Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DİZÎ
Akademik tarihi göz ardı eden ABD ve Avrupa sözde Ermeni soykınmını Asya stratejisinde koz olarak kullanıyor
Türkiye'ye müdahalezemini döşeniyor
B
ugün Tayyip Erdoğan yönetimi ve Ba-
tı güdümlü bazı basın kuruluşlan, 90.
yılında Ermem soykınmı kampanya-
sını, ABD'nin Büyük Ortadoğu veya
ycni adıyla Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kap-
samı içinde yiıriitüyorlar.
Türkiye'nin Batı güdümlü güçlennın Ermeni
soykınmı konusundakı tavırlan, çeşitli aşamalar-
dan geçerek bugünlere geldı. Birkaç yıl öncesi-
ne kadar Batılı müttefiklerinin "Ermeni soykı-
nmı" konusundakı gırişimleri kamuoyundan giz-
leniyordu. ABD ve Avrupa devletlerinin Türki-
ye'ye yönelen tehdit ve düşmanlıklan gizlene-
mez hale gelınce, bu kez suç "Ermenilobisinin"
üzenne atılıyordu. Batı yanlısı yönetimlerve hol-
dıng medyası, ABD ve Avrupa devletlerinin "Er-
meni soykuTmı" tasarılannı uzun yıllar loplu-
mumuzdan gizlediler. Türkiye'de "Ermeni soy-
kmmı" tasanlanna karşı ulusal bir direnişin oluş-
masını önleme düşüncesi, bir zaman bunu gerek-
tirdı. Örneğin ABD Temsilciler Meclisi'nde on
ay bekleyen tasarı, hem hükümet hem de basın
tarafından Türkiye kamuoyundan gizlenmiştir.
Iküıci kanıt: Türkiye kamuoyu, Fransız yasama
organına gelen sözde "Ermeni soykınmı kara-
n" konusunda da uyutulmuştur.
ÜçüncükanıL: Avrupa Parlamentosu'nun 1987
yıhndaki "Ermeni soykınmı karan" Türkiye
halkına duyurulmamışlır.
Belgelerinclejt
Eraperyalkm ?e
Sonuııı
DOĞU PERİNÇEK
merika Birleşik Devletleri makamlarının önüne binlerce arşiv
belgesi, yüz binlerce kitap koyun, ikna etmeniz mümkün
değil. "Ermeni soykınmı" kararlarının içerdiği tehdide,
kâğıtla ve kitapla değil, ancak yine politik araçlarla karşı
konulabilir. ABD eyaletlerinden ve Avrupa
parlamentolarından "Ermeni soykınmı' yasalarının
çıkarılmasından ve dünya ölçeğinde kamuoyu
yaratılmasından sonra, konuyu BM'ye taşımayı planlıyor.
Dördüncü kanıt: Birleşmış Mılletler Insan Hak-
lan Komısyonu, 1985 yılında, "Soykınm Suçu-
nun ÖnlenmesiveCezalandınlnıası Sorunu Üze-
rine Inceleme" başlıklı raporıı kabul ederek Tür-
kiye'yı"Ermeni soykmmı" yapmakla suçlamış-
tır, hıç kımsenın haberi yoktur. Beşinci kanıt:
Bn-leşmış Milletler Savaş Suçları Komisyonu,
1948 yılında Sevr Antlaşması'nı, "Insanlık su-
çuna karşıilkörnek" girişim olarak kabul etmiş-
tır. Türkiye halkına bu konuda bilgi verilmemiş-
tır. Altıncı kanıt: Reagan'danbaşlayarakBush'u,
Carter'ı, Onton'ı, son çeyrek yiizyılın bütün ABD
başkanlan, her yıl nisan ayında Türkiye'yi "Er-
meni soykınmTyla suçladılar. Bizim hükümet ve
basınımız ise onlara "thankyou" diyerek kamu-
oyunu aldatma görevi yaptılar.
2005 yılında yönetimin ve holding medyası-
nın yeni bir tavra girdiği görülüyor. Tayyip Er-
doğan yönetimi de, holding basını da, ABD mer-
kezli "soykmın" kampanyasının başarısı ıçın,
artık maskeyi atmış bulunuyorlar. Çünkü çıkar-
lannı ve kaderlerini ABD'nin Büyük Ortadoğu
Projesi'ne bağlamışlardır. Bilıyorlar kı, Türki-
ye'nin, Irak'ın kuzeyinde hizaya getirilmesi ıçın
patronlannın bu girişimlerıne ıhtıyaç vardır.
BÜYÜK MÜTTEFİKİN KUTSAL SOPAS)
Batı güdümlü medya, Irak'ta, Yugoslavya'da,
Çeçenistan'da, Sınciang-Uygur bölgesinde, Ko-
re Demokratik Halk Cumhurıyetı'nde, hep
ABD'nin "kasap", "katil", "terörist devlet" vb.
suçlamalannı sesiendırmedıler mı? I lep ABD mar-
ka "insan haklan" sopasını sallayanlann hınk de-
yıcılığini üstlenmedılermı? Şimdi aynı sopa, yi-
ne dız çökertmek amacıyla, bu kez de Türki-
ye'ye karşı sallanmaktadır. O nedenle ABD ve
AB yanlılannın aslında "Ermeni soykınmı" adı
altındakı ginşımlerı desteklemede üzerlerine dü-
şen rolleri oynamaları şaşırtıcı değildir.
ABD'yı "büyükmüttefik" sayanlar, o "büyük
müttefik"in "insan haklan" sopasını da büyü-
tüyor, kutsallaşünyor ve bu sopanın önünde her-
kesin kendileri gibi secde etmesi için her yola baş-
vuruyorlar.
Görünüşü kurtaran abartılı ve palavracı çıkış-
lar ise bu rolün bir gereği olmaktadır. Nitekim o
ateşli başlıkları atan gazctc ve televizyonlar, Ba-
tılı istihbarat servislerinin ısmarladığı "Ermeni
soykınmı
11
kitaplannı yazan maaşlı takımını ya-
zar ve profesör diye baş köşelere oturtmuşlardır.
ABD, BM'denkararçıkarmakistiyor
B
eyaz Saray, Pentagon, CIA, SüperNATO vb. strate-
jısini biliyor, hedeflerini belirliyor, planlannı yapı-
yor ve uyguluyor. Türkiye, artık üzenne gelen teh-
dide cesaret vermekten vazgeçmek zorundadır. Bu-
gün Türkiye'nin en büyük ihliyacı, ulusuna, karşılaştığımız
durumu açıkça söyleyecek bir hükümettir. Tehdit bütün ger-
çekliğiyle saptanacaktır ki, ulusun bütün kuvvet ve ımkân-
lan seferber edilsin. Tehdidi caydırmanın veya alt etmenin
biricik yolu budur. Türkiye'nin buna gücü vardır, ama o gü-
cü derleyecek hükümetı yoktur; daha doğrusu Brüksel'de
rehin alınmışür. Bir yerden düğmeye basıldığı açıktır. Me-
tinlerin bir merkezde yazıldığı da ortadadır; formüller ay-
nıdır. Batı parlamentolannm gündemine gelen yasa tasan-
lan, raporlar ve dilekçeler, ABD Temsilciler Meclisi'nde-
ki tasanyla aynı suçlama ve tezleri içeriyor. "Ermeni soy-
lanmı" İcararlan, Ermeni lobisinin beyannamesi değil, dev-
lel tasarruflandır. Artık Sevr hükümleri, antlaşmalarla da-
yatılmıyor; tek taraflı kararlarla kabul ve ilan ediliyor. ABD
ve Avrupa parlamentolan, kuşkusuz akademik tarih konu-
lanyla uğraşmıyorlar. Türkiye'yi ve hatta Kurtuluş Savaşı-
mızı bile, "insanhk suçu" sayan kararlann birbiri peşi sıra
alınması, ABD ve AB'nın Ermeni sorununu Asya strateji-
sinin araçlan arasına yerleştirdiklerini göstermektedir. ABD
planına göre, ABD eyaletlerinden ve Avrupa parlamento-
lanndan "Ermeni soykmmı" yasalarının çıkanlmasından
ve dünya ölçeğinde kamuoyu yaratılmasından sonra, konu
Birleşmış Mılletler'e taşmacaktır. Bu saptamamızı 2000 yı-
lmdan berı açıklıyoruz. Nitekim oraya gelmiş bulunuyo-
ruz. Tıpkı Irak'a ve Yugoslavya'ya yapılan müdahalelerde
olduğu gibı, ABD, BM karan eıkarmayı amaçlamaktadır.
Nitekim ABD Temsilciler Meclisi'ndeki karartasarısı, "Er-
meni soykınmı" konusunda daha önce Birleşmiş Milletler
komisyonlannda alınmış kararları sıralayarak bu amacı or-
taya koymuş bulunmaktadır.
TEMSÎLCİLER MECLİSİNPEKİ KARAR TASARİSI
ABD tasarısının 2. maddesının ilgılı bentlennı buraya aynen
alıyoruz: "19.Lemkin'ingirişimleriüzerineBirieşmişMil-
letler'de kabul edilen 11 Aralık 1946 tarih ve 96(1) sayılıBM
Genel Kunılu Karan ile bizatihi BM Soykınm Konvansi-
yoııu,Ermenisoykınmını, nreveutstandaıtlan kodifiye ede-
rekönlemekistediğisuçlartüründen birsuç olaraktanımış-
ür. 20.1948'de BM Savaş Suçlan Komisyonu, Ermeni soy-
kınmını'tam da... 'insanlığa karşı işlenen suçlaı' şeklinde-
ki modern tenmle kastedılen türde eylemler' olarak Nürıı-
berg Mahkemeleri'ne emsal olarak göstermiştir. 21. Ko-
misyon şunu ilade etmiştir: Sevr Banş Antlaşması'nın 230.
Maddesindeki hükümlerin, 1915 ttilafnotasına uygun ola-
rak..., Türk uvruklu, fakat Ermeni ya da Yunan ırkından
künselerekarşıTürktopraklan üzerinde işjenmişsuçlan kap-
saması açıkça anıaçlanınışür. Dolayısıyla, bu madde Nürn-
berg ve Tokyo Şartlan'nın 6c ve 5c Maddeleri için bir em-
sal teşkil etmekte olup, bu hükümlerce anlaşıldıgı üzere' in-
sanlığa karşı işlenen suçlar' kategorilerine bir örnek sun-
maktadır. 22. BM î nsan Haklan Komisyonu 1985'te' Soy-
kınm Suçunun Önlenmesi ve Cezalandınlması Sorunu
Üzerine tnceleme' başlıkh bir rapor kabul ermiş olup, bu
raporda 'Nazi canavarlığı ne yazık ki, 20. yüzyıldaki tek
soykırım örneği değildir. Osmanlılann 1915-1916'da Er-
menilere karşı giriştiklen kathamlar da... bu nitelikteki suç-
lara gösterilebilecek başka örnekler arasında yer almakta-
dır' denmektedir. 23. Bu raporda aynı zamanda şu söylen-
mektedir: Bağımsız yetkililerin ve görgü tanıklarının gü-
venılır tahminine göre, en azından 1 milyon, hatta müm-
kündürkı Ermeni nüfusunun yansından fazlası öldüriilmüş
ya da ölüm yürüyüşüne çıkanlmıştır. Bu bilgiler, ABD, Al-
manya ve Britanya arşivlerindeki raporlarca ve müttefiki
Almanya'nnıkiler de dahil olmak üzere Osmanlı împara-
torluğu'nda o yıllarda görev yapan diplomatlarca da des-
teklenmektedir." ABD Temsilciler Meclisi'ndeki karar ta-
sarısından alınanbubentler, Türkiye'nin karşılaşacağı teh-
ditler için yeterince fikir vermektedir. Batı'nm büyük dev-
letleri, "Ennenisoykmmı" kararlanyla Türkiye'yi baskı al-
tına almanın ötesinde, ileridc Türkiye'den tazmınat talep-
lerine, uluslararası yaptınm uygulanmasına ve en önemlı-
si askeri güç kullanmaya varabilecek müdahalelenn huku-
ki zeminini de döşüyorlar. Bu amaçlara bağlı olarak, arşıv-
lerden ve tapu kayıtlanndan tanhte Ermenilere ait olanara-
zılerin ve taşınmaz mallann saptanması için, kiralık "araş-
ürnıacılar" takınıı da seferber edilmiş bulunuyor. Konu-
yu BM'y'e havale etme seslennin Türkiye'nin resmi çev-
relennden yükselmeye başlaması, ABD stratejisinin adım
adını yürüdüğünü gösteriyor.
15 Haziran 1983 tarihinde Fransa'nın Orly Havaalanı'ndaki THY bürosu Ermenilerce bombalandı. Özellikle Tür-
kiye diplomatlarına karşı ASALA tarafından uygulanan suikast eylemleri, Batı'nm plan ve onayıyla uygulandı.
Rand Cooperation'dan Hamburg Sosyal încele-
meler Enstıtüsü'ne kadar istihbarat görevi yapan
sözde bilim ve araştırma kuruluşlannın devşir-
dıği sözde tarihçiler, gerçekte psikolojik savaş ele-
manlan, artıkbasının ve butelevizyonlann en göz-
de yazarlandır.
Aynı medya, "Ermeni soykmmı'' tasansı Rus
parlamentosunda özellikle komünıst mılletve-
killerinin çabasıyla kabul görmedığı zaman, bu
önemli olayı haber bile yapmıyor veya tek sü-
tunla geçiştiriyor. Sovyet Arşivi'ndekı belgele-
re dayanan bilimsel araştırmalann yayımlanma-
sı da önlenmiştir. Basın, Türkiye halkının ger-
çek dostlannın Batı'da değil Doğu'da olduğunu
görmesini istemiyor.
ABD ve AB, "Ermeni soykmmı" kampanya-
smda Türkiye nüfus kâğıtlı görevlileri harekete
geçirmış ve bir entel lobısı oluşturmuştur. Birkı-
sım gazetecı ve akademısyenler, konferanstan
konferansa taşınmakta ve "Ermenisoykmmı" tez-
lerinı doğrulayan konuşmalar yapmaktadırlar.
BİIİMSEL CALIŞÎVIALARA ÇELME
Hükümet ve kamu kuruluşlan, Türkiye'nin
kaynaklannı, Cumhuriyetin 75. yıluıda ve baş-
ka vesılelerle Batıcı entel takımına tahsis eder-
ken gerçek bıkmsel çalışmalan çelmelemiştir. Baş-
bakanlık'a bağlı Tanıtma Fonu, "Ermeni soyla-
nmı" tezlerinı çürüten belgelerle dolu olan Sov-
yet Arşivf nın araştınlması için kaynak taleple-
rini MİT'ten gelen yazılarla reddetmiştir. Çün-
kü onlann sorunu, Türkiye'nin karşılaştığı teh-
ditlen göğüslemek değil, yurtseverliğe ve emek-
çı hareketıne göz açtırmamaktır.
Hükümetın de, basuını da tutumu, bulunduk-
lan yerle ılgılıdir. Yıllardır iktidar mekanizma-
lannı kullanarak bankalan boşaltanlar ve şimdi
devlet bankalarını özelleştirenler, Türkiye'yi
"Ermeni soykmnu suçlusu" ilan eden ABD'ye
ve AB'ye muhtaç ve mecburdurlar. Gaflet, iha-
net, ıkıyüzlülük, ne varsa hepsi bu mecburiye-
tin türevleridir.
Yakın zamana kadar ikinci taktik, ABD ve Av-
rupa'nın rolünü gizlemekti. Türkiye düşmanh-
ğı suçu, Ermeni lobisinin üzerine atılıyor ve "bü-
yük müttcükler" gözlerden saklanıyordu. ABD
ve Avrupa devletleri, birbiri peşi sıra "soykınm"
kararları çıkanyorlar; ancak "müttefikler"ın Er-
meni lobilerince iğfal edildiği söylenıyordu. Hü-
kümet erkânına, parti liderlerine, holdınglerin ga-
zcte ve televizyonlanna bakılacak olursa dünya,
"Ermenilobisi''nin parmağında dönüyordu; ABD
ve AB dahil, bütün Atlantik devletlerinı "Erme-
ni lobisi" yönetiyordu!
Türkiye'nin hâkim güçlen, büyüklü küçüklü
bütün NATO müttefiklennın Frankenştayn su-
ratlanna "Enneni lobisi" maskesi takmışlardı.
ABD ve Avrupa emperyalistlen, tehditlerini cep-
heden ve açıkça yönelttikçe, Türkiye'deki "Er-
meni lobisi" tüketımı de olağanüstü boyutlara
varıyordu. Ancak artık bu "Ermeni lobisi" pa-
ravanasına ıhtıyaç kalkmıştır, paravananın arka-
sındaki Frankenştayn, gerçek yüzüyle ortaya çık-
mıştır. Ve asıl vahım olanı, "Enneni soykmmı"
kampanyası, bütün dünyada "Ermeni lobisi" fa-
lan değil, doğrudan doğruya döneklerden ve dev-
şirmelerden oluşturulan "Türklobisi" tarafından
yürütülmektedır. ABD, Türkiye'ye karşı, kendi
"Türk" lobisini oluşturmuştur.
AKP merkezli tarikat ağı, holding gazete ve
televızyonlan, NGO denen Batı güdümlü "sivil
toplum" kuruluşlan, Helsinki Muhipler Cemi-
yeti, Insan Haklan Cemiyeti, Sınırsız Gazeteci-
ler türünden maaşlı beşinci kol takımlan, işbir-
likçi vakıflar vb. örgütlenme ağı, Türkiye ulusal
devletine karşı, dört koldan ABD ve AB hesa-
bına çalışmaktadırlar. Dolarlar, Euro'lar herke-
sin gözü önünde dağıtılmaktadır. "Projeler" ya-
pıhııakta, hıyanete fiyat biçilmekte ve ödeme-
ler yürümektedir.
Batı tarafından satın alınan NGO entelijansi-
yası, Yugoslavya ve Irak deneyiminde görüldü-
ğü gibi, yeni model ABD darbesi ve işgalınin "si-
vil" mangalanna dönüştürülmüşlerdir. 50.
Batı, Enneni cephesini yeniden açtı
vrupa ve ABD, bundan böyle uygu-
layacaklan polilikayı dünyaya ve Tür-
kiye'ye ilan ediyorlar. Her şey açık-
çave bütün katılığıyla milletimızin yü-
züne vuruluyor. Türkiye açısından
sorun, öncelikle tariharaştırmalannınyasa-
ma karanna konu olmayacağını bılmektu:.
ABD makamlannın önüne binlerce arşıv
belgesi, yüz binlerce kitap koyun, ikna et-
menız mümkün değildir. "Ermeni soykm-
mı" kararlannın içerdiği tehdide, kâğıtla ve
kitapla değil, ancak yine politik araçlarla
karşı konabılır. Ve silah, politik araçlann de-
vamıdır. Türkiye, her an sılahla uygulana-
bılecek bir politik tehditle yüz yüze geldi-
ğini saptamak durumundadır. Bu nedenle
güçlü olmak ve uygun ittifak politikalannı
inşa etmek, silah kullanılmasını önlemenin
biricik şartıdır.
Mesele şuradan çıkıyor: Türk Silahlı Kuv-
vetleri, Batı'nın yüklemek islediği "kriz
bölgeleıine müdahale misyonu"nu kabul et-
miyor. Bu durumda, Kuzey Irak, Kıbns ve
Ege; Türkiye ile büyük Batı devletlen ara-
sındaki gergmhğin üç önemli cephesı halı-
ne gelmişti. tç cephede ise Batı, Türkiye'yi
Haçlı gericilik ve bölücülükle sıkıştn-mak-
tadn- Şundı bir de "Enneni soykmmı"nnı
gündeme getınlmesıyle yeni bir cephe açıl-
mıştır. Aslında "yeni" demek de yanlış olu-
yor. Eskıden ben kurcalanan bir sorun, stra-
tejık amaçlar ıçın ısıtıhp gündeme sokulmuş-
tur. Türkiye Cumhuriyetı diplomatlanna
karşı ASALA tarafından uygulanan suikast
eylemlen, hiç kuşkusuz Batı'nın büyük dev-
letlerinin plan ve onayıyla uygulandı. Bu-
gün Ermeni sorununun yeniden deşilmesi,
ABD'nin Irak'ta düştüğü zavallı durumu
Türk ordusunu cepheye sürerek giderme
planıyla bağlantılıdır.
ASYA KALESİNİN SACLADICI
PENCE OLANAKLARI
ABD, Asyakalesine çarpmıştır. Batı'nın
Orta Asya'yı denetim altma alma planı ıf-
las etti. Asya ülkeleri, ABD ve Avrupa'nın
milliyetler sorununu kullanmasına karşı bir-
leştiler. Şanghay Beşlısı'nın arkasından
Şanghay tşbırlığı Örgütü'nü oluşturan Çin
Halk Cumhunyetı, Rusya, Kazakistan, Kır-
gızıstan, Tacikistan ve Özbekistan, "milli
aynlıkçılığa, dinci gericuığc vc uluslararası
teroriznıe karşı işbirl@"ne başladı. Avras-
ya'da yeni bir rüzgâr esiyor, bu işbirliği, di-
ğer Asya ve Orta Asya Türk cumhuriyetle-
rini de kucaklıyor. Türk cumhuriyetlerinin
liderleri, Şanghay Işbirliği Örgütü'nün ku-
ruhnasından sonra, Türkiye'ye hep aynı me-
sajı verdiler. Türkiye'de Millici güçlerin ve
Türk ordusunun geleneksel politikasını des-
leklediklerini açıkça ilan ettiler. "Mustafa
KemaFin dostlan bizim de dostumuzdur.
MustafaKemal'indüşmanlanbizimdedüş-
manımızdır. Orta Asya kapılan, Fethullah-
çılığa,Nurculuğa, Nakşibendiliğekapahdır"
dediler.
Öte yandan ABD'nin Irak'ın kuzeyinde
bir kukla devlet kurması, Iran ve Suriye'nin
daha kararlı pohtıkalara yönehnesini de ge-
tırdı Buıkıülke, ABD işgalineve ikinci Is-
raıl'in genışletilmesi girişimlerine karşı, gü-
venlık dahil çok boyutlu bir işbirliğine gir-
dıler ve Türkiye'yi de ısrarla bu ortak çaba-
ya çağınyorlar. Görülüyor ki, yakın kom-
şularımızın ve Türk cumhuriyetlerinin de için-
de yer aldığı Asya kalesi, ABD'nin etnik bö-
lücülüğü ve dinci gericiliği kullanarak böl-
geyi karıştırma girişimlerine artık cephe-
den karşı koymaktadır. Bu gelişme, Türki-
ye için olağanüstü imkânlar yaratmakta ve
mancvra alanlan açmaktadır.
MİLLİ HÜKÜMET İHTÎYACI
Bölge ve Asya tablosu budur. Bu tabloda
bağımsız ve egemen Türkiye'nin yeri belli
olmuştur. Bugün Türkiye, Avrupa kapısın-
da denetim altına alınmış ve parçalanmak-
tadır. Ermeni sorununun tarihin derinlikle-
rinden çıkanhp masanın üzerine konması,
bu uygulamanm bir parçasıdır. Ancak Tür-
kiye'nin cephaneliğindebulunancevaplar da
stratejiktir. Kemalist devrim rotasuıda iler-
lemeye karar veren bir Türkiye'nin elinde-
ki olanaklardan ilk akla gelenler şunlardu
1
:
Avrupa Birliği kapısıyla bütünleşmekten
vazgeçmek, Incirlik Üssü'nü kapatmak,
komşu ülkelerle işbirliğini güçlendırmek,
Avrasya'nın büyük uyanışmı her alanda de-
ğerlendirmek. Bu uygulamalara başlandığı
zaman görülecektir ki, Türkiye'nin ABD
ve Avrupa ile ilişkilerinin normalleşmesi ve
egemenliğe saygı temeline oturması olana-
ğıdadoğacaknr. Türkiye'nin kozlan, Batı'nın
kozlanndan çok daha güçlüdür. Yeter ki,
Ankara'da Millici bir hükümet bulunsun.
DİPINOTLAR
49-Aydmhk, sayı 15/714, 25 Mart 20001.
50 - Bu konuda aydınlatıcı ve uyarıcı bir yazı ıçın
bkz. HasanYalçın, "NGO'bnKüreselleşıneniııMis-
yonerleri", Teon, Şubat 2001, s.3, vd
SURECEK