28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2005 PAZARTE 5l CUMHURİYET SAYFA 17 Orman Bakanı'mn kent ormanı Orman Bakanı Osmgn Pepe, kırk yıl- lıkBeynamOrmanı'nıbirçırpıdaAnkara'nın "kent ormanı" ilan ettı. Kent ormanı ne anlama geliyor? Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlan Araştırma Derneği Ikincı Başkanı 3alih Usta açık- lasın: "Kent ormanı, cansız kentsel alan sı- nırlarıiçerisinde, bitki ve\ağaç topluluğu- nun; biyolojik-ekolojik ortam oluşturarak, bünyesinde zamanla faiınaya da yer ve- rerek kent insanı ve diğer canlı toplum- lar üzerinde yaşamsal olumlu etkiyapma amacı taşımaktadır. Kent ormanlannda toplumun dinlenme ve reksinimlehni karşılama ler kurulabilirken, estetil mak ve korumak ve en önemlisi ekolojik ortam yaratmak gibi arraçlar söz konu- sudur." Beynam Ormanı bu taı Yine Salih Usta, açıklası r "Beynam Ormanı bo. yeşil bir ada gibi kalıntı manıdır ve 419 bitki türüıü barındırmak- tadır. Kurttan doğana, p vuga kadar birçok hay/anı barındıran önemli bir yaban yaş, 1966 'da Bakanlar Kurulu rekreasyon ge- yönelik tesis- değerler yarat- ımagırıyormu? zkırın ortasında bir karaçam or- )rsuktan karata- m alanıdır da. kararı ile muha- faza ormanı olarak aynlmış, 1978'de de doğal sit alanı ilan edilmiştir." Doğal sit alanını "kent ormanı" yapar- sanız, çok doğal olarak so 'arlar Orman Ba- kanı'na: "Kent ormanı için olmazsa olmaz ko- şul olan kent içi veya bitişiğinde olma öl- çütü Beynam Ormanı'ni ne kadar uy- maktadır? Ankara kent merkezine 40 km. uzaklıkta bulunan kent ormanlarından IŞIK KANSÜ kansuucffinhurtyet.com.tr Asli kurucu gibi olmak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Öz- demirOzok'un Danıştay'ın kuruluşunun yıldönümünde yaptığı konuşma, AKP iktidarının hem bulunduğu konumu, hem de gerçekleştirmek istediği başkalaştır- mayı gözler önüne sermek açısından ufuk açıcıydı... özok'a göre çoğunlu- ğun desteğini almayan AKP iktidarı "top- lumu yeniden şekillendirme" konusun- da kendisini "asli kurucu unsur" gibi görüyordu... AKP'nin kendisini adeta "asli kurucu unsur" yerine koyarak; ulus devletle ka- pışan sözde kamu yönetimi reformunu, bilimsel yöntemleri dışlayan sözde eği- tim reformunu, demokratik hukuk dev- letiyle dalaşan sözde hukuk reformu- nu, sosyal devleti dışlayan sözde sağ- lık ve sosyal güvenlik reformunu bir ya- na koyalım, ardından özok'un sözleri- nı altını çize çize bir kez daha okuyalım: "Toplumsal tabanda çoğunluk des- teğine sahip olmamasına karşın yasa- ma organında çoğunluk gücüne sahip olan siyasi iktidar, yasalarda yaptığı ve yapmaya giriştiği değişikliklerle kendi- ni adeta toplumu yeniden şekillendir- me konularında asli kurucu unsur ola- rak kabul etmektedir. Siyasi geçmişi çok kısa olan iktidarın bu özelliğiyanın- da, tüm yasaları Başbakanlık adına süz- geçten geçiren en yetkili bürokratın yaklaşımına kamuoyunda varolan kuş- ku nedeniyle, hukuk sistemini tümden değiştirecek bu anlayış ve girişimleri son derece yanlış ve tehlikeli bulmak- tayız. Kendisini asli kurucu unsur ola- rak algılayan iktidarın kaldırdığı ve ye- niden kurmaya çalıştığı hukuk düzeni, iktidarın gerçek sahibi olan ulusun bü- yük çoğunluğunun istek ve beklentile- rine uygun mudur? Bu sorunun yanıtı alınmadan, ortak tavırlar belirlenme- den, toplumsal konsensüs sağlanma- dan yapılan değişiklikler zaman içinde büyük sorunlaryaratacak ve aynı yön- temlerle gelecek iktidarlar tarafından yeni değişikliklere muhatap olacaktır." AKP kendisini "aslikurucu unsur" gi- bi görüyor, çünkü, tek derdi, tasası Cum- huriyet'in "asli kurucu unsur"\arıy\a... Göremediği ise çok bellıdır: Kadrola- rı, dünya görüşü ve ülke yönetme ira- desi açısından ne asli unsur olabilir, ne de kurucu unsur... Cumhuriyet'in kuru- luşundan bu yana hep bildik, tanıdık ve yenilmeye mahkûm bir "unsur"dur, o kadar... Çarşaf CHP'Iİ mılletvekilleri tanık olmuşlar: 5 Mayıs Perşembe günü saat 19.20 Adana uçağına binmek üzere Ankara Esenboğa Havaalanı VIP salonunda bekleyenler arasında AKP Genel Sekreteri Idris Naim Şahin de varmış. Şahin'in yanında türbanlı eşi, türbanlı eşinın yanında da baştan aşağı kara çarşaflı bir genç hanım bulunuyormuş... Beslenme saati hangi yurttaşımız yarark nacaktır? Göz- bebeğimiz gibi korumanız gereken bu alanda çevre kirliliği ve yı tırmanın ne anlamı vardır?" ıngın riskini art- Rahşan Ecevit ba- sına demeç verdi: "Hükümet, AB'nin dayatmasıyla bir oyun oy- nadı. Önce tanmdan dev- let desteğini çekti. Tarımla geçinen 27 milyon insanı- mızı toprağını işleyemez duruma getirdi. Sonra Köy Kanunu'nun 87. maddesi- ni değiştirerek yabancılann 'Köylü yoksullaştı' demeci üzerine köylerde ve kırsal alanda toprak satın almalarının yo- lunu açtı. Böylece toprağı- nı işleyemez hale getirilen köylü toprağını satmaya zorlanmış oldu." Anımsadığımız kadarıy- la Kemal Derviş'in bir kur- tarıcı gibi Türkiye'ye getiril- mesine aracılık eden isim, Rahşan Ecevit'in eşi Bü- lent Ecevit'ti. Şeker Yasa- sı ile, Tütün Yasası ile, doğ- rudan gelir desteği ile çift- çiyi üretimden koparıcı, top- rağını işleyemez hale geti- rici, yoksullaştırıcı Kemal Derviş proje- lerine onay veren de yıne Rahşan Ecevit'in eşi Bülent Ecevit'ti. Söyledik- lerine bakılırsa Bülent Ece- vit, Kemal Derviş'i Türki- ye'ye getirdiğine bin piş- mandır, ama köylü de Rah- şan Ecevit'in saptadığı gi- bi perperişandır. ÇALIŞANLARIN SORUL /SORUNLARI YILI\fAZ ŞİPAL 'Emeklilik Sigortaları Yasası': (1) TC EıWeldi Sandığı TC Enıekli Sandığı, 5434 sayılı Türkiye Curnhuriyeti Hmek- li Sandığı Yasası ile 1949 y,ılında, Malıye Bakanlığı'na bağh olmak ve kamu görevlilerinin emeklılik işlerini görmek üzere Ankara'da kurulmuşrur. l^ütün sosyal güvenlik kurumlarını "tck çatı" altında toplamayı aınaçlayan ve henüz tasarı konu- muııda olan, "EnıeklilikSigortaları Yasası" ile TC Emekli San- dığı'nında, SSK ve Bağ-Kuf ile birlikteyeriniÇalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanlığı'na bfrğlı "SosyalGüvenlikKurumu"na bırakması önerilmektcdir. Emeklilik Sigortaları Yasası Tasarısı Taslağı'nda"işka/.ala- n, meslek hastalıkları, hastalı k, analık, malullük, yaşlılık veölüm sigortaları kollarını, prim oranlat ııu, bu sigorta kollarından ya- rarlanacak sigortalıları ve Irak sahiplerini, sigorta kollarından sağlanacak haklan veyardıiTİIarı, alınacak primleri, kanun kap- samına giren gerçek ve her tıirlü kamu vc özel hukuk tüzelkişi- leri ile tüzelkişiliği olnıayan kurunı ve kuruluşlan, işverenleri, işveren vekillerini ve işyerlerini" kapsaması önerilmektcdir. Taslakta sö/ü edilen "her türlii kamu kurumu": "u) Kamu Kurumu: Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanunu'nun 3'üncü maddesinin a, b, c, d ve e fıkralarında be- lirtilen kurııluşlar ile özel niitçeli kamu idareleri, kamu iklisadi teşebbiisleri, özel kanunla vcya özcl kanuııla verilmiş yetkiye da- yanarak kurulmuş bankalar ile sayılan bu kıırıım, kamu iktisa- di teşebbiisleri ile bankalara bağh birlik, kuruiuş, idare, miies- sese, ödenmiş sermayesinin } üzde cllisinden fazlasına sahip ol- dukları ortaklıklan, ifade ed r." 24.12.2003 günlü Resmı (iazete'de yayımlanan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kortrol Yasası'nın 3. maddesinde be- lirtılen kamu kurumlarının: "a) Cenel yönetim kapsamındaki kamu idareleri, b) Merkezi yönetim kapsanıındaki kamu idareleri (taslağa ek- li 1 ve II sayılı eetvellerlc belir c) Düzenleyici ve denetlcyu cetvelde yer alan kurumlar), d) Sosyal güvenlik kurııml: rumlar), (I) SAY GENEL BÜTÇE KAPSA l-TuıkrycBü\ukMıllelMcd 2- (ıımluırlıjikanlığı 3- lia>lıak<mlık 4- AınMij Mahkemesı v Yaıgıtay ()- Danıijtay 7- Sayı>tay X- (lyıı^nıa/lık Mahkemesı l ) VıiksekSoçım Kıırıılıı 10- Vlalet BaLıniıöı 11- MıllıSjMinma Bakaıılığı 12- Içrçleıı Bakaıılığı H Dışışleıı Bakaıılığı 14- Malı>e BakanlıgT l>- Mıllı Füılını Bakanlıüı l6-Ba\ıiHİıılık\e Iskâıı Bakaı niı 17-SaglıkBakaıılığı 18-blaştırmaBakanlıgı l( )- raııııı \e Ivnışlen Bakanllgı 20- (,ali'jiııa u1 Sih\j| ()iı\eıılık Bakaıılığı 2I-Saııa\ı \c lıuıci Bakaıılığı 22- hnei|i ve Tabıı kaynaklar fiakaıılığı 23-MıllurM.1 lurı/nı Bakanlıgl 24-Çnrc\cOıman Bakaıılığı 25- Mıllı (ıiıu'iılık Kuruludeıjel Sekreler. 26- Mıllı lstihhai.il lc^kılaiı Mlıslc,arlığı 27- lamlamıa (JOIICI Koııııılanlığı e) Mahalli idareler" oldıığu Emeklilik Sigortaları Yasas li Yönetimi ve Kontrol Yasası "Genel Bütçe Kapsamındaki I- huriyelı Hmckli Sandığı'nd Sosyal (iüvenlik Kurumu'nd Kalbini TÜRK 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lsta Faks: ııniştir), (urumlar (taslağa ekli III sayılı ı (IV sayılı cetvelde yer alan ku- ICETVEL INDAKİ KAMU İDARELERİ 8- Sahıl (liıvenlık Komııtanlıgı 29- tnınıyel Genel Mudürluğu 0- Dıyaııcl Işlen Bakanlığı 1- De\lel Planlama Ic^kılalı Muste^ar 2- llcizıno Mibleşarlıgı 33- Dış Tıcaret Müsteşarlıgı 34- Giımriik Müsteşarlıgı i5- Denızcıtık Miıste^arlıgı >6- Avrupa Bırlığı Geııcl Sekretcrlıgı 7- Başbakanlık Yıiksek Deııcl Kıırulu 8- Devlet Persoııel Başkanlıgı 39- Ö?iırliıler Idaresı Başkanlıgı 40- Devlet Istalıstık Enstıtüsü Ba^kan - Devlet Su Iglerı Genel Mııdiirlüğii 42- Karayollan Genel Mııdiırlügu 4.3- Tapıı ve Kadastro Genel Mudürlüğü 44- Devlet Meteorolo|i Iglerı Genel Mud. . 45- larıııı Refornııı Genel Mudurlugiı 46- Orman Genel Mudürliıgiı 47- Petrol l^leıı Genel Mudurlüğü .8- Sosyal Hızmel. ve Ç Esırgeme Kurumu 49- Aıle Araştırma Kurumu Başkanlıgı ifl- Kadın Statüsü ve Sorun. Gen Müd i]- Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlıgı 52- Basııı- Yayın ve Lnfor Genel Müd. i3- Darphane ve Daıııga Matba.G Md İ4- Sosyal Yardımla^ma ve Davanışmo G Md anlaşılmaktadır. fasansı ile 5018 sayılı Kamu Ma- ia ekli (I) sayılı cetvelde yer alan amu İdareleri"nin Türkiye Cum- aynlıp, kurulması planlanan, yeralması önerilmektedir. Her an, heryerde ortaya çıkabilen yeni acar muhabirimiz Zeki Sivri bıldiriyor: "Atalet ve Kalkındırma Partisi Genel Başkanı Tayyar Nurtopudoğan, geçen hafta ziyaret ettiği ılkokulda kendisini beslenme saatine çağırmayan öğretmenlere, 'Zaten bunların hazırladıkları aş ya karın ağrıtır ya da baş' diyerek sitemde bulundu. Beslenme saatinde Nurtopudoğan 'a Amerikan süttozu armağan edildi." KlM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakın turk.net J ^ \ HARBİ SEMİIl POROY semihporoyuı yahoo.com PUHVA ATıf %^AMAKWWR ÜSt «KALARA TıWMMı>|l)nJZ.. PAKSAMA, MA^LLAK, KP(JU^WY/\ BAJMYAri ^ÜKİPE WtWK K C K6JPİME ATıf f ı H f ü OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENÇ k_urgenc(<ı yahoo.com dJ'k HAYAT EPÎK TtYATROSU MUSTAFA BtwlN hayatepikcı mynet.com UNAKITAN tCÎN 2.5 YILDA 6 AYRI AF YAPILMIŞ. DO RE M I AF SOL LA St DO.. O Sİ LA SOL AF Mî RE DOOO! .ii HEM ĞUZEL "' ÇAUYOR HEM DE ÖZĞÜNI BESTE YAPIYOR VALLAI.. TARÎHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAN 16 Mttyıs wwu>.mumtaz-arikan. rotn iKoruyun KALP VAKFI ul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) 2)212 68 35 TURNIKENIN YARARI.. 1918 'DE 8UGÜN, ruRNIKEL£RLE İLSlLI BİR REKLAA4, INGICİZ BASINtNOA Y£K ALMIŞ- Tt. BİR EKSEN ÇEVRESİNDC YATAY BİÇİM- DE PÖNEN VE KiŞILERlN TE<ER TE- fZE/2 GEÇ.MESİNI SAGLArAN MEİC/İNİIC AL.ETLER OL4N 7TJ£MtK£LEfZ,PARA YA PA J~£TVNL4 ÇALlŞMAICTnYC>(. BELLİ BlR ÜCR.ETLE GıRİLEN YER.LER.iM KAPlLA- RINA YERL.E$TİRIL£M TURNIKELER, OZELLIKLE MEfR-O , ^ER.IBOT GİBl TOPLU TAÇIN /IHAÇLAfS/NOA DÜZEN- Ll GEÇİŞLEIS.I SAĞL4MA AÇfSlNPAN ÇOK YA/SA/ZLlYDl. ÖMCEL£&r KULLAN- MA ALANI ıtcrstrr/ OLAM TURNİKELER GI TTl/c Çe YAYGf/VCA ÇA CA KT/. SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU 'Ne Yapmalı?' Ayşenur Arslan ve Avni Özgürel TRT'de yeni bir tartışma programı başlattı: "Ne Yapmalı?" Benzeri programların Türkiye'de oldum olası "Ne- den?", "Niye böyle oldu?"ya saplanıp kaldığını söy- leyerek sıranın "geleceğe bakmaya" geldığini, bun- dan böyle "ne yapmalı?" ya odaklaşacaklarını belir- ten yapımcılar, açılışı "Demokrası" tartışması ileyap- tılar. Iki buçuk sâat süren program, gece saat 01.30'da sona erdiğinde; "ne yapmalı?"y\ konuşmaya "4 da- kika" kalmıştı. Deneyimli televizyoncu Ayşenur Ars- landa durumun farkında olduğu için, "Bu akşamdan çıkardığımsonuç"diyebağladıgeceyi; "Konuya, on- on beş program ayırmamız gerektiğini gösteriyor!" Tüm sorunların anası... Sevgili Ayşenur Arslan ve Avni özgürel umarım bu sebatı gösterirler. "Demokratikleşmeileyüzleşme"ge- linen noktada çünkü, Türkiye'nin "tüm sorunlarının ana- sına" dönüşmüş durumda. Arınç ile Bumin tartışma- sı da, Öcalan'ın yeniden yargılanması da, yeni TCK de, AKP'nin "muhafazakâr demokrat"(l) kimliği de, CHP'nin "sosyal demokratlığı"(}) da, AB üyeliği de dö- nüp dolaşıp bu meseleye kilitlenıyor sonuçta: "Tür- kiye şimdiye dek olduğu gibi, bu biçimsel demokra- siyle mi yetinecek? Demokrasinin 'özünü kavrayan sıçramayı' yapabilecek mi? AB, ne ölçüde bu 'sıç- ramanın' aracı olur? Siyasi, kültürel birikimimiz 'sıç- ramaya' yeter mi?" Konuklardan MeteTunçay: "Vesayetçi anlayıştan kurtulmamızlazım!" (Nasıl?) dedi. Eser Karakaş tab- loyu, "Bu iş ancak AB ile olur. Hukuk devleti talebi halktan gelmiyor" diyerek özetledi. Karakaş'ın reçe- tesini "teknokratik" bulan Nuray Mert, "Biz kendi demokrasi tanımımızı bulup bunu ikna edici bir şe- kilde ortaya koymalıyız!" tespitini yaptı. Gecenin "sfar"ı, "Batı demokrasilerinin iflas ettiği- ni" ilan eden AN Bulaç oldu. Herkesi kıvrım kıvrım kıv- randıran; ara ara bir türlü bulunamayan "Türk usulü demokrasinin" koordinatlarını meğer o çoktan bulmuş. Meseleyi "Allah"a havale etmiş ve çözmüş: "Gerçek demokrasidindedir. Din demokratiktir" de- di Bulaç: "Allah'ın iradesi ümmetteyanihalkta(?) te- celli eder. Ümmet yani halkın konsensüsü örftür. Al- lah'ın iradesini halk nasıl anladıysa, oörftür. Örfdoğ- rudur! Türk toplumunda dinden dolayı büyük bir de- mokrasi talebi vardırama elitten dolayı bu engellen- miştir. Dinimizdezaten demokrasi vardır..." "Irade" ya da gücün kaynağı "ilahi" yani "Allah" ola- cak... Ve bu irade "yurttaşı" bir yana bırakın, aslında yalnız Türk halkında da değil, "ümmef'te tecellı ede- cek. Ümmetin konsensüsü(l) örf "tek doğru" yani "dogma" olacak. Sonra bu "kolektif dogma" - "hal- kın dogması" olması hasebiyle- "özgün demokrasi" sıfatı alacak. Ohh be; sen sağ, ben selamet. Bir de oturmuş "Neyapalım?"d\ye kafa patlatıyoruz. Ali Bu- laç'ta bütün cevaplar hazır. Demokrasi bunun neresinde? Yalnız, "demo/o-as/"nin bu tanımın neresinde oldu- ğunu ben çözemedim. Dört dörtlük bir "teokrasi" ta- nımı yaptı Bulaç. İçinde "birey" yok. Tanrı iradesin- den ayrışan "seküler bir güç" kavramı yok. "Güçler dengesi ve güçler ayrımı" yok. "Örf doğrusu"nu -yani tek doğruyu- tartışma ola- nağı yok. "Sivil toplum" yerine geçen bir "ümmet" var ve bunun içinde "azınlık haklan" -ki bu yalnız "di- ni ve etnik azınlıklar" olamaz- yok. Ne var? Kaynağı- nı "ilahi güçten alan bir örf diktası" var. Hadi "şeriat" demeyelim de "örf-okrasi" diyelim adına. "Aydınlanmanın tıkandığını" belirten Bulaç; "Batı'nın birey projesi çöktü" diyor. Ve çöken "birey proje- s/"nin yerine, "ümmet projesini" ikame ediyor. Ney- miş? "Batı demokrasileri artık çoğulcu değil"m\ş. Bulaç'a göre, ümmet "çoğulculuk" oluyor. Kalabalık ya! "AB totaliterparadigma dayatmasıymış!"'.. "Üm- met konsensüsü" -araya kulağa hoş gelen bir "kon- sensüs" sözcüğü sıkıştırıldığı için- dayatmaolmuyor! Bu çok "özgün model", bu müthiş "konsensüs" acaba niye bu kadar geçikti? Hadi bizde diyelim Bulaç'ın ifadesiyle- "elitler"Xaş koydu bu "konsen- süse". Diğer Islam ülkelerini kim engelledi? "Üm- metçe" şunu keşke daha önce akıl etseydik de bi- zimyerimizeşimdi Batılılardüşünüyorolsaydı: "Ne yapalım" diye!.. 1 2 3 4 5 6 7 8 B U L M A C A SfilMr K4g4K4JV SOLDAN SAĞA: 1/ Okullarda öğrencilerara- sında düzeni 2 sağlamakla görevli kimse. 2/Üreninkan- da birikmesi 5 sonucu ortaya çıkan hasta- lık... Tavlada "altı" sayısı. 3/îslamdage- 9 çici evlilik... Halk dilinde ayrana verilen ad. 4/ Doğu Anadolu'dabirgöl... Bir soru eki. 5/ Bir görevın yürütülebil- 4 mesi için merkez ola- 5 rakseçilenyer... Mi- 6 toloji. 6/ Osmanlı devİetınde Hıristı- 8 yanlardan oluşturu- 9 lan ve Rumeli'de bulunan askeri örgüt. II Bir gös- terme sıfatı... Kefal balığına verilen bir başka ad. 8/ Bin beş yüz yıl öncesine dayanan Japon güre- şi... Kadınların bluz ya da gömlek üzerine giydik- leri yelek. 9/Kararsızlık, tereddüt. YUKARrDAN AŞAĞIYA: 1/Güneydoğu Aııadolu'ya özgü "mırra" adlı kah- venin kaynatıldığı bakır cezve... Bir nota. 2/Ot- lak... Doğu Karadeniz yöresinın dağlık kesimle- rinde yaşayanların giydiği, bacağı çorap gibi sa- ran bir tür çızme. 3/ Yunan abecesınde bir harf... Bir takvim türii. 4/Emirlik, beylik... Siper, hcn- dek. 5/"—'yealmak": Biriyleyadabirşeylealay etmek... Halk dilinde kırmızı pul bibere verilen ad. 6/ Kimi ortak yönleri olan iki şey arasındaki benzeşme. 7/Eski dilde gözyaşı... Nolıut, patates, tahin ve soğanla yapılan bir meze. 8/ Bir soru sö- zü... Önıek. 9 / " — bir tahta kaşıktır / Sapı ortası- na denkdüşen" (Can Yücel)... Havadaki subııhan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle