Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15MART2005SALI
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
İstanbul PB 12 Sinop PB 14 Adana B 19
Edirne PB 14 Samsun Y 15
Kocaeli PB 10 Trabzon Y 14
Çanakkale
Izmir
PB 12 Giresun Y 14
PB 18 Ankara S 12
Manisa PB 16 Eskişehir S 13
Aydın PB 17 Konya S 14
Denizli PB 15 Sıvas S 10
Zonguldak PB 13 Antalya B 18 Kars
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
S
S
20
14
17
13
13
8
7
S 0
Yurdun kuzey kesım-
lerı parçalı çok bulutlu,
Orta ve Doğu Karadne-
ız kıyıları hafıf yağmurlu.
dığer yerter parçalı ve az
bulutlu geçecek Yurdun
ıç ve doğu kesımlerınde
sabah saatlernıde sıs
gorulecek Havasıcaklı-
ğı yurdun ıç ve guney
kesımlerınde bıraz arta-
cak, dığer yerlerde
onemlı bır değışıklık ol-
mayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
PB
PB
PB
PB
PB
B
B
2
-8
-2
12
11
14
15
11
Beriin B 9 Moskova K 0
Budapeşte B 9 Aşkabat Y 13
Madrıd B 21 Astana B 13
Viyana
Belgrad
B 8 Taşkent Y 18
Sofya
Roma
B 11 Bakû
B 12 Bışkek
B 23
Y 13
B 15 Tiflıs K -2
Atina B 16 Kahıre A 23
Münih B 9 Zürih Y 12 Şam PB 19
s Açık Parçalı bulutlu Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yağmurlu Karlı Gok gurültulu
GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Protokol metninde Türkiye'nin, (RTE'nin son ko-
nuşmalarında, yazılı metinde yer almasında ısrar
ettiğimizi söylediği) Güney Kıbrıs'ı (Kıbrıs Cumhu-
riyeti'ni) tanımadığımızı gösterecek bir ifadeye y-
er verilmiyor.
Buna karşın (sadece bizi bağlayacak nitelikte)
AB'nin sözlü, Türkiye'nin yazılı bir deklarasyonla pro-
tokolün Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına gelmeyece-
ğini açıklamasında görüş birliğine varıldığı söyleniyor.
• ••
Böyle bir uzlaşma, arıcak kamuoyumuzu uyut-
ma anlamına gelebiiir. Zira, Türkiye'nin yayımla-
yacağı deklarasyonla AB'nin sözlü açıklamasının
uluslararası hukuk açısından geçerli olmayacağı,
Güney Kıbrıs'ı da içine alan protokolü imzalama-
mızın "tanıma anlamına" geleceği öne sürülüyor.
Protokol AB'ye yeni üyelere, tabii Güney Kıb-
rıs|a kimi haklar veriyor.
Üstelik bu haklar 1963'te imzalanan Ankara An-
laşması'nın tantdığı haklar. Anlaşmanın 9. madde-
si Almanya'ya, Fransa'ya, Ingiltere'ye tanınan
hakları eşit ölçüde Güney Kıbrıs'a da tanıyor. -Ge-
milerine ve uçaklarına kapalı tuttuğumuz- liman-
larımızı, hava alanlarımızı Güney Kıbrıs'a da aç-
mak zorunda kalabiliriz.
Bu konularda anlaşmazlık çıkarsa Ankara An-
laşması'nın 25 maddesi devreye giriyor. Anlaş-
mazlık önce Türkiye-AB Ortakhk Konseyi'ne gi-
diyor; orada da uzlaşma sağlanmazsa örneğin
Güney Kıbrıs'a Lahey Adalet Divanı'na başvurma
olanağı sağlıyor.
AB'nin Ankara Anlaşması'nı bir an önce bir pro-
tokolle genişletmekteki ısrarının nedeni böylece
anlaşılır duruma geliyor: Sonuçta Kıbrıs, bir aday
ülkeyle birliğe tam üye bir devlet arasındaki so-
run, AB sorunu oluyor.
* • •
Hükümet CHP'nin uyarılarına kulaklarını tıkadı.
17 Aralık zirvesinde Ankara Anlaşması'nı geniş-
leten protokolü imzalayacağını içeren bir taah-
hütname verdi ve:
Bu, Kıbrıs sorununu daha yeni olanaklarla bir
kez daha satışa getirmesi beklenen gelişmelerin
başlangıcı oldu.
AB, "taahhüt ettiğimiz" gibi protokolü en kısa
zamanda imzalamamızı istemeye, Kıbrıs sorunuy-
la doğrudan ilgileneceğini söylemeye başladı.
Bu gidişle Kıbrıs'ın elden çıkacağını içi yanarak
söyleyen değerli birdiplomatımız; yanlış politika-
larla varılan sonucu, protokolün imzalanmasıyla
ortaya çıkacak durumu irdelerken "Batmakta olan
geminin pervanesi göründü" dedi. Ne demekti
geminin pervanesinin görünmesi, açıkladı:
"Geminin burnu suya batınca.. geminin perva-
nesi görünür" dedi.
Herhalde diplomatımız izlenen yanlış politika-
larla batmakta olan Kıbrıs sorununun geleceği
göründü demek istiyor.
AL GÖZÜM SEYREYLE IŞILÖZGENTÜRK
Başbakan neden bu
kadar çokgetiyor?
• Baştarafı Arka Sayfada
lşin bir de kişisel yanı var. Ne demek bu, efendim
herkes bilir ki, isterseniz üç günlük yola gidin, seya-
hat öncesi ve sonrası birkaç gün, işin gücün pek önem-
senmediği, gidiş ve dönüş telaşının yaşandığı günler-
dir. Çünkü seyahat, doğası gereği gündelik hayattan
ciddi bir kopmadır. Buna işlerden, sorunlardan uzak-
laşma da diyebiliriz. Bu durum işadamı için de başba-
kan için de öğretmen Hatice Hanım için de geçerlidir.
Seyahat özgürlük demektir. Farklı boyutlar demektir.
Ve her zaman davulun sesi uzaktan pek hoş gelir. Her
şeyi günlük güneşlik görürsünüz. Ne yurttaşın sağlık
çilesi ne ülkeyi bir örümcek ağı gibi sarmış sahtecilik
ne de dev boyutlara ulaşan beyaz ve mavi yakalılann
işsizliği sizi pek ilgilendirir. Ve her seferinde törenle
karşılanmak ve uğurlanmak insanın özgüvenini taze-
ler. Bu durumda partinizden kopmalan asalakların git-
mesi olarak görürsünüz; polis şiddetini, "Her yerde
oluyor canım" diye küçümsersiniz.
Dıyebilirsiniz ki, Başbakanımız çok sosyal bir ın-
san, dostluklar kuruyor ve bunların ülkeye çok fayda-
sı var. Ben de diyorum ki, şu faydaları birileri tek tek
açıklasa da biz de öğrensek. Ve Tuncer' in yazısının so-
nunda sorduğu soruyu bu kez birTürk yurttaşı olarak
ben soruyomm: "Sayın Başbakan, Afrika'ya gidi-
şinizin nedeni nedir? Başka bir deyişle, Afrika ge-
zisi sonucunda Türkiye'nin, Kara Afrika'sı (Güney
Afrika) dahil üişkilerinde hangi soıınıt geiişnıeler
kaydedilmiş, ilişkilerimiz hangi alanda gelişnıiştir?
Her şeyin ötesinde bu seyahatler bizim paramızla
yapılıyor. Bir döküm görsek."
isilozgenturk@supronline.com
'Terör tehlikesi büyüyor'
OrgeneralBüyükanıt, Türkiye'deki teröristlerin sayısının 1999'daki rakama ulaştığını
vurgularken 'Ancak biz o dönemdeki mücadelegücünün çokgerisindeyiz*dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kara Kuvvetleri Komu-
tanı Orgeneral Yaşar Büyüka-
nıt, terör örgütünün Türkiye
içindeki silahlı gücünün 1999 yı-
lındaki rakamlara ulaştığını be-
lirterek "Terör tehlikesi büyü-
yor. Bugün 1999'dan daha cid-
di bir zorluk içindeyiz. Zira te-
rörle mücadele unsurlarının
çoğu artık elimizde yok" dedi.
Orgeneral Yaşar Büyükanıt,
Atatürk'ün Kara Harp Oku-
lu'na girişinin 106. yılı nedeniy-
le önceki akşam Büyük Tiyat-
ro'da düzenlenen tören sonrasın-
daki kokteylde gazetecilerin so-
rularını yanıtladı. Büyükanıt,
"Geçen günlerde terörist sa-
yısındaki artışa dikkat çekti-
niz. Bu artışın eylemlere de
yansıma olasılığı nedir" soru-
suna şu karşıhğı verdi: "Orta-
da çok ciddi bir durum var. Te-
rör örgütünün silahlı unsur-
larının sayısı, örgütün başı
Öcalan'ın yakalandığı 1999
yılındaki sayıya ulaştı. Bu ra-
kam birkaç aydır böyle. Ben
bu tehlikeye dikkat çekmekis-
tedim. Bunun yanında terörle
mücadelede elinıizdeki çeşitli
güç unsurları 1999'dan geri-
de. Zira, terörün düşük seviye-
ye indirgenmesi sonrasında
olağanüstü hal uygulamasının
kalknıasından kimi yasaların
değişmesine kadar bir dizi ye-
ni durum ortaya çıktı. Yani te-
rör örgütü üyelerinin sayısı
1999'daki rakama ulaşırken
biz 1999'daki mücadele gücü-
nün gerisindeyiz. Bu çok teh-
likeli bir durum."
'Hükümet bilgi istemedi'
Orgeneral Yaşar Büyükanıt,
"Siz bu yöndeki ilk açıklama-
yı yaptığınızda hükümetle bir
diyalog oldu mu" sorusuna da
"Hayır. Bu konuda benden
bilgi isteyen ya da yapılması
gerekenleri konuşan olmadı"
karşılığını vermekle yetindi.
'Irak politikamız yok'
Terörist unsurların Irak'tan
geldiği anımsatılınca Büyükanıt,
şunları söyledi: "Orası tabii da-
ha başka bir konu. Şimdi Irak
yeniden yapılanıyor. Bizim söz
hakkımız var mı? Yok. Bir I-
rak politikamız var mı? Yok."
Kara Kuvvetleri Komutanı,
uyansının 21 Mart Nevruz önce-
sine denk gelmesinin özel bir an-
lamı olup olmadığı sorusuna da
"Hayır. Durum kapıda. Açık-
ça ortada. Ben dikkat çekmek
istedinı" karşılığını verdi.
Terörle mücadelenin çok cid-
di bir süreç olduğunu anımsatan
Kara Kuvvetleri Komutanı Or-
general Büyükanıt, Türk halkı-
nın terör günlerini çabuk unuttu-
ğunu da vurguladı.
ATATÜRKİÇÎN TÖREN
Çiçek:Davetiye
gelseydi giderdim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kara Harp
Okullan'ndaki törene hükümetten kimse-
nin katılmamasını "Diğerlerini bilemem.
Bana davetiye gelmedi. Gelseydi gider-
dim" diye yanıtladı.
Çiçek, Bakanlar Kurulu'nun ardından
bazı soruları yanıtladı. Uzan ailesinin ia-
desine ilişkin olarak "Uzanlar'a henüz
uzanamadık" ifadelerini kullandı. Çiçek,
Uzanlar'ın, ismini vermediği üç ülkeden
iadesinı talep ettiklerini belirterek orada
olmadıklanna dair bilgi geldiğini anlattı.
Uzan ailesinin iadesi konusunda Türki-
ye'nin taleplerinin bu üç ülkede olduğu-
nu kaydeden Çiçek, "Daha sonra filan-
ca yerdeymiş denildi. Biz de oraya aynı
süratle birçok kez konuyu ilettik, dip-
lomatik kanaldan ilettik, hukuki kanal-
dan ilettik. Maalesef bu uluslararası hu-
kuk, iç hukuk kadar süratli işlemiyor"
dedi. Çiçek, Kara Harp Okullan'ndaki tö-
rene hükümetten kimsenin katılmaması
yönündeki soruya karşılık olarak "Diğer-
lerini bilemem. Bana davetiye gelmedi.
Gelseydi giderdim" karşılığını verdi.
İngiltere: Desteğimiz sürecek
İngilterc'de bulunan Dışişleri Bakanı Ab-
dullah Gül, 45 dakika görüştüğü İngiltere
Dışişleri Bakanı Jack Straw'dan Türkiye'ye
destek sözü aldı. Görüşmede Kıbrıs'tan Or-
tadoğu'ya, Irak'tan Türkiye'nin AB üyeli-
ğine kadar birçok konu ele alındı. Düzenle-
nen basın toplantısısında konuşan Stravv,
Türkiye'ninAB üyelik müzakerelerine baş-
lamasına ilişkin kararı "tarihi bir karar"
olarak nitelendirerek İngiltere'nin Türki-
ye'nin üyeliğine desteğinin süreceğini söy-
ledi. Gül de Gümrük Birliği'nin genişletil-
mesine ilişkin ek protokolün imzalanma-
sıııda sorun bulunmadığını kaydetti. Ya-
bancı yatırımcılara konuşma yapan GU1,
Türkiye'ye yatırım yapanların kazanacağı
mesajını verdi. AKP'nin Islami kökenden
gclip gelmediğinin sorulması üzerine Gül,
AKP'nin tslami değil muhafazakâr bir par-
ti olduğunu belirrti. (Fotoğraf: AA)
Çiçek: TCY özü itibanyla doğru bir yasa. Basına karşı tavır içinde değiliz
Hükümet, 1 Nfcan'da kararlıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP, basın özgürlüğune
darbe olarak yorumlanan yeni
Türk Ceza Yasası'nı (TCY) erte-
lememekte kararh görünüyor.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek,
TCY'nin özü itibanyla doğru bir
yasa olduğunu savunarak, 1 Ni-
san'da yürürlüğe gireceğini söy-
ledi. Çiçek, yasaya ilişkin eleşti-
rilerin zamanlamasına da tepki
göstererek "Kim ne diyorsa,za-
manında desin" diye konuştu.
Basına karşı tavır içinde olma-
dıklannı ve "Basın olmadan
demokrasi olnıaz" bilıncinde
olduklannı kaydeden Çiçek, an-
cak hakaret suçunun basın yo-
luyla işlenmesi halinde daha ağır
ceza alacağını söyledi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu top-
lantısının ardından gazetecilerin
sorularını yanıtladı. Basın öz-
gürlüğünü kısıtladığı ve pek çok
eksiklikleri olduğu gerekçesiyle
TCY'nin yürürlüğe girmesinin
ertelenmesi yönündeki taleplere
karşı çıkan Çiçek, yasanın 1 Ni-
san'da yürürlüğe gireceğini kay-
detti. Çiçek, TCY gibi temel ya-
salarda "herkesin memnun edi-
lemeyeceğini" sayunurken, 17
Aralık sürecine işaret etti. T-
CY, Ceza Muhakemeleri Yasası
(CMY), Ceza Infaz Yasası, İsti-
naf Mahkemeleri Yasası, Adlı
Kolluk Yasası ve DerneklerYasa-
sı'nınAB'nin zorunlu kıldığı ya-
sal düzenlemeler olduğuna işaret
eden Çiçek, "Bu yasalar çık-
masaydı, müzakerelerin veril-
diği 3 Ekim 2004 tarihi yoktu"
dedi. Hükümet olarak tüm gö-
rüşlere itibar ettiklerini savunan
Çiçek, tasan kabul edilene kadar
sadece Yargıtay ve kadın dernek-
lerinin konuyla ilgilendiklerini
söyledi.
'Zamanında konuşsuniar'
TCY'nin eksiklikleri olabile-
ceğini söyleyen Çiçek, "İnsanın
yaptığı her eserde eksiklikler
olur.Ama yasaya ilişkin tenkit-
ler, mart ayında başladı" diye
konuştu. Eksikliklerin Yargıtay
içtihatlarıyla veya yeni yasalar-
la giderileceğini söyleyen Çiçek,
yasaların yürürlük tarihinin de
uygulamada doğabilecek sıkıntı-
lar nedenıyle görüş alınarak 6 ay
öne çekildiğini söyledi. Yasayla
basının hedef alınmadığını savu-
nan Çiçek, şöyle konuştu:"Hü-
kümet, basın mensuplarıyla il-
gili bir tavır içinde değil. Basın
olmadan demokrasinin olma-
yacağının bilinci içindeyiz. Bu-
nun öneminin de farkındayız.
Ama tartışırız da..."
TÇY ve CMY'ye göre 8 yö-
netmelik çıkması gerektiğini, bir
kısım hususlann yönetmelikler-
le düzenlendiğini söyleyen Çi-
çek, bu düzenlemeleri görmeden
yapılacak değerlendirmelerin
eksik olacağını kaydetti. Çiçek,
emniyet güçlerinin sıkıntılarının
giderilmesi için ne gibi değişik-
liklerin yapılacağına ilişkin so-
ruya karşılık olarak, "adli faali-
yetler ile önleyici kolluk hiz-
metlerinin birbirine karıştırü-
maması" uyarısını yaptı. Çiçek,
önleyici kolluk hizmetlerine iliş-
kin hususlann kurumlann teşki-
lat yasalanyla giderilebileceğini
anlattı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Heyet, yabancılara mülk satışının yürürlükteki ya-
sada olduğu gibi adeta sınırsızca yapılmasının ülke
yararına olmadığı görüşünde birleşti.
AKP'nin buna ilk tepkisi şu oldu:
Yasaklarla bir yere varılmaz, yasayı yeniden çıka-
racağız!
Iş medyanın haber verme özgürlüğune gelince bin-
birtürlüyasak, AKP'nin icraatına gelince sınırsız-so-
rumsuz özgürlük!
Hükümetin Temmuz 2003'te çıkardığı yasayla ya-
bancılara 30 hektara kadar arazi satılabiliyor. Daha
fazla almak isteyene yasak yok. Onlar da Bakanlar
Kurulu'ndan izin çıkardı mı sorun çözülüyor.
• • •
Kimileri, "Canım bizimkiler de Florida'dan, Lond-
ra 'dan ev almıyor mu? Bunda endişe edecek ne var?
Bu kuruntuları, kalıplaşmış laflan bırakalım" diyor.
Kazın ayağı öyle değil.
AKP, yabancılara mülk satışını serbest bırakan ya-
sayı "AB'ye uyum paketi" çevçevesinde çıkardı. Ya-
ni bizim AB'ye girmemiz için önce AB'nin bize gir-
mesi gerekiyordu. Türkiye'den istediği kadar toprak,
bina alabilmesi gerekiyordu!
AB bunu genişleme sürecindeki her ülkeden iste-
di. Malta kesinlikle karşı çıktı. Dedi ki:
"Hayırarkadaş, benim bütün toprağım 316 kilomet-
rekare. Eğer AB yurttaşlarının buradan mülk alması-
na izin verirsem, Malta'nın beline balta vurmuş olu-
rum."
Uzun müzakerelerden sonra Malta'nın bu istemi
kabul edildi.
Ve Türkiye'de yabancılara satılan toprak miktarı
Malta'nın yüzölçümünden biraz fazla; 388 kilomet-
rekare. Bu rakam tapusu verilmiş alanlara karşılık ge-
liyor. Bir de zilyet yoluyla, yani kullanım hakkının dev-
ri yöntemiyle satış var. Bunun miktarı bilinmiyor. Ka-
dastro geçmediği için resmi tapu devri yapılmıyor. Bu
yöntemle toprak alan yabancılar yarın hükümetin ka-
pısına dayanacak:
"Eyy hukuk fakiri Türkiye. Bizim topraklarımızın ta-
pusunu ver. Yoksa seni Brüksel'e şikâyet ederiz."
Toprak satışına yine keskin pazarlıklar sonucu sı-
nırlama getiren bir başka ülke Polonya. Bu ülke de
AB'ye dedi ki:
"Arkadaş, ben yabancılara toprak satışına izin ver-
diğim gün Almanya ülkeme dalar. Ne kadar verimli
arazi varsa kapatır."
Sonunda Polonya'da AB yurttaşlarının tarım ara-
zisi almasına sınırlama getirildi.
•••
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla birlikte yaban-
cılara mülk satışının yoğun biçimde tartışılacağı bir
döneme girdik. Mahkeme kesin bir yasaklamadan
çok, ciddi bir sınırlamanın getirilmesini öneriyor. Bu
konuda yasal düzenleme yapması için hükümete 3
aylık süre tanıyor.
AKP'lileri bir kez daha düşünmeye çağırıyoruz...
Yabancılar toprağı ceplerine koyup götürecek de-
ğiller ya. Hem miktar olarak endişe edecek bir du-
rum yok, deniyor.
Peki yabancılara satış endişe edecek boyutlara u-
laştığı gün, hangi önlemi alabileceğiz?
Bakalım AKP'lilerde "vatan mevhumu" ne kadar
kaldı! Arkadaşlar tabuları yıkalım derken, tapular el-
den gidiyor!
ankcumdf cumhuriyet.com.tr
TGC görüşlerini Çiçek'e iletti
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC), 1 Nisan tarihinde yürürlüğe
girecekTürk Ceza Yasası'na ilişkin görüşleri-
ni bir kez daha Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e
iletti. TGC'den yapılan yazılı açıklamada, "10
Mart'taTGC Başkanı Orhan Erinç, Çiçek'le
yaptığı telefon konuşmasında varılan görüş
birliği sonrasında, TGC'nin söz konusu gö-
rüşleriniAnkara temsilciliği aracılığıyla Çi-
çek'e iletmiştir" denildi. TGC, "Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Fiiller"le ilgili değişikliköne-
rilerini de Adalet Bakanı Çiçek'e sundu.
2004'te 56 gazeteci öldürüldü
VVASHINGTON (AA) - Gazetecileri Koruma
Komitesi (CPJ), 2004 yılında 56 gazetecinin
görevi başında öldürüldüğünü ve bu rakamla
geçen yılın, son on yılın en kanlısı olduğunu
açıkladı. CPJ'nin "2004'te basına saldırılar"
raporunda, 56 gazeteciden 36'sının doğrudan
cinayete kurban gittiği, 2004 yıhndan önce ga-
zeteciler açısından en kanlı yılın 66 gazeteci-
nin öldürüldüğü 1994 yılı olduğu belirtüdi. Ga-
zeteciler için geçen yıl dünyanın en tehlikeli ye-
rinin Irak olduğu belirtilen raporda, Irak'ta öl-
dürülen 23 gazetecinin çoğunun Iraklı olduğu,
9'unun cinayete kurban gittiği açıklandı.
Bingöl yine sallandı
I Baştarafı 1. Sayfada
Depremin ardından Erzurum-Kar-
lıova yolunda meydana gelen heye-
lan bazı köylere ulaşılmasını güçleş-
tirdi. Bazı köylere Mehmetçik, yar-
dımı yürüyerek ulaştırdı. Yardım u-
laşmayan köylerde evleri hasar gören
depremzedeler geceyi eksi 10 dere-
ce karşın dışanda geçirdiler. Gece
boyunca yaktıklan ateşin başında so-
ğuktan korunmaya çalışan deprem-
zedeler, yakacak gereksinimlerini de
yıkılan evlerin enkazından sağladılar.
Sabah olduğunda da bazı aileler köy-
lerini terk etmeye başladı.
Başbakanlık Türkiye Acil Durum
Yönetimi Genel Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamada, önceki deprem-
deki yardımlara ek olarak bölgeye 9
araç, 47 personel ile 100 adet çadır,
100 adet katalitik soba ve 300 adet
battaniye daha gönderildiği belirtil-
di. Türkiye Acil Durum Yönetimi
Genel Müdürlüğü de depremler son-
rasında Bingöl'de 17 binanın hafif,
1225 binanın orta, 65 binanın a|
hasar gördüğünü bildirdi. Çat'-;
ta hafif-orta hasarlı bina-ahır ,
sayısınm 75, ağır hasarh-yı-
kık bina yasının 28 olduğu be-
N
lirlendi. Depremlerde, Bingöl'de
x
494'ü küçükbaş, 3'ü büyükbaş, Çat'-
ta da 4 büyük-kiiçükbaş hayvanın te-
lef olduğu bildirildi.
CHP heyeti bölgeye gidiyor
CHP'li Yılmaz Kaya, Kemal Kı-
hçdaroğlu, Mehmet Kartal ve Na-
dir Saraç'tan oluşan heyet bugün
Bingöl'de incelemelerde bulunacak.
Artçılar bekleniyor
İstanbul Haber Servisi - Boğazi-
çi Üniversitesi Kandillı Rasathanesi
ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Bin-
göl'ün Karlıova ilçesindeki deprem-
lerin ardından birkaç gün içerisinde
yoğun artçı depremlerin beklen-
diğini ve hasarlı yapılara giril-
memesi gerektiğini belirtti.
Enstitünün Ulusal Deprem
tzleme Merkezi'nden yapılan
açıklamada, 5.9 büyüklüğündeki
depremin dış merkezinin, Türki-
ye'nin en aktif bölgelerinden Kuzey
Anadolu ile Doğu Anadolu fay zonu-
nun kesim noktasında yer alan Kar-
lıova olduğu kaydedildi. Bölgede çok
sayıda diri kırık bulunduğu anımsa-
tılan açıklamada, son iki depremin
Kuzey Anadolu fay zonu içerisinde
değerlendirilmesi gerektiği, 12
Mart'taki depremin bu zonun ana fay
sistemi içindeki bir kırıkta oluştuğu
bildirildi. Kandilli Rasathanesi ve
Ulusal Deprem tzleme Müdürü Dr.
Doğan Kalafat da gazetemize yap-
tığı değerlendirmede, 12 Mart'tan
sonra artçıların dağılımının Güney-
doğu'ya yöneldiğini belirterek dün
meydana gelen depremin, olası dep-
remlerin öncüsü olmadığını söyledi.
'En büyüğü 7 olur'
AA'nın haberine göre Türkiye Je-
ofizik Kurumu Başkanı Prof. Ahmet
Ercan da Karlıova'nın, lran'da mey-
dana gelen depremin ardından uyar-
dığı bölgeler arasında yer aldığına
dikkati çekerek "Eğer yeni bir dep-
rem gelirse bunun büyüklüğü en
çok 7 olur" diye konuştu.
ACI KAYBIMIZ
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Eski Rektör Yardımcısı, Eğitim Fakültesi
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. SUZAN ERBAŞ'.
kaybettik.
Merhumenin ailesine, üniversitemiz bilim-eğitim
camiasına başsağlığı dileriz.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü