18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 2005 CUMA + CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan'a Ecevit sorusu • ANKARA (AA)- CHP istanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, eski başbakanlardan Bülent Ecevit' in, Atatürk Havalimanı VIP salonunda basın toplantısı yapmasma izin verilmediği haberlerinin doğru olup olmadığını sordu. Şimşek, TBMM Başkanlığı'na sunduğu yazılı soru önergesinde, Erdoğan'a, "Bu iddialar doğruysa bu dunımun gerekçesi nedir? Elinize mikrofonu hcr aldığımzda eleştirdiğiniz batık bankacı ve hortumculann kullandığı VIP salonunda, yaşamını Türkiye'ye hizmet için adamış eski bir başbakana yapılanlar haksızlık ve saygısızlık değil midir?" dedi. Çevre kirliliği için toplantı • ADANA (Cumhuriyet) - Adana Kent Konseyi bu kez çevre kirliliği için toplanıyor. Adana milletvekillerinin tamamınm katılması bekleneıı toplantıda, kaldırım işgalleri, tabela kirliliği ve imara aykın yapılann ele ahnacağını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, "Kent estetiğini bozan ve görsel kirliliğe neden olan ışyeri ve yapılann durumunu ele alarak kentimizin daha temiz ve güzel görünümlü olması için ilk adımı atacağız" dedi. Toplantı bugün saat 13.30'da Seyhan Otel'de yapılacak. Kumaş, Baykal'ı eleştirdi • İstanbul Haber Servisi - Eski Trabzon Milletvekili Rahmi Kumaş, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, tüzük değişikliğini iptal ederek olağanüstü kurultay yapması ya da yine bir olağanüstü kurultay yaparak kendini ömür boyu genel başkaıı seçtinııek üzere öııünde iki yol olduğunu söyledi. Baykal'ın, hiçbir şey olmamış gibi davranması durumuııda kendi kadrosunun da çatlayacağını öne süren Kumaş yaptığı yazılı açıklamada, "Politikada en küçük bir olumlu davranışı olnıayan Baykal, CHP'yi sıradanlaştırmıştır. Bu nedenle sonu Ecevit gibi olacaktır" dedi. Bakırköy'den Sarıgiil'e kınama • İstanbul Haber Servisi- CHP Bakırköy , îlçe Örgütü, olağanüstü kurultayda Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'e yumruk atan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'ii kınadı. îlçe örgütünden yapılan yazılı açıklamada, "lnsan ahlakına yakışmayan bu tür davranışlann ve kişilerin partimizde ycr bulmaması için daha duyarlı olmamız gerektiği inancıyla yönclim kurulu olarak olayı kmıyoruz" denildi. Ankara'da yoksullara dağıtılacak para yardımı için muhtarlar devre dışı bırakıldı Yardımı imamlar dağıtüANKARA (CumhuriyetBü- rosu)-Mamak Kaymakamlığı Vakıf Müdürlüğü, Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışmayı Teş- vik Fonu'nun yoksullar için ayırdığı maddi yardımı mahal- le muhtarlan yenne imamlar aracılığıyla dağıttı. Muhtarlar "Türkiye Cumlıııriycli'nin muhtarlan devre dışı bırakılı- yor ve işler imamlara havale ediliyor. İnıanı, künin fakir ol- duğunu nereden bilecek" diye tepki gösterirken, CHP'li Yıl- maz Ateş konuyu Meclis gün- demıne taşıdı. Edinilen bilgilere göre, ilçe- de her yıl özellikle ramazan aylannda dağıtılan yardımlar bu yıl Kurban Bayramı'nda veril- di. Geçmiş yıllarda kömür ve gıda yardımı yapılan yoksul • Mamak Kaymakamlığı Vakıf Müdürlüğü'nün yoksullar için ayırdığı 100'er milyon liralık yardımı dağıtmak için bu yıl ilk defa muhtarlar yerine imamlardan yardım istemesi tepki çekti. CHP konuyu Meclis'e taşıdı. yurttaşlara bu yıl da para yar- dımı yapılması kararlaştınldı. Ancak Mamak Kaymakam- lığı, 100 milyon liralık yardı- mın verileceği kişilere ulaşıl- ması için mahalle muhtarlan yerine imamları tercih etti. Şi- rintepe Mahallesi'nde 3 yıldır muhtarlık yapan Miislüm Çö- kelek, kaymakamlığın daha ön- ce muhtarlar aracılığıyla da- ğıttığı yardımlar için bu yıl imamlardan destek aldığını söyledi. Mahallelerindeki imamların "Bize vakıftan liste geldi. Bu isimleri bulmamıza yardımcıolun" diyerek kendi- lerine başvurduğunu söyleyen Çökelek, "Bu durum bizi çok rahatsız etti. Vatandaşlar yar- dımlar için bize geliyorlar, biz de imama gönderiyoruz. Tür- kiyeCumhuriyeti'nin muhtar- lan devre dışı bırakdıyor ve iş- ler imamlara havale ediliyor. İnıanı, mahallede kimin fakir olduğunu nereden bilecek" di- ye konuştu. Cengizhan Mahal- lesi Muhtan CemalGülşen de, geçmiş yıllarda müdürlükten kendilerine ulaşan listeye gö- re ihtiyaç sahibi yurttaşlara ula- şarak yardım dağıthklannı söy- ledi. Bu yıl kendilerinin "saf dı- şı hırakıldığmı" belirten Gül- şen, bu nedenle kendilerinden yardım isteyen imamlara da olumsuz yanıt verdiklerini söy- ledi. CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Ankara'nın Ma- mak ilçesinde kaymakamlığın, yardımlan imamlar aracılığıy- la dağıttırdığı iddialannın doğ- ru olup olmadığını sordu. Ateş, Devlet Bakanı Beşir Atalay ta- rafindan yanıtlanması istemiy- le TBMM Başkanlığı'na sun- duğu soru önergesinde, Anka- ra Mamak Kaymakamlığı Va- kıf Müdürlüğü'nün Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışmayı Teş- vik Fonu'ndan ihtiyaç sahibi vatandaşlara yaptığı yardım- larla ilgili olarak mahalle muh- tarlarından şikâyetler geldiği- ni ve yardımların muhtarlıkla- ruı bilgisi dışında cami imam- ları aracılığı ile dağıtıldığının belirtildiğini bildirdi. CHP'li Ateş, bu iddialann doğru olup olmadığı, doğru ise gerekçesi hakkında bilgi iste- di. Uygulamanın Türkiye ge- nelinde yapılıp yapılmadığı so- rusunu yönelten Ateş, Bakan Atalay'a, "Yardımlanndağra- nunda muhtarlar neden devre dışı bırakılmışbr? İmamlar ara- cılığıyla yardım dağıtımı neza- mandır yapümaktadır? İhti- yaç sahiplerini, cami imamla- rı hangi kritere göre belirle- mektedir? tmamlann böyle bir görev ve yetkisi var mıdır" di- ye sordu. MİLLt EĞİTİM BAKANI ÇELlK 'Amıpa'da din eğitimi cemaatlerden' • CHP'li Gülçiçek'in sorusunu yanıtlayan Bakan Çelik, "Avusturya ve Berlin'de Türk çocukları din dersini cemaatlerden alıyor" dedi. ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin Çe- lik'inCHP İstanbul Mil- letvekili Ali Rıza Cülçi- çek'in soru önergesinc verdiği yanıt, Avrupa ül- kelcrinde din dersi cği- timinin denetimsiz ol- duğunu ve cemaatlerce verildiğini ortaya koy- du. Bakan Çelik, "Avus- turya'daki Türk çocuk- larıııa din kültürü ve ah- lak bilgisi derslerinin Avusturya lslam Cema- at i tarafindan verildiği- ni, benzeri dunımun A1- manya'nın Bcrlin cyale- liııdcdeyaşandığuu" bil- dirdi. CHP'li Gülçicek, yurtdışındaki Türk yurt- taşlarının çocuklarına verilen din kültürü ve ahlak bilgisi dersleriyle ilgili bir soru önergesi verdi. Önergeyi yanıtla- yan Çelik, Türk Kültü- rü Dersi Öğretim Prog- ramı'nın, MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun 2000'de aldığı 388 sa- yılı karanyla uygulama- ya konulduğunu vurgu- ladı. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşı çocuk- lannın bulunduklan ül- kenin mevzuatına tabı olduklarını, ancak bu ül- kenin MEB 'den talep et- mesi halinde gerekli des- tek ve yardımı sağladık- lannı anlatan Çelik, yurt- dışındaki işçi çocukları için temel eğitim 1,2, ve 3. sınıflara yönelik din vc ahlak bilgisi progra- mı ile bu programa uy- gun olacak ders kitap- lannı da hazırladıklan- nı bildirdi. Bakan Hüseyin Çelık'ın dığer sorulara verdiği yanıt- lar da şöyle: " Berlin eyaletinde ba- zı cemaatler, Alman Anayasası'nı gcrckçc göstcrcrek açüklan da- valar sonucundabu der- si verme lıakkıııı elde et- miş olup bu dersi ver- mektedirler. Fakat bu eyalette de diğer eyalet- lerdeolduğu gibi, söz ko- nıısıı dersin öğretmen- lerimizceverilmesi ama- cıyla görüşmeler sür- mektedir. Avusturya'da ise söz konusu derslerin müfredat progı anılan vederskiüıplanAvustuı- ya İshıııı Cemaati tara- findan tüm Müslüman öğrencüer için geUştiril- mekte ve bu dersler on- lar tarafindan mahallen seçilen öğretmenlerce verilmektedir." Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen basın toplanüsuun ardından semah gösterisi de yapıldı. (A A) 'Hükümet Alevileri görmüyor' Türkiye Cemevleri Birliği, Çankaya 'da cemevi açılmasına izin vermeyen Diyanet'e tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Cemev- leri Birliği Kurucu Başkanı Ali Yıldınm, Çankaya'da açmak istedikleri cemevinin Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'na görüş sorularak engellenmesini eleştirerek, "Ce- mevleri, Alevilerin inanç mcrkczidir, Diyanet fetvala- nyla yok sayılamaz" dedi. Yıldınm, Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlediği top- lantıda, yaklaşık bin yıldır Anadolu topraklannda ya- şayan Alevilerin, geçmişte olduğu gibi bugün de inanç- larını özgürce yaşamak için direndiğüıi bildirdi. Hü- kümetin Alevileri görmezden geldiğini ve Aleviliği yok saymaya çalıştığını savunan Yıldınm, AB'ye uyum çahşmalan kapsamında ımar planlanndaki ca- mi kelimesinüı "ibadethane" olarak değiştirilmesine de tepki gösterdi. Cemevi açma taleplerinin Diya- net'in fetvasıyla engellenmesine tepki gösteren Yıl- dınm, şunlan söyledi: "Çankaya'da açmakistediğimiz cemevi, Diyanet tşleri Başkanlığı'na görüş sorularak engellendl Cemevini açmakiçin bir dilekçeyle Çanka- ya Kaymakamlığı'na başvurduk. Konuyla ilgili ola- rak kaymakamhk valiliklen, valilik tçişleri Bakanh- ğt'ndan,bakanhkdaDiyanetIşleriBaşkanlığı'ndan gö- rüş sordu. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gelen yanıt- ta, 'Aleviliğin ayn bir din olmayıp tslamın alt yoru- mu olması nedeniyle, ortak ibadet yerleri olan cami ve mescitler dışuıda ayn bir ibadet yeri olamayacağı' vurgulanmıştır. Oysaİd hükümet AB'ye uyum çerçe- vesinde Imar Yasası'nın ibadethanc açılmasmı düzen- leyen maddesinde yer alan' cami' ibaresini,'ibadetha- ne'ye çevirmişti. Kilise, sinagog, havra, cami ibadetha- ne de cemevi değil 011?" Ali Yıldınm konuşmasımn ardından düzenlenen semah gösterisini, Diyanet'e ithaf ettiklerini belirte- rek "Camide, mescttte hiç böyle bir şey gördünüz mü" diye sordu. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açık- lamada ise Aleviliğin, aynntıda nasıl tanımlanırsa ta- nımlansın, lslam içi bir inanç ve dıni anlayış olduğu belirtilerek cemevlerinin özgün, kültürel ve mistik kimliği, misyonu bulunan ve korunması gereken bir zenginlik olarak görüldüğü kaydedildi. Açıklamada lslam dininin ibadethanesinin "cami" olduğu vurgu- lanırken, şu görüşlere yer verildi: "'CemevlerL, İslamın on dört asırlık teori ve prati- ğinde hiçbirzaman camilerin altematifi ve muadili ol- mamıştır. Çünkü cami, belli bir mezhebin, namaz kı- lanlann ve camiye gelenlerin değil, mezhebi, meşrebi, tarikat ve inanç grubu, dini pratiği ne olursa olsun bü- ı ıııı Müslümanların ortak mabedidir." Kurultayda şiddete başvurması, kendisini destekleyen milletvekillerinde hayal kınklığı yarattı Muhaüflerden Sarıgül'e suçlama • CHP'de muhalifler kurultay muhasebesi yapıyor. Kurultaya ani bir kararla gidildiğini belirten bazı milletvekilleri seçeneksizlikten SangüFü desteklediklerini söylüyor. AYŞE SAY1N CHP KURULTAYINA PSİKİYATR TANISI 'Sözelşiddet örneği* ANKARA-CHP'nin olağanüstü kurultayın- da yenılgiye uğrayan muhalifler, "ku- nıltay muhasebesi" yapmaya başladı. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül'e destek veren milletvekillerinin bir bö- lümü, desteklediklen adayın "şiddete başvurması ve kendini savunmaktan aciz kalması" ncdcniylc "hayal kınklı- ğı" yaşadıklannı, ancak olağanüstü ku- rultaya ani bir kararla gidilmesi nede- niyle, "seçeneksizlikten" Sarıgül'ü des- teklediklerini ifade ediyorlar. İSTANBIJL (ANKA) - CHP'nin geçen hafta sonu yapılan kavgalı kurultayı, psikiyatri literatüründe "sözel şiddet" olarak tammlanan olgııya örnek gösterildi. Psikiyatr Prof. Dr. Özcan Köknel'e göre Türkiye'de en çok "sözel şiddet" uygulanıyor. Köknel, sözel şiddetm çoğunlukla politikacılar tarafindan uygulandığını belirtirken buna örnek olarak CHP kurultayının gösterilebileceğini söyledi. Köknel, iletişim bozukluğunun şiddete yol açtığını kaydederek etkili ve yetkili kişilerin şiddeti önlemek amacıyla seferberlik başlatmasını istedi. Prof. Dr. Köknel, Türkiye'de son yıllarda artış gösteren şiddet ve işlenen cinayetlerin nedenleri konusunda sorulanmızı yanıtladı. Köknel, kendi kendiyle kavga halinde, iç barışı olmayan insanlann duygulannda kaygı, korku, öfke, kızgınlık, kin ve nefrct ve düşmanlık gibi duygular bulunduğunu, bu duygulann dış dünyaya yansıtılmasıyla da şiddetin ortaya çıktığını söyledi. "Şiddet uygulayan insanlann ruh sağhğı bozuk.. ama bunlar hasta değU" diyen Köknel, şiddetin bırbırinden farklı davranış biçimiyle ortaya çıktığını kaydetti. Sangül'e destek veren milletvekille- ri, gelecek hafta bir araya gelerek "du- rum değerlendirmesi" yapma kararı al- dı. Sangül'ün kurultayda "iyibirgörün- tü ve performans sergUeyemediğHii" dü- şünen bazı milletvekilleri, bundan son- ra "birükte hareket edip etmeme, par- üdcıı isüfa, yenioluşumlar içinde yer al- ma ya da partide kalıp mücadeleyi sür- dürme" konulannda görüş alışverişin- de bulunacak. Sangül'ün tutunıuııdan rahatsız olan muhaüflerden bazılan ya- pılan hatalan şöyle sırahyorlar: "Kurultayda doğrudan şiddet uygu- İaınası, sinirlerine lıâkinı olamadığını gösteriyor. Lideradayı sinuierinehâkim olup, külhanbeyi tavinyla ortaya çıkma- malı. Baykal'ın karşısmda kendisini sa- vunmakta aciz kaldı. Baykal, kendisini suçladığında, 'elimde var' dediğidosya- lan açıklamalıydL Baykal'uı yakın çev- resinde bulunan 3-4 kişinin mal varlığı- ııı açıklamalannı istemeliy- dl Bu kişilerin zenginHkleri- nin kaynağmı sormahydı. Sonra Iııı kişilerle ilgili iddi- aları lek tek sıralanıalıydı." Sarıgül'ün, kurultayda yeni bk söylem geliştireme- digine işaret eden muhalif- ler, "Bu durum Mustafa Sangül'ün siyasette yete- rince pişmediğhü ortaya ko- yuyor. Ancak kurultay ka- rançokaniahnmıştiveoan- da halkm önüne çıkmış bir başka aday yoktiı. Biz bir anlamda çocuğu kucağı- nuzda bııldıık. Sarıgiil de dar çevresi dışında bi/iın yaptığınuz kiıııi öncrilcri dikkate almadı" eleştirisi- ni dile getiriyorlar. Kulislerde "disipün" sürecını baş- latmasının ardından, Sarıgül ekibınin dağılacağı beklentisi dile getiriliyor. Bazı milletvekilleri, Sangül aynlsa da CHP'den kopmayacaklarını, tasfiye operasyonunun başlatılması durumun- da, "yeni bir oluşuma yönelinebileceği ya da nıevcut sol partilerden birinin ça- üsı altında toplanılabileceği" değerlen- dirmesini yapıyorlaı*. POLİTİKA GÜTNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Yaşam Nasıl Kilitlenir? Bir kasaba gecenin karanlığında nasıl uykuya yatar, boş sokaklarda yaşam nasıl kilitlenir kış ay- larında? Darmadağın olmuş bir yaşamın içinde o dar odaların küf kokusu sanki içimi dolduruyor... Düşsüz uykular, mavi mavi esen bir rüzgâr cam- lara vuruyor. Ege'nin yağmuryüklü bulutları Foça üzerinden Urla'ya sarkıyor belki bu saatlerde. Bu saatlerde Sîlopi'nin ışıksız evlerinde sessiz bir çığlık, çocukları bilinmeyen iklimlere götürüyor. Uzun soluklu bir gece... Urla'daki Barbaros Çocuk Köyü'nde yaşanan- lar acaba bir oyunun ilk ayağı mıydı? Hürriyet'in haberini okuyorum... Şaşırıyorum... Olayın üzerine giden Hürriyet muhabiri Şermin Sarıbaş konuyu gündeme getirmiş: "Çocuk Köyü'nde tecavüz olayında bazı soru- lar..." Medyanın iddia ettiği gibi köylüler ihbar etme- miş tecavüz olayını. Durum oldukça karışık... Tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan Sosyal Hizmet Uzmanı Tuncay Yılmaz ın eşi Ayşe Yılmaz anlatıyor: "Eşimle Adana'da görev yaparken Sosyal Hiz- metler Genel Müdürlüğü 'nün isteği üzerine bura- ya geldik. Dokuz aylık hamileydim, ama özel ola- rak istendiğimiz için çok onore olmuştuk, hemen geldik. 1997-2000 yılları arasında bu köyde sos- yal hizmet görevlisiydim. Daha sonra ayrıldım. Eşim halen görevde. Herkes bu olayı konuşuyor. 'Asacaksın bunları' diyor, ama tutuklananların çoğu sadece görevi ihmalle suçlanıyor. Kocam da öyle. Ama cezaevinde sübyancı diye şlşlenirse sorumlusu kim olacak? Onun güvenliğini kim sağ- layacak? Kocam geçtiğimiz kasım ayında, köyde kalan on dört yaşında bir çocuğun dört yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettiğini tespit etti. Durumu ll Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne bildirdi. Niye Kay- makam'a bildirilmedi falan deniyor, ama böyle bir işleyiş yok, ll'e bildirilir. Kocam bu yüzden tutuk- landı." • • • Ayşe Hanım'ın anlattıkları bir gerçeğin altını çi- ziyordu... Tuncay Yılmaz cezaevinde "sübyancı" diye şiş- lenip öldürülseydi bunun sorumlusu kim olacak- tı? Ayşe Yılmaz devam ediyordu: "Kocamın bir arada kalan farklı yaşlardaki ço- cuklar arasında olabilecek bu gibi olayları engel- lemekiçin projesi vardı. 3 Haziran 2004'te Bakan Güldal Akşit köyü ziyaret etti. Çocuklardan biri elindeki kâğıttan şunlan okudu: 'Sayın Bakanım, yedi yıl önce küçük bir çocuk olarak buraya geldik. Şimdi büyüdük, genç olduk. On iki kardeşimiz liseli oldu, seneye bu sayı yir- mi olacak. Ricamız, çocuk köyü gibi ayrı gençlik köylerinin de kurulması. Bunu istiyoruz.' Bu yazıyı kocam hazırlamıştı. Çocuklar dışarda okuyor, servisle gidip geliyor. Bu yüzden her za- man denetlenemiyor. Sadece iki anne çocuk dövdüğü için kovulmuştu. Okul müdürünün oğ- lu RasimTunce, iki yıldırlojmanda kalmıyordu. Pa- mukkale Üniversitesi 'nde okuduğu için Izmir'cfe akrabalannın yanında kalıyor. Buraya geldiğinde de yanında dışandan kız arkadaşlan oluyordu." Tüm bu gelişmeler kimi soruları da akla getiri- yor. Acaba Urla'daki Barbaros Çocuk Köyü üzerine oyun mu oynanmak isteniyor? örneğin yedi kadın görevlinin çocukları taciz et- tiği haberlerinin aslı olmadığı ortaya çıktı... Bakın Urla Cumhuriyet Savcısı Murat Gök ne diyor: "Kadın görevlilerin erkek çocuklara tacizde bu- lunduğuna ilişkin bir kanıt yok." Urla'da neler oluyor? Gazetelerde çıkan haberlerin çoğu Savcı Murat Gök tarafından yalanlanıyor. Bu olayla o güzelim Urla'nın adı kirletilmek iste- niyor, çocukların yarınlarıyla oynanıyor... CHP Milletvekili Bülent Baratalı diyor ki: "Bırakın, çocuklaha uğraşmayın. Bu çocuklarya- rın topluma karışacaklar." İnsanlann onuruyla oynamanın kolay olduğu bir ülkede yaşamak gerçekten çok zor!.. hikmet.eetinkaya(" cumhuriyet.com.Ir Faks numaramız: 0212/513 90 98 BAYKAL, LÎVANELÎ'YE KIZDI 'Sanatçı duyarlılığına yakıştıramıyorum' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal, "CHP, vakfadönüş- meü* diyen tstanbul Mil- letvekili Zülfii Livane- li'ye sert tepki gösterdi. CHP lideri Baykal, diin Hakkâri gezisi hakkında basın toplantı- sından sonra Livane- li'nin açıklamalarıyla il- gili soruyu da yanıtladı. Başka konulara gırmek istemediğini vurgulayan Baykal, "Ancak bu ko- nu CHP'nin varlığına, özüneyönelikolduğuiçin birkaç cümlc söyleyccc- ğinı. CHP'yi tarilıe ha- vale etmek isteyenler da- ha önce de çıkmıştır. 1980'den önceçıkn.Ama CHP, külkı indeıı yeni- den doğdu.Bu aradapek çok parti tarihe havale edümişken 1980'den be- ri tarihe havale edilmek itenen CHP, ana ııııılıa- lefet partisi ve gelecegin iktadar adayı olarakgö- revyapmaktadır" dedi. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasetçiler partile- rinde kendi siyasi gele- cekleriyle ilgiliumutkay- bınauğrayınca bunu par- I ilıı iııiıı geleceğiyle ilgi- li umut kaybuıa dönüş- türmcyc çahşır. Kendi partilerinde niye umut kaybuıa uğradıkları, ne- yiyapıp neyi yapmadık- lan ayn konu. Önünün tıkandığını düşünenlc- riıı, bunun tüm partiyle ilgili olduğu iddiası psi- kolojik bir ihtiyaçtan kavnaklaıııı. CHP örgütü için ya- pılan değerlendirmeleri de örgüt aduıa reddedi- yorum. Örgütlc ilgili de- ğerlendirmeleri, CHP örgütü istemediği için aday olamayanlaruı sa- natçı duyarlılığına yakış- Iıı aııııyuı ıını. O örgülün katkısıyla bu noktaya ge- len bir insana yakışnra- mıyorunı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle