Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NİSAN 2005 PAZAR
+
CUMHURİYET SAYFA
Elektronik posta: deniz8om@cuinhuriyetcoin.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0,212.512 44 97
17
m
Yeni mulıafazakâr"
Wolfowits Dünya
2 liaıtkuM llıışkiıııı oldu.
•an O arttk muhafaza-kâr!
- Türkiye kabına
sığmıyormuş...
"Başbakan'ın
pezmelerinden belli!"
Kravatlller Bankası'nın
internet sitesinde-
ki habere göre serbest
eczacı Sabahaddin Ru-
meli bankanın denetçi-
liğine atanmış. Vesika-
lık fotoğrafına bakılırsa;
Sabahattin Rumeli kra-
vat takmıyor!
GelirHamza Saykan:
"Kişi başına
ulusal gelir ilk
kez 4 bin 172
dolara yükselmiş.
Benim gelirim düştüğü-
ne göre, birîlerinin geli-
ri daha da yukarılara
çıkmış olmalı!"
eğerli Başbakanımız Recep Tayyip Erdo-
ğan'a birtakım çevrelerin yönelttiği eleşti-
riler artık halkın da canını sıkmaya başla-
dı. Kamil Acaradındabirvatandaş, bugü-
ne kadaryapılan güzel icraatları hatırlatarak malum
çevrelere yanıt veriyor ve Başbakanımız için göğ-
sünü siper ediyor:
"Başbakanımız halkımızın derdini öğrenmek için
eşiyle gecekondularda yaşayan aileleri ziyaret et-
miş, ramazanda orucunu yoksul halkla birlikte yok-
sullar için açılan iftar çadırlarında açmıştır. Ülkemi-
zi tanıtmak, ticaretimizi geliştirmek, derdimizi anlat-
mak ve hakkımızı korumak için ülke ülke dolaşıp yo-
rulmuştur.
Yolsuzlukların kökünü kazımak için vekillerin es-
kilerini Yüce Divan'a sevk etmiş, yeni vekillere he-
sap sormayı da onların eskimesine bırakmıştır. Eko-
nomiyi düzeltmek için enflasyonu düşürmüş, dört
olan dolar milyarderi sayısım sekize çıkartmış, pa-
Daha ne istiyorlar?
ramızdan altı sıfır sildirerek kağıt tasarrufu sağlamış,
devletin gelirini artırmak için vergi yükünü tabana
yayma yöntemini geliştirmiş ve yabancılara toprak
satmayı icat etmiştir. SEKA'yı satmamış, belediye-
ye bağışlamıştır.
Yıllardır çözülemeyen Kıbrıs sorununu çözmek
için Kıbrıs politikalarını değiştirmiş ve bu sayede
Rauf Denktaş'ın torunlarının pasaportla Rum ke-
simine geçmelerini sağlamıştır.
Halkın sağlığını korumak ve onları haramlardan
uzak tutmak için; rakı, şarap gibi içkilerle sigara fi-
yatlarını artırmıştır. Adnan ve Orhan ağabeylerin
sorunlarına eğilip, otomobilinde arabesk, Türk sa-
nat müziği dinleyerek sanatçılarımızı desteklemiş,
müzik kültürümüzü geliştirmiştir. Eşinin tesettüre
girerek inancını yaşamasına karışmayarak kadın
haklarına saygısını tüm ülke kadınlarına ve özellik-
le ziyaret ettiği ülkelerdeki ecnebi kadınlara göster-
miştir.
Futbolumuzun yükselmesi ve kirlilikten kurtulma-
sı için meclis araştırma komisyonu kurdurmuştur.
Her baba gibi çocuklarının mürüvvetini yaşamak
için düğün yapmış, iş sahibi olmalarını sağlamıştır.
Imam hatiplilerden imam olamayan gençlerimizi ya-
ratılan ve boşaltılan devlet kadrolarınayerleştirerek
kısmen de olsa işsizliğe derman olmuştur. Çeşitli af-
lar çıkararak af bekleyenlerin yaralarını sarmış ve
topluma kazandırmıştır. Atçılığı sevdirmek için bü-
yük bir risk alarak ata binmiş, fakat elim bir kaza so-
nucu attan düşmüştür.
Dış ülkelerden yapılan uçak alımlarında pazarlık
yeteneğini kullanarak ülkemize eşantiyon birçok
araç kazandırmıştır."
Ey, değerli Başbakanımızı eleştirerek canını sı-
kan malum çevreler, daha ne istiyorsunuz!
TerfiEkin Işisağ:
"Meclis'teki parti
sayısı ikiden altıya çıkın-
ca ne oldu? Deniz Baykal
muhalefet liderliğinden
ana muhalefet liderliğine
terfi etti!"
Şükür
AkifKökçe:"Ha-
limize şükrede-
Nm;alttarafıAv-
rupa Birliği'nin
tarama sürecindeyiz,
ya Irak'taki gibi ABD'nin
silahlı tarama sürecin-
de olsaydıkl"
SESSİZ SEDASIZ (!) Helal olsun dedirten bir üniversite
Türkiye'nin bir üniversitesinden ge-
len haberler:
"Tarikatın bölgedeki lideri olan profe-
sör perde arkasında kalarak ve öteki ta-
rikatların da desteği ile bir başka pro-
fesörün rektörlük seçiminde en yük-
sek oyu alması sağlandı. Cumhur-
başkanı, uzun süre beklettikten
sonra en çok oyu alan kişiyi rektör
atadı. İlk iş cemaatlerden kişileri yö-
netim kadrosuna getirmek ve yeni
kadrolara da bunlara yakın kişileri ata-
mak oldu. Bir yıl içinde 150 yardımcı
doçent kadrosunun 120'si malum tari-
kat üyeleri arasında paylaşıldı. Şeriat
düzeni kurulmadığı için Türkiye'de Cu-
ma namazı kılınamayacağını söyleyen
bir profesör, bir fakültenin dekanlığına
vekâleten getirildi, ancak YÖK bu ata-
mayı kabul etmedi. Bunun üzerine ay-
nı kişi, üniversitenin öğrenci yurtlarının
yönetim kurulu üyesi oldu. Devlet üni-
versitesindeki kadrolaşma, tarikata ya-
kınlığı ile bilinen vakıf üniversitesindeki
kadrolaşmayı gölgede bıraktı. Üniversi-
teye getirilen profesörler genellikle Do-
ğu Anadolu'daki üniversitelerde cema-
at önderleri olarak tanınan öğretim
üyeleri arasından seçildi. Olay yalnız-
ca kadrolaşmayla kalmadı. Döner
sermayede ve üniversite vakfında ya-
pılan operasyonlarla buharlaşan pa-
ra yaklaşık 50 trilyon lirayı buldu. Bu
paratabii ki kimsenin boğazından geç-
miyor, tarikatın amacı doğrultusunda
kullanılıyor."
Geriyebirteksözkalıyor: Helal olsun!
Yüksek Yerilim Hattı
AKP ve CHP istifaya karşı birleşti...
Şimdi sıra istilaya karşı hirleşmelerinde!
erdincutkurayahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
TMMOB... ve Mimarlık!
Sadece "18 kişi"ydiler? Herbi-
ri farkh bir meslek grubunu tem-
sil ediyordu. Temsil etmedikleri
bir mesleğin, neyi yapıp neyi ya-
pamayacağını belirlemeye kalkış-
tılar; "mimarlığın kentle, çevrey-
le ve yaşamla ilgili olnıadığı"na
hükmettiler!
Bunlar kimler miydi?
Türk MimarveMühendisOda-
ları Birliği (TMMOB) Yönetim
Kurulu'nun 12 Mart 2005'teki
toplantısmda "mimaılıklıi/jnellc-
ri"ni tanımladığı 215 sayılı kara-
rını alan ve "mimar olmayan"
üyeleri...
'12MartDarbesi'
Mimarlar Odası'nın, mesleğin
kurallannı düzenleyen yönetme-
liğindeki "tanınTla ilgili 5. mad-
deyi "değiştirerek" onaylarken;
"mimari iç mekân düzenleme ve
dotıaıuııii, lasannıı, mimari çevre
(asarııııı, kentsel tasarım, koruma
aıuaçlı iıııar planlan,imar planla-
ma çalışmalan ile inşaat yönetimi
ve yapı denetimi" hizmetlerinin
"mimarlarca yapılamayacağTna
karar verip maddeden çıkarttılar!
Böylece mimarlığın uygarlık
tarihindeki "özü"nü yok saydık-
bını, komedini yerleştirmeden ya-
tak odasını; fırının, buzdolabının,
tezgâlıın yerini belirlemeden mut-
fağııı ölçü ve büyiiklüğünü tasar-
lamak "mimarlık" olabilir mi?
Yine TMMOB'nin yok saydığı
mimarlık hizmetleri arasındaki
"inşaat yönetimi" ve "yapı dene-
timi"ne ne demeli? Yapı denetim
şirketlerinin yanı sıra; her şeyden
önce bir "sanatçı" olarak mima-
rın, kendi "eseri" olan yapısuun
"tasarımma uyguıT gerçekleş-
mesini sağlamak yasal ve evren-
sel görevidir.
Yıllardır büıalan "projesineay-
kırı" inşa ederek sürekli haksız
çıkarlar sağlayanların, "mimari
denetinTden kaçınmalanna şim-
di TMMOB'nin bile ortak olma-
sı ise temsil ettiği tüm "mühendis-
ler" adına da bir talihsizlik...
Mimarlıktan 'tedirgin'ler
Türkiye'deki emlak pazarına
dayalı imar düzeni, zaten mimar-
lığı sürekli "dışhyor". Bu sanatın,
insana, çevreye, kültüre olan yü-
kümlülükleri; aynı değerleri imar
çıkarları önünde engel gören rant
yapılaşması taraftarlannı "tedir-
gin" ediyor.
Sadece "aıular"da mı kalacak?..
lan yetmiyormuş gibi, okullarda-
ki en temel mimarlık derslerinin
de "gereksiz"liğini buyurmuş ol-
dular...
Üstelik Mimarlar Odası'nın
kongrelerinde, akademik kurul-
larında, meslek komitelerinde
ve eğitim kurultaylannda; bin-
lerce mimann katıldıkları de-
mokratik fikir ve karar ortamla-
nnda belirlenen bir düzenleme-
ye de adeta "12 Mart darbesi"
indirerek... TMMOB'nin tarih-
sel onuru olan "demokrasi gele-
neklerTni bir kenara iterek...
Evreııselliği inkfir
TMMOB'nin mimarlık tanı-
mmdan "çıkardığı'' lıizmetlerin,
toplum ve insanlık adına "mimar-
lığın temel sorumlulukları" oldu-
ğu gerçeğini bu yönelim kurulu
elbette ki ortadan kaldıramaz.
Bir yapıyı "iç mekânlarını dü-
zenlemeden" kurgulamak bir mi-
mari tasarım sayılabilır mi? TM-
MOB bir yana, az buçıık bina kül-
türii olan herkes buna 'hayır' der.
Çünkü 'konut'tan 'saray'a kadar
her türlü yapuun daha ilk etütlc-
rinde, örneğin, yatağı, giysi dola-
Bu nedenle de örneğin kent
planlamasına temel olması gere-
ken mimari duyarhlıklar "mimar-
sız şehircUik" ile etkisiz kılınma-
ya çalışıhyor. Ülkeyi sadece beto-
narme karkas apartmanlaşmaya
malıkûm eden "yap-satçılığın de-
ııdiın sistemi"nde de yine mima-
ri şantiyeden uzaklaştıran bir tu-
tum egemen...
Işte bu kültür yoksunu çıkarcı
anlayış, son zamanlarda yasalara
da yansıdı. Depremin ardından
devreye giren yapı denetim huku-
ku, binalann mimarisini hiç
önemsemeden sadece "betonar-
nıenin demirlerim saymaya" in-
dirgendi. Kentlerin öncelikle ta-
rihsel ve özgün mimarisini yaşat-
mayı hedefleyen koruma planla-
masuıda bile "mimann yetkfli ol-
madığı" düzenlemeler yapıldı...
TMMOB'nin ise aslında tüm
bu tür uygarlık dışı politikaları
sorgulaması gerekirken Mimarlar
Odası'nı engelleyerek "imar çı-
karcılan"nın yanında yer alması;
kendı "varlıknedenTni bile inkâr
etmek değil midir?..
oekinci(u cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakiı turk.net
ÇtZGİLlK KÂMIL MASARACI kamilmasaraciiamynet.com
HARBt SEMÎHPOROY semihporoy(a yahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BİLGIN hayatepikutmynet.com
ELÎMDEN
YAZMAK ĞELMEZ
YAKMAK SELtR
BEN NAPttM?!..
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Nisıın www.mtımtaz-arikan. com
ÇÖZÜLEMEY£N PRENSES CARABOO OLAYI..
CBK
1817 'p£
21OKnt. MrıSMMKİ &KISTOI. K£AtrİN£>£ BfK ElrrM
KoMuşuyoepu ı
SAMi/Si. WO&G£U. V GÖrÛ'MÜt£/V S£NÇ
Oti/M K/MSE AUlAM4AıMMffrt. BrG&fÇ GÜM SOIV
MANUEİ- EyENBSSO APLI L/ZttCDOĞVD* >**&4*ttf B/'B
BU Dİ/./M Mt4L4yCA O£PtJĞl/MU SÖYL£MtfTİ.
Ğ
ĞINt
/MGİLrGK£'Y£ UUlÇTf-
.' BU A&IDA, CA/M8OO Pıe£A/S£sr/'M'M
£6ri£yEA/L£ie çtKMAsr üze-
sa GE/eç£/ty./Ğ/
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
Kimin Ayıbı, Yoksa Faşizmin
Ayak Sesleri mi?
Kaymakamının kafalarda ister istemez 1930'ların Al-
manyası'nı çağrıştıran milliyetçi hezeyanları resmî bir
belgeye dönüşecek boyutlara varmasaydı, birkaç gün
öncesine kadar olduğu gibi bugün de, yarın da Sütçü-
ler'in nerede ve Sütçülerlilerin de nasıl insanlar oldu-
ğuna dair dişe dokunur bir bilgimiz olmayacaktı. Kay-
makamının sayesinde bugün, 2000 sayımı itibarıyla
nüfusu 3.636 olan bu küçük ilçede 2.029 seçmen bu-
lunduğunu, bunlardan 1.034'ünün Adalet ve Kalkınma
Partisi'ne, 571'inin Doğru Yol Partisi'ne oy verdikleri-
ni, geriye kalan partilerin ise toplam 43 oy aldıklarını,
dolayısıyla "so/"un yolunun Sütçüler'e düşmemiş ol-
duğunu biliyoruz.
Bu oy dağılımı bize Sütçülerlilerin büyük çoğunluğu-
nun "tutucu", "ilerlemeye pekaçık olmayan", "kapa-
lı devre yaşayan", dış dünya ile ilişkileri sınırlı insanlar
olduğunu gösteriyor. llçe sınırları içinde bulunan Ada-
da (Sağrak), Asar Harabeleri (Kesme), Sülüklü Göl Ha-
rabesi (Çandır) gibi ören yerlerinin ve 650-700 yaşla-
rında, 34 m. boyunda, 1.40 m. çap ve 4.50 m. çevre
genişliğindşki görmeye değer çatai sedir ağacının var-
lığı ilçe halkının dış dünyadan gelenlerle "dönüştürü-
cü iletişim" düzeyinde ilişkiler kurmalarını sağlama-
mış.
Sütçülerliler de ülkemizdeki birçok yörenin insanla-
rı gibi olmaları gereken ekonomik-sosyal-kültürel dü-
zeyin çok altında bir yaşam sürmelerine karşın kendi-
lerini daha iyi, daha güzel bir dünyaya layık görecek-
leri yerde bulundukları yeri korumakta ısrarla direniyor-
lar. Bu direnişlerinin kendileri açısından birtalihsizlikol-
duğunun ne yazık ki farkında değiller.
Talihsizlikleri, tüm ilçe halkına mal edilemese de "Or-
han Pamuk o/ay/"nda somut olarak gördüöümüz gi-
bi karşımıza kitlesel bir ayıp olarak çıkıyor. örneğin, il-
çenin Esnaf Odası Başkanı Muharrem özsüt, 10 Ni
san pazar günü bir "bayrak mitingi" düzenleyecekle-
rini, mitingde "Orhan Pamuk'u protesto edeceklerini",
"bulunursa kitaplarınınyakılacağını", "Türk halkına ya-
pılan saldırıyı kınayacaklarını" açıklıyor. Oysa Sütçüler-
lilerin büyük bölümü Orhan Pamuk'u kitaplarından ta-
nımıyor. Hürriyet gazetesinden Tarkan Çetin Sütçü-
ler'de 100 kişiye "Orhan Pamuk'u tanıyor musunuz?"
diye sormuş; alınan yanıtların bazıları şöyle: "Eğir-
dir'den mi?", "Bizim Ramazan'ın oğlu mu?", Hangi
köyden hiç bilmiyorum!", "Kimilerine göre aydın, bize
görecahil", "Bilmem, Sütçüler'de mi oturuyormuş?"
Ama yapıtları 34 dile çevrilmiş, Türkiye'de "Orhan
KemalRoman Odülü"nü, "Milliyet Roman ödülü"nü,
Fransa'da "Prix de la D ecouverte Europ eene", "Prix
France Culture" ve "Prix du Meilleur Livre Etranger"
ödüllerini, Italya'da "Grinzane Cavour", Irlanda'da "In-
ternational Impac - Dublin" ödüllerini alan ve son ro-
manı Kar, New YorkTimes Book Revievvtarafından "yı-
lın en iyi on kitabından biri" seçilen Orhan Pamuk'un
kitaplarını hiç okumamış insanlar Sütçüler'de ev ev, ki-
taplık kitaplık dolaşıp "yakmak için" onun kitaplarını an-
yorlar. Sırf bir kaymakam, "Bulunsun, görüldüğü yer-
de imha edilsin!" dedi, diye. Allah'tan ilçede Orhan
Pamuk'un tek bir kitabı bile bulunmuyor.
Insan neyi, kimi ayıplayacağını şaşırıyor. Onca kitap
yazmış, kitapları 34 dile çevrilmiş, yapıtları çok sayıda
ulusal ve uluslararası ödüllere layık görülmüş biryaza-
rımızdan "yazarolduğusöylenen"diyesözeden Kay-
makam Mustafa Altınpınar'ı mı, yakmak için kitap
avına çıkan Sütçülerlileri mi, ilçenin Esnaf Odası Baş-
kanı'nı mı, yoksa ilçe ve okul kitaplıklarında tek bir Or-
han Pamuk kitabı bile bulunmayan Sütçüler'i mi.. in-
san gerçekten bilemiyor.
Orhan Pamuk, "Türkler şu kadar Kürt, bu kadar da
Ermeni öldürmüş" demiş olabilir; bu sayılar çok yan-
lış olabilir. Orhan Pamuk'un kitaplarını da beğenmeye-
biliriz. Onun tarihe ilişkin yargılarını da, siyasal görüş-
lerini de, edebiyat anlayışını da paylaşmayabiliriz. Â-
ma kim olursa olsun, bir insanın yanlışı, onu beğenme-
mek, düşüncelerini paylaşmamak hiç kimseye onu linç
etme hakkını vermez. Türkiye'nin belki her şeye bir öl-
çüye kadar tahammülü vardır, fakat bu ülkenin "vatan-
millet-bayrak" derken Joseph Goebels mukallitleri
tarafından bir avlak alanına dönüştürülmesine en ufak
bir hoşgörü gösterilmemelidir. Çünkü "faşizm" ceha-
letin de, ayıbın da, ahlaksızlığın da çok ötesinde kana
doymayan kapkara, cani bir ideolojinin adıdır.
(e-posta: dkavukcuogluc superonline.coın)
(Faks:0212-234 68 73)
6 7 8
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Ortadoğu
çöllerinin
Arapça konu-
şan göçebe
halkları. 2/
Eşitliğe uy-
gun, hakkani-
yetli... Bir
hayvan. 3/ Bir
köşeden karşı
köşeye doğru
katlanmış ya
da kesilmiş
olan... AIDS'e neden
olan virüs. 4/Bir kim-
se ya da topluluğun
başkalannda bıraktı-
ğı izlenim... Boru se-
si. 5/ Etiyopya'da ya-
şayan siyah derili Ya-
hudiler. 6/ Peygam-
berleri Hud'u dinle-
medikleri için Tanrı 8
tarafmdan yok edilen 9
kavim... "Temiz, pak" anlamında eskı sözcük
Sergen... Dört anayönden biri. 8/tstek ve rutkular-
da ölçülü davrarmıa erdeıni... Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da konar-göçerlerin kıl çadırlanndan olu-
şan yayla yerleşmesi. 9/Kuzey Amerika'da yaşayan
Kızılderili bir halk.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Hayvanı avcılığa alıştımıa işi... Halk dilinde kek-
lik yavrusuna verilen ad. 2/Büyük erkek kardeş...
Kas. 3/ Şilte yüzü ya da gömlek yapmaya yarayan
pamuklu bir kumaş... Sivil havacıhkta uçuş güven-
liği bulunan bölgeye verilen ad. 4/Bir toplulukta ça-
lışan insanların her biri... Molibden elementinin
simgesi. 5/Kürkü değerli çok yırtıcı bir hayvan. 6/
Ilkel benlik... Su masajı yapmaya yarar küvet ya da
havuz. II Polonya halkından olan kimse... Mikrop
kıncı olarak kullanılan ve katrandan çıkanlan yağ-
sı bir sıvı. 8/Alan Parker tarafından sinemayada ak-
tanlan ünlü bir müzikal... Halk dilinde babanın kız
kardeşine verilen ad. 9/ Okul, kışla gibi yerlerde
hastalar için aynlmış bölüm... Uçurum.
II