09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 2005 SALI HABERLER Güvenlik güçlerinin hırsızlık, gasp ve kapkaç olaylannda yetersiz kalması sektörü büyüttü GüVensizlik 'özel'e yaradı• Büyük kentlerde artan suç oranlan nedeniyle özel güvenlik şirketleri ve güvenlik sistemlerine talep her geçen gün artıyor. Finansal büyüklüğülıün 1 milyar Euro'ya yükseldiği belirtilen sektörün 2005 'te yüzde 20 büyümesi bekleniyor. YUSUFOZKAN tZMtR-Güvensizlik ortamı "Özel güvenlikpastası" yarattı... Sonyıllar- da hırsızlık, gasp, kapkaç gibi olayla- rın artmasıyla birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı gibi devlet kurumlan bile, ardı ardına açılan özel güvenlik şirket- leriyle anlaşırken yurttaşlar da konut- lanna alarm sistemlen kurdurmaya başladı. lşin yalnızca finansal büyük- lüğünün 1 milyar Euro'ya ulaştığına dikkat çekilirken 2005'te de yüzde 20'lik büyüme bekleniyor. Zaman zaman ulaştığı vahşet boyu- tuyla gazete manşetlerine taşınan, TBMM'de yasa çıkanlmasını sağlayan hırsızlık, kapkaç gibi suçlar, her geçen gün daha fazla yurttaşı rahatsız ediyor. Tüm işyerleri, alışveriş merkezleri, hastaneler, sanayi tesisleri, hava alan- lan, konutlar, kuyumcular, fuarlar hat- ta okulların güvenliği bile daha çok teh- dit altında. Son olarak lzmir Balçova'da bir okul müdürünün bıçaklanmasının ardmdan, yerel yöneticiler ve kayma- kamlık, ilçedeki tüm okulların güven- liği için bir özel şirketle anlaştı. lzmir Milli Eğitim Müdürü KamilAydoğan, il özel idaresinden sadece 2005 için 500 milyar liralık kaynak aynldığını belir- terek "Bu parayı doğrudan ilçelere göndereceğiz. Oradaki okul yönetici- leri güvenlikleriyleilgili önlemleri ken- dileri alacaklar" diyor. Sonuçta, dev- letin öncelikli görevlennın başında ge- len güvenlik konusunun, giderek özel sektörün eline geçtiği, bu ışin ekono- mik boyutunun milyar dolarlan buldu- ğu gözlenıyor. 108 şirkete izin verildi 5188 sayıh Özel Güvenlik Hizmet- lerine Daır Yasa, 26 Haziran 2004 ta- rıhli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasaya ilişkın yönet- meliğin 7 Ekim 2004 tarihlı Resmı Gazete'de yayımlanmasının ardından, EmniyetGenel Müdürlüğü'ne 28 Şu- bat 2005 tarihine dek 230 özel güven- lik şirketı açma başvurusu yapıldı. Ge- nel müdürlük bunlardan 108' ıne çalış- ma izni verdi. Yönetmelik hükümle- rine göre, silahlı görev yapacak özel şırket elemanlarının 120 saat eğitim al- malan öngörülüyor. Silahsız eleman- lar ıçın ise eğitim süresı 90 saat. 1994 yılında kurulan Güvenlik Sis- temleri ve Gözetim Organizasyon Der- neği (GÜSOD) verilenne göre de, yü- rürlükten kalkan 2495 sayıh yasa uya- nnca kurumlann kendi bünyelerinde kurdukları ve silah taşıma yetkısi olan ekiplerle birlikte, silahsız özel güven- lik personel sayısı 40 bin, silahlı per- sonel ise 140 bini buluyor. GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı ve Avrupa Güvenlik Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi iskenderTar- gaç, sektörün finansal büyüklüğünün 1 milyar Euro'yu bulduğunu belir- tıyor. Targaç, "Ciro açısından değer- lendirildiğinde, geçen yd genel olarak yüzde 15 oranında bir büyüme hedef- leniyordu. Sektörüncidditirmalan açı- sından bu rakanımyakalandığuu, hat- ta aşıldığım söylemem aşın iyimserlik olmaz. Bu yıi ise sektörde ciddi bir bü- yüme bekliyoruz. Bu büyüme 2005'te en az yüzde20 olabiliı. Olaya istihdanı Emniyet güçlerinin yetersiz kalması nedeniyle özel güvenlik şirketlerinin çalışnıa alanı her geçen gün büyüyor. Ozel şirketler ve kişilcrin yanı sıra artık devlet kurumlan bile güvenliklerini 'özel'e teslim ederken Türkiye'nin ithal güvenlik teknolojişine ödediği para da her geçen gün artıyor. kapasitesi açısından baknğımızda da halihazırdaki 150-200 bin çalışana sa- hip sektörde, yüzde 10'luk bir istih- danı arüşı bekliyoruz" diyor. Araçlaruı yüzde 80'i ithal Özel güvenlik pastasının bir boyu- tunu da, bu işte kullanılan cihazlar oluşturuyor. Güvenlik Endüstrisi Sa- nayıcileri ve lşadamlan Derneği (GE- SÎDER) Genel Sekreteri ve Sensorma- tic Güvenlik Sistemlen AŞ Genel Mü- dürü İsmail Uzelli'nin verdiği bilgiye göre, artan hırsızlık, gasp, kapkaç gi- bi olaylar, sektörü de hareketlendir- miş. Uzelli, 2000-2003 yıllan arasın- da durma noktasında olan büyüme po- tansiyelinin, 2004'ün ortalarından iti- baren yeniden hareketlendiğini kayde- diyor. Hırsız ihbar sistemlerinin yüz- de 80'inin ithal edildiğini de vurgula- yan Uzelli, az sayıdaki yerli üreticı sa- yısınm artması için sektörün 7-8 kat daha büyümesi gerektiğini savunuyor. Mersin'depolise 'Bayrak'ödülü Mersin'de düzenlenen Nevruz kutlamaları sonra- sında ba/ı gruplann Türk bayrağını yerde sürük- lemesini cngelleyen polis menıuru Gökhan Kızılte- pe'ye tçişleriBakanlığı'nca takdir belgesive 24 ma- aşikraıniyeödülütorenkverildLKızıltepe,para ödü- lünü ŞehitveGaziAskerAüeleri Derneği'ne bağış- ladı. Törende konuşan İl Emniyet Müdürü Siiley- ınan Eki/er,Nevruz kutlamalannı düzcnleyen DE- HAP tl Örgütü'nün emniyet müdürlüğünün uya- nlannı dikkate almadığını söyledi. MERSİN'DE BAYRAK OLAYI Soruşturma yapan DEHAP'lı da aynı suçtan yargılanmış MERSİN (AA) - Tüjk bayrağma yapılan saygısızhğı araştırmak üzere Mersin'e gelen DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Aleddin Erdoğan'ın, HADEP Mersin II Başkanlığı yaptığı dönemde "Türk bayrağını çiğneyerek çöpe attığı" iddiasıyla Adana DGM'de yargılandığı ve "Şartla Sahverilme Dava ve Cezalann Ertelenmesinc Dair Kanunn dan yararlanarak tahliye edildiği ortaya çıktı. Mersin'deki Nevruz kutlamaları sırasında, bir grubun Türk bayrağını yerlerde sürükleyerek yakma girişiminde bulunmasıyla ilgili olayı incelemek üzere MYK üyesi Hüseyin Yılmaz, PM üyesi Hüseyin Yıldız ile Mersin'e gelen DEHAP Genel Başkan Yardımcısı Aleddin Erdoğan'ın, benzer bir olayla ilgili olarak Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığı ortaya çıktı. HADEP Mersin II Başkanlığı yaptığı 1998 yılında, Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini protesto etmek amacıyla başlatılan açlık grevi sırasında, Türk bayrağını çiğneyerek çöpe attığı iddiasıyla gözaltına ahndığı bildirilen Erdoğan'ın, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce "Türk bayrağma hakaret ve bölücü örgüt elebaşısı lehine propaganda" suçlarından yargılandığı saptandı. Erdoğan'ın, daha sonra 4616 sayıh "Şartla Sahverilme Dava ve Cezalann Ertelenmesine Dair Kaıııın" ile 13 Nisan 1999 yılında tahliye edildiği belirlendi. ! CHP'II Arıtman: ı 'Savunma hakkı îstiyorum' ANKARA(CumhuriyetBürosu) - CHP tzmir Milletvekili Canan Arıtman, yeni Türk Ceza Yasası'nın (TCY) "meşru savunma ve zorun- luluk hali" başlıklı 25. maddesinin değiştirilmesi için yasa önerisı ver- di. Arıtman özel konuta yönelik sal- dınlarda meşru savunma hakkının genişletilmesini isterken "Kanun teklifim bir silahlanma talebi değil- dir" dedi. Antman, yasa önerisin- de TCY'nın 25. maddesinin "Gerek kendisinevegereksebaşkasınaaitbir hakka yönelmiş, gerçekleşen, ger- çekleşmesi veya tekran muhakkak olan haksız bir saldınyı o anda hal ve koşullara göre saldınyla orantılı biçimde defetmek zorunluluğuyla işlenenfiillerdendolayı faile ceza ve- rilmez. Bir kimseninözelkonutuna, konutun eklentilerine bilgisi ve n- zasıolmaksızuı girilmesi durumun- da bu haksız saldınyı defetmek zo- runluluğuyla işlenenfiillerden dola- yı faileceza verilmez" biçiminde de- ğiştirilmesini istedi. Antman, ge- rekçelerıni şöyle özetledi: "Özelkonutunda haksızsaldınya uğrayan kişinin gerek kendisine ve gerekse ailesine ait bir hakka yönel- miş bir saldınya karşı savunma fi- Uinden dolayı ceza almaması, onun kişilik haklamun korunmasıdır." Ağar, Türkiye'nin artık silahla kaybedecek zamanı olmadığını söyledi 'Türk'ü Kürt'ten ldmse ayıramaz' DİYARBAKIR(Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'da partisi- nin ıl olağan kongresine katılan DYP lideri Mehmet Ağar, Mer- sin'deki bayrak yakma girişimi- ni değerlendirirken "Türk'ü Kürt'ten hiç kimse ayıramaz. Bayrak hepiıni/in. KürÛerin dev- leti Türldye Cumhuriyeti'dir. Onlann varhğı cumhuriyetimi- zegüçkanyor" dedi. Ağar, kong- reye katılanlara Kürtçe "Hatire we / Hoşça kahn" diyerek veda ettı. Ağar, partisinin Diyarbakır 8. Olağan Kongresf ne genel baş- kan yardımcıları, SaUm Ensa- rioğlu, Fevzi Işbaşaran, millet- vekili Ferit Bora ile birlikte ka- tıldı. Sanayi ve ticaret odaları ile birçok sivil toplum örgütü- nün temsilcisinin de hazır bulun- duğu kongrede konuşan Ağar, Mersin'deki bayrak yakma giri- şimiyle ilgili şunları söyledi: "Hiç kimseye mukaddesatı- mız ve başka mukaddes değer- lerimiz üzerinde siyaset yaptır- mayız. Hiç kimseninbunu baha- ne ederek ülkeyi bir iç çaüşma- ya götürmeye hakkı yoktur. Ül- ke bütündürve bizimdir. Bayra- ğın üzerindeki kırmızıda en çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanının ceddinin kanıvar. Bay- rak hephnizindir ve Kürtlerin devleti TürkiyeCumhuriyeti'dir. Kimse sembolleri siyasi araç ha- line getirmesin. Belkiileride bay- rağı alıp ileri taşıyacaklar. Ta- hammül etmeliyiz," Kürtlerin varlığının cumhu- riyete güç kattığını kaydeden Ağar, "Türkiye'nin artık silah- la kaybedecek vakti yok" dedi. Ağar konuşmasında AKP hü- kümetinın ıç ve dış ilişkıleri ve ekonomikpolitikalarını da eleş- tirdi. Hükümetin demokratik- leşme adına yeni kanunlar çı- kardığını ancak böylelikle bası- nı susturmayı hedeflediğini vur- gulayan Ağar, "AKP milleti bas- kı polirikalanyla sustunnaya ça- hşıyor. Sevsinler sizin demokra- tikleşmenizi. Öylesahte demok- ratikleşme istemryoruz" diye ko- nuştu. Ktirtçe veda AKP'nin insanların manevi- yatını hortumladığını, millerve- killerinin hükümetin başarısız- lığı nedeniyle halkın içine çıka- • Mehmet Ağar, DYP'nin Diyarbakır 8. Olağan Kongresi'ne genel başkan yardımcıları Salim Ensarioğlu, Fevzi Işbaşa- ran, milletvekili Ferit Bo- ra ile birlikte katıldı. Kongrede yaptığı konuşmada, Mersin'deki bayrak yakma girişimine değinen Ağar, "Bayrağın üzerindeki kırmızıda en çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanının ceddi- nin kanı var. Bayrak hepi- mizindir ve Kürtlerin dev- leti Türkiye Cumhuriye- ti'dir. Kimse sembolleri siyasi araç haline getirme- sin" dedi. (Fotoğraf: MAHMUT ORAL) madığını da ifade ederek "Ce- saretiniz varsa köylere gidin. Ama çay içecek dükkân, ayran içecek ev bulamazlar" şeklinde konuştu. Ağar konuşmasına son verirken salondakilere Kürtçe- nin Kurmanci ve Zazaca lehçe- leri ile "Hatire we/ Hatire sima- yi ser / Allahaısmarladık / Hoş- ça kahn" diye veda etti. Ağar daha sonra Siirt'e gitmek üzere yola çıktı. Güneydoğu'da halk kaygılı Çaüşmaların faturası yine sivillere çıkıyor Başbakan Erdoğan soruları yanıtladı. Bayrak siyasi istismar koıııısıı yapılmamah DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - Güneydoğu'da son dönemde artan çatışmalar yine en çok sivillere zarar ve- riyor. Mardin'de çatışmanın ortasında kalan 10 yaşındaki bir kız çocuğu hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Dicle ilçe- sinde yerde bulduklan patla- yıcıyla oynayan iki çocuk ya- ralandı. Şırnak'ın Beytüşşe- bap ilçesinde ise bir ses bom- basının patlaması sonucu 7 iş- yeri hasar gördü. Mardın'in Derik ilçesıne bağh Çay köyün- de, 25 Mart'ta PKK/KONGRA GEL mılıtanlan ile askerler arasında çıkan çatışmada 10 yaşındaki K.G., kafasına isa- bet eden bir nesne nedeniyle ağır yaralandı. Küçük kızın sağ gözünün parçalanmasına yol açan nesnenin kurşun mu yoksa şarapnel parçası mı ol- duğu belirlenemedı. Diyarba- kn - Dicle Ünıversitesi Tıp Fa- kültesi Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Anabilim Dalı uz- manlarınca amelıyat edilen G'nın beyin sarsıntısı geçirdi- ği ve hayati tehlıkesının de- vam ettiğı belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-AKP iktıdan, Nev- ruz kutlamalannda bayrağın yakılma girişimine karşı yurt- ta oluşan milhyetçi tepkilerin MHP'ye oy kazandırmasın- dan tepki duyuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bay- rağın siyasi istismar aracı ha- line getirilmemesi gerektiği- ni belirterek "Bizim bayra- ğımız, oy avcüığı yapılacak kadar ucuz değildir" dedi. Adalet Bakaru CemilÇiçekde soğukkanlı ve ölçülü tepkıler verilmesı çağrısı yaptı. Başbakan Erdoğan, dün Tu- nus-Fas ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin bayrak yakma girişımi ile ilgili sorularını yanıtladı. Olaya kanşanlann ve azmettırenlerin yakalan- dığını söyleyen Erdoğan, ko- nunun yasal takibıni yaptık- lannı ifade etti. Erdoğan, bay- rağın Türkiye'nin ortak değer- lerinin ve istiklalınin sembo- lü olduğunu vurgulayarak "Ancak bayrak, siyasi istis- mar aracı haline getirilirse bu yanhşür" dedi. SALI ORHAN BURSALI Devletin Zirvesinde Bir İntihalci! Devletin, hükümetin en üst bürokratı, Başbakan- lık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'in uzmanlık ala- nı "işletme veyönetimi".. Çevirdiği kitaplardan ve toplantılara sunduğu bildirilerden biliyoruz ki, di- ğer bir uzmanlık alanı da, ekonominin-toplumun- devletin nasıl Islamlaştırılabileceği, Islam kültürü- nün her açıdan ülkeye nasıl egemen kılınabilece- ği- Akademik birinci uzmanlık alanıyla ilgili yazdığı bırkitap var: İşletme YönetimL Kitabı, halen Sıvas Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan aynı alanın uzmanlarından Yard.Doç.Dr. Yahya Fidan ile bir- likte yazmış görünüyorlar. Prof.Dr. Tamer Koçel, bu kitabı eline alıp ince- lediğinde, içinde sürüyle tanıdık paragraflar, fikir- lerle karşılaşmış. Tamer Bey, "Acaba yanlışlıkla kendi kitabımı mı okuyorum" diye kuşkuya bile düşmüş ve kitabın kapağına ve imzalarına tekrar tekrar bakmış bile olabilir! Ama hayır, imzalar ken- disine ait değil! Ömer Dinçer Beyefendi'nin ve Bay Fidan'ın, bu kitabı yazarlarken kendi kitabından bol bol ak- tarma yaptıklarını anlamış!.. Tabii referans verme- den, kaynak belirtmeden! Devletin en önemli memur mevkiinde oturan şa- hıs, durum ortaya çıkınca, Prof. Koçel'den gerçi özür dilemiş dilemesine ama, olayı ortakyazar Yahya Fi- dan'ın acemiliğine vermişti. Bu açıklaması basın- da çıktığında, acaba ne demek istiyor, diye düşün- müştüm: "Acemice aktarma yaptı, aslında aktar- mayı usturupluca yapabilirdi" mi? Ama, bu demeciyle kitaptaki aşırmacılığın sorum- luluğunu kendi üzerinden Yahya Fidan'ın üzerine atmaya kalkıştığı da kesindir. O durumda bir soru kendiliğinden ortaya çıkıyor: Acaba kitabı okumadı mı? Imzasını, hak etmediği bir iktaba mı koydurdu? • • • Her neyse, şimdi kitabın her iki yazarının üniver- siteleri, Marmara Üniversitesi ve Sıvas Üniver- sitesi, kitabın yazarlarının, ömer Dinçer ve Yahya Fidan'ın intihal yaptıklarını karara bağladılar. Üniversiteleri, her iki dosyayı da YOK'e gönder- diler. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç herhalde bugün ya- rın dosyayı önüne koyacak ve idari olarak ne ya- pabileceğini düşünecektir. Konunun bir yönü, zamanaşımıdır. Kitap 1966'da piyasaya çıkartılmış.. Dolayısıyla yasal bakımdan belki bir yaptırım, ceza uygula- mak mümkün olmayabilir.. Bunu en iyi hukukçular bilir tabii. Ama, suç bakımından zamanaşımı, katilin nasıl katilliğini ortadan kaldırmazsa, intihal durumunu da ortadan kaldırmıyor. Ortada saptanmış, akade- mik olarak karara bağlanmış bir aşırma durumu var- dır. Ve bunun ahlaki sorumluluğunu, hiçbir zamana- şımı silemez. Ayrıca, "zamanaşımı" olduğunu ileri sürmeyi yo- rumlayan hukukçularımız "Bu aşırmanın da do- laylı ikrarı anlamına gelir" görüşündeler.. • • • Üniversitelerin iki akademisyen hakkında verdi- ği intihal kararının iki yönü var. Birincisi, üniversitelerimizde intihal vakaları için bir emsal oluşturması ve intihallerin önlenmesinde caydırıcı çok önemli bir adımın atılmış olmasıdır.. İki üniversitemizi de bu cesur kararlarından dolayı kutlamakgerekir.. Ikincisi ise Akademik olarak hakkında intihal yapmıştır kararı verilen Prof. Dr. Ömer Dinçer'in Başbakanlık müsteşarlığında oturmakta olma- sıdır. Bu olacak şey değildir. Hiçbir ülkede (tabii de- mokratik ülkede!) bu durumda birgörevli, devletin o makamında oturamaz.. Iddia ortaya atıldığı an- dan itibaren koltuğunu boşaltır ve yasal sürecin bitmesini bekler. Ama burası Türkiye, ömer Dinçer de Türkiye'nin bir insanı.. Istifa etmeyi aklının köşesinden bile ge- çirmemiş olduğu gibi (orada oturduğuna göre!), in- tihali kesinleştiği halde bile koltuğunu boşaltmayı düşünmemektedir. Ne kadar ayıp.. Ne kadar etik olmayan bir durum.. Ne kadar iç bunaltıcı, iç karartıcı, ülke vatanda- şı olarak en azından beni utandırıcı bir durum.. Lütfen o koltuğu boşaltır mısın, Bay İntihal! obursalira cumhuriyet.com.tr. ^NALAR AĞLAMASIN' Canlı kalkanlar Cudiyolunda DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Operasyonlann sona er- dirilmesı için Şırnak kır- salındaki Cudi Dağı'na gitmek üzere Diyarba- kır'dan yola çıkan Can- lı Kalkan lnisiyatıfi üye- si 23 kişilik grup, kent çı- kışında askerlerce durdu- ruldu. PKK/KONGRA GEL'e yönelik askeri operasyonlann sürdüğü bölgelerde canlı kalkan olmak için Adana, Ga- ziantep ve Hatay'dan yo- la çıkan 23 kişilik Can- lı Kalkan lnisıyatifi, ön- ceki gece Diyarbakır'da konakladı. Grup, Cu- di'ye gıtmeden önce dün sabah Koşuyolu Par- kı'nda bir basın açıkla- ması yaptı. Grup adına konuşan MehmetAslan, "Arukne Kürt, ne Türk analannın ağlamasınıis- tiyoruz" dedi. Açıkla- manın ardından grup üyeleri, kendilerini uğur- lamaya gelenlere karan- fil vererek yola çıktı. Ancak grubu taşıyan minibüsler, Diyarbakır çıkışında askerlerce dur- durularak kimlik kont- rolü yapıldı. Grubu izle- yen Dicle Haber Ajansı kameramanı MehmetŞi- rin Hatman, askerlik problemi olduğu gerek- çesiyle Çınar Askerlik Şubesi'ne götürüldü. Araçtakiler ise bir saat kadar süren aramanın ar- dından yola çıktı. Araç- lar 40 kilometre kadar ilerledikten sonrabu kez bir başka askeri kontrol noktasında kimlik kont- rolünden geçirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle