09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA l CUMHURİYET 16 MART 2005 ÇARŞAMBA 14 JvLJ-LiJ- U i l . kultur(o cumhuriyet.com.tr Haldun Taner'in 90. yaşmda öğrencileri tiyatro tarihimizden bir kesit sergiledi UstalardanmuhteşemgeceZEYNEPORAL Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyat- rosu'ndaydık. Önceki akşamdı. Büyülü bir geceydi. Sahnede... "Kirvepastutmaz" diye bildiğim sahnede, gözleri gü- len, yüreği gülen, gönlü muziplik- lerle çarpan Haldun Taner, kosko- ca fotoğrafından salondaki biz ölümlü seyircilere gülümsüyordu. "Aydın", "Uygar", "Çağdaş", "Kültür Birikimi", "Evrensel ama tepeden ürnağa Istanbullu", "Be- yefendi", "Çelcbi", gibi sözcükle- rin, kavramların simgesi haline gelmiş kişiliğiyle, o kişiliğiyle bü- tünlenmiş yapıtlarıyla sahneden bize göz kırpıyordu. Haldun Taner'in 90. yaşmı kut- luyorduk. Ama aynı zamanda Türk tiyatro tarihinin bir kesitine, son 40 yılın soluk kesici anlarına ta- nıklık ediyorduk. Sahnelerimizde asla bir arada görmediğimiz, gö- remeyeceğimiz usta sanatçılar, Haldun Taner'in o muzip bakışla- rı önünde aynı sahneyi, aynı tut- kuyu bizimle paylaşıyordu. Öykü ustası, tiyatro yazan, kuramcısı, uy- gulayıcısı ve öğretmeni Haldun Taner onları bir araya getirmişti. Olağanüstü buluşma Işte Selim Atakan yönetiminde- ki orkestrayla, edebiyatımızı, tiyat- romuzu, doruklara taşıyan bir ya- şam ve yaratıcılık serüveni başlı- yor... Yalçın Türa, Selmi Andak, Arif Erkiıı'in oyun müzikleri yol boyunca bu serüvende bize eşlik edecek... Cüneyt Türel, Haldun Taner'in bilgeliğini ve celebiliği- ni giyinnıiş, ustanın yaşamından satır başlarıyla sunuculuğu değil, anlatıcılığı üstlendi bile... GencoErkal, "Konçinalar" öy- küsünü okumuyor, oynuyor. Yü- züyle oynuyor, sesiyle oynuyor. Bu adam gerçek bir "büyücü". Kupalar, sinekler, maçakızları, jo- kerler, papazlar, krallar kraliçe- ler... tnsanlığın bin bir halini gö- zümüzün önüne seriyor... Sahnedeki dev ekrana Keşan, daha doğrusu şehre tepeden ba- kan Sineklidağ ve tüm sakinleri gelipyerleşti. GülrizSururi,"Ke- şanlı Ali"nin ilk Züha'sı , her za- manki tiyatro disiplini ve saygı- sıyla, önceden hazırladığı en iç- ten satırlarla sesleniyor Haldun Ta- ner'e ve sonra yıllara meydan oku- yarak (ne meydan okuması, hük- mederek!) 40 yıl önceki şarkısını, o ünlü "Şamama" şarkısını 40 yıl önceki siluetiyle ve duyarlığıyla, ironiyle söylüyor. Sahnede bir Zilha daha: Eşsiz sanatçı Zeliha Berksoy. Üzerinde- ki siyah görkemli giysi, annesinin, "Keşanlı Ali"nin unurulmaz Şerif Abla'sı SemihaBerksoy'un... Sah- nede o tek başına ama ben üçünü birden görüyorum, çünkü bir avu- cunda Haldun Taner'in elini, öte- ki avucunda annesinin elini sımsı- kı tutmuş öyle konuşuyor bizim- le. (Göz yaşlarımı tutmalıyım, göz yaşlarımı tutmalıyım...) Yumruk olmuş avuçları açıldığında, Nev- varenin "Tango"suyla, şarkısıyla sahneyi ve yüreğimizi dolduruyor. "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yapanm'Ma, zıt tiplemeler Vicda- ni ve Efruz'un yaşamına gıren ka- dınlarda, tepeden tırnağa oyuncu- luk yeteneği kuşanmış Hikmet Körmükçü bir ateş parçası, bir vol- kandı. Görülecekşeydi! Karşısın- da Vicdani'yi oynayan Naşit Öz- can da öyle. Onun "Plakolmayın... plak olnıayın... Gözlerimizi açalım, gerekeni yapalım... Plak olmayın" sözlerini, oyunun finalini çılgınca alkışlarken, sadece oyuncuları ya da 40 yıl önce yazılmış oyunu, müthiş bir eleştiriyi değil, bugün- "nceki akşam Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda Haldun Taner'in 90. yaşını kutladık. Ama aynı zamanda Türk tiyatro tarihinin bir kesitine, son 40 yılm soluk kesici anlarma tanıklık ettik. Sahnelerimizde asla bir arada görmediğimiz, göremeyeceğimiz usta sanatçılar, Haldun Taner'in o muzip bakışları önünde aynı sahneyi, aynı tutkuyu bizimle paylaştılar. Öykü ustası, tiyatro yazarı, kuramcısı, uygulayıcısı ve öğretmeni Haldun Taner onları bir araya getirmişti. Bu olağanüstü geceyi düzenleyen ve katkıda bulunanlara, katılan tüm sanatçılara teşekkür ediyorum. 1yi ki varsınız. lyi ki değer ölçülerimizde, değer yargılarımızda hâlâ bizi insan yapan öğelere ve tutunacak dallara sahip çıkıyorsunuz! lere yöneltilmiş direnişi de alkış- lıyorduk. Ayıptır beyler! Ve işte tiyatro tarihimizin en he- yacan verici çıkışlanndan biri: De- vekuşu Kabare Tiyatrosu. Ahnıet Gülhan, BHge Şen ve Cihat Tanıer sahnedeler. Haldun Taner'in öne- risiyle, onun önderliğınde, onun yol göstericiliğinde kurulan ilk ka- bare tiyatromuzun, ilk adımlarıııı ve sonrasını anlatıyor Ahmet Gül- han. O günleri bilmez miyinı! An- bean o coşkuyu hep birlikte yaşa- madık mı! BUge Şen ve Cihat Ta- mer, ilk oyunlardan "Vatan Kur- taran Şaban"dan bölümler sunu- Fotoğraf sanatçısı Uygur'un sergisi Sabancı Kültür Sitesi Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde 'Inançlarıyla Yaşayan Anadolu9 ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği'nin eski başkanlarından S. Haluk Uygıır'un, "lnançlanyla Yaşayan Anadolu" adlı fotoğraf sergisi dün Sabancı Kültür Sitesi Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açıldı. Daha önceki fotoğraf çalışmaları ve sergileriyle Uluslararası Fotoğraf Federasyonu tarafından "Exelance of FIAP" unvanı verilen Uygur'un sergisi son 5 yıllık çahşmalanndan oluşuyor. ll yöneticileri, kamu kurum ve kuruluş yetkilileri, sanat çevrelerinden tanınmış kişilerle çok sayıda sanatsever ve davetlinin katıldığı açıhş töreninde fotoğrafları beğeniyle izlenen Uygur, "Sergimde, geniş bir inanç yelpazesine sahip ülkemizde, büyük çoğunluğunu Müslümanlann oluştıırduğu çeşitli dinlere ve inançlara ait ibadet ritüellerini konu alan fotoğraflar yer alıyor. Sergi aracıyla tarihsel süreç içerisinde Anadolu'nun barındırdığı farklılıklann, Türkiye Cumhuriyeti'nin yarartığı demokratik ortam içinde birlikte oluşunu, 'inançlar' özelinde anlatmaya çalışıyorum" dedi. Uygur'un sergisi 21 Mart tarihine dek izlenebilecek. yor. 40 yıl öncesinden değil, san- ki günümüzden seslenişler! Ama işte yalnız benim değil, o salonda olan herkesin yüreğine ge- lip çöken koca bir "An!"... Hepi- mizde koca bir "Ayıptır Beyler!" isyanı... Devekuşu Kabare Tiyat- rosu dendi mi, Ahmet Giilhan'la birlikte akla gelen ötekı iki isim Ze- ki Alasya ve Metin Akpınar nere- de? Önceden kabul ettikleri, katı- lınz dedikleri, programa adları ya- zıldığı, ilan edildiği halde nerede- ler? İnsan ölüm döşeğinde olsa kalkar gelir. Film setindeyse ça- lışnıasını keser gelir! Belki de ola- yı yeterince medyatik bulmadılar! Haklısınız, medyatik değil, insanı insan yapan değerlerle donatılmış büyülü bir geceydi. Ayıptır beyler! Hadı sizi siz yapan ustaya sevgi- niz yok, saygınız da mı yok! Ya se- yirciye saygı? O da mı yok! İyi ki varsınız Sahnede Eerhan Şensay...Onu uzun yıllardan beri ilk kez tüm rollerin- den arınmış, böylesi sahici, böylesi içteıı, böylesi çıplak ve savunmasız görüyorum. Oynamıyor. (Sözcüğün tüm anlamlarını içeren biçimde söy- lüyorum: Oynamıyor.) Konuşuyor, anlatıyor... Heyecandan hem kendi, hem sesı titrcyerek anlatıyor... Afa- can bir lıse öğrencisinı tiyatroya yö- neltecek olan, tüm biryaşamı dönüş- türecek olan Haldun Taner'i anlatı- yor. "Ustanı"... "Babam". . Bu göz- yaşlan... Onunkiler, bizımkıler... Ha- yır artık Uıtmuyoruz gözyaşlannı... "Ortaoyuncular''ın kuruluşunda da vardı Haldun Taner'in yol gösteri- cıliği... Topluluğun temel direkle- rinden Rasim Öztekin sahnede. Or- taoyuncular'la Haldun Taner sevgi- si ve saygısı katlanarak sarıyor sa- lonu... Haldun Taner'in "SersemKocanın Kurnaz Kansr oyununda Tomas Fa- sulyeciyan'ın ağzından ölümsüzleş- tirdiği "Aktör nedir ki?" diye baş- layan o ünlü tıradını, tiyatro mesle- ğinin tüm birikimini omuzlamış Sa- vaş Dinçel'den dinlemek müthiş bir tattı... Ve onun "Perde" sözcüğüy- le kapanan perdenin ardından, bu olağanüstü geceyi düzenleyen Vec- di Sayar'a, sahne tasarımını gerçek- leştiren Metin Deniz'e, tüm katkıda bulunanlara ve yukarıda adı geçen tüm sanatçılara teşekkür ediyorum. 1yı ki varsınız. lyi ki değer ölçüleri- mizde, değer yargılanmızda hâlâ bi- zi insan yapan öğelere ve tutunacak dallara sahip çıkıyorsunuz! Teşekkürüme bir öfke de kanşmı- yor değil. Herkese açık olan, ücret- siz olan ve eşine bir daha rastlanma- yacak, tiyatro tutkusu, tiyatro büyü- süyle yüklü bu müthiş gecenin du- yurusuna Cumhuriyet dışında hiçbir gazeteninyervermemesine öfkem! Bir de nasıl böyle yoz bir toplum olduk diye sorarlar utanmadan! Teşekkürler Haldun Taner. lyi ki varsınız. Daha nice yıllara! AKBANK İndirimli Önsatış Başlıyor! Öncelikli indirimli önsatış dönemi, bugün Beyoğlu SESAM Binası'nda ve Biletix'te başlıyor: 16-17 Mart Istanbul Kültür Sanat Dostları / 18-19-20 Mart indirimli önsatış. FESTİVAL PROCRAMI • Uluslararası Yarışma • Calalar • özel Cösterıler. Akbank Oda Orkestrası Eşliğinde "General" ve Sarband Topluluğu Eşliğinde "Şeyhın Oğlu" • Jane Campion-Harvey Keıtel Özel • Bir Ustanın Seçtıklerı: Ettore Scola • Unutulmaz Yönetmenler Pıetro Cermi • Ustalara Saygı. Neıl Jordan - Roman Polanski • Alaın Robbe-Grıllet - Yavuz Turgul • Sinernanın Çıigın Yaratıcıları. john Waters • Geleceğin Karanhk Yüzu • Gençler... Gençler.. • Dünya Festıvallerınden • Geleceğin Ustaları • Mayınlı Bolge . Sinemada insan Hakları • Çağırnızırı Tanıkları. Canlandırma Sınema'sı- Çek Cumhurıyetı . Kore Smeması • Turk Sineması 2004-2005 FESTIVAL SINEMALARI: Beyoğlu; Emek, Atlas, Sınepop, Beyoğlu ve Kadıköy; Rexx Festıval kıtapçığı, gösterirn çızelgesı ve önsatış formları, Festival sinemalari, AKM gişelerı ve İKSV'de. 3£RNANSBANK TURKCELL 5 sinema...i6 gUn... 62 Ulkeden 154 ydnetmen... 166 filtn... 360 seans... 2-17 Nisan 24. Uluslararası Istanbul Film Festîvali'nde. biletfr www.iksv.org mml kouUımı V BUYİJKŞEHIH 1 \\I LtAKARAVİAKENDİ OYUNUNU YÖNETTİ VE OYNADI "Hapish ane "de yaşamanın gizi NENA ÇALİDİS Türk Eğitim Vakfı İnanç 1 ürkeş Özel Lisesi'nin (TEVt- TÖL) davetlisi olarak Istan- bul'a gelen Uluslararası Ti- yatro Enstitüsü, Dünya Tiyat- ro Yazarlar Birliği Başkanı Yu- nan sanatçı Dr. Lia Karavia dün Schneidertemple Sanat Merkezi'nde tek kışilik oyu- nunu 'Hapishane'yi (Prison) sahneledi. Karavia, yazıp yö- nettiğı ve oynadığı oyunda cun- ta döneminde geçirdıği üç yıl- lık mahpusluk serüvenini an- latıyor. Nina karakteriyle ya- şadıklarını anlatan sanatçı bir mahkûmun gözünden dünya- ya yeni bir kapı aralıyor. Oyun öncesi yapılan basın toplantı- sında konuşan Türk Eğitim Vakfı Ge- nel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal TEV'in çalışmalarından söz etti. TE- VlTÖL'ün sanat danışmanı Emre Er- dem TEVlTÖL'ün davetlisi olarak ka- tılan Lia Karavia'nın çalışmalarına değindi. Basın toplantısında annesinin tzmir'de doğduğunu belirten Karavia, yaptığı çalışmalardan ve TC Dışişle- ri Bakanlığı'nın desteğiyle yayımlanan, YazarlarBirliği Başkanı Yıınan sanatçıDr.Lia Karavia. Yunanıstan ve Batı Trakya'daki okul- larda Türk ve Yunan öğrencilere oku- tulan "Köprü Olan Deniz' adlı kitabı hakkında bilgi verdi. TEVİTÖL Okul Müdürü AzmiÖz- kardeşokulun 1993 yıhndaGebze'de eğitime başladığını ve bağışlarla ya- şadığını anlattı. Oyun bugün saat 20.00'de ıkinci kez Schneidertemple Sanat Merkezi'nde sahnelenecek. DEFNE GOLGESf TURGAY FİŞEKÇİ Şiir Eylemcisi Şiir alanında da festivaller, birbirini uzaktan ta- nıyan ya da hiç tanımayan insanları bir araya getıri- yor. Bu buluşmalardan kimi zaman heyecan verici etkileşimler doğuyor. Geçen yaz katıldığım Fransa'daki Akdeniz'in Ses- leri adlı şiir festivali de benim icin böylesi mutlu rast- lantılardan birine yol açtı. On günlükfestivalin son günü tanıştığım Jean-Luc Pouliquen, şiir üstüne görüşleriyle bir anda çok ta- nıdık biri oluverdi. Şiirin geçmişi ve bugünü üstüne konuşurken, onun Fransız şiiri üstüne söyledikleriyle benim Türk şiiri üs- tüne düşündüklerimin çakışıverdığini gördük. Bu or- taklık, gönderilen metinlerle sürdü. 1954 doğumlu olan Jean- Luc Pouliquen, şiiryaz- masının yanında, şiir üstüne düşünen, toplumun şi- ir hayatı üzerinde etkili olmak için çalışan bir kişi. Bu- nun için bir yandan günümüz Fransız şiiri üstüne eleştiriler yazarken, öte yandan da günümüz şairle- riyle yaptığı söyleşilerde güncel şiir sorunlarını tar- tışmakta, bunları kitaplaştırarak okurlara sunmakta. Ülkesinin güneyinde birüniversiteye bağlı olarak, şi- ir üstüne bütün yazılı belgelerin bulunduğu bir de şi- ir arşivi oluşturmuş. Şairin bir başka etkinlik alanı ise on yıldan fazla bir süredir okullarda düzenlediği şiir yazım çalıştayları. Adam Sanat dergisinin bu ayki sayısında, şairin, bu çalışmalarını ayrıntılanyla anlattığı uzun bir söy- leşisinin çevirisi yayımlandı. Şair, bir okula geldiğinde burada bir haftayla bir yıl arasında süren düzenli ve yoğun bir şiir programı uyguluyor. Bu program boyunca önce şiirin ne ol- duğunu, nasıl yazılabileceğini anlatıyor, sonra da ço- cuklara ıçlerindeki şiiri dışa çıkarabilecekleri yön- temleri öğreterek şiir yazmalarını sağlıyor. Şiir yazmanın öğretilemeyeceği yaygın kanısın- dan farklı bir yaklaşımla her çocuğa özgü olan ritim, ses ve müziği açığa çıkararak kendini yazdıran bir şiire ulaşıyor. Şairin bu çalışmalarının kaynağında ise ülkesinin şiir alanında yirminci yüzyılda yaşadığı büyük eylem var. özellikle Ikinci Dünya Savaşı yıllarında Fran- sa'da şiir, işgal altındaki ülkenin temel mücadele araçlarından biri olmuştu. Yazılı ve sözlü basında önemli yer tutuyordu. Her şair, bulunduğu yeri şiirle aydınlatıyordu. Sonraki yıllarda da özellikle de 68 Mayısı'nda şiir, toplumsal başkaldırıya katılmış, değişen toplumun sesini yansıtabilmeyi başarmıştı. Hatta bu yıllarda ku- rulan şiir atölyelerinde yapılan çalışmalarda şairlerin de öteki meslekler gibi kent yaşamında yerlerinin ol- duğu görülmüştü. Poesie 1 adlı şiir dergisi 36 bin sa- tışa ulaşmıştı. 1981 'de Rimbaud'nun 'yaşamı değiştirmek' bel- gisiyle yönetime gelen sol hükümetle birlikte şiirin top- lumla buluşması için yeni adımlar atıldı. 1983'te ilk ulusal şiir günü ilan edildi. 'Şairlerin llkbaharı' adlı bu gün, şiir etkinlikleri için önemli bir ivme olmayı bu- gün de sürdürüyor. "Şiir, görünür olandan görünmez olana, açık se- çik olandan kavranması güç olana doğru götürür bi- zi. Zamanı ortadan kaldırır, gerçeğe düşü ve kurgu- sal olanı katar. Şiir kendi başına bir kıta olan her in- sanın gizine açılır. Şiir, bize sunulan, insanlığın ev- rensel verimli toprağı için bir pasaporttur." Jean-Luc Pouliquen'in şiirleri yanında, etkilendi- ği şairler, Fransız şiirinin son yirmi yılı, şiir-felsefe iliş- kisi, yaşadığı yöreler vb. alanlarda çok sayıda kitabı var. Bunlardan hiç değilse bir bölümünün dilimize çev- rilmesinin kültür hayatımız için esin verici açılımlar sağ- layacağını düşünüyorum. [email protected] CRR Dans liyatrosu Saray-Bosna'da • Kültür Servisi - Sanat yönetmenliğini Geyvan McMillen'in yaptığı Istanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Dans Tiyatrosu Topluluğu bu yıl 21'ncisi düzenlenen Uluslararası Saray- Bosna Kış Festivali'ne katılıyor. Koreografisini Uğur Seyrek'in yaptığı 'K.inılikler' ve Geyvan McMillen'in sanat yönetmenliğini yaptığı 'Benim Akdenizim' adlı yapıtlar bugün Saray- Bosna Ulusal Tiyatrosu'nda, yann da Mostar kentinde sahnelenecek. Yeni tasarılan her yıl nisan ayında düzenlenen Uluslararası CRR Dans Festivali'nde sergilenecek olan topluluk, mayıs ayında da Venedik'te Plastik Sanatlar Bienali'nin dans bölümüne 'Benim Akdenizim' adlı yapıtı sahnelemek üzere davet edildi. Geyvan McMillen, ünlü koreograf VVilliam Forsythe'ın da katılımcılar arasında olduğu bir sempozyuma da konuşmacı olarak katılacak. K Ü L T Ü R * Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle