Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2005 PAZARTESİ
HABERLER
CHP lideri Baykal, AKP'nin toplumsal desteği yitirdiğini, 2006'nın doğal bir seçim yılı olduğunu söyledi:
Hortumu dışanyabağladılarMUSTAFABALBAY
ANKARA-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
hükümetin toplumsal deste
ğını, 2006'nın doğal bir seç
ledi. AKP'nin hortumu dış;ınya bağladığını vur-
gulayan Baykal, AB ile miuakerelerin Lozan gi-
bi yürütülmesi gerektiğini bslirtti. Baykal, Abdul-
ği yitirmeye başladı-
m yılı olduğunu söy-
lah Öcalan'ın yeniden yaı
makta olan yaraya bıçak so
ceğini, hükümetin AİHM'd
terdiği direnci, burada göst
BaykaPın Cumhııriyet'
• Önümüzdeki 3 yılda da Türkiye'nin IMF cenderesinde olacağını söyleyen CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye yıllardan beri mektupla yöretiliyor" dedi.
Baykal, Erdoğan'ın 'hortumu kestik' sözlerini de "Doğru bunlar hortumu kestik
diyorlar ya; evet kesip dışan bağladılar. Bu sıcak para ile dışanya giden kaynak başka
nasıl izah edilebilir" diye eleştirdi. AB'ye onurlu üyelikten yana olduklarını
vurgulayan Baykal, müzakerelerin Lozan gibi yürütülmesi gerektiğini belirtti.
gılanmasının kapan-
kmak anlamına gele-
î türban kararına gös-
cremcdiğini söyledi.
n sorularına verdiğı
yanıtlar şöyle:
- AİHM'nin Öcalan'
dcvam cdiyor. Burada hükiiı netin bakışını nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
BAYKAL- AİHMkaran
jli kararı tartışılmaya
Dcalan'ın yeniden yar-
gılanmasına yönelik bir kajar değildir. Eksiklik-
len söylüyor. Bunları giderjn diyor. Ancak hükü-
met böyle bir yol tutmak yienne, yeniden yargı-
lamaya hazır bir izlenim scrgiliyor. Oysa tespit-
lerin yapılmış olması otonıatik bir yeniden yar-
gılamayı gerektirmez. Yeniden yargılamanın gc-
tireceği ciddi sonuçlar vardır.
- Bunlar nelerdir?
BAYKAL - Türkiye dalıa terörden kaynakla-
nan yaralannı sarmaya devajm ediyor. Nekahet dö-
nemini geçırmeye çalışıyoruz. Şımdi bazı usul-
süzlükler vardıye siyası biı basiret kullanmadan,
sorumluluk üstlenmeden y<:niden yargılamak de-
mek, Türkiye'de tekrar o ac ılı dönemlerin yaşan-
masına kapı aralamak denıektir.
- Cüneydoğu halkı da 1: arışın tadına varnıış,
olağan dönemiyaşamaya başlamışn. Bu açıdan ba-
kıııca ne görüyorsunıız?
BAYKAL - Yeniden yargılama bölgeyi de sar-
sacak. Kutuplaşmayı arttıracak. Kaçınılmazola-
rak siyasi birplatforni kurulaeak. Türkiye suçlu-
lukpsikozuna sokulmak istenccek. Bu süreç AB-
Türkiye ilişkilerine de yarar getirmeyecek. Tam
tersini doğuracak. CHP olarak bunları 2 ay önce-
den anlatmaya başladık.
- Hükünıet anlayacak nu?
BAYKAL - Öyle görünmüyor. Ama yeniden
yargılama yaranın üzerine bıçağı tekrar sokup
çevire çevire kanatmaktır. Bunu Avrupa'ya böy-
le anlatmalıyız.
- Oysa hükünıet türban ve parti kapatmalarda
AİHM kararlaruıa neredeysc direnme noktasın-
daydı. Apo'da isc dircnmiyor, neden?
BAYKAL- Evet, AİHM'nin bazı kararları ko-
nusunda sergiledikleri direnci bu konuda kesin-
lıkle ortaya koymuyorlar.
- AB ile ilişkilerimi/ 3 Ekim'deki nıüzakere sü-
recine kiütlendi. 3 Kkiın'i nasıl görüyorsunuz?
BAYKAL - 3 Ekim bir başka kırılma noktası.
6 Ekim, 17 Aralık... Bunlar birbirinden çıkıyor.
6 Ekim'i kabul ettin mi 17 Aralık'a geliyor. 17
Aralık'ı kabul ettın mi 3 Ekim'egeliyor. 3 Ekım'e
kadar Türkiye'nin ek protokolü imzalaması istc-
niyor. Bu imzalama Türkiye'nin Kıbns politika-
sını kökten değıştirecektır. O aşamadan sonra
Güney Kıbns'ı tanımamazlık edcmczsiniz.
- Siz nasıl bir yol izlemeyi öneriyorsunuz?
BAYKAL - AB ile birlikte olmak istiyoruz. Be-
raber olmanın yolu nedır? Onlar ne söylerse ka-
bul etmek değildir. Onlarla tartışacaksın. Yani
Türkiye'nin Batı'yla ilişkisi, hepimiz iyi biliyo-
rıız, gergin bir ilişkidir. Biz Kurtuluş Savaşımızı
işte Italyanların, Fransızların, Ingilizlerin işgal
ettiğı Anadolu'da yaptık ve onlar adına Anado-
lu'yu işgal etmeye çalışan komşu ülkenin ışgal ha-
reketine karşı direnerek verdik biz bu mücadele-
yi. Yani onların lıer dediğine evet diyemezsiniz.
Lozan'da onlara karşı çıktık. Ne oldu, Batı'yla kop-
tuk mu daha mı batılı olduk? Daha Batılı olduk.
- Yani AB ile müzakereyi Lozan gibi yapmalı-
yız, öyle mi?
BAYKAL - Aynen, aynen. Müzakereyi Lozan
gibi yapmalı ıdik. Ve bundan sonra da yapnıalı-
yız. Bugün geçen yüzyılda yapılan pek çok an-
laşma eskidi, bıtti. Ama Lozan duruyor. Neden?
Çünkü İnönü'nün önderliğinde çok iyi müzake-
reyle yapıldı... Şimdi AB de böyle olmalı. Eğer
bugünkü tutumu sürdürürsek, bizi ikinci sınıf,
özel ilişki diye adlandınlan bir statüye sokacak-
lar. Biz onurlu bir tam üyelik istiyoruz.
KKTC":'YE BASKİ YÂPİlfföR
- Kıbns'ın iki yakasından banş haberleri bek-
lerken, Güney'den tutuklama haberleri geliyor.
Orada ne oluyor?
BAYKAL - KKTC'ye geçen yıl referandum-
dan sonra verilen sözlerin tümü unutulmuş görü-
nüyor. Tecrit kalkacaktı, uçaklar inecek, gemiler
yanaşacaktı. Bütün bunlar gerçekleşmediği gibi
bizden yeni fedakârlıklar isteniyor. Şimdı Güney
Kıbns Rum Yönetimi'nin yeni bir plana evet de-
mesi için Kuzey'e baskı yapılıyor.
- Baskının sonucu nereye varacak?
- Olumlu bir yere varması mümkün değil.
KKTC'ye, bazı haklarından daha vazgeç, seni
dilim dilim dilimleyelim, diyorlar. Annan Pla-
nı'na ilişkin referandum şu gerçeğı ortaya koy-
du: Orada iki ayrı toplum vardır ve bu iki toplum
kendi kararlannı kendisi verebilir.
-ABD ile ilişkilerimizde yeni bir döııenı var. Baş-
ta tnciıiikolmak üzere tüm üsve limanlanmızı açı-
yoruz. Bu açılımın ucu açık mı, nereye varacak?
BAYKAL - Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinde
çok ciddi sorunlaryaşandı. Bunun temel nedeni,
ne söz verdiğinı bilmeyen, bir söz verince bunun
arkasında durup durmama kararını dahı vereme-
yen bir yönetimin olmasıdır. Sorunun kaynağı
budur. llişkilerı başlangıçta kolay bir para müza-
keresi diye algıladılar. Öyle çıkmayınca bocala-
dılar. Verilen sadece tncirlik değil. Ama bunu
tam olarak açıklamıyorlar. Bu konularTBMM'nin
bilgisi dışında götürülemez. Ama götürüldü. Çok
yanlış olmuştur.
- Bunu gündcme getiriyorsunuz, sonuç alabile-
cek misiniz?
BAYKAL - Biz sürekli anlatıyoruz. Tabii Mec-
lis'e gelmesi hükümetin karanna bağlı. Aslında
bu tür konuların TBMM'de konıışulması, hükü-
mete gelecek baskıları daa/altır. Bu mekanizma-
yı korumak lazım. Eğer bir hükünıet karanyla bu
rürizınlerinverildiği ızlenimi yerleşırvealışkan-
lık yaratırsa, önünü alamazsımz.
- TBMM Başkanı Arınç hep Meclis'in saygın-
lığının korunmasından söz eder, yetkisini kimsey-
le paylaşmayacagını söyler. Burada neden ses çı-
karmıyor?
BAYKAL - Doğru, Meclis'in yetkileri konu-
sunda asıl duyarlılık gösterilmesi gereken alan-
lar buralandır. Anayasanın öngördüğü kurumlar
kararlar alabilir, uygulama yapabilir. Bu Mec-
lis'in saygınlığına zarar vermez. Ama Meclis'in
doğrudan anayasanın kcndisine bıraktığı görev-
leri ve yetkileri kullanmada zafiyet sergılemesi
Meclis'in onuruna en büyük darbenın vurulma-
sı anlamına gelir.
Başbakanın
dinlenmeye
ihûyacı var
- Nisan ayı Genelkurmay Başkanı'ndan
Anayasa Mahkemcsi Başkanı'ııa kadar kurum
temsilcilerinin ciddi konuşmalanyla geçti. Dile
gen'rilen mesajlan nasıl değerlendirdiniz?
BAYKAL - Böyle bir iktidar döneminde
böylesine görüşlerin açıklanması doğal...
Hatırlayacaksınız, Sayın Başbakan bir süre önce
Zaman gazetesine veıjdiği mülakatta, türban
konusunun zamanınıri geldiğini, toplumda bir
mutabakal oluşturduğunu, gereğınin Meclis'te
yapılabileceğını söyledi. Bunu herkes önemsedi.
Bunun üzerine herkes kendi açısından bir durum
tespitı yapma gereğin duydu. Açıklamalar peş
peşe arkasından geldi Bunlar etkili oldu.
Başbakan tavır değişi diği içine girdi, gerginliğin
tarafı değilız dedi.
- Siz konuşmaları öiiinde Başbakan'ın türban
açıklamasma bağlıyorsumız...
BAYKAL - Evet, eğer Başbakan türban
konusunu birden gündeme getirmescydi böyle
bir telaş ortaya çıkmazdı. Iktidarı bu konuda
dikkatli olmaya çağırjyoruz. Bu konuda
toplumda mutabakat yar, devlet katında yok sözü
de doğru değildir. Devlet organları, yargı,
Cumhurbaşkanı toplulmun çok önemli bir
kesiminın yaklaşımııif yansıtmaktadır.
- Ancak hükünıet loplıınıla sö/ünii cttiğûıiz
devlet kurumlannı ayirmak istiyor, öyle değil mi?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, son gelişmelere ilişkin Cumhuriyet'in sorularım yanıtladı. (Fotoğraf: KORAY AVCI)
CHP'de iç tartışma yeterince yapıldı
BAYKAL - Bu çok
toplumun ezici çoğunluğu bu konularda
gerginlik çıkmasını istemiyor. Hükümet, biz her
şeyi yapalım, siz sess
toplumla mutabakat ı
dokunulmazlıklan ka
yanlıştır. Halkımız,
z kalın, böylece kriz
çıkmaz diyerek bir yere varamaz. Erdoğan ille de
rıyorsa, ışte
dırsın, ERDEMtR'in
satışını durdursun, toplumun çoğunluğu bu
kararlan destekliyor.
- CHP'nin politikakmnı, hükümete yönelik eleşitnlenni aktardı-
mz, CHP 'nin içi nasıl?
BA YKAL - Parti olarak biz Türkiye 'yi sahiplenmeye çalısıyoruz.
Kurultayı izleyen yurttuşlar CHP ye yönelik hedefleri de görmüş
oldular. Ancak o kurultay bizim için bir yiikselişi de beraherinde
getirdi. Toplumun kanayan yaralarınayönelik aktifbir çalışma içi-
negirdik.SEKA'yu, TEKEL'edikkatcektik. Ermenisorunundaini-
siyatifuldık. Bunu politik malzemeyapmadık. Örgütün moraliyük-
sek. Partilerin içinde, hele bizim gibi sosyal demokratpartilerde tar-
tışmalar olur, yarışmalar olur. Ama sanırım kendi içimizde yete-
rince tartıştık. Bu mekanizmalar kullanıla kullanıla... Dışa döniik
görevlerimizi kararhlıkla sürdürüyoruz.
- Kemal Derviş 'li bir dönem geçti...
BA YKAL - Evet dostça uğurladık. Kendisi, gelinen noktada ye-
ni bir sayfa açtı. Artık uluslararası alanda sorumluluk üstlendi. Bi-
rikimine,yeteneklerine uygun bir alanda çalışacak. Azgelişmiş ül-
kelerin kalkmmasına yardımcı olacak.
- Türkıve nin kalkmmasına ne ölçüde vardım etti?
BA YKAL - Artık buyanıgeçmişte kaldı. Şimdi onun önündeye-
ni bir dönem var. Ona her tiirlü katkıyı vereceğiz.
Türkiye
mektupla
yönetiliyor
- 1IV1F ile 3 yıllık yeni bir döneme girdik. AKP
bunu başarı diye sundu. Başarı mı?
BAYKAL - Önümüzdeki 3 yılda da Türkiye
IMF cenderesinde olacak. Türkiye yıllardan beri
mektupla yönetiliyor. Son olarak AKP hükümeti
IMF'ye bir mektup yazdı. Dedi ki, ben
Türkiye'yi rotasına sizın koymanızı kabul
ediyorum. Ekonomiyi, maliyeyi size cmanet
etmek istiyorum. tşçi ücretleri, emekli maaşlan,
memıır zamları, bütçenin bağlanması. . bütün
bunları belirleme yetkimden vazgeçiyorum. Ben
geldiğim zaman bir program vardı. O
tamamlansın, ondan sonra bildiğimi yaparım
diye düşünmüştüm. 2.5 yıldır görüyorum ki, bu
benim yapacağım iş değil. Senden istirham
ediyorum, ne olur gel, ekonomiye sen yön ver...
Bu mekrubu okuyan Washington'daki
guvernörler, mektubu aldık, kabul ettik dediler.
Bir mektup gönderdiler. 3 yıllığına daha
ekonomiye el koydular.
- Bu kadar ıızıın süreli IMF'ye bağlı kalan
ülke var mı?
BAYKAL - Yok. tşte sıcak bir örnek
Brezilya. Bunu yapmadi. IMF'ye teşekkür
ederim dedi.
- Oysa IMF ile temel sorunlar da çözülmüyor,
öyle değil mi?
BAYKAL - İşte Türkiye'nin ekonomik
tablosu. Cari açık artıyor. Dış borç artıyor.
Ekonomi kayıt dışına çıkıyor. Bunun sonucunda
vergi veren azalıyor. Mart ayında Türkiye'deki
vergi mükellefi geçen yıla oranla 110 bin a/aldı.
Sıcak para 38 milyar dolar. Sıcak para bir
ülkeye yatırım yapmak üzere gelmiş bir yabancı
sermaye değildir. Yatınm yapıp fabrika kuracak,
yok böyle bir şey.
DECILDIK
- AKP iktidannın 2 5 yılı doldu. tlk yan bitti.
Si/.in gözünüzle ilk yan nasıl?
BAYKAL - Hıçbir iktidar ebedi değildir.
Geldiği gibi gider. Bi - iktidarın etrafındaki
toplumsal destek işbaşına getirir. Aynı toplumsal
arayış iktidarı düşürüh AKP ile ilgili toplumsal
destek belli bir sınırdkydı. İktidar kendısini oraya
taşıyan toplumsal deşteğiıı önemli bir kısmının
kaybolmakta olduğuıja tanık olmaktadır.
Hepimiz de bunu görüyoruz. Bu bir sürcçtir.
- Sizce destek neden azalıyor?
BAYKAL - Her şeWen önce iktidar sorunları
çözmck yerine zaman zaman sorun oldu. Pek
çok sonın bu iktidar döneminde ortaya çıktı.
Ötedcn beri var olan
dcvam etti. Ben bunu
dmi sorunlar da artarak
hem ekonomik, hem siyasi
hem de uluslararası bir sorun olarak görüyorum.
Bu yıl tamamlandığıııda AKP 3 yılda
Türkiye'nin 80 yılda oluşmuş olan borcunu iki
katına çıkarmış olaca|k.
-Nasıl?
BAYKAL - Yani 8
egale edecek. Bir kat
:)yıllıkborcuAKP3yılda
daha arttıracak.
- Başbakan dış gezileri de ihıııal etmiyor.
Bunlar ne ölçüde veri mli?
BAYKAL - Başba<an'ın dinlenmeye
ihtiyacı var^
- Ne anlahıda?
BAYKAL - Söylediğim, her şeyi
anlatmayfJyeliyor.
ERDEMR'de
bizim lıarcmıız var
- Siz özelleştirmeye, ekonomiye dönük değerlendirmeler yap-
tığınızda Erdoğan sürekli geçmişinize gönderme yapıyor. Ne
ürettiler, diyor. Ne ürettiniz?
BAYKAL - Zaten Başbakan önüne geleni azarlıyor. Son
olarak ERDEMİR'i tartışırken de benzer durum yaşandı.
Ben önerimi yıneliyorum. Başbakan seçsın istediği kanalı,
ERDlıMtR'i tartışahm.
- Erdoğan, Ereğli Demir ÇelikMn kuruluşuna CHP'nin karşı
çıktığını söyledi...
BAYKAL - Orada genelleme yapıyor. İsmet İnönü döncmı-
ne gönderme yapıyor. Ama doğru değil. Bilmiyor ki; İnönü
1961 Kasımı'ndan 65 Şubatı'na kadar başbakandı. ERDE-
MİR 65 Mayısf nda açıldı. Yani ondan 3 ay öncesine kadar
İnönü başbakandı. Açılışa İnönü, eşiyle birlikte gıdiyor.
Fabrikanın istımlaklen, ihale İnönü zamanında... ERDE-
MİR'de CHP'nin harcı var.
- Erdoğan, bugün ERDEMİR'in satışına ideolojik olarak da
karşı çıktığınızı iddia ediyor...
BAYKAL - Efendim, ben bu lafların neresini düzelteyım?
ERDEMİR'de yapılan özelleştirme değil. ERDEMİR zaten
özel bir kuruluş. Kurulduğu andan itibaren şirket. Buradaki
kamuya ait hisselerin yabancıya, ERDEMİR'm yabancı ra-
kıplenne satılmasına karşıyız.
2006'da seçim
mümkün
- Ufukta seçim görüyor musunuz?
BAYKAL - Seçim artık iktidar için tehdit ve korku unsuru
haline gelmiştir. tktidarın üçüncü yıhndayız. Türkiye'de do-
ğal olan 4 yılda bir seçim yapılmasıdır. 2006'da dördüncü
yıla gireceğiz. 2006'nın doğal bir seçim yılı olarak düşünül- *
mesi mümkündür. Ancak hükümet 2007'yi bekleyeyim,
Cumhurbaşkanı seçimini ben yapayım hasabına girebilir.
Bu ertelemenin kendisi için daıma artan bir faturası olacak-
tır. Aleyhine ışleyecektır, bedel ödeyecektir.
- 3 Kasım 2002 seçimleri, sandığın isyanı olarak da yorıını-
landı. O seçim sonrası çıkan tablo ne kadar Tiirkiye'nin ger-
çeği? Yeni seçimde nasıl bir siyasi yelpaze oluşabilir?
BAYKAL - Türkiye'de siyasi şekillenme seçim ortamının
kendisını göstermesiyle birlikte oluyor. Şu anda iktıdara yö-
nelik hayal kırıklıklarının paylaşılması sürecini yaşıyonız.
Bir süre sonra muhalefetin kendısini nerede nasıl yansıtaca-
ğı konusu gündeme gelecektir. Seçim gündeme geldiği gün,
ortada bir CHP'nin var olduğunu herkes görecektir.
- Sözünü ettiğiııiz toplumsal muhalefeti, yakınnıayı. medya
ne ölçüde dile getiriyor? .
BAYKAL- Maaselef medya Türkiye'nin arayışına yön ve- r
recek, hakemlik yapacak, onu yansıtacak bir nitclik taşı-
maktan büyük ölçüde çıknııştır.
KAYEEDIYORU:
- Erdoğan herfirsattahortumu kestik diyor.
Gerçekten kesildi mi?
BAYKAL - Doğru, bunlar hortumu kestik
diyorlar ya; evet kesip dışan bağladılar. Bu
sıcak para ile dışanya giden kaynak, başka nasıl
izah edilebilir? Yeni hortum mekanizması sıcak
para mekanizması. Türkiye dışanya çalışıyor.
Kan kaybediyor.
- Bu tablo dövizin istikrarı gibi sunuluyor...
BAYKAL - Her şeyden önce bu 38 milyar
dolar bir şişkinlik yaratıyor. Dövız bolluğu var
gibi bir görüntü oluşuyor. Kuruıı düşük olması
ithalatı hızlandırıyor. Ihracatı olumsuz etkiliyor.
Cari açığı büyütüyor. Bu sürdürülemez. Sürüyor
gibi görünebilir ama, süremez. Bu anlaşılınca
sorun çıkacak...
- Sorun dediğiniz kriz mi?
BAYKAL - Bir kriz öngörmek istemiyorum.
Bunu sürdürmek kesınlikle mümkün değil.
Bakın bu 38 milyar dolar sıcak para, işsizler
ordusundan bir kişinin azalmasını sağlamıyor.
Cünkü üretıme, yatırıma döniik değil. Bu para
seninmiş gibi hayal âleminde yaşayamazsın.
Hükümet, ekonomi iyiye gidiyor gibi
görünürken hiç yatırım olmadığını anlayınca
birtakım arayışlara yöneldi. Teşvik Yasası'nda
değişiklik yapmaya bel bağladılar. 81 ilin
49'unu teşvik kapsamına alıyorum derseniz,
ikili bir ekonomi ortaya çıkar. Bu teşvik
sisteınıyle ılleri birbırine düşürınekten başka bir
şey yapamazlar.