Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NİSAN 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(u cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAY AKIN
Yüzünde sabah rüzgârı...Yıllar öncesinde 'peder hakkı' de-
nilen üç marifet çocuklara mutlaka öğ-
retilirdi. Bunlar atıcılık, yiizme ve ata
binmeydi. Bu üç marifetin bir çocuk ta-
rafından öğrenilmesi yalnızca 'kibar-
zade'lere mahsus değildi. Hangi sınıf-
tan olursa olsun on yaşına gelen her
çocuk atıcılık, yiizme ve ata binnıe ko-
nularında eğitilmeye başlanırdı.
Biniciliği öğrenen bir çocuğun yap-
mak istediği en gösterişli nunıara hiç
şüphesiz ki 'eyer boşaltmak'u. At ko-
şarken altına girmek ve sonra yeniden
eyere çıkmak en çok alkış toplayan
gösteri olduğundan, her çocuk bir gün
bu marifete sahip olma düşüyle uyku-
ya dalardı.
Çocuk ve at denildiğindc akıllara ge-
len ilk öykü Ömer Seyfcttin'in 'Ka-
şağı' adlı eseridir. Pek çoğumuzun
okııduğu bu öyküye adını veren kaşa-
ğı, atın sırtında gezdirilirken 'maval'
makamında nameler söylenirdi. Büyük
konaklardakı seyislerin çoğu Halep,
Şam, Beyrut gibi kentlerden getirildi-
ğinden, nameler de Arapça olurdu. Caz
müziğinin kökeni, Amerika'ya köle
olarak getirilen karatenli insanların,
demiryollarında çalışırlarken, taşıdık-
ları rayları üst üste koyarken çıkan se-
si, söyledikleri Afrika ezgileriyle bir-
leştirmeleridir. Bu uyum arayışı, atlar
kaşağılanırken, ahırlarımızda da yapı-
lırdı. Seyisler de, kaşağıya takılı halka-
lann ve atın sırtından çtkan sesin oku-
dukları maval ile uyum içinde olması-
na gayret gösterirlerdi!..
En makbul atlar...
Konaklarda atlara bakmakla görevli
seyis, tavla ıışağı ve tımarcı gibi çalı-
şanlann başında 'Emir-i ahur ağa' de-
nilen bir yetkili vardı. Ahırın tüm so-
rumluluğu ona aitti. Emir-i ahur ağa
atlardan çok iyi anladığı için, gündelik
yaşamda saygı görür, nereye gitse ha-
tırı sayıhrdı.
Harmani renkli atlar diğerlerine göre da-
ha kuvvetli kabul edilirdi. Uzun boyunlu,
uzun kirpikli, kulakları ince ve uzun, ba-
kışı güzel olan ata ise 'Yüzünde sabah
rüzgârı var' anlamına gelen 'Yüzünde
bad-ı saba var' denilirdi. tki kulak arası
geniş, dişleri ufak, yüzündeki elmacık ke-
mikleri ufak, omuzları yüksek ve en
önemlisi sudan geçerken önce sağ ayağı-
nı atan atlar pek makbuldü.
Atın alnındaki beyaz leke burnunu ge-
çer de alt dudağına kadar uzanırsa 'nıülı
lü' denilir ve makbul sayılmazdı. Bütün
bu özellikler Istanbul'a getirilen ve Fa-
tih Camii çevresinde haftanın belirli
günlerınde kurulan 'At Pazarı'nda satı-
lan atlarda aranılırdı. Oysa Anadolu'da
ise çıkarsız, beklentisiz at sevgisini içe-
ren Köroğlu'nun öyküsü anlatılırdı!..
Halk arasında en çok konuşulan atlar-
dan biri de, II. Abdülhamit'e Ahmet
Adnan Paşa tarafından armağan edilen
bir Arap atıydı. Bu at, cuma geceleri
yem yemeden ve su içmeden yemlik
önünde durur ve de ön ayaklarını yere
koyup kaldırırmış!.. Söz konusu at pa-
dişah tarafından Plevne Gazisi Osman
Paşa'ya verilmiştir.
vefasızlığın geceslnde
Tüm bu anlattıklarımız îstanbul'un
gündelik yaşamından kaybolan atın
unutulan özelliklerinden yalnızca bir-
kaçıdır. Atlarla birlikte nalbantlar da
unutuldu gitti. Ben, ne zaman bir yu-
murta görsem yıllar öncesinin usta nal-
bantlarını anımsarım. Yumurtayla nal-
bantın ne işi var, demeyin!.. Nalbantlar
ustalıklarını göstermek için, yumurtala-
ra ufak çivilerle nallar mıhlar ve onları
kapılarına asarlardı!..
Çemberlitaş etrafında çul, köstek, bel-
leme, yular gibi at sahiplerine malzeme
yapıp satan dükkânlar çoğunluktaydı.
Bu nalzemeler genellikle mavi boncuk-
larla süslenirdi.
Kaybolan deyişlerden biri de şudur:
Alma alı, sat yağızı
Sakla kırı, bin doruya
Bu deyişten anlaşılacağı gibi atlarda
en kabul gören renk kır ve doru idi. Da-
ha nice deyiş vardır at üstüne, ama ne
yazık ki çoğu unutulmuş, söylenmez ol-
muştur...
Tarih boyunca tüm insanlara en yakın
olan, tarlada onunla birlikte çalışan,
dünyayı onunla birlikte gezen bu güzel
hayvan için 'sabah rüzgârı' kayboldu
çoktan. Akşam rüzgârı bile kalmadı atın
yüzünde...
O şimdi, vefasızlığın gecesinde yıldız-
lara bakarak, insan yaşamındaki eski de-
ğerini özlüyor.
KULTOR * SANAT (0212) 293 89 78
iımııuiı ılvlıiEHlıı HLEIHHI
GEMAL BEŞİT R[V
KONBER 8AI1ONUİ
> n ı sa n
CRR www.ibb.gov.tr
www.crrks.org
2005
1. UÜJSIAKAIIASI 1 llll
DÜNYA MÜZİĞİ GÜNLERİ
Faİz Ali Fai2
Fılı Ali falı (Apıa vohal), ttıhmat All (Volal / harmonlum),
Ri*w«n All (Tabla), Karamat All Asad (Vokal / tıatmonlum) Irtlı.ıl
K«ınql (Vgkal / alkll), Kalctin Akhıar (Vokal / alh;), lay.ı/
Nuualrt MHul / ılkıt), Shahld Nsdecm (Vokal / alkij), kaılıil
All (İMiiCİ volutlv
Hüsnü
Şenlendirici
VVorld Ensemble
NIKnd Sıml.ndlrlcl (Kfcrnıa)
Orhan Şallıel (Piyano
l>ı,ı»« T.ıcnlılltk (B.f,l.,,m)
LL,I»,,, (,Hik!.T. (lu
Mchmet «Wıw (Vı»n,«(,Tgıl«ı)
T.C. Kültiir ve Turizm Bakanlığı
Samsun Devlet
Türk Müziği Topluluğu
"UleDevrlndetfrkMüzlğl"
Koro Seli. Dr. Murat Sjllıtı Tu
Burgaz Opera Ve Filarmoni
Demeği Bale Topluluğu
Parls'te Bir Gece
Sanat YOnetmeni ve Bajkoreogrtf Hlkmct Mehmedov
Ross Daly & Labyrinth /
Trio Chemİrani
Dfnmhld Clnmlranl (Zarb), Bljın Clremirani (Zub ronbak,
dd), Keyvan Chemlranl (Zarb tonbak, l)eti(tlr uıt), RoH Daly
(Clrlt llrl, rebalı. u ı larhıı -k™«ıv»), Harlı Lambrakls (Neyi,
KeKv Tbutn* (Clrll liri), Perlkllı Paıjapelropoukıs (Saz, lavta),
Sttlloı Ptum (ölrlt llrl, m, I'VU). Amıellna Tkatchnva
(Stnlltf)
incesaz Topluluğu
"Istanbul Şarkıiarı"
Solijtlcr: MeHhat CDIıet VQ Mıinlp Utandı
Mural Aydomlr (l.lnhur lavta), Uerya lürk,m (krrrrffnçe),
Taner Sayacıoâlu (kanun), Akın Aral (baı gltar), tngln CUr
(vurmali(aİ5iSr),C.ıis
l!0ıluraHjllar) 3
Joji Hirota
Taiko Drummers
MIHInıM
Kavler Boulftnger
N«ı »...ıUnBtr
mklkoKatıı
Mahvvash
Her EnsembleU*»d M«tı*aıh (Vokal),
Daoud Ktian Sadaıal (Rebab k tarad),
S t l t o Ntlnml (Ztrlnghali mnlu»'),
Prabhıı Edouard (lalj.. h dolak)
T.C. Küttür ve Turizm Bakanlıâı
Istanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu
"Kurulıutan Kıırtııluşa"
(KI*lk-Metıter-TaMwuf)
lılanhul Bilyukjclıir Belediyeıi
CRR Senfoni
Orkestrası
Jcf: AİpjanHpr Rahbnri
Sollstler Pavet Hnrman (Kcman)
Dents Shapovalov (VlyolonMl)
Nlhjn Vapaiı All (Plyano)
Bcethoven, Soıukovlç
\
Stars of Dance Chicago
Dance Chicago
Kurucu ve Sanat Vönetmenl: john Sdimltz
M.A.D.D. Rhythms
Kurucu vc Sanat Yönetment Brtl Bartett
Istanbul Oda Orkestrası
Orkrstr.ı Şcfr [rtuğ Korhmaz
Sollst: Tanla Lllboa (Vlyolonul)
T.C. Kiiltür ve Turizm Bakanlığt
Istanbul Devlet Opera ve Balesi
C. Orff: Carmlna Burana
Koreografl ve Sahneye Kuyjn. Vouri Vamos
Ba<h, MvaMl, P»o»ılı
Akbank Oda Orkestrası
"Uygarlık ve Soykırım"
Orkettra $efl: Cem Mansur
Sollst: Stephen Kovacevlch (Plyano)
Mcndeltsahn, Be«thûven, P. Haaı, Strau»
Istanbul Müzik ve Sema Topluluğu
"Yenlkapı'dan Eski Sesler"
Cru* Mınıhtsl TarlhliHta! ÜB Vıl)
5 ULUSLARARASI
Istanbul Dans Festivall
28 Nİ19K - 4 MAy.l 2005
Nafas Dance Company
Nightsongs / Caduta Libeıa /
Tıılınıi, an irreverslble action
Ydnetmen ve Koreograf: Palrtdı de Bana
Akdeniz Şarkıiarı
Ece Idll (Soprano), tvren BUyUtburç (Plyano)
R.v.l, M. Solb*ı, R«y, Hllın, Ot Falla
Compagnie
Philippe
Centy
Vanishlng Polnt
Yazan ve Yöneten.
Phlllppc l.rnly,
Yonctmoıı Yardımcuı:
Mary Und«rwo«l
OrUk ¥.K,»Kıl.ı
"• ChıllloC Ih*KT* Vllty
MuiM1fW,U*CH<>W» thUtt*
Th*ltl« îılrn. ı>«llon«l. <••
mıunı, JVIHJ Minlııtı* ıl« 1»
ÇvKw «f ffc 1» CommımKrtlon
C*HMH Ç*n*.,l d. 1. «!*«...
f UiiMU ı^|kx.ı.l d(> tuurüoon*
A,Uml JFamp^ny pfitl^p.
Hfffffiİ
ü St Petersburg
Devlet Akademik
Bale Tiyatrosu
Choplnlana
Italian Capricdo
S p a r t a c u s ,b»ı«ı,n «tm*ıwj
Cenel Sanat YOnttmenl;
Yury Petukhov
SABANCI ÜNÎVERSlTESÎ'NDE
Tiyatro
şenliği
başhyor...
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
F AKM (Senfoni Ci>es
V?,0
"1
0212 251 56 00
Aıid Bik-t Sdtış Cisesi
CRH Kon^er S.ılonu
Kiiltür Servisi -
Sabancı Üniversitesi
Gösteri Merkezi,
nisan ayı boyunca
'Devlet
Tiyatroları-Sabancı
Uluslararası
Tiyatro Şenliği'
kapsamında, yerli ve
yabancı pek çok
tiyatro topluluğunu
ağırlayacak. Devlet
Tiyatroları-Sabancı
ortak yapımı olan ve
aynı anda Adana ve
tstanbul'da
gerçekleşcn
Uluslararası Tiyatro
Şenliği bugün
Teatro Di
Refredi'nin
sahneledığı ve Serra
Yılmaz'ın rol aldığı
'Son Harem'
oyunuyla başhyor.
Gerçeİcle düşün,
yalanla gerçeğin
bırbırıne karıştığı
bir anlatımla,
Osmanlı ve
Türkiye'nin, Avnıpa
Birliği'ndeki
vazgeçilmez yerini
ırdeleyen oyun,
ttalya'da geniş
tartışmalara yol
açmıştı. Oyun,
ltalyanca
sahnelenecek.
Festival, 6 Nisan
Çarşamba günü
Zuhal Olcay'ın
dinletisiyle devam
edecek. 8 Nisan
Cuma günü Puşkin
Tiyatrosu bu yıl
Moskova'da
düzenlenen
'Stanislavski' tiyatro
şenliğinde birincilik
ödülü alan 'Don
Juan'oyununu
izleyiciyle
buluşturacak. Bulgar
yönetmen Alexander
Mortov tarafından
sahneye konulan
Moli^re'in oyunu
Rusça sahnelenecek.
11 Nisan Pazartesi
Şünü Sabancı
Üniversitesi
Amerika'dan katılan
La Manıa Actors
Without Borders
topluluğunun
'Medeea' oyununa
ev sahipliği
yapacak.
Zişan Uğurlu'nun
başrolde yer aldığı
oyun, tngilizce
oynanacak.
14 Nisan Perşembe
günü Ankara
Devlet Tiyatrosu
Haldun Taner'in
önemli yapıtlarından
biri olan
'Gözlerimi
Kaparım Vazifemi
Yaparını'ı
sahneleyecek. Festival
26 Nisan
Salı günü Dostlar
Tiyatrosu'nun
'Buluşma' adlı
oyunuyla son bulacak.
Einstein ile
Marilyn Monroe'yu
bir otel odasında
buluşturan oyun,
günümüzde her gün
izlenen bir
çatışmayı eğlenceye
dönüştürüyor.
Oyunların tümü
ücretsiz olup saat
20.00'de başhyor.
(0 216 483 90 26)
K
ESİNTILER
ZEYNEP ORAL
Takipçi Olmak...
Başlığa bakıp iş takipçisi, ihale takipçisi ol
maktan söz ettiğimi sanmayın. Tam üç yıldır,
koskoca üç yıldır, Meclis'in tatilde olmadığı, alt
komisyonların toplanıp durduğu her gün, her sa-
at, sayısız kadın örgütünden oluşan TCK KA-
DIN PLATFORMU' , durmadan, usanmadan,
yorulmadan çalıştı durdu.
Olağanüstü çaba ^ ^
Hemen belirteyim, olağanüstü, örnek bir ça-
lışmaydı. Ben 35 yıllık meslek yaşamımda ve
sayısız Sivil Toplum kuruluşunda görev almış bi-
ri olarak böylesine ilk kez tanık oldum: Her mad-
deyi müthiş bir titizlikle kadın bakış açısıyla ir-
delediler; her maddeyi tartışmaya açtılar... Bir-
birleriyle ilişkiyi hiç koparmadılar. Akıl akıldan
üstündür diyerek güç birliği yaptılar, birinin ek-
siğini öteki tamamladı. Birinin yorulduğu anda,
öteki omuz verdi. Dayanışmayı hiç elden bırak-
madan, katılımcı her örgütün onayını alarak ye-
ni öneriler, yeni yollar önerdiler... Komisyonlar-
la, Parlamenterlerle, yetkililerle teke tek hesap-
laştılar... Kararlı ve ısrarcı davrandılar... Taleple-
rini uluslararası platformlara taşıdılar... Kamu-
oyunu sürekli bilgilendirdiler, uyardılar... Sonsuz
bir dikkatle, titizlikle, emekle ve çabayla tam üç
yıl sürdü bu çalışma.
Türkiye'nin heryerinden 27 sivil toplum örgü-
tünün yürüttüğü üç yıllık kampanya sonunda
30'dan fazla maddeyi, kadınların talepleri doğ-
rultusunda değiştirttiler. Yeni Türk Ceza Yasa-
sı'nda, ayırımcılığa yer veren, kadınların insan
haklarını ihlal eden maddelerin kaldırılmasını
sağladılar. Cinsel ve bedensel haklarının güven-
ceye alınmasını büyük ölçüde sağladılar.
(Şimdi anlıyor musunuz, birkaç haftadır, mes-
lektaşlarımın, gazetecilerin geç kalmalarından
neden yakındığımı...)
Sivil toplumun demokratik bir hukuk devle-
tinde, yasama sürecine etkin katıiımının çok
başarılı bir ömeğini sergilediler. Tüm bu çalış-
manın ve 27 örgütün koordinasyonunu yürüten,
"Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Vak-
fı"ydı. Onları ve el veren, yürek veren herkesi
kutluyorum.
Mücadeleye devam
Her ne kadar yeni yasa iki ay sonra yürürlüğe
girecekse de TCK Kadın Platformunun işi bitme-
di. Kadmlar, şimdi de yeni TCK'deki haklarının
hayata geçirilmesinin takipçisi olacaklar. Kâğıt
üzerindekilerin yaşama uygulanması için. Bu ne-
denle daha ilk günden başta Kadından Sorum-
lu Devlet Bakanlığı ve Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü olmak üzere bütün ilgili devlet ku-
rumlarını dayasanın doğru uygulanması için ge-
rekli önlemleri almaya çağırdılar...
öyle ya, yasanın doğru uygulanmasında, yar-
gıçtan polise, avukattan adli doktora, bürokra-
ta, herkese iş düşüyor... Dilerim, onlar da en az
kadmlar kadar bu konularda bilgi ve bilinç sahi-
bi olurlar.
TCK Kadın Platformu'nun 30 kadar maddeyi
değiştirmeyi başardıklarını belirttim yukarıda.
Ancak talepleri doğrultusunda değiştiremedik-
leri de var. O nedenle mücadele sürüyor, süre-
cek ve elbet sürmeli.
Yerim kısıtlı özetlemek zorundayım: TCK Ka-
dın Platformu'nun kabul edilmeyen ve mücade-
lede kararlı oldukları talepleri şöyle:
• Bekâret kontrolleri açıkça her koşulda ya-
saklanmalı ve kadının rızası olmadan genital mu-
ayene cezaya tabi olmalıdır;
• Cinsel yönelime dayalı ayırımcılık açıkça suç
olarak tanımlanmalı ve yasada dil, din, ırk, cin-
siyet vb.'ye dayalı ayırımcılığa öngörüldüğü gi-
bi cezalandırılmalıdır;
• 15-18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı cin-
sel ilişkisini cezalandıran düzenleme kaldırılma-
lıdır;
• Yasal kürtaj süresi 12 haftaya çıkartılmalıdır;
• Müstehcenlik maddesi hak ve özgürlükleri
kısıtlamayacak şekilde tanımlanmalıdır;
• Namus cinayetleri nitelikli insan öldürme
kapsamına alınmalı ve hertür namus cinayetin-
de ceza indirimi verilmesi önlenmelidir.
Bunlar gerçekleşinceye kadar, mücadeleye
devam...
www.zeyneporal.com
faks: 0212.257 16 50
Paris'te Renoir çalındı
• PARİS (AFP) - Izlenimci Fransız ressamı
Pierre-Auguste Renoir'ın yaklaşık 200 bin
Euro değerindeki bir tablosunun önceki gün
Paris'in ünlü müzayede evi Tajan'dan çalındığı
bildirildi. Fransız polisi, tablo çalımrken
müzayede evinin bir zarar görmediğini belirtti.
Bir avukata ait olan 'Tete de fillette' adlı
tablonun geçen günlerde açık arttırmayla
satılması öngörülüyordu.
ISTANBUL FİLM FESTtVALl
• EMEK StNEMASrnda I l.OO'de
'lçimdeki Fırtına', 13.30'da 'Karşı Daire',
16.00'da 'Yalan Dünya', 19.00'da 'Fedakâr
Kız', 21.30'da 'Lavanta Kokulu Kadmlar'
(0 212 293 84 39)
M ATLAS StNEMASI'nda 1 l.OO'de 'Küçük
Cennet
1
, 13.30'da 'Büyük Diktatör', 16.00'da
'Aşağılık Adam', 19.00'da "İaıla Hataları',
21.30'da 'Güzel Hayat'. (0 212 252 85 76)
• SİNEPOP'ta 1 l.OO'de 'Whisky\ 13.30'da
'Mona Lisa', 16.00'da 'Korunıa', 19.00'da
'Tony Taktinatı', 21 30da 'Derniryolu
tşçileri'. fö 212 251 11 76)
• BEYOĞLU StNEMASl'nda 1 l.OO'de
'Kuzey Rüzgârı', 13.30'da '10. Bölge
Mahkemesi'nden..:, 16.00'da 'Salvador
Allende', 19.00'da 'Acı Hayat', 21.30'da
'Tüyü Takip Et!'. (0 212 251 32 40)
• REXX SİNEMASI'nda 1 l.OO'de
'THX1138', 13.30'da'Küçük Azize', 16.00'da
'Kız Almak', 19.00'da 'Evet', 21.30'da
'Suriyeli Gelin'. (0 216 336 01 12)