22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS2005SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Metin Den|z'in sahneye koyduğu 'Bahtsız Perikles' adlı oyun Maya Sahnesi'nde ama dairbirmasalECE BAKT1AYA Dekorsuz sannede, kcstümsüz altı kişi... Bir gong sesi... Ve Me- tin Deniz'in yönettiği oyun 'Baht- sız Perikles' başlıyor. Korku, ce- saret, intikam, mucize, sadakat, doğal afet gibi, aşk gibi insana ve yaşama dair her şeyi içinde barındıran bir masal... Anado- lu'da geçen bu masal okuma tiyat- rosu olarak taşınmış sııhneye... Oyunun kahramanı Perikles, bir kahramandan çok olayların örgü- sü içinde yaşadıklarının sayesin- de zamanla olgunlaşarı, saf bir kişilik... Bir masal olduğu içir bu oyu- nu seçtiklerini anlatıyor Metin Deniz... Oyunun Shakespeare'e aıt olup olmadığına dair kesın bir bilginin olmamasının da bir diğer neden olduğunu belirtiyor. Yö- netmen de oyunun Shakespeare iz- leri taşımadığı kanısında... "Oyun bence de Shakespeare'e ait bir oyun değiL Ortada böyle bir ikilemin olınası çekici geldi bana. Bu oyunu seçmcmizin diğer bir nedeni bir masal olması. Antak- ya, Tarsus gibi Anadolu kentle- rinde geçiyor. Masalın uzandığı en uzak yer Midilli Adası... Oyu- nun yazıldığı dönemlerde henüz mekân, dekor, kostüm kavramla- n olnıadığı için, ortam, geçişler, me- kân farklüıkları 'anlat cı' tara- fından izleyiciye aktarılıyor." Hem abartılı hem ralın Insanın kafâ yormasını sağla- yan herhangi bir mesıj verme kaygısından uzak, sahneye taşınan oyunun belkemiğini diyaloglar oluşturuyor... Deniz'in de dediği gibi bu noktada, mizanse nin oyun- cu için nasıl bir kolayhlc olduğu- nun altı bir kez daha çiziliyor. 'Bahtsız Perikles' biraz da unu- tulan radyo tiyatrosu kcyfini ye- BUGÜN KONSER VERECEK En eskis< Oyunun kahramanı Perikles, bir kahramandan çok olayların örgüsü içinde yaşadıklarının sayesinde zamanla olgunlaşan, saf bir kişilik... Bir masal olduğu için bu oyunu seçtiklerini anlatıyor Metin Deniz... Oyunun Shakespeare'e ait olup olmadığına dair kesin bir bilginin olmamasının da bir diğer neden olduğunu belirtiyor. Yönetmen de oyunun Shakespeare izleri taşımadığı kanısında... niden yaşatmayı hedefliyor. Yal- nızca seslerle farklı hayal dünya- larına yolculuk vaat eden radyo tı- yatrolarının tadında naif, içten, hem abartılı hem yahn bir oyun izleme olanağı sunuyor 'Bahtsız Perikles' izleyicisine... "Oyunda izleyici doğa olayla- rını, mesala fırtınayı ya da kahra- manlann yüz ifadesini tıpkı rad- yo tiyatrolarında olduğu gibi ha- yal etsin istedim. Televizyonun tembelleştirdiği yaraücıhğunız ye- niden canlansın..." Dilin önemi de vurgulanıyor oyunda; biraz da efekt desteği kullamldığını anlatıyor ve ekli- yor Metin Deniz: "Tıpkı radyo- daki rüzgâr, nrtına efektleri gi- bi... Çok uzun bir zaman dilimin- de geçiyor masal... Detaylara çok fazla girilnıiyor. Kısa bölümler, kı- sa replikler ve diyaloglar kullanı- hyor. 'Masalcı Baba' dediklerian- latıcı bu uzun zaman dilinıinde geçenleri öykülüyor..." 'Bu üçüncü okuma tiyatrom' Oyunda 'Masalcı Baba'yı, ya- ni anlatıcıyı usta oyuncu Mehmet Akan canlandırıyor. Akan oyunu şu sözlerle anlatıyor: "Bu bcninı üçüncü okuma tiyatrom. Dene- yimlerimden anladını ki okuma ti- yatrosu bence tiyatronun ciddiye alınnıası gereken bir türü. Yalnız yerinde oturup okumaktan iba- ret değil çünkü. Zaman zaman okuma tiyatrosuna yakışır mizan- senler de gerekiyor. Bizim oyunu- muzda dans bile var ömeğin... Seyirciyi, normal tiyatrodan çok daha fazla oyunun özüne odaldı- yor okuma tiyatrosu bence. Tiyat- ronun sadece bir söz sanatı olup olmadığı konuşulur hep. Tiyatro tabü ki sadece bir söz sanatı degil- dir. Hiç sözü olmayan oyunlar da var... Okuma üyatrosunda söz öne çıkıyor. Oyuncu için de çok fazla mizansen, ezberi ve provası olma- dan iyi okumaya çalışıp, duygula- rı ses ve sözlerle vermeye çahşmak büyük bir keyif. Mantık olmadan, şiirsel, trajik, komik sahneler bir arada oyunumuzda. Oyunda bir- çok şey seyircinin hayah'ne bırakı- hyor..." NihalG.Koldaş'ın sahneye uyar- ladığı oyunun ışık tasarımı Mu- rattpek'e, müzik ve efekt tasarı- mı Cemil Kıvanç, grafik tasarımı Yurdaer Altıntaş'a ait. Oyunda Mehmet Akan, Devrim Umut As- lan, Metin Balay, Tomris tnceer, Tülin Özen ve Hasan Şahintürk rol alıyor. Oyun bugün, yarın ve perşembe günü saat 20.00'de iz- lenebilır. (Maya Sahnesi 0212 252 74 52) mfoni orkestrası Sabancı Universitesi 'ndeKültür Servisi - Sabancı Universitesi Gösteri Merkezi bugün ?O.OO'de Hollanda'nın 180 yıllık geçmişi olan Utrecht Öğrend Orkestrası'nı ağırlıyor. En eski scnfoni orkestrası unvanına sahip olan orkestra, bu özelliğiyle, Guinness Rekorlar Kitabı'nda yer alıyor. Utrecht Universitesi başt; olmak üzere, farklı yerlerde eğıtimlerinı sürdüren ve yoğun seçmeler sönucund; belirlenen 80 müzisyen kadrosuna sahip orkestrayı, şef Bas Pollard yönetiyor. Orkestra, romantik dönemden, 20. yüzyı repertuvarına kadaı uzanan yapıtlann yan sıra, daha az tanınmıs BAKANLIKTA JLADROLAŞMA ve çoğunlukla Hollandalı bestecilerin yapıtlarını seslendiriyor. Utrecht Kardeşlik Birliği'nin bir ait bölümü olarak 1823 yılında kurulan Utrecht Öğrenci Orkestrası, 19. yüzyılda Johannes Brahms, FranzLiszt, Clara Schumann, Camille Saints-Saens, Joseph Joachim ve Henry Vieuxtemps gibi çok ünlü solistle çalıştı. Bu gelenek, Jard van Nes, Saskia Vıersen, Emnıy Verhey, Pieter Wispehvey, Peter Brunt, Arno Bornkamp ve Henk Smit gıbı isimlerle sürdürüldü. Konser ücretsız. Ulaşım bilgisi için: (0 216 483 90 26 - www.sabanciuniv. edu) müdürü görevde\n alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve Turizm Bakanlığf nda Kültüıt Varlıkları ve Müzeleı Genel Müdürü Nadir Avcı görevınden alındı Sit alanı ve tarıh eserler kpnusundi Türkiye'nin sayıl uzmanlarından olan Nadir Avcı, Kültür ve Turizm Bakanı Halufc Koç tarafındar görevden alındı Avcı'nın yeni bakan Koç ile anlaşamadığı öğrenildi. Avcı'nın, düzenlediğı 27. Uluslararası Arkeolojık Kazılar ve Araştırmalar Sempozyumu' nun "olur aşamasında" bakan Koç ile sıkıntı yaşadığı ifade ediliyor. Sempozyumun onay sürecini geciktiren Koç'un Avcı'ya destek vermediği kulislerde dile getıriliyordu. 15 değişik ülkeden 20 farklı oyunun 12 değişik mekânda seyircisiyle buluşacağı festival kapsanunda Sophie Multishadovvs'un Oscar Wüde'ın hikâyesine Karagöz'ü yerleştirdiği tngiltere - Türkiye ortak yapımı olan 'Karagöz ve Bencil Dev' kukla gösterisi (yanda) de yer alıyor. 8. Uluslararası İstanbul Ülker Kukla Festivali yann Ses Tiyatrosu'nda başlıyor Kıılda sever ıııisiııiz?Kültür Servisi- 8. Uluslararası İstanbul Ülker Kukla Festivali yarın Ses Tiyatro- su'nda 1931 yılında kurulan Rus kukla geleneğının büyük ısmi Obrazstov Kuk- la Tiyatrosu'nun Obrazstov'dan Seçme- ler'i ('BestOf Obrazstov') adlı oyunla baş- lıyor. Ülker Kukla Festivali'nın gelenek- sel 'Onur Ödülü'nün bu yılki sahipleri geçen yıl yıtırdiğimiz Oğuz Aral ile bir- likte 'Bir Garip Orhan Veli', 'Huysuz İt- hiyar' gibi sevilen oyunlara imza atan MüşfikKenter. Ödül töreni açıhş gecesin- de gerçekleşecek. 15 ülkeden 20 oyun Festival kapsamında 15 değişik ülke- den 20 farklı oyun, 12 değişik mekânda seyircisiyle buluşacak. Gelenekselden mo- derne uzanan çizgıde ve değişik kukla teknıklerinden topluluklara ev sahipliği yapan festivalin Sanat Yönetmenı Cen- gizÖzek. Festıvale bu yıl Almanya, Avusturya, Brezilya, Fransa, Hollanda, lspanya, Isviç- re, Italya, Polonya, Rusya, Slovenya, Tay- van, fürkiye ve Yunanistan katılıyor. Sop- hie Multishadows'un Oscar Wilde'ın hi- kâyesine Karagöz'ü yerleştirdiği lngilte- re - Türkiye ortak yapımı olan 'Karagöz ve Bencil Dev' kukla gösterisinin yer aldı- ğı Kukla Festivali bu yıl, konulan ve işle- yiş biçimiyle kalıplaşmış 'kukla oyunu' dü- şüncesini yıkan gösterilerle dolu: Avustur- ya'dan 'Theater im Ohrenbsessel'in kuk- lalar arasında geçen bir dedektif öyküsü niteliğindeki oyunu 'Tehlike Benim Göbek Adım', Fran- sa'dan Theatre de L'Ombrel- le'in festivalin kapanışında yorumlayacağı 'Mozart, Bir Çocuğun AvrupaTuru', Hol- landa'dan Eduardo de Paiva Souza'nın parkta canlanan bir heykelle sohbet eden ada- mı seyircilerle buluşturduğu 'Melek', Italya'dan Compag- nia Walter Broggini'nin in- sanoğlunun ölüme karşı ver- diği boşuna savaşı işlediğı 'Solo', Tayvan'dan TTTPup- pet Centre'ın bir ritüel nite- liğindeki gösterisi 'Şeytan Av- cısı Zhong Kui ile Kutsanış' ile Yunanistan'dan 'The Di- vers'ın kukla, oyuncu ve vı- deolarından oluşan sözsüz performansı 'Dahş' bunlardan bırkaçı... Festival, Obrazstov Kukla Tiyatrosu'nun Obrazs- tov'dan Seçmeler' ile başlıyor. Bizi Bakırköy Belediye Tiyatro- ları temsll edlyor Aynca Polonya'dan Teatr Maska 'Pen- cere'yi, Slovenya'dan Forum Ljubljana Production ve Cankarjev Dom'un ortak yapımı olan 'ParmakKız', Rusya'dan Pup- petHouse'un 'Süıdirella'sı, Almanya'dan Maren Kaun Theatre'ın 'Kafasına Pisle- yeni Arayan Köstebek', Brezilya dan An- neWestphal'ın 'Flamingo'su, lspanya dan ElRetal'ın 'KüçükBirKahraman'ı ve ls- vıçre'den Teatro dei Fauni'nin 'Bavulun İçindekiOrman' adlı yapıtları sahneleye- cek. Festıvalde ülkemizi Bakırköy Beledi- ye Tiyatrolan 'Büyülü Ağaç' ve 'Sihirli Lamba', Cengiz Özek Kukla Tiyatrosu 'Çöp Canavarı', Tiyatro Cancana 'Masal Gülleri' ve Tiyatro Tem 'Lahana Sarma- sı' adlı oyunlarla temsil edıyor. Gösterıler; Fransız Kültür Merkezi, Pro- fılo Kültür Merkezi, SES Tiyatrosu, En- ka Oditoryum Sadi Gülçelik Tesislerı, Pi- yale Paşa Semt Konağı, Örnektepe Semt Konağı, Özel Sezin Okulu, Ankara Türk Ocağı Tiyatrosu Resim-Heykel Müzesı Ulus-Ankara'da sunuluyor. (www.biletix.com) YAZIODASI SELİM İLERİ Vapur Gezintileri (1) Gördüğüm bir rüyaya hâlâ şaşarım. Bu rüya, yaşım o zamanlar elliye iyice yaklaşırken, beni çocukluğuma götürmüştü. Aslında, rüyayla ha- tırlayış arası, tuhaf bir ruh haliydi: Eski Şehir Tiyatrolan, ikisi birden, Tepeba- şı'ndaki Dram Tiyatrosu'yla Beyoğlu'ndaki Ye- ni Komedi, adetabirbirlerinesarılarak, birbirle- rine kavuşarak iç içe geçiyorlar ve bana sesle- niyorlar. Birçok oyundan birçok ses, söz işitir gibi oluyorum. Sonra sesler, sözler yankılanı- yor, eriyor... Gözyaşlarıyla uyanmıştım. Neden ağladığımı çözemiyordum. Emek Sineması'nın bitişiğindeki Yeni Kome- di'nin biri dore atlas, diğeri gökmavisi kadife, çifte perdeleri gözümün önündeydi. önce o dore perde kat kat yukarıya açılır. Sonra bir an kadife perdeyle baş başa kalırsınız. Heyecan do- ruktadır. Derken gökmavisi de ikiye bölünecek ve sahne sizi tılsımlayacak. Rüya sanki devam ediyordu. Bir pazar günü ailecek Yeni Komedi'ye gidiyorduk. Eser, Ok- tay Rifat'ın çok sevdiğim Birtakım /nsan/ar'ıy- dı. Kim bilir hangi yıl? Fakat mevsim, ille ateşçiçekli sonbahar. "Nerede! Nerede o evler, o tavanlar, o sofa- lar, o avizeler, o mangallar, o sedirler! Nerede o ağırperdelerin kararttığı güzel aydınlık! Göz- lerimi yumardım da kırmızılı yeşilli kandillerin uçuştuğunu görürdüm." Birtakım Insanlar'daki yaşlı hanım böyle ko- nuştukça ve eski Boğaziçi'nden söz açtıkça, öl- müş kızkardeşlerini görür gibi oldukça; rüyam ve eski tiyatro binaları aradan çekiliyor, Boğa- ziçi'nde küçük bir vapur iskelesi beliriyordu. Çünkü bu oyun Boğaziçi vapur iskelesinde başlar. Günün bütün saatlerini bize çımacı an- latır. Artık bir yazının eşiğine geldiğimi hissediyor- dum: Vapur gezintilerimiz... O zamanlarda Boğaziçi iskeleleri, öteki vapur iskeleleri gibi, günün birçok saatinde ve gece- nin ancak bazı saatlerinde yolculara açılırdı. Hemen hepsinde bir ev yakınlığı yaşanırdı. Bu iskelelerde vapuru beklerken, küçük bir yalıda yaşadığımızı düşlerdim. Sıcakyazgünün- de denizden gelen esinti, sular, şıpırtı, ışıltılar, birkaç deniz kuşu, karabatak ve martı, yosun, midye... Bütün bunlardan çıkagelen serin bir koku... Vapur iskelelerine her nedense 'deniz köşk- leri' diyordum, içimden, kendi kendime. Kap- tan köşkünden esinlenme olsa gerek. Nihayet vapur gelir; Yeni Komedi'nin çifte perdelerinin açılışını andırır bir sabırsızlıkla va- purabınmemizi beklerdik. Babam durur, vapu- run hangi iskelelere uğrayacağını araştırırdı. Işte bazı günler, Boğaziçi vapurlarına binerek, uzun uzadıya, Boğaziçi'nde gezinirdik. Bunlar biraz hüzünlü gezintilerdi. Annem bu gezintiler için sandviçler hazırlardı, ev işi sand- viçler: Iki dilim ekmeğe ince ince margarin sü- rülür, dilinmiş söğüş et, karabiber, tuz serpilir, bir dilim de domates. Termosta çay. Sonra taa Anadolukavağı'na kadar uzanmışken, aynı va- purla geriye dönüş. Cihangir'deki evimize bi- raz yorgun, ama daha çok, demin söylediğim gibi, üzüntülü dönerdik. Bütün yazlarını Boğaziçi'nde geçirenlerden, Boğaziçi'nde 'yaşayabilenler'öen olmadığımız için mi, bilmiyorum. Sonu hep üzüntülü biteceğini bildiğimden, vapur gezintilerimiz beni ürkütürdü. Şimdiyse, özlemle anıyor, her birini galiba yeniden yaşa- mak istiyordum. Vapur gezintilerimizin ilki, daima mayıs ayın- daydı. Çiçeklenmiş erguvanları denizden gör- mek o zaman da tutkulu bir alışkanlıktı. AbdülhakŞinasi'den okuyuncaya kadar er- guvan tutkusunu çözememiştim. Sonra, bir- denbire, o güzelliği ayırt ettim: "Uzaktan, bazı ağaçlar tam birer çiçek gibi gözükür, bütün bir ağaç kocaman bir çiçek ol- muştur. Bir erguvan için için canlı bir alevdir." Öneriler: Kitap/Ke//me Kavgası, AbdülhakŞinasi Hi- sar, Selis Kitaplar, 2005. (Edebiyata ve roma- na kucak açmış yazılar...) Klazomenai'de tiyatro keyfi • URLA (AA) - Makine Mühendisleri Odası Izmir Şubesi Tiyatro Topluluğu Kentin Oyuncuları 'Küp' adlı oyunlarını, Urla îskele'deki Klazomenai Antik Kenti Zeytinyağı Işliği'nde sergiledi. Kentm Oyuncuları, Nobel Ödüllü ttalyan yazar Luigı Pırandello'ya ait 'Küp' adlı oyunu Günay Toprak yönetiminde sahneye koydu. Urla Klazomenai Kazı Başkanı Prof. Dr. Güven Bakır, bir yıldır üzerinde çalıştıkları antik zeytinyağı işliğinin bir tiyatro yapıtında dekor olarak kullanılmasından dolayı mutluluk duyduğunu belirtti. Makine Mühendisleri Odası lzmır Şubesi Yönetim Kurulu Sekreten Kazım Umdular da 8 yıldır çahşmalarını sürdürdüklerini belirterek "Küp adlı oyunumuz zeytinyağı üretimini tema alan bir oyun olduğu için Klazomenai antik zeytinyağı işliğinde sahnelemeyi tercih ettik" dedi. İSTANBUL (AA) - Beykoz'un simgelerinden tarıhi lshak Ağa Çeşmesi, diğer adıyla Onçeşmeler'in restorasyonuna başlandı. Beykoz Belediyesi'nin açıklamasına göre yol seviyesinden aşağıda olduğu için çatısı üst tarafındaki yoldan geçen araçların çarpmaları ile tahrip olan, yaklaşık 500 yıllık çeşmenın restorasyonu, Beykoz Belediyesi ve ISKÎ işbirliğiyle yapılıyor. Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül'ün girişimlerıyle ISKl'nin 2005 yılı yatırım programına alınan ve mart ayında ihalesi yapılan çeşmenin restorasyonu kapsamında kazı çalışmalanna başlandı. llk olarak 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman'ın emrıyle Behruz Ağa tarafından ınşa edilen Onçeşmeler, 1747 yılında susuzluk sorununun artmasıyla Gümrük Emini tshak Ağa tarafından yeniden restore edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle