Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
+
CUMHURİYET 17NİSAN2005PAZAR
HABERLER
Kendi dillerini yaratıp kimliklerini oluşturan gençler, arkadaşlannı ve eşlerini sanal âlemde buluyor
Gençler simgelerleanlaşıyor
BERtVANTAPAN
Gençler, bırbırlerı ıle sanal ortam-
da farklı bır dılle konuşup yarattıkla-
n kodlar üzennden ıletışım kuruyor-
lar, simgelerle kendi kimliklerini ifa-
de edıyorlar. Günümüz gençliği, "ma-
kine" ile girdiği diyalogda, yarattığı
yeni kodları kimliklennde behrleyıcı
unsurlar haline getıriyor, kendi arala-
nnda göz kırpmalar yaşıyorlar.
Prof Dr Özcan Köknel, sağlıklı ile-
tışımın yüz yüze olması gerektiğine
dıkkat çekerek, "tnsan ile ıııakine
arasındaki iletişim gerçek bir ile-
tişimdeğildir.Duygulankülüeşen
gençler, kendi aralannda oluştur-
dukları özcl bir dil ile
yeni bir altkültür mey-
dana getirerek toplum-
daıı uzaklaşıyorlar.Genç-
lerarasındakullaıulansim-
geler,bir altkültürüyansıt-
maktadır. Kendikimlikle-
riniispatcdccckortanıbu-
lanıayan genç, bunu mü-
zikle, sinıgcylc ya da markayla yap-
maya başlıyor."
Medya tarafindan "Genç,güzel,güç-
lii, enerjik olacaksın" gıbı mesajlaruı
gençlenn kımlık oluşumunda etkili
olduğunu dıle getıren Köknel, şöyle
devam ettı: "Kitie iletişim araçların-
da verilen mesajlaı;tüketimeve mar-
kaya yönelik olduğu için gençlere fm
"
ulaşhrılan kodlar, simgeler kimlik- ^
leriifadeetmeyoluhalinegeHyor.Genç-
ler de bu yiizden fal, biiyii,riiyagibi
'aklın' egemenolmadığıtaraflarayö-
neliyor."
İletlşlme vaklt yok
Istanbul Bilgi Üniversıtesı
Sosyoloji Bölümü öğrehmüye-
si Prof. Dr. Arus Yumul, yüz
yüze ıletışımın sosyallığın ılk
kuralı olduğunu söylerken, "lle-
tişimevaktimizüıomıaması,ilişkiler-
de hız kaygısını yaratmışür. Hız kay-
gısı yüzünden gençler belli kısaltma-
larla iletişim kuruyor" dedı. Beden
süslemesine tarihin her döneminde
rastlanabileceğini dile getıren Yumul,
"Beden süslemesinin amacı, iç benli-
ğûnizi dışanyansıtmakya da onu giz-
leınekiçin2.bir masketakmaisteğide
olabilir" dıye konuştu. Yumul, sözle-
nnı şöyle sürdürdü: "70'lerde toplu-
mun politikolduğu dönemlerde genç-
lerkendilerinisaçsakalbiçîmlerifleifa-
de edryorlardJL Eskidentoplumsalpro-
jeler vardı. Şimdi ise bedenlerprojeye
dönüştürüldü. Türban bile bir süsle-
me ve kimlik aracı haline geldL"
68'liler Vakfi Başkam GökalpEren,
medyanın rekabet ortamım kışkırttı-
ğını ve günümüz gençliğinin de bu
rekabetin bir ürunü olduğunu ifade
etti. "68 kuşağı, bencil olmayana, ko-
lektife dönüktü.Günümüzde,kapita-
listtoplumuntüketidyaratmakiçinmo-
da halinegetirdiğişeyleritüketen genç-
ler, aslmda kendilerini yapay bir hale
getiriyoıiar'' diyen Eren, şöyle konuş-
tu. "Gençler, sanal dünyada kendile-
rini ifade ettiklerini sanryorlar.Ancak
o ortamın sahte olduğunuanla-
yamıyorlar." 78'lıler Vakn Baş-
kanı Celalerin Can da "Sanal
ortamlarda insanlar birbiri-
ne dokunmadan sevgili olu-
yorlar. Eskiden gençlerin
elleri hayata değiyordu.
Medya,gençlerindüşün-
ceve davranış kalıplan-
nı değiştirerekbireycilik,
markacdık, özgüıiük adı
altuıdayabancılaşmayıya-
ratü." dedı.
Cençler ne diyor?
Istanbul Üniversitesı îletişım Fa-
kultesı'nden konuştuğumuz
gençlenn bir kısmı, toplumsal
değıl bireysel hareket ettiklerini
ve bundan rahatsızlık duymadıkla-
nnı ifade ederek, "Ailemizleaynıdil-
den konuşmuyoruz. Evde ve arka-
daş ortamımızdasiyasikonular ko-
nuşulmuyor. tnternette yonja, msn,
ekşisözlük, zibidisözlük gibi sitelere
takıuyoruz. Geneldebu sitelerde-
ki tanımlankullanıyoruz. Genel-
de kullanılan aksesuvarlann bir
anlamıyok bi/im için.Aynca pa-
ranındeğerinibilmeyenbir genç-
likvar" diye konuşurken, bir kıs-
mı ise görüşlerini şöyle ifade
ediyorlar: "Baa gençlerin dışgö-
rünüşleri dışında kendikimlikleri-
ni var edecek bir şeyleri yok. Dış gö-
rünüş,ideolojiyibelirler. Birsolcuile
bir sağcı farklı giyim tarzlanna, mü-
zik, kitapzevkinesahipler. Ancakbir-
çok gencin dış görünüşünü 'popüler
olaıı' beliıüyor.Oysadış görünüş'ses-
siz bir isyanı' tcnısil etıneli. Bİze sı-
nav sistenıi rekabetçiolmayıöğretiyor.
Arkadaşım bilebeniarkadaşı olarak
değil rakibi olarak görüyor. Eski sol
kuşağa inanç kabnadığı için hasta ve
güvensiz bir toplumuz. Biz de sıkışn-
nlnuş, tutunamamış, çelişkilerle do-
lu, duyarsız ve kavanozun içinde ya-
şayan bir gençliğjz."
UZMANLAR: ClNSELLÎKLE ÎLGlLÎ SORULARA DOĞRU CEVAP VERİLMELİ
Çocuğunuzun sorularını
duymazlıktan gelmeyin
ŞULEKOKTURK
Çocuklann cinsellikle ilgılı beklenen yaş-
tan önce ve beklenmeyen ortamlarda gelen
sorulan karşısında anne babalar zor du-
rumda kalabiliyor. Uzmanlar, ço-
cuklan duymazlıktan gelmek ye-
rine kısa ve net yanıtlar venlmesım
onenrken çocuklann, bu sorulan
sormazlarsa yönlendirilmeleri
gerektiğini belirtiyorlar.
Çocuk ruh sağlığı ve has-
talıklan uzmanı Dr. Ayten
Erdoğan, çocuğu bilgilen-
dirmemenin tehlikeli sonuç-
lar doğurabıleceğını belırte-
rek 3 yaşından önce ço-
cukcinselliği ya da be-
beğin nasıl oluştuğu- //
1
numeraketmı-
yorsa, aile-
lerin bu konulardan bahsetmesıne gerek ol-
madığını dıle getırdi. Çocuk soru sormaya
başladığında, bunlan duymazlıktan gelme-
yip sorulann yanıtlanmasını öneren Erdoğan,
"Çocuğunuz4-5yaşında olduğu hal-
debukonuyumeraketnıiyorya da
konuylailgilisorularsornıuyor-
sa,onu sizyönlendirin. İlkokul
dönemindeki bir çocuğun,cin-
sel organlan, kız erkek farklı-
lığuıı çoktan öğrenmiş olması
gereklidir. Çocuğubu konular-
da bilgilendirmezseniz, arkadaş-
laruıdan yanlış ve tehlikeli bilgiler
edinebilir,fantezilerindeyanuşşey-
ler oluşabilirve cinselliğin utanıla-
cak bir konu olduğunu düşünebi-
lir" dıye konuştu.
Çocuğa cinsel organlann gerçek
isimlerini açıklamanın en doğ-
rusu olduğunuvurgulayan Erdo-
ğan, "Diğer isimlerin kulianıl-
ması durumundavücutorgan-
lan hakkında bilgilenme ve
anlamada yanılmalar olabi-
lir" dedı.
Çocuklann uygun olma-
yan ortamlarda bu sorula-
rı sormasına hazırhkh
olunmasuıı da öneren Er-
doğan, "Bebeklernere-
den gelir" sorusu karşı-
sında, çocuğun bu konu-
yu neden merak ertığı-
ni anlamak ıçın, gere-
kirse bazı sorular sora-
rakonlan dikkatle dın-
lemekgerektiğini vur-
guladı.
Erdoğan, "Bazen,
'bebekler annelerinden
doğar' gibi bir cevap merakı-
nı gidermeye yeterli olabilir. 4
yaşındaki çocuğa hamilelcrin
çocuklan karnında taşıdığı
söylendiğizaman,çocuk ha-
mile kişinin çocuğu yemiş
olduğunu düşünerek şa-
şırabiliı- de" diye konuştu.
Türkiye'yi yakından izlediklerini söyleyen UNI Avrupa Sekreteri Bernadette Segol:
Yasakh düzene iziıı veremeyiz
• AB üyesi 303 sendikanın 7 milyon
üyeli örgütü UNI'nin Avrupa
Sekreteri Segol, "Türkiye'de yatınm
yapacak AB sermayesi, AB'nin
sosyal, sendikal, ekonomik
kriterlerini uygulamak zorunda"
uyansında bulundu. Segol, "Bir
ülkede gelişmiş, diğerinde düşük
işçilik, sosyal standartlar
sürdürülemez, kabul edilemez" dedi.
ŞİJKRAN SONER
Bernadette Segol, kısa adı UNI olan, AB üye-
si ülkelcrde örgütlü 303 sendıkannı 7 milyon üye-
sinin Avrupa ılışkılen sekreten. Türkıye'nin AB
üyelığınde destek çalışmalarını yürüten sendika
hderlennden bın. Bu kez de birçok işkolundan
üye sendıkalannın sorunlannda dayanışma için
Türkiye'de. AB kriterlerinin sosyal, sendikal hak-
lar iç lıukuk düzenlemelerı, uygulamalan ve
AB'den Türkiye'de yattrım yapan çoknluslu şrr-
ketlerin Türkiye'deki ortaklıklannda ana ülkele-
rindeki standartlannm korunup korunmadığnu
araştınyor.
Once konuk sendıkacılar ıçın gelenek olduğu
üzere UNI'nın örgütlü olduğu işkollan ve AB'de
çok yaygın olan bırleşmeler konusunda bilgi ve-
nyor. Sermayenin küresel saldırısı karşısında
üye kaybeden AB sendikaları ayakta kalmak
için hızlı bir birleşme sürecını yaşamışlar. So-
nuç olarak TJNI Türkıye'den bankacıhk, fınans,
basın, ticaret, sıgorta, habercılık, turizm, hatta
kuaförlük dahıl pek çok ış alanı ve ışkolunu bir-
den kapsıyor. Çok sayıda Türk sendikasının üst
örgütü konumunda. Bu nedenle de BASlSEN'in
konuğu olarak geldiği Türkiye'de butün üye sen-
dikaların ortak sorunlannı saptayan bır de top-
lantı düzenlendi. Tabii kı bızde yürürlükte olan
sendikal yasalar ve gündemdekı 2821 ve 2822
sayılı yasalann sözde AB'ye uyunı değişiklik-
lennde, örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hak-
larına gelen bır sürü yasağın içeriğini bile algı-
lamakta zorlamyor. Hemen ardından da böyle-
UNI Avrupa Sekreteri Segol, gazetemiz yazarı Şükran Soner'le konuştu.
sıne yasaklı bu- düzene ızınverilmesınin söz ko-
nusu olamayacağını açıklıyor. Kopenhag kriter-
lennın genel hükümlerı ıçerdiğini, ancak bundan
sonrasuıda sosyal ve sendikal kriterlerin çok da-
ha anlamlı biçimde gündeme geleceğinin, AB
sendikacılık hareketi tarafindan da gelişmelenn
yakından izleneceğini vurguluyor
Türklye çok önemll
Bernadette Segol, AB sendikacılık hareketi için
Türkıye'nin pek çok aday, hatta uye ülkeden da-
ha önemli olduğunu vurguluyor Nufusu ve eko-
nomısi küçük ülkelerdeki uyumsuzluklann üye-
lik ilişkileri içinde kolayca düzeltılebıleceğının,
ancak Türkiye gıbı dev ekonomısı ve nüftısu olan
bır ulkedekı sosyal, sendücal standartlar düşük-
lüğünün, tüm AB üyesı ülkelerdeki kazanılmış sos-
yal, sendikal standartlan aşağı çekebileceğinin bi-
lıncınde olduklannı vurguluyor.
Dünyada yaşandığı üzere küresel gelişmelenn
1980'ler sonrası AB sendikacılık hareketını de ıç
ve ayakta kalma sorunlanyla sıkıştırdığını, ulus-
lararası dayanışma, AB ıçınde dayanışma çalış-
malannı zayıflattığını itiraf ediyor. Uzun bır çal-
kantılı sürecin ardmdan yenıden toparlanmada
dayanışmanın, hele de AB üyesı ülkeler arasın-
da uyumun ön plana çıktığını söylüyor
Bernadette, güncel olarak Türkiye'de yatınm
yapan AB ülkelennden bankalarla çok ilgılı. Türk
bankalannı satın alan AB üUcelerınden ünlü ban-
kalann bu satın alma ışlenılennde AB tarafindan
kabul edılmış ortak standartlara uyma yükümlü-
lüklennı anımsatıyor. AB'nin serbest pazar de-
ğıl, geçmışı olan sosyal gelişim tarihi içinde, sos-
yal ve sendikal haklar knterleri öne çıkmış, sos-
yal dıyaloğun geçerlı olduğu bırbirlik olduğunun
unutulnıaması gereğı üzennde duruyor. Sık sık Tur-
kıye'de banka satm alma girişimi içinde olan AB
ülkelennden bankaların adlannı vererek "Bizim-
le sosyal diyalog içinde olarak, AB'nin bir başka
ülkede yaünm yapma, ortak olma kriterlerine,
gerekfınans yapılanma koşullan, gerekseçalışan
haklan boyutunda uymak zorundalar. Kazand-
mış çahşan haklannıngeri alınmasısözkonusuola-
mayacağıgibi,sendikalhaklarkısıtlamasıgünde-
me gelemez. Yani AB'nin bir ülkesinde yüksek
sosyal,sendikalhaklar,diğerindedüşükstandart-
lar kabul edilemez" diyor. AB'nin taraflann di-
yalog ıçınde olmasını öngören knterleri içinde söz
konusu banka yönetimleriyle bir araya gelecek-
lennı ve korunmasını önemli gördükleri kriterle-
re uyulmasını isteyeceklerini anlatıyor. Türk ban-
kalannda geçerlı olan sosyal sandıklann işlevle-
nnın, ışçıler ıçın kazanılmış haklannın kaldınla-
mayacağını belırtiyor. Üyeleri kamu sendıkalan-
nın hâlâ toplu pazarlık haklannın olmamasını an-
layamadıklannı ve kabul edilebihr bir durum ola-
mayacağmı açıklıyor. Hükümcte aykın yasal dü-
zenlemeler ıçm gereken uyanlann yapılacağını,
ancak ılk aşamada uzun yıllann sendikal daya-
nışmakopukluğunun ortadankaldınlması gerek-
tiğini bildiriyor. Bu noktada Türk sendikacılık
hareketine önemli görevler düştüğünü, kımı uy-
gulamalardan ve yasal düzenlemelerden haberlı
olamadıklan ıçın gereken duyarhlığı, dayanış-
mayı gösteremedıklennı söylüyor.
AB krlterlerl öncellkll
AB'den birçok şirketin ucuz emek, sosyal, sen-
dikal haklardan kaçışı, daha fazla kâr için başka
üUcelere gıtmeyi seçtiklerinı, bu nedenle de sen-
dikal örgütlülüğün dayanışmasının daha buyük
önem ve anlam kazandığının vurgulamasını
yapıyor. Ancak AB sendikacılık hareketi olarak
Çin ya da emek sömüriısünün yoğun olduğu ül-
keler üzerınde yaptırım güçlerının, sendikal
dayanışma etkınliklerinın çok zayıf kaldığı ger-
çeğinin de altmı çizıyor AB çatısı altında güçlü
AB ekonomik, sosyal, sendikal haklar standart-
lanyla dünyayı yönlendırmenın daha ışlevsel
olacağinı savunuyor AB sendikacılık hareketi
olarak da AB üyesı ülkeler ıçınde, AB kriter-
lennın geçerlı olması çalışmalannnı önceliklı ol-
duğunu ve standartlardan ödün verıhnesine izin
veremeyeceklennı belırtiyor. Sözlerini, "Birtaraf-
ta gelişmiş ülkeler AB standartlan, diğer tarafla
AB içinde düşük standartlar süı düı ülebilir bir
durum değildir. Çin değil ama Türkiye AB üyesi.
Türkiye'de yasalar ve uygulama AB sendikacılık
hareketitarafindanelbctte(ili/Jikk1
bJeııecektir.Ay-
nı titizlik Türkiye'de yatınm yapacak AB şirket-
leri için geçerii olacakür" diye noktalıyor •"
PAZAR
ORHAN BURSALI
Dinçer ye Islami
Ekonomi
Bilimsel aşırmacılık nedeniyle üniversite ile ba-
şı derde giren Başbakanlık Müsteşarı Sayın
Omer Dinçer, 12 Nisan'da bu köşede yayımla-
dığım "Cevap ve düzeltme"sinde şöyle diyor-
du: "Bir akademisyen olarak uzmanlık alanımın
ışletme ve yönetim olduğu doğrudur, ancak
ekonominin, toplumun, devletin Islamlaştırıl-
masıyla ilgılı biruzman olduğum, bu konuda bir
akademık çalışma yaptığım, kitap çevirdiğim
iddiası, tamamıyla gerçek dışı ve kasıtlı bir id-
diadır."
Bu ifadeyı kendi mi yazıp gönderdi yoksa ken-
dini emanet ettığı avukatı mı, bilmiyorum, ama
yanıt "tamamıyla gerçek dışı ve kasıtlı"dır!
•••
Işık Kansu, Dinçer'ın ekonomi ile ilgili kitap çe-
virdiğini bulup ortaya çıkarmıştı.. Bir arama da
ben yaptım. Kitabı basan Kayıhan Yayınları an-
laşılan çevirmeninin üne kavuşmasından yarar-
lanarak kitabın yeni baskılarını yaptı ve bunu da
Internet sitesinde göğsünü gere gere duyuruyor.
Umarım yayınevi, yeni baskılarının telif ücretini
ömer Bey'e gönderir ve üzerineyatmaz (Dinçer'e
ıhbar ediyorum!)!.. Oradan aktarıyorum:
"Islam Ekonomisinin Temel Meseleleri; Yaza-
rı: M.Ekrem Han; Çeviri: Prof. Dr. ömer Dinçer,
104 Sayfa. Kitap Detay: Bu kitap 3 bölümden
oluşuyor. 1. bölüm; Islam ekonomisinin özellik-
leri, anlamı, şartlan, (Ruhi, Ekonomik, Kültürel,
Politik) tabı kaynakları ve ihtıyaçlan içerir. 2. bö-
lüm; Birbilim dalı olan Islam ekonomisindekiba-
zı eğilimler, metodolojı, faız, Islam bankacılığı,
zekât, maliye, toprak kullanımı, emek, tüketim,
miras, kalkınma, ekonomik ışbırlik ve temel bul-
gulan içermektedir. 3. bölüm; Unıversitelerdeoku-
tulan Islam ekonomisinde ilmiyapı, araştırma ru-
hu, tevhid şuuru, ekonominin Islamlaştırılması,
Batılı bilim adamlarının eleştirileri, bilime tevhid
anlayışının sokulması, çağdaş ekonominin eleş-
tirel değerlendirilmesi...Şuan Başbakanlık Müs-
teşan olan Sayın Prof. Dr. ömer Dinçer bu ki-
tabı 1988 yılında Ingilizceden Türkçeye çevir-
mıştır. Herkese tavsiye ediyoruz. Kitap Kodu:
E02-001, Fıyatı: 5 YTL; e-mail: infolkayihanya-
yinlari.com"
Sayın Dınçer, 1988 yılında kitabı çevirdiği sı-
rada henüz yardımcı doçent. Ve kitabı yayıne-
vinde "Islam Ekonomısı Serisi 1. Kitabı" olarak
çıkıyor. Çiçeği burnunda genç bir akademisyen
olarak, Islami ekonomiye meraklı.. Neden?
Türkiye bir "Islami ekonomi" ülkesi mi?
Islami ekonomiye mi geçecegiz de, şeriat ül-
kesindeki sorunları buraya aktarıp tartışıyoruz?
Bu kitap çevirisiyle, ülkemiz ekonomisine han-
gi saiklerle ve nasıl hizmet edebileceğini düşün-
müş?
Pakistanlı Islam ekonomisti Muhammed Ek-
rem Han'ın "Kapitalistekonomileıiesosyalisteko-
nomıler arasında Islam ekonomisinin esasları-
m" belırlemeye çalıştığı ve yorumladığı kitap,
Arapça "Besmele" ıle başlıyor...
Dolayısıyla Dinçer'ın, Islam ekonomisi üzeri-
ne kitap çevirdiği iddiasını yalanlaması, "tama-
men gerçek dışı" oluyor..
•••
Bu konuda Fethullahçı,dinciveAKP'ye yoğun
destek veren gazete ve yazarların çifte standart
ve riyakâr tutumuna ve uyduruk gazetecilikle-
rine dikkat çekmekte yarar var.
Eskı Istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal
Alemdaroğlu'nun benzer şekilde adının "aşır-
ma kitap" olayına karıştığı sırada, dinci, şeriat-
çı vecemaatçi basın ıle Alemdaroglu'nu sevme-
yen yazarçizerler veryansın etmişlerdi.. Hatta Fet-
hullahçıların gazetesi, Amerika'ya muhabirgön-
dermiş, "büyük gazetecılık" örneği vermiş ve
kitabın yazarı ile konuşmuştu. Tabii, yazar haklı
olarak Alemdaroğlu ıle kıtapta adı geçen arka-
daşlarına ateş püskuren açıklamalar yapmıştı...
Aynı yayın organları, aynı yazarlar, şimdi, üni-
versitelerin etik kurulları tarafindan "aşırmacılı-
ğı" resmen belgelenen ömer Dinçer konusun-
da susuyorlar. Aşırmacılığı "Ömer Dinçer'i si-
yasi yıpratma kampanyası" olarak duyuruyor-
lar. Alemdaroğlu'nun aşırmacılığını yazan, dinci
laık veya liberal kesimden, biri hariç, Dinçer ko-
nusunda herkes suspus durumda.
Bu ıkıyüzlülüğü burada saptamakta yarar var.
"Bilim" ve "etik"in evrensel geçerliliği konu-
sunda bır "fikri" olmayanlar, veya "bilim ve etik"i
politik duzenbazlıkla ılışkili sananların varacağı
veya durduğu yer, "Benım aşırmacım iyi, ama
senin aşırmacın kötü"diır.
Standartların yerleşemedığı bu ülkede, bu dav-
ranış biçimini doğal mı karşılamalı?
obursali@cumhuriyet.com.tr
www.cumok.org
DENKTAŞ'A SAYGI
KIBRIS ve TÜRKİYE'nin
ABD ve AB EMPERYAÜZMİNE
KARŞI
DİRENGEN KİLİDİ
Sn. RAUF DENKTAŞ'ı
SEVGÎ VE SAYGILARIMIZLA
UĞURLUYORUZ.
İSTANBUL CUMOK
e-posta: istanbulCacumok.org