Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2005 ÇARŞAMBA HABERLER İktidar yeni TCY'de 'basına' kulağını kapatıyor, diğer kesimlerin isteklerini dikkate alıyor... AKP' sansür'deısrarlıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni Türk Ceza Yasası (TCY) yürür- lüğe girmeden değiştirme arayışlan başladı, ancakbasının istekleri doğrul- tusunda bir adım atılmadı. AKP Kon- ya Milletvekili Kerim Özkul'un IC Y'nin bazı maddelerinın değiştiril- mesine ilişkin yasa önerisini dün gö- rüşen TBMM Adalet Komisyonu, öne- riyi alt komisyona sevk etti. Özkul'un önerisininkomisyonda gö- rüşülmesi sırasında, TCY'de değişik- lik yapılması yönünde başka öneriler iebulunduğuanımsatıldı. CHP'li üye- lerden Feridun Baloğlu, "Başka deği- >iklik önerilerinin de geleceği anlaşılı- yor. Toplayıp aynı gün görüşelinı" de- di. CHP'li Feridun Ayvazoğlu "TCY tamanıcn değişti. Bu nedenle uyguia- • Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in "Tartışmak için artık çok geç" dediği yeni TCY yürürlüğe girmeden değiştiriliyor. AKP Konya Milletvekili Kerim Özkul'un bazı maddelcrin değiştirilmesine ilişkin önerisi alt komisyona gönderildi. Yasa yürürlüğe girene kadar pek çok maddedc değişiklik istemlerinin gündeme gcleceği belirtilirken basma sansür içeren düzenlemelerde herhangi bir iyileştirme çabası yok. mada sorunlar olabilir. Basuun da şi- laşançocuklaroldu.Herhaberdendo- rak düzenlenmesi konusunda Yargı- kâyederivar.Hükümetindeistekleriola- layıbasınmensuplarıcezaevinekonma- tay'ın ısrarlı olduğunu aktaran Köylü, cak gibi görünüyor. Esaslı bir çaüşma sın ama bir ölçü de konnıalı. Basın so- "Sırf bu değişiklik nedeniyle hiiknıe rumluluğunu bilmcli. Basm kendisini yargı organı yerine koymamak. Olava bir ölçü konması gerekiyor." yapılsın" dedi. CHP'li üyelerden Mu- harrenı Kılıç ıse "TCYüzerindekispe- külasyonların doğru olmadığuu" vur- gulayarak şu görüşlerı dile getirdi: "345 maddelikbir yasaıun uygulan- masında aksaklıklar olabilir. Basınla ilgilisuçlar konusunda yakuımalar var. Ancak basın da üzcrine düşen görevi tam yapmıyor. İzmir çocukevi olayın- da yaşaııdıgı gibi. Orada intihara kal- 'Teknik hataiar var' AKP'lı komisyon üyelerinden Hak- kı Köylü getirilen önerinin maddele- rinin çoğunun teknik hatah düzenleme- lerle ilgili olduğunu söyledi. tndırim oranının beşte bir yerine altıda bir ola- bağlanmış birçok dava dosyasınm ye- niden ele alınıp incelenmesini gerekti- recek bir süreç başlayacağı söyleniyor" dedi. "tmar kirliliginc neden olma" başlıklı maddedeki değişiklik önerisi konusunda da bilgi veren Köylü, "Ozel- likle lstanbul'dan çok başvuru oldu. Yapıkullanma izni aünmamış binalar- da faaliyet gösteren binlerce küçük es- nann Ldnlerinin iptali gündenıde. Ya- sa geriye doğru uygulanımş. Bu mağ- duriyetlerigidermekzorundayız" açık- lamasmı yaptı. Görüşmelerden sonra öneri alt komisyona sevk edildi. Öneride, TCY'nin 90. maddesinin üçüncü fıkrasındaki "çocuklar üzerin- de hiçbir surette bilimsel deney yapıla- nıayacağT hükmünün de değiştırilme- sı ıstendi. Önende, çocuklar üzerınde bilimsel deneyin ceza sorumluluğunu gerektırmemesi için "yapılandeneyler sonucunda ulaşılan bilimsel verilerin, vanlmak istenen hedefe ulaşnıak açı- sından bunlann çocuklar üzerindeya- pdmasınıgereklikılnıası" ve "rıza açık- İama yeteneğine sahip çocuğun kendi nzasının yanı sıra ana ve babasuunya- zılı muvafakatinin de aunmasr koşul- lannın yerine getirilmesi ıstenıyor. f ENÎ TCY TARTIŞMASI /İKP dışında savunan yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni Türk Ceza Yasası'nı hükümet dışında hiç kimse benimsemiyor. Hükümetin 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecek TCY ve CMYK'ye yönelik eleştirileri ve "geri çekilsin" çağrılarını kulak ardı etmesi rahatsızlığı arttırdı. TBB Başkanı Özok, Türkiye'nin yasalarla oluşturulmuş sıkıntılı bir sürece girdiğini vurgulayarak "Kimse bunun farkında değiL Bunu yapanlar da farkında değil" dedi. Çağdaş bir ceza yasasına kavuşulmasını istediklerini anlatan Özok, "59. hükümet döneminde 300 yasa çıkanlmış. Genel kurulda çalışnıa saatine bölünürse 2 saat 15 dakika zaman düşüyor bir yasaya. Ceza Yasası, Usul Yasası ve İnfaz Yasası'nı herhalde 2 saatte tarnşamazsınız. Bu telaş niye? 1 Nisan'da yürürlüğe girecek yasa çekiştirilmeye başlandı bile. Bu düzenlemeler tartişılmadı ve tophıma mal edilmedi. Türk toplumu, 1 Nisan'da şaka değil gerçekle karşılaşacak" diye konuştu. '1 Nisan'da yeni sürprizler olabilir' Ankara Barosu Başkanı Coşar da düzenlemelerin aceleye getirildiğini ve dilinde bile sorunlar olduğunu vurgulayarak "Sadece Alman ceza yasasmdan hareketle düzenleme yapılması yanlış. Gerekçe ile madde hükümleri bile hıtmuyor" dedi. Ceza yasası konusundaki etkin kışilerden yararlanılmadığını anlatan Coşar, "Onlar da bu çahşmaya dahil edilip deneyimlerinden yararianılabilirdi. Ama siyasi iktidar kendisine yakın kişilere düzenlemeyi hazırlattı. Bu yanlış bir tutum. Düzenlemeler 1 Nisan'da yürürlüğe girdiğinde bir dolu sürprizle karşılaşmamız mümkün" diye konuştu. iemır Özok Ingiltere'de bulunan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, "Türkler" sergisini gezdi. (AA) Abdullah Gül'den Istanbul'daki 'polis dayağına'yorum: Tiirkiye'ııiıı iıııajı bozuldu LONDRA (ANKA) - Dışişle- ri Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı Abdullah Gül, Istanbul'da- ki gösteride polisin aşın güç kul- lanmasının Türkiye'nin ulusla- rarası imajını olumsuz etkıledi- ğini kabul etti. Gül, Financial Times'la yap- tığı mülakatta Türk hükümeti- nin "reform yorgunu" olduğu iddialarmı reddederek AB ile üyelık müzakerelerine ilişkin hazırlıklann yolunda gittiğinı söyledi. AKP'nin ıçindeki mu- hafazakâr ve reformcu kanatlar arasındakı görüş aynlıklannm re- formu yavaşlattığı savını da red- deden Gül, "Güçlüyüz ve kesin olarak devam edeccğiz. Biz sü- recin sahibiz. Bundan çok gu- rur duyuyoruz" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Gül, Istan- bul'daki gösteri sırasında polisin aşın güç kullanmasının Türki- ye'nin uluslararası imajını olum- suz etkilediğini kabul etti. So- rumluluklarına aykın davranan polislerin, tespiti halinde ceza- landınlacağını ifade eden Gül, "Bu şeyi gizleyemeyiz. Oldu... Ancakönenılioİan soruşnıruhna- sıve hatavarsaceza verilmesidir" dedi. Soruşturmanın devam et- tiğıni ve sonuçlannın birkaç gün içinde açıklanacağını söyleyen Gül, polisin işinin ceza vermek değıl, şiddeti durdurmak oldu- ğunu da belirtti. Abdullah Gül, Türkiye'nin Ankara Anlaşması'nı AB'nin yeni üyelerine genişleten proto- külü ımzalamaya hazır olduğu- nu belırtırken Türkiye ile Rum kesimi arasındakı ticarette ge- lişmeler olduğunu söyledi. Türk ekonomisine ilişkin sorulan da yanıtlayan Gül, IMF'nin yeni stand-by anlaşmasını nisan ayı- nın bırinci haftasında veya da- ha erken onaylamasını bekle- diklerini söyledi. DAYAKÇI3 POLİS AÇICAALINDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birlıği'nin (AB) büyük tepkisine neden olan, Beyazıt Meydam'nda 6 Mart'ta gösten yapan kadm- lara karşı aşın ve orantısız güç kullanan 3 polis açığa alındı. lstanbul'daki göstenlere mü- dahale sırasında aşın güç kul- lanılması, kamuoyu ve AB'nin tepkisine neden olmuştu. Ola- yı soruşturmak için 2 polıs başmüfettişi ve 2 mülkiye mü- fettişi görevlendırilmişti. Olay- la ilgili görüntüleri inceleyen müfettişler 100'den fazla po- lisin ifadesine başvurmuşlar- dı. Mülkiye müfettişleri yap- tıklan ilk ınceleme sonrasın- da gösteriye yetki sınırlannı aşarak müdahale eden 3 po- lisi belirleyerek haklannda so- ruşturmaaçtı. Müfettişler, so- ruşturmanın selameti açısın- dan bu 3 polisin açığa alınma- sına da karar verdiler. Müfettişlerin olayla ilgili incelemelerinin halen sürdü- rüldüğü belırtıliyor. — 16 MART KATÜAMI'NIN YILDÖNÜMÜ Failler 27 yıldır yargılanmıyor tstanbul Haber Servisi - tstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesı önünde 16 Mart 1978'de gerçekleştırilen fa- şist saldırıda katledilen 7 öğrenci, bugün Beyazıt Mey- dam'nda anılacak. Insan Haklan Derneği (İHD) lstan- bul Şubesi yöneticileri, 16 Mart katliamının faillerinin hâlâ bulunamadığına dikkat çekerek "Herkesi faili meç- hul cinayetler karşısında sisteme tavır almaya davet edi- yoruz" dediler. Tarihe "16 Mart katliann" olarak geçen bombalı saldında Cemil Sönmez, Murat Kurt, Hanıit Akü, Baki Ekiz, A. Turan Ören, Hatice Özen ve Abdul- lah Şimşek, 27 yıl önce bugün yaşamlannı yitirdi, bir- çok öğrenci yaralandı. Katliamla ilgili 1978'de Sıkıyö- netim Mahkemesi'nde açılan davanın sonunda Ülkü Ocakla- n Derneği üyesi Sıddık Polat mahkûm edildi, ancak Polat daha sonra beraat etti. 1992'de yapılan "iadei muhakeme" ta- lebi sonrasında 1995 yılında dava, lstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden gö- rülmeye başlandı. Dönemin Ülkü Ocaklan Başkanı Lok- nıan Kondakçı ile lçişleri Ba- kanı Hasan Fehmi Güneş'in * arasında katliamı aydınlatacak niteliktekı gömşmenın tutanaklannın MİT tarafından mahkemeye sunulması istendi. MlT, mahkemenin bu isteğine olumsuz yanıt verdi. lstanbul Barosu bünye- sinde kurulan Susurluk Komisyonu'na gelen konuyla ilgili belgeleri sunan avukat Cem Alptekin'e MİT'in gizli belgelerini ifşa ettiği gerekçesiyle dava açıldı, Alptekin bu davadan beraat etti. Tanıksız, sanıksız, avukatsız olarak dosya üzerinden görülen duruşmalarla dava zamanaşımına doğru gidiyor. İHD lstanbul Şube- si'nden yapılan yazılı açıklamada, katillerin 27 yıldır yargılanmadığına dikkat çekilerek "Türkiye'nin arük geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğuıe inanıyoruz" denildi. ÇETİNKAYA'NIN GÜLEN DİZİSİ ombalı saldırıda yaşamını yitiren 7 öğrenci bugün Beyazıt Meydam'nda anılacak. Kaüiamın 'tanıksız', 'sanıksız' davası ise zamanaşımına doğru gidiyor. Tedbire itiraz davası başladı tstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazan Hikmet Çetinkaya'nın hazırladığı "Fethullah Gülen'in 40 Yülık Yol Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor" baş- lıklı yazı dızısine konan tedbir kararına itiraz davası görülmeye başlandı. Üsküdar 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndekı duruşmaya gazetemiz avukatla- rından Akın Atalay ve Fethullah Gülen'in avukatı Orhan Erdemli katıldı. Duruşmada söz alan Akın Atalay, dosyaya konulan Fethullah Gülen'in Üskü- dar'da oturduğuna ilişkin ikametgâh belgesinin ger- çeği yansıtmadığını, Gülen'in yaklaşık 6 yıldır ABD'de yerleşik olduğunu ve basında yer alan be- yanlanna göre de yakın bir zaman- da Türkiye'ye dönüş yapmayacağı- nı ifade ederek davanın yetkısiz bir mahkemede görüldüğünü belirtti. Daha önceden dosyaya yazılı ola- rak sunduklan itiraz dilekçesini tekrar ettiklerinı belirten Atalay, "Davada verilecek karar yalnızca Cumhuriyet gazetesini ve Fethullah Gülen'i değil, tünı basm yayın or- ganlarım, Türkiye'deki ifade özgür- lüğünü, basm özgürlüğunü ve hal- kın bilgi edinme hakkını doğrudan ilgilendiriyor. Bu nedenle verilecek karar geciktirilmemelidir" diye konuştu. Gülen'in avukatı Erdemli de, yetki itirazını kabul etmedikle- rini ifade etti. Mahkemeye sunulan belgelerin tetki- kine ve Çetinkaya'nın röportaj yaptığı Nurettin Ve- ren'e gönderilen duruşmaya çağn davetiyesinin dö- nüşünün beklenmesine karar veren mahkeme yargı- cı Cahit Mergen, duruşmayı iki gün sonraya ertele- di. Bir sonrakı celse yarın saat 11.30'da görülecek. Tedbire itiraz davasını gazetemiz yazarlanndan Or- han Birgit, eski TGC ve TGS başkanlarından yazar Nail Güreli, Basın Konseyi Genel Sekreteri GÖkalp Yazır ile CHP Osküdar ilçe yöneticileri de izledi. ÖZEL KUVVETLERDE YOLSUZLUK Bu kez sanık Özmen şikâyetçi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Oğulbey Askeri Tesis ihalesinde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle tu- tuklu bulunan müteahhit Ali Osnıan Özmen' in avu- katı, Genelkurmay Askeri Mahkemesı'ni Başba- kanlık lnsan Haklan Başkanlığı'na şikâyet etti. Oğulbey Askeri Tesis ihalesinde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Ali Osman Özmen, 11 ay- dır tutuklu bulunuyor. Sıncan F Tipi Cezaevi'nde kalan Özmen, kalp, tansiyon ve şeker rahatsızlığı nedeniyle uzun süredir cezaevinde tedavi görüyor. Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Özmen hakkında bazı suçlardan görevsizlik kararı vermişti. Bunun üzerine, bu suçlara ilişkin dosya Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Genelkurmay Askeri Mahke- mesi, Özmen'in görev alanı- na giren suçlarıyla ilgili ola- rak, daha önce tahliye kararı vermişti. Özmen'in, tahliye edilmesi için gözler, Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrildi. Ancak, Özmen, durumunun ağırlaşması üzerine, Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yar- gılamayı bekleyemedi. Öz- men'in avukatı Mustafa Bir, Başbakanhk lnsan Haklan Başkanlığı'na başvurdu. Bir, müvekkilinin sağlık durumunun kötü olduğunu belirterek tahliye- sinin gerçekleşmesi gerektiğini kaydettı. Bir, başvu- rusunda, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ni de şi- kâyet etti. Başvuru dilekçesinde, Özmen'in sanık haklannı kullanmasına izin verilmediği belirtildi. Başbakanhk tnsan Haklan Başkanhğı, konuyu in- celeyerek Milli Savunma Bakanlığı'na başvurdu. Milli Savunma Bakanlığı'ndan gelen yanıtta ise,"Avukat Bir, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ni bize de şikâyet etti. llgüeniyoruz" denildi. A skeri tesis JTM. ihalesinde yolsuzlukyaptığı için tutukluyargılanan Ali Osman Özmen, Askeri Mahkeme 'yi Başbakanhk lnsan Haklan Başkanlığı'na şikâyet etti. AVRUPA'DAN GURAY OZ Avrupa'dan Gelen Demokrasi Tersini söylemek ne mümkün; kuşku duymanı- za bile izin yoktur: Avrupa Birliği Türkiye'de demokrasi kurmakta- dır. AB zoruyla çıkartılan yasalarla, yönetmelikler- le, kararname ve kararlarla demokrasimiz her gün birazdahagelişmekte, genişlemektedir. Polis sal- dırınca, Krechmer kaşını kaldırmakta, biber gazı tabancalan ortadan yok olmaktadır! Hâlâ içimizi ke- miren kuşkulardan kurtulamıyorsak, bu da bizim kabahatimizdir herhalde. Yine de, "BakABD Irak'a gönderdi, kendisinde azıcık kaldı, acaba AB de 'demokrasi'yi bize ihraç edince, kendisinde aza- lıyor mu ne" diye bir soru dönüp duruyor beyni- mizin içinde. Yok daha neler! • • • İlk kuşku tohumlarının tarihi eskidir. Hani şu "on- lar ortak, biz pazar" zamanları. Ama, AB Anaya- sası yayımlanınca korkularımız belgelendi. öyle bir anayasa ki AB'nin resmi sosyo-ekonomik sis- temini "serbest piyasa" olarak maddeleştirdi ve maddileştirdi. Bilmem kaç yüz sayfalık anayasa- da, insan hakları da bu sistemin harikulade değer- leri içine bir güzel hapsedilmişti. Türkiye'de "insan haklan"r\\n, insanların hakla- rından bağımsızlaşmış olması gibi birdurum, ora- da da söz konusuydu açıkçası. Demokrasi vardı da biraz tuhaftı. Sonradan kararlarla, kararnamelerle, yönetme- liklerlegenişletecekler, anayasadırbu, herşey ya- zılmaz, ilkeler yazılır, gerisi arkadan gelir, diye bir umut içinde beklerken... Geldi! ••• AB Komisyonu'nun masasında şu günlerde bir tasarı duruyor. Tasarıyı başta Ingiltere.Tsveç, Fran- sa ve elbette Almanya yoğun bir şekilde tartışıyor- lar. Baharın son günlerinde olgunlaşır, yürürlüğe gi- rer, ulusal devletler de gereğini yapar diye bekle- niyor. Tasarı, kıta çapında ulusal, uluslararası tüm haberleşmenin dinlenmesini öngörüyor. Tüm te- lefon konuşmaları, internetsiteleri, tüm elektronik posta haberleşmeleri, herkesi kapsayacak bir bi- çimde kaydedilecek ve üç yıl boyunca da sakla- nacak. Ne demokrasi ama! Amerikan ıstihbaratının hizmetlisi, kimilerinin "büyük yazar" saydığı George Orvvell'in uzak gö- rüşlü, ama anlayışı kıt bir "müellif" olduğu böyle- ce belli oldu. O, komünistlere yakıştırmıştı "büyük birader"\\ğ\, kapitalist devletin marifeti olacakmış meğer. ••• Benim asıl merakım, Avrupa'da demokrasinin, Türkiye'ye ihraç edildikçe azalıp azalmadığıdır. Yalnız izleme, gözleme değil, çalışanların hakları- na her gün artarak bindirilen yeni yükler, sıfırlanan haklar, sendikalarla birlikte planlanan kapı önüne koyma operasyonları, tekellerin artan kârlarının önüne çıkabilecek engelleri temizleme manevra- ları, hepsi de günbegün Avrupa demokrasisini ke- mirip duruyor. Sağlam gerekçe "potansiyel terör", Avrupa'yı de- mokrasiden usulca azat ediyor, onlar da elde ka- lanın bir kısmını bize gönderiyor herhalde. Gönderiyor da, AB'nin bize gönderdiği demok- rasi, sahte, makine yağı karıştırılmış mal olmasın sakın. * * • Bir başka merakım da, Avrupa'nın Türkiye'ye de- mokrasi getireceğine yürekten inanan aydınlarımı- zın, yüz yılı aşkın bir zamandır insanların, çalışan- ların hakkı hukuku için uğraşanların çabalarını ne- den hiç ciddiye almadıklarıdır. Bütün çabalann bo- şa gittiğine mi inanıyor arkadaşlar. Bugün elimiz- de bir şeyler varsa eğer, bunca yılın çabasının he- nüz garantiye alınamamış sonuçları değil mi? Hepsini AB'den mi aldınız kardeşler? Değerli arkadaşlar, geçmişin şanlı mücahitleri... Tamam, şu yeryüzünde her olanak bizim için değerlidir, her fırsat halkımızın, ülkemizin gelece- ği için kullanılmalıdır, siyaset böyle birşeydir, ama bir düşünün... "Hafıza-i beşernisyan ile malul" de- ğilse eğer, ki aydın olan unutmaz, unutsa da arşi- ve bakar, bir düşünün... Batı'dan mal gelir, silah gelir, moda gelir, ölüm gelir, ama siz çaba göstermedikçe, hedefi gözet- medikçe, demokrasi niyetine AB'yi, ABD'yi sevip yurdu boşverdikçe, inan olsun "demokrasi" gel- mez. Şu Irak'a gelen "demokrasi'"yi görmüyor musu- nuz arkadaşlar? e-posta: guray.oz(« cumhuriyet.com.tr Türkbank davası Yargıtayda Garipoğlu için bozma istemi ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılı- ğı, Türkbank ihalesi da- vasında Korkmaz Yiğit, ErolEvcil,MustafaKefe- li ve Mehmet Kocabaş'a verilen mahkûmiyet ka- rarlarının onanması yö- nünde görüş bildirdi. Baş- savcılık, Hayyam Gari- poğlu hakkındaki karan- n ise bozulmasmı istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı, Türkbank ihalesi davasında lstan- bul 7. Ağır Ceza Mahke- mesi'nce verilen mahkû- miyet kararlarına ilişkin tebliğnamesini tamamla- dı. Sanıklar Yiğit, Eşre- foğlu (Evcil), Kefeli ve Kocabaş'ın avukatlannın mahkûmiyete yeterli ve elverişli delil bulunma- dığına ilişkin temyiz iti- razlannın reddi ile hük- mün onanması istenen tebliğnamede, sanık Ga- ripoğlu hakkındaki mah- kûmiyet karannın ise bo- zulması gerektiği belir- tildi. Tebliğnamede şöyle denildi: "Garipoğlu'nun Türkbankihalesine kaü- larakteklitinin düşükgö- rülmesi üzerine ihale dı- şında kalmasında silahh çete reisinintelefon tehdi- di sonucu olması karşı- sında, ihaleye fesat kanş- ürmairadesinden sözedi- lemeyeceği,dolayısryla su- çun unsurlannınoluşma- dıgı,aynca,sanığın çete- ye yardım ettiğine ilişkin ise inandıncı hiçbir delil bulunmadığı halde bu suçlardan mahkûmiyet kararı verilmesi yasaya aykın bulunduğundan hükmün bu sebeple bo- zuhnası talep edih'r."