Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
!
CUMHURİYET 3 NİSAN 2005 PAZAR
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEN
Eski Dostlap.•••
Sevgili,
Sosyalistin belirleyici niteliklerinden biri insan
sevgisiyse eğer, Amele Erol bunun en güzel ör-
neklerinden biriydi.
Sosyalisti tanımlarken vazgeçilemeyecek olan
hususlardan biri hangi görevi olursaolsun yük-
sünmeden sırtlanmak ise, Amele buna da tıpa-
tıp uyardı.
Ve eğer, alçakgönüllülük vazgeçilmez vasfıy-
sa sosyalistin, örneğini görürdün Amele Erol'un
kişiliğinde.
Parlak zekâsı, engin kültürü, titiz ama aynı za-
manda kabından taşan kişiliğine herzaman hay-
ranlık duyduğum müstesna dostum Ibrahim
Çamlı, "herkesin gözünü generalliğe diktiği bir
toplumda, küçük görevlere, çavuşluğa talip ol-
duğunu, çünkü, şu anda onlara daha çok ihti-
yaç olduğunu" söylerdi.
Sanki Çamlı hem kendini hem de parti içinde,
meslek yaşamında her görevi yüksünmeden
yüklenen, sinema yaşamında küçük rollerle ün-
lenen Arap Erol'u tarif ediyordu.
•••
Onu ne zaman tanıdığımı hatırlamıyorum. Sah-
neye girişi şaşaalı olmazdı ki...
Sessizce süzülüverirdi yaşamınıza, sevgisinin
damgasını vurarak ve bir daha çıkmamak üze-
re...
Herhalde Niyazı Dalyancı aracılığıyla tanış-
mıştık. Çalıştığı ajans güç duruma düşüp tasfi-
ye zorunluğunu duyunca, seksenli yıllarda Cum-
huriyet'te birlikte çalışabilmek için aracı oldum.
Yanlış yapmışım, o zaman gazeteyi yöneten
kadro, günümüzün harika çocuklarını yetiştirmek
misyonunu yüklenmişmiş, fark edememişim,
onların Özkök modeli Erol değilmiş...
Epeydir, kendi yaşamını da, bizimkini de da-
ha da güzelleştiren eşi Nüzhet girmişti hayatı-
na. Erol, Nüzhet Özkök, Niyazi Dalyancı, Uğur
Kökden'le Burgaz Adası Kalpazankaya'sında
birlikte geçirdiğimiz o 1 Eylül gününün anısı bu-
hurdanlık gibi tütecek hep yorgun belleğimde.
Hastalandığını haber aldıktan sonra da gö-
rüştük. Her günü, sanki bize fazladan verilmiş
bir armağandı.
Ama yeterince görüşemediysek eğer, Niyazi
gibi dostun hasıyla etkin olamayıp edilgin dost
olmamızdan kaynaklanıyordu bu eksiklik.
Ve ayrılık anı gelip çatınca Sevgili, her ıskala-
dığın birlikte olma fırsatına daha çok yanıyor ve
kendini daha çok suçluyorsun.
Erol Özkök'ün TİP'Iİ, gazeteci, belediyeci,
oyuncu dostları, 7 Nisan 2005 Perşembe günü
saat 18.00'de, Sıraselviler'deki Nâzım Hikmet Vak-
fı tiyatro salonunda bir araya gelecekler.
Yaşamın yazgısı bu, kalan anılarlayetinerek has-
ret gidermeye mahkûm.
•••
Arap Erol'dan bir gün sonra yine gazeteden
aldım Melda Türker'in ölüm haberini.
Onu ve eşini 1988 yılında ABD'de tanımıştım.
Ülkenin hapishanelerinin koşullarını düzeltmek
için çaba harcıyordu, resmi bir kuruluşta çalışı-
yor, bütün vaktini hapishaneleri gezerek, proje-
ler geliştirerek harcıyordu.
Çok güç, resmi makamları, politikacıları ve
kamuoyunu ikna yönü pek çetrefil bir işe ada-
mıştı kendini.
Türkiye'de de bu yenilikleri uygulayabilmek
için az gidip gelmedi vatanına.. politikacıların ve
devletin ilgisizlik duvarına çarptı durdu.
Unutulmaz bir anımız var.
1988 yılı mayıs sonları, Ohio'nun idari merke-
zi Colombus'taki, adını Kızılderili dilinden alan
Chilicati hapishanesiniziyaretediyorduk. Üçün-
cü kuşaken modern yapılardan biriydi. Herşey
elektronik, bahçe sınırlarında bile duvar ya da
demir parmaklık yok.
Uzatmayalım, ibadethaneleri gösteriyorlar.
Müslümanlar için cami olup olmadığını sorduk.
Olduğunu söyleyip bizi oraya götürdüler.
Tesadüfe bakın ki, o gün de, ya ramazan ya
da Kurban Bayramı.
Büyük bölümü Afro-Amerikan olan dindaşımız
mahkûmlar bizim Türk olduğumuzu duyunca
çok heyecanlandılar.
Içlerinden kalınca sesle biri, herkese duyurmak
için yüksek sesle,
- Gelin bakın, dedi, Türkiye'den Müslüman
kardeşlerimiz gelmiş, halimiz nicedir diye gör-
meye, bir derdimiz var mı diye sormaya...
O anda bir sevgi çemberiyle kuşatıldık.
Melda Hanım, çantasından mendilini çıkardı,
kimseye göstermemeye çalışarak buğulanan
gözlüklerini sildi.
Nur içinde yatsın!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
AKP'Lİ FIRAT'TAN ELEŞTİRİ
'Mumcu 'nun edep
seviyesi düşük'
ANKARA(Cumhu-
ı iyet Biinısıı) - AKP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
DengirMirMehmetFı-
rat, ANAP Geııel Baş-
kanlığı'na seçilen Er-
kaıı Mumcu'nun AKP
ile ilgili sözlerine tep-
ki gosterdi. Fırat, "Sa-
yın Mumcu'nun edep
seviyesioldukça düşük"
dcdi.
Fırat, AKP 4. lstışa-
re ve Değerlendirme
Toplantısrnın yapıldı-
ğı Kızılcahamam Asya
Termal Otel'de gazete-
cilere yaptığı açıklama-
da, Mumcu'nun ANAP
Kongresi'nde yaptığı
konuşmayı izlediğini
belirterek "Bir insanın,
özeDMebir siyasetçinin
hırsuun, akhıiuı ötesine
geçtiğizamanhangi du-
rumlara düşeceğini ib-
retle izledim" diye ko-
nuştu. Fırat, "Sayın
Mumcu'nun edep sevi-
yesi oldukça düşük" de-
di. Fırat, Mumcu'nun
sözleriyle ilgili yargı-
ya da başvurabilecek-
lerini söyledi.
Genel başkan seçildiği kongrede eski lideri Erdoğan'ı hedef aldı: Kompleksli, bilgisiz
ANAP'ta Mumcudönemi• ANAP'ın 4. olağanüstü
kongresinde genel başkanlık
koltuğıına oturan Erkan
Mumcu, Başbakan Tayyip
Erdoğan'a ağır eleştiriler
yöneltti. Erdoğan'ın milletvekili
transferlerini eleştirmesine
yanıt veren Mumcu, "Benim ar-
kadaşlanm sana gelenler gibi
mamaya gelmiyor" dedi.
AYŞESAYIN
ANKARA - Kültür ve Turizm Ba-
kanlığı ile AKP'den istifa ederek
ANAP'a katılan Erkan Mumcu 4. ola-
ğanüstü kongrede genel başkanlığa
seçildi. Mumcu, kongredeki konuş-
masında eski genel başkanı ve Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan ile AKP'ye
ağır eleştiriler yöneltti. Mumcu, AKP
hükümetinin "şarhoş gibi yalpaladı-
ğuu" söyledi. Mumcu, Başbakan'a
yüklenerek "Her sözünii 'Bu böyle
biline' şeklinde ferman gibi bildiren,
kompleksli, bilgisiz üısanlara itaat et-
meyiniz" dedi.
ANAP'ın 4. olağanüstü kongresi,
ANAP'lılann
3Kasım
seçimlerinden
sonra sönükgeçen
iki kongrenin
acısını çıkarnıak
istercesine,
"gövde
gösterisinc"
dönüştürdüğü
kongreye,
TiirkiyiMiiıı dört
biryanuıdan
partililer katıldı.
dün Atatürk Spor Salonu'nda başla-
dı. Erkan Mumcu, tek aday olarak gir-
diği genel başkanlık yanşında oy kul-
lanan 859 delegeden geçerli oylann
852'sinin oyunu olarak 6. genel baş-
kan seçildi. Kongrede divan başkan-
lığına eski Adalet Bakanı Oltan Sun-
gurlu seçildi.
Mumcu, genel başkan adayı olarak
yaptığı konuşmasında AKP ve Erdo-
ğan'a sert eleştiriler yöneltti. Konuş-
masına, "Yüreğimi çıkarsam, i'linize
versem, nıhumu çıkanp fotoğraf gibi
önünüze koysam; ozaman ne söylemek
istediğlmi anlatabilirim" diye başlayan
Mumcu, öncelikle "Biz kinıiz" soru-
suna yanıt aranması gerektiğini vur-
guladı. "Biz, Türküz, Kürtüz, Çerke-
ziz,Abazayız, Sünniyiz,Aleviyiz,biz in-
suıım aııavatamyız" diyen Mumcu, şu
görüşleri dile getirdi: "Sevgi için gel-
dik. Biz, Yunus, Hacı Bektaş, Mevla-
na, Hacı Bayram, Fatih Sultan Meh-
met, Ulubatlı Hasan, Mustafa Ke-
mal'iz,..BizTürkiyeyiz.HazretiAli'nin
aslan yüreği, zülfikârdan kcskin kıh-
cı, Hazreti Ömer'in adaletiyiz."
Kendisi gibi halkın da 3 Kasım se-
çimlerinde "içinde şifa dağıtan kris-
tal kâse"ye benzettiği istikrann sağ-
lanması için tek parti iktidarını iste-
diğini belirten Mumcu, "Oğrendikki
bunun için sadece iktidar, çoğunluğa
sahip olnıak yetmiyor. Bu bir kültür,
vizyon, Ilirikiııı, çağı anlamaişi. Bu bi-
rikinı ve bilgiden, bu niyetveiradeden
yoksun olanlar, gözlerimizle gördük
ki, Türkiye'yi bu dertten kurtaramaz-
lar" dedi.
KONGREDEN NOTLAR
'Ozlem
ve umut\
kongresiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP'ın 4. Olağanüstü Kongresi, 3 Kasım
yenilgisinin artmdan "köşelerine" çekilen
partililer için "özlem ve umut" oldu.
ANAP yöneticilerinin, 3 Kasım seçimle-
rinden sonra sönük geçen iki kongrenin acı-
sım çıkarmak istercesine, "gövde gösterisi-
ne" dönüştürdüğü dünkü kongreye, Türki-
ye'nin dört bir yanından partililer getirildi.
Kongreden bazı ilgi çekici notlar şöyle:
• 3 Kasım seçimlerinden sonra genel
başkanlığı bırakan Mesut Yılmaz'ın ardın-
dan "terkedilmiş" parti görüntüsüne bürü-
nen ANAP'ın dünkü kongresine, "geçmiş
parlak günlere duyulan özlem" ve Erkan
Mumcu'yla yeniden "diriliş" beklentisini
içeren mesajlar damgasını vurdu.
• "Memleketim" şarkısı eşliğinde kong-
re salonuna giren Erkan Mumcu salonda tur
attıktan sonra kürsüye çıkarak partilileri se-
lamladı. Bu sırada sinevizyonda "Umut" ya-
zısı yer aldı. Mumcu'nun üzerine karanfil-
ler atıldı.
• Salona giren partililere ANAP ve Türk
bayraklan dağıtıldı. Erkan Mumcu, kendi-
sine protokol sıralarında aynlan yere geç-
tikten sonra eşi Işm Mumcu ile birlikte bir
süre Türk bayrağı salladı.
• Başlangıçta coşkusuz bir görüntü çizen
partilileri, 3 ay genel başkanvekilliği göre-
vini yürüten Halil Ibrahim Özsoy'un coş-
kulu konuşması hareketlendirdi. Mumcu
ise "duygusalveşiirsel" bir girişle başlayıp
Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelik sert
eleştirilerle sürdürdüğü konuşmasıyla, par-
tililerin yoğun tezahüratı ve alkışım aldı.
• Konuşmasını tamamladıktan sonra,
milletvekillerini partililere tanıtmayı unu-
tan Mumcu, bunun "heyecanına" bağlan-
masını isteyip partiye katılan 9 milletveki-
lini kürsüye çağınp birlikte partilileri selam-
ladı.
• ANAP'ın eski genel başkanlan Me-
sut Yılmaz, Ali Talip Özdemir ve Nesrin
Nas'ın kongreye mesaj göndermemesi ise
dikkat çekti. Yüce Divan'da yargılanan
eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer ise konge de yer aldı.
IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
EM5 01 0U\y,6/\YRAK
PEDİS'JM NEDİfi KC|?.7\LT(Ü5TU
ei^E2P/\pÇASLgA
Iktidarda "emniyetveemanetidra-
kuıınbutunmadığmı''iddiaeden Mum-
cu, AKP hükümetinin "sarhoş gibi
yalpaladığını
n
söyledi. AKP'den isti-
fasının ardından polemığe girmeme ka-
ran aldığını kaydeden Mumcu, ancak
muhataplarının kendisine "belden aşa-
gıvurmaya" devam ettiğini söyledi. Er-
doğan'ın 111111(1111 gözüniin içine ba-
ka baka konuşmaya yüregi yetmediği
için" kapalı toplantılardan sızan bil-
gilerle polemiğe girdiğini savunan
Mumcu, "Milletvekillerimizegönder-
mede bulunuyor, 'Rozetleri kaça ver-
diler, transferyapıldı' dcniyoı: Kötiisöz
sahibineaittir" dedi. Haksızların kor-
kak olduğunu, Erdoğan'ın da haksız
olduğu için korktugunu belirten Mum-
cu, "Cesaretin varsa cevap ver" diye-
rek Erdoğan'dan CHP'den AKP'ye
geçen milletvekillcrine "ne verdiğini,
pazarlık karşılığı ve ihale için geçme-
diklerini söyleme cesareti olup olma-
dığuu" sordu.Mumcu, "Bizim verile-
cek ihalemiz yok. Benim arkadaşla-
run, sana gelenler gibi mamaya gelmi-
yor... CHP'den AKP'ye milletvekili ge-
çişleri yaşanmadı mı, o zaman Erdo-
ğan Subayevleri'nin muhtarı nııydı,
başbakan nııydı" dedi. Er-
doğan'ın buyurgan tavrını
da eleştiren Mumcu, "Her
sözünii 'Bu böylc biline'
şeklinde ferman gibi bildi-
ren, kompleksli, bilgisizin-
sanlara itaatetnıeyiniz. Eli-
nizde tuttuğunuz oyuncak
değil Sayın Başbakan. IVIil
letin ağır acdaıınııı bedeli,
elinde tuttuğun istikrar,
onunla oynama, yanarsuı"
dedi.
Mumcu, Erdoğan'ın ba-
şansızhklanna her zaman
mazeret bulduğunu, son
mazeretin ise "düğmeede-
biyaü" olduğunu bildirdi.
Kongre, çalışmalarını bu-
gün MKYK ve merkez di-
siplin kurulu (MDK) üye-
liği seçimlerini yaparak
sürdürecek.
'ERKEN SEÇİM iHANETTtR' SÖZLERİNE YAMT
Ağar: Erdoğan ne
dediğini bilmiyor
ADIYAMAN (Cumhuriyet) -
DYP Genel Başkanı Mehmet
Ağar, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın "Erken seçimden
söz etmek bu ülkeye ihanettir"
açıklamalanna tepki göstererek
"Başbakan ya sinirli ya da ne
dediğini bilmiyor. Herhalde
maksadını aşan bir
laf söyledi" dedi.
DYP Adıyaman 11
Kongresi'ne katılan
Ağar, hükümetin,
milletin
beklentilerinin
altında ezildiğini
söyledi. DYP'nin
iktidarda olduğu
dönemlerde
çiftçinin, esnafın ezilmediğini
savunan Ağar, şöyle konuştu:
"Bu milletin yükü ağırdır,
onlara ağır gelir. Oysa bu yük
bize kuş kadar haflftir. Biz 50
yıldır imanla ve inançla çahşük.
Üzerimizden yasaklar geçti,
darbeler geçti. Biz kendimiz
ezildik ama milleti ezdirmcdik.
Millet de bunu bUdiği için gezdi,
dolaşb, baklı ve gördü
'îstikbal buradadır' dedL"
iktidar olduklannda
sorunlardan kaçmayacaklannı
belirten Ağar, türban sorununu
çözme vaadinde bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın "Erken
seçimden söz etmek
bu ülkeye ihanettir''
sözlerine de değinen
Ağar,
"Demokraside seçim
bir çaredir. Bugüne
kadar erken seçim
karan alan meclisler
başka nııydı?
Başbakan ya sinirli
ya da ne dediğini
bilmiyor. Herhalde maksadını
aşan bir laf söyledi" diye
konuştu. Ağar, konuşmasının
ardından, CHP'den partilerine
katılan Adıyaman'ın Atakent
Belde Belediye Başkanı
Mehmet Akgün'e rozet taktı.
Ağar, daha sonra
Kahramanmaraş'a geçti.
DSP GENEL BAŞKANI ZEKİ SEZER:
AKP, dış poJitikada
büyük tavizler verdi
MALATYA (Cumhuriyet) - DSP
Genel Başkanı Zeki Sezer,
Türkiye'nin, dış politika ve
ulusal bütünlük konusunda
sıkıntılı bir süreçten geçtiğini
belirterek "Türkiye, sahip
olduğu kaynaklarla bir şekilde
ekonomik sorunlann üstesinden
gelebUir. Ancak dış
politikada
kaybedilenleruı
telaflsi zordur" dedi.
Sezer, dün
Malatya'da
düzenlediği basın
toplantısında,
Türkiye'de
ekonomik sorunlann
ağırlaştığını, ancak
sorunun sadece bundan ibaret
olmadığını ifade etti.
Türkiye'nin dış politika ve
ulusal bütünlük konusunda
sıkıntılı bir süreçten geçtiğini
vurgulayan Sezer, "Ekonomik
sorun lıalkı bezdirmiş durumda.
Ama bunlan bir şekilde aşanz.
Ancak özellikle uluslararası
alanda yitirdiğimiz mevzilerin
geri dönüşü zor olabiliı" diye
konuştu. Ankara Antlaşması
imzalandığında KKTC'nin fiilen
ortadan kalkacağını ifade eden
Sezer, "Kıbns Rum Yönetimi,
adanuı tek temsilcisi haline
gelecek. Ardmdan askerin
çekiunesi gündeme
gelecek. Bunlar,
neredeyse
girilemeyeceği raporla
kesinleşmiş AB
uğruna yapıhyor"
diye konuştu.
Türkiye'de işsizliğin
tarihin en büyük
rakamına ulaştığını,
AKP iktidarının 2.5
yılda yaptığı tek yatınmın duble
yollar olduğunu belirten Sezer,
"Onlar da tamir aşamasına geldl
Dolayısıyla kaynaklar boşa
harcanmış oldu. Borcuborçla
ödüyomz. Bu beceriksizlik
Türkiye'nuı ekonomide
geleceğini büyük sıkuıüya
sokuyor" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
"Itirafçı Fethl Çetin ve 'Yeşil' ile
birlikte HEP'in Muş Malazgirt llçe
Başkanı Harbi Arman'/ 'İfade vc
rip gideceksin' diyerek JİTEM'in
Diyarbakır'daki merkezinde sorgu-
ladık. Sonra Yaytaş Köyü yakınla-
rındaki Tuzik Deresi köprüsü altın-
da kafasına iki el ateş edip cese-
dini köprünün altına attık."
"Amca çocukları Lokman ve
Zana Zuhurlu 'nun evlerini itiraf-
çılar Muhsin Gül ve Saniye Em-
lük tespit etti. Daha sonra ben,
Gül ve uzman çavuş Uğur ile bir-
likte bunlan evlerinden gözaltına
aldık. Zana Zuhurlu'yu Kozan mez-
rası Taşlıdere'de öldürdük. Lok-
man Zuhurlu'yu da Merkez Erimli
Köyü yolu ikinci kilometredeki Ku-
yaklı mevkilnde yakın mesafeden
iki el ateş ederek öldürdük. Lok-
man'ın cesedi iki gün sonra bulu-
nabildi."
" 'Palulu Zaza' lakabıyla bilinen
'Şehmus' kod adlı JİTEM görevlisi
uzman çavuş Yüksel Uğur' la bir-
likte Servet Aslan ve Şehabettin
Bu Sizin Onurunuzu Zedelemiyor mu?
Latîfeci'y; şehir merkezinde dola-
şırlarken gözaltına aldık. Onları Jİ-
TEM merkezine götürdük. Bu kişi-
leri işkenceyle sorguladık. Işkence
nedeniyle vücutlarında yanıklar ve
kırıklar oldu. Daha sonra Şehabet-
tin Latifeci kendini Palulu Zaza di-
ye tanıtan uzman çavuş Yüksel Uğur
tarafından boğularak öldürüldü. öl-
dürülmeden önce çenesineyumruk
vurulmuş, kemiği kırılmıştı."
"Babası Diyarbakır'daki Kredi Yurt-
lar Kurumu'nda bekçi olarak çalı-
şan Servet Aslan da aynı yöntemle
infaz edildi. Cesetleri, çuval içinde,
Silvan-Diyarbakır yolu üzerindeki
Merkez Erimli Köyü Kuşaklı mevki-
inde köprünün altına attık. Yine uz-
man çavuş Yüksel Uğur'la birlikte,
PKK'ye yardım-yataklıkyaptıkları ve
örgütün dağ kadrosunda oldukları-
na inandığımız Mehmet Sıddık Et-
yemez ve Ahmet CeylanV da Jl-
TEM'de işkenceli sorgudan geçirdik.
Bu klşlleri sonra iple boğarak öldür-
dük. Çuvallara koyduğumuz ceset-
leri Merkez Yaytaş Köyü Zorköy mez-
rası yakınlarındaki Kervan Çeşmesi
mevkiinde attık."
"Abdülkadir Çelikbilek7 PKK'ye
yardım ve kaçakçılık yapıyor suç-
lamasıyla Diyarbakır Postanesi ci-
varında ben, Kemal Emlük, Abdül-
kerim Kırca, çavuş Uğur Yüksel bir-
likte gözaltına alıp Toros arabaya
bindirdik. JİTEM'e götürdük. Bu-
radaki işkenceli sorgusunda üze-
rinden para çıkmadı, yoksul bir
adamdı, bizde de şüphe olmuştu.
Ama bir defa almıştık. JİTEM alın-
ca sağ bırakmaz. Uğur çavuş, el-
leri arkadan pardösü kemerlyle
bağlandıktan sonra onu boğarak öl-
dürdü. Beyaz station arabasının
arka kısmına Çelikbilek'in cesedi-
ni koyduktan sonra Mardinkapı 'da-
kimezarlığın duvannın dibine attık."
PKK itirafçısı Abdülkadir Ay-
gan'ın aylar önce özgür Gündem
gazetesinde bu itirafları yayımlan-
mıştı. Itirafçı Abdülkadir Aygan'ın an-
lattıklarının gerçek olduğu anlaşıl-
dı. 12 yıl önce gözaltında öldürü-
len Murat Aslan'ın cesedi Aygan'ın
itirafları doğrultusunda Şırnak'ın Si-
lopi llçesi Körtük köyü yakınların-
da bulundu. Olay doğrulandı. Bu-
nun üzerine harekete geçen Diyar-
bakır Cumhuriyet Savcısı Mithat
Özcan, sekiz cinayetin daha faille-
rinin izini buldu.
AbdülkadirAygan'ın ifadeleri doğ-
rultusunda altı itirafçıyla biri emekli
binbaşı iki asker hakkında Diyarba-
kır Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava
açıldı. Aygan'la birlikte, emekli bin-
başı Abdülkerim Kırca, halen Siirt
Jandarma Komutanlığı'nda görevli
uzman çavuş Uğur Yüksel'in yanı sı-
ra 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldı-
rım'ın da aralarında olduğu sanıklar,
'Cürüm işlemek için teşekkül oluş-
turmak ve taammüden adam öldür-
mek'ten yargılanacaklar.
Savcılığın iddianamesinde; Jİ-
TEM adı altında bir örgütlenmeye
dikkat çekiliyor ve devlet adına ya-
sadışı yollarla birçok adam öldür-
me, adam kaçırma, PKK yandaşı
olarak inandıkları kişiler aleyhine
kendi çıkarlarına yönelik gasp ey-
lemlerine girişme suçunun işlendi-
ği belirtiliyor. Talimatları da şimdi
emekli olan binbaşı Kırca'nın ver-
diği ileri sürülüyor.
Haberler ve olaylar bunlar. Bunlar
bizim ülkemizde oldu. Buna benzer
binlerce cinayet işlendi. Bu cinayet-
ler, bu ülkenin yurttaşları olarak si-
zin onurunuza dokunmuyor mu?
Son dönemde onur üzerine çok
şeyler söyleniyor ve yapıhyor da.
Merak ettim. PKK de cinayetler iş-
lemedi mi diye sorarsanız, bircina-
yeti, bir zulmü, başka cinayetler,
meşrulaştırmaz ve hafifletmez.