Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 2005 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MIJMTAZ SOYSAL
Les Turqueries
FRANSIZCANIN ilginç SÖZ-
cüklerinden biridir "la turquerie"
sözü. Eskiden, genellikle çoğul
olarak kullanılırdı; sanatta, özel-
likle edebiyatta Türklere ilişkin
konulan işleyen ya daTürklere öz-
gü yaklaşımları öne çıkaran ya-
pıtlar için. Ressamların tablola-
rı, yazarların tiyatro oyunları ya-
hut çeşitli oyunlara soktukları ka-
rakterler gibi. Ünlü örneklerine
Moliere'de rastlanır. Ne var ki,
zamanla sertlik, zalimlik, hatta
aslında Türklerin gönül zengin-
liğine ve cömertliğine hiç uyma-
yan pintilik gibi nitelikler için de
kullanılıroldu.
Yoksa, Fransızlann dilinde,
Türklere ilişkin olarak özü açı-
sından hiç de fena olmayan de-
yimlerepeycedir. örneğin, "Türk
kafası" denince, herkesin yüklen-
diği, önünegelenin kafasına vur-
duğu, rasgele suçladığı kişi an-
laşılır. Birine "Faslıyaya da Tür-
ke davranır gibi davranmak",
karşısındakini insan yerine koy-
mamak anlamına gelir. Hele bir
"Türk gibi kuvvetli" sözü vardır
ki, hakkındaki "Yunanlı gibi hır-
sız" sözünü sözlüklerden sildirin-
ceye kadar akla karayı seçmiş
olan komşumuzu kıskançlıktan
çatlatır.
Ankara'yıziyaretetmekte olan
"Fransız heyeti"ne ilişkin ha-
berleri ve yorumları dinleyip oku-
dukça bunlan anımsamadan ede-
miyor insan.
Geçen gün Paris'ten kalkıp
Türkiye'ye gitmekte olan Fransız
uçağındaki halleri ve tutumları
hiç de öyle ciddi iş yapmaya gi-
den insanlar izlenimi vermiyordu.
Daha çok, bir arada dış geziye
çıkmış turist grubunu andırıyor-
lardı. Yanlarındakiler de, siyasi-
lerin sekreterlerinden çok, aile-
lerine katılmış hanım hanımcık
kızlar gibiydiler. Belli ki, "alçak
profil" denen yaklaşımı seçmiş-
lerdi.
Yoksa, onların veya diplomat-
larının değil de bizimkilerin mi
seçimiydi?
Ziyaretin Türk-Fransız ilişkile-
rini doğru zemine oturtma
amacınayöneldiği kesin. Nitekim,
bu çarşambanın "Le Canard
EnchaînĞ", yani "Zincire Vurul-
muş ördek" gazetesi de öyle di-
yor.
Fransızcada "ördek" sözü, "ya-
lan haber, doğru olmayan söz"
anlamına da gelir. Zamanla ora-
daki basındada bizdeki bazı ka-
lemler gibi yalakalık, kara çal-
ma, çıkarcı çarpıtıcılık örnekleri
yaşanmış olmasından olacak,
argoda "gazete" için de kullanı-
lır olmuştur.
Söz konusu haftalık "ördek",
başlıkları ve karikatürleriyle bir
mizah gazetesi gibi görünse de
haberlerinin doğruluğu ve sağ-
lamlığı bilinen dürüst bir yayın
organıdır. Bu haftaki yorumları-
nın birindeki ara başlık,
"Debre'nin Türk Kafaları" sö-
züyle Türkiye'ye giden "grup
başkanlan"nı ele almaktaydı.
Meclis Başkanı olan Mösyö Deb-
re'nin "Ben Türkiye dosyasıyla
umacılık oynamam; bu seyahat
benim açımdan Sarkozy ile Bal-
ladur'a nanikyapmak demektir"
sözünü de ekleyerek. Bu ikisi
Türkiye'nin işini güçleştirmek için
ellerinden geleni artlarına koy-
madıklarına ve Debre de Anka-
ra'ya sıcak baktığı bilinen Mös-
yö Chirac'ın yakını olduğuna gö-
re, ziyaretin Fransa'daki iç poli-
tikayla ilgisini anlatmak için, Ör-
dek'in deyimiyle "Daha fazla açık-
lamaya gerek var mı?"
Vergi Denetimi ve Denetmenleri-2
Faruk YALÇINER Iktisatçı
B
atılı ülkeler, doksanlı yıllar-
da gerçekleştirdikleri düzel-
timlerle, bugün ülkemiz içiıı
düş bile edilmeyecek bir ver-
gi yönetimine kavuşmuşlar-
dır. Vergı ödeyen yükürnlii dcğil "müş-
teri"dir artık! Vergiye ilişkin ödevlenn-
deıı lutun da gelinni yönlendirebileceği
yatınm alanlarına vanncaya değin her
koııuda vergi yönetimı ona parasız da-
nışmanlık, arabuluculuk, gerektığınde sa-
vıınmanhk yapınaktadır. Kişiler, kurum-
lar vergı daireleriııdeki dosyalannda yer
alan bilgılere her an ulaşabilînekte, eksik,
yanlış olanlann değiştirilmesini sağla-
maktadırlar. "Vergikaçakçılığınıntanınıı
ve somıçlan herkesin anlayabileceği bir
kfsinHktekamuvicdanınakazuımışuıf Do-
laylı vergiler yaşamı cehenneme çevırme-
yecek ölçüdedir; gelirden, varlıktan ver-
gi almak temel ilkedir.
Yükümlünün vergılendirmeye ilişkin
her türlü gideri (muhasebe, danışmanhk
vb.) "vergjnin toplunısal maliyeti" ola-
rak değerlendirilmekte, bu türden gider-
lerin en aza ındınlmesine çahşılmaktadır.
Vergi yönetimı, paranın el değiştirme-
sini izlemekte; harcamalann banka vb.
finans kuruluşlan kanalıyla gerçekleş-
mesi ıçın her türlü önlem alınmış bulun-
makta, "tüm geürierin kaynıığısoı ulmak-
tadır." tnsanlar Türkiye'deki gibi vergi
denetçilerine kamyonlar dolusu defter-
belgeleritaşımamakta; vergi denetimi bil-
gisayarla -dahası parasız- yapılmaktadır.
Gerçi, devletın egemenlik hakkından
kayııaklanan bu temel görevin yeminli
nıali müşavirlere devredilerek özelleşti-
rilmesi, düııyada -bizden- başka hiçbir
toplumun başaramadığı bir buluş olarak
o ülkelerdekı yaratıcı düşünce kısırlığını
gösterse de onlar, "kamu vergi denetinıi-
ni özelkuruluşlarca para karşılığı yapılan
bağunsız dış dcnetimden ayn tutmakta-
dırlar."
Başta ABD olmaküzere Fransa, Alman-
ya, Ingiltere ve öbür OECD ülkelerinde
vergi daireleriyle vergi denetim birimle-
ri bölge düzeyinde örgiitlenmıştır. Ülke-
nin birkaç büyük kentinde yerleşik; öbür
kentlerdeyse geçici çaksanbir avuç denet-
çinin yaptığı merkezsel denetim, yalnız-
ca Türkiye'ye özgüdiir.
Belirli süreyle sınırlandınldığuıdaıı ola-
ğandışıdır, etkin değildir. Aralannda ile-
tişim, uygulama birliği olmayan dört ay-
n denetimbiriminin varhğı planlamayı en-
gellemektedir, Incelenen yükümlüler baş-
lanna ne geleceğini bilememektediler.
Anlaşılmaz, çelışkili, boşluklarla dolu
vergi yasalan nedeniyle vergi danışman-
lanna başvurarak yüksek paralar ödemek
zorundadırlar. Denetçi sayısı yetersizdir,
kadrolar doldurulmamaktadır. Bafı'da,
denetim örgütü tektir. Dcnctçiler arasın-
da işbölümü, uzmanlaşmagözctilir. 0nun
için de mcrkezsel-yerel denetim ayrımı
yoktur. "Büyük ölçekli işlermeleri her yü,
orta ölçeklilcri iki-üç yılda bir, Iriiçük öl-
çeklileri daha uzun aralıklarla inceleme-
yi amaçlayan izlcnccler (program) uygu-
lanır.GeHrörgütünde en altgörcvden baş-
layarak tepedeki görevlere yükselmeyi ola-
naklı kılan, hiçbir bürokrat kesime avn-
calık tanınıayan, hertüriü görevüyi kurum
çahşanları arasmdan sınavla seçen bir bü-
rokratik işlcyiş söz konusudur."
Özetlersek, "vergikaçakçılığınıönlenıek
amacıyla sürekli izlcme, toplanan bilgile-
rin olumsuzluk içermesidurunıunda uya-
rarak incelcmeye alma, ödenıeyle düzel-
tilehilf cek aıılaşmazlıklarda uzlaşma; ka-
sıtlı eylemlcrdc tutuklamayı öngören bir
vergilendirmc düzcnindc yaşamaktadır
Balılı toplumlar.'7
En aşağıdan yükselme-
yi bilgi, yararlılık, başan ölçütleri ile gü-
venceye almış, görevler arası iletişimin ke-
smtisiz sürmesini ve kurumlaştırmayı
olanaklı kılan, hizmet içi eğıtimı aksat-
mayan bürokıasi de bu düzenin aynlmaz
parçası durumundadır.
I urkıye ıse daha işin başında bürokra-
tik bir çıkmaza saplanmış, çıkamamak-
tadır. Uzman-müfeniş kökenli bürokıat-
lardan oluşan yönetki kast; Maliye Bakan-
lığı'nuı ülke genelindeki tüm birimlerin-
HAFTA İÇİ
Migros'ta sizin için
neyapsak?
Mesela,
sabah 9.00-12.00
arası %10 indirim
versek
Hazırgelmişken
bir de çay ikram etsek.
%10 İndirim, Migros Club Kart'la (ek seferde yapılacak 30 YTL ve üzeri alışverhjler için geçerlldir. Tekel ürünleri,
alkollü içpreklcr (bira ve şarap haricindeki), sigara, plpktrikli ve elektronik ürünler, cep telefonıı kotıloru ve
beyaz eşya ahmlarıyla yeniden satış amaçlı toplu satın almalar kampjnyaya ve alışveriş tutarına dahil değildir.
Online kasa bağlantısında meydana gelebilerek kesintiler nedeniyle indirim tutarı alışveriş tutarından anında
düşüleme/se indirim tutarı en geç iki gün içinde Migros Club Kartını/a yliklenecek ve yapacağmız ılk dlışverıştefi
otomatik olarak düşülecektir. A(ilış î,aati 10.00 olan mağazalarımızda karııpaııya 10.00-12.00 arası geçerlidir. Alışverlşin en keyiflisi.
Koç
M
B '95 vvorld W
IHHBHHHHHBIHL—_
€^>KOÇBANK 1Wor(dcard ya da Koçbank kredi kartımza da
vade farksız 4 taksit yapsak.
de söz sahibidir. Vergiye ve Maliye çalı-
şanlanna ilişkin tüm yasal yönetsel dü-
zenlemeler bu seçkinlerce gerçekleştiril-
mektedir. Mcrkezde, taşrada tüm görev-
lere önceliklc, sınavsız atanmakta; ba-
kanhkça sağlanan her türlü kamusal ola-
naktan yararlanmaktadırlar. Yetmış bin
Maliye çalışanının yazgısını (ücretı, yer
değıştirmesı, atanması, yükselmesi vb.)
belirlemektedirler. Baskıcı, buyurgan, ay-
nmcı yönetim anlayışı merkeziyetçi ya-
pıda sürmektedir. Bu anlamda vergi yö-
netiminin başarısı sorgulanırken tartış-
manın odağmda yer almalan yadırganma-
malıdır.
Ülkemızde gelirden vergi alınamamak-
tadır. Bu durumu eleştirenlere ise günü-
müzde tüketim vergılenne yöneliş oldu-
ğu savıyla yanıt venlmektedır. Vergi in-
celeme oranı yüzde bir dolayındadır. Bü-
rokratlara göre inceleıne değil sürekli de-
netim önemlidir. Ama, "Ukel yöntemler-
le, araç-gereçlerie, binalarla, karmakan-
şık yasalarla, niteUksiz nıemurlarla yaıı-
sıııdaıı çoğu kayrtdışı işleyen ekonomikçar-
kuı ııasıl denetleneceği" sonısu boşlukta
kalmaktadır. Bu ortamda denetımle eri-
şılecek sınırlı bilgiler sonuç vermeyecek,
vergı ıncelemesi gerekecektir. Inceleme-
leriıı -nerdeyse tamamı- taşrada vergi de-
netmenlerince yürütülmektedir. Denet-
menler aynca vergi daırelennin bir bölüm
işlerini ve valilikleree istenilen ınceleme,
soruşturma, teftiş gibi görevleri de yeri-
ne getirmektedirler. "Maüye Bakanlıgı
yönctimi ise vergi kaçmınlardan çok ver-
gj denetmenleriyle uğraşmaktadır!" Sun
yirmi yılda -Zekeriya 'I emizel dönemi bk
yana- bu görevlilere yönelik sindirme,
kişiliksizleştirerek savunmasız bırakma,
baskılıyarak sömiinne uygulamasının -bı-
linçle- sürdüriildüğü göriilmektedir.
Türkiye'nin en çok çalışıp en az ücret
alan denetçileri olmalan, emeklilikte, ka-
mu konutlarından yararlanmakta ve ben-
zeri haklarda düz memurla bir turulma-
lan, yer değiştirerek ataıuııak zonında bı-
rakılmaları, yeterlik sınavından sonra bir
derece yükseltılmemeleri, bürokraside
önlerinin tıkanması, özetle; "gelecekleri-
nin karartılması" yetme-
miştir bakanlık üst yöneti-
nıine. Yıllardır vergi ince-
lemesi ve denetimini sür-
düren bin beş yüzü aşkın
vergi denetmeninin "mes-
leksel yeterUliği dc tanınma-
mıştır" Maliye Bakanlıgı
bugün "vergi denetmenleri-
nin mesleklcrini yapma ye-
terliğinin bulunmadığını
mahkcnıelerönünde kanıt-
Iamakiçin çırpuınıaktadır!''
Yetersiz denetçileri çalıştı-
rarak yurüaşların devlete
güvenini sarsmanın "ağn
1
hizmct kıısunı" sayılacağı
ve bu "yetersizliğin gideril-
mesinin önceükleyönetimin
görevi olduğu" gerçeği
umursanmamaktadır bile!
"Bu ne menenı bir anlayış-
tır ki, deviet nıcmuru vergi
denetmenkriscrbest meslek
üyesi yeminli nıali müşavir-
Ier karşısmda; onlann lanı
onayuıdan geçmiş vergi yü-
kümlülcriniincelemeyctki
sinden yoksun bırakılarak
yetkisi/ kılınııııştır!'"
Vergı denetimini sarma-
layan sorunlaryumağı" Ver-
gilendinneden sorunüu ver-
gi (1ainrleri11i de I>iliı miş du-
rumdadır." Vergi almaktan
çok, göıılünden ne koparsa
verenleı sayesinde varlık-
lanıu sürdürmcktedırler Ör-
gütlenme, yönetim, araç-
gereç, personel sorunları
nedeniyle etkısızdirler.
Işte AFi'ye üyeliği tartı-
şan Fürkıye'de gelir yöne-
tıminuı bu durumuyla yaşa-
ması olanaksızlaştığından
yeniden yapılandınlması bır
kez daha gündeme gelmış-
tir. Başlangıçta, bir avuç
Maliye bürokratının gızlice
yürüttüğü bu çalısjtnalara
katılan TÜSİAD ve Vergi
Konseyi, özerk yapılanma-
yı, tüm denetçılerin birleş-
tirilmesını, bölge düzeyin-
de denetimi savunmuşlardır.
Ancak, arulan kuruluşlar-
da etkin kimi eski Maliye
bürokratlarının özvenli ça-
balanyla görüş degıştırmış-
lerdir; son tasanda Mali-
ye'deki "kasün" ayrıcalık-
lan korunmuştur.
Sonuç: Yakında
TBMM'ye gönderilecek ya-
sa tasansıyla yerel, yönet-
sel, siyasal etkilere açık,
merkeziyetçi eski gelir yö-
netim yapısı korunmakta-
dır. Bu anlamda OECD'nin
çok gerisinde kalmış ülke-
miziıı yitirdiği zamanı gen
getimıe olanagı yoktur. Bü-
rokratik çıkarlar uğruna ış-
levsellık taşımayan bir ge-
lir örgütü kurulmasmın -bu
yaklaşımı benımseyen Ma-
liye bürokratlan başta ol-
mak üzere- kimseye bir ya-
rarı olmayacaktır. Çünkü,
"Çağdaş bir gelir yönetimi
oluşturamayan Türkiye'nin
hiçbirsorununu çözmesi ola-
naklı değildir!"
PENCERE
Tarihsel Bilinç
Bunalımı...
Siyasal sözlükte sol kavramının anavatanı -her-
kesin bildiği gibi- Fransa'dır. 28 Ağustos 1789
günlü Kurucu Meclis toplantısında kralın vetosu-
na karşı çıkan milletvekilleri, başkana göre, salo-
nun sol tarafında konuşlandılar..
Adları solcuyaçıktı..
1789'da Fransa'da dinci devlete karşı çıkmak
solculuktu...
Kral, kilise ve toprakla'ra el koymuş sözüm ona
soylu sınıflara karşı sanayileşmeyi, laîkliği, insan
haklannı, demokrasiyi simgeleyen yeni birsınıfı vur-
gulayan burjuvalar soldaydı...
Burjuva, dinci düzeni ve Kilise iktidarını yıkıp
devleti ele geçirince, laiklik ve demokrasi düzeni
kurulunca, bu kez toprakta ve fabrikada çalışan
emekçiler sola geçtiler...
Sol el değiştirmişti...
Sol, zamana ve mekâna göre belirlenen ve kul-
lanılan bir kavramdır.
•
1960'larda Ismet Paşa ne demişti:
"- Ben kırk yıllık solcuyum!.."
Atatürk'ün liderliğinde dinci bir devleti yıkarak
yerine laik Cumhuriyeti kuranlardan Inönü, ister is-
temez solcuydu...
Üstelik Lenin'ın çok iyi tanımladığı emperyaliz-
me, ilk kurtuluş savaşıyla karşı çıktığı için iki kez
solcuydu...
Ama Ismet Paşa döneminde solcular tutuklan-
mıyorlar mıydı?..
Tarihsel yelpazede olayı kavrayabilmek için, ço-
ğu solcunun da -o dönemde- Milli Eğitim Bakan-
lığı'nın çatısı altında çalıştığını düşünmek gerek!..
Sağcının sağcısı olduğu gibi solcunun da sol-
cusu var!..
Dinci bir devleti laıkleştirmek tarihsel açıdan en
büyük solculuktur; ama, laikliği benimsemişbirdev-
lette burjuva sınıfını tasfiye üzerine solculuk da -
Rusya'daki gibi- solculuktur...
Düşüncede solculuğun dibi yok!..
•
Emperyalizme karşı çıkmak solculuktur..
Çünkü emperyalizm sömürü düzeninin dünya
coğrafyasına yayılmasında en büyük canavarlığı
simgeliyor, insanlığın yüz karasıdır...
Irak'ta 'Sünni' direnişi, bu açıdan ele alındığın-
da Kuzey Irak'taki 'Kürt'e nispetle solcudur; ama,
aynı Sünni, mezhepçi kafasıyla elbette sağcıdır;
hele kadını tesettüre bağlayan dinciliğin ortaçağ
irtica karanlığını çağımıza taşıdığı da açık seçik...
Tesettür sandıktan çıksa da demokratik sayıla-
maz; kadını erkekten farklı görüp aşağılayan hiç-
bir fikir insan haklarına sığamaz...
•
Sol, zamana ve mekâna göre değişen bir kav-
ram...
Türkiye'de bugün ılıımlı Islam iktidarı toplumun
tepesine bindiğine göre, dinciliğe karşı çıkan kişi
ister istemez soldadır...
Laik yurttaş, kendisini sağcı da saysa, yine sol-
dadır...
Türkiye yeniden bozulup düzeliyor. Devrim -
karşıdevrim hesaplaşması, siyasal yaşamın iktidar
- muhalefet ikilemini de yeni koşullara göre oluş-
turacak...
18'inci yüzyıl Fransası'nda dinci devlete karşı çık-
mak solculuktu..
21 'inci yüzyılın Türkiyesi'nde dinci iktidara kar-
şı çıkmak solculuk..
Peki, sol neden Türkiye'de bunalım içinde?..
Tarihsel bilinç bunalımı bu!..
K Cumhuriyet
kitap kulübü
Cumhuriyef
YILLIK
tKt CİLT
! BÎRARADA
1. Cilt: 1 Ocak 1997/31 Amlık 1999
2. Cilt: 1 Ocak 2000/ 31 Arahk 2003
Çag P a z a r l a m a A . Ş . T ü r k o c a ğ ı C a d . N o : 3 9 / 4 1
3 4 3 3 4 C a ğ a l o ğ l u - İ s t a n b u l
T e l : ( 0 2 1 2 ) 5 1 4 01 96 F a k s : ( 0 2 1 2 ) 5 1 4 01 95
KAYSERİ 3. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 2004/1111 E.
Davalılar Falma Ördek, Battal ördek ve Şaban Bir-
can'ın tnalikı olduğu Kayseri ili, Melikgazi ılçesı,
Mımarsinan kasabası, 14 pafia, 3562 parsel sayılı ta-
şınmazın tamamı m2'sı 1.200.000.-TI. bedelle Mi-
marsinan Organıze Sanayi Bölgesi Tüzelkişiliği lehi-
ne kamulaştırılmak üzere mahkememizde değer tes-
pıti ve tescil talebiyle açılan davanın tensıp karan ge-
reğince, kamulaştırma karanna karşı ilan tarihiııden
itibaren 30 gün içensındc ıdari yargıda iptal davası,
adli yargıda maddi hatalara karşı düzcltım davası
açılabileceği, açılacak davalarda husumetin Mimarsi-
nan Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulıı Baş-
kanhğı'na yöneltıleceği ve mahkemece tespit edilen
değerin hak sahibı adına Kayseri TC Ziraat Bankası
şubesıne yatırılacağı, idari yargıda dava açanlann yii-
rürmeyi dıırdıırnıa kararı aldıklarını belgelendirme-
dikleri takdirde kamulaştırma işleminin kesinleşeceğı
ve taşmmazın kamulaştırma bedeli üzennden davacı
ıdare adına tescil edileceği, konuya ve taşınmaz ına-
lın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan ta-
rihiııden itibaren 10 gün içinde mahkemeyc yazılı
olarak bıldırmeleri ilaneıı duyurulur. Basm: 3925