09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15MART2005SALI 14 KULTUR [email protected] TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN HaldunTaner'ianaıkenÇağdaş Türk tiyatrosunun önde gelen isimlerinden biri olan Haldun Taner'i 90. yaşmda oyunları, hikâ- yeler, denemeleriyle anıyor, onun 1986 yılına kadar hiç tükenmeyen ya- şama sevincini bir kez daha payla- şıyoruz. Bu bağlamda, Haldun Ta- ner'in tiyatro eğitimine katkılarını ve özellikle tÜ EdebiyatFakültesi'nde bir tiyatro bölümü açılması için ver- diği uğraşları belgeleyen "İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde Tiyatrobi- lim" başlıklı (daktiloyla yazılmış, üzerinde dolmakalemle düzeltmeler yapılmış) yazısını, özellikle de eği- tim sisteminin yoğunlukla tartışıldı- ğı şu günlerde, genç kuşaklara ilet- mek istiyorum. • * • "1954 Ekinü'nde, Münih'te bu- lunduğumsıralarda,Münih Üniver- sitesi'nin Tiyatro Bilim Kürsüsü'nde- ki bazı dersleri dinleyici olarak izle- me fırsatını bulnıuştum. O tarihte tiyatro bilimcilerin duayeni sayılan Prof. Kutcher 'Goethe zamanında WeimarHof Tiyatrosu' konulubir dersvermekteidLAyrıca, Prof.Borsc- her 'Alman Tiyatrosu Tarihi', Prof. Hederer 'Uzak Doğu Tiyatrosu', Prof.Braun 'Eleştiri' veProf.Braig 'Dram Tekniği' okutuyorlardı. İçe- riklerinden de anlaşıldığı gibi tiyat- ro konularına yaklaşımlan nıünha- sıran teorikti. Kürsü için çalışmalar Istanbul'a dönünce Sanat Tarihi asistanı olarak bağlı bulunduğum İstanbııl EdebiyatFakültesi'neMü- ııih Tiyatro Bölümü'nün programı, çabşnıatarzıüzerineayrınnb bilgiver- dikten sonra, o yülarda altın devri- ni yaşamakta olan tiyatro dünyamı- za bilinçlitiyatronun pusulasını oluş- turacak tiyatro bilimciler ve bilinçli tiyatrocular yetiştirecekbirtiyatroens- titüsünün kurulması gereğini belir- tiyordum. Fakültemizyönetim kuru- A. stanbul Edebiyat Fakülîesi 'ne, o yıllarda altın devrini yaşamakta olan tiyatro dünyamıza bilinçli tiyatronun pusulasını oluşturacak tiyatro bilimciler ve bilinçli tiyatrocular yetiştirecek bir tiyatro enstitüsü kurulması gereğini >y belirtiyordum. lunda bu önerimi destekleyecek beş öğretim üyesi bulnıuştum: Prof. Ma- cit Gökberk, Prof. Gerhardt Fricke, Prof. Alırnet Hamdi Tanpınar, Prof. Mehmed Kaplan,Prof. Fahirlz. Beş imzalı ilk öneri, henüz bu fikre hiç Kazuiıklı olmayan Profesörler Kıırıı- lu'nda itibaı görmedi. Hatta,dışdün- yadaolup bitenden habersizbazı ho- calar 'Burası konservatuar mu?' gi- bi yüzeysel itirazlar da yükselttiler. Universitelerde tiyatro bilim bö- lümlerinin amacı, işlevi, gereği üze- rinde hem fakülte çevrelerini, hem kanıuoyunu hazırlanıak için OYlJN adlı bir tiyatro dergisi çıkarmaya ka- rar verdim (1955)*. Başyazılanm ben yazıvorduın. Aynca,tiyatro ens- titüsü kurulması konıısunda düzen- lediğinı anket yanıtlaruu toplamak, tiyatroaktüalitesindcn haberler, eleş- tiriler, röportajlar hazırlamak için, aralannda Yiğit Okur'un da bulun- duğu gençlerden oltışan bir de ekip kurmuştum. OYUN dergisi, üniver- site rektörüne, dekanlara, öğretim üyelerine ücretsiz olarak gönderili- yordu. Ertesiyıl aynı öneri, Profesör- ler Kurulunda yine iyi kabıılgörme- di. Ama lehte oy verenlerin sayısı do- kuzu bulmuştu. Bu, arnkheryılinat- la tarafimdan tekrarönerilecek,ama gündemin son maddelerine indiri- lip konuşulmadan ertelenecekü. tş- te bu sıralarda Prof. Bedrettin Tun- cel, İrfan Şahinbaş ve Samim Sina- noğlu'nungirişimleri ile AnkaraDil TarihCoğrafya Fakültesi'ndedört sö- mestrlik bir Tiyatro Enstitüsü ku- 16. ANKARA FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ 'KarpuzKabuğundan Gemiler Yapmak'a bir ödül de Ankara 'dan • 16. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsammda Dünya Kitle îletişimi Araştırrna Vakfı'nca gerçekleştirilen yarışmalarda dereceyc gircn film ve sanatçılara ödüllcri vcrildi. En iyi ulusal uzun metrajlı film ödülünü Ahmet Uluçay'm "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filmi kazandı. OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E Portrefotoğrafları sergisL. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -16. Ankara Uluslararası Film Festivali, sinema dolu bir se- zonu daha geride bırakarak dü- zenlenen törenle sona erdi. Bu yıl- ki en iyi ulusal uzun metrajlı film ödülünü Ahmet Uluçay'ın ilk uzun metraj denemesi olan "Kar- puz Kabuğundan Gemiler Yap- mak" filmi kazandı. Akün Sineması'nda önceki ak- şam yapılan kapanış törcninde, festival kapsammda Dünya Kit- le Îletişimi Araştırma Vakfı'nca gerçekleştirilen ulusal kısa, bel- gesel ve uzun film yarışmaların- da dereceye giren film ve sanat- çılara ödülleri verildi. DervişZa- im, Safa Öııal, Lale Mansur, Ca- hit Berkay ve Uğur Vardan'dan oluşan jürinin yaptığı değerlen- dirme sonucunda "Karpuz Ka- buğundanGemilerYapmak" ad- lı film, "en iyi ulusal uzun film" seçildi. Ödülü, filmin yapımcı- lanndan Serkan Çalarer aldı. RehaErdem'inyönettiği "Kor- kuyorum Anne" adlı film altı dalda ödül kazandı. "eniyiyönet- men" ödülünü alan Reha Erdem, "Onat Kutlaren iyisenaryoödü- lü"ne de layıkgörüldü. Festiyal- de, "MahmutTaliÖngörenÖzel Ödülü'ne, "YazıTura" filmiy- le UğurYücel layık görüldü. Yü- cel'in ödülünü, filmin oyuncula- nndan Olgun Şimşck aldı. "En iyi erkek oyuncu" ödülü ise "YazıTura" filmindeki rolüy- le Olgun Şimşek ile "Korkuyo- rumAnne"filmindekirolüyle AB Düşenkalkar'a verildi. "Nerede- sin Firuze" filmiyle "en iyi ka- duı oyuncu" ödülüne layık görü- len Demet Akbağ'ın ödülü, fil- min yapımcılanndan Serkan Ça- kırer'e verildi. "En iyiyardımcı kadın oyuncu" ödülünü "Kor- kuyorum Anne" filmiyle IşılYü- cesoy, eniyiyardımcıerkekoyun- cu ödülünü ise aynı filmdeki ro- lüyle Köksal Engür aldı. "Karpuz Kabuğundan Ge- miler Yapmak" adlı filmin iki genç oyuncusu İsıııail Hakkı Taslak ile Kadir Kaymaz da "umutverenyenierkekoyuncu" ödülünü, "Korkuyorum Anne" filminin 5 yaşmdaki oyuncusu Ozan Uygun ile paylaştı. Fes- tivalde ödüle değer bulunan di- ğer isımler şöyle: Seçiciler kunılu özel ödülü: SemihKaplanoğlu (Meleğin Dü- şüşü), Ayşe Polat (Koru Kendi- ni). En iyi görüntü yönetmeni: HaykKırakosyan (Neredesin Fi- ruze). En iyi sanat yönetmeni: NazErayda (Neredesin Firuze). En iyi özgün müzik: ErkanOğur (Yazı Tura). En iyi kurgu: Mus- tafa Preşeva (Neredesin Firuze- Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak). Umut veren yeni yö- netmen: Nuray Şahin (Helin'in Hayalleri). Umut veren yeni ka- dın oyuncu: Tülin Özen (Mele- ğin Düşüşü). Umut veren yeni se- naryo yazarı: Nuray Şahin (He- lin'in Hayalleri). Festivalde, "Ulusal Belgesel Film Yanşması" sonucunda pro- fesyonel kategoride birıncilıği "Mandolinli Kız" alırken jüri özel ödülü "Kayıp Kentin lzin- de" adlı eserin yapımcılanna ve- rildi. Amatör kategoride birin- ciliği "Hayattan KarelerSinero- man" isimli eserler elde etti. Ulusal kısa ve canlandırma film yanşmasında kurmaca da- lında Ozan Açıktan'ın, "Mar- lis" adlı eseri birinci oldu. De- neysel dalda birinciliği Övgü Gökçe'nin "Uyku Sonra" adlı eseri aldı. Kültür Servisi - Aygaz'ın her yıl düzenli olarak yayımlanmasına destek verdiği kitaplara bir yenisi daha eklendi: 'Hatıra-i Uhuvvet; Portre Fotoğraflaruuıı Cazibesi: 1846- 1950' Bahattin Öztuncay tarafından hazırlanan kitapla aynı ismi taşıyan sergi, 31 Mart'a dek Sadberk Hanım Müzesi'nde görülebilir. İlk defa sergilenen portreler Sergide 1846-1950 yılları arasındakı Kitapta Atatürk'ün 1917-1927 yılları arasında zaman dılıminde Çekihniş beş adet imzalı veithaflı portresiyerahyor. Osmanh , , Imparatorluğu nun sınırlan içinde, Türkiye'de ve Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde fotoğraflarını çektirmiş pek çok renkli kişilik bulunuyor. Imparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin siyaset, askerlik, edebiyat ve sanat alanlarında önenıli rol oynamış devlet adamlarının, yerli ve yabancı hanedan üyelerinin, ressamların, şairlerin ve yazarlann fotoğratları yer alıyor. Önemli bir bölümü ithaflı olan portrelerin büyük bir kısmı ilk defa sergileniyor. Sergiyle aym adı taşıyan kitabın portre sanatının içerik ve teknik açılardan incelendiği giriş bölümünde fotoğrafçılann çalışmaları sırasında üzerinde durduklan noktalara dikkat çekildi. Albüm şeklinde tasarlanan ana bölümdeki seçme fotoğraflara, kişilerin yaşamlarının ana hatlarıyla ilgili kısa biyografik bilgiler eşlik etti. Yaklaşık bir asırlık dönemi kapsayan zaman dilimi içinden yapılan seçimde Osmanh 1917-1927 yılları arası... Ankara zındanı avlusundaki Nâzım Hiknıet, kederli yüz ifadesiyle Tevfik Fikret, tahttan indirilmiş sabık Sultan Abdülaziz, kırmızı pastel kalemle yazılmış göz alıcı ithafıyla Muhsin Ertuğrul, tüm cazibesiyle Bedia Muvahhit bunlardan sadece birkaçı. Kitabın sonunda ayrı bir bölümdeyse Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatının en önemli bir dönemi sayılacak 1917-1927 yılları arasında çekilmiş beş adet imzalı ve ithaflı portresi yer alıyor. ruldu. Ben 1957-58 arası Vıyana'ya giderek Viyana Üniversitesi Tiyatro BilimiBölümü'nedevama başladmı. Prof. Heinz Kidermann ve ozaman- lar henüz doçent olan Frau Dr. Di- etrich'inilkTürktalebesioldum.As- lında niyetim Münih Tiyatro Bilimi Bölümü'ne gitmekti. Benicaydıran, Viyana Enstitüsü'nden mezun,deko- ratör Max Meineche ve bana bila- hara Türkoloji Bölümü'nde lektor olarak vazile verecek olan Orienta- list Prof. Herbert Duda oldu. Bu ka- rar değişikliğini büyük şans saya- nm. Gerek Kindermann, gerek Dr. Dietrich sade Viyana yıllarında de- ğü, sonra da bana yoğun ve çok ya- rarlı bir dostluğu sürdüreceklerdi. Formül arayışları 1957 sonrasında İstanbul'a dönün- ce Tiyatro Enstitütüsü'nü yine kura- madık. Ama Prof. Macit Gökberk'in bulduğu bir formülle,bir' Tiyatro Ta- rihi' dersi ihdas edildi. Felsefe Kürsü- sü'ne bağlı bu dersi Prof. Gökberk'in açış konuşmasından sonra Abdülhak IlânıidAmfisi'nde ben öğretim görev- lisi olarak vermeye başladım. Arada, Ankara'ılaki Tiyatro Enstitüsü'ne de konuk hoca olarakgidiyordum. Bura- da bir sezon 'Avrupa Komedi Sanatı' ve 'Beş Yazar' konuluikiayndizikon- feranslar verdim. Ve bu dersi 1960 yı- lına kadarsürdürdüm. 1960'ta, 147'ler olayuıda fakülteden uzakkaldığım sü- re içinde ilginç bir girişimde bulun- dum. Atatürk Kız Lisesi'nde ileri bir eğitim anlayışı uygulayan Vedat Ha- nını'a lise son sınıföğrencileriiçinmüs- takil bir tiyatro dersi(TheaterKunde) dersmi ücretsiz olarak vermeyi öner- dim. Kabul ettiler. Bir ders yılı, son sı- nıföğrencilerinetiyatrobilimine hazır- lık olabilecek elementer bilgilerden oluşan bir ders okuttum. Tekrar kürsüme dönünce ünrversi- tedeki derslerimi sürdürdüm. Verdi- ğim dersler ve yapnğun seminerler şu konulardan oluşuyordu: Geleneksel TürkTemaşası, Türk Tiyatro Tarihi, Yu- nan Tiyatrosu, Avrupa Komedi Tiyat- rosu, Shakespeare Semineri, Moliere Semineri, Politik Tiyatronun Tarihi, TeorikDramaturji, Ibsen Semineri, Pi- yes Tahlilleri, Brecht Semineri, Soyut Tiyatro, Ionesco Semineri... Bunlar, bir yıl iki sömestr boyu sürüyor, ertesi yıl başka bir konu işleniyor, sonra bu şekikleyineleniyordu.Öğrencilerin ço- ğu klasik filoloji, Türkoloji, Fransız, Alman, tngüiz fılolojileri, Sanat Tari- hi öğrencileri,bazılanda kendi bölüm- lerinde doktoralannı tiyatro üzerine tamamlayanöğrencilerdLHukuk,Tıp, tktisat, Gazetecilik Enstitüsü öğrenci- lerinden de dinleyici olarak kanlanlar oluyordu. Bazı seminerler 40-50 kişi ile ba/ıları 10-15 kişi ile yapılıyordu. 1964'te ilginç bir şey oldu. Rahmet- li Mazhar Şevket Ipşiroğlu İstanbııl Üniversitesi Rektöıîüğü'ne bağh bir film merkezikurmuştu. UNESCO Ge- nel Kongresi'nde bu konu konuşulur- ken tstanbul Edebiyat Fakültesi'nin Tiyatro Kürsüsüne teşebbüs eden fa- külte olmasına karşuı, hâlâ bircnstitü ya da kürsü kuramamış olmasını Ge- nel Kurul önünde dile getirnûş ve ts- tanbui Üniversitesi Rektörlüğüne bu konuda uyaıı «itmesinin yerinde bir hareket olacagını bcürtmiştim. Kabul edildi. Ve o yıl Edebiyat Fakültesi'nde birtiyatrokürsüsü kurulması Profesör- ler Kurulunda onavlandı. Nevarkibu onayı bir yanlış anlamaya borçlu idik. Rektöriük,uyarıyıAnkara'daki UNES- CO Milli Merkezi'nden değil de, Pa- ris'teki UNESCOMerkezi'nden geuniş şeklindeyansıtnğuıdan, dekanda. Pro- fesörler Kurulu'na konuyu böyle sun- muştu. O zamana kadar bu kürsüyü gerektireceği yeni kadroiar vetahsisat yüzünden kendi kürsülerinc, proje ve tahsisatlarına rakip gören profesörler, 'Mademkiteklif Paris'teki UNESCO merkezinden geliyor, tahsisatını da herhalde o karşılayacaktır' düşüncesiy- leitirazetmediler. tşin doğrusunu ken- dilerineaçüdadığımda çıkmış olan ka- ran geri almadılar. Ama tahsisat ver- mediler. Fakültemiz tarihinde kürsü projesi süreklieıtelendi. Kürsü ben ay- nldığnnda hâlâ kurulmanuşn..." ••• Tohumlannı Haldun Taner Hocamı- zın attığı IÜ Edebiyat Fakültesi Tiyat- ro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölü- mü, bugün, lisans ve yüksek lisan prog- ramlanyla çalışmalannı sürdürüyor. *Bu dergi dört sayı çıktı. Beş yıl sonra bir tiyatro dergisi çıkarmak ve yayınevi kurmak isteyen rahmetli Gü- nayAkarsu'nun ricası üzerine OYUN adını ona devrettim. YAZI ODASI SELtM İLERİ 'Beyimin liyatro Merakı'O) Ahmet Mithat Efendi'nin eksik bilgiyleyetin- mek zorunda kalışı, bazan acıklı gülünç durum- lara da yol açmış. Beykoz'dayız. Vakit akşam. Yazarımızın üne ve refaha kavuştuğu son dönemleri. Efendi'nin Bey- koz'da evi, çiftliği var. Küçük çapta bir 'kapita- list' romancı... Bununla birlikte, sermayesini, toplumun kal- kınmasında harcamaya gönülden razı. örnek- se, halkı tiyatro aracılığıyla aydınlatmak, bilgi ve sanat zevkiyle donatmak özlemi açıkça hisse- diliyor. Beykoz Ittihat ve Teavün (birleşme ve yardım- laşma) Cemiyeti'ni kurmuş, Ressam Muazzez Bey'in -ortaoyunu resimleriyle resim tarihimiz- de iz bırakmıştır- başkanlık ettiği Sahne-i Heves sanatçıları, bu gece, cemiyette Beyimin Tiyatro Merakı piyesini oynayacaklar. Tiyatro yazlık. Bahçe içinde. Zaman, Ikinci Meşrutiyet seneleri. Seyirciler birer ikişer geliyor- lar. Büyük aktör Behzat Butak, Ressam Muaz- zez'in kadrosunda o zamanlar, çok genç, çocuk denecek yaşta bir oyuncu. Behzat Butak anla- tıyor... Beyimin Tiyatro Merakı ilginç bir komedi. Eser- de bir piyes provası sahnesi var. Oyuncular, rol gereği, repliklerini bir türlü ezberleyememişler. Sahneye giriş çıkışlarda ikide bir dolanmalar, çarpışmalar oluyor. Birbirini iten itene, kakan kakana. Bu kadarla kalsa neyse. Aynı sahneler yeni- den ele alınıyor, tekrarlanıyor, oyuncular arasın- da gürültü patırtı, kavga. Birbirinin kostümünü giymiş aktörler... Seyirci, tiyatronun mutfağını yansıtan birese- re alışık olmadığından, enikonu şaşkınlığa uğ- ramış. Işin içinde bityeniği arayacak kerte piş- mediğinden de; aktörlerin şu hazırlıksızlıklarını, amatörlüklerini kınayarak izliyor. Tiyatronun mutfağına ilişkin o güzelim güldü- rücü öğeler git git anlamını yitirmiş ve Beyimin Tiyatro Merakı, bu, adeta erken absürd oyun anlaşılamadan, iz bırakmadan sona ermiş. Perde kapanıyor. Alkış filan yok. Ahmet Mithat Efendi'yi gördünüz mü? Yeni- yetme Hüseyin Rahmi'yi yalancılıkla, emek hır- sızlığıyla itham eden öfkesi tepmiş, yüz göz ka- rarık, kocaman sakalı kızgınlıktan titreyerek, elin- de kalın mı kalın bastonu, kulise giriyor! Sahne-i Heves sanatkârlarını, piyesi ezberle- meden perde açtıkları için öylesine azarlayacak ki; tiyatroya sevdalı, coşkun ve genç topluluk ko- lay kolay derdini anlatamayacak. Ne var ki, Efendimiz, eksik bilgisinin bilincin- de olan insandır. Meselenin özünü öğrendiğin- de, sanattasanatınmutfakçalışmasıdiyebiran- latım şekli olabileceğini hemen kavrayarak ye- niden perdeyi açtırtmış Müşahedat romancısı. Beykozlulara kekelemelerin, şaşırmaların, iti- şip kakışmaların, tekrarlamaların sebebini anlat- mış. Kendi cehaletinden dolayı Sahne-i Heves topluluğundan özür dilemiş. Efendi de, seyirci- ler de karşılıklı gülmüşler. Donup kalıyor insan. Ününün doruğunda bir romancının, üstelik ileri yaşta, öğrendiğini ört- bas etmek, yadsımak yerine, başkalarıyla pay- laşmak, başkalarına hemen aktarmak, anlat- mak çabası, günümüzün olgunluktan o kadar uzak nice tutumunun epey ötesinde, ilersinde. Mithat Efendi, besbelli, yeniliklere ve yenilik- çiliğe hiç kapalı değildi. Ahmet Mithat Efendi'nin Inci Enginün'ün eme- ğiyle günümüze kazandırılmış tiyatro eserlerin- de böylesi yeniliklere belki çokça rastlanmıyor. Ama Niyazi Akı'nın bir saptayımı, Efendi'de- ki insanlık kaygısını gözler önüne serer: "Geçen yüzyılın aile hayatında en büyük tra- jik durum hiç şüphesiz çok kadınla evlenme yü- zünden meydana gelirdi. Lakin maalesef dev- rin yazarları bu konuyu ele almamışlardır. Çok kadınla evlenme yüzünden kadın ve erkeğin durumunu izleyen tek eserAhmet Mithat Efen- di'nin Eyvah'ıdır." Öneriler: Kitap / Geçmiş Zaman Edipleri, Abdülhak Şi- nasi Hisar, Selis Kitaplar, 2005. M Kültür Servisi - George Lucas, yönetmen kolluğuna geçtıği 'Yıldız Savaşlan' filmlerinin altıncı ve son bölümlerinin çocuklar için uygun olmayabileceğini belirtti. Amerikan televizyonlannın popüler TV şovu '60 Minutes'e konuşan Lucas 'Revenge of the Sith'in serinin en şiddet içeren filmi olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Beş-altı yaşındaki bir çocuğu bu filme götürebıleceğimi sanmıyorum. Bu diğer bölümlerle karşılaştınldığında daha karanlık ve daha duygusal bir film. Daha çok trajedi türüne yakın olduğunu söyleyebiliriz." 'Revenge of the Sith' 19 Mayıs'ta ABD'de gösterime girecek. Kültür AŞ'de atama Kültür Servisi -Kültür AŞ Genel Müdürlüğü görevinden bir süre önce ayrılan Cengız Ozdemir'in yerine geçen yıldaıı bu yana Kültür AŞ'de Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Hakan Bayer vekâleten atandı. 1962 yılında Istanbul'da doğan Bayer, Kabataş Erkek Lisesi ve Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Hakan Bayer özel sektörde çeşikli kademelerde görev aldı. Peter Pan'ın devamı yazılacak • LONDRA (AA) - Çocuk edebıyatımn ünlü yapıtlarından Peter Pan'ın devamı yazılacak. Great Odmond Street Çocuk Hastanesi, Iskoç yazar J.M. Barrie'nin klasik eseri Peter Pan'ın devamını yazma hakkının, ödüllü çocuk yazarı Geraldine McCaughrean'a verildiğini açıkladı. 1937'de ölen Barrie, Peter Pan'ın telif hakkını hastaneye bırakmıştı. Hastane, 'Kaptan Pan' adıyla yayımlanacak yeni kitapta orijinal karakterlerin korunmasını şart koştu. McCaughrean, yazacakları kitabın özeti ya da bir bölümüyle hastaneye başvurması şartı koşulan çok sayıda yazar arasından seçildi. McCaughrean, lngiltere'nin prestijli VVhitbread Yılın Çocuk Kitabı ödülünü 3 kez kazanmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle