18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18ŞUBAT2005CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 g I Talubani ve Barsani uu Irak'ta aııahlar P ohnuş. S Gelişme var, bugiine "a kadar maymuncuktu! Elektronik posta: denizsom©cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Dünya nüfusunun yarısı yoksulmuş... "Türkfye'Ye gelsinler mutlu olsunlar!" Mehmet Ali Kılınç: "Dün; Türkiye Türklerindir. Bugün; böyle bir ortamda gazeteyi Türkçeleştirmek zor, en iyisi okurların Ingilizcelerini ilerlctmeleri. Yarın; ülke fiilen işgal edilmiştir, zevk almaya bakın." Vuruş Hamza Saykan: "Polis Akademisi öğretim üyesi Doç. Dr. Mesut Bedri Eryılmaz'a göre polis vurdumduymaz olmuş. Hiç de doğil; vurduğu yerden ses getiriyor!" Tefelik Anıl Öcal: "Vatandaş, tefe uyguladıkları nemaları kredi ' faizi ile ödüyor. Tefeciliğin bu kadarını halkım ne zaman tefe koyacak?" okusu sonunda çıktı... Altında kurul başka- nı sıfatıyla Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, üyeler Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un imzası bulunan 31 Ocak 2005 tarih ve 2005/03 sayılı özelleştirme Yüksek Kurulu kararına göre Türkiye Denizcilik Işletmeleri'ne bağlı Şehir Hat- ları Işletmesi kapatılıyor. Şehir Hatlan'nın ne kadar yolcu ve araba vapuru varsa hepsi; iskeleleri, binaları, demirbaşları, tersa- nesi, nesi var nesi yoksa her şeyi Istanbul Büyükşe- hir Belediyesi'ne devrediliyor. Kaç paraya devredili- yor? Bütün gemiler ilk üç yılı ödemesiz, dördüncü yıl 3 mil- yon 820 bin dolar; sonrası altı yıl boyunca yılda 3 mil- yon dolar taksitle toplam 21 milyon 820 bin dolara. Haliç Tersanesi bedava! Binalar bedava! Iskeleler bedava! Şehir Hatları Aynen; haydi bunlar batan geminin malları! Ya çalışanların durumu? Tersane çalışanları kapının önüne konuyor... Çalı- şanların kıdem tazminatlarını ödeme yükümlülüğü ise kapatılan Şehir Hatları Işletmesi'nin hesabınaya- zılıyor. Yaz tahtaya al haftaya! Gemi adamlarının kıdem tazminatları dahil tüm hakları Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne devredili- yor. Yarın, bir çımacıyı belediyede fen işlerine tayin ederlerse hiç şaşırmayın! Türkiye Denizciler Sendikası, yolcu ve araba vapur- larına astığı pankartlarla bu durumu protesto ediyor; medya koskoca bir işletmenin kapatılmakta olduğu- Artış Akif Kökçe: "Kalkınma hızımız artarken, kişi başına düşen milli gelir azalıyormuş. Hortumcu başına ' yurtdışına kaçırılan milli sermayemiz artıyor demektir!" SESSİZSEDASIZO) 7 / (^-cJ/yiHUJcJYi:/ \ y S/JZ . / --\YöMEr/Mag//; nu, çalışanlarının kapı önüne konacağını, yeni bir kad- rolaşmaya gidileceğini haber yapmıyor. Belki de yapamıyor! Türkiye Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürlüğü, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 31 Ocak 2005'teki kararı üzerine 4 Şubat 2005'te bir "tamim" yayımlı- yor. Tamimde, işletmenin kapatılıp belediyeye dev- redilmesürecinde hiç kimsenin başına açıklamayap- maması nazik bir dille hatırlatılıyor! Sanki aynı uyarı, medyaya da yapılmış! Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun kararında Şehir Hatlan'nın belediyeye devir amacı "şehir içi ulaşım entegrasyonunun sağlanması, hizmetin tek elden ak- samadan ve güvenli bir şekilde yürütülmesi" olarak gösteriliyor. Bugüne kadar hangi sefer aksamış ve tehlike yaratmış, biri çıkıp da söylesin bakalım! Deneyimli gemi adamlarını devreden çıkararak, ge- milerde de kadrolaşmaya gidileceğini ise çok kişi söylüyor! Sermaye ve risk gerektîrmeyen meslek Türkiye'de sermaye ve risk gerek- tirmeyen ilginç bir meslekten söz edi- yor KamilAcar... Bu mesleği "din in- sanlığı" diye tanımlıyor: . "Din insanları adam da olur kadın da. Resmi de olur gayri resmi de. Bun- lardan devletten maaş alanları da var- dır, almayanları da. Olenin selasından para alırlar, ölü yıkar- lar para alırlar, mezar başında para alırlar. ölenin yedisinde, kırkında, elli ikisinde, yı- lında dua, mevlit okur para alırlar. ölmüşlerin hayrına okurlar, evladiye- de, Zekeriya sofrasında, hac dönüşün- de, damat alırken, dini nikâh kıyarken de okurlar ve para alırlar. Hatim satarlar, hatta aynı hatmi birden fazla kişiye sa- tarak para alırlar. Eski Türkçe öğretir, kurs açar para alırlar. Bunlar bilebildiğim kalemler... Yapılan bu işlerin birtarifesi yoktur. ödemeler nakit yapılır. Döviz de ka- bul edilir. Kredi kartı kullanılmaz. Def- tertutma zorunluluğu yoktur. Vergi yoktur. Ama para çoktur. Ayrıca, Allah rızası için yapıldığından din insanlığının suç olması söz konusu bile değildir. Memleketimizde talep çok olduğun- dan din insanlan sayıcayetersiz kalmak- tadır. Birgünde iki üç kapı yapanlar var- dır. Bu sektörde çalışacaklara, iş arayan- lara duyurulur. Son söz; bu hizmetler karşılığında pa- ra almayanlara sözüm yok, alanlara ise bu ortamda çözüm yok." Yüksek Yerilim Hattı Herkes fiknnı söylesin, benim dediğimi yapalım! erdincutkuo/yahoo.com lkıyüzlıılıık hurayor MERtÇ VELtDEDEOĞLU Anımsanacağı gibi bu yılın 27 Ocak gününde, bir buçuk mil- yon Yahudinin öldürüldüğü Auschvvitz kampının müttefikle- rin eline geçişinin 60. yılı, yapı- lan kapsamlı törenlerle kutlandı. Törenlerde ses ve görüntü düzenlemeleriyle yaşatılanlar- dan çok etkilenen devlet baş- kanları, yardımcıları, başba- kanlar v.ö.'ler, ülkelerinde 60 yıl öncesinde olanlar ve günü- müzde yeniden dirilmeye baş- layan ırkçılık akımları için ade- ta günah çıkarırcasına itiraflar- da bulundular. Bütün bunları, özellikle Fransız Cumhurbaşkanı Jac- ques Chirac'ın 80 bin Fransız Yahudi yurttaşının Nazi kamp- larına gönderilmesinin sorum- luluğunutaşımaları gerektiğini -dokunakh dokunaklı- dile ge- tirişini izlerken, Türkiye'ye de bir pay çıkarılıp yeni bir atağa geçileceğini, yüklenileceğini insan duyumsayabiliyor. Nitekim törenlerin ardından Türkiye'ye gelen Fransa Ulu- sal Meclis Başkanı Jean Lo- uis Debre, ulusal meclisin 2007'den sonra AB'ye giriş için kabul ettiği halkoylaması- nı anlatmaktan daha çok söz- de Ermeni soykırımını diline doladı; Türkiye'nin AB üyeliği- nin "Ermeni soykırımının açık- lığa kavuşmasına bağlı oldu- ğu"nu ima etti durdu. Fransa'nın, daha doğrusu AB ülkelerinin bu sözde soykı- rım ve azınlık hakları konusun- da Türkiye'ye yaptıkları baskı, dahası AB'nin yeni yeni azınlık yaratma tutumu karşısında, komşumuz Yunanistan'ın ben- zer durumlarda rahat bırakılıp dokunulmamasına insan ne di- yeceğini bilemiyor. Yunanistan'ın, nüfusunun neredeyse yüzde 25'ini oluş- turan Arnavut azınlığa uygula- dığı baskıların, AB'nin azınlık- larla ilgili komisyonlarınca ge- rektiği ölçüde ele alınmadığı, yalnızca söylemde kaldığı bi- liniyor. Bırakın Müslüman Arnavut- ları, Ortodoks Arnavutlara bi- le hiçbir kültürel olanak tanı- mayan Yunan yönetimi, bu Ar- navutların kilise yaptırmaları- na bile izin vermemektedir. Cumhuriyet'in 30. Strateji ekinde konuyu işleyen Yrd. Doç. Dr. Bilgin Çelik'in yazı- sında belirttiğine göre, okul bi- rincisi olan Arnavut asıllı bir Yu- nan öğrencinin ulusal bayram- da Yunan bayrağını taşıması için seçilmesi büyük bir sorun yaratmış, ortalık karışmış... Evlerinin dışında Arnavutça tek sözcük -birbirleriyle de ol- sa- konuşamayan Arnavutlar, 2006 Dünya Kupası elemele- rinde Arnavutluğun Yunanis- tan'ı 2-1 yenmesini kendi ara- larında kutlarken içlerinden bi- rinin öldürülmesi, AB ülkesi Yunanistan'da azınlık konu- sundaki tutumun boyutunu gösterir niteliktedir. Ne var ki bu olaylardan biri Türkiye'de yaşansa, sözgelimi Kürt kökenli bir yurttaşımızın ulusal bayrağı taşımasına ülke- de bir tepki oluşsa, olay büyü- tülüp AB ülkelerinin çoğunda hemen gündeme oturtulur. AB kurumlarından üyeler Türkiye'ye gelmeye başlarlar ve ardından artık iyice bilinen "show"\ar sıraya girer... Böyle bir olayın kınanması- na karşı gelinmez kuşkusuz; kınanmalıdır; anlaşılacağı gibi altı çizilmesi istenen, benzer olayları AB'nin Türkiye ve Yu- nanistan için farklı değerlen^ dirmesi, dahası bu ayrıcalığın öteki üye ülkelere de çoğu za- man tanınması. Yunanistan'ın "yumuşak karnı"n\ oluşturan Arnavut azınlığı sorununda özellikle Müslüman Arnavutlara karşı tutumunun "sürgün ve katli- am" boyutuna ulaştığını Yrd. Doç. Dr. Bilgin Çelik yazısında belirtiyor. Bunagöre, Ikinci Dünya Sa- vaşı sonrası, 1944-45 arasın- da Arnavut azınlığa yapılan katliam ve baskı, BM Ulusla- rarası Araştırma Komisyo- nu'nca onaylanmış. Ne ki, daha sonraları sınır dı- şı edilen yüz binlerce Müslü- man Arnavut'tan, yapılan kat- liamdan ne AB baglamında söz edildiğini, ne Yunanis- tan'da -bırakalım sık sık- gün- deme getirilip tartışıldığını, ne de Yunan sanatçıların başka ülkelerin medyalarına konuyu taşıdığını duyduk, okuduk; üs- tüne üstlük olup-bitenler "bel- ge//"olsada... öte yanda Yunanistan'da yalnızca Arnavut azınlık yok; bilindiği gibi Türk ve Makedon azınlık da var; ne var ki bu azınlıklara da uygulanan bas- kı, ne Yunan kamuoyunun, ne AB'nin ne de dünyanın gün- deminde şöyle kenarından kö- şesinden bile yer almıyor... KtM KtME DUM DUMA UEHIÇAK behicakuı turk.net ÇİZGtLtK KÂMİLMASARACI kamilmasaraciuı mynet.com BULUT BEBEK MiRAYÇiFTÇt bulutbebekuihotmail.com HAYAT EPİK TtYATROSU MVSTAFA W HÜKÛMET, KAP-KAÇ. HlftSIZLIK VE W& SASP 6N ÖN6MLİ SORUNUMUZDUR m DtyeReıc üNfVERSİTE MEZUNUNU DA POLİS YAPACAKM.l$.., M I I hayatepikc mynet.com bfcfc.. ATALARIMIZ NE DEMIŞ(I); EKME5İ Ç POLISt ÇOSALT I J L J I I I_L MERSİN 1. ASLİYEIIUKUK MAIIKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/499 Davacı Yenişehir Belediye Başkanlığı tarafından davahlar Duran Yal- çııı ve 233 arkadaşı aleyhine açılan kamulaştırma sebebiyle tescil dava- sının yapılan duruşnıasında verilen ara kararı gereğinee, Davalılar Ayşe Tan, Süleyman Çalışkan, Leman Sevinç, Rauf An, Saadet Lck, Alaattin Dayanır, Sabiha Dayantr, Naci Şahin, Yaşar Çat, Münire Yalçm, Yaşar Kaymaz ve Gıyasettin Oüler nıirasçılanndan Faik, Giilşen, Reyhan Gü- ler, Hakan Güler ve Songül Güler'e gönderilen dava dilekçesi ve duruş- ma gününe ilişkin davetiyenin bila tebliğ döndüğü, tüm aramalara rağ- mcn adreslerınin tespit edilemediğinden haklarında duruşma gününün ve dava dilekçesinın ılancn yapılmasına karar verilmiş olmakla, adı ya- zıh davahlara duruşma günü olan 14.03.2005 günü saat 11 .OO'de malıke- memiz duruşma salonunda hazır bulunması ya da kendisini bir vekille temsil ettirmcsi, aksı takdırde IIUIVIK'nun değışık 213. maddesı gere- gince yargılamaya yükluğunda devam cdılcceği vc karar vcnleceği hu- susu tebligat yeriııe kaim ulmuk uzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 965 TARlHTE BUGÜN MÎJMTAZ ARIKAN 18 Şubat www. mıunlaz-arikun. vom ALMAN DENİZALTILARINA VUR BMRI'/.. 1917'OS BUGÜAI, I. DÜM#A Ç ALMAM OeKIİZALTtLARt *GEMİŞ KAPSAMLI \SUfZ eMRİ AlM'Çn- S&MANlAl AA siviL YOLCU GBMÎ- Ş YeRMİŞTİ.&U EMİH , ATLAS OKYAMUSU 'NOAK.İ 4L - bSMIZALrf GfAAİL£RİM (U-SOory İL- K 7 E Y P A S & N PÜŞMANfN EI43NOMİK GÛCÜ- ÇAUŞAM ALMAAJLA&, İNGİLİZ- e B Ş LİCB SüePÜ&Met-£&tJt BiLB BNGELLE MEYB ÇAUÇM(ŞTt.. BAKIŞAÇISI Dr. GURBUZ ÇAPAN Metamorfoz (Başkalaşım) Katil maktul ilişkisi: Geçenlerde Mehmet Ali Ağca, Papa'ya geçmiş olsun mektubu yazmış! Hem de Italyanca! Olura.. Türkçeden Italyancaya çeviri yaparken yanlışlık yaparlar ihtimalini berta- raf ederek direkt Italyanca giriyor! "Sevgili Papa Giovanni Paolo II. Sen ve ben, tüm dünyada dini yaymak yolunda acı çektik. Kı- sa zamanda sağlığına kavuşmanı diliyorum. Sa- na13 Mayıs 2000 'de Fatima 'nın 3. sırrını açığa çı- karttığın için müteşekkirim. Sevgili Papa, ilahiger- çek şudur ki, dünyanın sonuna geliyoruz. Şu an- dakinesil, dünya üzerindeki son nesildir. Umarım, Allah sana güç ve sağlık verir." ölmene kıyamam canımın içi! Gene günlerden bir gün, PKK timi pusu kurmuş jandarmaya. Sarp kayalıklara mevzilenmişler. Yol- lar mayınlanmış, el bombaları uzun namlulu silah- lar, havan topu.. tam teşekkül pusu tamam. Jan- darma konvoyunun kışlaya dönmesini bekliyorlar. Saatler geçiyor jandarma konvoyu gelmiyor. Göz- cülerden biri yolu gözetliyor; ne gelen var ne gi- den... Yine çıkıyor mevzisinden elini güneşlik gibi siperleyerek; " Allah Allah! Allah korusun, bunlar trafik kazası filan geçirmiş olmasınlargurban!" di- ye ötekiyle söyleşmeye başlıyor. Ay canım hiç de kıyamam!.. Bunlar coğrafyamızın renkleri olsa gerek... Böy- lesi evlere şenlik.. başka yerlerde var mı acep? Siyaset renklerimiz: AKP için derler ki "gerici, fundamentalist, Arap sermayesi, yobaz güruhu, Asyetik vb..." Onlar AB'ye girmeye çalışan Türk haikına öncülük ediyorlar, elleri gelmeden de olsa bir yığın reforma istemeye istemeye evet diyorlar. Nedeni ne olursa olsun onlar toplumun şimdi di- namosu oldular. Onlar şimdi Batı yolcuları. Onla- raanneleri "Hep Batıya gityavrum "demiş!... CHP, hani derler ki: " Cumhuriyet'in kurucusu, omurgası, devrlmcisi, yoksul halkın umudu, kim- sesizlerin kimsesi, halkçısı, Mustafa Kemal'in mi- rasçısı(hedefimizmuasırmedeniyettirdemişsede ulu önder, O'nun koltuğunun bekçisi CHP'nin ko- miseri, AB görüşmelerinde Başbakanı geri çağır- dı.)... CHP şimdilerde kökünü Şeyh Edebali'de ve Cengiz Han'da aramakta... Hedefine de Hora- san'a, Buhara'ya, Semerkant'avedahi Kâbil'e var- mayı koymuş! Iç işlerinde de Cengiz Han çeşme- sinden feyizlenmekteler... DYP, O'nun 'kırat'ma geçmişin "başarılı ve ün- Iü" polis müdürlerinden M. Ağar süvarilik etmek- te... SEKAdirenişini destekliyor, direnişgömleğiy- le işçilerle merhabalaşıyor: "SEKA'da sürdürülen eylem destana döndü.. milletin namusu olan SE- KA ve TÜPRAŞ kapatılamaz, bugünden sonra biz de SEKA'lıyız, biz de bu eylemin ferdiyiz!" diye- rek emeğin cephesine kendini yazdıl... MHP, nerde o eski MHP?.. Ülkü ocakları geçen- lerde bir afiş yapmış.. sol köşesinde Hîtler'in res- mi, sağ köşede Bush'un, sol alt yanda sıkılı bir yumruk, slogan müthiş "KAHROLSUN FAŞİZM1" Hey Allahım sen nelere kadirsin mi, ya da bunları da mı görecektik Yarabbi mi demeli.. ama ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Yoksullar: Eskiden yoksullar ya sınıf siyaseti güden proleter cephede örgütlenirdi veya çeşitli si- yasal sağ marjinal partilerde örgütlenerek umuda yolculuk ederlerdi. Şimdilerde; biraz Müslümani partilerde örgütlendiler, oradan da umutları boşa çıkınca, yoksulluğun çözümü için kendilerine öz- gü bir yöntem buldular. Belki Müslümanlıktan et- kilenerek Ihkak-ı Hak'ı (kendi hakkını kendin koru) keşfederek kapkaç ve hırsız çetelerini oluşturdu- lar. Onlarda olmayan ne varsa ellerini uzatıp baş- kalarının sepetinden almaya başladılar. Müesses düzen ve sözcüleri feryat figan.. al sana on bin ye- ni polis kadrosu. Geç bunları anam babam, yüz bin yeni polis kadrosu da yetmez! Esasa gel, işsizliği çöz, açlığı yen. Anadolu renk bahçesi.. ben diyecek bir şey bu- lamıyorum, seyrediyorum, anlamaya çalışıyorum, anlayabilene aşkolsun. gurbuzcapanC" eksev.org. tr Fax:0212 672 73 79 B U L M A C A S£DAr K4JL4K4JV SOLDANSAĞA: 1/ Aydın'ın Kuşadası il- çesine baglı turistik bir belde. 2/ Vü- cuttaki A1DS virüsünü sap- tamakta kul- 5 lanılan test... Demiryolu. 3/ tnsan sesiyle ezgili sesler 9 çıkarma, mü- zik yapıtlarını ses- lendirme sanatı... Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlüyle bağlanarak okunma- sı. 4/Mukavva yapı- 5 mında, kabı kurtlan- 6 maktan korumak 7 için kolaya katılan 8 birmadde. 5/Mersin 9 _ ilinin eski adı... Bir asitle birleşince tuz oluşturan madde. 6/ Anadolu'nun kırsal kesiminde erkek- ler arasında düzenlenen yâren toplantılarına ve- rilen ad... Bağışlama. 7/Aldatma işi, hile... Ital- ya'da bir kent. 8/ Hizmet hayvanlannın ayağma çakılan demir... Erzurum yöresine özgü, yoğurt ve yarmayla yapılan çorba. 9/Vergiden kaçırılmış para. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kır bekçisi, korucu. 2/Kanşık renkli... Eline ayağına çabuk, atik. 3/ Ağaç çemberler üzerine örülmüş torba biçiminde balık ağı... Bir nota. 4/ Uygun, elverişli... Mezopotamya'da kurulmıış es- ki bir krallık. 5/Veba hastalığına verilen bir baş- ka ad... " — Tüfekçi": Halk müziği sanatçımız. 6/ Ağzına kadar dolmuş olan. II îri taneli bezel- ye... Temel, esas. 8/Oruç ayı. 9 / " — dediğin de- mir kale/Ya alınır ya alınmaz"(Karacaoğlan)... İzmir'ın turistik bir ilçesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle