18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA I CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2005 CUMA HABERLER Karayalçın, Türkiye'nin etnik ve inanç farklılıklan konusunda dikkatli olması gerektiğini söyledi Taykınkiarı onanlmalı'MtYASEİLKNUR C1 osyal dcmokrat iki parti arka O arkaya kurultay topladı. Parla- mento dışında kaldığı ve belki kavga- sız, gürültüsüz geçtiği ıçin SHP ku- rultayına basın ilgi göstermedi. Bu ayın 25'inde ise iki gün sürecek "ts- tihdam Kurultayı"nı toplayacak SHP'nin Genel Başkanı MuratKara- yalçın ile istilıdanı kurultayını, dış po- litikadaki gelişmeleri ve soluıı hali pürmelalini konuştuk. - ÂBD Adana Konsolosu'nun gü- neydogu ziyaretlerine dikkat çektiniz. Konsolosun anıacı ne? KARAYALÇIN - Ben de DEHAP Batman II Başkanı'nın açıklamasını basından öğrendim. Ama çok yadır- gatıcı gelmedi. Türkiye'de iki tane fay kınğı var. Biri etnik farklılıklar, öbü- SHP • Geçmişten bu yana dış güçlerin Türkiye'deki etnik ve inanç farklılığı sorununun üzerine gittiğini anımsatan Murat Karayalçın, "Diplomaside kullanılması gereken yöntemleri ve araçları kullamlması gereken zamanda kullanmazsanız, bundan çok ciddi zarar görürsünüz" dedi. rü de inanç sorunlanyla ilgili bu kı- nklar. Geçmişten bu yana dış güçler, Türkiye'deki bu iki temel sorun üze- rine gitmıştir. Eğer Türkiye gerekli önlemlen almaz ve bu fay kınklannı onarmazsa gelecekte de sürecektir. ÖZEL BİR DURUM - Bu fay kırıklanndan biri sıııırlaı ı- ını/ı aşıp Kerkük'e kadar uzamyor. Kerkük olayındaTürkiye yapması ge- rekenleri zamanında yapabildi ıııî? KARAYALÇIN - Ortadoğu'da Fi- listin devleti dışında yeni birdevlet ku- rulamaz. Ortadoğu yeni bir devleti kaldıramaz. Bunu yalnızca Kürtler için söylemiyorum. Bu hem Ortado- ğu banşı hem de dünya banşı için bü- yük bir tehdittir. 36. eylemden itiba- ren BM'niıı 1991 'den bu yana yapmış olduğu uygulamalann da ortaya koy- duğu gibi bir yeni siyasi yapı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu yapıda bi- zim akrabalarımız, yakınlanmız var. " Bi/i111 akrabalanmız kim? Türkmen- lermi,ordaki Kürtler, Araplar vc Sür- yaniler bizim neyimizoluyor" sorusu- nun yanıtı tartışılmakta. Bunlann hep- si bizim yakınımız, canınıız, ciğenmiz, akrabamızdır. Hepsinin haklarım ko- rumak durumundayız. Kerkük çok özel bir durum. Kerkük'te nüfus ya- pısının değiştirildiği, hatta bozuldugu görülmektedir. Türkiye'nin buna ses- siz kalması düşünülemez. KDP ve KYP yetkililerinin Türkiye'ye "Dı- şarıdan işimize kanşmasın" şeklinde uyarılarda bulunmasını da üzüntüyle karşılıyorum. Türkiye, Körfez Sava- şı sırasında Halepçe katliamı gerçek- leşmce oradaki Kürt kardeşlerimizi kucakladığında, Saddam güçlerine karşı topçu ateşi açtığında dışandan müdahale etmiş olmuyor muydu? 0 tarihte Türkiye, Kürt kardeşlerinin 'SOL PASTAYI BÜYÜTMELİ' 'Kavgalı kurultayla siyasetyapılmaz' - Sol cenahta size yönefik bir suçlama var. 'İttifak diye ı ııti ııracaklarıııa CHP içinde kalıp mücadele edebilirlerdi' deniyor. KARAYALÇIN - CHP'de yapılan jandarmalı ve karate- li kurultaylar bu sorunun ya- nıtını vermekte. Sosyal de- mokrat olduğunu iddia eden bir parti jandarma süngüleri al- tında kurultay yapıyorsa ya da son kurultayda olduğu gibi Türkiye'de ancak Isnıetlraz'ın yorumlayabileceği türden ka- rate tekniklerinin kullanıldığı bir kurultayın içine giriyorsa o partide siyaset yapmanın, demokratik bir biçimde yarış- manın olanaklı olmadığını bi- ze zaman zaman bu eleştiriyi yönelten arkadaşlanmız da sa- nınm görmüşlerdir. Eğer ayak- kabınız kapının önüne kon- muşsa ya da öyle bir sürcci yaşamaktaysanız ordan da so- nuç çıkartmahsınız. Bu eleş- tiriye ben çok muhatap oldum, ama son kurultaydan sonra 'hakhymışsınız' şeklinde ya- nıt verdiler." - CHP kurultayından sonra siz gayri memnunlara bir da- vet yaptınız. Bu durumda ka- ratecileri ithal etmiş olmuyor musunuz? KARAYALÇIN - Çok özel bir çağn yapmış değilim. Biz AKP ile mücadele, öteki tüm partilerle de rekabet ilişkisi içindeyiz. Bizim devirmek is- tediğimiz güç AKP'dir. Bizim CHP, DSP ve öteki sol partiler- le birmücadelemiz yok. Onlar- la rekabet ilişkisi içindeyiz. Bi- ze göre sol pastayı paylaşmak yerine pastayı büyütmek için her parti çahşmaüdır. Sol par- tilerden SHP'ye katılmak iste- yen arkadaşlar olursa bundan da memnuniyet duyanz. Biz bu çağrıyı her dönemde yapı- yoruz. CHP kurultayından son- ra bu kurultaydan gayri mem- nun çıkanlar için özel bir çağ- n yapmış değiliz. SHP liıkı i Murat Karayalçın "CHP, paıiamentoçafaşmalarıyla Türkiye'deki muhalefetin etkisiz kalmasına neden oldu. CHP bir anlamda 9-5 mesaisi yapıyor" diye konuştu. haklannı korumuştu, şimdi de Türki- ye Türkmen kardeşlerinin haklarım korumak durumundadır. MuHALEFET ETKİSİZ -Hükümetin dış poütikadaki aczibi- raz da karşısında etkili bir muhalefet olmamasından kaynaklannuyor mu? KARAYALÇIN - önce parlamen- todakı partinin bu konuda çok önem- li bir sorumluluk taşıdığını ama bu- nun gereğini yerine getirmediğini üzüntüyle ifade etmek istiyorum. CHP, parlamento çalışmalarıyla Türkiye'de- ki muhalefetin etkisiz kalmasına ne- den olmuştur. CHP bir anlamda 9-5 mesaisi yapmaktadır. CHP'li tnillet- vekilleri arkadaşlarımız, o mesai sa- atleri içinde hiç kuşkusuz Meclis'te eleştirilerini yapıyor, önergelerini ve- riyorlar, ama muhalefetin yalnızca Meclis mikrofonu ve koridoruyla sı- nırh olmasmı kabul etmek söz konu- su olamaz. O nedenle Türkiye'de her yerde bir muhalefet eleştirisi var. Biz bu dönemde SHP olarak yeni bir ça- lışma yöntemi başlattık. Bize göre çok önernlı projeler hazırlamaktayız. Televizyonlara ve gazetelere çıkma olanağımız olmuyor. Parti yönetimi olarak il ve bölgc çalışmalan yapıyo- ruz. Bizi bölgelerinde gören yurttaş- lar "Seçim yok ki neden burdasınız?" diye şaşkınlıkla soruyorlar. A K P VE CHP İPOTEĞİ - SHP ne yapıyor? KARAYALÇIN - «Toplumsal ba- nş", "Yoksulluğu yenmek için acil plan", "Ucuz kıııııı/ı et" projelerini tartışmaya açıp çözümler ürettik. Şimdi de 25-26 Şubat tarihlerinde Ankara'da "İstihdam Kurultayı"nı toplayacağız. Büyüme artıyor ama işsizlik oranı aynı kalıyor. Başba- kan'a bir mektup yazarak hüküme- tin bir istihdam kurultayı toplanıası- m önerdim. Başbakan bu önerime yanıt bile vermedi. Onun üzerine biz, SHP Genel Merkezi olarak "İstihdam Kurultayrnı toplama kararı aldık. Türkiye'de bir başka önemli gelişme- nin, siyaset alanının yeniden düzen- lenmesi olacağını tahmin ediyoruz. Siyasi partilerin demokratıkleşme- si, ittifaklann hukukileştirilmesi, se- çim barajının aşağı çekilmesi. Bu düzenleme, AKP ve CHP'nin seç- menler üzerindeki ipoteğinı de kal- dıracak bir gelişmedir. 'AKP demokrasiye sıfır toleranslı' • İstanbul Uaber Servisi - UİSK Genel Başkanı Süleyman Çele- bi, "tşkenceye, şiddete sıfır tole- rans diye açıklamalarda bulunan iktidarın bugün geldiği nokta de- mokrasiye sıfır tolerans olmuş- tur" dedi. Çelebi yaptığı açıkla- mada, Emek Paltformu'nun dün yaptığı 'Iktıdara uyan' eylemin- de "İzmır'de basın açıklamasına katılan DtSK Ege Bölge Temsil- cisi Azad Fazla'nın, bir emniyet görevlisinin saldırısma uğradığı- nı, Sakarya'da DtSK'e üye sen- dikalann şube başkanlarının gö- zaltına alındığını" açıklayarak hükümeti kmadı. Tarık Ziya Ekinci'ye şükran giinü • İstanbul Haber Servisi - Sos- yalist, eski Türkiye işçi Partisi (TİP) Milletvekili, yazar Tarık Ziya Ekinci'nin 80. doğum gü- nü kutlanacak. Taksim Hill Otel'de bugün 15.00-19.00 saat- leri arasında gerçekleştirilecek toplantıya, Ekinci'nin mücadele arkadaşlan, hemşerileri ye ya- yıncı dostlan katılacak. Ücretsiz ve herkesin katılımına açık ya- pılacak toplantının amacının "Dcmokrasi mücadelesinin sim- ge kişilerine yaşarken şükran sunmak" olduğu belirtildi. Siyaset Okulu Projesi • İstanbul Haber Servisi - Bah çeşehir Üniversitesi, Hükümct ve Liderlik Okulu tarafından dü- zenlenen Siyaset Okulu Proje- si'ne başlıyor. Toplum sorunlan- na vâkıf, bilinçli ve duyarlı kişi- ler yetiştirmeyi amaçlayan proje, 5 Mart-28 Mayıs tarihleri arasın- da yapılacak. Hükümet ve Lider- lik Okulu Koordinatörü Burak Küntay üniversitelerin görevinin sadece üniversite sınavı sonrası eğitimden ibaret olmadığını be- lirterek "Hedefimiz, bir gün içe- risinde siyasetçi yetiştirmek de- ğil karar makanizmalannda gö- rev alacak kadrolann bilgi dona- tımını saglamaktır" dedi. Sezer: Sol DSP'de buluşmalı Anadolu gezisine Antalya da devam eden DSP Genel Başkanı, AKP 'nin uygulamalarının Türkiye'nin önünü açmakyerine tıkadığını ileri sürdü DSP lideriZeki Sezer. ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu gezilerinı sürdüren DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Antalya ziyaretinde bugüne kadar solda bırleşme denemelerinden sonuç alınamadığını, daha çok bölünmelere yol açtığını belırtırkcn bir erken seçimin de söz konusu olduğunu söyledi. Antalya Grida City Otel'de dün sabah kahvaltısında gazetecilerle bir araya gelen Sezer, AKP'nin uygulamalarının, Türkiye'nin önünü açmak yerine tıkadığını savunarak Bııııuıı yanı SU"a TBMM'de etkin bir muhalefet dc yok. Kendi iç kavgalarıyla uğraşmaktan 80 parça olan CHP, etldn bir muhalefet yapamıyor" dedi. Sezer, solda bırleşmeyle ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: "Her birleşme, yeni gruplar yaraüyor. Gruplar arası farklar keskuileşiyor. Toplumda solun hirics.mcsine yönelik beklentiler ve buna bağlı olarak da arayışlar var. Ama CHP'nin oy aldıgı yerlerle, DSP'nin oy aldığı yerler birbirinden farldı. Biz solun evrensel sorumluluklannı sonuna kadar beninısiyoruz ve Türkiye'nin yapısına uygun poütikalar geliştiriyoruz. tnançlara bağlı bir laiklik ilkemiz var. Toplumun her kesimine ulaşacak politikalanmız nıevcut. Bir büyük sol partide buluşulur ki, bu da DSP'dir." £rkan Mumcu'nun Küllür ve Turizm Bakanlığı görevi ile AKP'den istifasının ardından hükümette farklı gelişmelerin söz konusu olabileceğüıi ifade eden DSP liderı Zeki Sezer, "AKP ve CHP'li Medis, Türkiye gerçcklerini yansıtmıyor ve bu tür patlamalar meydana geliyor. Bir erken seçim söz konusu. Erken seçim, Türkiye için bir zorunluluk olabilir. AKP'nin tekrar başarıh olanıaması için de nıücadclemizi veriyoruz" diye konuştu. îlk seçimde DSP'nin yeniden iktidar olabileceğini savunan Sezer, 3 Kasım seçimlerinde, 11 milyon kişinin sandığa gitmediğini ve bunların büyük kısmını da DSP'ye oy veren grubun oluşturduğunu kaydetti. TBMM Komisyonu, RTÜKYasası'nınyabancı sermayeye sınırgetiren hükmünükaldırdı Yabancılara sıınrsız medya gücü EMİNE KAPLAN ANKARA-AKP hükümeti, Rad- yo ve Televizyonlann Kuruluş ve Ya- yınları Hakkında Yasa'nın (RTÜK) yabancı sermayeye hisse sınırı ge- tiren hükmünü kaldırıyor. TBMM Plan ve Bütçe Alt Ko- misyonu'nda, yabancılann özel rad- yo ve televizyonlarda yüzde 25 'ten fazla hisse alamayacağı yönünde- ki hüküm kaldmlarak yabancılann Türkiye'deki televizyonlann tama- mını almalarının yolu açılıyor. Bu çerçevede, Tasarruf Mevduatı Sigor- ta Fonu (TMSF) da Star ve Cine 5 televızyonlanmn tamamını yaban- cılara satabilecek. TBMM Plan ve Bütçe Alt Ko- misyonu'nda, AKP'li milletvekille- rinin TMSF ile ilgili verdiği yasa önerisınde değişiklik yapıldı. RTÜK Yasası'nın u Bir özel rad- yo ve telcvizyon yayın kumluşunda yabancı sermaycnin payı, ödenmiş almasının yolu açıldı. Yasa önerisine göre TMSF'nin yönetim ve denetımine sahip oldu- ğu şirket ve iştirakler ile burüara ait mal, hak ve varlıklann yüzde 49'un- dan fazlası yabancı gerçek ve tüzel- • TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu, RTÜK Yasası'nın yabancılann özel radyo ve televizyonlann yüzde 25'inden fazlasmı satın alamayacağına ilişkin hükmünü kaldırdı. Bu çcrçcvcde TMSF, elindeki medya kuruluşlarının bütün hisselerini yabancılara satabilecek. • : • . - • • . . • sermayenin yüzde 25'ini geçemez" hükmü, yasa metnınden çıkanldı. Bu değişiklikle, yabancı sermaye- nin Türkiye'deki biı ya da birden faz- la radyo ve televizyonun tamamını kişilere doğrudan ya da dolaylı ola- rak satılabilecek. TMSF de bu de- ğişiklikle Star ve Cine 5 başta ol- mak üzere elindeki medya kuru- luşlarının tamamını yabancılara sa- tabilecek. Eski DSP Milletvekili UluçGür- kan, Avrupa'da medya kuruluşların- da yabancı sermayenin sınırlandı- nlmasının öncelikli gündem mad- desi olduğunu vurgulayarak "Av- rupa'da dalıa kal ı sııııı laııdıı ınala- nn getirilmesi gündemdeyken Tür- kiye'de sınırsız hale getirilerek Türk kamuoyunun ulusal çıkarlarla uyuş- mayacak yönde manipüle edilmesi sonucunu getirir, bu da çokciddi bir tclılikediu Çok tehükeli sonuçlar do- ğıurur. Medya bir kamu hizmetidir, sermaye sahipliğinin de bu kamu hizmetine uygun olması gcrckir. Sı- nırsız yabancı sermaye, bütünüyle Türkiye'yi tekelleşmeye açık hale getirir" diye konuştu. BİRBAKIMA SERVER TANİLLt Tarık Ziya Ekinci 80 Yaşında... 27 Mayıs'la açılan dönemin -belki- en önemli ya- nıdır: 1960'lara gelinceye değin Türkiye'nin siyasal yaşamı, bir iki kısır örnek bir yana bırakılırsa, ege- men sınıfların kanatları arasında bölünmüştü; kıran kırana bir kavga da olsa, aynı sınıfsal bakıştı toplu- ma. 1960'larda ise, işçi sınıfı sesini duyurur. 1961 Anayasası'nın da katkıda bulunduğu -gö- rece- liberal bir ortamda, Türkiye İşçi Partisi (TİP) kumlur (1961) doğal olarak; siyasal ve sosyal ko- nu, kavram ve terimlerde bir değişiklik olur. Başın- da Mehmet Ali Aybar'ın bulunduğu kadro, bağım- sızlığa, demokrasiye ve sosyalizme inanan genç- yaşlı, bütün insanları çevresine toplayarak ve arka- sından sürükleyerek, 1965 seçimlerinde ve Türki- ye'nin tarihinde de ilk kez olarak 15 temsilciyi Mec- lis'e sokar. Böylece, sosyalizm de parlamentoya yansımıştır. CHP'nin "Ortanın solu" aranışı da, bu etkinin eseridir. TİP'in revaçta sloganlarından biri, "Bağımsız ve demokratik Türkiye", onun kapsamında olarak da, "Anayasanın eksiksiz yaşama geçirilmesi" idi. Iktidarda olan Adalet Partisi'dir: Midesi ve kafa- sı ile Amerika'ya bağlıdır; o yüzden, bağımsızhk dendikçe irkilmekte, demokrasi dendikçe de hid- detlenmektedir. "Bu anayasa ile memleket idare edil- mez!" görüşü, işte o yıllardan yadigârdır. Akla hayale gelmedik olaylar olur Meclis'te. Açıktır ki, parlamento TlP'i içine sindiremiyordu. Bir konu daha var: TİP, parlamentoya girdiğinde, işçi sınıfının sorunlarının yanı sıra, Kürt sorununu, anayasal çerçevede ve Türkiye'nin bütünlüğü için- de, demokratik yaşamın bir parçası olarak sergiler. Burjuvaziyi rahatsız etmez olur muydu bunlar? Nitekim, TİP'in geliştirdiği demokrasi anlayışının yaygınlaşmadan sökülüp atılması gerekiyordu. öy- le de yapıhr: TİP hakkında, hemen "bölücülük" id- diasıyla, Anayasa Mahkemesi'nde dava açılır; ve par- ti, 12 Mart darbesinin arkasından kapatılır. Parti ka- patılırken, TlP'li yöneticiler de iki suçlamadan mah- kûm oluyorlardı: "Komünist" idiler ve "Kürtçülük" yapmışlardı!.. Oysa TİP, çağdaş bir demokrasi adına bir fırsat- tı bize, çarçuredilmiştir... O çarçur etmenin sonuçları da, art arda sökün et- ti: Sol ve sosyalist cenahta parçalanış; faşist ve sağcı güçlerin daha da azgınlaşması, terör; arka- sından, 12 Eylül rejiminin düpedüz ırkçı, faşist ve vesayetçi tavrının -daha yıkıcı- terörcü savrulmala- ra itmesi ve onulmaz acılar; son olarak da, Türki- ye'yi "yeni liberalizm"'\n yağmasına açması... Kürt sorununu çözme adına elde kalan da, "in- şallah ve maşallah" dilekleri! Mümkün mü bunlarla? * TİP'in mücadelesi, ödün vermeyen, direşken ve onurlu bir kadronun toplumla bütünleşmesinin ese- ridir. Aralarından göçüp gidenleroldu, hayattaolan- lar -çok şükür- aramızda. Onlardan Tarık Ziya Ekinci dimdik ve 80 yaşın- da... Hayata hekim olarak atılan ve mesleğinde seç- kin bir kişilik kazanan Ekinci, 1960'ların başında bir karar noktasında idi: TİP'in kurulmasının arkasın- dan, Kürt ulusal demokrat hareketinin sol görüşlü aydınları arasında, o da aynı çatının altına girdi. 1965'te TİP'ten Diyarbakır Milletvekili seçildiğinde de, TİP Merkez Yürütme Kurulu üyeliği, Parti Ge- nel Sekreterliği, TBMM TİP Grup Sözcülüğü ve Grup Başkanvekilliği yaptı. Meclis çalışmalarında, demokrasi ve insan haklan ile Kürtlerin kimlik ve kül- tür haklarım savunmaya ağırlık verdi. TİP'in çökertilmesinden sonra, ona emek vermiş aydınlara çektirilen acılardan onun da payına düş- tü. Türkiyemizin seçkin aydınlarımızdan biridir Ekin- ci ve düşünceleri kitaplaşmıştır. Son olarak, Cem Yayınevi'nin çıkardığı şu eserleri özellikle zikrediyo- ruz: Türkiye 'de Demokrasi ve İnsan Haklan Sorun- ları; Millet, Milliyetçilik, Devlet ve Anayasa Sorun- lan; Sol Siyaset Sorunlan. Türkiye İşçiPartisi ve Kürt Aydmlanması; Türkiye'nin Kürt Slyasetine Eleşti- rel Yaklaşımlar. Bu çalışmalardan, bütün insanlanmızın öğrene- ceği çok şeyler var. Tarık Ziya Ekinci, yaşadıkça ya- zacak ve konuyu daha da zenginleştirecektir. Dileğimiz, ömrünün uzun olmasıdır. Barışçı, özgür ve eşitçi bir dünyada ve Türkiye'de yaşamak, onun başta gelen arzusudur; nasıl pay- laşmaz oluruz bu özlemi? KONA'DAN DERLEME KİTAP Çatıştna alanlannda Türkiye'nin güvenliği İstanbul Haber Servi- si-Yeditepe Üniversite- si Siyaset Bilimi ve Ulus- lararası tlişkiler Bölü- mü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gamze Gün- görmüş Kona'nuı derle- diği "IJluslararası Ça- taşma Alanla- rı ve Türki- ye'ninGüven- liği'' adhkitap IÇKültürSa- nat Yayıncı- lık'tan çıktı. Kitapta, Tür- kiye'nin gü- venlik polıti- kalarındabek- lenen deği- şimlere ilişkin 18 ayn makale bulunuyor. Kitabın önsözünü ya- zan eski Milli Eğitim Ba- kanı ve Marmara Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Oğuz, maka- lelerin Kafkasya, Orta Asya, Ortadoğu ve Do- ğu Akdeniz gıbı halen çatışmalann yaşandığı ya da ciddi çatışma po- tansiyeli içeren bölge- lerde, Türk karar alıcıla nrun Türkiye'nin gele- cekteki konumunu ön- görmelenne ve stratejı geliştirmelerine büyük katkı sağlaya- cağını belirti- yor. Kıtabı derleyen Yrd. Doç. Dr. Ko- nada,girişya- zısında, So- ğuk Savaş sonrası dö nemde esk. sorunlu bölge- lerdekikrizle- rin nicelik ve nitelik iti- banyla yoğunlaştığına ve bunlara ek olarak ye- ni kriz bölgelerinin be- lirdiğine dikkal çekiyor. Kona, bu kitabın da kriz bölgelerinın ve krize dö- nüşmesi muhtemel so- runlann neler olduğunu anlattığını ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle