17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17NİSAN2005PAZAR CUMHURİYET SAYFA M Talabani: "Bağunsız g Kürdistan yaşaınaz." İ Bağmüısı yagar! 17 Elektronik posta: denksom®cumhuriyotcom.tr www.denizsom.com Tel; 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türidye'nin AB üyeliği 20 yılı bulurmuş... "Şimdiden kutlamalara baslavalım!" SakmacaD, uçaklarda yol- cuların çakmak taşı- masını yasakladı. Çünkü, "terörist yolcu"nun çak- mağı çakıp uçağı yakma olasılığı var! Paranoyanın sonu yok; dolma kalem deyasaklanmalı. Mürek- kep haznesine zehir ko- yup fışkırtabilirler... HayvansavarErhan Karagöz: "Dokuz yıldır evimde beslediğim 6 kilo ağırlığında ve 25 santim boyundaki 'devasa1 terrier kö- peğim, iki üst katım- dakiAKP'liKonyaBe- lediyesi'nde görevli bir müdürü rahatsız etmiş olmalı ki, zabıtalar tara- fından 250 milyon lira pa- ra cezasına çarptırıldım." Beklenti ^ \ Mehmet Ali Kılınç: f j | | "Sosyetik hanımlar ^ T umreye gidip gel- miş. Televizyonlardan umre-vole programları bekliyoruzl" Bazlama Akif Kökçe: "Cep telefonu kullanıcıla- rından 'çevre vergisi' alı- nacakmış. Yetmez, baz istasyonları için de 'kan- ser vergisi' alınsın!" B azı kimselerin kafalarının ıçınde tedavıye muhtaç bir rahatsızlık olduğu giderek ke- sinleşiyor. En sonunda bir Ermeni papaz da Kemal Atatürk'ü "kasap" olarak niteledi. Bizim imam kılıklı siyasetçilerden biri anımsarsanız, bir 10 Kasım'da yandaşlarına içlerindeki "kin ve nef- reti" saklı tutmalarını önermişti. Al birini vur ötekine! Ancak bunlar giderek çoğalıyor. Hele yurtdışında. vrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyo- nu Genel Başkanı Dursun Atılgan da bu konuya de- ğiniyor: "Son zamanlarda, Türkiye-ABD ve Türkiye-AB iliş- kilerine bir göz atıldığında, olumsuzluklardan başka göze çarpan bir gelişme olmadığı açık ve kesindir. AB'nin ve ABD'nin sadece medya kuruluşları ve si- yasal partileri değil aynı zamanda böyle kurum ve ku- ruluşları bugün de etkisı altında bulunduran kiliseler, Türkiye'yi bir kaşık suda boğmak için, Atatürk'e, o- nun ilkelerine ve Atatürkçü düşünce sisteminin ge- Eylem SESSÎZSEDASIZ(i) tirdiği temel değerler dizgesine saldırıyı, kendilerine amaç edinmişlerdir. Nitekım, Ermeni Ortodoks Kili- sesi'nin ABD Kongresi çatısı altında düzenlediğı bir toplantıda, doğrudan doğruya Atatürk'e hakaret edi- lerek 'Kemal bir kasaptı' yakıştırması yapılmıştır." Hemen belirtelim kı o toplantıda meşhur Merve Kavakçı da vardı. Dursun Atılgan devam ediyor: "16 Mart 1920'de emperyalist Avrupa tarafından Is- tanbul fiilen işgal edildiğinde, Mustafa Kemal, ya- bancı devlet temsilciliklerine bir protesto telgrafı gön- dererek ve Türk ulusuna bir bildiri yayımlayarak '20. uygarlık ve insaniyet yüzyılının kutsal saydığı bağım- sızlık, özgürlük, ulusçuluk ve vatan gibi kavramlara ve ilkelere büyük bir darbe vuran ulusların, kendile- İmam balık sevmezse! Fotoğrafı çizer arka- daşımız Kamil Ma- saracı Ortaköy'de çekmiş... ABD Baş- kanı Bush'un Istan- bul zıyaretı sırasında poz verirken arka- sında dekor olarak kullandığı Ortaköy Camisi'nin avlusun- da balık avlamak ya- sak. Cami avlusun- da siyaset yapabilir- sin ama balık tuta- mazsın. Niye balık tutamazsın? Çünkü ışte öyle! Ya da ör- neğin mesela, camı- nin imamı balık sev- miyor. rinin de şeref ve haysiyetiyle bağdaşmayan bu dav- ranışı, resmi Avrupa ve Amerika'nın değil; bilim, uy- garlık vekültür Avrupa veAmerika'sının vicdanınabı- rakıyorum' demışti. Bugün, ülkemiz, siyaset adamlarının Avrupa ve Amerıka'sı tarafından hem işbirlikçileri sayesinde iç- ten, hem de dıştan kuşatılmış ve hatta tecavüze uğ- ratılrnış durumdadır. Bugünkü iktidarın tutumundan ve kendi içindeki tu- tarsızlığından yararlanan herkes, Türkiye'ye ve kuru- cumuza hakaret etmektedir. Laik ve demokratik, cumhuriyetin onurunu kurtar- mak ve korumak; 'büyük emanet'e sahip çıkmak için, tüm bilgi ve becerimizi söylem ve eylemlerimizle, or- takça ortaya koymak zorundayız. Esin kaynağımız ve dayanağımız Atatürk'ün söy- lem ve eylemleridir." Söylemler yetersiz kalırsa sanırım bir süre sonra sı- ra eyleme de gelecektir! AVLUSUNDA BALİKÂVLAMÂK ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCt Mimarlık okullanmıza çağrı Egjtime Ağurnas'tan başlayın... Geçen yıl hazıran ayında, Tari- hi Kentler Birliği'nin Sivas Bu- luşması'nın ardından Kayseri'ye geçıp Ağırnas'ı ziyaret ettik. Ayıptır söylemesı, Abidin Di- no'nun "Sinan'ın düşscl yaşaın öyküsü TI nü yazdığı kıtabını da he- nüz okumamıştık Kitapta anlatılamaz bir gerçek- çilik ve duygusallık bütünleşme- si içinde betımlenen Minıar St- nan'ın "Sinan" olmasım sağla- yan etmenlenn bızce de başında gelen mekânlan gezerken ve ay- nı yerden Erciyes'ı seyrederkeıı once kcndi aramizda konuştıık: "- Keşke mimarhkokullarında- ki ilk yıllarda öğrencüer öncc bu- raya getirilse..." Sonra da bızı ımutulmaz bir ev sahıplığı ıle ağırlayaıı Belediye Başkanı Mehmet Osmanbaşoğ- lu'na şu sözü verdik. "- 2005 yılının 'Mimar Sinan (i ünii'nü tüm ülkcdcn ıııinıarları çağırarak burada kutlamayı Mi- marlar üdası'na teklif cdcccğiz. Ardından da Türkiye'de nıimar- Abidın Dıno'dan başka hiç kimsenın anlatamayacağı, ancak görerek ve gördiikçe de düşüne- rek kavranabılecek bu etkileşı- min, neden onca yıldır gözlerden ırak ve mimarlık eğıtımınden uzak kaldığına da hayıflanarak ikinci sozumuzdekı dılegı bızle paylaştılar. "-Keşke mimarlıkokııllannda- ki ilk yıllarda öğrenciier önce bu- raya getirilse..." 'Ders kitabı' da hazır Aslında hiç de zor olmasa ge- rek... Çunku bınncısı 'hoca'ya gerek yok. Ogrencılenn Ağırnas'a gelip bu mekânlarda bırkaç gün geçır- melennı sağlamak ıçın önayak ol- mak en büyük "hocalık". Ikıncısı, 'kitap'a da gerek yok. Yapı Kredi Yayıncılık ve kitabı derleyen Ferit Edgü sadece kültü- rumüze değil, mimarlık eğitimine de en büyük katkıyı yapmışlar. Abidin Dino da aynı katkının mi- marhğına ımza atmış Dıno'nun Koca Usta'nın yaşam boyu esinlendiği mekânlar... tak eğitimiıün burada başlaması için tüm okııllaı a çağrı çıkartaca- Anıtsallaşan mekânlar tşte bu sözlerden ilkini yerine getirmış olmanın huzuru içinde geçen 9 Nisan Cumartesi giüıü Ağırnas'a vardığımızda,bizikar- şılayan afişlerden bırınde şu yazı- yordu: "Türidye'ninTümKentle- rinden MimarlarMimar Sinan'ın Kentine Hoşgeldiniz." Mimarlar Odası genel merkezi- nin şubelenyle bırlikte düzenledi- ğı "Sinan Gününde Ağunas Bu- luşmasTna katılan mimarlann ço- ğu Koca Usta'nın çocukluk ve gençlık yıllannı yaşadığı mekân- lan ilk kez gördüler. Yer üstündeki zarif ve yalın "si- vil mimari"nin, yeraltında hemen tüm kentı kapsarcasına ıızanan, sağlam, korunaklı, ustalıklı ve akılları durdıuan yapılanmn ade- ta "anıtsallaşan nıckânlar"ını gezdıkçe, Sinan'ın onca büyuk- lüğünü nasıl bir mimarlık kültü- rüne borçlu olduğunu yine ilk kez farkettiler... "Sinan" kitabı, üstelik az sayıda- kı sayfasında söylenebilecek en çok sözü içeren bir mükemmel- lıkte; bu dersin "temel cğitinı ya- yınT nıteliğinde. Ve bütün bunlara ek olarak Ağırnas'ın "fahri mimar" Bele- diye Başkanı Mehmet Osmanba- şoğlu da diyor ki. "Misafirhane- mizi de brtiıdik; öğrencüerinyohı- nu gözlüyoruz." Böyle bir olaııak hangi ülkede olsaydı kim bilir nasıl değerlendi- nhrdi? Acaba neden "Erciycs'e bakan Sülcymaniye'yi; Süleymaniye'ye bakan da Erciyes'i anımsıyor" so- rasunıın yanıtını Dino "ders kita- bımız"da şöyle veriyor: "Çünkü ölçckleri aynı.Teraziyevursan iki- sidenkgelccck..." Mimarlık okullanmıza seslenı- yoıuz, öğrencilere sadece Si- nan'ın yapılarını tanıtmakla ye- tinmeyin, bu evrensel yaratıcılı- ğın Anadolu'nun gobeğindekı esin kaynağını "gelcceğin Sinan- lan"nadayaşatın... oekinciıv» cumhuriyet.com.tr KİM KtME DUM DUMA BEIÜÇAK behicak(<rturk.net ÇİZGlLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci(a mynet.com HARBl SEMtH POROY semlhporoy(fi yahoo.com HAYAT EPlK TİYATROSU MVSTAFA BILGÎN [email protected] AFEfttN BAK.. O bA SİZÎN SlBt KAPALI. CAHtLÎYE DÖNEMt KADINLARI Gî&î ACIUP SACILMAMI5. rÂMELtyATHANE TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 17 Nisan uww.mumtas-arikan.com \ARAP CUMHURlYETLERİFEDERASYONU 1971'DE8UGÜU, MStR.SURiYe VB Ü6YA. B<£ FEDSKAS- yVAI çATtSt /ILTttJOA BİRLiŞMİfTİ. EklVPR SEMT, HAFIZ BSAT VE MüAMMER. tiADDAPİ, BİNGAZİ'PB ÜÇLÛ A Aç Ç &EGEĞİNC£,SaSYALi£TSİR AgAP TOPLUMU OUIŞ- TU&JLACAK, BAĞlMSlZUK £YC£ML£ei DE&E&JE- HEceıcri. p/ç pourizA,SAVUNMA,SA{/A$-8AKIŞ, EfCOHOMİ V£ EStnMPE OfOAk DAVISANtLACAKTI. FEPEIZASYON ÜYELEBJ, TEH. BAYfHAtC,TEK BAŞKEUT AUlAÇAC/)K,gİli FED&ML MECUS . ÜÇ UUİBOE YAPILACAK OLAAI HEFE/SANPUMDA, SEÇ.MEHUE& X3O OgAU/AJDA "EVET" DEME^ÎNE tiAeş/H, ÜYE ÜlXELERiKl FARIC- U POLlTlKALAR. UYGULfiMASI A/EPSMYLE FEP£- ÇOK KJSA ÖMÛKLÜ OLACAKTlR.. PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Cupcuna İki üç haftadır basında, televizyonlarda milliyet- çilik üzerine yazılanları okudukça, söylenenleri din- ledikçe şaşkınlıktan şaşkınlığa düşüyorum. Biri al- mış kalemi eline, köşesinde "vatan, millet, onur" diye milliyetçiliğe övgüler düzüyor. İki gün geçmi- yor, aynı kişı bu kez de bir Isveç firması Turkcell his- selerinin çoğunu eline geçirip Türkiye'de 22 milyon- dan fazla telefon abonesinin iletişim ağları üzerin- de mutlak egemenlık kuracak diye sevinç çığlıkla- rı atıyor. O zaman anlıyorsunuz ki adamın "parasal küreselciliği", "vatan milliyetçiliğr'ne ağır basıyor. Mersin'de üç beş terbiyesiz velet bayrağımıza hakaret etti diye dünyayı ayağa kaldıran bu kalem- ler, vatanın telefon şebekeleri, bankaları, sigorta şırketleri, diş macunu, çikolata-şekerleme, sabun fabrikaları, otelleri, turistiktesisleri, reklam-tanıtım kuruluşları birer bireryabancılara satılırken, yaban- cılar Türk medya kuruluşlarının yüzde yüzünü sa- tın alabilsinlerdiye özel yasalar çıkartılırken sesle- rini hiç yükseltmiyorlar, tam tersine "para gelecek" diye pek seviniyorlar. Dedim ya insanı şaşkınlığa düşüren tuhaf bir milliyetçilik anlayışları var bunla- rın. "Vatanın tek bir çakıl taşına canımız feda!" di- ye bağırıp çağıranların, vatan işletme işletme, fab- rika fabrika, tesıs tesıs yabancılara satılırken bunu hiç umursamamaları sizi de şaşkınlığa düşürmü- yor mu? Ya da ben bunlardan "çakıl taşı milliyet- çileri" diye söz ettiğimde haksızlık mı etmiş oluyo- rum? • • • Şaka bir yana, milliyetçilerin bu davranışlarında herhangı bir terslik, herhangi bir çelişki yok aslın- da. Milliyetçilik, bir düşünce ve davranış bütünü olarak kapitalizmin, özel sermaye düzeninin bir ürü- nü. Dofayısıyla milliyetçıliğin ve milliyetçilerin bo- yunları büyük sermaye karşısında ezelden beri hep bükük duruyor. 19. yüzyılın ikinci yarısıyla 20. yüz- yılın ilk yılları arasında önce Avrupa veKuzeyAme- rika'da, sonra da Güney Amerika, Asya ve Afri- ka'da ulus devletlerin doğmasıylasonuçlanan ulus- laşma sürecinde, sürecin başını çeken ulusal ser- maye/ulusal burjuvazi kendi doğası ve çıkarları ge- reği ulusal/milli bir karakter taşırken ilerleyen yıllar içinde emperyalist sermayeye ya da emperyalist sermayenin işbirlikçiliğine dönüşerek bu karakte- rinden uzaklaşıyor. 21. yüzyılda ulusal sermayeden/ulusal kapita- lızmden söz etmek neredeyse olanaksızlaşıyor; do- layısıyla kapitalizmin bir ürünü olan milliyetçilik de uluslararası sermayenin/emperyalızmin bir aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bu açıdan baktığımızda Fransızların I. Dünya Savaşı'nda "ulusal kahra- man"ödülüyleonurlandırdığıMareşalPetain'inll. Dünya Savaşı sırasında Alman emperyalizmine Fransa topraklarını açması nedeniyle savaş so- nunda Nazı işbırlikçısi olarak yargılanıp "vatan ha- ini" ilan edilmesi ya da Vietnam'da "milliyetçi" sı- fatıyla başbakanlık koltuğuna oturan Amerikan dostu Kao Ki'nin Kurtuluş Ordusu'nun zaferinden sonra "düşmanla işblrliği" suçlamasından korka- rak soluğu ABD'de alması daha kolay anlaşılıyor. Dünya tarihine bir göz atın, bakalım son 80 yıl- da düşman işgaline karşı vatanını savunmuş kaç milliyetçiye rastlayacaksınız? Rastlayabilecek mi- siniz? ••• Kavramlar curcunasında sapla saman çoğu za- man birbirine karıştırılıyor. Birbirlerıyle bağdaştırıl- ması olanaksız kavramlar insanların kafaları karış- sın diye sanki özellikle harmanlanıyor. Milliyetçilik yerine "ulusalcılık", milliyetçiler yerine "ulusalcı- lar" sözcüklerinin kullanılması gibi. Yıllardan beri milliyetçilik yerine "ulusçuluk", milliyetçiler yerine de "ulusçular" sözcüğü kullanılmıyor muydu? "Ulusal" sözcüğü "m/7//"nin karşılığı, "ulusalcı" da "millicı"n\n karşılığı iken ne oldu da bu değişikliğe gereksinim duyuldu? Bunları kullananlar "ulusallığın" ve "ulusalcılı- ğın" yurtseverlik kavramıyla iç içe kavramlar oldu- ğunu, günümüz milliyetçiliğinin, özü itibarıyla em- peryalızm karşıtı bir kavram olduğunu, belli bir dü- şünce ve davranış biçimi olan yurtseverlikle hiçbir ılgısi ve ilintisi bulunmadığını bilmiyorlar mı? Dedik ya, curcuna işte. (e-posta: [email protected]) (Faks:0212-234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Halkedebi- yatında aşk, özlem gibi konulan işle- yen lirik şiir türü. 2/ "Te- oman — " : Gazeteci yazanmız... Adlan aynı olanlardan herbiri. 3/Es- ki dilde tuz... Fütüvvet şeyhi. 4/ Yazım... Utanma 1 duygusu. 5/ Bir kış 2 sebzesi. 6/ Çit, per- 3 de... Yerden belirli 4 biryükseklikteyürü- 5 mek için kullanılan 6 ve üstünde ayak ko- 7 yacak yeri bulunan 8 tahta ayaklık. II Os- 9 1 2 3 4 5 6 7 manlılarda gümrük vergisi... Belirti. 8/Lokman- ruhu... "Zulm ile — olanın âhiri berbat olur" (Zi- ya Paşa). 9/Halk edebıyatında yiğitlik, savaş gibi konulan ışleyen şiir türü. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/Kuşaktan kuşağa geçen kahtımsal öğe... Küme. 2/ Tanmda kullanılan azotlu gübre... Yunan mi- toloıjsınde güzel sanatların dokuz perisinden bi- ri. 3/ Taban... Tahıl yığını. 4/ Çile durumundakı ipliği yumak yapmak ya da masuraya sarmak için kullanılan aygıt... Arjantın'inplaka işareti. 5/Bas- kıda kullanılmak anıacıyla üzerine kabartma re- sım, şekil, yazı çıkanlmış metal levha. 6/Bir no- ta... Kapital, sermaye. 7/Borç ödeme... Osmanlı mimarhğında, mukarnash başhkların en üst bö- lümü. 8/"— Beste": AJI. Tanpınar'ın romanı... Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bıra- kan. 9/ Müsavi... Derebeylik Japonyası'nda en aşagı sınıfı oluşturan halk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle