Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2005 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denizli
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
20
24
23
18
21
22
22
24
Zonguldak Y 20 Antalya
0Açık
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
fc!
B
B
B
B
Y
B
B
20
27
21
21
26
24
26
25
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sllrt
Hakkârı
Van
B
B
B
B
B
B
B
B
31
27
26
30
28
26
19
16
B 26 Kars
£_$, Parçalı bulutlu
GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
• Buşturafı 1. Sayfada
lediklerini "tevıl etmeye" kalkışmazsa... Dostlar,
müjdeler olsun; bizimki nihayet, evet nihayet,
tam üç yıl sonra uyandı diyebilecek miyiz?
TV'lerde izledik. RTE, taa Norveç'ten Avrupa
Birliği ve Batı'nın ülkemizi bölme gayreti ıçınde ol-
duğunu, Batı'nın bazı unsurları ile Kürt kavramı ile
PKK'yi birbırıne karıştırdığını kabul ve ilan eyledi.
•••
Bu itiraf bir yerde RTE ile Abdullah Gül ikilisi-
nin üç yıldır izledikleri, yönlendirdikleri dış politi-
kaların ne kadar yanlış, sakat ve Türkiye'ye pek
şey kaybettirdiğinin itirafı değil mı?
Somut örnekler sıralanarak izlenen dış polıti-
ka, tavşana kaç, tazıya tut özdeyışıyle özetlene-
bilır. Veren ama karşılığını almayan bir politika di-
ye de tanımlanabılir.
1 Mart'ta Meclis'in kabul etmediği tezkereyi
tezgâha koyarken ABD'den Türkmenler konu-
sunda güvence mi aldı, PKK'yi derhal bertaraf
edeceğini kabul mu ettirdi? Hayır!
Kıbrıs'ta çözümsüzlük çözüm değildır sloga-
nıyla AB'nin, ABD'nin temel politikalarını aşama
aşama uygulamaya koymalarına önayak oldu-
ğunun acaba ayırdında mı?
AB'de kimı ülkeler PKK'yi bağımsızlık savaş-
çıları, gerilla diye tanımlıyor. PKK ile Kürt köken-
lı insanlarımızı birbırınden ayırt etmiyor. Kürt so-
rununda Batı'nın amaçlarını kavrayamadı bu hü-
kümet. Şimdi çıkmış orta yere; Batı'nın PKK ile
Kürt kökenlıleri aynı kapta gördüğünü söylüyor
ve AB'de ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan
unsurlardan söz ediyor.
Çok gecikmiş bu saptamaya, bu saptamadakı
samimiyete kımı ınandıracaksın Bay RTE, kimi?
• ••
Devlet başkanlığına gelen Talabani bağımsız
Kürt devletinin "gerçekçi bir düşünce" olmadığı-
nı söylüyor. Oysa Barzani, daha önce bağımsız
Kürt devleti ilan etmeyi zaten zamansız buldu.
Asla vazgeçemeyecekleri bağımsızlık "şimdilik
kaydıyla" rafa kaldırıldı. RTE bu gerçeğin ayırdın-
da mı?
lcrai hiçbir yaptırım gücü olmayan Meclis Baş-
kanı, sadece medyada aleyhine yorumlara değil,
hükümetine de sert çıkıyor. Casus belli konusun-
daki sözlerini "oraya, buraya çekmeye, çarpıt-
maya hiç kimsenin haddi olamazmış"\ Bu ifade-
ye göre, Meclis Başkanı -galıba- kendini hü-
kümet üstü bir konumda görüyor.
12 mili icat ettiklerini, Yunan Meclısı'nin bu yön-
deki kararını unutmuş görünen Yunanistan, Bay
Arınç'ın çıkışından fevkalade memnun. Arınç Yu-
nan Parlamentosu'na seslenerek "Sen de casus
belliye yol açan kararı kaldır da dostluğun karşı-
lığını görelim" demiyor.
Neden diyemiyor? Gerçekleri görebilmek içın
RTE gibi üç yıl geçmesini mi bekliyor
9
Mücadele içln ABD modell ineefenlyor
Güneydoğu'da
250 kaçak rafineri
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Guney-
doğu Anadolu Bölge-
sı'nde boru hatlanndan
çalınan ham petrolün ış-
lendiği 250 kaçak rafi-
neri olduğıı ortaya çıktı.
Petrol Işlen üenel Mü-
diirii Erdal Gülderen,
bu tesısleriıı laaliyctlcri-
ne son veıilmesi gerek-
tiğinı söyledi. Bolgede
evlerin altından tünel
kazılarak boru hatlann-
dan petrol çalındığı be-
lirlcndi.BOTAŞyetkili-
leri, kaçak akaryakıtın
satıldıği ve "beyaz bay-
raklı" olarak nitelendi-
nlen ıstasyon sayısının 3
bıne ulaşüğını vurgula-
dı. Gümrük Müstcşarh-
ğı, akaryakıt kaçakçilı-
ğıyla mücadele içın AB
D'de uygulanan modell
inccliyor
TBMM Akaryakıt
KaçakçılığınıAraştırma
Komısyonu'na bilgi ve-
ren Petrol lşleıi Genel
Müdürii Gülderen,
2003'te 1.5-2.2 milyon
ton motorin, 600 bm ile
1 milyon ton arasında da
benzinin Türkiye'ye ka-
çak olarak gırdığıni tah-
mın ettıklennı söyledi.
Bunun ekonomıye getir-
dığı maddı kaybın 2004
yılında 2 milyar dolara
ıılaştığını anlatan Gülde-
ren, kaçakçılığının yüz-
de 80'inin denizden
yüzde 20'sininse kara-
dan yapıldığinı belırle-
diklerini kaydettı.
Yoğun denetim şart
Akaryakıt kaçakçılı-
ğının önlenmesı ıçınön-
celikle yoğun denetim-
ler yapılması gerektiğini
anlatan Gülderen, AB-
ü'de 11 Hylül terör sal-
dınlarının ardından uy-
gulanan ve ithaj akarya-
kıt getıren gemilerin de-
netımıne yönelik siste-
mınTürkıye'de dc uygu-
lanabilmesi için Gum-
rükMüsleijarlığı'nm ha-
zırlık yaptığını soyledı.
Gülderen, alınması
gereken diğer önlenılen
sjöyle sıraladı:
^ Malıye Bakanlı-
ğı'nca 2005 yılında uy-
gulanması programla-
nan ödeme kaydedici ci-
hazların akaryakıt satış.
ıstasyonlarında, gecikti-
nlmeksızin derhal uygu-
lamaya konulmalı, ge-
rektığınde, devlet tara-
fındaıı uygulamaya fi-
nansal destek verilmelı.
•^ Enerji Piyasası De-
netleme Kurulu tarafın-
dan yakıtlarda ulıısal
marker uygulamasına
ivediliklc geçılmelı.
• SıfırOTV'yleyakıt
alan denız araçlannın tü-
ketim mıktarlarının De-
nizcılık Müsteşarlığı ta-
rafından, yeniden, daha
gerçekçı bir yekilde be-
lırlenerek takip ve kont-
rolü yapılmalı.
Beyaz bayraklılara
sınırlama getirilsin
tf Beyaz bayraklı ola-
rak bilinen akaryakıt is-
tasyonlannın bir ana da-
ğıtım şırketıne bağlan-
ması halınde faaliyetle-
rine ızın verilmeli, aksi
takdırde faaliyetlerden
derhal men edilmeli.
\/ Gümrük müdur-
lüklerince, akaryakıt gı-
nş ve çıkış miktarlannı
kontrol altına alan elekt-
ronik sistemler ıvedılık-
le devreye sokulmalı.
• Istanbul ve izmir
çevresıyle Mersın, Rize,
Trabzon ıllerinıizin kıyı
şerıtlen, özellikle gece
saatlerınde, yoğun bir
şekılde denetim ve kont-
rol altında iululmalı.
B 16
Yurdun gunuy ı^ ve
batı kesımlprı parçalı ve
^ok bulutlu Marmara,
kıyı Ege, Batı Karadenız
ile akşam saatlerınden
ıtıbaren Iç Egp ve Eskı
şehır çevrelorı bd^anak
ve gok gurııltulu suğd
ııak yafyşlı dığer yerler
az bulutlu ve açık geçe-
cek Havasıcaklığı, yur-
dun batı kesımlerınde i-
5 derece ajalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
B 10
B
Stockholm B 12
Londra Y 11
Amsterdam Y 13
Bruksel Y 16
Parıs Y 17
Bonn Y 15
Münih Y 11 Zurıh
Benın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
Y
B
Y
Y
Y
Y
B
1/
18
20
17
19
19
18
20
B 15 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahıre
B
B
Y
Y
B
Y
B
B
19
19
11
20
23
15
12
30
t Çok bulutlu . Yağmurlu Karlı
Iktidar, yönetimini belirlemekte zorlandığı kurumun yapısını değiştiriyor
TÜBİTAK'a siyasi darbe• Buştumfı I. Sayfada
Bilım Kurulu'nca adaylar belir-
lenıyordu. Bilim Kurulu'nun
belırlediği adayları atanıayan
Başbakan, onee kurulun ışlevsiz
hale gelmesıne neden oldu. Da-
ha sonra 6 üyelık ve başkanlık
için bir kereye özgii olmak u/c-
re hukiimetın atama yapabilecc-
ğı yönünde özel yasa çıkanldı
Bu yasanın yürürlüğunun Ana-
yasa Mahkemcsı'nce durdurul-
ması ve başkan atamasının ıda-
ri yargıya takılması üzerine ye-
ni düzenleme hazırlandı.
Iktidarın yasa önerısı, Bakan-
lar Kurulu'nda tartıştırılmayarak
dün Meclis Başkanlıgı'na sıınul-
du. Kapusuz'un onerisıne göre,
TÜBtTAK'ın adı da değıştırıle-
cek. "TürkiyeBilimselveTck-
nik Araştırma Kurumu"ndaki
"teknik" sözcüğünün yerine
"teknoloji" kavramı getınle-
cek. TÜBİTAK'ın görcv alanı
yeniden belirlenirken yasada ge
çen "miispet bilimler" yerine
"bilimsel ve teknolojik" kavra-
mı getırılıyor. Bılını Kurulu'nun
seçım yönteminin yanı sıra ya-
pısı da değıştırıliyor. Kuı ulda ilk
kez "sosyal vc bcşcri bilimler"
alanından üyelere yer venlıyor.
Yasaya gore yenı Bılım Kuru-
lu, bilim vc teknoloji alanında
yetkinliğı olan kışıler arasından
başbakanca belirlenecek 3, YÖK
Genel Kurulu taıafından belir-
lenecek 1, Bilim Kurulu tarafın-
dan belirlenecek 3, Türkıye Bi-
limler Akademısı aslı üyeleri
arasından başbakanca belirlene-
cek fen ve teknik bilimler alan-
lanndan 1, sosyal ve bcşen bi-
limler alanlarıııdan I ve sağlık
bılimlen alanından 1 olmak uze-
re 3, kaınu kurum ve kuruluşla-
rında veya özel sektörde en az 10
yıl deneyimı olan ve üstün nite-
likli hizmetlenyle tanınmış kişi-
ler arasından başbakan tarafın-
dan belirlenecek 1, TOBB tara-
fından beliılenecck 2 ve Bılını
Kurulu larafından belirlenecek
1 üye ile başkandan oluşacak.
Bilim Kurulu üyelıği seçimi,
başbakanın onayıyla kesinleşe-
cek Bılım kurulu üyelcrinin gö-
rev süresı 4 yıl olurken üyelıği
sona eren kiş.i, ancak bir dönem
daha seçilebilecek.
çalışanlar 5 kategoriye ayrılıyor. Sözleşmeli personel kapsamı geniçliyor Bir başkan
Kamuyayeni düzen
EBRUTOKTAR ^ _ _
ANKARA - Hükümet, 657 sayılı Devlet Me-
murları Yasası'nı (DMY) kaldırarak kamu per-
sonel sıstemını değiştiren "Kamu PersoneliYa-
sa l'aslağı" hazırlıyor. Malıye Bakanlığı, Baş-
bakanlık ve Devlet Personel Başkanlığı taıafın-
dan oluşturulan taslakta, "esnek personel po-
litikası" esas alınıyor Sadece kamu erkini kul-
lanan yonetıcıler menıur kapsamına alınırken
sözleşmelı personelin kapsamı genışletılıyor.
Sozleştnelı personel için "Türk vaiandaşı" ol-
ma koşulu kaldırılıyor. Tartışmalara neden ola-
cak tasanda öngörulen bazı değışıklikler şöyle:
• Kamu çalışanları, "menıur, sözleşmelı
personel, geçici personel, diğer kamu görev-
lileri ve işçiler" olmak üzere 5'e ayrılıyor.
• Memur sınıflandırmasına son verilirken
"kariycr, yelerlilik, başarı değerlendirmesi
vc hcsap verme" ılkelen getııiliyor.
• Memur içın 84 adet '"srandart menıur un-
vanı" ongorulüyor.
• Memurlarıçın "kadro", sözleşmelı perso-
nel için "pozisyon" tanımına yer venlıyor
• Taslakta ılk defa memur ya da sözleşmelı
personel olarak göreve alınacaklar içın merke-
zi sınav koşulu güvenceye alınıyor
v* Sözleşmeli personel statusunden memur
kadrosuna 'sınavsız' geçişe olanak tanınıyor.
• Özürlü personele yuzde 3 kontenjan.
• Başbakanlık ve bakanlık müsteşarlıkları ile
valılık, büyükelçilik, elçilık ve daımı temsilcile-
re atanacaklarda en az 15 yıl memur ve sözleş-
meli personel olarak çalışma koşulu getiriliyor.
Üyelenn görev süresinin dol-
masına en geç 2 ay kala veya di-
ğer nedenlerle uyelığın boşal-
ması durumunda en geç 2 ay
içinde yenı üye belırlenerek baş-
bakanın onayına sunulacak. Bu
süre ıçınde yeni üye bildirilme-
mesı halınde başbakan, bclırle-
dığı kışileri doğrudan Bılım Ku-
rulu üyesi olarak atayacak.Bılım
Kurulu, belirtılen nıtelıkleri ta-
şıyan kışıler arasından biri Bilim
Kurulu dışından olmak uzere 2
başkan adayı belirleyerek Baş-
bakan'a sunacak. Başbakan, bu
adaylardan birini seçcrek Cum-
hurbaşkam'na onerecek.
Bilim Kurulu'nun herhangi
bir nedenle suresınde aday belir-
lememesı durumunda başbakan,
belırlediği bırkışiyi başkan ola-
rak atanmak üzeıe Cumhurbaş-
kanı'na sunacak.
Boğazhyan Ermeni katliaını
NURER UĞURLU
Bııgün dcğışik iilkelere yayıl-
mış bulunan Hrmenıler, yiiz yıla
yakın bir süre, her gun gıderek ar-
tan bir ölçiide "Ermeni soru-
nu"nun tek yanlı olarak propa-
gandasını yapmakta ve kendı çı-
karlanna uygıın kamuoyu oluştur-
maya çalışmaktadırlar. Günümuz-
de bu propaganda ve suçlanıa, da-
ha çok, Birincı Dunya Savaşı için-
de (1915) Ermenilenn savaş böl-
geleıı dışına çıkarılmalan üzerın-
de toplaıımıştır.
Krmenilerin savaş bolgelen dı-
şına çıkarılmalan, Birincı Dünya
Savaşı'nın ağu koşulları ıçınde
Osmanlı devlet adamlarının almak
/orunda kaldıklaıı bir onlemdır
Avrupa devletlerinın "hasta
adam" olarak gördükleri Osman-
lı tmparatorlugu'nu ve onun temel
oğcsi olan Turklerı yok etmek için
Ermenilerın sapladıkları hançeri
çıkannak işlemıdır Buolay, büriin
yönleriyle tarihin malı olmuşnır
lırmenı komiteciler taratından
Berlın'de öldürülen (1921), tttıhat
ve Terakkı i'ırkası liderlerınden,
Dahılıye Nâzırı ve Sadrazam Ta-
lât Paşa'nm "Ermeni Meselesi"
adlı hatıralan ile Osmanlı Devlet
Arşıvi'nden yararlanılarak Os-
manlı Devleti Raporu olarak ha-
zırlanan (1916) Osmanlıca ve
Fransızca "Aspiration EtAgisse-
ments Rcvolutionnaires Des C'o-
mites Armenics avant et apres
la Proclamation dc la Constiti-
on Ottomane" adıyla yayımla-
nan bu çok önenıli tarihsel belge,
donemm tanınmış gazetecilerin-
den Hüseyin Cahit Yalçın'ın on-
so/u ile "Ermeni Vahşcti ve Er-
meni Komitelerinin V'ınâl vc
Harekât-ı İhtilâliyesi (llân-ı
Meşrutiyetten Evvel ve Sonra)"
olaıakgünumuz Furkçesıyle çık-
tı (ÖrgiinYayınevı, 2005 Istanbul)
Kanlı ve insanlık dışı lırmenı
olaylarının başlangıcını Talât Pa-
şa, bu kıtapta şöyle anlatmaktadır
"tsyan hareketleri cvvclâ Zey-
tun'da başlamıştır. Sefcrbeı liğin
ilânım müteakip Ermcnilcr âlc-
nen isyaııa başlamış, vergilerini
ödcmekten imtina etmiş vc as-
kcr toplanması hususuncla vcri-
lcn cmirlcrc muhalefet etmişlcı -
dir. Askcrlik vazifelerini ifa ct-
nıek üzere askcrlik şubelerinc
gclen Müslüınanlara sokakta ta-
arruz cdilıııis, bunlar soyıılmıış
ve öldürülmüştür. Zeytun halkı
zabit ve kumandanları emri al-
tında bir milis tcşkil etmişti; bu
suretle 'Zeytun Ihtılâlci Alaylan'
KemalBey anüdı Ermcnilcre zulüııı yaptığı iddasıy-
la asılan Boğazhyan Kaymakamı
vcYozgat IVlutasarrıf Vekili Kcnıal Bcy ölümünün 86. yıldönü-
münde iclaın edildiği Bcya/ıt Meydanrnda ilk kczTürkiye Si-
vil Toplunı Kuruluşları Birliği tarafından düzenlencn törenle
anıldı. Kemal Bey Ermeni ayaklanmasının önlenmcsi amacıy-
la çıkarılan tehcir uygulamasında hatalı olduğu gcrckçcsiyle
yargılannıış, işgalci giiçlerin baskısıyla Osmanlı Hükümeti ta-
rafından 10 Nisan 1919'da asılmıştı. (FATİH HRDOĞDU)
ismi altında şehirleri müdafaa
ctmck istiyorlardı. Tabiî buna
iınkân bulamadıklarından mav-
zer ve martin silâhlarıyla dağa
çıkmışlar ve Miislüman köyle-
rinc taarru/ ve askerî nakliyatı
izac etmeye başlamışlardır."
Talât Paşa, Ermeni komitecıle-
nnın Bıtlıs, Eızıırum, Mamuratu-
lâzız (Elazığ), Dıyarbakır, Sıvas,
Trab/on, hrzıncan, Yozgat (Bo-
ğazhyan), Ankara, Van, Adana, îz-
mit-Adapazan, Bursa, Izmır vb
Osmanlı şehirlerındekı kanlı ayak-
lanmalarına da değınerek şunlan
söylemektedir. "...Yalnız Van
şehrindc isyan cdcn Krmenile-
rin sayısı beş bini gcçiyordu,
hepsi de en yeni silâhlarla tcçhiz
edilmişti. Bunlar mevkilcrini
son hadde kadar müdafaa edi-
yorlardı. Şehirdcki hükümet ko-
nağı, askerî müessesclcr ve di-
ğer binaları tahrip edilmiş vc
Müslüman mahalleleri atcşe ve-
rilmiştir.Yedi yiiz kadar âsi,Van
müstahkem mevkiini el bonıba-
larıyla uçurmuştıır. Bu isyan ha-
reketleri nisana kadar devam ct-
miştir. Büyük Erzurum Ermeni
katliâmı 7 Şubat 1915'tc başla-
mıştır. Ermeni topçuları, sokak-
larda 270 kişi yakalamış, bütün
elbisclcrini snydııktan sonra
hepsini bir hamama götürmüş
ve burada en lıaris hislerini tat-
min ctnıişlcrdir."
Ermeni komitecilernin Boğaz-
lıyan'dakı (Yozgat) kanlı ve kor-
kunç vahşetleıi de, Sadrazam Ta-
lât Paşa tarafından hazırlatılan,
1332(1916) yılında Matbaa-i Or-
haniye'de (tstanbul) basılan "Er-
meni Komitelerinin A'nıâl vc
Harekât-ı İhtilâliesi (llân-ı Meş-
rutiyetten Evvcl ve Sonra)" ad-
lı Osmanlı Devleti Raporu'nda
şöyle anlatılmaktadır "Yozgat
sancağının Boğazlıyan ka/asına
tâbi'ÇakmakkarycsiyleYazber
Dağı'nda ccvclân edcn yetmiş
kişilik müscllah Ermeni eşkıya-
sı ve Ankaı a'nnı Bâlâ, Hayma-
na,Ankaıa hudûllarındakiYek-
ııâm ormanlarında kuvvetli Er-
meni çeteleri ve yine Boğazlı-
yan'ın Çulhanlı karyesi civârın-
da Kuzas (Kozas) mevldinde
Kayseri'ııin Kverek karyesi Er-
nıcnileri tarafından kumanda
edilen müteaddid kollara ayrıl-
mış üç yiizc karîb müscllah Er-
meni eşkıyası görüldü.
Yine Yozgat'a tâbi Kunıkuyu
karycsinc tahassun eden 300 ka-
dar Ermeni eşkıyası 2 Kvliil 331
günü civardaki kurâ-yı lslâmiy-
yeye ateş verdiler. Sûret-i mah-
sflsada inşâ edilmiş siperlerden
ve mazgal deliklcrinden jandan-
ma ve asker üzerine istimâl-i si-
lâha başladılar vc Çat-ı Kcbîr
karyesi ormanında tahassun e-
dcn vc miktarı sekiz yü/e yakın
bulunan Ermeniler, orman içe-
risindcki Aktağ geçidindc vak-
tiylc ihzar ettikleri siperlerden
asker vejandarnıa ve ahâlîye ta-
arruzâttabulundular.Cünlercc
müsâdcmattân sonra Kızılca-
ova cihctinc doğru firâr ettiler."
Ermeni komitecilerinin bu fırar-
lannda, Boğazhyan ve Yozgat'ın
katlıamdan kurtulıışunda Boğaz-
hyan Kaymakamı ve Yozgat Mu-
tasarrıf Vekili Kemal Bcy'in çok
önenıli kalkılan olmuştur Ne vaı
ki, bu yiğit, yureklı ve düriist kay-
makanı, îngiltere desteklı Ermeni
komplosu sonucu îstanbul'da ku-
rulan Örfi Idare Divân-ı I larbı'nde
yargılanmış (5 Şubat 1919), "Yoz-
gat ve Boğazhyan Ermcnilerinin
tehciri sırasında suiistimal vc öl-
dürıııe hadiselerinde" gevşeklik
gösterdiğı gerekçesıyle 8 Nisan
1919'da ıdamamahkûmedılmiştiı.
Bu haksız ve yersız kararda çok
acı biı gerçek var kı, o da, ıdam ka-
rarını veren mahkeme heyetinin
yansının Osmanlı azınlıklanndan
olıışuydu.
10 Nisan 1919'da tstanbul Be-
yazıt Meydanı'nda kurulan ıdam
sehpasına çıkan Kemal Bey şun-
lan soylemıştır "Vatandaşlarım,
sizlere yemin ederim ki, bcn ma-
sumum. Son sözüm bugün dc
budur, yarın da budur. Ecnebi
dcvlctlcre yaranmak için bcni
asıyorlar. Eğcr adalet buna di-
yorlarsa, kahrolsun adalet. Asil
Türk nıilletinc çocuklarımı
emanet ediyoı uııı. Borcum var,
servetim yok. Üç çocuğumu,
millet yolıında yctim bırakıyo-
rum. Yaşasın millet..." (Hurrıyet
gazetesı 11 Nisan 2005)
Sadrazam ve Dahıliye Nâzırı
Talât Paşa da, daha sonra hatırala-
rında Boğazlıyan Kaymakamı Ke-
mal Bey içın (1920) şunları söy-
lemiştir. "Benim kanaatime gö-
re nıemlekettc Boğazhyan Kay-
makamı ve Yozgat Mutasarrıf
Vekili Kemal Bcy kadar vatanı
için nafî (yaıaılı) bir yer işgal
etmiş bir kinısc daha yoktur."
B 34
^ ı Sulu kar Gok gurultulu
SÖYLEŞİ ATTİUİLHAN
"...'Ötme Vapur,
Gelemem!!'.."
...o geceyı hıç unutur
muyum? Yağmur yağı-
yordu, rastladığımız ılk
kitapçıdan Orhan Ve-
li'nin(Kanık) yeni çıkmış
kitabını almış, neş'e için-
de, Balıkpazarı'na dal-
mıştık: unlu Cumhuriyet
Meyhanesi'ne gidiyo-
ruz, çünku pazar akşa-
mıdır; öğrencilerin, en
keyifli gecesi. Daha he-
nüz uskumrulara ilk ça-
talı uzatmıştık ki, yanı-
mızdaki masaya -bir
haylı çakırkeyif- üç kişı
oturdu, hemen tanıya-
madık, sanırım Ihsan
Ahmet, önce Cahit Ir-
gat'ı, sonra Orhan Ve-
li'yi tanımıştı; üçüncu kı-
şinin, Halim Güzelson
oldugunu, sonradan öğ-
reneceğiz.
Tesâdüf bu ya, o gun-
lerde yayımlanan bir der-
gıde, Cahit Ağbiy'in (Ir-
gat) o kısa, ama ınsanın
cığerine ışleyen şiirlerin-
den biri var, ıkıncı bıra
bardağından sonra, Ih-
san Ahmet kendını tuta-
madı, mecmuayı açıp,
şiirı yüksek sesle okuyor;
masaların bırleşmesi bu
sâyede gerçekieşmiştir.
Hepsini ilk defa bu kadar
yakından gördüğümüz,
bu üç şairin, bıze en ya-
kın olanı, kuşkusuz Ca-
hit Ağbiy (Irgat) çünkü
o, toplumcu gerçekçi-
dir; şiirlerini, Yürüyüş
dergisinden ezberlemi-
şız; hele şu mısralar yok
mu, insanı öldürür. "Öt-
me vapur, gelemem /
DÖrt duvarla sarılmı-
şım!"
Orhan Veli, sessız ve
kibardı; henüz aldığım ki-
tabını, beni yakınıymış
gibi, 'muhabbetle', imza-
ladı: O günler, onun sa-
nırım kötu günleridir:
'MillîŞef iktidarı, Garip
Üçgeni'ni (Orhan Veli,
OktayRifat.MelihCev-
det), Nâzım'ı ve Necip
Fâzıl'ı gündemden sil-
mek; Inönü Cumhuri-
yeti'nin Yunan/Latin
kültürünü yüceltmek
için, epeyce kullandıktan
sonra, bir kenara bırakı-
vermiş; onlar da çaresiz
kalmışlardı. Orhan Ve-
li'yi, olayın, sanıldığın-
dan çok etkılediğini, o
gece hissetmiştim; bir
süre sonra, sanki TSP
nâşır-i efkârı Gerçek ga-
zetesinin, onun zaman-
sız ölümünü soruştur-
makla görevlı Adlıye mu-
hâbırı olacağım, içime
doğmuş!
uiusal'ı terk,
kompradora
heves...
Gâzi'nin Tevhid-i
Tedrisat Kanunu
ile 'yekpâreleştirdiği'
Türkçe ve Edebiyat öğ-
retimi, 'Millî Şef'in Ba-
tı'yla uyuşması üzerine
değişecek, çünkü 'Pe-
rikles Devri' başlamış
olacaktı: Bunu Yu-
nan/Latin Klâsiklerinin
Türkçeye sistemlı olarak
aktarılması sırasında
söylüyor: "...eski Yu-
nanlılardan beri, millet-
lerin sanat ve fikir ha-
yatında meydana getir-
dikleri şaheserleri dili-
mize çevirmek, Türk
milletinin kültüründe y-
ertutmak ve hizmet et-
mek isteyenlere, en
kıymetli vasıtayı hazır-
lamaktır..." (Yazdığı ön-
söz'den). Bilmem farkın-
da mısınız, o örtülü deyi-
şıyle, düpedüz diyor kı,
Türk Milleti'nin kültü-
ründe yer tutmak ve
hizmet etmek istiyor-
sanız, Yunan/Latin şa-
heserlerine benzeye-
ceksiniz.
Butemâyül, ıkıalanda
gerçekleştiriliyor:
a/ Biri, öğretim ve eğı-
tim alanı, lise öğrencileri
olarak biz, artık, Selçuk-
lu/Osmanlı kültür sen-
tezi'nin, şaheserlerınden
çok; yeni çevrılmiş Yu-
nan Klâsiklerine -ne bi-
leyim, Sokrates'e, Sop-
hokles'e, Euripides'e,
Aristotales c, Aristop-
hanes'e vb- önem veri-
yoruz; tezler bunlar üze-
rine hazırlanıyor, hatta
Ankara'da -belki daha
başka birkaç yerde- La-
tince öğretim yapan, li-
seler açılıyor.
b/ Ikıncı alan, Yu-
nan/Latin Klâsikleri,
sistemli olarak çevirtihp
yayımlanıyor; Hasan Âli
Yücel, ne yazık ki tarihe,
bu marifetin uygulayıcısı
olarak geçecektir, çünkü
sorumluluk ondaydı: Ya
nılıyorsam düzeltiniz, us-
telik adam, ınanmış bir
Mevlevi!
Ataç'ın kırdığı
cevlzler...
Hiç şuphesız, kam-
panyanın götürücü-
sü, Inönü'nun sanat da-
nışmanı oldugunu işitti-
ğimiz, Ulus'ta yazılarını
okuduğumuz Nurullah
Ataç'tır, mumâileyhin, o
tarihte doktürdüğü şu
satırlara bakar mısınız,
lütfen.
"...bugünkü dilimizin
üstünlükleri gibi kusur-
ları da, Avrupa dilleri ile
karşılaştırınca gözü-
kür: O halde Avrupa
dillerinin yapıtlarını çe-
virmeliyiz. Dilimizi kur-
taracak olan şey, çevi-
ride karşılaşaeağım
zorlukları yenmek için,
göstereceğimiz çaba-
dır. Dilimizde bulunma-
yan ve bize gerekli
cümle biçimlerini; ka-
famızı ve kendisine an-
latım aracı arayıp dili-
mizi zenginleştirecek
yeni kavramları, Avru-
pa dillerinin yapıtların-
dabulabiliriz..."(1932)
Ya şunlara ne buyru-
lur? "...Arap/lran uy-
garlığında iken, o ulus-
ların dillerinden sözcük
ile birlikte kural da aldı-
ğımız gibi, Batı/Latin
Uygarlığından da, yal-
nız sözcük değil, ister
istemez kural da alaca-
ğız; ancak buna başla-
dığımız, bunu yapmayı
öğrendiğimiz gün, o
uygarlığın içinde ola-
cağız."(1935)
Hele şu söyledıklerı,
sanırım tüy dikiyor:
"...uluslararası terimle-
ri almak gerekmiş. lyi
ama uluslararası te-
rimleri almak için, on-
ların kökleri olan dille-
ri öğrenmek de gerekir.
Orası işimize gelmiyor.
Okullarımızı, Yunan-
ca/Latince derslerini
koymadan, uluslarara-
sıdır diye, anlamını, bi-
çiminden dahi anlaya-
mayacağımız, yâni bi-
zim için birertanım sa-
yılamayacak sözcükle-
ri almaya kalkmak, bi-
lim, düşünme, yolunun
tersliğini; ezberciliği,
hâfızlığı yaratmakta-
dır..."(1935)
Bu kafa; henüz Üm-
met Sentezi ile Millet
Sentezi arasındaki farkı,
kestiremediği gibi; bızım
kulturumüzün, Doğu/ls-
lam Medeniyet Daire-
si'nde gelıştığini; dola-
yısıyla, Ulusal Kültür ve
sanatımızı da, Osman-
h/Selçuklu Kültür Sen-
tezi üzerine, kurmamız
zorunluluğunu da anla-
mıyor. Fransa, ünlü
Fransız Ulusal Kültür
ve Sanat Sentezini, Ih-
tilâl'den önceki klâsik
Batı/Hıristiyan kültürü-
nü 'külliyen' rsddede-
rek değil, onu yaşanı-
lan yeni koşullara uy-
gun bir biçimde değiş-
tirip, yenileyerek yap-
mıştır.
Aksi halde ne mi olur?
Şu içinde yaşadığımız,
rezillik; eskidji, filmex,
tchevre, sevghili ve
benzeri soytarılıklar!
e-mail:tilahan(" isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88