Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2005 PAZARTESİ
SOYLEŞI
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren sektörün durumunu ve Türkiye'nin sorunlannı değerlendirdi:
Hükümet duyarsızkalıyorMUSTAFABALBAY
ANKARA-Türkiye Müteahhitler Birliği Başka-
nı Erdal Ercn, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik süre-
cini çok iyi irdelemesi gerektiğini, Türk firmalan-
nın birleşip güçlenınemesi halinde tüınünün AB
üyesi büyük ülkelerin taşeroııu olacağmı söyledi.
Polonya ve Macaristan'da sahibi bu iUkenin yurtta-
şı olan büyük müteahhitlik firması kalınadığını
söyleyen Eren, "Önce milli bankacıhk biririlnıiş,
y;ıl);ııi(.liıışıııış. Onlar yerli firmalara krediyi kesmiş
vebu sonuç doğmuş" dedi. Bren, hükümetın sektö-
rün sonuılarına duyarsız kalmasından yakındı, eko-
nomik büyümenin "sanaT olduğunu, hâlâ ciddi so-
nınlar bulunduğıınu vurguladı. Eren'in Cıunhuri-
yet'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- Önce inşaat sektörünün durumunu, ckonomi-
deki yerini ele alırsak, gelinen nokta nedir?
ERDAL EREN- İnşaat sektörü Türkiye'de loko-
motif bir seklördür. Yan sektörlerle beraber ekono-
nıiıün yüzde 30'unu etkiler. Tek başına gayri safi
milli hasılaııın yüzde 7'sini oluşturur. Dünyada sa-
vaşlardan, ekonomikkrizlerden sonra hangi ülke kal-
kınmaya niyetlemnişse, ilk inşaat sektörünü tetik-
lemiştir. Bizde ise hükümetlerin kıizlerden sonra bil-
diği tek şey vardır, yatırımları durdurmak. Neden?
Çünkü devletin öteki gelirlerini kısamıyoruz.
- Kriz dönemlerinde sizin durumunuz nedir?
EREN- 1993-2003 döneminde Türk ekonomi-
si yüzde 26.13 oranında büyümüş. İnşaat tek başı-
na küçülmüş, yüzde 22.4 küçülmesi var. Aradaki
fark yüzde 48. Özeti bu.
- Yatinm deyince sadece devlct rııi akla gelmeli?
EREN- Hayır. Şu anda Türkiye'de ölü stok ola-
rak bekleyen paranın asgari 100 milyar dolar oldu-
ğuna inanıyorum. Altında, dövizde, yastık altında
duran şeklinde... Asgari bır bu kadar da dışanda an-
lamsız şekilde emniyete ahnmış ama değerlendiril-
meyen Türk parası vardır diye düşünüyorum.
-Türkiye'dekipara dikkatealınırsa kişi başına yak-
laşık 140(1 dolar yasbk altında. Bu bizc mi özgü?
EREN- Parasını doğru kullanınayan ülkeler sı-
ralamasında Afrika ülkeleriyle aynı seviyedeyiz.
Işle ekonomimiz biiyüyor diye konuşuyomz. Fakat
ben bunu fiktif buluyorum. Çünkü satın alma gü-
cü artmazken, kişi başına düşen gelirin arttığına
inanmak çok zor. Türkiye'de çok ciddi bir işsızlık
var. Işsizlik, başıboş insanlann sayısını da arttın-
yor. Kapkaç olaylan bunun sonucu. Bunun üstüne
bir de göç sonmıı ekleniyor.
- Terörün yerini kapkaç ını abyor?
EREN- Şu anda sokak terörü var Türkiye'de.
Çünkü işsiz insan, aç insan ve hemen yanı başmda
dünyanın en lüks hayatını yaşayan insanlan görü-
yor. Sıfir geliri olan insanla işte ayda milyon dolar
geliri olan insan aynı sokakta yaşıyorlar. Bu gerçek-
ten zor bir karmaşa.
Yılda 5 av çalışan iş sahibi sayılıyor
- Sizin sektörde işsizlik ne durumda?
EREN- Devletin yatınm ödeneklerini azaltma-
sı nedeniyle biz şantiyelerimizi yılda 3-4 ay açabi-
liyoruz. Kalan zaınanda çalışanlara, gidin kardeşım
evinize diyoruz, iş olunca çağınrız diyoruz. Yani yıl-
da 3-4 ay çalışan da iş sahibi gibi görünüyor. Bu gö-
rünmeyen işsizlik de mevcut rakamlara eklendi-
ğinde, ortaya bilinenden daha büyük bir rakam çı-
kar. Türkiye'de ekonominin canlanması için mut-
laka ve mutlaka devlet eliyle yapılması gerekenler
var. AB süreci başlanuş olsa dahi, yabancı yatınm-
larda ciddi bir harekellilik yok. Daha çok sıcak pa-
ra var. İnşaat sektöründe yatınmların yüzde 50'si-
ni hâlâ devlet eliyle yapılanlar oluşturur.
- Kalan yüzde 50 ne yapıyor?
EREN- Yatınma başlamak için çekiniyor. Pro-
jeksiyon yapamıyoruz. Dolann yıl sonunda ne ola-
cağı belli değil. 1 milyon liranın altına inebilir di-
yen var, 5 milyona çıkabilir diyen var. Serbest do-
laşan 5 milyar dolarlık sıcak para bir gecede gider-
se dolar o giin 3 milyona fırlar. Bu bilinemezliğin
içinde dövizle kredi alıp nasıl yatınm yaparsınız?..
- Devlet hangi alanlarda yanrun yapıyor?
EREN- Kamunun yatınm ödenekleri halen
1998 seviyesinde. Bu yıl Başbakan'ın özel ilgisiy-
le ödeneklcr 10.1 katrilyona çıktı. Bunun 4 katril-
yonu beş özel projeyc aynIdı. Boğaz tiip geçişi, An-
kara- tstanbul hızlı trenprojesi, Ilısu ve Yusufeliba-
rajları, bir de Karadeniz sahil yolu. Bıınlan çıkanr-
sanız, yatırıma aynlan para geçen yılın aynısı.
- Devlet yattnmı deyince, yarım kalan binalar,
paslanınış tenıeller de dikkati çckiyor. Yatırımlann
Başarüı işyaşamından TMB başkanhğına
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı M. Erdal Eren
1951 yılında Bitlis'te doğdu. Ortadoğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü
mezunu. Çalışma yaşamına 1975 yılında DSİ Barajlar ve
H.E.S. Dairesi proje kontrol mühendisi plarak başladı.
Ertesi yıl özel sektöre geçti. Sırasıyla Üstün Onursaç
Müh. Müş. Şti., Artar İnşaat AŞ, MNG Holding, Nurol
İnşaat ve Ticaret AŞ ve Göçay İnşaat Taahhüt ve Ticaret
AŞ'de çeşitli düzeylerde görev yaptı. 2002-2003
döneminde TMB Başkanvekilliği ve TOBB Müteahhitlik
Sektör Kurulu Başkanvekilliği yaptı. Asfalt Müteahhitleri
Derneği ve ODTÜ Mezunları Derneği üyesi.
başlama ve gerçekleşme oranı nedir?
EREN- Devletin devam eden, bizim yatınm me-
zarlığı dedığimiz 3 bin 550 projesi var. Bu yıl on-
lar da maalesef ağır aksak gidecek. O şantiyeler 3-
4 ay açık kalacak.
- Konut sektörü için arayışlar var. Bunlar ne öl
çüde gerçekçi?
EREN- 2004'te inşaat sektörü binde 4 büyüdü.
Yüzde değil. Bu sıfır büyüme demektir. Bu kıpırtı
datoplu konutun getirdiği hareketlilikten dolayı. Dü-
şünülen mortgate sistemi, yani vatandaşın çok uzun
vadelerle ev satın alması konusuııda da kuşkular de-
vam ediyor. Dolann 700-800 bin lira olmasıyla 3
milyonaçıkmaolasılığı yan yana tartışılıyor. Bu du-
rumda uzun vadeli nasıl plan yaparsınız? Bu siste-
mi iyi oturtmadan başlatırsanız, bir de ckonomik knz
çıkarsa, Toplu Konut Idaresi (TKİ) batar.
rübe olacak, şu kadar cıro olacak, belli bir iş hac-
mine ulaşacak;geçmişiyle ilgili, referanslarıyla il-
gili bir sıkıntı olmayacak. O zaman Türkiye Müte-
ahhitler Birliği 'ne üye müracaatında bulunabiliyor.
62 üllcecle 62 mllyar dolarlık I;
-140 üycıün iş kapasitesi ne kadar?
EREN- Türkiye'de devletin şimdiye kadar yap-
tığı yatınmlann yüzde 70'ini yapmış bu 140 firma.
Uluslararasında Türkmüteahhitlerinin yaptığı ve yap-
makta olduğu işlerin yüzde 95'ini bu 140 firma ya-
pıyor. Türkiye 'nin inşaat ağırlığını bu 140 firma ta-
şıyor. Ama bu 140 firma.. işte devlet biiyüklerimiz
gidiyorlar yurtdışına, çok gurıır dııyuyorlar Türk mü-
teahhitlerinin yaptığı işlerle, 62 ülkede 62 milyar
Libya kabul etmiyor, Cezayir kabul etmiyor. Ku-
veyt kabul etmiyor. Kuveyt'teki bir işverenin bize
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'ndan da ge-
tirseniz olmaz, dediğini duyunca utanıyoruz. Yani
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin reytingi yok. Ku-
veyt'te bir iş almak için dört yere komisyon ödü-
yoruz. Bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Bir fon oluş-
turmaya çalışıyoruz. Fransız, Kuveyt bankasına ve-
receğimiz parayı bu fona verelim, diyoruz
- Türkiye'nin reytingi azolunca, müteahhitler de
zorlanıyor. Önümüzde bir AB süreci var. AB'ye ye-
ni üye olan ülkclerdc büyük kurumlann çoğu bü-
yük AB ülkelerinin eline geçiyor. Çcklcrin Skoda'sı
Alnıan Volksvvagen'in oldu. Bu süreçte müteahhit-
lerin durumu ne olabilir?
EREN- Şimdi AB ile ilgili iki farklı bakış açı-
sını ben size dillendireyim. Geçtiğimiz yıl Marma-
Ereii: Şu anda sokak terörü var Türkiye'de. Çünkü işsiz insan, aç
insan ve hemen yanı başmda dünyanın en lüks hayatını yaşayan insanları
görüyor. Sıfır geliri olan insanla işte ayda milyon dolar geliri olan insan
aynı sokakta yaşıyorlar. Bu gerçekten zor bir karmaşa.
- Mortgate sistemi hangi koşullarda başlayabilir?
EREN- Inşallahmortgate başlayacak. Tabii ben
bu sisteme sadece TKİ açısından bakmıyorum...
Faizlerin düşmesine, enilasyonun düşmesine para-
lel olarak bankalann paralaruıın para kazanması
için Hazine bonosu yetmeyecek. Uzun vadeli kre-
dilere dönecekler. İşte o zaman mortgate şartları olu-
şur. Biz Müteahhitler Birliği olarak mortgate siste-
mini destekliyoruz. Bu, inşaat sektörüne de disip-
lin getirir. Denetimsiz yapı olmaz.
- Si/itı üye sayınız nc kadar?
EREN- 140.
Yeni üye kriterleri
- Yeni üye alnuyor musunuz?
EREN- Hayır, onun kriterleri var. Uluslarara-
sında şu kadar tecrübe veya yurtiçinde şu kadar tec-
dolarlık iş yapmış durumdayız. Sonra Türkıye'ye
giriyoaız, hırsız müteahhitler. Bu müteahhitler dı-
şarıda niye hırsız değiller? Çünkü dışanda kurallar
var, oturmuş, denetimler var. En büyük 5 firmamı-
zm yurtdışında çalıştırdığı işçi sayısı 28 bin 823.
- 62 milyar dolar, dünya potansiyeliniıı ne kada-
n?
EREN- Maalesef yüzde l'leri yakalayamadık.
tç pazar daralınca özellikle dışa yönelme var. Bu-
nu arttırabiliriz.. devletten para, kredi istemiyonız.
Bir ilıaleye girmek için teminat mektubu göstermek
gerekiyor. Biz devlete 5 yıldır söylüyoruz, bize te-
minat mektubu lazım diye. Şu anda Türk bankacı-
hk sektöründe böyle bir kapasite yok. Kamu ban-
kalannın kapıları bize kapalı. Geçmişte yaşanmış
bankacılık sabıkalanndan dolayı dünyadaki ülke-
lerde bankalanmızın itiban yok. Bankalarımızın
verdiği teminat mektubunu kabul etmiyorlar.
ra Üniversitesi iktisat hocalanmıza bir araştırma
raporu hazırlattık; Prof HurşitGüneşve iki tane do-
çent arkadaşı... Bu Izmir İktisat Kongresi'nde AB
sürecinin inşaat sektörü açısından değerlendinlme-
si ev ödevi bize verilmişti. Yapılan çalışmadan şu
sonuç çıktı; AB sürecinden en çok etkilenecek sek-
tör bizimki. Hocalar 3 senaryo yaptılar. Biri kötüm-
ser, AB kapılan kapatıyor. Biri iyimser 10 yılda
AB'ye üye oluyoruz. Bir de ortalama senaryo...
Üye olma trendimiz başlamışsa 2014'te inşaat sek-
törünün kapasitesi yüzde 126 biiyüyor. Bu, yaban-
cıların gelişine ve kendi içimizdekı canlanmaya da-
yalı bir durum. Biz de tuttuk AB bizim için çok önem-
li bir hedeftir dedik. Avrupa'daki eşitimiz olan ku-
ruluşlarla diyaloğa geçtik. Türkiye'nin AB'ye tam
üye olması için gerekli lobi çalışmasını yaptık. Ge-
lelim sizin sorunuza... Siz Skoda örneği verdiniz.
Ben size Polonya ve Macaristan'dan örnek vereyim.
- Bu iki ülke durumu Türkiye ilc karşüaştınlan-
lar arasıııdn...
EREN- Polonya'da Polonya firmalan var, in-
şaat firmalan, yıllann firmalan, temas kuruyoruz
Polonya'da iş için, şu anda hepsinin salıipleri Fran-
sız, lspanyol, ltalyan, Alman. Hepsi el değiştirmiş.
Firma Polonya firması, el değiştirmiş. Macaristan
aynı süreci yaşamış mesela. Yani sahibi Macarkal-
mış Macar firma bulamıyoruz.
Milli bankaiar blterse sıra bize gellr
- Aynı sonuç si/.i de bekliyor olabilir mi?
EREN- Biz de başladık korkmaya... Bankacı-
lık sektöründe yaşanmış bu. Önce o ülkenin finans
sektörüne hâkim olmuşlar. Yani milli bankamız kal-
mayacak korkumuz var. Ben bunu biraz dillendir-
dim bir dönem, yabancılar Türk bankalarını satın
ahyorlar, ama kapılannı bızlere kapatıyorlar, diye...
HSBC'nin genel müdürü bizim bir yönetim kuru-
lu üyemizle bana haber göndermiş. Piraye Hanım,
Mütcahhitler Birliği Başkanı bizi teröristlerehedef
mi gösteriyor, diye... Ben de dedım kı, valla eğer
Piraye Hanım şöyle bir senaryo kurduysa, biz Türk
müteahhitlere teminat mektubu vermiyoruz, Türk
müteahhitleri dolayısıyla iş alamayacâklar, iş ala-
mayınca personellerini işten çıkaracaklar, o işten çı-
kanlar da terörist olacak. Gelip bizim bankayı tek-
rar bombalayacaklar. Doğrudur o zaman dcdim...
Türkiye'de şu anda faaliyet gösteren yüzde 100'ü
yabancı bankalar şu anda Türk finnalarıyla ticari
ilişkilerini kesmiş durumdalar.
- Bunun sistematik bir kuşatma olduğunu mu dü-
şünüyorsunuz?
EREN- Başka ülkelerde yaşanmış bu. Banka-
cılık sektörüne girilmiş, ondan sonra tuttum kötü
bir senaryo yazdım, dedim ki şöyle bir olay düşün-
sek, Türkıye'de Ziraat Bankası falan da özelleşecek
dcniyor, Türkiye'de Ziraat Bankası'nı alabilecek
güç var mı? Mutlaka yabancı alacak. Halk Banka-
sı satılsa kim alabilir Türkiye'de?.. Allah'tan şim-
di Yapı Kredi'yi mesela Koç alıyor, seviniyoruz. Çün-
kü en fazla bizim sektöre destek veren bankalardan
biridir, ödümüz kopııyordu yabancılar alacak diye.
- Uhısal bankalann belli bir seviyede kalması ge-
rektiğini mi savumıyorsunuz?
EREN- Bunudillendirmeye başladım. Bana, baş-
kan bunu söyleme, yabancı sermaye düşmanlığı gi-
bi algılanır dediler. Fakat böyle bir tehlike var.
- Bu tehHkeye karşı siz ne yapıyorsunuz?
EREN- Biz 2005'i birleşmeler yılı ilanettik. Şir-
ket cvliliklerini özendıreceğiz. Çok geniş bir çalış-
ma başlattık. Firmalan güçlendirirsek ayakta dura-
biliriz. Ben şahsen AB'ye gireceğimize inanma-
yanlardanım. Ama AB süreci bize doğruları da yap-
tınyor. Kimi yasalar gerçekten gerekli.
- Şimdi daha çok ikiııci suuf ülkelerde mi inşaat
fîrmalanmız var?
EREN- Öyle. Şimdi Afganistan riskli, sadece
bizim firmalar var. Batı firmalan yok. Terör bitsin
biz orada ancak taşeron oluruz.
- Risk almayı seviyoruz...
EREN- Çaremiz yok. Çaresizlikten. Bakınız
Irak'a, her gün kamyon şoförleri öldürüliiyor Ama
her gün 3 bin TIR gidiyor Irak'a..
Pısarıda blrblrlmlzle rakiblz
- Bu «iıı ülkelerdeki ihalelerde rakip kim oluyor?
EREN- Birbirimiz. Gitriğimiz ülkelerde de 15-
20 firma aynı ihaleye giriyonız, hepimiz iş almak
zorundayız. Afganistan'da birim fiyatlar Türki-
ye'nin altına inmeye başladı. Birbirimizle rekabet-
ten... Birleşmeleri, menfaat ortaklıklannı yapamı-
yonız. O nedenle biz zaten devlete bir de onu diyo-
ruz ki, her elini kolıınu sallayanın yurtdışına gitme-
sine de bir çare bulmamız lazım. Çünkü adam gi-
diyor, eline çantayı alıyor, lrak'ta iş yapıyor, yaptı-
ğı iş kötü oluyor, Türk müteahhitleri kötü oluyor.
I lalbuki buna da disiplin lazım diyoruz.
- Her siyasi iktidar kendi dönem zenginini yara-
tıyor. Şimdi de bölünmüş yollarla bazı müteahhitler
zcngin edilmiyor mu?
EREN- - Bizim sektörümüzde böyle bir yanlış-
lık yapılıyor. Bölünmüş yollar konusunu açtınız, çok
ilginç durumlar var. Bizim aklımızın ermediği fi-
yatlar venliyor. Her şeyin fiyatı belli iken, yüzde
60 tenzilat yapılıyor. Bu dımımda ihaleyi alan ki-
şi, ya eksik iş yapacak ya malzemeden çalacak... Ni-
tekim yapılacak işlerin çabuk çökmesiyle yeterli gü-
venlikli olmamasıyla, onlann tekrar yapılmasıyla
bu maliyetleri Tüıkiye Cumhuriyeti ödeyecek.
'Karpuzcu müteahhit olabilir' 6
Döviz kuru bizi perişan etti'
- Gelelim mesleğinize... C'esarctle sorguladınız.
Araşürmalar yaptırdımz. Ne tür sonuçlar elde ettiniz?
EREN - Her depremden sonra ilk suçlanan müteahhit
oluyor. fürkiye Müteahhitler Birliği olarak basm bizc
hesap soruyor. Devamında da mütealılıitliğin itiban
sorgulanmaya başlıyor. Öncelikle müteahhit kavrammı
sorgulamak gerekiyor. Devlet karşısında, inşaat yapan da
müteahhit, süvari birliklerinin atlanna saman satan
adamın adı da müteahhit. Yani devlete bir şey satan kişi
müteahhit olarak tanımlanıyor. Toptancıdan fasulye
alırken kullanılan ihale yasasıyla Atatürk Barajı'nı
yaptıran ihale yasası aynı. Yeni ihale yasası yapıldı
biliyorsunuz, yine aynı. O zaman da söyledik, bir
aynştırma olsuıı. Anlatamadık.
Ankara'da yaşıyorıız, hepimiz biliyoruz ki Allah'tan
Ankara'da büyük deprem olmaz, yoksa hepimiz deriz ki
Demetevler'den hiç kimse canlı çıkmaz. Üç kat imarın
üzerinde 18 kat apartmanlar vardır. Herkes gördü
Demctevler yapılırken, hepsi imarsız yapıldı önce, sonra
hepsine imar affı çıktı.
- Fatura özünde devletin... Siz payınıza düşen için neler
yapmayı planlıyorsunuz?
EREN - Biz mesleğimizi çok iyi sorgııladık. Bir inşaat
yapılıyor, tabelasında diyelim ki müteahhidi MESA
yazıyor. Onun yanındaki bir inşaatta da müteahhit Osman
usta diyor. Kimi arkadaşlar müteahhit demeyelim, inşaat
sanayicisi diyelim dedi. Ama biz öyle desek, Osman usta
da kendisine müteahhit değil, inşaat sanayicisi diyecek.
Kamuoyunda yaptırdığımız itibar araştırmasında
müteahhitlik son sıralarda. Ama mimarlık mühendislik
ilk üç sırada. İşte bu, dedım ben de, vatandaş
mesleğimize itibar ediyor ama müteahhitliğe etmiyor. Bir
rivayete göre Türkiye'de kartvizitinde müteahhit yazan
200 bin insan var. Elinde devlete iş yapma belgesı olan
kişi ise 70 bin. Türkiye'deki müteahhit sayısı
AB ülkelerinin toplamından fazla.
- Neden bu kadar çok müteahhit
var? Onlara bu devlete iş yapma
belgesini kim veriyor?
EREN - Bir kişi kendine yakın iktidar
döneminde 2 yıl bayındırlık müdürlüğü
yapsın, hemen devlet ihalelerine girme
hakkı olan bir karne alıyor. Eski deyimle
elde cdilen bu karneyi aldıktan sonra
Atatürk Barajı ihalesine giriyor.
Ömründe şantiye görmemiş kişiler,
bulunduğu koltuğun verdiği fırsatla
müteahhit oluyor.
- Türkiye'deki sıcak parayı, finans dcngclerini ne
ölçüde tehdit görüyorsunuz?
EREN- Türkiye'de dövizin durumu..
hakikaten Müteahhitler Birliği olarak kendi
aramızda yaptığımız ekonomik analizlerde
tartıştığımizda çok ciddi bir endişemiz var.
Dış borcun büyümesınden, dış ticaret
hacmimizdeki ihracat-ithalat arasındaki
farkın gittikçe açılmasından biz
endişeleniyoruz. Biz döviz kurumuzun düşük
olmasından, elimizdeki para artmadan
milli gelirimizin yüksek
görünmesinin sadece sanal
büyüme olduğunu
düşünüyoruz açıkçası. Bu
endişelere kulak verilnıeli.
- Ama bu gerçeklerden çok
pembe rakamlar öne
çıkıyor...
EREN- Bu cari açık bu dış
borç büyümesi nereye kadar
gider. thracatçımız tıkanma
noktasında. Mesela
ekonomi hâlâ büyüyor,
yurtdışına otomotiv şu kadar satıyor diyoruz. Bunlann çoğu
zaten yurtdışından gelip küçük ilavelerle yapılıp giden
sanayi. Yüzde yüz yerli sanayi değil ki.
- Bunlan hükümetle paylaşıyor musunuz, sizin soı unlaı ıııı/.ı
nasıl dinliyorlar, çözüm getiriyorlar mı?
EREN- Hükümet üyeleriyle çok kolay diyalog
kurabiliyoruz. Bizi dinliyorlar. Ama çözüm yok. Döviz
kurunun bugünkü durumu nedeniyle, Türk Lırası ile
harcama yapıp karşılığını dövizle aldığımız için perişan
haldeyiz. Türkiye'deki pek çok proje uluslararası ihaleye
çıktığı için dövizle yapıldı. Şimdi biz çimentoyu, demiri TL
ile ahyoruz, paramızı ise döviz olarak ahyoruz. Dövizin
durumu zararımızı arttınyor. 2003 Ocak ayının 1 'inden
2004'ün 31 Aralık'ına kadar 2 yılda akaryakıt TL bazlı
yüzde 32.54 arrrnış, inşaat demiri yüzde 44.44 artmış,
çimento yüzde 42 86 artmış. Bunun karşılığında birim
fiyatı dolar olarak bağlanmış demirin parasını dolarla alan
kişinin, Amerikan Dolan kuru yüzde 19.32 düşmüş. Bu
fark giderilmezse halk deyimiyle deve dişi gibi firmalar çok
zor duruma düşebilir. 40-50 büyük projede sorun var. Bize,
bugüne kadar çok para kazanmışlar, biraz da zarar etsinler
gibi bir tavırla yaklaşıldığını hissediyoruz. Bu bizim
açımızdan çok ciddi bir konu. Başbakan bir çözüm yolu
bulunacağını söylemişti ama, henüz bir sonuç yok.