Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2005 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Türkler ve Türkler
LONDRA'NIN, Kraliyet Sanat Akademisi önün-
de hiç bitmeyen bir kuyruk; bir yığın insan, "Türk-
leri" görmek için on bir Ingiliz lirası, yani otuz mil-
yon TL'ye yakın para verip giriş bileti almak için sı-
rada: Ingilizler, yaşlılargençler, öğretmenleröğren-
ciler, her zaman her yerde olduğu gibi kocalarını
gömdükten sonra dünya seyahatine çıkan Ameri-
kalı madamalar.
Mutlaka birkaç daTürk. "Kırkyılda birlehimize
bir şey yapılmış, gidip de görelim" diye uzaklar-
dan bile gelenler. Ama, onların kafası biraz karışık.
önce, sergiye "Türkler: 600-1600" diye bir ad
verilmesinin uyandırdığı merak: Niçin Miladın 600'ün-
den başlayıp 1600'de biten, sadece bin yıllık ke-
sit? Biz ki, "Tarihten önce vardık, tarihten sonra
varız!" d\ye marşlarsöylemişizCumhuriyetin onun-
cu yılından beri. Bin yıla sığar mıyız?
Sergiye gelen Türklerin bu soruya bulabildikle-
ri yanıtlar çeşit çeşit.
Birincisi, bilimsel: Sergideki ana tema. Bir kav-
min geniş bir coğrafyada, Moğolistan'ın Çin sınır-
larından başlayıp Avrupa'nın ortalarına kadar ge-
len "uzt/nyo/cu/u/f" boyuncaçeşitliuygarlıklarla sa-
nat alışverişleri anlatıldığına göre, bu tarihler, yol-
culuğun başladığı ve sonuçta vardığı noktaların
zaman içindeki koordinatları oluyor.
Ikincisi, pratik: Aynı kentte, kısa bir süre önce,
Kanunî "Muhteşem" Süleyman sergisi açılmış.
Ondaki tema "Osmanlı" ağırlıklı olduğu için, ser-
giye üç yüz yıllık daha Osmanlılık eklemek müze-
cilik açısından yanlış olurmuş.
Üçüncüsü, sanatsal: Milattan sonraki 600'ün ön-
cesinden gösterilmeye değer pek az şey var. O dö-
nem biraz karanlık ve karışık. 1600'den sonraki
sanat alışverişi ise, ara sıra durarak, gerileyerek, öy-
künerek, sonuna doğru yozlaşarak yapılmış bir
alışveriş. Oysa, 600-1600 arasında Batı'ya doğru
kabına sığmayan bir nehir akışı var. Yıkarken ya-
pan, alırken veren, güçlüyken incelen, incelirken güç-
ienen bir akış.
Galiba, bir de siyasal yanıt olabilir: 1600'ün son-
rası, özellikle on sekizinci yüzyılın sonundan
başlayarak, Balkan ulusalcılığının kıpırdadığı dönem-
ler. Işin içineSırpları, Yunanları, Romenleri, Bulgar-
ları katınca, sanat bir yana itilip yakın tarihlerin ezik-
likleri, hınçiarı, suçlamaları canlanabilir. Sergiciler,
"lyisi mi parantezi on yedinci yüzyıldan önce ka-
patalım" diye düşünmüş olabilirler.
Ama, sergiyi dikkatle gezen sıradan bir insan bi-
le şunu fark etmeden edemez: Çin'den, Hint'ten
ve özellikle Iran'dan geçerek yapılan sanat alışve-
rişi sergilenirken hiçbir "özgünlük" savunması, yani
alafranga bir deyimle "orijinallik", "Bizle başlar,
bizle biter" iddiası yok. Tam tersine, rahatça alış,
rahatça veriş. Batı açısından bakıldığında, galiba
"Türklerin çelişkili özgünlüğü" de bu. Şaşırtıcı ol-
duğu kadar korkutucu, nasıl başedileceği kolay
kestirilemeyen.
Türkler, komplekslerinden alınıp ne kadar "//-
ginç" olduklarını fark etseler, dünyaya ve hele
Batı'ya başka türlü bakacaklar ama, nedense ol-
muyor işte.
ACI KAYBIMIZ
Belgin Olcay'ın Biricik Eşi,
Anıl ve Tanıl'ın sevgili babaları,
Mualla ve Merhume E. Kurmay Albay Şerafettin
Olcay'ın en küçük evlatları, Türkan ve Haluk
Pakkan, Handan ve Dr. Ismet Çaral'ın biricik
kardeşleri, örsan ve Mert Pakkan, Aslı (Çaral) ve
Umut Gözen'in sevgili dayıları,
Fatma özel ve Dr. Halil Erelçin'in damatları,
Güzel Kalpli, Güzel Yüzlü, Güzel Sözlü İnsan
KAMURAN OLCAY
Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 4 Nisan 2005 tarihinde saat 10.30'da
Inşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi
önünde yapılacak törenden sonra Antalya
Muratpaşa Camii'nde kılınacak öğle namazını
takiben Uncalı Kabristanı'na defnedilecektir.
AİLESİ
ACI KAYBIMIZ
8. Dönem ve 9. Dönem Şube Başkanımız
Sayın
KAMURAN OLCAY
3 Nisan 2005 tarihinde vefat etmiştir.
Cenazesi 4 Nisan 2005 Tarihinde saat
10.30'da Inşaat Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi önünde yapılacak törenden sonra
Muratpaşa Camii'nde kılınacak öğle namazını
takiben defnedilecektir.
INŞAAT MÜHENDISLERI ODASI
ANTALYA ŞUBE
9. Dönem Yönetim Kurulu
CUMOK
CUMHURİYET OKURLARIÇAĞIRIYOR
"23 NİSAN ULUSAL EGEMENLÎK ve
ÇOCUK BAYRAMl'nın
sadece Çocuk Bayraını'na döniiştürülmek ve
devnmcı ıçeriği boşaltılmak istenen
"ULUSAL EGEMHNLİK" kavramımn
anlamını vurgulamaya, saptırmalara karşı
savunmaya, Yurdumuzdaki tüm CUMOK'ları
Cumhuriyetimizin kuruluşımun lüm dünyaya
ilan edildıği İLK MECÜS'te buluşmak iizere
23 NİSAN 2005 Cumartesi günü sabahı
ANKARA'YA ÇAGlRIYORUZ.
ANKARA CUMOK
llctişiın:
Uğur Cilvarlıoğlu: 0532 490 14 37
Meryem Gümüş: 0312 284 66 49 - 0532 336 84 18
Çelişkiler Ülkesi ABD
Dünyayı ateşe veren Bush yandaşları ilc onun dış
politikasmı şiddetle kınayan, onu protesto etmek için
ürtadoğu'da Israil tanklarının önünc yatıp yaşamını yitiren
gençler de bu memleketten, tsunami felaketinden kurtulup
öksüz kalan çocukları evlat cdinmck için yanşanlar da...
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR
A
merikatambirçe- da tıp alanında büyiik umutlar
lişkiler ülkesi. yaratan kök hücre çalışmaları-
Hayranlık duyaca- na, bilindiği gibi federal hiikü-
ğınız, gıpta ede- met izin ve destek vermiyor. Ka-
ceklerinizin yani tolik inançlann yönetimüzerin-
Hayranlık duyaca-
ğınız, gıpta ede-
.ceklcrinizin yani
sıra tepki duyacağınız, şaşkın-
lıkla, hayretle karşılayacağınız
şeyler bir arada. Dünyayı ateşe
veren Bush yandaşları ile onun
dış politikasmı şiddetle kınayan,
onu protesto etmek için Orta-
doğu'da Israıl tanklarının önü-
ne yatıp yaşamını yitiren genç-
ler de bu memleketten, tsunami
felaketinden kurtulup öksüz ka-
lan çocukları evlat edinmek için
yanşanlar da... Michael Moorc
Amerikan yönetimini en ağır
şekilde suçlayan o çok çarpıcı
filmleri bu memlekette yapıyor.
1 ler mahallede herkonudan bin-
lerce kitap, DVD, dergi, gazete
ve bilgisayar içeren mükemmcl
kütüphanelerden yararlanan
Amerikalılan gıpta ile izliyorsu-
ııuz. Kahvenizi içip istediğiniz
dergiyi, kitabı okuyabilcceğiniz
nefis kitabevleri var. Gelin gö-
rün kı en büyük, en üst düzey
araştırmalann, bilimsel çalış-
maların yapıldığı bu ülkede bi-
limi göz ardı eden, evrim kura-
mını reddeden milyonlaryaşıyor.
San Diego'da kök hücre çalış-
malarının yapıldığı Burnham
Eııstitüsü'nde araştırma ekibin-
den Dr. Scott Mc Kercher, ev-
rim karşıtlarının Amerikan top-
lumunun yüzde 62'sini oluştur-
duğunu söylüyor. Tüm dünya-
dekı baskısı bunıın nedeni. Ama
Katolik inançlar Irak'tahergün
onlarca insanın ölmesinde bir
sakınca bulmııyor. Ne var ki
araştırma enstitüleri bu engeli aş-
manın yollarını buluyorlar. Fi-
ziksel olarak federal hükümet-
ten bağımsız alanlarda başka
kaynaklardan alınan finansal
desteklerle kök hücre araştır-
maları yapılabiliyor. Kaliforni-
ya Eyaleti böyle bir desteği sağ-
Iıyor ve Burnham Bnstitüsü'ndc
yüzde 5'lik bağımsız bir fizik-
sel alanda bu araştırmalar yapı-
labiliyor. Açıktır ki bilimci ve bi-
lim karşıtı dogmacıların savaşı-
mı tüm diinyada süregeliyor. Bu
enstitüde çalışan Assoc. Prof.
Mural Digiçaylıoğlu eğitimini
Almanya'da tamamlayarak bır-
kaç yıl Boston'da Harvard'da
çalıştıktan sonra bir ekiple bir-
likte UCSD Kaliforniya San Di-
ego Üniversitesi'nde ve Burn-
ham F.nstitüsü'nde çahşmaya
başlıyor. Bir yandaıı eğitim ve-
rirken hasta görüyor, operasyon-
lar yapıyor, öte yandan zamanı-
nın yaklaşık yansını araştırma-
lar için harcıyor. Dr. Digiçayh-
oğlu'mm stroke (inme) ile ilgi-
li çok ilginç çalışmaları var.
Yıllar önce Harvard'daki ilk
günlerimde eğitimin saat 7'de
başladığını öğrendigimde buna
şaşmıştım, bana cerrahi dallanıı-
da ise çalışmalanıı saat 6'da baş-
ladığını söylemişlerdi. Dr. Mu-
rat'tan aynı şeyleri dinliyorum.
Cerrah grubu saat 5.45 'te sabah
kahvesinde buluşuyor. 6.30'da
büyük vizit hazırlığı yapılıyor.
6.45'te büyük vizit, 7.45'te aka-
dcmik toplantı. Gün böyle iler-
liyor. Dr. Mıırat gece saat 10'lar-
da evine dönebildiğini söylü-
yor. Çalışma koşullan ve tem-
posu böyle. Bu memlekette sa-
bah saat 5'te yoğuıı bir trafik
var, erken işlerine gidenlerden
ötürü. Saat 7'de çevrenizden in-
şaat ve onarım sesleri ve gürül-
tiileri duyuyorsunuz. Çünkü bu
saatte işe başlamalarına izin var.
Amerikakurallar ülkesi. Kural-
lara uymaktan nefret cden, on-
ları çiğnemek için birbirleriyle
yarış eden insanların memleke-
tinden gelen biri olarak kuralla-
ragösterilen saygıyı gıpta ile iz-
liyorum. Balkonunuza bısıkle-
tinizi koyamazsınız, kentin es-
tetiğini bozmaya hakkınız yok.
12 yaşındaki çocugunuzu kısa bir
süre için de olsa evde yalmz bı-
rakamazsınız, arabada ön koltuk-
ta oturtamazsınız (Türkiye'de
annesi babasının kapıyı kilitle-
yerek evde yalnız bıraktığı ve
yangın çıkınca cayır cayır yanan
çocukları ammsıyorsıınuz değil
mi?). Yaya geçillerinde ayağımı-
zı basınca arabaların 8-10 met-
re uzakta durakladıklannı hay-
retle izliyomm.
Türkiye'de gittikçe yaygınlaş-
tığına tanık olduğumuz hatalı
hekimlik burada çok ciddi bir so-
run. Mal Practice (yanlış teda-
vi) davalan ve bu yüzden dok-
torların kendilerini riskten koru-
mak için yaptırdıkları çoğu ge-
reksiz inceleme ve harcamala-
nıı 28 mılyar dolara mal oldu-
ğu hesaplanıyor. Yılda 50-90
bin kişinin hatalı hekimlikten
dolayı kaybedildiği ılerı sürü-
lüyor. Büyük paralarharcanma-
sına karşın sağlık hizmetlerinin
tatmin edici bir düzeyde olma-
dığı açık. Sürekli bir tartışma
konusu bu. Soıı haftalaıda
FDA'dan Vioxx ve Celebrex ad-
lı ilaçlann yeniden piyasaya ve-
rilmesine izin çıktı. Yetkıli birku-
rulda bu izin için oy verenlerin
ilaç firmaları ile ilişki içerisin-
de oldukları ilcri sürülüyor...
Paralannın üzerine "InCîod we
trust" yazılı olan bu memleket-
te en şaşırtıcı, en hayret uyan-
dırıcı gözlemlerle bitireceğim
bu yazıyı. Dinsel ve mistık inanç-
lann Amerikalıların yaşamında
önemlı bir yer tuttuğunu biliyo-
ruz. Ama bu kadarı gerçekten
hayret veriei. Bush'u destekle-
ycn Evangelistler ve Yehova Şa-
hitleri'nın aralannda bulunduğu
milyonlarca Hıristiyan, İsa'nın
(Clırist) yakın bir zamanda dün-
yaya dönüp her şeye egemen
olacağına, inananlarla inanma-
yanlar arasında 7 yıl sürecek bir
savaşı Evangelistlerin göğe yük-
selerek (rupture) yukardan izle-
yeceğine ve 7 yıluı sonunda dün-
yaya barış ve huzur geleceğine,
inançlıların sonsuza kadar huzur
içinde yaşayacağına inanıyor.
İşte sizc dünyanın en zengin,
en ııygar, en liberal, en büyük
üniversitelerine, en büyük kütüp-
hanelerine sahip, en üst düzey
araştırmalann yapıldığı, en çok
bilim ve aynı zamanda en çok si-
lah üreten ülkesinden ilginç ör-
nekler. Dünyanın sonunu ilgi
ile, kaygı ile izlememiz çok do-
gal degil mi?
t'oskııno/(V/ supcroıılinc.coı11
28 Şubat'ın Aydınlığında...
Aziz Naci DOĞAN Dikeltmen - ADD Üyesi
2
8 Şubat 1997 tarihini çok iyi anımsa-
mamız gerekliğini düşünüyorum. Çok
iyi anımsamamız ve çok daha iyi irde-
lememiz gerektiğini...
Türk ulusuna pekyaraşan değerbilirlik de
özsaygısı da bunu gerektiriyor.
Topu topu yedi yıl önceydi. Birköktcndin-
ci parti ile (Refah Partisi) bir merkez sağ par-
tisi (DYP), ikili birkoalisyon hükümetini, bi-
linen adıyla REFAHYOL'u oluşturmuştu. Bu
hükümetle laik, demokratik Cumlıuriyetin
açık ve yaygın saldınlara ugradığı olaganüs-
tü gerilimli bir dönem başladı. Cumhuriyct
rejiminin meşruluk sınırlan sakınmasızca
zorlanıyor ve lıiçbk yapıcı eleştiri, sağduy u-
ya çağıran içtenlikli hiçbir scs, dikkale alın-
mıyordu.
Büyük Atatürk'ün laik ve demokratik
Cumlıuıiyetini çağdışı bir köktendinci reji-
me dönüştürme yönündeki apaçık eylemler
birbirini izlemeye başladı. Demokrasınin nı-
metlerınden yararlanıp demokrasiyi basa-
mak yaparak siyasal iktidara gelenler, bu er-
dem rejimini yerle bir edecek kötücül adım-
ları ardı arkasına attı.
Türk-Iş'i, DlSK'i, TOBB'Sİ, TİSK'i,
ADD'si, barolan başta olmak üzere önde
gelen tüm sivil toplum kuıaıluşları, sonuç hiç
iyi gözükmeyen bu korkulu gidişe karşı ses-
lerini yükseltti. DöneminGenelkurmayBaş-
kanı ürgeneral Sayın İsınail I lakkı Karada-
yı'nın bu sivil girişimi ve dinamizmi kaste-
derek, "Gönüldcn diliyoruz ki, cumhuriye-
(i vc demokrasiyi koruma ve kollama göre-
vini bu kez 'silahsız kuvvetler' yapsuı" bi-
çimindeki anlam yüklü içten sözleri unutul-
mamıştır.
Ama ne yazık ki REFAHYOL hükümeti,
demokrasinin kurallanna uyma ve laik Cum-
huriyet rejiminin temellerine ters düşmeme
uzgörüsünü gösteremedi. Başbakanlık Ko-
nutu'nda sözümona tarikat şeyhlerine veri-
len iftaryemeği, başkentin Sincan'ında "Ku-
düsGecesi" adı altındaki şeriatçılık gösteri-
si, gazetcci Işın Giirere yapılan şeriatçı fi-
zikscl saldın, hızla dolmakta olan bardağı taş-
ma noktasına getirdi...
Dönemin Erzurum Jandarma Asayiş Böl-
ge Komutanı Tuğgeneral Sayın Osman Öz-
bek'in,
a
Ydlarcaboliicümilitanlaria,PKK'yle
savaştun; şeriatçılaıia, köktendincileriede sa-
vaşırım!" deyip elini masaya sertçe vurma-
sı çok büyük etki yaptı; Sayın Özbek, Ata-
tüık'e ve yapıtına yürekten bağlı Türk hal-
kının duygularıni yansıtıyordu.
Ardından, açıkça bir köktendinci kalkış-
ma provasına sahne olan Sincan caddelerin-
den, bir sabah, mekanize zırhlı tugayına
baglı tank birliği, çok düzenli bir "görevye-
rine intikal geçişi" yaptı. Dönemin en etkin
adlarından, Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Sayın ÇevikBir'in "Demokrasi-
ye balans ayan yapük" biçimindeki ironi de
içeren zekice sözleriyle de anımsanacak
olan bu gelişme, olayların akışını hızlandır-
dı. Atatürk Türkiyesi, siviliyle askeriylc dim-
dik ayaktaydı...
28 Şubat 1997'dekı tanhsel Milli Güven-
lik Kurulu toplantısı bu "ortamvekoşuUar
71
içinde yapıldı. Yaklaşık dokuz saat süren
MGK loplantısının sonunda yayımlanan
bildiri ve ilerleyen haftalarda hazırlanan ta-
mamlayıcı ekleri, 50 yıla yakın bir süredir
aşındırılmakta olan laiklik değerine çok
kapsamlı bir vurgu yapıyor; siyasa alanın-
daki, eğitim düzenindeki, ekonomik ya-
şamdaki tüm boyutlanyla köktendinciliği ma-
saya yatmyor; başta sekiz yıllık zoruıılu ve
kesintisiz temel eğitim olmak üzere tüm et-
kili önlem ve yaptırımlan, birer hukuksal
düzenleme hedefi niteliğinde öngörüyor-
du. Altında Başbakan'ın ve bakanların ek-
siksiz imzalarıyla...
Hazirana dek uzanan yaklaşık dört aylık
dönem, REFAHYOL hükümeti açısından
çok sıkıntılı geçti. Bu süre içinde Türk Si-
lalılı Kuvvetleri, ulusuyla bütünleşerek, laik
cumhuriyetin temellerine yöneltilmiş ölüm-
cül eylem ve niyetleri, yüce Atatürk'ün ışık-
lı deyişıyle " I ürkulusununyürcginegönde-
rilmişzohiıii hançeri
71
bıkmadan, usanmadan
bilgiyle ve belgeyle ulusun yargısına, Cum-
huriyetçi basın ve yayın organı temsilcileri-
ne, sorumlu güvenlik ve haber alma birim-
lcrine anlattı; birdizi "Genelkurmayözsunu-
şu" ile bunu en etkin biçimde yaptı. Etkin ve
tepeden brnağa anayasal!
Haziran ayında dönemin Başbakanı, isti-
fasını Çankaya Köşkü 'nde sıındıı. I lesabı, baş-
bakanlığı kısa bir süre ortağuıa devredip yi-
ne üstlenmekti. Ama Cumhurbaşkanı Sayın
Süleyman DemireL hükümeti kurma görevi-
ni Mcclis'teki üçüncü partinin öndcrine ver-
di...
REFAHYOL tarüıe karıştı. Kurulan, dışa-
ndan (Cumhuriyet Halk Partisi) destekli
ANASOL-D koalisyonu (ANAP-DSP-De-
mokrat Türkiye Partisi) "Sekiz YılhkZorun-
lu ve Kesintisiz Temcl Eğitim Yasasf m, bi-
raz ayak direyerek de olsa çıkardı. Ancak, ne
o hükümet ve ne de 2002'ye değinki öbür hü-
kümetler, "irtica batakuğı''nı kıırutacak öte-
ki etküı önlemleri almaya yanaşmadı! 2002 'de-
ki AKP olgusunu, denebilir ki geniş ölçüde
bu duyarsızlık doğurdu...
Önceki Genelkunnay Başkanımız Orgene-
ral Sayın 11 üseyin Kıvrıkoglu, "28 Şubat sü-
reci gerekirse 1000 yıl sürcr; irtica başını kal-
dırdıkça, sürerT1
demişti. Bu söz, kesinlikle
birmilitarizm argümanı değildir. Bu sözTürk
ulusunun genel iradesinın, onun seçküı bir
evladınınağzındandökülüşüdür. 1789 Fran-
sız insan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ndc
de, 1948 BM tnsan Hakları Evrensel Bildir-
gesi'ndc de yer alan
u
n>plumlann baskıya kar-
şı direnme hakkı
T
'nın özlü bir anlatımıdır.
Ulusallık ölçütüyle de evrensellik ölçütüyle
de ayaklannı sapasağlam biçimde meşruluk
toprağına basan bir has savsözdür.
Tam bir yürek açıklığı ve tam bir düşünce
anlığıyla, inanarak söylüyorum ki:
Değerbilir ve soylu Tiirk ulusu, 28 Şubat'ı
ve ondan yansıyan aydınlığı denn belleğın-
de tüm canhlığıylakoruyor, komyacak!..
ACI KAYIP
Sevgili Dayım, çok değerli insan
ve ailemizin kıymetli büyüğü,
Atatürk ilkelerinin inançlı
savunucusu
İHSAN
TOPALOCLU
kaybettik.
Acımız sonsuzdur.
Muammer Topaloğlu
ACI KAYBIMIZ
Kilis eşrafından merhum Neşet Topaloğlu ve merhume Rukiye Topaloğlu'nun oğlu; merhume
Zekiye Çakmur, merhume Nckıf'c Topaloğlu ve merhum Dr. Ata Topaloğlu'nun kardeşi; merhum
Vasıf Çakmur, merhum Zekeriya Topaloğlu ve merhume Şükran Topaloğlu'nun kayınbiraderi;
Belma ve merhum I;
uad F.mi'rcan, Suna ve merhum Ümit Çakmur, Tülin ve Korhan Tugay, Dilek
ve Tekiıı Azaz, Esin ve Feridun Topaloğlu, Hülya ve Muammer Topaloğlu'nun kıymetli dayıları;
Zeynep Topaloğlu, Deva Çolakoğlu ve Öz Saka'ııın sevgili kayınpederi;
Ceyda, Ihsan, lpek ve Ant'ın sevgili dcdclen;
Ne.şet Topaloğlu, Leyla Çolakoğlu ve Selma Saka'ııın sevgili Babaları,
Carolina Diana lopaloğlu'nun hayat arkadaşı, çok scvgılı Bşi,
liski C\ 1P (îiresun Senatörii ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
İHSAN TOPALOĞLU
2 Nisan 2005 Cumartesi günü vcfat ütmıştir. ("enazesi 5 Nisan 2005 Salı günü THMM'de
yapılacak tören ve Aııkara Kocatepe Camii'nde kılınacak
öğle namazından sonra ('cbccı Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
AİLESİ
Nol: (,'elenk göıııJL-rilrnemesr, ısleyenlerin TEV'e bağışta bulunmalan rica olunur.
CIMHURİYET'TEN
OKURLARA
İBKAHİM YII.DIZ
İstanbul Ansiklopedisi
Büyük İlgi Gördü
Gazetecilerin meslek yaşamlarında mahkeme-
ye verilmesi doğaldır.
Yazdığınız haberin doğruluğuna inanıyorsanız
ya da elinizde belgeniz varsa haberde ısrar eder-
siniz.
Sonuçta, mahkemeye verilseniz de kanıtlarını-
zı ortaya koyarak kendinizi savunursunuz.
Birçok gazeteci mahkemeye verilir, belirtmeli-
yim ki benim de yüze yakın açılmış davam var.
Gazeteciler yalnız yazdıkları haberlerden değil,
köşe yazılarından ya da çizdikleri karikatürlerden
dolayı da mahkemeye verilirler.
Aslında gazetecinin, karikatüristin mahkemeye
verilmesi, meslektaşlarımızı daha da kamçıladığı
gibi şöhretini de aıitırır. Okurlar tarafından dik-
katlice izlenir.
•••
Kedili karikatürüyle gündeme gelen çizerimiz
Musa Kart da Türkiye sınırlarını aşarak dünya
basınında da yer aldı.
Dünyanın birçok gazetesi, televizyonu, Musa
Kart'ın karikatürünü kullanarak Türkiye'deki ba-
sın özgürlüğünü eleştirdi.
Son olarak Fran-
sa'nın önde gelen
gazetelerinden Le
Monde çizeri Plan-
tu, köşesini Musa
Kart'a ayırdı. Plantu,
karikatüründe Türki-
ye'deki basın özgür-
lüğünün karşı karşı-
ya bulunduğu tehli-
keye dikkat çekti.
Arkadaşımız Musa Kart, şöhretini dünya bası-
nına taşırken bunda en büyük katkıyı da Başba-
kan Erdoğan açtığı davayla yapmış oldu.
Geçen cumartesi akşamı İstanbul Armada
Otel'de karikatürcülerin gecesi vardı. Gecenin
yıldızı da Musa Kart'tı. Kart "Dava aleyhime so-
nuçlanırsa AİHM'ye gideceğim" diyordu.
Gecenin en önemli notuysa Başbakan Erdo-
ğan'ın kutlama telgrafıydı. Karikatürcüler Derne-
ği Başkanı Metin Peker'in bu mesajı mikrofon-
da duyurması salonda tebessümlere yol açtı.
• ••
Başbakanlık'a bağlı özelleştirme Idaresi Baş-
kanlığı, özelleştirilecek kurumlarla ilgili reklamlar
yayımlatıyor. Gazeteler ve televizyonlarda bu
ilanlara rastlamak olası.
Özelleştirme Idaresi'nin, bu reklamları verirken
adaletli davrandığını ya da kimi kurumları kayır-
dığını söylemek için aşağıdaki tabloya göz at~
mak yeterli.
Özelleştirme Idaresi Başkanı'nın bu reklamları
hangi ölçüye göre verdiğini ya da daha açıkçası
Cumhuriyet gazetesinin neden bu liste dışında
bırakıldığını da merak ediyoruz.
İşte liste:
Maliye Bakanı unakıtanın verdiği bilgiye göre 2004 yılında
gazete, dergi ve televlzyonlara yapılan ilan ödemelerl:
GAZETELER
HUHHİYL 1
SAUAI1
MİIIİYFT
AKÎ^AM
ZAMAN
WAi 1 6TR6E1
VATAN
FINANCIAI TIMFS
TÜRKİYE
TERCUMAN (DB)
DUNYA
YENI 5AFAK
VAKİT
RESMI GAZETE
TERCUMAN (HO)
DERGILER
IHE ECOMOMIST
Mİ 1AI. UMLLE.TTIN
LOYLH'SLIUI
1 191 901 MİÖ353
B2? 441 801 0^2
993.598.(»2.1ûe
^n4 Bfln :wo fifls
218.4W.731 V?B
İ?U1 JUBüm 71S
188 912 316 b1^
17? 560 616 /4Ö
Bfl H43 533 480
80.0M.7M.KM
83 122 9Bh abfl
67 3i)? 626 t)06
19 552 600 000
5 660.675 336
57 173 259 759
11 057 751 776
ü 173 3d9 4f33
EKONOMIST
BORSATURK
TELEVİZYONLAR
TRT
KANA1 0
BHOW
AIV
GNRC-R
DNN
NTV
STAR
TGRT
KACJAI 7
HABFFITUnK
SKYTV
SAMANYOLU
TV8
FLASHTV
TOPLAM
. 5.145.348.83/
. 2.030.69/67t>
524 QO1 990.000
477 676 773.669
414 718 090 979
243 879 440 000
23Ü 7UA tı74 773
İ"10b32^4ü7!j2
•718 653 518 398
148 170 84? 914
• 134581 ?44 543
• 130 622 949 /4b
: 89.224.931.222
1
S8 101 790.871
•0B1B9 338 348
: 44.15I.6H7 î] 1 7
:M.fl28.&28.71İ
:7.399.422,931.623 TL
Cumhuriyet, geçen hafta da özel halberleriyle
gündem yaratmayı sürdürdü.
AB'nin Kıbrıs'taki referandum sonrası verdiği
"KKTC ile doğrudan ticaret" sözünü tutmadığı-
nı, bu yönde birlikte oluşan kararın, Mehmet Ali
Talat'ın elini zayıflatmamak için 17 Nisan
2005'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminden
sonra açıklanacağını Ayhan Şimşek haberleştir-
di. Ayhan Şimşek, AKP hükümetinin AB ile Im-
zaladığı Gümrük Birliği Protokolü'nün de Güney
Kıbrıs Rum yönetimini fiili tanıma anlamına geldi-
ğini okurlarımızla paylaştı.
Cumhuriyet, AKP hükümeti döneminde yasa
yapma sürecindeki aksaklıkları da gündeme ta-
şıdı. Emine Kaplan ve llhan Taşcı, Türk Ceza
Yasası'nın (TCY) yürürlük tarihinin ertelenmesi,
hükümet tarafından çıkarılan düzenlemelerin
Köşk'ten ve Anayasa Mahkemesi'nden dönme-
sini, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in
müdahalelerini haberleştirdi.
••*
Asırlar Boyu İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk iki
sayısına gösterilen ilgi bizleri mutlu etti. Istan-
bul'la birlikte tarihe de ışık tutan bu çalışmanın
ilk sayılarını alamayan okurlarımız, İstanbul, An-
kara, Izmir, Adana ve Antalya bürolarımıza baş-
vurduklarında eksik fasiküllerini tamamlayabilir-
ler.
İyi haftalar.
GENEL KURULİLANI
TÜRK TİCARET BANKASI A.Ş.
MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİYARDIM DERNEĞI
YÖNETİM KURULU BAŞKANUĞI'NDAN
Demeğimizin Oağan Genel Kurul Toplantısının 22/4/2005 tariNne rasöayan
Cuma günü saat: 11 .OO'de Meddiyeköy Küttür Merkezi Kat Otoparifl Kat 6
Meddiyeköy / İSTANBUL adresinde aşağıdaki gündemi götüşmek üzere
toplanrnasına ekseriyetin sağlanamaması halinde 2. toplantının ayn adreste
ve ayn saatte 3074/2005 Cumartesi günü yaplmasına kararverilmiştir.
Sayın üyelerimize ve ilgililere önemle duyuuİLr.
G Ü N D E M :
1) Açılış ve saygı duruşu.
2) Başkanlık Dıvanı üyelerınin seçirni.
3) Yönetim Kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve gelir-gider tablola
rının okunması.
4) Denetleme Kurulu raporunun okunması.
5) Yönetim ve Denetleme Kurullan Raportan üzennde görüşme açılması.
6) Yönetim Kurulu üyelerinın ibrası.
7) DernekTüzüğü'nün değıştırilmesı.
8) Tüzük değişikliğı ile ılgılı Yönetim Kurulu'na redaksiyon yetkisi verilmesi.
9) Gelecek dönem tahmını bütçenin aynen veya değiştirilerek kabulü.
10) Yönetim Kurulu ve Denetım Kurulu asıl ve yedek üyelerinın seçimi.
11) Dilek ve temenniler.
12)Kapanış.