÜPRAŞ'ı Satma İnadı Niye?
mu hissesini İMKB Toptan Satışlar Pa-
zan'nda, arkalarında kımlerin olduğu bi-
linmeyen yurtdışında yerleşik 6 yaban-
cı fona blok olarak devretti. TÜPRAŞ'ın
yönetim yapısını değiştiren bu satışla
birlikte toplam sermayesinin yüzde
30.16'sı (daha önce bu oran yüzde
15.4'tü) yabancıların eline geçmiş oldu.
Böylece TÜPRAŞ'taki kamu payı yüz-
de 51'e düşmüş oldu. Üstelik bu satış
ışlemi, ölB'ye özel yetki veren bir ÖYK
kararı bulunmamasına karşın gerçek-
leştırildi.
Petrol-lş Sendikası, TÜPRAŞ'ın blok
olarak halka arzını engellemek ıçın bu-
güne kadar gerek yargı gerekse kamu-
oyunu bilgilendirme konusunda son
derece azimli ve ciddi çalışmalar yapan
bir sendika. Son araştırmasında, diğer
ülkelerde petrol şirketlerinin mülkiyet
yapılannı da ele alıyor. Petrol-lş'in ver-
diği örneklere bakalım:
• Meksıka'nın Pemex şirketi dünya-
daki en büyük 3. ham petrol ve ürün
üreticisi. Aynı zamanda Güney Ameri-
ka'nın en büyük petrokimyasal madde
üreticisi. Meksika hükümetı 1995'te şir-
ketin sadece petrokimya kompleksinin
yüzde 49'unu özel kesime devretti.
• Italyanların enerji şirketi ENI, ülke-
dekı 17 rafınerinın 5'ine sahip, 1995'te
özelleştırme programına alındı, önce
sermayesinin yüzde 15'inı piyasaya aç-
tı, daha sonra kamu payı yüzde 36'ya
düşürüldü.
• Yunanıstan'da petrol ürünleri sek-
töründekı tüm üretimin yüzde 56'sını
gerçekleştiren Hellenic Petrolium şirke-
ti özelleştirme sonucunda kamu payını
yüzde 35.5'e düşürdü. Hükümet geriye
kalan kamu payının hiçbir şekilde özel
kesime devredılmeyeceğini belirtti.
• Dünya toplam rafineri kapasitesi-
nin yüzde 2.3 oranına sahip olan Bre-
zilya'nın rafineri kapasıtesının tamamı-
nayakınını bir devlet şirketi olan Petrob-
ras kontrol ediyor. Petrobras'ın ise yüz-
de 55.7 hıssesi devlete ait.
\/ Dünyanın pek çok bölgesinde fa-
aliyet gösteren Norveç petrol şirketi
Statoil'de kamunun payı yüzde 70.9.
Petrol uluslararası camiadaönümüz-
dekı yıllann en sıcak gündem madde-
sı. Dünyadakı petrol şirketleri arama,
ham petrol üretimi, boru hattı iletaşıma,
petrokimya ve enerjıyı içeren dikey en-
tegre yapıdalar. Ayrıca kamu mül-
kiyetınde olan konumlarını koruyarak
sürdürüyorlar.
Türkiye, Avrupa'nın en hızlı büyüyen
petrol ürünleri pazarı konumunda. 2004
yılındaki yurtiçi pazar payı yüzde 68.9,
Yani yüzde 31.1 oranında pazar açığı
var. Dolayısıyla TÜPRAŞ'ın satışına
odaklanmak yerıne hem yerli hem de
yabancı şirketler yeni rafineri yatırımı
pekâlâ yapapilirler.
Bırakın TÜPRAŞ ekonominin kural-
larına uygun olarak faaliyetlerini sürdür-
sün, büyüsün, gelişsin. Bölgesel birgüç
olsun. özel tekeller yaratmanın bu ül-
keye hıç mı hiç faydası yok.
EKONOMİ POLflİK
ERİNÇ YELDAN
İktisadi Kalkınma ve
Emperyalizmin
Yürütücü Kurumları
"İktisadi kalkınma" kavramı, küresel kapitalizmin
1913 sonrasında tökezlemesı sonucunda bir ara ola-
nak şeklinde doğdu. 20. yüzyıla artan işsizlik, yoksul-
luk vefaşizmin yükselişi ilegiren kapıtalizm, küresel öl-
çekte bir bunalım içerisinde idi. öte yandan, 20. yüzyıl
boyunca peşi sıra gelişen sosyalist devrimler, bu ülke-
lerdeki sosyalist planlama deneyimleri ve bağımsızlık-
larınayenikavuşaneskisömürgelerinsanayileşmeyo-
lundaki yeni arayışlar ile birlikte kalkınma ideolojisinin
dealtyapısını oluşturmaktaydı. Bu konjonktür1950'li ve
6O'lı yılfarda gelişmiş kapitalıst metropollerde, güçlenen
sosyalizm alternatifınin de baskısıyla refah devletinin
genişlemeci politikaları ile birleşince insanlıktarihinin en
yüksek büyüme hızlarına tanık olunan "altın çağ" ya-
ratılmış oldu.
Ancak bu dönem uzun sürmedı. Kapitalizmin anar-
şik yapısı, azalan kârlılık ve emek hareketinın görece
güç kazanması ile birlikte "altın çağ"m iktisadi ve sos-
yal temelleri, 1970'li yıllardan itibaren sermaye açısın-
dan sürdürülemezvekabullenilemez bir niteliğe bürün-
dü. Finans sermayesinin 20. yüzyılın son çeyreğindeki
yükselişi, artık sadece üretim sürecinde kalarak yeter-
li kâr elde edemeyen ve dolayısıyla birikimıni sürdüre-
meyen küresel kapitalizmin kendisine yeni kârolanak-
ları arayışının birsonucuydu.
Ancak finans sermayesinin işleyiş biçimi ve öncelik-
leri çok farklıydı. örneğin, mali servetleri erittiği için
"enflasyon" bir numaralı düşman ilan edilırken işsizlik
veya eksik talep sorunları, finans dünyası açısından ar-
tık önemli bir sorun olarak görülmüyordu. Böylece
1980'lerden başlayarak yüksek reel faiz ve sermaye-
nin serbest dolaşımını sağlayacak yapısal düzenleme-
ler, kapitalizmin finansal küreselleşme aşamasının ana
unsurları haline dönüştüler.
Küresel finans piyasaları hiper-likidite ve spekülatif
balon köpükleri ile şişerken, finans sermayesi sanayi
sermayesinin önüne geçerek, tüm ekonomileri sürekli
bir defiasyonist "istikrar" süreci içine hapsetti. Geniş-
leyici mali politikalann vesosyal devletin yerini "faizdı-
şı fazlalar" elde etmekle yükümlü "sorumlu ve etkin"
yönetışim prensipleri aldı. "Enflasyon hedefleme-
s/'"nden başka herhangi bir ekonomik sorun ile ilgilen-
mesinin yasaklandığı "bağımsız" merkez bankaları da
daraltıcı maliye politikaları ile bu defiasyonist sürecın
başlıca uygulayıcıları halıne dönüştürüldüler. Kalkınma
ve sanayileşme hedefleri artık terk edilerek yerlerini fi-
nans dünyasının kısa-dönemci ve miyopik kararlarına
dayalı rant arayışlarına bıraktılar. "Ulusal tasarruf" kav-
ramı iktısatyazınından tamamıyla kaldırılırken "yatırım"
kavramı sadece tek bir hedefe kilitlendi: "Yabancı ser-
mayeyi davet etmek."
Bu süreçte "kalkınmakta olan ülkeler" de bir grup ola-
rak "yükselen piyasalar" diye adlandınlır oldu. Bu ül-
keler birbiri ardına küresel kapitalizmin yeni iş bölümü
içerisinde kendilerine verilen görevleri yerine getirmek-
le koşullandırıldılar. "VVashington mutabakatı" ve "ar-
dılı-(genişletilmiş) VVashington mutabakatı" kavramla-
rı böylece ortaya çıktı. Azgelişmiş ülkeler, bir yandan
dış tıcaretlerinin ve kambiyo rejimlerinin serbestleştiril-
meye zorlanması sonucunda birer ithalat ve ucuz işgü-
cü deposu halinedönüştürülürken, biryandan da "özel-
leştirme" ve "doğrudan yabancı yatırım" fetişleri altın-
da kamusal varlıklarına yok pahasına el konuldu. Söz
konusu ülkelerin zaten çok genç ve zayıf olan demok-
ratik kurumları "istikrar önündeki bürokratik engeller"
olarak gösterilirken "bağımsız üst kurullara dayalı de-
netim veyönetişim" gibi makyajlanmış politıkalaraltın-
da ulus-ötesi şirketlerin ve uluslararası finans serma-
yesinin doğrudan denetimi altına sokuldular.
Dolayısıyla kapitalizmin finansal küreselleşme aşa-
masında, gelişmiş kapitalist metropoller, ulus-ötesi şir-
ketler ve uluslararası finans kapitalin, bir kolektif güç
olarak, azgelişmiş dünyanın ekonomilerinitahakküm al-
tına alma savaşımı ıçine girdiği gözleniroldu. "Kolektif
emperyalizm" şeklinde niteleyebileceğimiz bu sürecin
yürütücülüğünü ise öncelikle Uluslararası Para Fonu,
Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası üstlendi.
•••
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), bu-
güne değin görece olarak bu sürece direnç gösteren
ve "kalkınmaprensiplerini" savunmayı sürdüren bir ku-
ruluş nıteliğinde idı. UNDP'öe yeni gerçekleştirilen ve
Türk akademi çevrelerinde bir kıvanç unsuru olarak de-
ğerlendirilen son idarı atamanın, söz konusu kuruluşu,
Dünya Bankası ve IMF gibi örgütler güdümünde sür-
dürülen yeni-kolektif emperyalist saldırı içerisinde yeni
bir öncü aktör haline dönüştürmeyeceği konusundaki
umudumuzu korumak istiyoruz.
Çeyrek puanla yüzde 3e çıktı
FED'denfaizde
beklenen artış
WASH1NGTON (AA) - ABD Merkez Ban-
kası FED, beklentilere uygun şekilde dolar
gösterge faizıni çeyrek puanlık (yüzde 0.25)
arttırımla yüzde 3'e çıkardı. Böylece
2004'ün Haziran ayına kadar, son 46 yılın
en düşük seviyesi olan yüzde 1 'de tutulan
ABD Dolan'nın gösterge faizinde, 10 ay
içinde art arda çeyrek puanlık 8 arttınm ger-
çekleştirilmiş oldu. FED, son aylarda enf-
lasyon baskısının daha güçlü hissedildiğini,
tüketim harcamalanndaki güçlü görünümün
ise enerji fiyatlarındaki yükselişle yavaşla-
maya başladığını bildirdi. FED'den yapılan
açıklamada, petrol başta olmak üzere enerji
fiyatlanndaki artışın ekonomide yavaşlama-
ya yol açtığı belirtilerek enflasyonun baskı-
sının tehdit olmayı sürdürdüğü vurgulandı.
FED açıklamasının daha öncekilere kıyasla
fazla bir farklılık içermediği ve "ölçülü"
ifadesini korumak yoluyla bazı yatınmcıları
endişelendiren politika değişikliği konusun-
da ipucu barındırmadığı ifade ediliyor.