Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS2005SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TUItKIYE
Istanbul
Edirne
PB 2k Sİnop
PB 26 Samsuh
PB 19 Adana PB 26
PB 21
Kocaeli B 25 Trabzofı PB 18
Çanakkale PB 21 Giresutjı PB 20
Izmir A 26 Ankaraj B 25
Manisa
Aydın
_A 28 Eskişehir B 25
Denizli
_A 28 Konya
A 29 Sıvas
B 24
PB 24
Zonguldak PB 22 Antalyâ
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
A
A
B
B
B
B
22
27
29
24
25
23
19
Kars
CUNEYT ARCAYUREK
PB 19
Yurtta yağış bek-
lenmıyor. Yurdun ku-
zey kesımlerı ıle do-
ğu Akdenız parçalı
bulutlu, dığer yerler
az bulutlu ve açık
geçecek Hava sı-
caklığı tum yurtta ar-
tacak. Ruzgâr; batı
ve guneybatı yonler-
den hafıf, ara sıra or-
ta kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
Y
10
13
14
14
12
11
16
14
Münih Y 13 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
PB
Y
Y
Y
PB
PB
12
19
27
16
20
19
22
23
Y 14 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
Y
Y
PB
Y
Y
Y
Y
15
31
19
30
21
24
26
29
PB 29
Taşkent
Tahran
i Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmurlu Karlı ) Sulu kar t Gok gurultulu
GUNCEL
I Baştarafi 1. Sayfada
bakandır ki; aynı gün birbir ne ters düşen mantık
sergileyebiliyor diye yazan cla yok, söyleyen de.
Geçen pazargünkü manzarayı anımsayalım:
Başbakan RTE, partisinin Kadın Kolları Kong-
resi'nde konuşurken CHP'ye yüklendi. Deniz
Baykal'ın SEKA işçilerini ;:iyaret ettiğini ve bu-
rayı (hükümetin) özelleştiremeyeceğini söyledi-
ğini anımsattı. "özelleştirdik bitirdik" dedi. Ney-
miş bunun anlamı, söyledj "Bunun anlamı, 'za-
rar etmeye devam eden bir kurumun zarar etme-
ye devam etmesi'."
Başbakan RTE; TOBB Qenel Kurulu'ndaki ko-
nuşmasında bu kez Baykarın Ereğli Demir-Çe-
lik'i de ziyaret ettiğini ve ŞRDEMİR'in özelleşti-
rilmesine karşı çıktığını söyledi.
Ana muhalefete bir yığın suçlamayla süsledi ko-
nuşmasını; "bu ideolojik yaifilaşımlar"dar\ söz açtı.
••*
RTE, SEKA'nın satışına, |oplum mantığına hoş
gelen bir neden öne sürüyor.
Kâğıt fabrikası zarar ediyordu, özelleştirilmesi
(veya satılması) kaçınılma£dı. Pek güzel, pekâlâ
ve fakat:
özelleştirme konusu Ereğli Demir-Çelik'e ge-
lince, RTE'nin zarar-kâr hesabına dayalı mantı-
ğını iflas ettirecek kimi getçekler ortaya çıkıyor.
özelleştirmeye karşı çıkfyor diye (CHR ERDE-
MlR'in kuruluşuna da, şifndi özelleştirilmesine
de karşıymış gibi) eski defterlerden medet uman
RTE, konuşmasını bitirdikten sonra kürsüye ge-
len CHP lideri Baykal'ı dinleseydi; bir günde ay-
nı konuda nasıl terse düştüğünü rakamsal ger-
çeklerle öğrenebilecek veya belki de bilgi hazi-
nesini zenginleştirecekti.
Çünkü Deniz Baykal, SEKA'nın aksine ERDE-
MlR'in geçen yıl "640 milyon dolar kâr ettiğini"
söyledi ve sordu Başbakap'a: "Siz 1.1 milyardo-
lara, yani iki yıllık kânna ÜRDEMlR'i hem de ra-
kiplerine nasıl satarsınız?*
Işte bu aşamada Baykjal'ın anlayamadığı bir
noktayageliniyor. Hazret simit satarak ticaretten
gelmiş, oradan kısa ömründe edindiği ticari be-
ceriyi üç trilyoncuğa sattığı hisse senetleriyle ka-
nıtlamış, siyasetle ticaretln iç içeliğine inanıyor.
Bu gerçekleri bile bile "Elde avuçta ne varsa sa-
tıyor" diyor Baykal. Satar efendim, satar!
Sadece ERDEMİR'İ mi, hayır; gözünün yaşına
bakmadan, kâr eden Telekom'u da, TÜPRAŞ'ı
da... Satar!
Ulus yararına kimi kurufnların satışına karşı çı-
kanları da ucuz yoldan, jdeolojik yaklaşımlar"\a
suçlayıverir... Sonra arka^ına bakmadan toplan-
tıyı terk eder.
ERDEMİR'in satışına kşrşı duranları özelleştir-
me karşıtlığı olarak algılâmasında da -farkında
mıdır acaba- açık seçik bir terslik göze çarpıyor.
Baykal anımsatıyor hazrete; çünkü ERDEMİR
zaten özeldir.
Özelleştirilmesi söz kor)usu değildir. Ancak sa-
tışı söz konusudur.
Kâr eden (örneğin ERII)EMİR gibi) kurumlarla
(örneğin SEKA gibi) zargr edenleri aynı kefeye
koyma becerisini göstefen bir siyaset izlemek
elbet her babayiğidin harcı değildir.
Kim demiş bizde böylelbabayiğit yok diye: Işte
Kasımpaşalı, işte (önceki gün) Kasımpaşalıların so-
kaklara dökülüp protesto ettiği babayiğit RTE!
i Türkiye Barolar Birliği i
Irkçılık ve
şiddet uyartsı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Ba-
rolar Birliği lnsan Hakları Araştırma ve Uygu-
lama Merkezi'ndan yapılan yazılı açıklamada
artan toplumsal gerginliğe işaret ederek her tür-
lü ırkçı, milliyetçi ve şiddet çağrısı yapan dav-
ranış, eylem ve tahrikten kaçınılması uyansın-
da bulundu. Bbu konujdasiyasetçiler ile medya-
ya büyük görev düştüŞü vurgulanan açıklama-
da; gazetecilere de şı
ve her türlü şiddete
çağrı yapıldı: "Irkçılık
karşı çıknıak gazeteci-
nin temel görevlerindcndir. Cazeteciler, baş-
ta insan hakları olnıak üzere, insanhğın ev-
rensel değerlerine, çOksesliliğe ve farklılıkla-
ra saygıyı savıınur. Tüm bireylerin hakları-
nı ve saygınlığını lanır. lnsanlar, uluslar ve
topluluklar arasında nefret ve düşmanlığı
körükleyici, ırkçı milliyetçiliği kışkırtıcı ya-
yınlardan kaçınır." Açrklamaya imza atan
isimler şöyle: "Profl Dr. tbrahim Kaboğlu,
Prof. Dr. Yılmaz Aliefendioğlu, Prof. Dr. Ali
Ülkü Azrak, Avukal Güney Dinç, Prof. Dr.
Erzan Erzurumluoglu, Avukat Ayhan Erol,
Avukat Fikret İlkiz, Prof. Dr. İoanna Kuçu-
radi,Yrd. Doç. Dr. Muharrem Özen, Prof. Dr.
Yavuz Sabuncu, Doç. Dr. Mithat Sancar,Avu-
katAtila Sav,Avukai Talay Şenol,Avukat Sez-
ginTanrıkulu,Avuk»t SezginTekin, Prof.Dr.
Zafer Üskül, Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu."
ABD'de 'derin devlet'yokrnuş
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Üni-
versitesi'nin düzenlediği "ABD-Türkiye llişki-
leri'' konulu paneldt: konuşan ABD Büyükelçi-
liği Siyasi Müsteşarı John Kunstadter,ABD'de
hükümetle devlet arasında fark olmadığını be-
lirterek " Dolayısıyla bizde derin devlet söz ko-
nusu olamaz" dedi "Derin devletimiz olsay-
dı Irak'ta ne işimh; vardı" diyen Kunstadter,
ABD'deki olası bir derin devletin Irak'taki "Fi-
ravun" yönetiminüı halkına işkence ve baskı
yapmasına kayıtsız kalabileceğini belirtti.
Niifiıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
SELİME KARAKAYA
Ankara çıkış arıyor• Baştarafi 1. Sayfada
yargının yargılamama yönünde-
ki kararının kaldınlmasınıYargı-
tay'dan isteyebilecek.
AtHM'in vereceği olası mah-
kûmiyet (yeniden yargılama) ka-
rarı, Ankara için hem siyasi hem
de AB ile ilişkileryönünden zor-
lu bir sürecin başlangıcı olacak.
Mevcut CMUK'ta ve yürürlüğe
girecek CMK'de de korunan dü-
zenlemeye göre, 4 Şubat 2003 'te
AİHM önünde bulunan ve ke-
sinleşmemiş olan dosyalar, yeni-
den yargılama dışında tutuldu.
Öcalan hakkındaki karar, 4
Şubat 2003'ten önce kesinleş-
mediği için iç hukukta yeniden
yargılama kapsamının dışında
tutuldu. Bu nedenle Öcalan'ın
AİHM'in vereceği olası mahkû-
miyet kararıyla yeniden yargı-
lanması tartışmalı bir hale geldi.
AİHM'in mahkûmiyet kararının
ardından Öcalan'ın avukatları,
kapatılan DGM yerine kurulan
Ankara 11. Ağır Ceza Mahke-
mesi 'ne başvurarak yeniden yar-
gılanma isteminde bulunabile-
cekler. Mahkeme, anayasanın
90. maddesine eklenen "sözleş-
me ile yasaların çatışnıası du-
rumunda sözleşme esastır"
hükmünden hareketle yasadaki
kısıtlıhğı görmezden gelerek ye-
niden yargılamayı yapabilecek.
İki olasılık öne çıkıyor
Yerel mahkeme, Usul Yasa-
sı'ndaki istisnai hükmü eşitlik il-
kesine aykırı bularak, Anayasa
Mahkemesi gündemine taşıya-
bilir. Bu durumda, Yüksek Mah-
DIŞİŞLERİ: KONU SADECE ÖCALAN DECİL
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AİH-
M'nin Abdullah Öcalan davasında vereceği ka-
rar "yeniden yargılama" tartışmasını başlatır-
ken, Dışişleri kaynakları bu tartışmanın yalnız-
ca Öcalan konusuna bağlanmasının doğru olma-
dığını kaydediyor.
Türkiye'nin AİHM'nin kararları doğrultusun-
da yeniden yargılama hakkını tanırken buna sı-
nırlama getirdiğini ve benzer durumda 90 kadar
dava bulunduğunu belırten diplomatlar, getirilen
bu sınırlamanın Türkiye'yi AB ve Avrupa Kon-
seyi'nde (AK) sıkıntıyla karşı karşıya bırakabi-
leceğini ifade ediyorlar.
AB kaynaklan, Türkiye'nin AÎHM çerçeve-
sinde yeniden yargılama hakkını tanırken buna
sınırlama getirmesinin, yalnızca Avrupa tnsan
Hakları Sözleşmesi (AlHS) değil, anayasa çer-
çevesinde de eşitlik ilkesine aykırı olduğunu sa-
vunuyorlar. Dışişleri de bu sınırlamanın kaldırıl-
ması gerektiğini düşünüyor.
AlHM'deki Öcalan davasında Türkiye'nin
AlHS'yi ihlal ettiği şeklinde bir karar çıkması-
na ise kesin gözüyle bakılıyor. Diplomatik kay-
naklar, Öcalan'ın mahkeme sürecinin tüm dün-
yanın gözleri önünde ve şeffaf bir şekilde ger-
çekleştiğine işaret ederken, "iddianamenin sa-
vunma avukatlarına geç ulaşması" gibi teknik
nedenlerinAlHS'yeaykınlıkoluşturduğunube-
lirtiyorlar. AtHM'nin ihlal karannı açıklaması-
nın ardından konu Avupa Konseyi'ndeki Bakan-
lar Komitesi'ne gelecek. Yeniden yargılama ko-
nusunda bu komite karar verecek.
keme'nin vereceği kararda iki
olasılık öne çıkıyor. Mahkeme,
düzenlemeyi eşitliğe aykırı bula-
rak, kısıtlılık hükmünü iptal ede-
bilir. Bu durumda yerel mahke-
menin Öcalan'ı yargılamak zo-
runluluğu doğar. lkinci olasılık
iseYüksek Mahkeme'nin anaya-
sanın 90. maddesine göre AIH-
S'nin esas olduğunu ve sözleşme
ile yasanın çatıştığını benimse-
yerek, "sözleşmenin üstünlüğü
nedeniyle yasanın iptal edilmc-
sine gerek olmadığına" karar
verebilmesi. Böylece yeniden
yargılama yolu açılabilir. Yerel
mahkemenin yeniden yargıla-
maya direnmesi durumunda,
devreye Adalet Bakanı'nın gir-
mesi gerekecek. CMUK, Adalet
Bakanı'na yazılı emir yoluyla
yerel mahkemenin olası ret ka-
rannı Yargıtay'ın kaldırmasını
sağlama yetkisini tanıyor.
Çiçek'in yapacağı başvuruyu
Yargıtay 9. Ceza Dairesi karara
bağlayacak. Dairenin vereceği
karar yerel mahkeme açısından
bağlayıcı nitelik taşıyacak. Yük-
sek yargının da yerel mahkeme-
nin karannı paylaşması (ret) du-
rumunda, iktidar yeniden yargı-
lama yolunu açmak istiyorsa ya-
sal düzenleme yapmak zorunda
kalacak. iktidar, mevcut CMUK
ve CMK'deki kısıthlığa ilişkin
hükmü bir yasayla ortadan kaldı-
rarak, yeniden yargılama yolunu
açabilecek. Öcalan ile hukuki
durumları örtüşen ve CMUK'ta-
ki kısıtlılık kapsamındaki Vol-
kan Ükünç ve Deniz Güneş da-
vasında AİHM, en iyi adil tatmi-
nin kışinin yeniden tarafsız ve
bağımsız bir mahkemede yargı-
lanması yöntemi olacağına hük-
metmişti. Türkiye bu karan tem-
yiz etmiş, ancak Büyük Daire 14
Haziran 2004'te başvuruyu red-
detmişti. Bu karardan hareketle
AİHM'nin istisna hükmünü be-
nimsemediği anlaşılıyor.
Öcalan'ın AlHM'ye yaptığı
başvuruda tazminat talebi bu-
lunmuyor. Adil tatmin isteyen
Öcalan'ın avukatlan aynca
"Kenya'da hukuki güvenlikte
iken bu güvenliğin uluslarara-
sı iade yapılmadan ihlal edildi-
ğini" savunarak, ihlalin gideril-
mesini istemişlerdi. Bu ihlalin
giderilmesi bir anlamda Öca-
lan'ın Kenya'ya iadesi anlamını
taşıyor. Ancak AİHM kararlann-
dan hareketle bu olasılık çok za-
yıf görünüyor.
AB'den hem eleştiri hem sitem
Bölücülük suçlamalanna ilişkin olarak 'AB birlikten yanadır' mesajı veren büyükelçiler,
KKTC'ye verilen sözlerin tutulmadığını göz ardı ederekTürkiye'nin politikasını eleştirdiler
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Dışişleri Bakanı Abdul-
lah Gül ile öğle yemeğinde bir
araya gelen AB büyükelçileri,
"bölücülük suçlamaları, Tür-
kiye'nin Kıbrıs'ta izlediği po-
litika ve Türk Ceza Yasası'nın
basın özgürlüğünü sınırlayan
maddeleri" konulannda eleşti-
rilerde bulundular.
AB Dönem Başkanı Lüksem-
burg'u Ankara'da temsil eden
Hollanda'nın Ankara Büyükel-
çisi Sjoerd Gosses, son dönem-
de hükümetten AB'ye yönelen,
"Kültürel haklarda ısrar ede-
rek bölücülüğe destek veriyor-
lar" açıklamasına tepki göster-
di. Gosses'in, AB büyükelçileri-
nin Diyarbakır Belediye Başka-
nı Osman Baydemir'e verdikle-
ri mesajları anımsatarak "AB'-
nin Kürtler ve başkaları için
kültürel haklar talebinde ısrar
ederek ülkeyi bölmek istediği
açıklamalarından rahatsızlık
duymaktayız. AB her nereden
gelirse gelsin şiddete karşıdır.
AB, üye ve aday ülkelerde bö-
lünmeden değil birlikten yana-
dır" dediği öğrenildi. Bakan
Gül, bazı açıklamalann basında
yanlış aksettirildiğini savundu.
AB büyükelçilerinin eleştirdi-
ği bir diğer konu Kıbrıs oldu.
Türkiye'nin NATO'nun ardından
OECD'de de Kıbns Rum kesimi-
Dışişleri Bakanı Gül, Avrupa Günü dolayısıyla Ankara'daki AB büyükelçilerine yemek verdi. (AA)
nin faaliyetlere katılımını engel-
lemesini eleştiren AB'li yetkili-
ler, bunun "üzüntü verici" ol-
duğunu ve yakın ilişkilere sahip
ülkeler arasında ilişkilere zarar
verdiğini savundular. Gül ise
AB'nin Kıbns konusunda eleşti-
ri oklannı Türkiye'ye yöneltme-
sine tepki gösterdi. Türkiye'nin
Kıbns protokolünü imzalamaya
hazır olduğunu kaydeden Gül,
buna karşın dikkatlerin Ankara
üzerine çevrilmesini, Kıbns
Türklerine verilen sözlerin tutul-
mamasını eleştirdi. Gosses ise
AB'nin Kıbns Türklerine söz
verdiği tüzüklerin geçmesi için
girişimlerin süreceğini ifade etti.
TCY rahâtsızlığı
AB büyükelçileri yemekte,
TCY'nin basın özgürlüğünü kı-
sıtlayan hükümlerinden duyulan
kaygıyı ifade ederken yasanın
düzeltmelere olanak vermek için
ertelenmesinin sorun olmadığı
mesajını verdiler. AB Komisyo-
nu'nun Türkiye Temsilcisi Hans
Jörg Kretschmer'in reform sü-
recıne ilişkin eleştirilerine üstü
kapalı olarak tepki gösteren Gül,
"Ba/ılarmm haksız değerlen-
dirnıelerine karşın reform sü-
reci tartışmasız devam ediyor"
dedi. Gül, AB'den yoğun eleşti-
rilere hedef olan polisler konu-
sunda da "Hükümetimizin re-
formlardaki başansı büyük öl-
çüde tçişleri Bakanhğı ve polis-
lerin sadık ve kararlı çalışma-
larına dayanıyor" diye konuş-
tu. AB'deki anayasa referandum-
lannadeğinen Gül, "ABAnaya-
sası'nın referandumlarında
olası bir 'hayınn' Türkiye'nin
üyeliğini olumsuz etkileyebile-
ceği spekülasyonları yapılıyor.
Bunu uygunsuz, talihsiz ve ka-
bul edilemez buluyoruz" dedi.
AB DÖNEM BAŞKANLIĞIN1DEVRALACAK OLAN İNGÎLTERE UYARDI Ombudsman yasası geliyor
Gül, yeni TCY'nin 1 Hazi-
ran'da yürürlüğe gireceğini, om-
budsmanın oluşturulmasına iliş-
kin yasanın yakında parlamento-
ya sunulacağını anlattı.Vakıflar-
la ilgili taslağın yakında Meclis'e
geleceğini belirten Gül, yasanın
gayrimüslim vakıflar dahil tüm
vakıflan içereceğini söyledi. Gül,
konuşmasında 6 Mart gösterisi
ve Sütçüler Kaymakamı olaylan-
na gelen tepkileri reformlann
toplumca benimsendiğinin bir
göstergesi olarak değerlendirdi.
'Reformlan hızlandınn'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İngilte-
re'nin Ankara Büyükelçisi Peter VVestmacott,
Türkiye'nin reform sürecini hızlandırması ge-
rektiğini belirtirken işkence, tstanbul'daki kadın
olaylan ve Orhan Pamuk'un kitabının Sütçü-
ler Kaymakamı tarafından toplatılması örnek-
lerininAB yolunda büyük olumsuzluklar doğur-
duğunu söyledi.
Westmacott, Türk Parlamenterler Birliği ve
Ankara Ünıversitesi AB Çalışmalan Merkezi
tarafından, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla
düzenlenen "Türkiye-Avrupa Birliği Ilişkile-
rinin Geleceği" konulu panelde konuştu. VVest-
macott, sözlerine Türkçe olarak "17 yıl önce
Türkiye'ye başkâtip olarak gelmiştim.Yıllar
sonra büyükelçi olarak geleceğimi bilseydim
daha iyiTürkçe öğrenirdim" diyerek başladı.
Büyükelçi, Türkiye'nin gerek Kopenhag Kriter-
leri gerekse Kıbns konusunda görevini yerine
getirdiğine, ancak AB'nin, KKTC'nin izolas-
yondan kurtuhnası için hiçbir girişimde bulun-
madığına işaret ettı.
fc
Başkanlık tarafsızhk gerektirir'
VVestmacott, yakın tarihde AB dönem baş-
kanlığının Ingiltere'ye geçeceğini anımsatarak
"Dönem başkanlığı tarafsızlık gerektirir.
Yapmanız gerekenleri zamanında yapmalı-
sınız. Bizim başkanlığımızda daha az taraf-
sız olmamız gerekiyor. Bu nedenle bize fazla
yüklenmemelisiniz. Kopenhag Kriterleri'nin
hâlâ izlendiğini bilmelisiniz" dedi. Sempoz-
yumda konuşan UNDP Başkanı Kemal Derviş
de Türkiye'nin çevresinde "olup bitenler" hak-
kında söz sahibi olabilmesi için AB'ye tam üye-
liğinin zorunlu olduğunu vurguladı.
Erdoğan'dan mesaj
Bu arada Avrupa Günü dolayı-
sıyla bir mesaj yayımlayan Baş-
bakan Tayyip Erdoğan, AB'nin
3 Ekim'de müzakereleri başlat-
masını isteyerek bunun "AB'nin
inandırıcüığının muhafaza edil-
mesi açısından mutlak bir zaru-
ret teşkil ettiğini" ifade etti.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
elde değil.
Düşişleri, çok affedersiniz Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül, AB Günü nedeniyle AB ülkelerinin
temsilcilerine verdiği öğle yemeğinde bir "sitem-
de" bulundu:
"Her şeyi ek protokole bağlayıp, hiçbir şey yap-
mıyormuşuz havası veriyorsunuz."
Gül, bu siteminin ardından da yakın geçmişte
yapılanları bir bir anlattı. AB ülkelerindeki referan-
dumun Türkiye'ye ilişkin karan etkilememesi ge-
rektiğini vurguladı. Demek ki, etkilersesitemlerde
bulunacak!
Sitemlere karşılık AB ülkelerinin de hep "istem-
lerde" bulunduğunu görüyoruz. Zaten Gül'ün al-
tını-üstünü çizdiği durum da bu. Sitem ve istem
sözcüğünü iki tarafın da eşit kullanabildiği gün, AB
ile ilişkilerimiz sağlıklı bir yapıya kavuşabilir.
• ••
Avrupa Günü'nünhemenöncesindeABKomis-
yonu Ankara Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer
bayramlık bir demeç verdi:
"Müzakerelere başlama kararına rağmen, Türki
ye AB'ye tam üyeliği sağlayacak reformlardan
uzak..."
Konu Kıbrıs'a gelince de ekledi:
"Kuzey Kıbns'la doğrudan ticaret, Güney'in tep-
kisini çeker. AB kararlarını veto ederler."
Bunun Türkçesi şu:
AB, KKTC'ye 24 Nisan 2004 referandumu son-
rasında verdiği sözleri yakın gelecekte tutmaya-
cak.
Buna karşılık Kıbrıs Rum Kesimi de KKTC'ye yö-
nelik tutumunu sertleştirdi. Iş, Güney'den pasa-
port alanların tapu tartışmaları nedeniyle AB ülke-
lerinde tutuklanma olasılığına kadar vardı. Bu du-
rum, AB'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ne hiçbir baskı
uygulamadığını ortaya koymuyor mu?
• • •
Gelelim AB ile 12 Mayıs Perşembe gününden
itibaren yaşayabileceğimiz yeni bir gerilime...
Avrupa lnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) terör
örgütü başı Öcalan'ın yeniden yargılanma ya da
Kenya'ya iade edilme istemine ilişkin başvurusu-
nun sonucunu 12 Mayıs'ta açıklayacak. Sızan ha-
berler, yeniden yargılanma olasıhğının çok güçlü
olduğunu gösteriyor.
Böyle bir karar çıkarsa Ankara'nın elinde iki se-
çenek var:
1 - Bu isteme uymamak.
2- Yeniden yargılamayı kabul etmek.
lkinci seçeneği benimserse hükümetin önünde
iki aşamalı yol var:
1 - öcalan'ın yeniden yargılanmasını engelleyen
yasal düzenlemeyi kaldırmak.
2- Yeniden yargılamayı kabul edıp başlatmak.
AKP, öcalan olayını "devlet işi" olarak sunma-
ya hazırlanıyor. AİHM'nin türbandan parti kapat-
maya kadar pek çok kararına Türkiye Cumhuriye-
ti'nin geleneksel çizgisinin dışına çıkarak müda-
hale eden, sulandıran AKP, öcalan olayına bulaş-
mamanın yollarını arıyor!
Hükümet, din ve devlet işlerini birbirine karıştır-
dı ama, hükümetle devlet işlerini ayıracak...
öcalan olayı, bir teröristin ve terorizmin yargı-
lanmasından çok, Türkiye'nin yargılanmasına dö-
nüşürse, sorumlusu hükümettir!
ankcumm cumhuriyet.com.tr
İtalya Dışişleri Bakanı: ;
'Anayosaya hayır,
Türkiye'ye hayır
demek değüdir'
LONDRA (AA) - İtalya Dışişleri Bakanı Gianf-
ranco Fini, "Fransız seçmenin Avrupa Ana-
yasası'na 'hayır' demesi,Türkiye'ninüyeliği-
ne 'hayır' denildiği anlamına gelmemeli" de-
di. Ingiltere'de yayımlanan Financial Times'a
konuşan Fini, AB'nin, Fransa'dan "hayır" oyu
çıkması halinde de Türkiye'nin tam üyeliği için
çabalannı sürdürmesi gerektiğini söyledi. Fran-
sa'da "evet" diyenlerin galip geleceğine dair
iyimser olduğunu ifade eden Fini,"Yine de ha-
yır oyu çıksa bile, bu AB'yi, Türkiye'yi ku-
caklamaktan alıkoymamah" diye konuştu. Fi-
ni, Italya'nın güçlükleri bilmesine rağmen Tür-
kiye'nin AB'ye tam üyeliğinin destekçisi oldu-
ğunu vurguladı. Türkiye'nin AB'ye katılabil-
mek için son derece kökten değişiklikler yaptı-
ğını, NATO'nun bir parçası olduğunu, bölgesin-
de istikrann garantisi durumunda bulunduğunu
belirtirken "en önemli bir tslam ülkesi" ifade-
sini kullandı. Avrupa'nın Türkiye'ye "hayır
v
demesi halinde ne olacağı sorusunu da yönel-
ten Fini, "Bu,Türkiye'yi Islami köktendinci-
liğe doğru itmez mi?" dedi. AB'ninTürkiye'ye
sırf bir Islam ülkesi olduğu için "hayır" deme-
ye hakkı olmadığını vurgulayan Fini, Fransa'da-
ki referandumda "hayır" çıkması ihtimalinir
endişe verici olduğunu söyledi. Fini, "Umarınr
'evet' tarafı ağır basar ve kazanır" dedi.
Rum basınıyine çarpıttı
ANKARA (ANKA) - AB üyesi vc aday ülkeleı
arasında, Güney Kıbns'ta yapılacak gümrük
müdürleri toplantısına Türkiye'nin katılmaya-
cağı bildirildi. Rum ajansları 12-13 Mayıs'tE
Rum kesiminin Pafos kentinde yapılacak top-
lantıyı, Türkiye-AB Gümrük Genel Müdürle-
ri Toplantısı olarak duyurdu. Ancak Gümrül
Müsteşar Vekili Tuna Turagay, söz konusı
toplantının AB'ye üye ve aday ülkeler arasın
da yapılan geleneksel bir toplantı olduğunu vs
bu yıl Rum kesiminde yapılacağı için Türki
ye'nin bu toplantıya katılmayacağını bildirdi.