23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ! CUMHURİYET 3 NİSAN 2005 PAZAR HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN Eski Dostlap.••• Sevgili, Sosyalistin belirleyici niteliklerinden biri insan sevgisiyse eğer, Amele Erol bunun en güzel ör- neklerinden biriydi. Sosyalisti tanımlarken vazgeçilemeyecek olan hususlardan biri hangi görevi olursaolsun yük- sünmeden sırtlanmak ise, Amele buna da tıpa- tıp uyardı. Ve eğer, alçakgönüllülük vazgeçilmez vasfıy- sa sosyalistin, örneğini görürdün Amele Erol'un kişiliğinde. Parlak zekâsı, engin kültürü, titiz ama aynı za- manda kabından taşan kişiliğine herzaman hay- ranlık duyduğum müstesna dostum Ibrahim Çamlı, "herkesin gözünü generalliğe diktiği bir toplumda, küçük görevlere, çavuşluğa talip ol- duğunu, çünkü, şu anda onlara daha çok ihti- yaç olduğunu" söylerdi. Sanki Çamlı hem kendini hem de parti içinde, meslek yaşamında her görevi yüksünmeden yüklenen, sinema yaşamında küçük rollerle ün- lenen Arap Erol'u tarif ediyordu. ••• Onu ne zaman tanıdığımı hatırlamıyorum. Sah- neye girişi şaşaalı olmazdı ki... Sessizce süzülüverirdi yaşamınıza, sevgisinin damgasını vurarak ve bir daha çıkmamak üze- re... Herhalde Niyazı Dalyancı aracılığıyla tanış- mıştık. Çalıştığı ajans güç duruma düşüp tasfi- ye zorunluğunu duyunca, seksenli yıllarda Cum- huriyet'te birlikte çalışabilmek için aracı oldum. Yanlış yapmışım, o zaman gazeteyi yöneten kadro, günümüzün harika çocuklarını yetiştirmek misyonunu yüklenmişmiş, fark edememişim, onların Özkök modeli Erol değilmiş... Epeydir, kendi yaşamını da, bizimkini de da- ha da güzelleştiren eşi Nüzhet girmişti hayatı- na. Erol, Nüzhet Özkök, Niyazi Dalyancı, Uğur Kökden'le Burgaz Adası Kalpazankaya'sında birlikte geçirdiğimiz o 1 Eylül gününün anısı bu- hurdanlık gibi tütecek hep yorgun belleğimde. Hastalandığını haber aldıktan sonra da gö- rüştük. Her günü, sanki bize fazladan verilmiş bir armağandı. Ama yeterince görüşemediysek eğer, Niyazi gibi dostun hasıyla etkin olamayıp edilgin dost olmamızdan kaynaklanıyordu bu eksiklik. Ve ayrılık anı gelip çatınca Sevgili, her ıskala- dığın birlikte olma fırsatına daha çok yanıyor ve kendini daha çok suçluyorsun. Erol Özkök'ün TİP'Iİ, gazeteci, belediyeci, oyuncu dostları, 7 Nisan 2005 Perşembe günü saat 18.00'de, Sıraselviler'deki Nâzım Hikmet Vak- fı tiyatro salonunda bir araya gelecekler. Yaşamın yazgısı bu, kalan anılarlayetinerek has- ret gidermeye mahkûm. ••• Arap Erol'dan bir gün sonra yine gazeteden aldım Melda Türker'in ölüm haberini. Onu ve eşini 1988 yılında ABD'de tanımıştım. Ülkenin hapishanelerinin koşullarını düzeltmek için çaba harcıyordu, resmi bir kuruluşta çalışı- yor, bütün vaktini hapishaneleri gezerek, proje- ler geliştirerek harcıyordu. Çok güç, resmi makamları, politikacıları ve kamuoyunu ikna yönü pek çetrefil bir işe ada- mıştı kendini. Türkiye'de de bu yenilikleri uygulayabilmek için az gidip gelmedi vatanına.. politikacıların ve devletin ilgisizlik duvarına çarptı durdu. Unutulmaz bir anımız var. 1988 yılı mayıs sonları, Ohio'nun idari merke- zi Colombus'taki, adını Kızılderili dilinden alan Chilicati hapishanesiniziyaretediyorduk. Üçün- cü kuşaken modern yapılardan biriydi. Herşey elektronik, bahçe sınırlarında bile duvar ya da demir parmaklık yok. Uzatmayalım, ibadethaneleri gösteriyorlar. Müslümanlar için cami olup olmadığını sorduk. Olduğunu söyleyip bizi oraya götürdüler. Tesadüfe bakın ki, o gün de, ya ramazan ya da Kurban Bayramı. Büyük bölümü Afro-Amerikan olan dindaşımız mahkûmlar bizim Türk olduğumuzu duyunca çok heyecanlandılar. Içlerinden kalınca sesle biri, herkese duyurmak için yüksek sesle, - Gelin bakın, dedi, Türkiye'den Müslüman kardeşlerimiz gelmiş, halimiz nicedir diye gör- meye, bir derdimiz var mı diye sormaya... O anda bir sevgi çemberiyle kuşatıldık. Melda Hanım, çantasından mendilini çıkardı, kimseye göstermemeye çalışarak buğulanan gözlüklerini sildi. Nur içinde yatsın! asirmen@cumhuriyet.com.tr AKP'Lİ FIRAT'TAN ELEŞTİRİ 'Mumcu 'nun edep seviyesi düşük' ANKARA(Cumhu- ı iyet Biinısıı) - AKP Ge- nel Başkan Yardımcısı DengirMirMehmetFı- rat, ANAP Geııel Baş- kanlığı'na seçilen Er- kaıı Mumcu'nun AKP ile ilgili sözlerine tep- ki gosterdi. Fırat, "Sa- yın Mumcu'nun edep seviyesioldukça düşük" dcdi. Fırat, AKP 4. lstışa- re ve Değerlendirme Toplantısrnın yapıldı- ğı Kızılcahamam Asya Termal Otel'de gazete- cilere yaptığı açıklama- da, Mumcu'nun ANAP Kongresi'nde yaptığı konuşmayı izlediğini belirterek "Bir insanın, özeDMebir siyasetçinin hırsuun, akhıiuı ötesine geçtiğizamanhangi du- rumlara düşeceğini ib- retle izledim" diye ko- nuştu. Fırat, "Sayın Mumcu'nun edep sevi- yesi oldukça düşük" de- di. Fırat, Mumcu'nun sözleriyle ilgili yargı- ya da başvurabilecek- lerini söyledi. Genel başkan seçildiği kongrede eski lideri Erdoğan'ı hedef aldı: Kompleksli, bilgisiz ANAP'ta Mumcudönemi• ANAP'ın 4. olağanüstü kongresinde genel başkanlık koltuğıına oturan Erkan Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan'a ağır eleştiriler yöneltti. Erdoğan'ın milletvekili transferlerini eleştirmesine yanıt veren Mumcu, "Benim ar- kadaşlanm sana gelenler gibi mamaya gelmiyor" dedi. AYŞESAYIN ANKARA - Kültür ve Turizm Ba- kanlığı ile AKP'den istifa ederek ANAP'a katılan Erkan Mumcu 4. ola- ğanüstü kongrede genel başkanlığa seçildi. Mumcu, kongredeki konuş- masında eski genel başkanı ve Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan ile AKP'ye ağır eleştiriler yöneltti. Mumcu, AKP hükümetinin "şarhoş gibi yalpaladı- ğuu" söyledi. Mumcu, Başbakan'a yüklenerek "Her sözünii 'Bu böyle biline' şeklinde ferman gibi bildiren, kompleksli, bilgisiz üısanlara itaat et- meyiniz" dedi. ANAP'ın 4. olağanüstü kongresi, ANAP'lılann 3Kasım seçimlerinden sonra sönükgeçen iki kongrenin acısını çıkarnıak istercesine, "gövde gösterisinc" dönüştürdüğü kongreye, TiirkiyiMiiıı dört biryanuıdan partililer katıldı. dün Atatürk Spor Salonu'nda başla- dı. Erkan Mumcu, tek aday olarak gir- diği genel başkanlık yanşında oy kul- lanan 859 delegeden geçerli oylann 852'sinin oyunu olarak 6. genel baş- kan seçildi. Kongrede divan başkan- lığına eski Adalet Bakanı Oltan Sun- gurlu seçildi. Mumcu, genel başkan adayı olarak yaptığı konuşmasında AKP ve Erdo- ğan'a sert eleştiriler yöneltti. Konuş- masına, "Yüreğimi çıkarsam, i'linize versem, nıhumu çıkanp fotoğraf gibi önünüze koysam; ozaman ne söylemek istediğlmi anlatabilirim" diye başlayan Mumcu, öncelikle "Biz kinıiz" soru- suna yanıt aranması gerektiğini vur- guladı. "Biz, Türküz, Kürtüz, Çerke- ziz,Abazayız, Sünniyiz,Aleviyiz,biz in- suıım aııavatamyız" diyen Mumcu, şu görüşleri dile getirdi: "Sevgi için gel- dik. Biz, Yunus, Hacı Bektaş, Mevla- na, Hacı Bayram, Fatih Sultan Meh- met, Ulubatlı Hasan, Mustafa Ke- mal'iz,..BizTürkiyeyiz.HazretiAli'nin aslan yüreği, zülfikârdan kcskin kıh- cı, Hazreti Ömer'in adaletiyiz." Kendisi gibi halkın da 3 Kasım se- çimlerinde "içinde şifa dağıtan kris- tal kâse"ye benzettiği istikrann sağ- lanması için tek parti iktidarını iste- diğini belirten Mumcu, "Oğrendikki bunun için sadece iktidar, çoğunluğa sahip olnıak yetmiyor. Bu bir kültür, vizyon, Ilirikiııı, çağı anlamaişi. Bu bi- rikinı ve bilgiden, bu niyetveiradeden yoksun olanlar, gözlerimizle gördük ki, Türkiye'yi bu dertten kurtaramaz- lar" dedi. KONGREDEN NOTLAR 'Ozlem ve umut\ kongresiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'ın 4. Olağanüstü Kongresi, 3 Kasım yenilgisinin artmdan "köşelerine" çekilen partililer için "özlem ve umut" oldu. ANAP yöneticilerinin, 3 Kasım seçimle- rinden sonra sönük geçen iki kongrenin acı- sım çıkarmak istercesine, "gövde gösterisi- ne" dönüştürdüğü dünkü kongreye, Türki- ye'nin dört bir yanından partililer getirildi. Kongreden bazı ilgi çekici notlar şöyle: • 3 Kasım seçimlerinden sonra genel başkanlığı bırakan Mesut Yılmaz'ın ardın- dan "terkedilmiş" parti görüntüsüne bürü- nen ANAP'ın dünkü kongresine, "geçmiş parlak günlere duyulan özlem" ve Erkan Mumcu'yla yeniden "diriliş" beklentisini içeren mesajlar damgasını vurdu. • "Memleketim" şarkısı eşliğinde kong- re salonuna giren Erkan Mumcu salonda tur attıktan sonra kürsüye çıkarak partilileri se- lamladı. Bu sırada sinevizyonda "Umut" ya- zısı yer aldı. Mumcu'nun üzerine karanfil- ler atıldı. • Salona giren partililere ANAP ve Türk bayraklan dağıtıldı. Erkan Mumcu, kendi- sine protokol sıralarında aynlan yere geç- tikten sonra eşi Işm Mumcu ile birlikte bir süre Türk bayrağı salladı. • Başlangıçta coşkusuz bir görüntü çizen partilileri, 3 ay genel başkanvekilliği göre- vini yürüten Halil Ibrahim Özsoy'un coş- kulu konuşması hareketlendirdi. Mumcu ise "duygusalveşiirsel" bir girişle başlayıp Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerle sürdürdüğü konuşmasıyla, par- tililerin yoğun tezahüratı ve alkışım aldı. • Konuşmasını tamamladıktan sonra, milletvekillerini partililere tanıtmayı unu- tan Mumcu, bunun "heyecanına" bağlan- masını isteyip partiye katılan 9 milletveki- lini kürsüye çağınp birlikte partilileri selam- ladı. • ANAP'ın eski genel başkanlan Me- sut Yılmaz, Ali Talip Özdemir ve Nesrin Nas'ın kongreye mesaj göndermemesi ise dikkat çekti. Yüce Divan'da yargılanan eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ise konge de yer aldı. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN EM5 01 0U\y,6/\YRAK PEDİS'JM NEDİfi KC|?.7\LT(Ü5TU ei^E2P/\pÇASLgA Iktidarda "emniyetveemanetidra- kuıınbutunmadığmı''iddiaeden Mum- cu, AKP hükümetinin "sarhoş gibi yalpaladığını n söyledi. AKP'den isti- fasının ardından polemığe girmeme ka- ran aldığını kaydeden Mumcu, ancak muhataplarının kendisine "belden aşa- gıvurmaya" devam ettiğini söyledi. Er- doğan'ın 111111(1111 gözüniin içine ba- ka baka konuşmaya yüregi yetmediği için" kapalı toplantılardan sızan bil- gilerle polemiğe girdiğini savunan Mumcu, "Milletvekillerimizegönder- mede bulunuyor, 'Rozetleri kaça ver- diler, transferyapıldı' dcniyoı: Kötiisöz sahibineaittir" dedi. Haksızların kor- kak olduğunu, Erdoğan'ın da haksız olduğu için korktugunu belirten Mum- cu, "Cesaretin varsa cevap ver" diye- rek Erdoğan'dan CHP'den AKP'ye geçen milletvekillcrine "ne verdiğini, pazarlık karşılığı ve ihale için geçme- diklerini söyleme cesareti olup olma- dığuu" sordu.Mumcu, "Bizim verile- cek ihalemiz yok. Benim arkadaşla- run, sana gelenler gibi mamaya gelmi- yor... CHP'den AKP'ye milletvekili ge- çişleri yaşanmadı mı, o zaman Erdo- ğan Subayevleri'nin muhtarı nııydı, başbakan nııydı" dedi. Er- doğan'ın buyurgan tavrını da eleştiren Mumcu, "Her sözünii 'Bu böylc biline' şeklinde ferman gibi bildi- ren, kompleksli, bilgisizin- sanlara itaatetnıeyiniz. Eli- nizde tuttuğunuz oyuncak değil Sayın Başbakan. IVIil letin ağır acdaıınııı bedeli, elinde tuttuğun istikrar, onunla oynama, yanarsuı" dedi. Mumcu, Erdoğan'ın ba- şansızhklanna her zaman mazeret bulduğunu, son mazeretin ise "düğmeede- biyaü" olduğunu bildirdi. Kongre, çalışmalarını bu- gün MKYK ve merkez di- siplin kurulu (MDK) üye- liği seçimlerini yaparak sürdürecek. 'ERKEN SEÇİM iHANETTtR' SÖZLERİNE YAMT Ağar: Erdoğan ne dediğini bilmiyor ADIYAMAN (Cumhuriyet) - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Erken seçimden söz etmek bu ülkeye ihanettir" açıklamalanna tepki göstererek "Başbakan ya sinirli ya da ne dediğini bilmiyor. Herhalde maksadını aşan bir laf söyledi" dedi. DYP Adıyaman 11 Kongresi'ne katılan Ağar, hükümetin, milletin beklentilerinin altında ezildiğini söyledi. DYP'nin iktidarda olduğu dönemlerde çiftçinin, esnafın ezilmediğini savunan Ağar, şöyle konuştu: "Bu milletin yükü ağırdır, onlara ağır gelir. Oysa bu yük bize kuş kadar haflftir. Biz 50 yıldır imanla ve inançla çahşük. Üzerimizden yasaklar geçti, darbeler geçti. Biz kendimiz ezildik ama milleti ezdirmcdik. Millet de bunu bUdiği için gezdi, dolaşb, baklı ve gördü 'îstikbal buradadır' dedL" iktidar olduklannda sorunlardan kaçmayacaklannı belirten Ağar, türban sorununu çözme vaadinde bulundu. Başbakan Erdoğan'ın "Erken seçimden söz etmek bu ülkeye ihanettir'' sözlerine de değinen Ağar, "Demokraside seçim bir çaredir. Bugüne kadar erken seçim karan alan meclisler başka nııydı? Başbakan ya sinirli ya da ne dediğini bilmiyor. Herhalde maksadını aşan bir laf söyledi" diye konuştu. Ağar, konuşmasının ardından, CHP'den partilerine katılan Adıyaman'ın Atakent Belde Belediye Başkanı Mehmet Akgün'e rozet taktı. Ağar, daha sonra Kahramanmaraş'a geçti. DSP GENEL BAŞKANI ZEKİ SEZER: AKP, dış poJitikada büyük tavizler verdi MALATYA (Cumhuriyet) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Türkiye'nin, dış politika ve ulusal bütünlük konusunda sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek "Türkiye, sahip olduğu kaynaklarla bir şekilde ekonomik sorunlann üstesinden gelebUir. Ancak dış politikada kaybedilenleruı telaflsi zordur" dedi. Sezer, dün Malatya'da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de ekonomik sorunlann ağırlaştığını, ancak sorunun sadece bundan ibaret olmadığını ifade etti. Türkiye'nin dış politika ve ulusal bütünlük konusunda sıkıntılı bir süreçten geçtiğini vurgulayan Sezer, "Ekonomik sorun lıalkı bezdirmiş durumda. Ama bunlan bir şekilde aşanz. Ancak özellikle uluslararası alanda yitirdiğimiz mevzilerin geri dönüşü zor olabiliı" diye konuştu. Ankara Antlaşması imzalandığında KKTC'nin fiilen ortadan kalkacağını ifade eden Sezer, "Kıbns Rum Yönetimi, adanuı tek temsilcisi haline gelecek. Ardmdan askerin çekiunesi gündeme gelecek. Bunlar, neredeyse girilemeyeceği raporla kesinleşmiş AB uğruna yapıhyor" diye konuştu. Türkiye'de işsizliğin tarihin en büyük rakamına ulaştığını, AKP iktidarının 2.5 yılda yaptığı tek yatınmın duble yollar olduğunu belirten Sezer, "Onlar da tamir aşamasına geldl Dolayısıyla kaynaklar boşa harcanmış oldu. Borcuborçla ödüyomz. Bu beceriksizlik Türkiye'nuı ekonomide geleceğini büyük sıkuıüya sokuyor" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr "Itirafçı Fethl Çetin ve 'Yeşil' ile birlikte HEP'in Muş Malazgirt llçe Başkanı Harbi Arman'/ 'İfade vc rip gideceksin' diyerek JİTEM'in Diyarbakır'daki merkezinde sorgu- ladık. Sonra Yaytaş Köyü yakınla- rındaki Tuzik Deresi köprüsü altın- da kafasına iki el ateş edip cese- dini köprünün altına attık." "Amca çocukları Lokman ve Zana Zuhurlu 'nun evlerini itiraf- çılar Muhsin Gül ve Saniye Em- lük tespit etti. Daha sonra ben, Gül ve uzman çavuş Uğur ile bir- likte bunlan evlerinden gözaltına aldık. Zana Zuhurlu'yu Kozan mez- rası Taşlıdere'de öldürdük. Lok- man Zuhurlu'yu da Merkez Erimli Köyü yolu ikinci kilometredeki Ku- yaklı mevkilnde yakın mesafeden iki el ateş ederek öldürdük. Lok- man'ın cesedi iki gün sonra bulu- nabildi." " 'Palulu Zaza' lakabıyla bilinen 'Şehmus' kod adlı JİTEM görevlisi uzman çavuş Yüksel Uğur' la bir- likte Servet Aslan ve Şehabettin Bu Sizin Onurunuzu Zedelemiyor mu? Latîfeci'y; şehir merkezinde dola- şırlarken gözaltına aldık. Onları Jİ- TEM merkezine götürdük. Bu kişi- leri işkenceyle sorguladık. Işkence nedeniyle vücutlarında yanıklar ve kırıklar oldu. Daha sonra Şehabet- tin Latifeci kendini Palulu Zaza di- ye tanıtan uzman çavuş Yüksel Uğur tarafından boğularak öldürüldü. öl- dürülmeden önce çenesineyumruk vurulmuş, kemiği kırılmıştı." "Babası Diyarbakır'daki Kredi Yurt- lar Kurumu'nda bekçi olarak çalı- şan Servet Aslan da aynı yöntemle infaz edildi. Cesetleri, çuval içinde, Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki Merkez Erimli Köyü Kuşaklı mevki- inde köprünün altına attık. Yine uz- man çavuş Yüksel Uğur'la birlikte, PKK'ye yardım-yataklıkyaptıkları ve örgütün dağ kadrosunda oldukları- na inandığımız Mehmet Sıddık Et- yemez ve Ahmet CeylanV da Jl- TEM'de işkenceli sorgudan geçirdik. Bu klşlleri sonra iple boğarak öldür- dük. Çuvallara koyduğumuz ceset- leri Merkez Yaytaş Köyü Zorköy mez- rası yakınlarındaki Kervan Çeşmesi mevkiinde attık." "Abdülkadir Çelikbilek7 PKK'ye yardım ve kaçakçılık yapıyor suç- lamasıyla Diyarbakır Postanesi ci- varında ben, Kemal Emlük, Abdül- kerim Kırca, çavuş Uğur Yüksel bir- likte gözaltına alıp Toros arabaya bindirdik. JİTEM'e götürdük. Bu- radaki işkenceli sorgusunda üze- rinden para çıkmadı, yoksul bir adamdı, bizde de şüphe olmuştu. Ama bir defa almıştık. JİTEM alın- ca sağ bırakmaz. Uğur çavuş, el- leri arkadan pardösü kemerlyle bağlandıktan sonra onu boğarak öl- dürdü. Beyaz station arabasının arka kısmına Çelikbilek'in cesedi- ni koyduktan sonra Mardinkapı 'da- kimezarlığın duvannın dibine attık." PKK itirafçısı Abdülkadir Ay- gan'ın aylar önce özgür Gündem gazetesinde bu itirafları yayımlan- mıştı. Itirafçı Abdülkadir Aygan'ın an- lattıklarının gerçek olduğu anlaşıl- dı. 12 yıl önce gözaltında öldürü- len Murat Aslan'ın cesedi Aygan'ın itirafları doğrultusunda Şırnak'ın Si- lopi llçesi Körtük köyü yakınların- da bulundu. Olay doğrulandı. Bu- nun üzerine harekete geçen Diyar- bakır Cumhuriyet Savcısı Mithat Özcan, sekiz cinayetin daha faille- rinin izini buldu. AbdülkadirAygan'ın ifadeleri doğ- rultusunda altı itirafçıyla biri emekli binbaşı iki asker hakkında Diyarba- kır Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Aygan'la birlikte, emekli bin- başı Abdülkerim Kırca, halen Siirt Jandarma Komutanlığı'nda görevli uzman çavuş Uğur Yüksel'in yanı sı- ra 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldı- rım'ın da aralarında olduğu sanıklar, 'Cürüm işlemek için teşekkül oluş- turmak ve taammüden adam öldür- mek'ten yargılanacaklar. Savcılığın iddianamesinde; Jİ- TEM adı altında bir örgütlenmeye dikkat çekiliyor ve devlet adına ya- sadışı yollarla birçok adam öldür- me, adam kaçırma, PKK yandaşı olarak inandıkları kişiler aleyhine kendi çıkarlarına yönelik gasp ey- lemlerine girişme suçunun işlendi- ği belirtiliyor. Talimatları da şimdi emekli olan binbaşı Kırca'nın ver- diği ileri sürülüyor. Haberler ve olaylar bunlar. Bunlar bizim ülkemizde oldu. Buna benzer binlerce cinayet işlendi. Bu cinayet- ler, bu ülkenin yurttaşları olarak si- zin onurunuza dokunmuyor mu? Son dönemde onur üzerine çok şeyler söyleniyor ve yapıhyor da. Merak ettim. PKK de cinayetler iş- lemedi mi diye sorarsanız, bircina- yeti, bir zulmü, başka cinayetler, meşrulaştırmaz ve hafifletmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle