Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2005 PAZAR
14 KULTUR kulturCwcumhuriyet.com.tr
Karikatür ustamız Turhan Selçuk Almanya'daki sergisinin açılışında sanatseverlere seslendi
'Mizah çizeri çizgiyle düşünür'TURHAN SELÇUK
Almanya bana yabancı değil, uzak
da değil. Yıllar öncesi bu ülkede ya-
yımlanan mizah dergilerinde, haftalık
gazetelerde, albümlerde, çızgılenm
yayımlanıyordu, halen de yayımlan-
makta.
2002 yılında sanat yaşamımın 60. yı-
lı kutlandı. Demek kı, tam 63 yıldan
beri karikatur çizıyorum. Yalnız kari-
katür mü çizıyorum? Günlük siyasal
ve toplumsal içerikli çizgilerimın ya-
nı sıra, 1957'den beri, yine günlük bır
çizgi romanım da var. "Abdülcanbaz
n
ı
tek başıma hem yazıyor, hem de çizi-
yorum.
Onun yaşı da 47'ye varmış...
"lnsan Haklan" adındakı sergım,
1993 yılında Nürnberg'de açıldığında,
ilginç sürprizlerle karşılaşmıştun. Ney-
di bu sürpnzler?.. Az sonra açıklaya-
cağun.
Almanya'da Abcfüleanbaz'la
karşılaşmak...
Dostlar, Nürnberg'de bir akşam ye-
meğe davet ctmişlerdı beni. Kentin
büyük caddelerinden birindeyiz. Kar-
şımızdaki lokantanın vitrininin üzen-
ni baştan başa kaplayan, ışıklandınl-
mış, kocaman bır pano var. Bu pano-
yu, benım çızgi romanımın kahrama-
nı Abdülcanbaz'ın portresı süslüyor.
Hayretle, kıvançla seyrediyorum..
îçeri girdık. Lokantanın sahibi he-
yecanla yaklaşıp bizleri karşıladı
Baktım, bu zat sanki, hıh demış Ab-
dülcanbaz'ın burnundan düşmüş. VU-
helm bıyıklı, esmer bır kişi...
Lokantanın içinde, başanyla yapıl-
mış büyük bir Abdülcanbaz maskotu
vitrin içinde duruyor. Tuvaletlerin uze-
nnde "Baylar", "Bayanlar" kelımele-
ri yok. Erkeklermkınde Abdülcan-
baz'ın, kadınlarınkindc, romanımın
kadın kahramanlanndan bınsi olan,
güzeller güzelı "Cihanyandı"nın port-
relen var.
Oldukça kalabalıktık. Izzet, ikram
görduk, güzel bır zaman geçirdik.
Kalkarken, dostlanm hesabı öde-
mek istediler ama lokanta sahıbı alma-
dı ve "Biziın, lUrhan SelçukBey'e çok
boreumuz var, nasıl ödeyeceğimizi bi-
lemiyoruz'' dedi
Yine Nürnberg'deyiz...
Benı Bamberg'e götürdüler. Ora-
daki bir üniversiteyi geziyoruz. Pro-
fesörlerden binsi, bizleri çalışnıa oda-
sınadavet ettı. rürkçekonuşanbirAl-
M,
Usta çizer Turhan Selçuk'un sergisinin açılışına, Frankfiırt Başkonsolosu Salih Buğaç Güldere vc eşi,
Mehmet Canpolat, Langcn Belediye Başkanı Dictcr Pitthan vc üst düzey kent yöneticileri kanldı.
man profesordü Bır ara, "Bakınız,
ben nasılTürkçeöğreııdinı'' dedi, kalk-
tı yan odaya geçtı. Az sonra, kucağın-
da zor taşıdığı Abdülcanbaz kıtapla-
nyla döndü Ve onlan masasmın üze-
rine yığdıktan sonra "tşte, ben bııııla-
n okuyarak Türkçeyi üğrendim" de-
dı. Soıırabana donup "IurhanBey,ek-
sik sayılarını/ varsa, buradan tanıam-
layabilirsiniz" dıye ekledi.
"İnsan HaklarT sergim, Strasbo-
urg'dakı "Avrupa İnsan Haklan Sara-
yı" sergi salonunda 1992'de açıldı.
Oradan Almanya'ya, Nürnberg'e geç-
tı Tambıryılsüresınce,hemenhemen
tüm AJman kentlerinde sergılendı Da-
ha sonra Hollanda'ya, Fransa'ya, Ma-
kedonya'ya, Avusturya'ya, Yugoslav-
ya'ya, Izmır'e, Kıbns Türk Cumhu-
nyetı'ne davet edildi Son durağı Gü-
ney Afrika'nın uç büyük kentı oldu.
1992'den 1997'ye kadar 5 yıl dun-
yayı dolaştı. En çok kaldığı, en çok do-
laştığı yer ise Almanya oldu. Açıhş-
ların hemen tumüne katıldım.
Sozüme başlarken, "Ben Alman-
ya'ya yabancıdeğüim" sö/unu, bu ne-
denle söylediğimi, burada tekrar be-
lirtmeliyim.
Bu sergıde göreceğınız özgün bas-
kılann tümü, gazetelerde yayımlan-
mış kankatürler arasından seçildı
1940'lara, 50'lerc kadar "Karikatür
sanatnııclır,değilmidir?"tartışması tüm
yeryuzünün öncelıklı konusuydu.
Bu tartışmalı yıllarda Saul Stein-
berg adında Romanyalı bir çızer, bı-
linçli olarak salt yazısıza ve grafik
çizgılere yöneldı. Bu çizimler Ame-
nka'da "Yalnız Çizgiyle" adındaki bir
kitapta toplandı Bu bılınçlı gınşim-
den sonradır kı, "Karikatür sanat mı-
dır,depmidü"?" tartışmalanna son ve-
nldı.
Etkinlik dnce Fransa'da yayüdl. And-
re François, C'haval, Sine, Mose örne-
ğı mizah çızerlerı, bu modern akıma
öncülük ettıler.
Yaygınlıkkazanan.ama fürkıye'de
henuz duyulmayan bu akimı, 1950'le-
rin başlannda, çalıştığım gazetede,
uzun bır yazıyla duyurdum ve destek-
ledım.
Karikalurun "çizgiyle mizah" sana-
tı, "grafikmizah"olduğunuaçıkladım,
çalışmalanmı da, bu yönde geliştirmek
ıçınçabasarfettim.
Mizah çizeri, çizgiyle düşünen, dü
şündüğunu çizgiyle ızleyıcıye ulaştı-
ran kışıdır. Mizah, bu grafik çizginin
eğılımindedir. Ya da çizgi mızahla
yüklüdür.
Bu nitehkler, bu etkın sanata ulus-
izah çizeri, çizgiyle
düşünen, düşündüğünü
çizgiyle izleyiciye
ulastıran kişidir. Mizah, hu
grafik çizginin
eğilimindedir. Ya da
çizgi mizahla yüklüdür.
Bu nitelikler, bu etkin
sanata uluslararası hir
dil kazandırmıştır.
Yaşadığımızyüzyılın bu
etkin sanatım yazar llhan
Selçuk şu deyimiyle çok
güzel özetlemiştir:
"Karikatür nedir?
Derim ki, çizgilerin
soyutlanmasında, mizahın
geometrisine varmaktır."
lararası bır dıl kazandırmıştır.
Yaşadığımız yüzyılın bu etkın sana-
tım yazar tlhan Selçuk şu deyimiyle
çok guzel özetlemiştir. "Karikatür
nedir? Derim Id, çizgilerin soyuüanma-
sında, mizahın geometrisine varmak-
tir."
Ve ben, altmış küsur yıldır bu yol-
da çalışıyorum Ama hâlâ bir amator
ruhuylaçalışıyorum. Eksiklerimi gör-
meye, bulmaya gayret edıyorum Da-
ha iyiye, daha guzele ulaşmak özlemi
içindeyım
Bıraz sonra, çalışmalarımın yalnız
çok küçük bir bdlümunu gorecek ve
söylediklerimin ne kadanna ulaşabil-
diğımin karannı sızler vereceksiniz.
Sergımı onurlandıran ve beni dın-
lemek zahmetine katlanan bu salon-
daki seçkin ve sayın ızleyıcılere tek-
rar tekrar teşekkürler edıyorum.
mmmm&mmımmmmmmmmmtmmm
'Çizgi
ıııizalıa'
büyük ilgi
İRFAN ERGİ
LANGEN -Tiirk ve dünya karıkatürünün ya-
şayan en büyük ustalanndan Turhan Selçuk' un
karikatur sergısı, Almanya'nın Langen kcntın-
de açıldı Langen Belediyesi'nin sergi sarayı
ve müze olarak kullanılan tarihı bınasındakı
sergi, belediye, Türk-Alman Dostluk Derne-
ği, Frankfurt Başkonsolosluğu Turizm Ataşe-
liği ve yerel Toplum gazetesi tarafından orga-
nıze edıldı Türk ve Alman konuklann muh-
teşem ilgisiyle açılışı yapılan ve 8 Mayıs tari-
hine kadar mızahseverlerin beğenisine açık
kalacak sergi, daha sonra Almanya'nın çeşit-
lı kentlennde 'turneye çıkacak'
Turhan Selçuk, Almanya ziyaretinın 2. gü-
nünde, 'Türkiye'de Siyasi Gelişmeler ve
Karikatür Sanatnun BedclT konulu konferan-
sından sonra, Avrupa Türk Gazetecileri Bır-
liği'nin (ATGB) onuruna verdiğı yemeğe
katıldı.
Adına ödüller verilen ilk kadın tiyatro oyuncumuzun acılı yaşamı Kadife Sokak'taki büstünde sürüyor
Afife Jale Kachköy'de agbyor!CİHANDEMtRd
Basından öğrendiğime göre bu yılın 'Afife Ja-
le Ödülleri' yarın akşam Lutfü Kırdar Kongre
ve Sergi Sarayı'nda düzenlenecek bır törenle 9.
kez verilecek. 1997'den ben Afife Jale adına
ödül verilmesı Türk tıyatrosu için epcyce geç ka-
lınmış bır güzellik olsa da, 18 yaşmda sahneye
çıkma cesareti göstermiş ilk 'Müslüman' Türk
kadını olan Afife Jale'nın kendisıne verdiğimiz
ödül ne durumda dersıniz?
1902 Kadıköy doğumlu 'öncü' sanatçı Afife
Jale, 1920 yılında Kadıköy'de bulunan Apollon
Tiyatrosu'nda gostermiştı o büyük cesareti. Türk
kadınlannın henüz sahneye çıkmasının bıle ya-
sak olduğu bir dönemde... O zamankı Apollon
Tiyatrosu'nun yerinde şimdılerde Rexx sinema-
sı bulunuyor. (Bu sınemanın eski adı Reks'ti, yok
cdilen Türkçenuzden nasibini alıp Rexx oldu, ye-
tınmeyı bılmeyen kuşaklar içın tek 'x' de yetnıe-
dığınden olsa gerek, iki x sahıbı oldu!) Kadıköy
Belediyesi, 90'h yıllann sonlannda Rexx sine-
masının gelecek program tabelasının onundekı
dar alana bır 'Afife Jale' büstü koydu. lkı x sa-
hıbi bu sinema, bir de büst sahıbı olmuştu anla-
yacağınız.
'0 gencler kl Afife önünde oturup
Afifeyl bilmezler'
Bu sinemamn bulunduğu Kadife Sokagı, 90Mı
yıllann ıkıncı yarısında aniden Kadıköy'un Bar
lar Sokağı haline gelmiş; sayısız bann var oldu-
ğu, bol gürültülü, cumbüşlü, sürekli insan kay-
nayan bir sokak Bır hastane odasında, kimse-
siz ve acılar içinde, 39 yaşında ölen Afife Jale'nın
büstü, çokkısabirsüre sonra, sokağı mesken edin-
miş, onun önünde sevgihlenyle buluşan trendy(!)
gençler tarafından sprey boyalarla boyandı Ha-
yatı acılarla geçmiş bu öncu sanatçınm büstünü
rahat bırakmayan kultür yoksulu gençlerimiz
büstün hertarafını boyalarla, imzalarlarezilede-
rek, tanmmayacak hale getirdiler. Bunu yapar-
ken büsttekl kişiyi de zerre kadar tanımıyorlar-
dı tabii kı.
Bunca yıllık yazarhğımızı, çızerlığimizi bir
yana bırakın; sadece duyarlı bır Kadıköylü ola-
• Bir Türk kadını
olarak 18 yaşında
sahneye çıkma
cesaretınin bcdclini,
çok zor günler
yaşayarak 39 yaşmda
gelen çok erken bır
ölümle ödeyen Afife
Jale, yaşamını
yitirirken ne denli
yalnız bırakıldıysa,
zavallı büstü de aynı
yalnızlık içinde
şimdılerde, barlarla
dolu Kadife Sokak'ta.
Üstelik bu sokakta
'sanat' etkinliklerine
soyunmuş, sergiler
düzenleyen barlarımız
bıle var, ama sanınm
Afife'yi onlar da
göremiyorlar!
rak, önünden günde birkaç kez geçmek durıı-
munda kaldığım bu bustun sahıpsız, kımsesız
ve pıslut içindeki perişan halı benı uzun zaman-
dır çok üziiyordu. O bustun önünde yerlere otu-
rup sigaralannı tellendıren, okulkırmış lıselı(!)
kızlanmı/, arkalannda onca yıl sonra bile hâlâ
ağlamakta olan zavallı Afife Jale'yi fark ede-
cek dtımmda değıllerdi elbette. Ancak bellı kı
bu büstü bıı kültür mırası olarak sahıplenmesı
gereken ıkı x'lı Rcxx sineması ılgılılerının de
Afife Jale'nin bu pcnşan görüntüsünü fark ede-
cek hali yoktu Pekı bu büstü oraya koyarak bir
incelik gosteren Kadıköy Belediyesi, bıislun
perişan halını göriip de temizlemeyi düşunmuş
muydu acaba
7
Sanmıyorum. Barlar yuzunden
gunde ikı kez çöplenıı ahndığı, hcr an ınsan
kaynayan bu sokakta öylece mahzun bır halde
bırakılan Afife Jale, kondıığu daracık alanda
kaynayıp gitmişti belli kı Bustun kaıdesınde, bı-
ıakın Afife Jalc'yle ılgılı bır bılgı, Afife Ja-
le'nin adı bile yok Afife Jale Kadıköy'un en
hareketli sokağında şimdılerde en yalnız ınsan
Bu coğrafyadakültüre sanata gösterilen duyar-
lılık dün neyse bugün de o. Türk 'un kultur cep-
hesınde değişen hiçbir şey yok
Bir Türk kadını olarak 18 yaşında sahneye
çıkma cesaretinın bedelını çok zor günler yaşa-
yarak 39 yaşında gelen çok erken bir ölümle
ödeyen Afife Jale, 1941'de yaşamını yitirirken
ne denlı yalnız bırakıldıysa, zavallı büstü de ay-
nı yalnızlık içinde şimdılerde, barlarla dolu Ka-
dife Sokak'ta. Üstelik bu sokakta 'sanat' etkın-
lıklenne soyunmuş, sergiler düzenleyen barla-
rımız bıle var, ama sanınm Afife'yi onlar dagö-
- J -
remiyorlar!
Bir gazetenın Istanbul ekı geçen yıl bu büs-
tün perişan halını, "Gençler nıakyaj yapö'' şek-
linde bir magazın ucuzluğuyla vennışti. Gaze-
tenin bu haberine gösterdığım tepkiye yanıt bi-
le alamamiştım ne yazık kl. Zavallı büst, yüzu-
gözü boyalarla rezıl edılmış, her tarafı çizilmiş,
pislik ve bakımsızlık ıçındeyken, eleştirilmesi ge-
reken bu duyarsızlık apaçik ortada dururken; o
gazete bunu 'makyaj' olarak değerlendirip, bu
utanç vencı kültürsüzlüğe sanki çanak tutmuş,
bustu rezıl etmış gençlere adeta "Ne güzel yap-
mışsınız,ellerinizesağukçocuklar'' dcmıştı, bel-
kı ne yaptığının bıle farkında olmadan
Cerçek sanatçılar adına bir stmge
Her türlü telılikeyi göze alarak 18 yaşında sah-
neye çıknıış, sonrasında bir kaçak hayatı yaşa-
mak zorunda kalmış, çareyı haplarda aramış,
nıhsal depremler yaşamış bu insanı hıç olmazsa
2005'lerde rahat bıraksaydık Ama heykellere
tükürenleri görerek büyuyen, televole kaçkınla-
nnı sanatçı sanan, gerçek sanatçıya 'saygı' gös-
termekten yoksun gençlcnn ulkesınde böyle bi-
zım bir ımkânımız yok ne yazık kı.
Kültürsüzluğuyle ovunen, tanh ve kültür bilın-
ci sıfırda ama linç bilıncı acayıp gelişmiş, geç-
mişinden, değerlennden tamamen kopmuş, ken-
dine yabancılaşmış, ölu halde yaşayan, sadece cin-
net durumunda clıne bayrağı alıp ortalıkta dolaş-
mayı bilen şaşkm bır toplum, görünen o ki za-
vallı Afife'len hafıfe almaya ve onlara işkcnce
yapmayadevam edıyor Sadece Alîfe'yi değil ta-
bii ki, Afi fe dığer gerçek sanatçılar adına bir sim-
gedir bu yazıda
Anlayacağınız, kımseler hıçkınklannı duyma-
sa da, Afife Jale Kadıköy'de hâlâ ağlıyortum ses-
sızlığıyle. Yarın akşam, göıkemli bir torcnle onun
adına ödüller venlecek gene. Giderek yok ol-
makta olan tıyatromuzun, elde kalmış, bir avuç
ıyı nıyetlı çaba sahibi, onun admı taşıyan ödül-
ler alacak ve böyle giderse belli kı o ödüllerle,
onlar da bıraz daha yalnız kalacak, tıpkı Afife
Jale gıbı. Bunu görmek için kâhın olmaya fılan
gerek yok, Afife Jale'nın kendisıne verdiğimiz
ödülün Kadife Sokak'taki ıçlcr acısı halı her şe-
yıgösteriyor!..
Les Invasions Bar-
bares (Barbarların Isti-
lası)/ Yön: Denys Ar-
cand / Oyn: R6my Gi-
rard, StĞphane Rous-
seau, Marie-Jos6e
Croze 2003, renklı, 95
dakika I Umut Sanat-
Palermo.
D. Arcand'ın yazıp yö-
nettiğı fılm, 17 yıl önceki
etkileyıcı bır çalışnıa olan
'Amerikan Imparatorlu-
ğunun Çöküşü'nün aynı
karakterlerle devam filmı
nıtelığınde. Ellilerini suren
hazcı, eski
radıkal solcu,
dul tarilı pro-
fesörü Remy
kanserdir,
günleri sayı-
hdır. Oğlu
yatırımcı
bankacı Se-
bastien, an-
nesınin
çağrısıyla
uzun yılla-
nn ardın-
dan Lond-
ra'dan babasını görmeye
Quebec'egelır Baba-oğul
hiçbir konuda anlaşamaz-
lar. Remy'ye göre oğlu
S?bastien dünyadakı tüm
olumsuz paragöz değışun-
lerin habercısı, yayılmacı
'barbarlann' bır sımgesi-
dır R'
?
my açısından oğlu
hırslı bır kapıtalıst, ken-
dısı ıse duygulu bıı hüma-
nısttır
Tüm bu
zıtlıklara
karşın
Sebastıen
babasını
son günle-
rınde mut-
lu edebilme
çabasıyla
tüm maddi
olanaklarını
seferbcr
eder. Hasta-
nenın karga-
şasından onu özel bır oda-
ya aldırır, tum dostlanm,
akademisyen arkadaşlan-
nı, eski sevgılılerını
Remy'yi gormeye çağırır.
Dünyadakı pohtık, eko-
nomik, kişısel, cınsel de-
ğişimleri insan ılışkılerı
çerçcvesinde olağanüstü
bir ustalıkla betımleyen bu
dramatik komedı günü-
müzdeki yıtınlen etık de-
ğerlerin, paramn yükselen
gücunun altını zekıce çı-
ziyor. 2003 yabancı fılm
Oscar'ını, yonetmen, film,
senaryo Cesar'lannı, Can-
nes kadın oyuncu (M.J.
Croze) odüllennı alan ya-
pım, yaşam sevgısı, poli-
tık ıdealler, dünyanm gel-
dığı nokta ve dostluk ü/e-
nne unutulmaz bir çalışma
To Sir, With Love
(Sevgili öğretme-
nim)/Vön: James
Clavell/Oyn. Sidney
Poitier, Judy Ge-
eson, Suzy Kendall
/1966, renkli, 101da-
kika/Columbia Tris-
tar-Sony.
Eustace Ricardo Bra-
ithwaite'uı 'To Sir, With
Love' (1959) romanın-
dan aktarılan film, iş
bulamayan elektronık
mühendısı sıyahi Mark
Thacke-
ray'ın,
Londra
doklarının
yoksul bir
mahallesin-
deki liseye
öğretmen
olarak gel-
mesıni anla-
tan sıcak,
dokunaklı ve
insancıl bir
çalışma.
Çoğu baş-
ka okullardan atılmış,
başıboş, sorunlu öğren-
cileıie ilk önce ıletışım
kuramayan Mark, bir
süre sonra hiçbir şeyi
umursamayan öğrenci-
lerıne bırer yetijjkin ola-
rak davranmaya başlar.
Yaşamda kalma, kendi
ayaklannın
üzerınde du-
rabilmeeğı-
tımı verme-
ye başlayan,
böylece bu
• yıtık genç-
lerın yaşa-
nıa değişik
bir açıdan
bakmaları-
nı ve algı-
lamalarını
sağlayan
Mark, öz disiplm, so-
rumluluk, ınancı için
savaşmak konularında
ögrencılennı eğıtır. Sid-
ney Poitier'in yetkin bir
yorum sunduğu bu
dram bır sıyahınin top-
lum içinde yer alması-
nı irdeleyen sosyal içe-
rığıyle de dikkat çeki-
yor.
Özel Bölümler'de yö-
netmen ve oyunculann
özgeçmişleri, fragman
var. 1967'nın en iyı ış
yapan filmler lıstesınin
yedıncı sırasında bulu-
nan bu etkıleyici ya-
pımdaki, 60'ların po-
püler şarkıcısı Lulu'ııun
soyledığı'ToSir,With
Love' şarkısı o yıllann
lııt parçası olmuştu
Yenî başkan Kocatepe
• Kültür Servisi - Müzik Yorumculan
Meslek Bırlığı'nin (MÜYORBİR) 3. ülağan
Genel Kurulu sonucunda başkanlığa Ali
Kocatepe getırıldı. Divan başkanlığına Alı
Rıza Binboğa'nın scçıldığı genel kurulda,
faaliyet ve denetleme raporları okunup
oylanarak aklandı. Daha sonra yapılan
seçimler sonucu MÜYORBİR'in yönetim
kurulu, Selçuk Alagöz, Ali Kocatepe, Ueniz
Seki, Emre Altuğ, Hurşıt Yenıgün, Orhan
Gencebay ve Turhan Yükscler'den olııştu.
ISTANBUL FJLM FESTJVAÜ
• EMEK'te 13.3ü'da 'Bombon, Köpek',
16 00'da 'BıçakSırtı', 19.00'da 'Bombon,
Köpek', 21.30'da 'KraUarve Kraliçeler'.
(0 212 293 S4 39)
• ATLAS'ta 11.00'de 'Kralııı Oyunıı', 13.30'da
'Paravanın Arkasmda Şarkı Söylerken', 16.00'da
'Ayın Saklı Yüzü', 19.00'da 'Napola', 21.30'da
'Baylar ve Bayanlar' (0 212 252 85 76)
• StNEPOP'ta 11 00 de 'Gecc tnmeden',
13.30'da 'Pembe Flamingolar', 16 OO'da
'Polyester', 19.00'da 'SaçSpreyi', 21.30'da
'Avrupa'da Bir Gün: Canım Türkiyenı'.
(0 212 251 11 76)
• BEYOĞLU'nda 11.00'de 'Tony Takitani',
13.30'da 'Danvin'in Kâbusu', 16.00'da 'En İyi
TürkFilmi', 19.00'da 'HasatZamanı', 21 30da
Altın Lale'yi Kazanan FUm'. (0 212 251 32 40)
• REXX'te 11.00'dc 'Agnes ve Erkek
Kardeşleri', 13 30'da 'Whisky\ 16.00'da
'KimseFarkEtmiyor', 19 OO'da 'Eros', 21.30'da
'Sürgündekiler' (U 216 336 01 12)
BUCÜN
• CEMAL REŞİT REY KONSER SALONlJ'nda
19.30'da Ece İdil ve EvrenBüyükburç'un katıldığı
'Akdeniz Şarkılar' başlıklı konser.
(0 216 454 15 55)
• HATAY RESTAURANT'ta Cemal Süreya
Kültüı Sanat Dcrncğı saat 18 00"de düzenleyeceği
'Sabahattin Kudret Aksal'ı Aıııııa Toplantısı'.
(0 216 361 33 57) {J