18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2005 PAZAR HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Köy Enstitüleri ve Server Tanilli Sevgili, Bir süredir 17 Nisan'larda Köy Enstitüleri'ni anımsadığımda, aklıma hep Melih CevdetAnday gelir. Yazın ve düşün yaşamımızın bu devi, Cumhu- riyet'in ikinci safyasındaki cuma yazılarından bi- rinde, "Türkiye'nin eksiği galiba rönesans ve ay- dınlanmayı yaşamamış olmasıdır" diyordu. Doğrusu bu yargıyı, hele hele onun Melih Cev- det Anday'dan gelmesini çok yadırgamıştım. öyle ya, yapıtlarıyla, Tercüme Bürosu'ndaki ça- lışmaları ve çevirileriyle Melih Cevdet Anday, Türk rönesansı ve aydınlanmasının hem oluşturucula- rından, hem de ürünlerinden biri değil miydi? Bu düşünceleri dilegetiren biryazıyla, Türkiye'nin gecikmiş de olsa, güdük de kalsa kendi rönesan- sını ve aydınlanmasını yaşadığını, Melih Cevdet Anday'ın kendisinin de, bunun en çarpıcı örnek- lerinden biri olduğunu söyleyen bir yanıt yayım- ladım. Melih Bey'in enfes yanıtı gecikmedi. - Bu nasıl rönesans ve aydınlanma ise diyordu Melih Cevdet Bey, hem bizi yaratmış hem de Türk- Islam sentezini. • • • Gerçekten de öyleydi. 17 Nisan'larda da hep düşünürüm; bu nasıl ve- lud bir Cumhuriyet imiş ki, hem Köy Enstitüleri'ni yaratmış, hem de Imam Hatipler'i. Bana göre Cumhuriyet'in pasifindeki Imam Ha- tipler, aktifindeki Köy Enstitüleri ile dengelene- mez. Cünkü unutmayalım ki enstitülerkapatılmış, sonraimam hatipler açılmıştır, halen faaliyettedir- ler. Bu durum Türk demokrasisi açısından da çok iftihar verici değildir. Çünkütek parti rejiminin ürü- nü olan Köy Enstitüleri, çok partili yaşama geçiş- le bir kenara itilmiş, sonra kapatılmışlarken, Imam Hatipler de çok partili yaşama geçişle başlamış ve sonra da artmışlardır. Devrimlerin karşıdevrimleri doğurmasının doğal olduğunu söyleyerek, bu durumu normal karşıla- yabilirsin. Ama sakın ha, mekanik bir düşünceyle sonun- da ilerlemenin zafer kazanacağı gibi, kanıtlanma- sı olanaksız bir sav sürme ortaya. • • • Evet, bugün Köy Enstitüleri'ni kurmuş bir top- lum olmanın övüncü ile onları koruyamayıp, de- mokrasi adına Imam Hatipler'e feda etmiş olma- nın utancını bir arada yaşıyoruz. Yetişmiş bir burjuvazisi olmayan, bunun hamer- vahlığını hâlâ çeken toplumun bu durumuna kar- şılık, Cumhuriyet'in kurucuları, burjuvazitopalı re- jimin eksiğini aydınlanmaya ağırlık vererek gider- meye çalıştılar. Köy Enstitüleri aydınlanmanın kö- ye kadar taşınması hamlesiydi. Olmadı, halkımız aydınlanma yerine Imam Ha- tipler'i yeğledi ve kendi kaderini kendi eliyle çiz- di. Ama aydınlanmanın ve Cumhuriyet'in savunu- cuları hep var oldular. Kimileri bu yolda var güç- leriyle çalışırken canlarından oldular, sakat kaldı- lar. Hocam Server Tanilli bunlardan biridir. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, bu yıl Ay- dınlanma Ödülü'nü Server Tanilli'yelzmir'de ya- pılan bir törenle vermiş. Server Tanilli Köy Enstitülü değil. Ama çalışma- larıyla başlı başına bir kurum haline gelmiş olan Tanilli, çevirileri, yazdığı kitaplarıyla hep aydınlan- mayı Türk toplumuna taşımayı amaç edinmiş bi- ri olarak enstitülerin işlevini yüklenmiş bir kişi; Yüzyılların Gerçeği ve Mirası dizi kitaplarıyla uy- garlığın tarihini gençlerimize taşımış bir öncü. 17 Nisan'larda belki de Server Tanilli'yi düşün- mek daha iyi. Çünkü o aydınlanmacı, yurtsever aydının yıl- mazlığının en parlak örneği olarak bize umut ve- riyor ve de çileli ama o denli de parlak yaşamıyla yol gösteriyor. Ona bu ödülü verenler de var olsunlar, birçok kişinin duygularının ve minnettarlığının ifadesi ol- dular. [email protected] Derviş son üç aday arasında I Haber Merkezi- Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanlığı'na aday gösterilen CHP Mil- letvekili Kemal Derviş'in altı adaydan son üç aday arasma kaldığı bildirildi. BM kaynakları, önce BM Genel Sekreter Yarduncısı'yla daha sonra da Genel Sekreter Kofi Annan'la görüşen adaylardan Kemal Derviş, Norveç Kalkınma Bakanı Hilde Johnson ve Japonya Dışişleri Bakanlığı'nda ekonomik işlerden sorumlu bakan yardımcısı olan Kauro Esheka- wa'nın elemeyi geçtiğini belirttiler. Küçükali yenidon başkan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel Merkez Kurulu tarafından Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanhğı'na getirilen Tekin Küçükali, olağan ge- nel kongrede başkanlığını tescil ettirdi. Kızılay Ola- ğan Genel Kongresi'nin ikinci gününde, genel baş- kanlık, genel merkez kurulu ve 5 kişilik genel mer- kez denetçiler kurulu üyelikleri için seçim yapıldı. Seçimde, toplam 447 Kızılay delegesinden kongre- ye katılan 319 delege oy kullandı. Seçimlerin ardın- dan toplanan toplam 30 kişilik genel merkez kuru- lu, kongre öncesi genel başkanhğa getirilen Tekin Küçükali'yı yeniden genel başkan seçti. Öğretmenlere soruşturma • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)-Diyarba- kır'da Nevruz kutlamalanna katılmak için rapor ve sevk kâğıdı alan 350 öğretmen hakkında soruşturma açıldı. Eğitim-Sen'den yapılan açıklamada "Öğretmenler milli eğitim müdürlüğüne çağnlıp ifa- deleri aluımaktadır. Memurun en doğal haklanndan olan hasta sevk kâğıdı alması sorgulanmaktadır. Nevruzun yasak olmadığı ülkemızde yaşanan bu durumu onaylamıyor, soruşturmalann acilen durdu- rulmasını talep îdiyoruz." denildi. Adalet Bakanlığı, yeni TCY'de gazeteci örgütleri tarafından sakıncalı bulunan bazı maddelere 'hiç' dokunmadı BasınumduğunubulamadıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ertelenen Türk Ceza Yasası'nda (TCY) basın özgürlüğü açısından sakmca oluşturan maddelerin yeni- den değerlendirilmesinde basın unı- duğunu bulamadı. Gazeteci örgütle- ri ile Adalet Bakanlığı bürokratlan- nın yaptığı toplantıda, basın örgüt- leriııin 26 maddedeki değişiklik öne- risi bakanlıkçabenimsenmedi. Top- lantıda yalnızca 26 maddeden 6'sın- da "kısmen" değişiklik kabul edil- di. Bakanhk bürokratlan, eleştirilen bazı maddelere ise "hiç dokumıla- mayacağını" bildirdi. 1 Nisan'da yürürlüğe girmesi ön- görülen, ancak yürürlük tarihi 1 Ha- ziran'a ertelenen TCY'deki basın özgürlüğünü tehdit eden maddeler- le ilgili olarak, Adalet Bakanlığı Ka- nunlar Genel Müdürü Niyazi Gü- • Gazeteci örgütleri ile Adalet Bakanlığı bürokratlarının yeni TCY'deki basın özgürlüğünü tehdit eden düzenlemelere ilişkin yaptıklan toplantıda, basm örgütlerinin 26 maddedeki değişiklik önerisi bakanhkça benimsenmedi. Toplantıda yalnızca 26 maddeden 6'sında 'kısmen' değişiklik kabul edildi. ney, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi temsilcileri ile yasa- nın yapılması aşamasmda görev alan akademisyenler dün bir araya geldi. 6 öncriyc kısmen kabul TGC, Adalet Bakanhğı'na TCY'nin 26 maddesinde, Basın Konseyi ise 23 maddesinde deği- şiklik öneren çalışmalarını iletmiş- ti. Ancak bakanlık bürokratlannca değişiklik önerilerinden yalnızca 6'sı kısmen kabul edildi. Ağırlıkh olarak da 6 maddedeki "basınyoluy- la işlenmesi durumunda" ceza art- tırımı yerine, "alenenişlenmesi" du- rumunda ceza arttırımı öngörüldü. TCY'deki intihara teşvik suçunun basın yoluyla işlenmesi durumunda cezanın arttırılması düzenlemesi maddeden çıkartıldı. "Hakaret" su- çunu düzenleyen maddeye ise "Eleş- tirivehabervermeamacıylagerçek- leşmesi halindesuç sayılmamasr ifa- desi konuldu. Hakaret suçunun ba- sın yoluyla işlenmesi durumunda üçte bir ceza arttırımı öngörülürken, yeni düzenlemede "basın yoluyla iş- lenmesi durumunda albda bir ora- ıunda" arttırılması kabul edildi. "Kamu banşmakarşısuçlarda" ise yalnızca "Basın yoluyla işlenirse ce- za yan oranmda artünhr" ifadesi "yan oranına kadar arrbnhr" şek- linde değiştirildi. "Adil yargılamayı etküemeye te- şebbüs" suçundaki basuı yoluyla iş- lenmesi durumunda yarı oranında cezanın arttınlacağı hükmü de çıkar- tıldı. Cumhurbaşkanı'na hakaret suç- larının soruşturulmasını Adalet Ba- kanı'nın iznine bağlayan hüküm de- ğiştirildi. Artık bu suça yönelik so- ruşturmada Adalet Bakanı 'nın izni aranmayacak. Milli yararlaruı haşlığı değişti TCY'deki "Temel milli yararlara karşı harckct" başlıklı düzenleme- nin başhğı "Temel milli yararlara karşıfaaliyette bulunmakiçin yarar sağlamak" olarak değiştirildi. Mad- denin 2. fıkrasında, "Fiilin savaş sı- rasında işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yap- mak için verilmiş veya vaat edümiş olması halinde verilecek ceza yan oramnda artünhr" deniyordu. Bu maddenin görüşmeleri sırasmda "Ba- sınıdüşmanlabirtutuyorsunuz" eleş- tirileri gündeme geldi. Bunun üze- rıne fıkra, "Fiilin savaş sırasında iş- lenmiş olması halindeverilecekceza yanoranmda arttmur" şeklinde de- ğiştirildi. Adalet Bakanlığı bürokratlan, ba- zı maddelere hiç dokunamayacakla- rını söylediler. Tartışmalı olan müs- tehcenlik, özel hayatın gizliliği, if- tira, gizliligin ihlali gibi düzenleme- lere ilişkin önerilerdikkate ahnmadı. YDD PANELİ 'Avrupa içte uygar dışta ilkeVtstanbul Haber Servisi - Gazetemiz Imtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı Ühan Selçuk, "Atatürk'ün kurduğu düzen devam etseydi Türkiye bu keşmekeşin içinde olmazdı" dedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Bahçeşehir Şubesi tarafından her ay düzenlenen paneller dizisine bu ay Selçuk kaııldı. Bahçeşehir'deki Yıldız Koleji'nde gerçekleştirilen panelde konuşan Selçuk, çağdaş bir toplum olmanın koşullarını anlattı. Çağdaş olmak için geçmiş çağlardan da haberdar olmak gerektiğini vurgulayan Selçuk, ınsanların kendilennı anlamaları, hayatın tadını çıkarmalan için tarihi bilmeleri gerektiğini söyledi. 'Kadın kapatılırsa nasıl demokrasi olacak?' Selçuk, kadınların örtünmesi konusuna değınerek "Sokakta kadınlar günah diye örtünüyor. Kadınlar, okuyup yazınak yerine örtünürse bu ülkc nasıl gelişecek? Okııyanlar da imam hatip okullannda okumayı tercih ederek akla karşı mücadele veriyorlar. Eıkek egemcn toplumlarda kadınlann imam ülması mümkün değil. Kadınlar imam olamayacaklarsa neden imam hatip okuUanna gidiyorlar? iktidar, llımlı îslam devletini demokratik şekilde kuracağım' diyor. Kadın haklan yoksa, kadınlar kapatılırsa bu nasıl demokrasi olacak?" dıye konuşru. Türkiye'nin bazı Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda olduğunu ifade eden Selçuk, Avrupa'nın içte uygar, dışta ilkel olduğunu vurguladı. Selçuk, Avrupalılar ve ABD'lilerin her türlü lüksü kendi içinde yaşayıp insanlığı yoksulluğa sürüklediği için utanması gerektiğini dile getırdi. ÇYDD Bahçeşehir Şubesi Başkanı ZuhalEgemen ise konuşmasında, ÇYDD'nin temel amacının Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve topluma ulaşmak olduğunu anımsatarak şunlan söyledi: "Bir Işık da Siz Yakın slogamyla Anadolu'nun her köşesinden yükseköğrenim için gelen öğrencilere burs olanağı sağlıyoruz. Projelerimizle öğrencilerin demokratik, laik, evrensel insan haklanna saygıh, soran, sorgulayan, düşünen, düşüncelerini ifade edebilen, araştıraıı çağdaş gençler olmasını amaçhyoruz." >ehit Uzman Çavuş Tuncer Soner Dağ'm anıcası tsmail Dagın. şclıidin 14 ayükbebeğiŞaımTi kucağma alarak babasuun tabutu başuıa getirmesi törene katdanlan gözyaşlanna boğdu. (Fotoğraf: CAN HACIOĞLU) Şehit cenazesindeAKP 7/ Keskin 'e tepki ESKtŞEHtR-ÇORUM (Cumhuriyet) - Si- irt'in Pervari ilçesi Bestan-Dereler kırsal kesi- minde meydana gelen çatışmada şehit düşen Uzman Çavuş TlıncerSonerDağ(28) dün mem- leketi Eskişehir'de toprağa verildi. Törene katı- lanlar, AKP Milletvekili Fahri Keskiıı e "Terö- rüönlemekhükümetin işidir. Nedenönlemiyor- sunuz?" diyerek tepki gösterdiler, CHP'lilerin de daha duyarlı olmasını ıstediler. Evli ve bir çocuk babası olan Dağ için, Reşa- diye Camisi'nde öğle namazından sonra aske- ri tören düzenlendi. Törene CHP Genel Başkan Yardımcısı CevdetSelvi, CHP Eskişehir Millet- vekili VedatYücesan, AKP Eskişehir Milletve- kili Fahn Keskin ile Vali KadirÇalışıcı, Büyük- şehir Belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen, 1. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Saim Efe- er ile yüksek rütbeli subaylar ve binlerce Eski- şehirli katıldı. Yurttaşlar, CHP milletvekilleri- ne "Çocuklannuzı davullu zıımah askerc gön- deriyoruz. Sonracenazesi geliyor. CHPbukonu- lardaılahaduyarlıolmaİHİır'' derken, AKP'li Fah- ri Keskin'e "Terorii önlemek hükümetin işidir. Neden önlemiyorsunuz? Hükümet, üzerine dü- şeni yapmahdir" dıye tepki gösterdiler. Cenaze namazından sonra şehit Uzman Ça- vuş Tuncer Soner Dağ eller üzerinde top araba- sına götürülürken törene katılanlar "Apo'yubes- leyen eller kınlsın", "tmralı Apo'ya mezar ola- cak", "Apo asılsın" sloganlan attılar, tekbir ge- tirdiler. Daha sonra top arabasına taşınan cena- ze Kanlıpınar Şehitliği'nde toprağa verildi. Çatışmada şehit olan Jandarma Komando Er NevzatElgün için de memleketi Çorum'un Bayat ilçesine bağlı Belören köyünde tören düzenlendi. Törene Vali HüseyinPoroy, AKP Çoruın milletvekilleri Muzaffer Külcü, Ali Yüksel Kavustu, Murat Yıldırıııı, Agâh Kaf- kas, Bayat Kaymakamı Ali Akçal, Garnizon Komutanı Jandarma Albay trfan Şahin, Em- niyet Müdürü Ismail Karaman ile çok sayı- da yurttaş katıldı. Köy EnstitülerVnm kuruluşunun 65. yıldönümü bugün etkinliklerle kutlanıyor ^Laiklik kaı*şıtlai"uıuı korkıılıı riiyası^ ANKARA (CumhuriyetBürosu) - Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 65. yıldönümü nedeniyle bugün çeşitli etkinliklerdüzenlenecek. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, enstitülerin bir dönem laik, demokratik düzen karşıtlannın "korkulurüyası" haline geldiklerıni vurguladı. Baykal, mesajındaenstıtü- lerden mezun olanların sade- ce öğretmen değil, aynı za- manda toplum önderleri ol- duklannı dile getirdi. Köy Enstitüleri'nde yetişen köy çocuklannın Türkiye'nin ede- ^ ^ ^ biyat, sanat, eğitim, yönetım alanında toplumun en saygın isimle- ri arasında yer aldığım anlatan Bay- kal, "Köy Enstitüleri sadece bir eği- timkurumu olarak değil,Türkiye'nin kırsal alandakiyetenekliinsanlannuı toplunısal değişün projesi olarak da önenı taşımışûr" dedi. Köy Enstitüleri'nin bir dönem la- ik, demokratik düzen karşıtlarının "korkulurüyası'' haline geldiğini di- le getiren Baykal, şöyle konuştu: "Köy Enstitüleri sistenriuluslararası planda özgün bir eğitim ve dönüşüm rulKazancıda "KöyEnstitülerieğer planlandığısürecivaşasaydı,ülkenıiz- de demokrasinin alfvapısı bu kadar çüriikolmazdı" dedi. Enstitülerin ay- dınlanma devriminin en önemli ve başanlı kurumlanndan biri olduğu- nu kaydeden Kazancı, şunlan kay- • CHP lideri Baykal, Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, enstitülerden mezun olanlann sadece öğretmen değil, aynı zamanda toplum önderleri olduklarını dile getirdi. ADD Başkanı Kazancı da enstitülerin aydınlanma devriminin en önemli ve başanlı kurumlanndan biri olduğunu kaydetti. yöntemi olarak takdirie anılmıştır. Türkiye'ye önemli katkdan oldu. Ne yazıkkibudönüşümdenrahatsiizoian- lar, 1954yılındaKöyEnstitüleri'nita- mamen kapattuar." Atatürkçü Dü- şünce Derneği Genel Başkanı Ertuğ- detti: "Ismet Inönü, Hasan Âli Yü- cel vetsmail Hakkı Tonguç'unCum- huriyetçive devrimci kuşaklanyetlş- tiren Köy Enstitüleri'ni hayata geçir- mekle yurda ve ulusa yapoklan lıi/.- met, her takdirin üzerindedir. Ensti- tülerin 1954'te kapanlması ise Türk aydınlanmasına karşı yapılan en kö- tümüdahalelerdenbiridir.Bunoksan- Iık giderilememiş ve hiçbir kurumla yeri doldurulamamışür.'' Enstitülerin kuruluş yıldönümü nedeniyle bugün Hasanoğlan'da çe- şitli etkinlikler düzenlene- cek. Köy Enstitüleri ve Çağ- daş Eğitim Vakfı, Çankaya Belediyesi ile Hasanoğlan Belediyesi'nin ortaklaşa dü- zenleyeceği etkinlikler kap- samındayazar TalipApayılın, Prof. Dr. Türkan Saylan, Prof. Dr. Mustafa Altmtaş, öğretmen ZarifeSakarya ile ÜeriKü- çükkaraca'nın konuşmaci olarak ka- ülacağı panel gerçekleştirilecek. Prog- ram kapsamında uçurtma şenliği, ağaç dikme töreni ile park ve anıt açılışlan da yapılacak. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] BUIent Ecevit, Sabah gazetesin- deBalçiçekPamlr'insorduğu: "Da- ha ünceki açıklamalarınızda 'özel Harp Dairesi'ni tesadüfen öğren- dim' dediniz. Örtülü ödenekten o bi- rim için para istemişler. 0 güne ka- dar o birlmi ABD finanse ediyor- muş" sorusunaşu cevabı verdi: "Ta- mamen doğru. Ayrıca özel Harp Dairesi, Amerikan Askeri Yardım Heyetiile aynı binada bulunuyormuş. Sonra konuyla ilgili bilgi istedim. O zamana kadar benim böyle birku- rumdan haberim yoktu. Başbakan- lık Konutu'nda bize bir brifing dü- zenlendi... Bazı vatansever gönül- lülerÖzel Harp Dairesi'nin sivil uzan- tısı olarak görevlendirilmişlerdi. Ba- zı gizli silah depoları kurulmuştu." Ecevit, bu dairenin tasfiye edil- mesini ve sorunun halledilmesini kararlaştırdıklarını, ancak o sırada Kıbrıs harekâtı olduğu için işlemi er- Ecevit'in 'Derin Devlef Tanımı telediklerini ve daha sonra da hükü- metten ayrıldıklarını söylüyor. Bü- lent Ecevit, özel Harp Dairesi konu- sunda çok ciddi kaygılar duyduğu- nu tekrar tekrar ifade ediyor. ••• Ecevit, o dönemde başbakanlık yapan Süleyman Demirel'in bu ko- nudaki kaygılarını önemsemediğini belirtiyor ve Demirel'e şu soruları yöneltiyor: 1. Demirel 1974 öncesin- de Özel Harp Dairesi'ni biliyor muy- du? 2. Bu kuruluşun sivil uzantısı- nın bazı iç olaylarda kullanıldığını biliyor muydu? 3. Haberi varsa hu- zursuzluk duydu mu? 4. Huzursuz- luk duyduysa önlem aldı mı? 5. De- mirel, Ozel Harp Dairesi'nden mem- nun muydu? Ecevit bu soruları boşuna sormu- yor. Demirel'in bu konunun üstünün örtülmesinden yana olduğunu bili- yor. Kenan Evren anılarında, Demi- rel'in bu konudaki tutumunu şöyle aktarmıştı: "Demirel, özel Harp Da- iresi'ndeki personeli teröristlerle mücadelede kullanmamızı ve onlar- la çete savaşı yaparak öldürmemizi, vaktiyle de bu teşkilatın böyle kul- lanılmış olduğunu söyledi. 1971 sı- kıyönetim dönemindeki Kızıldere olayında kullanılan personeli kaste- diyordu. Bu hal tarzına şiddetle kar- şı çıktım." • • • Susurluk olayında rmahkûm olan emekli Yarbay Korkut Eken, kendi verdiği bilgiyegöre 12 Eylül'den ön- ce özel Harp Dairesi özel Birlikler Komutanı'ydı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Susurluk Komisyonu'ndaki ifadesinde, Abdullah Çatlı'yı 12 Ey- lül'den önce kullandıklarını belirt- mişti. Gladio isimli kitaptaAlman araştır- macı Leo Müller şunlan yazmıştı: "Türk Gladio şubesi ülkenin NA- TO'ya geçişinden bir yıl sonra ku- ruldu. Orgüt ilk başlarda antiterör örgûtü olarak adlandırılıyordu ve Amerikan misyonuna (Jussmat)yu- valanmıştı... Bu gizlikontrgerilla ör- gütü 1970'li yıllarda Türkiye'deki güvensizlik ortamını yaratan terör saldırılarını yönetmiş ve askeri dar- beye doğrudan katılmıştı. Türkglad- yatörlerin finansmanı açıkça Ame- rikan yardımından sağlanmıştı." • • • Bütün bu bilgileri insan' üst üste koyunca bir tablo ortaya çıkıyor. Korkutucu bir tablo. Şu soruyu da kendi kendime sorup duruyorum: Bu ülkede çok uzun yıllar başba- kanlık yapan Ecevit, özel Harp Da- iresi'nden söz ediyor. Bu kurumun kapatılmasını düşündüklerini ifade ediyor. Kenan Evren ise "Genelkur- may Başkanı olduktan sonra bu da- ireyi esas görevineyönelttiğimi, tek- rar kontrgerilla söylentileri isteme- diğimi söyledim" diyor. Bütün bu tablodan sonra aklıma, bütün bu olanlar hep örtülü mü ka- lacak, sorusu geliyor. Gerçekten Türkiye ne zaman yakın geçmişiy- le hesaplaşabilecek? Türkiye, ger- çek demokrasiye geçebilmek için bu karanlık tarihi de aydınlatmak zorunda değil mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle