09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yüdız # Yazıişlen Müdürü: Salim AlpasIan#Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara tstıhbarat Ccngiz Yıldırım 0 F.konomı Hasan Eriş • K.ültur: Egemcn Berköz • Spor Ab- diilkadir Yücelman # Makaleler Sami Ka- raörcn # üüzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bıl- gı-Belge. Edibc Buğra 0 Yurt Ilaberlerı. Mch- met Faraç 0 Avrupa I emsılcısı Güray Öz Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Da- nışman), Orhan Erinç, Hikmet Çctinkaya, Şükran Soncr, tb- rahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafıt Balbay, Hakan Kara. Ankara 1 emsılcısı Mustala Balbay Ataturk BulvanNo 125,Kat4, Bakaıılıklar lel 4195020(71131), Faks 4195O27 0lzmır remsılcısı SerdarKı/ık,H ZıyaBlv 1352 S 2H lel 4411220, Faks 4418745 0Adana remsılciM ÇctinYiğcnoğlu, InonuCd 119S No 1/1, Tel 163 12 ll.Faks 363 12 15 Antalya 1 emsılcısı Ahmet Oruçoğlu Cumhunyet Cad 80/5 Tel 0242 2480057 Kax 2430509 JMuesscseMü- • Cumhuriyet Reklam: duru Erol Erkut • Cienel Mudur Ö/Jcm Ay- 0 Bılgı Işlem Ahmet Korulsan 0 Satıs. Fa/ilet Ku/.a y den 0(îcnel Mudur Yardım- cısı Nazendc Pal I cl (0212) 51241 19-51248 30-51247 78I-ax (0212) 5 M 84 63 Yayınılayan.YeruGunllak'rAjilıısıBasınveYayınulıkA1 ) I uıW,l|ı ( dd W4I (afnloglu T4TU kuııtıul l'k 2 * Sırkııı W S İ M Ul (ll2i:pl2()M)M:(llull I A S ıO2i *u>yın sıırclı yayın Baskr Mı'rke7Ga7tfeDerglÜJsım\avınuhkSlın \e [|L A^ [alıhMalı 1 ksan Basrı (dd Sam.ındını kurtal IsUıılıul Dagıtım Meriuv Ddgılım IVartama Saıı \e hc \'j 30 MART 2005 Imsak 5 16 Giineş-644 Öğle 13 16 tkındı 16 46 Akşaml935 Yatsı 20.56 Kuşadası'na İspanyol ilgisi • KUŞADASI (Cumhuriyet) - Ege Bölgesi'nın önemli turizm merkezlerinden Kuşadası'na dün sabah, Yunan bayraklı 2 gemı, toplam 2 bin yalcuyla geldı. Kuşadası'nda bu yıl erken başlayan kruvaziyer sezonu, yüzlerı güldürüyor. Yıhn ilk aylannda gelen gemılerin hemen tümünde, turistlerin çoğunluğunu ispanyol ve Amerikalılar oluşturdu. Dün sabah Kuşadası Lımanı'na yanaşan iki Yunan bandıralı gemiden, yifıe Ispanyollar çıktı. Bu ay Kuşadası'na son seferıni yapan "Emerald" genıısi 418 personel ve 1091 yolcu, "Aegan 1" de 209 personel ve 601 yolcu getirdi. Kanserden korunmak için • ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı, kanserden korunmak için, kimyasal koruyuculu hazır yıyçcckler yerine doğal besinler ve düzenli olarak süt ve süt ürünleri tüketılmesi, mangal gibi ateşte pışirmc yönteminin tercih edilmemesi ve düzenli egzersiz yapılmasını önerdi. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünüvar, kanserden korunmak için sigara, alkol ve yoğun güneş ışınından uzak durulması, az yağlı, bol liflı beslenme alışkanlığının benımsenmesi, kepek, yulafgibi lıf yönünden zengin besınlerin yeğlenmesı, bol miktarda sebze-meyve tüketilmesi, taze balık veya kuru baklâgillenn yenilmesine özcn gösterilmesı gerektığini kaydetti. Modaya taze kan • Haber Merkezi - Pekin Üniversitesi Oiyim Teknolojileri bölürnü öğrencilerinin moda şovıı, dünyaca ünlü tasarımcılan aratmadı. Mezuniyet şerefine bir defile hazırlayan öğrenciler farklı ve cesur kreasyonlanyla moda dünyasına taze kan geldiğinin habercısıydi. Ikı parçadan oluşan kıyafetin omzunda yer alan tülden yapılmış çiçek, boyundan başlayıp ayak bileğine kadar , sarkan işlemeler ve file çorap ilgi çeke^ı detaylar arasındaydı. Teleferikte unutuldular |PARİS(AA)- bölgesindeki Cham 3ery kasabasında, teleferikte unutulan ransa'nın Alpler Parisli iki kayakçı donma tehlikesi geçirdi. Kayakçılar, teleferik teknisyenijıin, gerekli kontrolü yapmadan motoru durdurması üzerine, gece boyunca kayak pisti üzerinde havada asılı kaldılar. Haval sıcaklığının sabaha karşı sıfırın altında 4'e kadar düştüğünü belirten ilk yardım ekipleri, 36 ve 26 yaşlarında olduğu belirlenen kayakçılann donarak ölmekten son anda kurtulduklannı bildirdiler. Kayakçılar hastaneye kaldırıldı. Türkiye'nin zengin bitki örtüsü tam üyelikle birlikte AB'nin listesinde yer alacak Avrupa yeşillenecekTAKIPSIZÜK KARARI Ullagemisi AİHM'ye gidebüir AKIN BODUR İSKENDERUN - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı, M/V Ulla gemisinın îskenderun Körfezi'nde batmasında ihmalleri bulunduğu gcrekçesiyle ıkı başbakan ve iki bakanla ilgili yapılan suç duyurusuyla ilgili takıpsızlık karari verdi. Karara itiraz eden îskenderun Çevre Koruma Derneğı yoneticıleri sonuç alamamaları halindc konuyu Avrupa Insan Hakları Mahkemesı'ne (AtHM) taşıyacaklannı açıkladılar. Îskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş, 6 Eylül 2004'te St. Vincent bandıralı M/V Ulla gemisinın îskenderun Körfezi açıklarında batmasıyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eskı Başbakan Bülent Ecevit, Çevre ve Orman Bakanı Osnıan Pepe, eski Çevre Bakanı İnıdat Siitlüoğlu hakkında "Görevi ihmal" ettikleri gerekçesıyle İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu Bunun üzerine yapılan inceleme sonucunda Yargıtay takipsizlık karan verdi. Dernek yönetim kurulu üyesı Maruf Kaymaz ise Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak karara itiraz etti. Takipsizlık karannın anayasaya aykırı olduğunu ifade eden Kaymaz, "Sonuç alamazsak konuyu AİHM'ye taşryacağız" diye konuştu. Mücevherde altın dönem Türkiye, altın takı üretim ve ihracatında liderliğe koşuyor. Istanbul Değerli Maden ve Mücevherat Ihracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer, Türkiye'nin altın takı trendinin devamlı yükseldiğini ve şu anda dünyadaki bütün altın pazarlama şirketlerinin ilgi odağı olduklarını söyledi. Kamer, Italya'dan sonra altın takı üretim ve ihracatında 2. sırada yer alan Türkiye'nin, 1 milyar doları direkt ve 1 milyar doları da bavul ve turistik satışlar olmak üzere toplam 2 milyar dolar ihracatı bulunduğunu kaydederek, "8-10 milyon dolarlar seviyesinden 10 yılda 2 milyar dolara geldik" dedi. (AA) -»* \ KALINTI' HABERLERİ HAREKETE GEÇİRDİ Ancûar eğitimde OZCAN OZGUR MUĞLA-Kamuoyuna yansıyan "sah- te baT operasyonlarının ardından üye- lerini eğitime alan Muğla tli An Yetiş- tiricileri Birliği (MAYBIR), bu kez "naf- talinanalizi ve sterilizeedilmişpetek kul- lanımT kampanyası başlattı. Bal üreticileri, son günlerde "balda kalıntıyla" ilgili olumsuz haberlerin et- kilerini ortadan kaldırmak için hareke- te geçti. Daha önce 371 üyesine AB des- teğıyle eğitim veren ve onlara gön- derdiğimektup- ta, balda kalın- tı sıkıntısına dikkat çe- ken MAY- BÎR bu kez, "naftalin analiziveste- rilize edilmiş petek kullunımr kampan- yası başlattı. MAYBİR Başkanı Ziya Şahin, sahte balla ilgili sorulann tanm il mü- dürlüklerine yöneltilmesi gerekti- ğini savunarak "Ancak bugüne ka- dar Muğla'dasahtebala rastianmadT de- di. Şahin, balda kahntılann önlenmesiy- le ilgili proje hakkındaysa şu bilgilen verdi: "Proje kapsamında eğitim alan arıcılaranızın eünde bulunan bütün bal- mumlannuı naitalin analizleri yaptırıldı. Kalıntdımumlanimhaediyoruz. Bundan böyle Muğla ancılan sterilize edilmiş pe- tekkullanacak. Balın kalitesinc etkieden diğer etmenler olan bal süznıc makinesi ve dinlendirme makinelerini de değişti- riyoruz. Bunlara'evet' diyen arıcılanmız ile sözleşnıe yapıyoruz." Şahin, proje kapsamın- da 6 veteriner hekimin Ankara Ünıversitesi'nde "arıcdık" eğitıminden geçirıldiğini de kaydetti. OCRENCILERE YURTDISIMUJDESI İZMtR (AA) - Ege Üniversitesi (EÜ) Öğrenci Konseyi ve Avrupa Öğrencıleri Forumu'nun ortaklaşa organize ettiği "Socrates-Erasmus AB Yüksek Öğrenim Programı" çerçevesinde 269 öğrencının yurtdışında eğitim göreceği bıldirildi "Socrates-Erasmus AB Yüksek Öğrenim Programı, Hareketlilik, Gençlik ve Değişim" konulu konferansta konuşan EÜ Rektör Yardımcısı Prof Dr. Fikret İkiz, 4 yıl önce üzennde çahşılmaya başlanan bu eğitim programıyla bu yıl ünıversitelerinden 269 öğrencinın yurtdışında eğitim alacağını söyledi. 2003-2004 öğretim yılında EÜ ile Portekiz arasında yapılan pilot çalışmada 9 öğrenciyı bu ülkeye gönderdiklerini kaydeden İkiz, bu öğrencilerin başarıyla eğıtimlerıni tamamladığını ıfade etti. Bu öğretim yılında 15 Avrupa Bırlığı ülkesi ile anlaşma imzaladıkJannı dile getiren İkiz şöyle konuştu: "95 lisans öğrencisiyle 47 öğretim elemanını yurtdışına gönderdik. Çeşitli ülkelerden de 20 lisans öğrencisiyle 15 öğretim elemanı üniversitemize geldi. Bu yıl 15 Avrupa Birliği ülkesinden, 97 üniversiteyle anlaşma imzaladık. 269 öğrenciyi yurtdışına göndereceğiz. Bu sayı, orıümüzdeki dönemde artabilir. Bu programla yurtdışına gidecek öğrencilerin yabancı dil bilmesi şart Öğrencilerin aldıklan derslerin 3'te 2'sini başanyla geçmeleri gereldyor." SÖYLEŞİ • Türkiye, hayvan ve türleri bakımından Avrupa'ya göre çok daha zengin. Avrupa kıtasının tümünde 12 bin kadar bitki türü bulunmasma karşın Türkiye tek başma bu sayıya ulaşıyor. İZMtR (AA) - AB 'ye tam üyelik konusu daha çok ekonomik, sıyasi ve kültürel açıdan ele alı- nan Türkiye, birliğe üyeliği halinde banndırdı- ğı doğal zengınliği de Avrupa coğraryasına ta- şımış olacak. Topraklarının biiyük kısmı Asya kıtasında bulunması nedenıyle "Asya" kökenlı olarak tanımlanan ve aralarında bırçok endemik (sadece o yöreye özgü) türün de bulunduğu bin- lerce bitki ve hayvan türü, Türkiye'nin AB'ye üye- lığıyle birlikte Avrupa lıstesıne gırmış olacak. Coğrafi konumu, iklımı,jeolojısi, toprak ve su kaynaklan gibi farklı ekolojik değerlerin uy- gun özellikler taşıması nedenıyle Türkiye, çok zengin bir bitki ve hayvan varhğına sahıp bu- lunuyor. 8 0 BİN HAY¥AN TÜRÜ Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Avrupa kıtasının tümünde bitki türlerınin sayısı yaklaşık 12 bin kadar olmasına rağmen, bılım- sel çalışmalar Türkiye'nin tek başına bu sayı ci- varında bitki türüne ev sahıphği yaptığını, üste- lık bu bitki türlerinın 3 bin cıvarındakı kısmının endemik türler olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, hayvan türleri bakımından ıse Avru- pa'ya göre çok daha zengin bir yaşam alanı oluş- turuyor. Avrupa faunası (hayvan türleri toplamı) 60 bin civarındayken Türkiye'de bu sayı yakla- şık 80 bin düzeyınde bulunuyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyelığı, bir taraftan Avrupa doğal zengınliğıne büyük katkı sağlar- ken dığer taraftan da türlenn ait olduğu coğrafi tanımlamalardaki değişim nedeniyle AB açısın- dan ilgili mevzuatlarda çok ciddi revizyonlar ya- pılmasını zorunlu kılacak. Çünkü, bugüne kadar aralannda Türkiye orijinli sırtlan, aîageyik ve sülünün de bulunduğu ve "Asyalı" olarak tanım- lanan binlerce tür, Türkiye'nin birliğe üyeliği halinde "Avrupalı" olacak. Doğa Derneğı (DD) Doğa Koruma Politika- lan Koordinatörü Gökıııen Valçın, AB mevzuatı- nın Türkiye doğasına "uyumlulaşünlmasının", cıddı tartışmalar ve zorluklan olan bilimsel bir hazırlık sürecini gerekli kıldığını belirtti. ATTİLÂ İLHAN "... Neden, Öyle Olmadı da, Böyle oldu?..." ... önceçoğumuzun bilmediği, belki hiçdüşün- mediği, önemli bir tesbit! Dosyalarımı karıştırır- ken, bir tarihte, şunları yazmış olduğumu gördüm: "... 'cumhuriyet' ve 'demokrasi' aynı şey de- ğildir; aynı zaman ve yerde, meydana çıkma- mıştır: 'Cumhuriyet' 'Aydınlanma' ertesinde, 'Fransız Ihtilâli' ile oluşuyor; 'ansiklopedist- ler'in geleceğe dönük, devrimci birtoplum pro- jeksiyonudur. 'Demokrasi' zamanla, Iskandinav ve Anglosakson toplumlarında, (buraya dikkat!) hâkimiyetin halka intikali söz konusu olma- dan; sadece 'iktidar', 'soylular'dan halka geçi- rilerek oluşturuluyor; şu halde bazı cumhuri- yetler vardır, bir manada demokrasi olmayabi- lir; bazı demokrasiler vardır, demokratça dav- ranmayabilir..." Sonra, Fransız düşünürü Regis Debray'den si- ze aktardığım, şu sözler ki, bütün siyasi partileri- miz çerçeveletip duvarına asmalıdır: "... Nasıl ilk insan, 'memeli hayvan' artı bir şeyse; 'Cumhu- riyet' de, 'Demokrasi' artı bir şeydir: daha de- ğerli, daha kırılgan, daha nankör, daha ödüllen- dirici bir şey! Cumhuriyet, özgürlük artı akıldır, hukuk devleti artı adalettir; hoşgörü artı irâde- dir; oysa Demokrasi, 'aydınlıklan' kalmamış bir Cumhuriyetten arta kalan şey sayılabilir!..." Şimdi oturup, bu sözlerin Cumhuriyet ve De- mokrasi tarihimizle ilişkili yanlarını düşününüz: So- nuç, yüreklendirici olmayacaktır. Madalyonun öteki yüzü... Metin Aydoğan'ın ünlü kitabını okurken gör- düğünüz; Cumhuriyet'in, ülkemizdeki ba- şarılarını yansıtan 'tesbitlerini' elbette hatırlayacak- sınız: "a/ Türkiye fındık, incir ve şark tipi tütün üre- timinde, dünya birincisi oldu. b/ Kestanede dünya ikincisi, zeytinde dördüncüsü; üzüm, şeftali, elma, armut ve bademde beşincisi, tu- runçgillerde on birincisi oldu. c/ Cumhuriyet, dünyada kendi tarımıyla kendi halkını geçindiren yedi ülkeden birisi oldu..." Şimdi de, Dr. Necdet Ekinci'nin eserinde altını çizdiği, son derece önemli öteki tesbiti okuyahm: "... Mustafa Kemal'in (Atatürk) CHF Reisi ola- rak, Samsun'a yaptığı ikinci bir yolculuk var- dır: 22 Kasım 1930 günü... SCF'nin (Serbest Fırka'nın) kapanışından beş gün sonra; gücü- nü kaybetmiş, halktan kopmuş, bir partinin li- deri olarak... Etrafındakiler, halkın dışında, dar, basit bürokratların oluşturduğu, bir 'hizip' ve bu hîzbe, ancak seçim ve çıkar bağlarıyla bağ- lı olan, yerel fakat 'taşralı', bir yandaşlar top- luluğundan ibaretti. CHF'yi vilâyetlerden, yük- sek kesimde temsil eden, 'mutemedler/ina- nanlar' aşırı 'tahakküm ve menfaat' yollarına pek sapmamakla birlikte, ne merkez'in ne de halkın benimsediği insanlardı. (buraya dikkat!) Parti Genel Başkan Vekili Ismet (Inönü) ise, tüm CHF örgütüne, ancak askerliğin, yalnızca emir ve kumanda bekleyen, disiplinli hatta ür- kek havasını yayıyordu..." "...şimdi Samsun'a girişi (o seyahate katılmış olan) Ahmet Hamdi'den (Başar) dinleyelim: "... Samsun'a geldiğimiz zaman... her tarafta fev- kalâde inzibâti tedbirler alınmış... bütün yollar süngülü askerler tarafından tutulmuştu. Halk, asker kordonlarının arkasına sinmişti... O Sam- sun ki, 1919 senesi Mayısı'nda, Gâzi'nin vata- nı kurtarmak üzere, Anadolu'ya adımını attığı yerdi... aynı adam (şimdi) bir 'inzibat kordonu' himâyesine muhtaç kalmaktadır..." Görülen odur ki, Cumhuriyet Hükümeti -yâni Ismet Paşa kabinesi, yâni CHF- yeni rejimin ba- şarılarını ve nimetlerini, halka geçirememiştir. Cocukda olsam!.. /*^ocuk da olsam, bu gerçeğin in'ikâslarını, ben V-/de yaşamıştım; babam Serbest Fırka'dan ya- na bir gazetenin, hem avukatı hem mes'ul müdü- rü idi, evin içinde hep bu sorunlar konuşuluyor; en önemli soru şu: Gâzi'nin kurtardığı Ege Mıntıka- sı'nda, onun rejimine bu muhalefet, neden bu kadar azgın! Yıllar sonra bunun sebebini öğren- dim:, Doğu Akdeniz'in en önemli 'komprador' li- manı olan Izmir'in, 'istirdat'tan sonra birden çö- küşü: CHF iktidar'ının bu 'çöküşe' çare bulama- yışıdır. Serbest Fırka lideri Ali Fethi Bey, -Gâzi'nin en yakın dostlarından birisidır- Izmir'e geldiğinde, ikinci Samsun'a gidışinde alınmış 'aşırı inzibâti tedbirler', orada da alınmıştı; şu farkla ki, galeyâ- na gelen ahâli, Pasaport rıhtımında dizilmiş olan polisleri, düpedüz ve açıkça denize itti! Yönetimin buna bulduğu çare, yöre halkının dert- lerine devâ olmak değildi; parti kapandıktan son- ra bile, Serbest Fırka yandaşlarını gözlemek, iz- lemek; hatta desteklemiş gazetelerin sorumluları- nı tutuklayıp, mahkemeye vermekti. Diktatörlüğe doğru... Şimdi isterseniz, her dönemde has 'Amerikan- cı', dolayısıyla hem Terakkiperver Fırka, hem Serbest Fırka yandaşı, Ahmet Emin Bey'in (Yal- man) o günlerde gazetesinde yazmış olduklarına birgözatalım, o dönem liberallerinin ulusallıkan- layışını yansıttığı için, ibret-i âlemdir: "...son buhranlı günierin verdiği birders var- dır ki Hükümet erkânının gözünden kaçtı; o da Ankara'nın merkez olmak şartıyla, bu memle- ketin mükemmel, muntazam surette idâre edil- mesinin mümkün olmadığıdır!..." Bunun Türkçesi şu mudur? Ismet Paşa yöne- timi, -yâni CHF,- Gâzi'nin savunduğu, -Regis Debray'nin belırttiği- cumhuriyet 'faziletini" yö- rede uygulayamamıştı; tam tersine: Zamanla oligarşi diktatörlüğüne dönüşecek, sıkı biryö- netime yöneliyordu... e-mail:tilahan(n isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle