18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS2005SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TUItKIYE Istanbul Edirne PB 2k Sİnop PB 26 Samsuh PB 19 Adana PB 26 PB 21 Kocaeli B 25 Trabzofı PB 18 Çanakkale PB 21 Giresutjı PB 20 Izmir A 26 Ankaraj B 25 Manisa Aydın _A 28 Eskişehir B 25 Denizli _A 28 Konya A 29 Sıvas B 24 PB 24 Zonguldak PB 22 Antalyâ Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B A A B B B B 22 27 29 24 25 23 19 Kars CUNEYT ARCAYUREK PB 19 Yurtta yağış bek- lenmıyor. Yurdun ku- zey kesımlerı ıle do- ğu Akdenız parçalı bulutlu, dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek Hava sı- caklığı tum yurtta ar- tacak. Ruzgâr; batı ve guneybatı yonler- den hafıf, ara sıra or- ta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y PB Y 10 13 14 14 12 11 16 14 Münih Y 13 Zürih Beriin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y PB Y Y Y PB PB 12 19 27 16 20 19 22 23 Y 14 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire Y Y Y PB Y Y Y Y 15 31 19 30 21 24 26 29 PB 29 Taşkent Tahran i Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı ) Sulu kar t Gok gurultulu GUNCEL I Baştarafi 1. Sayfada bakandır ki; aynı gün birbir ne ters düşen mantık sergileyebiliyor diye yazan cla yok, söyleyen de. Geçen pazargünkü manzarayı anımsayalım: Başbakan RTE, partisinin Kadın Kolları Kong- resi'nde konuşurken CHP'ye yüklendi. Deniz Baykal'ın SEKA işçilerini ;:iyaret ettiğini ve bu- rayı (hükümetin) özelleştiremeyeceğini söyledi- ğini anımsattı. "özelleştirdik bitirdik" dedi. Ney- miş bunun anlamı, söyledj "Bunun anlamı, 'za- rar etmeye devam eden bir kurumun zarar etme- ye devam etmesi'." Başbakan RTE; TOBB Qenel Kurulu'ndaki ko- nuşmasında bu kez Baykarın Ereğli Demir-Çe- lik'i de ziyaret ettiğini ve ŞRDEMİR'in özelleşti- rilmesine karşı çıktığını söyledi. Ana muhalefete bir yığın suçlamayla süsledi ko- nuşmasını; "bu ideolojik yaifilaşımlar"dar\ söz açtı. ••* RTE, SEKA'nın satışına, |oplum mantığına hoş gelen bir neden öne sürüyor. Kâğıt fabrikası zarar ediyordu, özelleştirilmesi (veya satılması) kaçınılma£dı. Pek güzel, pekâlâ ve fakat: özelleştirme konusu Ereğli Demir-Çelik'e ge- lince, RTE'nin zarar-kâr hesabına dayalı mantı- ğını iflas ettirecek kimi getçekler ortaya çıkıyor. özelleştirmeye karşı çıkfyor diye (CHR ERDE- MlR'in kuruluşuna da, şifndi özelleştirilmesine de karşıymış gibi) eski defterlerden medet uman RTE, konuşmasını bitirdikten sonra kürsüye ge- len CHP lideri Baykal'ı dinleseydi; bir günde ay- nı konuda nasıl terse düştüğünü rakamsal ger- çeklerle öğrenebilecek veya belki de bilgi hazi- nesini zenginleştirecekti. Çünkü Deniz Baykal, SEKA'nın aksine ERDE- MlR'in geçen yıl "640 milyon dolar kâr ettiğini" söyledi ve sordu Başbakap'a: "Siz 1.1 milyardo- lara, yani iki yıllık kânna ÜRDEMlR'i hem de ra- kiplerine nasıl satarsınız?* Işte bu aşamada Baykjal'ın anlayamadığı bir noktayageliniyor. Hazret simit satarak ticaretten gelmiş, oradan kısa ömründe edindiği ticari be- ceriyi üç trilyoncuğa sattığı hisse senetleriyle ka- nıtlamış, siyasetle ticaretln iç içeliğine inanıyor. Bu gerçekleri bile bile "Elde avuçta ne varsa sa- tıyor" diyor Baykal. Satar efendim, satar! Sadece ERDEMİR'İ mi, hayır; gözünün yaşına bakmadan, kâr eden Telekom'u da, TÜPRAŞ'ı da... Satar! Ulus yararına kimi kurufnların satışına karşı çı- kanları da ucuz yoldan, jdeolojik yaklaşımlar"\a suçlayıverir... Sonra arka^ına bakmadan toplan- tıyı terk eder. ERDEMİR'in satışına kşrşı duranları özelleştir- me karşıtlığı olarak algılâmasında da -farkında mıdır acaba- açık seçik bir terslik göze çarpıyor. Baykal anımsatıyor hazrete; çünkü ERDEMİR zaten özeldir. Özelleştirilmesi söz kor)usu değildir. Ancak sa- tışı söz konusudur. Kâr eden (örneğin ERII)EMİR gibi) kurumlarla (örneğin SEKA gibi) zargr edenleri aynı kefeye koyma becerisini göstefen bir siyaset izlemek elbet her babayiğidin harcı değildir. Kim demiş bizde böylelbabayiğit yok diye: Işte Kasımpaşalı, işte (önceki gün) Kasımpaşalıların so- kaklara dökülüp protesto ettiği babayiğit RTE! i Türkiye Barolar Birliği i Irkçılık ve şiddet uyartsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Ba- rolar Birliği lnsan Hakları Araştırma ve Uygu- lama Merkezi'ndan yapılan yazılı açıklamada artan toplumsal gerginliğe işaret ederek her tür- lü ırkçı, milliyetçi ve şiddet çağrısı yapan dav- ranış, eylem ve tahrikten kaçınılması uyansın- da bulundu. Bbu konujdasiyasetçiler ile medya- ya büyük görev düştüŞü vurgulanan açıklama- da; gazetecilere de şı ve her türlü şiddete çağrı yapıldı: "Irkçılık karşı çıknıak gazeteci- nin temel görevlerindcndir. Cazeteciler, baş- ta insan hakları olnıak üzere, insanhğın ev- rensel değerlerine, çOksesliliğe ve farklılıkla- ra saygıyı savıınur. Tüm bireylerin hakları- nı ve saygınlığını lanır. lnsanlar, uluslar ve topluluklar arasında nefret ve düşmanlığı körükleyici, ırkçı milliyetçiliği kışkırtıcı ya- yınlardan kaçınır." Açrklamaya imza atan isimler şöyle: "Profl Dr. tbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak, Avukal Güney Dinç, Prof. Dr. Erzan Erzurumluoglu, Avukat Ayhan Erol, Avukat Fikret İlkiz, Prof. Dr. İoanna Kuçu- radi,Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özen, Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, Doç. Dr. Mithat Sancar,Avu- katAtila Sav,Avukai Talay Şenol,Avukat Sez- ginTanrıkulu,Avuk»t SezginTekin, Prof.Dr. Zafer Üskül, Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu." ABD'de 'derin devlet'yokrnuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Üni- versitesi'nin düzenlediği "ABD-Türkiye llişki- leri'' konulu paneldt: konuşan ABD Büyükelçi- liği Siyasi Müsteşarı John Kunstadter,ABD'de hükümetle devlet arasında fark olmadığını be- lirterek " Dolayısıyla bizde derin devlet söz ko- nusu olamaz" dedi "Derin devletimiz olsay- dı Irak'ta ne işimh; vardı" diyen Kunstadter, ABD'deki olası bir derin devletin Irak'taki "Fi- ravun" yönetiminüı halkına işkence ve baskı yapmasına kayıtsız kalabileceğini belirtti. Niifiıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. SELİME KARAKAYA Ankara çıkış arıyor• Baştarafi 1. Sayfada yargının yargılamama yönünde- ki kararının kaldınlmasınıYargı- tay'dan isteyebilecek. AtHM'in vereceği olası mah- kûmiyet (yeniden yargılama) ka- rarı, Ankara için hem siyasi hem de AB ile ilişkileryönünden zor- lu bir sürecin başlangıcı olacak. Mevcut CMUK'ta ve yürürlüğe girecek CMK'de de korunan dü- zenlemeye göre, 4 Şubat 2003 'te AİHM önünde bulunan ve ke- sinleşmemiş olan dosyalar, yeni- den yargılama dışında tutuldu. Öcalan hakkındaki karar, 4 Şubat 2003'ten önce kesinleş- mediği için iç hukukta yeniden yargılama kapsamının dışında tutuldu. Bu nedenle Öcalan'ın AİHM'in vereceği olası mahkû- miyet kararıyla yeniden yargı- lanması tartışmalı bir hale geldi. AİHM'in mahkûmiyet kararının ardından Öcalan'ın avukatları, kapatılan DGM yerine kurulan Ankara 11. Ağır Ceza Mahke- mesi 'ne başvurarak yeniden yar- gılanma isteminde bulunabile- cekler. Mahkeme, anayasanın 90. maddesine eklenen "sözleş- me ile yasaların çatışnıası du- rumunda sözleşme esastır" hükmünden hareketle yasadaki kısıtlıhğı görmezden gelerek ye- niden yargılamayı yapabilecek. İki olasılık öne çıkıyor Yerel mahkeme, Usul Yasa- sı'ndaki istisnai hükmü eşitlik il- kesine aykırı bularak, Anayasa Mahkemesi gündemine taşıya- bilir. Bu durumda, Yüksek Mah- DIŞİŞLERİ: KONU SADECE ÖCALAN DECİL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AİH- M'nin Abdullah Öcalan davasında vereceği ka- rar "yeniden yargılama" tartışmasını başlatır- ken, Dışişleri kaynakları bu tartışmanın yalnız- ca Öcalan konusuna bağlanmasının doğru olma- dığını kaydediyor. Türkiye'nin AİHM'nin kararları doğrultusun- da yeniden yargılama hakkını tanırken buna sı- nırlama getirdiğini ve benzer durumda 90 kadar dava bulunduğunu belırten diplomatlar, getirilen bu sınırlamanın Türkiye'yi AB ve Avrupa Kon- seyi'nde (AK) sıkıntıyla karşı karşıya bırakabi- leceğini ifade ediyorlar. AB kaynaklan, Türkiye'nin AÎHM çerçeve- sinde yeniden yargılama hakkını tanırken buna sınırlama getirmesinin, yalnızca Avrupa tnsan Hakları Sözleşmesi (AlHS) değil, anayasa çer- çevesinde de eşitlik ilkesine aykırı olduğunu sa- vunuyorlar. Dışişleri de bu sınırlamanın kaldırıl- ması gerektiğini düşünüyor. AlHM'deki Öcalan davasında Türkiye'nin AlHS'yi ihlal ettiği şeklinde bir karar çıkması- na ise kesin gözüyle bakılıyor. Diplomatik kay- naklar, Öcalan'ın mahkeme sürecinin tüm dün- yanın gözleri önünde ve şeffaf bir şekilde ger- çekleştiğine işaret ederken, "iddianamenin sa- vunma avukatlarına geç ulaşması" gibi teknik nedenlerinAlHS'yeaykınlıkoluşturduğunube- lirtiyorlar. AtHM'nin ihlal karannı açıklaması- nın ardından konu Avupa Konseyi'ndeki Bakan- lar Komitesi'ne gelecek. Yeniden yargılama ko- nusunda bu komite karar verecek. keme'nin vereceği kararda iki olasılık öne çıkıyor. Mahkeme, düzenlemeyi eşitliğe aykırı bula- rak, kısıtlılık hükmünü iptal ede- bilir. Bu durumda yerel mahke- menin Öcalan'ı yargılamak zo- runluluğu doğar. lkinci olasılık iseYüksek Mahkeme'nin anaya- sanın 90. maddesine göre AIH- S'nin esas olduğunu ve sözleşme ile yasanın çatıştığını benimse- yerek, "sözleşmenin üstünlüğü nedeniyle yasanın iptal edilmc- sine gerek olmadığına" karar verebilmesi. Böylece yeniden yargılama yolu açılabilir. Yerel mahkemenin yeniden yargıla- maya direnmesi durumunda, devreye Adalet Bakanı'nın gir- mesi gerekecek. CMUK, Adalet Bakanı'na yazılı emir yoluyla yerel mahkemenin olası ret ka- rannı Yargıtay'ın kaldırmasını sağlama yetkisini tanıyor. Çiçek'in yapacağı başvuruyu Yargıtay 9. Ceza Dairesi karara bağlayacak. Dairenin vereceği karar yerel mahkeme açısından bağlayıcı nitelik taşıyacak. Yük- sek yargının da yerel mahkeme- nin karannı paylaşması (ret) du- rumunda, iktidar yeniden yargı- lama yolunu açmak istiyorsa ya- sal düzenleme yapmak zorunda kalacak. iktidar, mevcut CMUK ve CMK'deki kısıthlığa ilişkin hükmü bir yasayla ortadan kaldı- rarak, yeniden yargılama yolunu açabilecek. Öcalan ile hukuki durumları örtüşen ve CMUK'ta- ki kısıtlılık kapsamındaki Vol- kan Ükünç ve Deniz Güneş da- vasında AİHM, en iyi adil tatmi- nin kışinin yeniden tarafsız ve bağımsız bir mahkemede yargı- lanması yöntemi olacağına hük- metmişti. Türkiye bu karan tem- yiz etmiş, ancak Büyük Daire 14 Haziran 2004'te başvuruyu red- detmişti. Bu karardan hareketle AİHM'nin istisna hükmünü be- nimsemediği anlaşılıyor. Öcalan'ın AlHM'ye yaptığı başvuruda tazminat talebi bu- lunmuyor. Adil tatmin isteyen Öcalan'ın avukatlan aynca "Kenya'da hukuki güvenlikte iken bu güvenliğin uluslarara- sı iade yapılmadan ihlal edildi- ğini" savunarak, ihlalin gideril- mesini istemişlerdi. Bu ihlalin giderilmesi bir anlamda Öca- lan'ın Kenya'ya iadesi anlamını taşıyor. Ancak AİHM kararlann- dan hareketle bu olasılık çok za- yıf görünüyor. AB'den hem eleştiri hem sitem Bölücülük suçlamalanna ilişkin olarak 'AB birlikten yanadır' mesajı veren büyükelçiler, KKTC'ye verilen sözlerin tutulmadığını göz ardı ederekTürkiye'nin politikasını eleştirdiler ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dışişleri Bakanı Abdul- lah Gül ile öğle yemeğinde bir araya gelen AB büyükelçileri, "bölücülük suçlamaları, Tür- kiye'nin Kıbrıs'ta izlediği po- litika ve Türk Ceza Yasası'nın basın özgürlüğünü sınırlayan maddeleri" konulannda eleşti- rilerde bulundular. AB Dönem Başkanı Lüksem- burg'u Ankara'da temsil eden Hollanda'nın Ankara Büyükel- çisi Sjoerd Gosses, son dönem- de hükümetten AB'ye yönelen, "Kültürel haklarda ısrar ede- rek bölücülüğe destek veriyor- lar" açıklamasına tepki göster- di. Gosses'in, AB büyükelçileri- nin Diyarbakır Belediye Başka- nı Osman Baydemir'e verdikle- ri mesajları anımsatarak "AB'- nin Kürtler ve başkaları için kültürel haklar talebinde ısrar ederek ülkeyi bölmek istediği açıklamalarından rahatsızlık duymaktayız. AB her nereden gelirse gelsin şiddete karşıdır. AB, üye ve aday ülkelerde bö- lünmeden değil birlikten yana- dır" dediği öğrenildi. Bakan Gül, bazı açıklamalann basında yanlış aksettirildiğini savundu. AB büyükelçilerinin eleştirdi- ği bir diğer konu Kıbrıs oldu. Türkiye'nin NATO'nun ardından OECD'de de Kıbns Rum kesimi- Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa Günü dolayısıyla Ankara'daki AB büyükelçilerine yemek verdi. (AA) nin faaliyetlere katılımını engel- lemesini eleştiren AB'li yetkili- ler, bunun "üzüntü verici" ol- duğunu ve yakın ilişkilere sahip ülkeler arasında ilişkilere zarar verdiğini savundular. Gül ise AB'nin Kıbns konusunda eleşti- ri oklannı Türkiye'ye yöneltme- sine tepki gösterdi. Türkiye'nin Kıbns protokolünü imzalamaya hazır olduğunu kaydeden Gül, buna karşın dikkatlerin Ankara üzerine çevrilmesini, Kıbns Türklerine verilen sözlerin tutul- mamasını eleştirdi. Gosses ise AB'nin Kıbns Türklerine söz verdiği tüzüklerin geçmesi için girişimlerin süreceğini ifade etti. TCY rahâtsızlığı AB büyükelçileri yemekte, TCY'nin basın özgürlüğünü kı- sıtlayan hükümlerinden duyulan kaygıyı ifade ederken yasanın düzeltmelere olanak vermek için ertelenmesinin sorun olmadığı mesajını verdiler. AB Komisyo- nu'nun Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer'in reform sü- recıne ilişkin eleştirilerine üstü kapalı olarak tepki gösteren Gül, "Ba/ılarmm haksız değerlen- dirnıelerine karşın reform sü- reci tartışmasız devam ediyor" dedi. Gül, AB'den yoğun eleşti- rilere hedef olan polisler konu- sunda da "Hükümetimizin re- formlardaki başansı büyük öl- çüde tçişleri Bakanhğı ve polis- lerin sadık ve kararlı çalışma- larına dayanıyor" diye konuş- tu. AB'deki anayasa referandum- lannadeğinen Gül, "ABAnaya- sası'nın referandumlarında olası bir 'hayınn' Türkiye'nin üyeliğini olumsuz etkileyebile- ceği spekülasyonları yapılıyor. Bunu uygunsuz, talihsiz ve ka- bul edilemez buluyoruz" dedi. AB DÖNEM BAŞKANLIĞIN1DEVRALACAK OLAN İNGÎLTERE UYARDI Ombudsman yasası geliyor Gül, yeni TCY'nin 1 Hazi- ran'da yürürlüğe gireceğini, om- budsmanın oluşturulmasına iliş- kin yasanın yakında parlamento- ya sunulacağını anlattı.Vakıflar- la ilgili taslağın yakında Meclis'e geleceğini belirten Gül, yasanın gayrimüslim vakıflar dahil tüm vakıflan içereceğini söyledi. Gül, konuşmasında 6 Mart gösterisi ve Sütçüler Kaymakamı olaylan- na gelen tepkileri reformlann toplumca benimsendiğinin bir göstergesi olarak değerlendirdi. 'Reformlan hızlandınn' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İngilte- re'nin Ankara Büyükelçisi Peter VVestmacott, Türkiye'nin reform sürecini hızlandırması ge- rektiğini belirtirken işkence, tstanbul'daki kadın olaylan ve Orhan Pamuk'un kitabının Sütçü- ler Kaymakamı tarafından toplatılması örnek- lerininAB yolunda büyük olumsuzluklar doğur- duğunu söyledi. Westmacott, Türk Parlamenterler Birliği ve Ankara Ünıversitesi AB Çalışmalan Merkezi tarafından, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla düzenlenen "Türkiye-Avrupa Birliği Ilişkile- rinin Geleceği" konulu panelde konuştu. VVest- macott, sözlerine Türkçe olarak "17 yıl önce Türkiye'ye başkâtip olarak gelmiştim.Yıllar sonra büyükelçi olarak geleceğimi bilseydim daha iyiTürkçe öğrenirdim" diyerek başladı. Büyükelçi, Türkiye'nin gerek Kopenhag Kriter- leri gerekse Kıbns konusunda görevini yerine getirdiğine, ancak AB'nin, KKTC'nin izolas- yondan kurtuhnası için hiçbir girişimde bulun- madığına işaret ettı. fc Başkanlık tarafsızhk gerektirir' VVestmacott, yakın tarihde AB dönem baş- kanlığının Ingiltere'ye geçeceğini anımsatarak "Dönem başkanlığı tarafsızlık gerektirir. Yapmanız gerekenleri zamanında yapmalı- sınız. Bizim başkanlığımızda daha az taraf- sız olmamız gerekiyor. Bu nedenle bize fazla yüklenmemelisiniz. Kopenhag Kriterleri'nin hâlâ izlendiğini bilmelisiniz" dedi. Sempoz- yumda konuşan UNDP Başkanı Kemal Derviş de Türkiye'nin çevresinde "olup bitenler" hak- kında söz sahibi olabilmesi için AB'ye tam üye- liğinin zorunlu olduğunu vurguladı. Erdoğan'dan mesaj Bu arada Avrupa Günü dolayı- sıyla bir mesaj yayımlayan Baş- bakan Tayyip Erdoğan, AB'nin 3 Ekim'de müzakereleri başlat- masını isteyerek bunun "AB'nin inandırıcüığının muhafaza edil- mesi açısından mutlak bir zaru- ret teşkil ettiğini" ifade etti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada elde değil. Düşişleri, çok affedersiniz Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül, AB Günü nedeniyle AB ülkelerinin temsilcilerine verdiği öğle yemeğinde bir "sitem- de" bulundu: "Her şeyi ek protokole bağlayıp, hiçbir şey yap- mıyormuşuz havası veriyorsunuz." Gül, bu siteminin ardından da yakın geçmişte yapılanları bir bir anlattı. AB ülkelerindeki referan- dumun Türkiye'ye ilişkin karan etkilememesi ge- rektiğini vurguladı. Demek ki, etkilersesitemlerde bulunacak! Sitemlere karşılık AB ülkelerinin de hep "istem- lerde" bulunduğunu görüyoruz. Zaten Gül'ün al- tını-üstünü çizdiği durum da bu. Sitem ve istem sözcüğünü iki tarafın da eşit kullanabildiği gün, AB ile ilişkilerimiz sağlıklı bir yapıya kavuşabilir. • •• Avrupa Günü'nünhemenöncesindeABKomis- yonu Ankara Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer bayramlık bir demeç verdi: "Müzakerelere başlama kararına rağmen, Türki ye AB'ye tam üyeliği sağlayacak reformlardan uzak..." Konu Kıbrıs'a gelince de ekledi: "Kuzey Kıbns'la doğrudan ticaret, Güney'in tep- kisini çeker. AB kararlarını veto ederler." Bunun Türkçesi şu: AB, KKTC'ye 24 Nisan 2004 referandumu son- rasında verdiği sözleri yakın gelecekte tutmaya- cak. Buna karşılık Kıbrıs Rum Kesimi de KKTC'ye yö- nelik tutumunu sertleştirdi. Iş, Güney'den pasa- port alanların tapu tartışmaları nedeniyle AB ülke- lerinde tutuklanma olasılığına kadar vardı. Bu du- rum, AB'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ne hiçbir baskı uygulamadığını ortaya koymuyor mu? • • • Gelelim AB ile 12 Mayıs Perşembe gününden itibaren yaşayabileceğimiz yeni bir gerilime... Avrupa lnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) terör örgütü başı Öcalan'ın yeniden yargılanma ya da Kenya'ya iade edilme istemine ilişkin başvurusu- nun sonucunu 12 Mayıs'ta açıklayacak. Sızan ha- berler, yeniden yargılanma olasıhğının çok güçlü olduğunu gösteriyor. Böyle bir karar çıkarsa Ankara'nın elinde iki se- çenek var: 1 - Bu isteme uymamak. 2- Yeniden yargılamayı kabul etmek. lkinci seçeneği benimserse hükümetin önünde iki aşamalı yol var: 1 - öcalan'ın yeniden yargılanmasını engelleyen yasal düzenlemeyi kaldırmak. 2- Yeniden yargılamayı kabul edıp başlatmak. AKP, öcalan olayını "devlet işi" olarak sunma- ya hazırlanıyor. AİHM'nin türbandan parti kapat- maya kadar pek çok kararına Türkiye Cumhuriye- ti'nin geleneksel çizgisinin dışına çıkarak müda- hale eden, sulandıran AKP, öcalan olayına bulaş- mamanın yollarını arıyor! Hükümet, din ve devlet işlerini birbirine karıştır- dı ama, hükümetle devlet işlerini ayıracak... öcalan olayı, bir teröristin ve terorizmin yargı- lanmasından çok, Türkiye'nin yargılanmasına dö- nüşürse, sorumlusu hükümettir! ankcumm cumhuriyet.com.tr İtalya Dışişleri Bakanı: ; 'Anayosaya hayır, Türkiye'ye hayır demek değüdir' LONDRA (AA) - İtalya Dışişleri Bakanı Gianf- ranco Fini, "Fransız seçmenin Avrupa Ana- yasası'na 'hayır' demesi,Türkiye'ninüyeliği- ne 'hayır' denildiği anlamına gelmemeli" de- di. Ingiltere'de yayımlanan Financial Times'a konuşan Fini, AB'nin, Fransa'dan "hayır" oyu çıkması halinde de Türkiye'nin tam üyeliği için çabalannı sürdürmesi gerektiğini söyledi. Fran- sa'da "evet" diyenlerin galip geleceğine dair iyimser olduğunu ifade eden Fini,"Yine de ha- yır oyu çıksa bile, bu AB'yi, Türkiye'yi ku- caklamaktan alıkoymamah" diye konuştu. Fi- ni, Italya'nın güçlükleri bilmesine rağmen Tür- kiye'nin AB'ye tam üyeliğinin destekçisi oldu- ğunu vurguladı. Türkiye'nin AB'ye katılabil- mek için son derece kökten değişiklikler yaptı- ğını, NATO'nun bir parçası olduğunu, bölgesin- de istikrann garantisi durumunda bulunduğunu belirtirken "en önemli bir tslam ülkesi" ifade- sini kullandı. Avrupa'nın Türkiye'ye "hayır v demesi halinde ne olacağı sorusunu da yönel- ten Fini, "Bu,Türkiye'yi Islami köktendinci- liğe doğru itmez mi?" dedi. AB'ninTürkiye'ye sırf bir Islam ülkesi olduğu için "hayır" deme- ye hakkı olmadığını vurgulayan Fini, Fransa'da- ki referandumda "hayır" çıkması ihtimalinir endişe verici olduğunu söyledi. Fini, "Umarınr 'evet' tarafı ağır basar ve kazanır" dedi. Rum basınıyine çarpıttı ANKARA (ANKA) - AB üyesi vc aday ülkeleı arasında, Güney Kıbns'ta yapılacak gümrük müdürleri toplantısına Türkiye'nin katılmaya- cağı bildirildi. Rum ajansları 12-13 Mayıs'tE Rum kesiminin Pafos kentinde yapılacak top- lantıyı, Türkiye-AB Gümrük Genel Müdürle- ri Toplantısı olarak duyurdu. Ancak Gümrül Müsteşar Vekili Tuna Turagay, söz konusı toplantının AB'ye üye ve aday ülkeler arasın da yapılan geleneksel bir toplantı olduğunu vs bu yıl Rum kesiminde yapılacağı için Türki ye'nin bu toplantıya katılmayacağını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle