Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10MAYIS2005SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ARSEN LÜPEN
DURUST
TABİATLI
İSTANBUL
EFENDİSİ
ABDÜLCANBAZ
1
IN
HARİKULÂDE
MACERALABI
KISIM
1EKMILI
BÎRDEN
TURHAN SELÇUK
EN UKLÛ
PP-.
vS CM NÎVET
VE p
'ıZh HuCRESİNOF 602 AİTlM-
Türkiye, yarqttığı markalan elinde tutamayarak ürettiğini yabancıdan satm alan bir pazara dönüştü
esel zincirleredolanchkEkononıi Servisi - Küreselleşme sü-
reci içindeki Türkiye'de, bir yandan
uluslararası pazarlama ziııciıleri ağı gi-
derek gelişirken bir yandar da bu ül-
kede "doğan" markalanmız birer bi-
rer yabancı şirketlerin elin: geçiyor.
Yediğimiz patates cipsinden gelenek-
sel yoğurdumuza kadar çok sayıda gı-
da ürünü, yabancı şirketlen;e üretilip
çoğu yabancı gıda zincirleri; «racılığıy-
la salılıyor.
Doğal akışı içinde fazla farkına var-
madan yaşadığımız bu süreç, Türki-
ye'nin dışa bağımlılığını arttırırken
reklam bombardımanı ve krsdilendir-
me gibi tüketimi pompalayan sistem-
lerle kişisel bazda tüm vatandaşlann
borçluluk düzeyini de arttınyor.
Uzmanlara göre son günlerde Tür-
kiye'ye ilgisi artan uluslanrası mar-
ket zincirleri, küresel plandt uluslara-
rası sermayenin "liberalleşnıe" dayat-
• Son günlerde Türkiye'ye ilgisi giderek artan uluslararası market zincirlerinin net
sermaye girişi ve pazar organizasyonu gibi olumlu etkilerinin yanında, tarımsal üretimden
yerli markaların yabancılaşmasma kadar bir dizi olumsuz etkisi oluyor. Çoğu yabancı
süpermarketler, bizim malımızı bize pazarlayarak pazan büyütüyorlar.
masından güç alıyor. Başta \BD,AB
ülkeleri, Kanadave Japonyagibi ulus-
ERAKENDE SEKTORU
lararası devlerin güdümünde gelişen -
yeni ideoloji, Türkiye de dahil dünya-
nın diğer yarısına, ithalat engellerini
kaldırmalarını, piyasalannı yabancı
tekellere açık hale getirmelerini, tan-
ma verdikleri destekleri azaltmalan-
nı dayatıyor. Bu çerçevede çıkanlan ya-
bancı sermayeyi teşvik yasalan, ulus-
lararası tahkim sistemleri, ithal ika-
meci ekonominin terk edilmesi gibi "re-
formistgelişmeler", yerli muzun yeri-
ni Çikita'nın alması, ithal elmadan çi-
leğe kadar ithal gıda ürünlerinin raf-
ları sarması ile sotıuçlanıyor.
Uluslararası finans sisteminin "plas-
tik para"lan da bu sistemi besleyen
unsurlar arasında yeralıyor. Bakkal am-
canın veresiye defterinin yerini taksit
kartları, banka sisteminin kredi kart-
ları almış durumda. Master'lar, Visa
Card'lar ve diğerleri, gelecek gelirle-
rin şimdiden tüketimine zemin hazır-
lıyor ve herkesi borçlu hale getiren
sistemleri hazırlıyor.
Yabancı market zincirleri eliyle dün-
ya markalannın giriş süreci ile birlik-
te, marka bağımhlığının doğuşu, ge-
leneksel ürünlerden markalara kay-
manın hızlanışı, özellikle genç kesim-
lerde yaratılan marka bağımlılığı tü-
ketimi daha da pompalıyor.
Promosyonlu satışlar, bir alana bir
de bedava sistemleri, bardak, tabak
hediyeli deterjan satma teknikleri vs.
tüketimi kamçılayan, o anda ihtiyaç
duyulmayan ürünleri önceden sa-tan,
stokları evlere yıkan sistemler.
Bütün bu süreçte Türkiye'nin, tanm-
da üretim ve ambalaj tekniklerinin
gelişmesi, örnek pazarlama stratejile-
rinin öğrenilmesi gibi bazı olumlu ka-
zançlar sağlamasına karşın, ekono-
minin giderek dışa bağımhlığının art-
ması, kişisel borçluluk düzeyinin art-
ması ve kendi ürünlerinin kendine ya-
bancılarcapazarlanması gibi kayıpla-
n büyüyor.
Markalar da elden gidiyor
Uluslararası market zincirlerinin
Türkiye'de yaygınlaşması ile marka-
larımızın birer birer elden çıkışı ve ta-
nm sektörünün uluslararası pazarların
denetimine açılması atbaşı gidiyor.
Devlerin
Türkıve
kapışması
• Koşulsuz yabancı sermaye daveti
nedeniyle uluslararası
gözde pazarı haline ge
yerli gruplarm ellerind
lirketlerin
en Türkiye'de
;ki market
zincirleri birer birer satışa çıkartılıyor.
Yabancılarm market pazanndaki pastadan
aldıkları pay her geçen
Ekonomi Servisi-Ulusal ma
piyasadan çekildiği Tür
gün artıyor.
ket zincirlerinin tek tek
ciye'de güçlü olmak is-
teyen yerli gruplar yabancılarla ortakhk kuruyor.
Sabancı Carrefour'la işbirliğine giderek pazar-
da lider konumuna yükselirken, yıllardır tartış-
masız lider olan ve kısa bir süre önce Gima ve
Endi'yi elinden kaçırar Koç'un Migrosu'nun
dünya devi Wal-mart'la j;örüştüğü biliniyor. Son
15 yıl içinde Türkiye'ye gelerek sınırlı mağaza
ile faaliyette bulunan Gotzen, Bauhause ve Re-
Perakende sektöründe büyümeyle birlikte ilk kaybeden bakkallar olmuştu. Büyük ulusal zincirlerin
sektörclcki kârblığını gören uluslararası zincirlcr, Türkiye pastasından pay kapnıak için harekete
geçince 80'leri yansıtan bu fotoğraf bu kez büyük ulusal zincirlcr için geçerli hale geldi.
Çay üretim sahalannda boy göste-
ren bir kısmı yerli ortaklı yabancı mar-
kalar, Çaykur'un pazar payını Lip-
ton'lara, SirWinston'larakaptırması-
na yol açıyor.
Geleneksel tütün ekim alanlan da-
rahrken, son 10 yılda pazara giren
Philip Morris'ler, Japan Tobacco'lar,
içilen her on sigaradan 6'sını satıyor.
Pancar üreticisi ve şeker piyasası
Cargfll'lerle boğuşurken, sıvı şeker
tüketimine dayanan ürünler hiper
marketlerin raflannda her gün biraz da-
ha fazla yer alıyor.
Geleneksel Tosya Princi kaybolur-
ken Amerikan Princinin ithalatı artı-
yor. Nohut, fasulye ve mercimeküre-
timinde büyük düşüşler kaydedilir ve
tanmsal ürün ihracatı sadece yüzde 14
artarken bu ürünlerdeki ithalat yüzde
28.5 artış gösteriyor.
Özellikle yoğurduyla tüketicinin
belleğine kazinan Tikveşli Gıda'nın sa-
hibi Doğan Vardarlı 1998 yılında şir-
ketin tüm hisselerini Sabancf nın or-
tak olduğu Danone'ye satınca, Tikveş-
li de yabancı marka haline geldi.
Komili yağlannın sahibi Halis Ko-
mili, yaşadığı krize yenik düşerek Ko-
mili Yağ'ın tamamını 1995 yılında
Unilever'e sattı.
El değiştiren diğer marka ve şirket-
ler de şunlar:
Kar Clda: Kar Gıda Yönetim Ku-
rulu Başkanı Faruk Berksan, 2002
yılında Kar Gıda'nın tüm hisselerini
ABD'h Kraft'a sattı.
Ankara Birtat: Birtat markası
yaratıcısı Nizanıettin Iren, şirketinin
tüm hisselerini 31 Ağustos 1999'da Da-
none'ye sattı.
Şaşal Sll: DanoneSa bünyesıne
2003 yılında girmişti.
MİSSÜt: Tekfen Holdıng bünye-
sinde yer alan Missüt, 2002 yılında çi-
kolata devi Nestle'ye satıldı.
SanSU: Sanko Holding bünyesin-
de yer alan Sansu 2002 yılında Nest-
le'ye satıldı.
DOSan Konserve: Dosan Yö-
netim Kurulu Başkanı Recep Konuk
2001 yılında şirketi Unilever'e sattı.
AİO v e MintaX: Alo ve Mintax
markalannın yaratıcısı Dürüs ailesi,
1987 yılında şirketin tüm hisselerini
Procter and Gamble'a sattı.
Birtat: Nurcttin ve Nizanıettin
tren tarafindan kurulan şirket 2000 yı-
lında Sabancı Holding tarafindan sa-
tm alındı. Daha sonra tüm hisseler
Danone'nin eline geçti.
ı grubunda yer al
nin Türkiye'ye ilgileri her geçen gün artarak sü-
ııv ıaaııy^ıı\^ uuıuııaıı vıuız,wı, uauuauo^ \\s ıw »
ai gibi yapı marketierinin yam sıra özeiiikie hız- Prof. Dr. Izzet Gümüş e göre, küresel scıldında ayakta kalmanifi yolu kooperaûfleşme
lı tüketim grubunda yer alan market zincirleri-
yesindeki Tansaş da müijteri arayışında.
^_jH Türkiye'ye 1993'tegelenCarrefour, 1963'te
H'T' kuruldu. Halen 31 ülkede 9 binden fazla
mağaza ile tüketbiye ulaşıyor. 1996'daOaı-raJfoiur
'Kurtulıış: Bırleşerek buyumek'
Sabancı Holding ile işbirl iğine giden market, Tür-
kiye'de CarrefourSA adıyla faaliyette bulunuyor.
CarrefourSA'nın yüzde 4O'ı Sabancı'ya ait.
Metro ilklerden
1990 yılından bu yara Türkiye'de faaliyet
gösteren Alman sermayeli şirket, marketlerin-
de 25 bin ürün çeşidiııi tüketiciye sunuyor.
Özellikle bakkallara dönük satış yapan mar-
ketin, Türkiye'de dokıu: marketi bulunuyor.
tngiliz market devi Tesco, 1924'te
kurulmuş olmasına karş; n son dört
yılda büyük atılım yapara k dünya li-
derliğine oynuyor. 2003 yılı sonunda Ege'de 100
ortakla kurulmuş olan K pa'nın çoğunluk hisse-
lerini alarak perakende se ktörüne adım attı. 5 ma-
TESCO
ğazası olan Tesco, Tans;
Perakendenin
IKIJt
ş'ı almak isyor.
;n yeni yabancısı ise 30
bin kişilik siftahla kapılarını açan Is-
veçli mobilya devi Ikea oldu. İlk ma-
ğazasını tstanbul Ümran;
yıl içinde 600 milyon do arlık ihracat rakamına
ulaşmayı planlıyor.
ye'de açan Ikea, birkaç
ANKAIU(CumhuriyetBürosu)
-Gazi Üniversitesi Ticaret Turizm
Fakültesi Işletme Bölümü pazarla-
ma öğretim üyesi Prof. Dr. İzzetGü-
müş "Kooperatifçilik bir medeni-
yettir. İnsanlann bir araya gelerek
büyük işler yapnıasıdır. Insanlann
kendi ihtiyaçlarıv la ilgili, ürününü
pazarlanıası, kredi talebini çözme-
si amacıyla çıknııştır" dedi.
Kooperatifçilik konusunda çok
sayıda çalışması bulunan Türk Ko-
operatifler Birliği'nin Başkan Yar-
dımcısı Prof. Gümüş, küreselleş-
me kooperatifçilik ilişkisi konu-
sunda değerlendirmelerde bulun-
du. Gümüş'ün açıklamalan şöyle:
*/ Küreselleşme "dünyada kinı
neyi daha ucııza, daha kaliteli üre-
tiyorsa o başanlı olsun, geriye ka-
lanlaryokolsun"anlayışıdır. Fark-
lı sektörleri ölçek ekonomisiyle
ele geçiriyor.
• Küçükler "Ben ne yapaca-
ğım?" diyor, yanıtı birleşmekten ge-
çiyor. Bakkallar yok olma yolun-
• Kooperatifçilik konusunda çok sayıda çalışması bulunan
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Gümüş, ölçek
ekonomisinden yararlanan çokuluslu şirketlerle mücadele
etmenin yolunun birleşerek büyümekten geçtiğini söyledi.
da. Birleşerek ortak ihtiyaçlannı gi-
derebilirler, ortak tedarik de yapa-
bilirlerdi ama şimdi tükeniyorlar.
^ Kooperatifçilik aslında bir-
lik ruhu, birlikten doğan güç. Kü-
reselleşmeye karşı mücadele bir-
leşerek olur, bunun adı kooperatif
olur başka olur. Ama birleşme ol-
madan bu küreselleşmeyle rekabet
şansı yok. Çünkü artık korumacı-
lık da yapamıyorsunuz.
^ Kooperatiflerbirlikteliğisağ-
layamadılar. Bu bütün dünyada
sağlanamadı. Bireyselleşme küre-
selleşmeyi doğurdu, birliktelik ol-
saydı küreselleşme bu kadar ileri
gidemezdi.
^ Türkiye'de kooperatif sayısı
fazla ama işlevsellikleri, güçleri
yok. Panko Birlik var mesela. Öl-
çeği büyük olduğu için Çumra'da
150 milyon dolarlık yatınmla şe-
ker fabrikası kurabildi. Ama böy-
le kooperatiflerin sayıları çok az.
Tüketim kooperatifleri vardı, ama
şu anda kalmadı. Çünkü tüketici ba-
kıyor "Carrefour'da daha ucuz di-
yor". Çünkü Garrefour'un alım öl-
çeği büyük. Kendi öz malından al-
mıyor, oradan alıyor.
ı/ Aynca Türkiye'de kooperatif-
çilik bilınci yok. Çiftçi kooperatif
sahibi olarak devleti görüyor, hal-
buki kooperatiflerin esas sahibi
kendisi. Kooperatiflerin işlemesi
için birlik bilinci lazım, ben Tür-
kiye'de birlik ruhu görmüyorum.
Birlik ruhu olmayan toplumlarda
küresel şirketler hakim olur.
•'Küreselleşme geri döndürü-
lemez. Bilinçlendirme dışındaesas
mücadele, Türkiye'deki işletme-
lerin de bunlarla mücadele edebi-
lecek boyutlara çıkmalarıyla olur.
Küresel şirketler çok ileridelerama
kendi konulannda Türk işletmele-
rinin dünyanın en büyük 20 şirke-
ti arasına girmeleri gerekir. Aksi
takdirde Gümrük Birliği, GATT
anlaşmalarıyapmışız. Korumayla
bunlarla mücadele edilemez.
•" Kooperatifçilik için de yapı-
lacak olan şey şu: Türkiye'deki ko-
operatiflerin büyük olması lazım.
Ortak sayısı çok olmalı. Aynca or-
taklann kooperatif bilinci olması
lazım, bunun devletin kamunun
değil, kendisinin olduğunu algıla-
masının sağlanması lazım.
• Isveç'te tüketim kooperatif-
lerınin kendi marketleri, kendi
ürünleri var. Orada Wal-Mart bile
girse bir şey yapamıyor. Isveç va-
tandaşı "Benim kendi nıaüm" di-
yor. Böyle bir bilinç yaratmak la-
zun. Bu ortak sayısının fazlalaşma-
sıyla olur. Ortak fazla olursa, eko-
nomik gücün de büyük oluyor.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Sahi DSP Ne Yapıyor?
Başlıktaki sorunun yanıtını vermek isterlerse
DSP'nin sayın yöneticileri, gerçekten göz dolduru-
cu bir çalışma programını alt alta sıralayacak ka-
dar yüklü bir gündemi serpileyecek durumdalar.
Bu çalışmalar Ankara'da, (zmir'de, Istanbul'da, Ada-
na ve Gaziantep'te parti örgütünün bölge toplantı-
lan olarak öne çıkıyor. Parti yönetiminin yerel med-
ya temsilcilerini de o toplantılardan bir gün önce ay-
nı merkezlerde bir araya getirerek ağırladığı bildiri-
liyor. Sözü edilen bölge toplantılarında da genel
başkan ve yardımcıları dışa dönük eleştiri konuşma-
ları yaparak örgüte 3 Kasım genel seçimlerinde yi-
tirilmiş olan morali yeniden aşılamaya çalışıyorlar. Yö-
netim, 3 Kasım 2002 yenilgisinden sonra yapılan ku-
rultay da dahil olmak üzere, örgüt temsilcilerine de,
adaylarına da, eski milletvekillerine de, DSP'yi par-
lamento dışı bırakmakla da yetinmeyerek en dibe
indiren öyle bir sonucun nedenleri için görüşlerini
sormadı. Çünkü öyle bir gerek görmedi.
Belki de o yüzden de TBMM Başkanı Arınç, o ye-
nilginin nedenini Merve Kavakçı'nın türbanla millet-
vekili andı içme girişimini önlemenin bedeli olarak gös-
termek gibi talihsiz bir demecin altına imzasını attı.
öylece Arınç, türbanın kamusal alana sokulma-
yışının halk iradesinin çoğunluğunca onaylanmaya-
cağını savunan görüşüne kendi açısından bir ge-
rekçe uydurmuş oldu. DSP Genel Başkanı Sayın Se-
zer, TBMM Başkanı'nın Kavakçı ile ilgili bühtanını
yeterince karşılayamadı. DSP'nin Cumhuriyetin te-
mel değerlerine sahip çıkmaya devam ettiğini ve ilk
seçimde Arınç gibi düşünenleri iktidardan düşüre-
ceğini söylemekle yetindi. Oysa Sayın Genel Baş-
kan, seçmenin partisi ile olan 3 Kasım karşılaşma-
sında, dış kaynaklı propagandanın parlamento gru-
bunda neden olduğu bölünmenin ve Sayın Ecevit'in
hâlâ aydınlatılamayan hastalığının DSP örgütünün
moralini bir anda niçin sıfıra indirdiğinin asıl gerek-
çelerini tartışmaya açabilmeliydi.
Parti örgütleri asıl öylesine beklenmedik komp-
lolar sırasında sorumluluk yüklenmeliydiler. 3 Ka-
sım seçimi gösterdi ki, sadece atama ile görevlen-
dirilmekleyetinilmeyen, siyasi partileryasasınaay-
kırı biçimde çoğunun üye kaydı bile yapılmayan, ya-
pılanların ise her yıl bu kayıtlarının yenilenmesi gi-
bi bir demokles kılıcı ile tehdit altında tutulduğu
DSP örgütü tam bir hezimet sergilemişti.
Ağustosböcekleri
CHP Genel Başkanı o hezimetten en çok yarar-
lanan lider olarak, belki de günah çıkartma gereği-
ni önceki gün TOBB Genel Kurulu'nda Başbakan'ın
enflasyonu indirmekle övünen sözlerini yanıtlaya-
rak duydu. Ve "Sizden önceki hükümetten görevi
devraldığımız zaman enflasyon yüzde 70'ten yüz-
de 30'lara düşürülmüştü" dedi. Kendi yapısal ne-
denleri yüzünden bir anda çözülmüş olan DSP ör-
gütü de partinin Ecevit'i terk etmeyen bakanları ve
milletvekilleri de ekonomideki düzelme belirtilerini
savunamadılar. Ankara'daki bozgunu Anadolu'da
seçim sandıklarına taşıdılar.
Ankara, hâlâyenilginin gerçek nedenlerini görmü-
yor ve görmek istemiyor. Parti içinde görev yaptı-
rılmış sayısız kişinin üstüne "kırmızı noktalar" ko-
nulmuş. DSP'nin bugünkü durumunda bile kırmızı
noktalılara kapılar kapatılmakta ısrar ediliyor. llçe-
lerde üye sayısını kongreleri mahalle birimlerine in-
dirmeyecek düzeyde tutma alışkanlığı uygulama-
nın yanlışlığının 3 Kasım'da ortaya çıkmasına kar-
şın terk edilmiyor. Önceki gün AKP'nin Kadınlar
Kolu Birinci Kongresi'nde konuşan Erdoğan, "Ben
oyumu AKP'ye verdim ile, ben AKP'liyim" anlayı-
şı arasındaki büyük farka değindi ve seçmene ai-
diyet duygusu aşılanmasının üstünde durdu.
Sosyal demokrat ya da demokratik sol partiler de
böyle bir kaygı yok anlaşılan. Ki parti örgütünde geç-
miş dönemlerde başkan ya da yönetim kurulu üye-
liği için görevlendirilmiş kimi kişilere bile hâlâ ka-
yıtlı üye olmadıkları" rahatça söylenebiliyor. Seç-
mene üyelik çağrısı kampanyaları açmak akıllardan
geçmiyor.
Tarım kesiminin kan ağladığı, IMF önerilerinde
bugünkü asgari ücretin bile aşağı çekilmesi tavsi-
yelerinin can kulağı ile dinlendiği, memur ve esna-
fın sorunlarına sırt çevrildiği, ulusalcılığın, Atatürk
Cumhuriyetçiliğinin neredeyse aşağılanmak iste-
nildiği bir dönemde bile, iktidar partisinin alterna-
tifsizliği gerekçe olarak gösterilebilir mi? Sol parti-
lerin yönetimini ellerine geçirmiş olanlar karıncalık
yerine ağustosböcekliği yapmayı üstlenirlerse...
Neden olmasın?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit(« e-kolay.net
Motorînde yüzde 1.8'lik indirim
• AJNKARA (Cumhuriyet Biiıusu) - Motorinin rafi-
neri çıkış fiyatı, bugünden geçerli olmak üzere indiril-
di. tndirimin pompa fiyatlarına, yüzde 1.8 oranında
yansıması bekleniyor. TÜPRAŞ'ın yaptığı indirimin
ardmdan, dağıtım şirketlerinin pompa fiyatlannı belir-
leyip uygulamaya koynıalan bekleniyor.
Bıçaklanan taksici öldü
• lstanbul Haber Servisi - Kiiçükçekmece Halkalı
Caddesi Çamlık mevkiindeki boş alanda, Levent Çarşı
durağına bağlı olarak çalışan 34 THU 65 plakalı taksi
sürücüsü 46 yaşındaki Ahmet Karaçam, bıçaklanmış
halde, ağır yaralı olarak bulundu. Yurttaşlar tarafindan
Halkalı'daki Özel Senıt Hastanesi'ne götürülmek iste-
nen Ahmet Karaçam, yolda yaşamrnı yitirdi.
Istanbul'da gaspçı operasyonu
• lstanbul Haber Servisi - Ümraniye ve Kadıköy 'de-
ki olaylarda 10 taksi sürücüsünün para ve cep tele-
fonlannı gasp ettikleri bildirilen Y.T. ve yeğenleri
B.A. ve H.Ö. Ümraniye Ilçe Emniyet Müdürlüğü
Asayiş Büro Amirliği'ne bağlı ekiplerce yakalandı.
Ekipler ilçede son 1 ayda 8 gasp oîayına karıştıklan
iddia edilen VG, S.S. ve S.A'yı da gözaltına aldı.
Develioğlu'na çevre ödülü
• lstanbul Haber Servisi - Peyzaj tasanmı, rehabili-
tasyon ve kentsel çevrenin yeşillendirilmesi konula-
nnda uluslararası başarıya sahip Torsanlorenzo Vak-
fı prestij ödülü, bu yıl Bahçelievler Belediye Başka-
nı Osman Develioğlu'na verildi. Osman Develioğlu,
"Bu ödülün anlamı, çağdaş keııtleşmenin uluslara-
rası normlarda değer kazanmasıdır" dedi.
Liman 2 ile nostalji
• lstanbul Haber Servisi - Rahmi M. Koç Müzesi,
her hafta sonu yapılacak olan "Liman 2 ile Nostaljik
Haliç Gezileri" ve "Hareket Günleri" etkinliklerine
20 Mayıs'ta başlıyor. Liman 2 buharlı gemisiyle Al-
tınboynuz'da özel sefere çıkacak ve müzenin bahçe-
sinde gerçekleşen "Hareket Günleri" etkinlikleriyle
farklı bir gün yaşayacak olan ziyaretçiler Penny Fart-
hıng bisikletinin gösterisine de katılabilecekler.